Hitan-ı Seb'a
| Genel Bilgiler | |
|---|---|
| Özellik | Resulullah’ın Sadakaları |
| Ülke | Suudi Arabistan |
| İl | Medine |
| Yerel ad | Havaitü’s Seb'a |
| Diğer | |
| Diğer | Sadakatu Rasulillah |
- Hitan-ı Seb'a maddesi, Fedek olayı, Fedek hutbesi ve Fedek başlıklarıyla yakın bir bağlantıya sahiptir.
Hitan-ı Seb'a (Arapça: الحيطان السبعة) yahut Resulullah’ın Sadakaları (Arapça: صدقات رسول الله), Medine şehrinde yaşayan Yahudilerden Muhayrik isimli kişi veya bazı rivayetlere göre başka bazı Yahudiler tarafından Hz. Peygamber’e (s.a.a) bağışlanmış olan yedi ayrı bahçenin adıyla anılmaktadır. Bu bahçeler, Peygamber tarafından şahsi mülkiyet olarak kullanılmamış, bilakis kalıcı bir hayır eseri olması amacıyla vakıf olarak ayrılmıştır. Rivayetlerin bir kısmında, Resulullah’ın bu yedi bahçeyi doğrudan doğruya Hz. Fatıma (s.a) için vakfettiği ifade edilmektedir. Fatıma (s.a), Resulullah’ın (s.a.a) vefatından sonra Ebu Bekir’e başvurarak yalnızca Hitan-ı Seb'a değil, aynı zamanda Hayber arazilerinin ve Fedek topraklarının idaresini de kendisine bırakmasını talep etmiş, fakat bu isteği Ebu Bekir tarafından reddedilmiştir.
Bazı rivayet ve tarihi haberlerde, İmam Ali (a.s)’nin Ömer b. Hattab’ın hilafeti zamanında ondan Hitan-ı Seb'a ile birlikte Fedek ve Hayber’in de idaresini talep ettiği nakledilmektedir. Ancak Ömer b. Hattab, bu isteklerden sadece Hitan-ı Seb'a bahçelerinin Ali’ye teslim edilmesini uygun görmüş, diğerlerini kabul etmemiştir. Hz. Fatıma (s.a), vasiyetlerinde bu yedi bahçenin gelir ve idaresini önce İmam Ali’ye (a.s), ardından İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s)’e, daha sonra ise her dönemde ailesinin en büyük torununa bırakmıştır. Böylece bu bahçeler, nesilden nesile Ehlibeyt’in evlatlarının elinde kalmıştır.
Söz konusu bahçeler Abbasiler dönemine kadar Hz. Fatıma’nın (s.a) evlatları tarafından korunmuş ve işletilmiştir. Hicri üçüncü yüzyılda yaşamış bazı İslam tarihçileri ve yazarları bu bahçeleri ayrıntılı şekilde tasvir etmiş, konumları ve özellikleri hakkında bilgiler vermişlerdir. Bununla birlikte, zamanın ilerlemesiyle beraber bu bahçelerin bir kısmının adları ve tam olarak nerede bulundukları hususunda çeşitli belirsizlikler ortaya çıkmış, sonraki dönemlerde bu konu tarihçiler arasında tartışmalı bir mesele haline gelmiştir.
Tanıtım
Hitan-ı Seb'a, Hz. Peygamber’e (s.a.a) bağışlanmış olan yedi ayrı bahçeden ibarettir.[1] Bu bahçelerin isimleri şunlardır: A'vaf, Burka, Husni yahut Hasni, Dalal, Safiyye, Meşrebetü Ummi İbrahim ve Meyseb.[2] Kaynaklarda bu bahçeler için başka adlarla da karşılaşılmaktadır.[3] Bu bahçeler, “Hava'itü Resulullah (s.a.a)” olarak da bilinmiştir.[4] Söz konusu bahçeler, Medine’nin en güzel hurmalıklarını içine almakta idi.[5] O dönemde bu bahçeler çoğunlukla Medine’nin güney kısmında, Meşrebetü Ummi İbrahim ise güneydoğusunda yer alıyordu.[6] Safiyye, Burka, Dalal ve Meyseb birbirine yakın olup Avali[7] veya Aliye[8] adı verilen bölgede ve Mervan b. Hakem’in sarayının arka tarafında bulunmaktaydı.[9] Diğer bahçelerin yeri konusunda ise ihtilaflar mevcuttur.[10] Bu bahçeler, Meşrebetü Ummi İbrahim hariç olmak üzere, yağmur sularının birikmesiyle meydana gelen ve Vadi Mehzur’dan geçen akıntılarla sulanmaktaydı.[11][12]
Hitan-ı Seb'a, Ömer b. Abdülaziz dönemine (Emevi halifesi, 99-101) kadar verimliydi ve onunla birlikte yakınındaki dostları bu bahçelerin hurmalarından yemişlerdir.[13] Şafii, Sünni mezhep imamlarından biri (vefatı: 204 h.k) olarak, kendi zamanına kadar bu yedi bahçenin hala mevcut olduğunu belirtmiştir.[14] Ömer b. Şebbe (ö. 263 h.k) Medine’nin ilk coğrafyacılarından olup bahçeleri ve konumlarını tafsilatlı şekilde tasvir etmiştir.[15] Zamanın geçmesiyle birlikte Hitan-ı Seb'a’nın isimleri ve yerleri konusunda belirsizlikler ortaya çıkmış, farklı kişilerin tasarrufu sebebiyle çeşitli rivayetler meydana gelmiştir.[16] Sekizinci ve dokuzuncu hicri yüzyıl müelliflerinden bazıları Meyseb ve Hasni gibi bahçelerin yerini bilinmez kabul etmişlerdir.[17] Bazı araştırmacılar bu bahçeleri kendi dönemlerinde tanınan hurmalıklarla eşleştirmeye çalışmış,[18] bazıları da önceki müelliflerin görüşlerini eleştirmiştir.[19] On üçüncü ve on dördüncü hicri yüzyıl alimlerinden Eyyub Sabri Paşa ise, bu yedi bahçenin kendi zamanına kadar varlığını koruduğunu, ancak bazı isimlerinin zaman içerisinde değişikliğe uğradığını ifade etmiştir.[20]
Meşrebetü Ummi İbrahim
Meşrebetü Ummi İbrahim, Hitan-ı Seb'a bahçelerinden biri olup Hz. Peygamber’e (s.a.a) bağışlanmıştır.[21] Mariye Kıbtıyye’nin, Resulullah’ın hanımlarından biri olarak burada ikamet etmesi ve İbrahim’in burada doğması sebebiyle bu isimle anılmıştır.[22] Peygamber burada namaz kılmıştır.[23] Daha sonra aynı yerde bir cami inşa edilmiş ve bahçe bu caminin adıyla tanınmıştır.[24] Rivayetlerde bu mekanda namaz kılmaya teşvik edilmiştir.[25] Günümüzde bu bahçenin yeri bir mezarlık olarak kalmıştır.[26] Burada, Hamide Berviriyye (İmam Kazım’ın annesi) ve Necme’nin (İmam Rıza’nın annesi) kabirlerinin bulunduğu nakledilmiştir.[27]
Hıtan'ın Önceki Sahibi
Bazı tarih yazarları, yedi bahçenin (hıtan-ı seb'a) asıl sahibinin Yahudi Muhayrik olduğunu ifade etmişlerdir.[28] Ömer bin Abdülaziz bu bilgiyi Muhacir ve Ensarın ileri gelenlerinden Medine’de işittiğini iddia etmekteydi.[29] Bazılarına göre bu görüş tarihçiler arasında oldukça meşhurdur.[30] Muhayrik, Yahudi alimlerinden biri[31] ve Beni Nadir[32] veya Beni Kaynuka[33] kabilesine mensup idi. Uhud Gazvesi esnasında İslam Peygamberi’nin (s.a.a) huzuruna geldi, İslamını ilan etti[34] ve kısa süre sonra şehadet mertebesine ulaştı.[35] Onun, şehadetinden önce[36] veya ölüm anında[37] mallarını Peygamber’e vasiyet ettiği nakledilmiştir.[38] Bazı rivayetlere göre ise Muhayrik, şehadetinden önce bütün mallarını bizzat Peygamber’e hibe etmiştir.[39]
Muhammed bin Ömer Vakıdi, 2. ve 3. h.k yüzyıl tarihçilerinden biri olarak, bu bahçelerin aslında Beni Nadir Gazvesi sırasında elde edilen malların bir parçası olduğunu ve İslam Peygamberi’nin (s.a.a) Uhud’dan dönüşte Muhayrik’in mallarını Müslümanlar arasında taksim ettiğini kaydetmiştir.[40] Buna mukabil bazıları, Peygamber’in Beni Nadir mallarını sadece muhacirler ve Ensar’ın iki fakiri arasında dağıttığını söylemişlerdir.[41] Diğer bir görüş ise Hıtan-ı Seb’a’nın mülkiyeti konusunda ihtilaf bulunduğu, yani bu bahçelerin Beni Nadir’e mi yoksa Beni Kurayza’ya mı ait olduğu noktasında tarihçilerin farklı kanaatler belirttikleridir.[42]
Bazı müverrihler, yedi bahçenin her birinin önceki sahiplerini farklı şahıs veya kabileler olarak zikretmişlerdir.[43] Mesela, Avfat bahçesi, Beni Kurayza’dan Hunafe adlı bir Yahudi’ye ait kabul edilmiştir.[44] Berka ve Meyseb bahçeleri ise Beni Kurayza’dan Zübeyr bin Bata’ya ait mallar arasında gösterilmiştir.[45] Bununla birlikte, Berka’nın aslında Beni Nadir mallarından olduğu da ileri sürülmüştür.[46] Delal ve Hüsna ise Beni Seʿlebe malları arasında zikredilmiştir.[47] Rivayetlerde Delal’ın Beni Nadir’den bir kadına ait olduğu, onun da Selman-ı Farisi’yi köle olarak elinde bulundurduğu ve Selman’ın, bu bahçeyi ihya etmesi karşılığında özgürlüğüne kavuşmak üzere onunla mukatebe yaptığı, ayrıca Peygamber’in de Selman’a bu hususta yardımcı olduğu kaydedilmiştir.[48] Bazı rivayetlerde bu bahçenin aslında Meyseb olduğu[49] ve başka bir görüşe göre ise Berka ile Meyseb’in bizzat Selman tarafından imar edildiği de ileri sürülmüştür.[50]
Hz. Peygamber’in (s.a.a) Tarafından Vakıfedilmesi
Tarihçilerin nakline göre, Hz. Muhammed (s.a.a) yedi bahçeyi (hıtan-ı sebʿa) vakıf olarak ayırmıştır.[51] Bu bahçeler kaynaklarda “Sadakatü Resulullah (s.a.a)” adıyla da anılmıştır.[52] Bazı rivayetlere göre, Peygamber’in (s.a.a) vakfettiği malların büyük kısmı[53] ve hatta tamamı[54] Muhayrik’in yedi bahçesi idi. Bu vakfın hicretten yirmi iki ay sonra[55] yahut hicretin yedinci yılında gerçekleştiği belirtilmiştir.[56]
Kurbü’l İsnad ve el-Kafi adlı eserlerde, İmam Rıza (a.s)’dan rivayet edilmiştir ki, onun Ahmed b. Ebi Nasr Bezanti’ye verdiği cevapta Hıtan-ı Sebʿa, Peygamber’in (s.a.a) Hz. Fatıma (s.a) için vakfettiği mallar arasında sayılmıştır. Rivayete göre, Peygamber (s.a.a) bu bahçelerin gelirinden bir kısmını kendi misafirlerini ağırlamaya ve beklenmedik ihtiyaçları gidermeye tahsis etmişti.[57] İmam Cafer Sadık’dan (a.s) nakledilen başka bir rivayette ise, Resulullah’ın (s.a.a) sadakalarının Beni Haşim ve Beni Mutalib için tahsis edildiği ifade edilmiştir.[58]
Bazı kaynaklarda ayrıca, Hz. Peygamber’in (s.a.a) Fedek ile Avali’yi Hz. Fatıma’ya (s.a) hibe ettiği de rivayet edilmiştir.[59] Avali’nin ise Hıtan-ı Sebʿa’yı da içine alan geniş bir bölge olduğu bildirilmiştir.[60]
Hıtan’ın Peygamber’den (s.a.a) Sonraki Akıbeti
Hz. Fatıma (s.a) Resulullah’ın (s.a.a) vefatının ardından, Ebu Bekir’den Fedek ile yedi bahçeyi (hıtan-ı sebʿa) kendisine bırakmasını talep etti; fakat Ebu Bekir bu isteğe karşı çıktı.[61] Bu durum Hz. Fatıma’nın (s.a) gazabına yol açtı.[62] Ebu Besir, İmam Bakır (a.s)’dan rivayetle nakletmiştir ki, Hz. Fatıma (s.a) bu bahçelerin idaresini önce İmam Ali (a.s)’ye, ardından İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’e (a.s) ve daha sonra da kendi soyundan gelen en büyük toruna vasiyet etmiştir. Benzeri bir rivayet İmam Sadık (a.s)’tan da aktarılmıştır.[63]
Ömer b. el-Hattab’ın hilafeti döneminde İmam Ali (a.s) ve Abbas b. Abdülmuttalib; Fedek, Hayber ve Hıtan-ı Sebʿa’yı halifeden talep ettiler. Ancak Ömer yalnızca yedi bahçenin kendilerine bırakılmasını kabul etti.[64] Daha sonraları bu bahçeler Hz. Fatıma’nın (s.a) evlatlarına intikal etti.[65] Bir başka rivayete göre ise, İmam Ali (a.s) Ömer’den bahçelerin idaresini kendisine vermesini istemiş; ancak Abbas da bu bahçeler ve Fedek üzerindeki hakkını ileri sürmüştür. Tartışma büyüyünce İmam Ali (a.s), fitnenin artmaması için bahçelerin halifede kalmasını talep etmiştir.[66] İmam Rıza (a.s)’dan rivayet edilen bir hadiste, Abbas; İmam Ali’nin (a.s) şehadet vermesiyle, bu bahçelerin Hz. Fatıma (s.a) için vakfedilmiş olduğunu kabul etmiş ve kendi iddiasından vazgeçmiştir.[67]
Nakledildiğine göre, Hıtan-ı Sebʿa’nın idaresi İmam Ali (a.s)’den sonra sırasıyla İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s), ardından İmam Seccad (a.s) ve sonrasında İmam Hasan’ın oğlu Hasan el-Musenna’ye geçmiştir. Nihayetinde ise Abbasiler, bu bahçeleri Hz. Fatıma’nın (s.a) evlatlarının elinden alarak kendi yönetimlerine katmışlardır.[68]
Kaynakça
- ↑ Sabri Paşa, Mavsûʿat Mirʾât al-Ḥaramayn al-Şerîfeyn ve Cezîrat al-ʿArab, 1424 h.k, c.4, s.806.
- ↑ Kâfî, Kuleynî, 1407 h.k, c.7, s.51; İbn Hacer, el-İṣâbe, 1415 h.k, c.6, s.46; Yâkut el-Hamevî, Muʿcemü’l Büldân, 1995, c.5, s.241, 290-291.
- ↑ Örnek olarak bkz.: Belâzurî, Ensâbü’l Eşrâf, 1996, c.1, s.518; İbn Seyyidü’n Nâs, ʿUyûnü’l Eser, 1993, c.1, s.240; Semhûdî, Vefâʾü’l Vefâ, 2006, c.3, s.152.
- ↑ Salihî Şâmî, Subülü’l Hüdâ, 1993, c.8, s.407; İbn Saʿd, eṭ-Ṭabakâtü’l Kübrâ, 1990, c.1, s.389.
- ↑ Kardalî, Huṭaṭü’ş Şâm, 1403 h.k, c.5, s.90.
- ↑ Kaʿkî, Meʿâlimü’l Medîneti’l Münevvere beyne’l Miʿmâra ve’t Târîḫ, 1419 h.k, c.3, s.120.
- ↑ Kaʿkî, Meʿâlimü’l Medîneti’l Münevvere beyne’l Miʿmâra ve’t Târîḫ, 1419 h.k, c.3, s.121.
- ↑ Sabri Paşa, Mavsûʿat Mirʾât al-Ḥaramayn al-Şerîfeyn ve Cezîrat al-ʿArab, 1424 h.k, c.4, s.806.
- ↑ İbn Şebbe, Târîḫu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.173; Semhûdî, Vefâʾü’l Vefâ, 2006, c.3, s.150.
- ↑ İbn Şebbe, Târîḫu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.174; Semhûdî, Vefâʾü’l Vefâ, 2006, c.3, s.150-151; Şurrâb, el-Meʿâlimü’l Ethîre fi’s Sünne ve’s Sîre, 1411 h.k, s.31, 100.
- ↑ Şurrâb, el-Meʿâlimü’l Ethîre fi’s Sünne ve’s Sîre, 1411 h.k, s.283.
- ↑ Kaʿkî, Meʿâlimü’l Medîneti’l Münevvere beyne’l Miʿmâra ve’t Târîḫ, 1419 h.k, c.3, s.120; Sabri Paşa, Mavsûʿat Mirʾât al-Ḥaramayn al-Şerîfeyn ve Cezîrat al-ʿArab, 1424 h.k, c.4, s.806.
- ↑ İbn ʿAsâkir, Târîḫu Medîneti Dımeşk, 1415 h.k, c.10, s.229.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾü’l Vefâ, 2006, c.3, s.157.
- ↑ İbn Şebbe, Târîḫu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.173-174.
- ↑ Merâğî Şâfiî, Taḥḳîḳu’n Nuṣra bi-Taḫlîṣ Meʿâlim Dâr el-Hicre, 1430 h.k, s.593.
- ↑ Merâğî Şâfiî, Taḥḳîḳu’n Nuṣra bi-Taḫlîṣ Meʿâlim Dâr el-Hicre, 1430 h.k, s.592.
- ↑ Merâğî Şâfiî, Taḥḳîḳu’n Nuṣra bi-Taḫlîṣ Meʿâlim Dâr el-Hicre, 1430 h.k, s.592; Semhûdî, Vefâʾü’l Vefâ, 2006, c.3, s.153-154.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾü’l Vefâ, 2006, c.3, s.154.
- ↑ Sabri Paşa, Mavsûʿat Mirʾât al-Ḥaramayn al-Şerîfeyn ve Cezîrat al-ʿArab, 1424 h.k, c.4, s.806-807.
- ↑ İbn Şebbe, Târîḫu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.174-175; Vurthîlânî, er-Rıḥletü’l Vurthîlâniyye, 1429 h.k, c.2, s.545.
- ↑ İbn Şebbe, Târîḫu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.173; Vurthîlânî, er-Rıḥletü’l Vurthîlâniyye, 1429 h.k, c.2, s.545.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾü’l Vefâ, 2006, c.3, s.35.
- ↑ Şurrâb, el-Meʿâlimü’l Ethîre fi’s Sünne ve’s Sîre, 1411 h.k, s.253.
- ↑ Kuleynî, el-Kâfî, 1407 h.k, c.4, s.560.
- ↑ Caʿferyân, Âsâr-ı İslâmî-yi Mekke ve Medine, 1386 h.ş, s.263.
- ↑ Caʿferyân, Âsâr-ı İslâmî-yi Mekke ve Medine, 1386 h.ş, s.263.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.173; Şurrâb, el-Meâlimü’l Esîre fî’s Sünne ve’s Sîre, 1411 h.k, s.156.
- ↑ İbn Asâkir, Târîhu Medîneti Dımeşk, 1415 h.k, c.10, s.229.
- ↑ Sabri Paşa, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Haremeyn eş-Şerîfeyn ve Cezîreti’l Arab, 1424 h.k, c.4, s.807.
- ↑ İbn Hişâm, es-Sîretü’n Nebeviyye, ts., c.1, s.518; Belâzurî, Ensâbü’l Eşrâf, 1996, c.1, s.325, 518; İbn Hacer, el-İsâbe, 1415 h.k, c.6, s.46.
- ↑ Belâzurî, Ensâbü’l Eşrâf, 1996, c.1, s.285, 325, 518; İbn Seyyid en-Nâs, Uyûnu’l Eser, 1993, c.1, s.240; Sâlihî Şâmî, Subülü’l Hüdâ, 1993, c.4, s.212.
- ↑ İbn Sa‘d, et-Tabakâtü’l Kübrâ, 1990, c.1, s.389; Belâzurî, Ensâbü’l Eşrâf, 1996, c.1, s.285, 325, 518; İbn Hacer, el-İsâbe, 1415 h.k, c.6, s.46-47.
- ↑ İbn Hişâm, es-Sîretü’n Nebeviyye, ts., c.1, s.514; Belâzurî, Ensâbü’l Eşrâf, 1996, c.1, s.266, 285, 518; Makrîzî, İmtâʿü’l Esmaʿ, 1999, c.1, s.65-66, c.14, s.369.
- ↑ İbn Hişâm, es-Sîretü’n Nebeviyye, ts., c.1, s.518, c.2, s.88; İbn Sa‘d, et-Tabakâtü’l Kübrâ, 1990, c.1, s.389; Taberî, Târîhu’t Taberî, 1967, c.2, s.531.
- ↑ İbn Hişâm, es-Sîretü’n Nebeviyye, ts., c.1, s.518, c.2, s.89; Belâzurî, Ensâbü’l Eşrâf, 1996, c.1, s.325; Taberî, Târîhu’t Taberî, 1967, c.2, s.531.
- ↑ İbn Hacer, el-İsâbe, 1415 h.k, c.6, s.47; Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.151.
- ↑ İbn Sa‘d, et-Tabakâtü’l Kübrâ, 1990, c.1, s.388-389.
- ↑ Sabri Paşa, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Haremeyn, 1424 h.k, c.4, s.805.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.175.
- ↑ Belâzurî, Futûhu’l Büldân, 1988, s.27-28.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.174; Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.151.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.152.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.175; Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.151.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.174; Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.151.
- ↑ Hâzimî, el-Emekin, ts., s.31; İskenderî, el-Emekinetü ve’l Miyâh ve’l Cibâl ve’l Âsâr, 1425 h.k, c.1, s.162; Hüseynî Hanbelî, Kalâʾidu’l Ecyâd, 1430 h.k, s.67.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.174.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.174; Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.151.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.152.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.174; Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.151.
- ↑ İbn Asâkir, Târîhu Medîneti Dımeşk, 1415 h.k, c.10, s.229; Sabri Paşa, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Haremeyn eş-Şerîfeyn ve Cezîreti’l Arab, 1424 h.k, c.4, s.806; Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.151.
- ↑ Merâğî Şâfiî, Tahkîku’n Nusra bi-Telhîsi Meʿâlim Dâr’il-Hicre, 1430 h.k, s.593.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.175; Ka‘kî, Meʿâlimu’l Medîneti’l Münevvere beyne’l Miʿmâre ve’t Târîh, 1419 h.k, c.3, s.120.
- ↑ Sabri Paşa, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Haremeyn eş-Şerîfeyn ve Cezîreti’l Arab, 1424 h.k, c.4, s.805.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.4, s.42.
- ↑ İbn Şebbe, Târîhu’l Medîneti’l Münevvere, 1410 h.k, c.1, s.175.
- ↑ Humeyrî, Kurbü’l İsnâd, 1413 h.k, s.363-364; Kuleynî, el-Kâfî, 1407 h.k, c.7, s.47-48.
- ↑ Kuleynî, el-Kâfî, 1407 h.k, c.7, s.48.
- ↑ İbn Şehrâşûb, Menâkıbu Âl-i Ebî Tâlib (a.s), 1379 h.k, c.1, s.169; Seyyid b. Tâvûs, Keşfü’l Mahacce, 1375 h.ş, s.182; Haskânî, Şevâhidü’t Tenzîl, 1411 h.k, c.1, s.441.
- ↑ Hüseynî Celâlî, Fedek ve’l Avâlî ev el-Havâʾitü’s Sebʿa fi’l Kitâb ve’s Sünne ve’t Târîh ve’l Edeb, 1426 h.k, s.64.
- ↑ Hatîb ʿUmrî, er-Ravdatü’l Fîhâʾ fî Tevârîhi’n Nisâʾ, 1420 h.k, s.230-231; Sabri Paşa, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Haremeyn, 1424 h.k, c.4, s.807-808; Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.155.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.155; Sabri Paşa, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Haremeyn, 1424 h.k, c.4, s.808.
- ↑ Kuleynî, el-Kâfî, 1407 h.k, c.7, s.49.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.3, s.155.
- ↑ Sabri Paşa, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Haremeyn, 1424 h.k, c.4, s.807.
- ↑ Semhûdî, Vefâʾu’l Vefâ, 2006, c.4, s.809.
- ↑ Humeyrî, Kurbü’l İsnâd, 1413 h.k, s.363-364; Kuleynî, el-Kâfî, 1407 h.k, c.7, s.47-48.
- ↑ Sabri Paşa, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Haremeyn eş-Şerîfeyn ve Cezîreti’l Arab, 1424 h.k, c.4, s.808.
Bibliyografya
- İbn Ḥacer, Aḥmed b. ʿAlî, el-İṣâbe fî Temyîzi’ṣ Ṣaḥâbe, taḥkīk: ʿÂdil Aḥmed ʿAbdülmevcûd ve ʿAlî Muḥammed Muʿavvaż, Beyrut, Dârü’l Kütübi’l ʿİlmiyye, 1415 h.k, c.6, s.46.
- İbn Saʿd, Muḥammed b. Menîʿ, eṭ-Ṭabakātu’l Kübrâ, taḥkīk: Muḥammed ʿAbdulkādir ʿAṭâ, Beyrut, Dârü’l Kütübi’l ʿİlmiyye, 1990.
- İbn Seyyid en-Nâs, Ebü’l Fetḥ Muḥammed, ʿUyûnü’l Eser fî Funûni’l Meġāzî ve’ş Şemâʾil ve’s Siyer, taʿlîk: İbrâhîm Muḥammed Ramażân, Beyrut, Dârü’l kalem, 1993.
- İbn Şebbe, ʿUmer b. Şebbe en-Nemîrî, Târîḫu’l Medîneti’l Münevvere, taḥkīk: Fehîm Muḥammed Şeltût, Kum, Dârü’l Fikr, 1410 h.k.
- İbn Şehr Âşûb, Muḥammed b. ʿAlî, Menâḳıbu Âl-i Ebî Ṭâlib (a.s), Kum, ʿAllâme, 1379 h.k.
- İbn ʿAsâkir, ʿAlî b. Ḥasan, Târîḫu Medîneti Dımaşḳ, taḥkīk: ʿAlî Şîrî, Beyrut, Dârü’l Fikr, 1415 h.k.
- İbn Manẓûr, Muḥammed b. Mekrem, Lisânü’l ʿArab, Beyrut, Dâr Ṣâdir, 3. baskı, 1414 h.k.
- İbn Hišâm, ʿAbdülmelik b. Hišâm el-Ḥimyerî, es-Sîretü’n Nebeviyye, taḥkīk: Muṣṭafâ es-Saḳḳā ve diğerleri, Beyrut, Dârü’l Maʿrifa, ts.
- İskenderî, Naṣr b. ʿAbdirraḥmân, el-Emekinetü ve’l Miyâh ve’l Cibâl ve’l Âs̱âr, Riyad, Merkezü’l Melik Faysal li’l Buḥûs̱ ve’d-Dirâsâti’l İslâmiyye, 1425 h.k.
- Belâẓurî, Aḥmed b. Yaḥyâ, Ensâbü’l Eşrâf, taḥkīk: Suheyl Zekkâr ve Riyâż Ziriklî, Beyrut, 1996.
- Belâẓurî, Aḥmed b. Yaḥyâ, Futûḥu’l Büldân, Beyrut, Dâr ve Mektebetü’l Hilâl, 1988.
- Caʿferyân, Resûl, Âs̱âr-ı İslâmî Mekke ve Medîne, Tahran, Neşr-i Meşʿer, 8. baskı, 1386 h.ş.
- Ḥâzimî, Muḥammed b. Mûsâ, el-Emekân ev mâ İttefaḳa Lafẓuhu ve’ftereḳa Mesmâhu mine’l Emekine, byy., ts.
- Ḥaskânî, ʿUbaydullâh b. ʿUbaydullâh, Şevâhidu’t Tenzîl li-Ḳavâʿidi’t Tafḍîl, taḥkīk: Muḥammed Bâḳır Maḥmûdî, Tahran, Mecmaʿu İḥyâʾi’s̱-S̱eḳāfeti’l İslâmiyye, 1411 h.k.
- Ḥüseynî Celâlî, Muḥammed Bâḳır, Fedek ve’l ʿAvâlî ev el-Ḥavâʾiṭu’s Sebʿa fi’l Kitâb ve’s Sünne ve’t Târîḫ ve’l Edeb, Meşhed, Dîvân-ı Kongre-i Mîrâs̱-ı ʿİlmî ve Maʿnevî-yi Ḥażret Fâtıma (s.a), 1426 h.k.
- Ḥüseynî Ḥanbelî, ʿAbdurraḥmân b. İbrâhîm, Ḳalâʾidü’l Ecîyâd, taḥkīk: Velîd ʿAbdullâh Menîs, Kuveyt, Merkezü’l Buḥûs̱ ve’d-Dirâsâti’l Kuveytiyye, 1430 h.k.
- Humeyrî, ʿAbdullâh b. Caʿfer, Ḳurbü’l İsnâd, taḥkīk: Müʾesseset Âl-i Beyt (a.s), Kum, Müʾesseset Âl-i Beyt (a.s), 1413 h.k.
- Ḫaṭîb ʿUmrî, Yâsîn, er-Ravżatü’l Fîḥâʾ fî Tevârîḫi’n Nisâʾ, taḥkīk: Ḥisâm RiyâżʿAbdülḥakîm, Beyrut, Müʾessese el-Kütüb es̱-S̱eḳāfiyye, 1420 h.k.
- Semhûdî, ʿAlî b. Aḥmed, Vefâʾu’l Vefâ bi-Aḫbâri Dâri’l Muṣṭafâ, taḥkīk: Ḫâlid ʿAbdülġanî Maḥfûẓ, Beyrut, Dârü’l Kütübi’l ʿİlmiyye, 2006.
- Seyyid b. Ṭâvûs, ʿAlî b. Mûsâ, Keşfü’l Maḥacce li-Ṯemreti’l Muhce, taḥkīk: Muḥammed Ḥassûn, Kum, Bûstânü’l Kitâb, 2. baskı, 1375 h.ş.
- Şerrâb, Muḥammed Muḥammed Ḥasan, el-Meʿâlimü’l Eṯîre fi’s Sünne ve’s Sîre, Beyrut-Dımaşk, Dârü’l kalem-Dârü’ş Şâmiyye, 1411 h.k.
- Ṣâliḥî Şâmî, Muḥammed b. Yûsuf, Subülü’l Hüdâ ve’r Reşâd fî Sîreti Ḫayri’l ʿIbâd, taḥkīk: ʿÂdil Aḥmed ʿAbdülmevcûd ve ʿAlî Muḥammed Muʿavvaż, Beyrut, Dârü’l Kütübi’l ʿİlmiyye, 1993.
- Ṣabrî Paşa, Eyyûb, Mevsûʿat Mirʾâtü’l Ḥaremeyn eş-Şerîfeyn ve Cezîreti’l ʿArab, Ḳāhire, Dârü’l Âfâḳ el-ʿArabiyye, 1424 h.k.
- Ṭabarî, Muḥammed b. Cerîr, Târîḫu’ṭ-Ṭabarî, taḥkīk: Muḥammed Ebü’l Faẓl İbrâhîm, Beyrut, Dârü’t Türâs̱, 8. baskı, 1967.
- KurdʿAlî, Muḥammed, Ḫıṭaṭu’ş Şâm, Beyrut, Mektebetü’n Nûrî, 3. baskı, 1403 h.k.
- Keʿkî, ʿAbdülʿAzîz, Meʿâlimu’l Medîneti’l Münevvere beyne’l ʿUmrân ve’t Târîḫ, Beyrut, Dâr ve Mektebetü’l Hilâl, 1419 h.k.
- Kuleynî, Muḥammed b. Yaʿḳūb, el-Kâfî, taḥkīk: ʿAlî Ekber Ġaffârî ve Muḥammed Âḫûndî, Tahran, Dârü’l Kütübi’l İslâmiyye, 4. baskı, 1407 h.k.
- Merâġî Şâfiʿî, Ebû Bekir b. Ḥüseyn, Taḥḳīḳu’n Nuṣra bi-Telḫîṣi Meʿâlimi Dâri’l Hicre, taḥkīk: Ebû Yaʿḳūb Neşʾet Kemâl, Feyyûm, Dârü’l Felâḥ li’l Baḥs̱i’l ʿİlmî ve Taḥḳīḳi’t Türâs̱, 1430 h.k.
- Maḳrîzî, Aḥmed b. ʿAlî, İmtâʿu’l Es̱mâʿ bimâ li’n Nebî mine’l Aḥvâl ve’l Emvâl ve’l Ḥefede ve’l Metâʿ, taḥkīk: Muḥammed ʿAbdülḥamîd en-Nemîsî, Beyrut, Dârü’l Kütübi’l ʿİlmiyye, 1999.
- Verṯîlânî, Ḥüseyin b. Muḥammed, er-Rıḥletü’l Verṯîlâniyye, Ḳāhire, Mektebetü’s̱-S̱eḳāfeti’d-Dîniyye, 1429 h.k.
- Yâḳût Ḥamevî, Yâḳût b. ʿAbdullâh, Muʿcemu’l Büldân, Beyrut, Dâr Ṣâdir, 2. baskı, 1995.