Ben-i Kaynuka Gazvesi (Arapça: غزوة بني قينقاع); İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) Medine Yahudileri ile yaptığı ilk savaşın adıdır. Hz. Resul-ü Ekrem’e (s.a.a) karşı ahdini bozan Yahudi kabilesi Ben-i Kaynuka’ya karşı yapılan bu savaşta, kuşatmaya alınan Kaynuka oğulları esir alınmış ve sürgün edilmiştir.
Ben-i Kaynuka Gazvesi | |
---|---|
Dosya:450px-Beni Kurayza Gazvesi.JPG | |
Tarih | Hicretin ikinci yılı, Şevval ayının 15 cumartesi günü |
Yer | Medine |
Özellikleri | Medine’nin güney batısı |
Sonucu | Ben-i Kaynuka kabilesi kuşatma altına alındıktan sonra, esir alınarak sürgün edildi. |
Nedeni | Ben-i Kaynuka kabilesinin ahdini bozması |
Savaşanlar | Müslümanlar Ben-i Kaynuka Yahudileri |
Komutanlar | Hz. Muhammed (s.a.a) Ben-i Kaynuka |
Kaynuka oğulları Kabilesinin Biyografisi
Kaynuka oğulları, Hz. Resul-ü Kibriya (s.a.a) döneminde Medine'de yaşayan Yahudi kabilelerinden biri idi. Bazıları onların Yahudi kökenli olduklarından şüphe etmiş ve onları Hz. Yakub’un (a.s) kardeşi Esav’ın (Edum) neslinden olduklarını iddia etmiştir.[1] Kaynuka oğullarının isim ve çoğu geleneklerinin Arap isim ve gelenekleri ile benzerliklerinin bulunmasının yanı sıra,[2] onların Yahudi kökenli olduğuna dair şüphe gerektirecek muteber bir delil bulunmamaktadır. Kaynuka oğullarının asıl ikametgahları ve onların Medine’ye hicret zamanı belli değildir. Yahudi kabilelerinin Medine’yi sulta altına almalarından bir müddet sonra, onların gücü Kayle oğulları Araplarına geçti ve Yahudiler de mecburen Arap kabileleri ile müttefik oldular. Kaynuka oğulları kabilesi de Evs kabilesine katılan diğer iki kabilenin aksine, Hazrec kabilesi ile anlaştı.[3] Cevad Ali,[4] onların Evs kabilesi ile de müttefik olduğuna inanmaktadır; ancak bu doğru değildir. Halbuki Kaynuka oğulları kabilesi ile diğer Yahudi kabileleri (Kurayza oğulları ve Nadir oğulları) arasında rekabet olduğu ve hatta onların defalarca birbirleri ile savaştığı açıktır.[5]
Medine’nin güneybatısında yaşayan Kaynuka oğullarının meşhur kale ve pazarları vardı.[6] Onların Medine’nin merkezinde toplandıkları sözü [7] doğru değildir. Kaynuka oğullarının diğer Medine Yahudilerinin aksine, tarla ve hurma bahçeleri yoktu. Kuyumculuk, demircilik ve ayakkabıcılık onların en önemli zanaatlarındandı.[8]
Savaşın Nedeni
İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) Medine’ye hicret ettikten sonra Yahudilerle bir anlaşma yaparak, onların Müslümanlara karşı kimseye yardım etmemeleri şartıyla Medine’de kalmalarına izin verdi. Kaynuka oğulları kabilesi bu anlaşmayı bozarak, Müslümanlara karşı savaş açan ilk kabile oldu.[9]
Bu savaşın başlaması hakkında tarihçiler genel olarak şu üç konuya temas etmektedirler:
- Allah Resulü (s.a.a) Bedir savaşından döndükten sonra (Hicretin ikinci yılı Ramazan ayı) Kaynuka oğulları kabilesini kendi pazarlarında bir araya toplayarak, onlardan Kureyş’in uğradığı yenilgiden ibret almalarını ve Müslüman olmalarını istedi. Yahudiler ise, kendilerinin savaşçı olduğunu ve Kureyş gibi yenilgiye uğratılamayacakları cevabını verdiler.
- Müslüman bir kadın süt satmak[10] veya ziynet eşyası satın almak[11] için Kaynuka oğulları pazarına gider ve orada Yahudi bir kuyumcu ona ihanet ederek, onunla alay eder. Kadını destekleyen bir Müslüman kuyumcuyu öldürür ve kendisi de diğer Yahudiler tarafından öldürülür. Haber Allah Resulüne (s.a.a) ulaşır ve savaş hazırlığı başlar.
- Enfal suresinin 58. ayeti Peygamber-i Ekrem’e (s.a.a) nazil olduğunda, Allah Resulü (s.a.a) Kaynuka oğullarından duyduğu kaygıdan dolayı onlarla savaşa girdi. İbn-i İshak her üç olayı da ayrı ayrı nakletmekte, ancak zikredilen (Enfal suresi 58) ayet dışında başka ayetlerden söz etmektedir.[12] Vakıdi birinci ve ikinci şıkkı irtibatlı olarak naklederken, İbn-i Sa’d sadece üçüncü şıkkı zikretmektedir. Taberi ise birinci ve üçüncü şıkkı birleştirerek, şöyle yazmaktadır: Yahudilerin, Hz. Peygamber'in (s.a.a) sözlerini kabul etmeyi reddettiklerinden sonra bu ayet nazil oldu. Bazı kaynaklar, Yahudilerin Bedir savaşından sonra ahitlerini bozarak, isyan ettiklerinden söz etmekte ama mısdakları hakkında bir şey söylememektedirler.[13] Watt [14] ise Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) aleyhine bir takım hareketlerin olduğunu ve muhtemelen Yahudilerin de bu hareketlerin amillerini teşvik ettiği tahminini yürütmektedir.
Savaşın Zamanı
Çoğu kaynaklar Hicretin ikinci yılı Şevval ayının 15. cumartesi gününü savaşın başlangıcı ve aynı yılın Zilkade ayının birinci gününü de savaşın sonu olarak kabul etmektedir.[15] Başka bir rivayette Hz. Resul-ü Ekrem’in (s.a.a) Kaynuka oğullarını yendikten sonra Medine’ye döndüğü zaman Kurban bayramı (Zilhicce 10) olduğu ve ilk defa halkla bayram namazı kıldığı nakledilmiştir.[16]
Taberi başka bir rivayette İbn-i İshak’tan naklen şöyle yazmaktadır: Allah Resulü (s.a.a) Bedir savaşından sonra Şevval ayının ilk günleri dışında, Şevval ayının diğer günlerine tekabül eden Zilkade ayında Medine’deydi.[17] Bir rivayete göre, Hicretin 3. yılı Sefer ayını da bu savaşın meydana geldiği tarih olarak zikretmişlerdir.[18] Hatta Kaynuka oğulları ile Nadir oğulları kabilelerinin aynı zamanda sürgün edildiklerini bile söylemişlerdir.[19] Rivayetlerin çeşitliliği, bu hadisenin meydana geldiği tarihin belirtmesini zorlaştırmıştır.
Ben-i Kaynuka Savaşı ve Sonucu
Yahudiler, Müslümanlar tarafından kuşatma altına alındılar ve on beş gün sonra sürgün edildiler. Hz. Resul-ü Kibriya (s.a.a) ilk olarak erkeklerin boyunlarının vurulmasına, kadın ve çocuklarının ise, esir alınmasına hükmetti ama bu hükmünden vazgeçerek, onları Şam yakınlarındaki Ezriat bölgesine sürgün etti.
Bel’ami’nin yazdığına göre[20] Allah Resulü (s.a.a) onları sürgün etmenin yanı sıra, hisarlarını da viran etti. Bazı Yahudiler, İslam’ı kabul ederek Medine'de kaldılar. Nitekim Hicri kameri 9. yıldaki Abdullah b. Ubey’in defin merasiminde Kaynuka oğullarından birkaç kişi de bulunmaktaydı.[21] Abdullah b. Selam’ın Müslüman olanlar arasında yer aldığı sözü[22] doğru değildir. Zira o bir rivayete göre, Medine’ye hicretten önce ve bir rivayete göre de hicretten sonra Müslüman olmuştur.[23]
Bu savaşta Sa’d b. Muaz muhtemelen diğer Yahudilerin savaşa dahil olmasına engel olmakla görevliydi.[24] Hz. Peygamber'in (s.a.a) beyaz sancağını Hz. Hamza taşıyordu.[25] Ebu Lübabe b. el-Munzir de Medine’de Hz. Peygamber'in (s.a.a) vekili olarak kalmıştı.[26] Munzir b. Kudame Selma onları tutsak etmekle[27] ve Muhammed b. Mesleme de onların mallarını toplamakla görevlendirilmişti.[28]
Çoğu kaynaklar Kaynuka oğulları ordusunun sayısını 700 olarak bilmektedir. Ancak elde edilen ganimetlerden anlaşıldığı üzere, bu sayının abartıldığı muhtemeldir ve Yahudilerin sayısını 400 olarak zikreden et-Tenbih ve'l-İşraf kitabının sahibinin zikrettiği sayı gerçeğe daha yakındır.[29]
Kaynuka oğullarının kadın ve çocukları kendilerine bağışlandı ama malları Müslümanların oldu. Vakıdi’nin[30] Rebi b. Sebre’den naklettiği rivayetten, kadın ve çocukları taşımak için onların develerinden bazılarını da kendileriyle birlikte götürdükleri anlaşılmaktadır. Ben-i Kaynuka’ya Medine’den çıkmaları için üç gün mühlet verildi ve Ubade b. Samit de onları uzaklaştırmakla görevlendirildi.
Kaynuka oğulları Müttefiklerinin Rolü
Kaynuka oğulları kabilesinin Arap müttefiklerinin bu savaşta sergilediği rol dikkate şayandır. Ubade b. Samit ve Abdullah b. Ubey b. Selul Hazrec kabilesinin iki önemli rehberi idi. Sadık Müslümanlardan olan Ubade b. Samit Kaynuka oğullarının ahdini ihlal etmesi üzerine, onlara olan desteğini çekti ve Allah Resulünün (s.a.a) yanına giderek, onlardan beri olduğunu ilan etti.[31] Münafıkların reisi Abdullah b. Ubey ise, bu macerada ikili oynadı. Bir taraftan zahiren Yahudileri kendi hisarları içinde isyan ve itiraza kışkırtırken, diğer taraftan da onlara katılmaktan geri durdu.[32] Abdullah b. Ubey, onların esir alınmasından sonra Allah Resulünden (s.a.a) müttefiklerinin canının bağışlamasını istedi. Bu talep konusunda aşırı ısrarcı davranması üzerine, Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ona ve Yahudilere lanet etti ve onların sürgün edilmesine hükmetti.
Ganimetler
İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) ganimetleri ashap arasında böldü ve ilk kez onun humusunu aldı.[33] Ayrıca “Safvu’l-Ganaim” unvanıyla üç yay, iki zırh, üç kılıç ve üç mızrağı seçti. İki zırhı da Muhammed b. Mesleme ve Sa’d b. Muaz’a bağışladı.[34]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ Encyclopaedia Judaica, “Qaynuqa” kelimesi.
- ↑ Watt, s. 192 - 193.
- ↑ Taberi, c. 3, s. 1361.
- ↑ c. 4, s. 39.
- ↑ Hasan Halit, s. 39.
- ↑ Bel’ami, c. 1, s. 151.
- ↑ Encyclopaedia Judaica, “Qaynuqa” kelimesi.
- ↑ Bel’ami, c. 1, s. 151.
- ↑ İbn-i İshak, c. 2, s. 561.
- ↑ İbn-i Hişam, c. 2, s. 632.
- ↑ Vakıd-i, c. 1, s. 127.
- ↑ Al-i İmran Suresi, 12-13.
- ↑ İbn-i İshak, c. 2, s. 561; İbn-i Sa’d, c. 2, s. 29.
- ↑ s. 181.
- ↑ Vakıdi, c. 1, s. 127; İbn-i Sa’d, c. 2, s. 28 – 29; Mes’udi, s. 206.
- ↑ İbn-i Şebbe Numeyri, c. 1, s. 136 – 137; Taberi, c. 3, s. 1362.
- ↑ İbn-i İshak, c. 3, s. 1363.
- ↑ İbn-i Esir, c. 2, s. 139.
- ↑ Semhudi, c. 1, s. 278.
- ↑ c. 1, s. 152.
- ↑ Vakıdi, c. 3, s. 806.
- ↑ Encyclopaedia Judaica, “Qaynuqa” kelimesi.
- ↑ Danişname-i İslam, ikinci baskı, “Abdullah b. Selam”.
- ↑ Watt, s. 210.
- ↑ Taberi, c. 3, s. 1362.
- ↑ Vakıdi, c. 3, s. 130.
- ↑ Vakıdi, c. 2, s. 33.
- ↑ İbn-i Sa’d, c. 2, s. 30.
- ↑ Mes’udi, a.g.e.
- ↑ c. 2, s. 130.
- ↑ İbn-i İshak, c. 2, s. 563.
- ↑ Vakıdi, c. 1, s. 129.
- ↑ Taberi, a.g.e; Mes’udi, s. 207.
- ↑ Vakıdi, c. 1, s. 129.
Bibliyografi
- İbn-i Esir, el-Kamil fi’t-Tarih, Beyrut, 1399 – 1402 / 1979 – 1982.
- İbn-i İshak, Siret-i Resulullah, tercüme: Refîuddin İshak b. Muhammed Hemedanî, tahkik: Askar Mehdevi, Tahran, 1361.
- İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, Beyrut, 1405 / 1985.
- İbn-i Şebbe Numeyri, Tarihu’l-Medineti’l-Münevvere, tahkik: Fehim Muhammed Şaltut, Beyrut, 1410.
- İbn-i Hişam, Siretu’n-Nebi, tahkik: Muhammed Muhyuddin Abdulhamid, Mısır.
- Bel’ami, Muhammed b. Muhammed, Tarihname-i Taberi, tahkik: Muhammed Ruşen, Tahran, 1366.
- Hasen Halit, Muctemeu'l-Medine Kable'l-Hicre ve Ba'deha, Beyrut.
- Semhudi, Ali b. Abdullah, Vefau’l-Vefa bi Ahbari Daru’l-Mustafa, Beyrut, 1401 / 1981.
- Taberi, Muhammed b. Cerir, Tarihu’r Rusul ve’l-Muluk, neşr Dehviyye, 1982 / 1985.
- Cevad Ali, el-Mufassal fi Tarihi'l-Arab Kable'l-İslam, Bağdat.
- Mes’udi, Ali b. Hüseyin, el-Tenbih ve’l-İşraf, tahkik: Abdullah İsmail Savi, Kahire, 1357 / 1938.
- Vakıdi, Muhammed b. Ömer, Kitabu’l-Mağazi, tercüme: Mahmut Mehdevi Damgani, Tahran, 1369.
İngilizce Kaynaklar
- Encyclopaedia Judaica, Jerusalem, 1978-1982
Dış Bağlantılar