İçeriğe atla

Garanik Efsanesi

wikishia sitesinden

Garanik efsanesi (Arapça: أسطورة الغَرانيق), İslam peygamberi’nin (s.a.a) Necm suresini tilavet ederken şeytanın etkisiyle iki gayri-Kur’ani (Kur'an dışı) ifadeyi sure ayetleri arasında okuduğu ve bunların da vahiy ayeti sanıldığı iddiasına dayanan bir hikayedir. Ancak Cebrail, Peygamberi bu durumdan haberdar etmiştir. Rivayete göre bu olay, Müslümanların Habeşistan’a hicretinden yaklaşık iki ay sonra meydana gelmiştir.

Ehl-i sünnet’e ait bazı tarih ve tefsir kitaplarında, örneğin İbn İshak’ın Siret’i, Tabakatü’l Kübra ve Taberi Tefsiri’nde, garanik hadisesine dair rivayetler aktarılmıştır. Buna karşılık, birçok Ehl-i sünnet ve Şii alim, çeşitli deliller ileri sürerek garanik hadisesinin vukuunu sorgulamışlardır. Şii müfessirlerden Muhammed Hadi Marifet, garanik rivayetlerinin senedini problemli görmektedir; çünkü ona göre, temel ravilerden hiçbiri Peygamber’i (s.a.a) idrak etmemiş ve sahabe olmamıştır.

Endülüslü İbn Hıyyan, Peygamberin hevâsına kapılmasını ve şeytani telkinlerden etkilenmesini reddetmiş, söz konusu hadisenin muteber Ehl-i sünnet hadis kaynaklarında yer almadığını açıkça ifade etmiştir. Ayrıca Ehl-i sünnet’in kelamcı ve müfessirlerinden Fahreddin Razi, garanik olayını Kur’an’ın zahirine bağlı kalan müfessirlere ait bir rivayet olarak değerlendirmiş, buna mukabil, hakikati araştıranların Kur’an, sünnet ve akla dayanarak bu rivayeti uydurma ve bâtıl kabul ettiklerini belirtmiştir.

Bazı şarkiyatçılar, garanik hadisesinin İslami kaynaklarda aktarılmasına dayanarak şeytanın vahiye müdahalesinin mümkün olabileceğini öne sürmüşlerdir. Ayrıca bu mesele, Selman Rüşdi’nin kaleme aldığı Şeytan Ayetleri adlı eserde de referans olarak kullanılmıştır.

Hikayenin Özeti

Seyyid Cafer Murtaza Amili’nin es-Sahih min Sireti’n Nebiyi’l A‘zam adlı eserinde ayrıntılı şekilde aktardığına göre, Ehl-i sünnet’e ait tefsir kaynaklarından ed-Dürrü’l Mensur[1], es-Sîretü’l Halebiyye[2], Taberi’nin Camiu’l beyan tefsiri[3] ve İbn Hacer el-Askalani’nin Fethu’l Bari[4] gibi eserlerde garanik hadisesine dair rivayetler zikredilmiştir. Bu rivayetlerde anlatıldığına göre, Müslümanların Habeşistan’a hicretinden yaklaşık iki ay sonra Hz. Muhammed (s.a.a) müşriklerin meclisinde bulunuyordu ve o sırada Necm suresi kendisine nazil oldu. Peygamber (s.a.a) sureyi tilavet ederek ayetleri tek tek okudu; ta ki 19. ve 20. ayelere geldi; «اَفَرَأَيْتُمُ اللَّاتَ وَالْعُزَّى وَمَنَاةَ الثَّالِثَةَ الْاُخْرَى» (Siz de gördünüz mü, Lât'ı ve Uzzâ'yı? (19) Ve üçüncü öbür putu, Menât'ı?313(20)) İşte bu esnada şeytanın vesvesesine (insanın kalbine dışarıdan gelen telkin) kapılarak müşrikler arasında meşhur olan ve onların da doğruladığı şu ifadeyi, Necm suresine ait sanarak dile getirdi: «تِلْکَ الْغَرانیقُ الْعُلی وَ إنّ شَفاعَتَهُنَّ لَتُرْتَجی» (Onlar (Lat, Uzza ve Menat isimli putlar) yüce kuğular, yani yüksek mertebeli varlıklar gibidir ve gerçekten de onlardan şefaat umulur).[5]

Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.a), söz konusu cümleleri de vahyin bir parçası zannederek tilavet etmiş oldu. Ancak gece olduğunda Cebrail (a.s) Peygamberin yanına geldi. Hz. Muhammed (s.a.a) Necm suresini tekrar okudu ve o iki cümleyi de dile getirdi. Bunun üzerine Cebrail (a.s), «تِلْکَ الْغَرانیقُ الْعُلی وَ إنّ شَفاعَتَهُنَّ لَتُرْتَجی» sözlerini reddetti (yani bunun Allah’tan gelen vahiy olmadığını belirtti). Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) derin bir üzüntüyle şöyle dedi: «Ben Allah’a, O’nun söylemediği bir sözü mü nispet ettim?» Ardından Allah Teâlâ İsra suresinin 73-75. ayetlerini vahyetti. Bu ayetlerin meali şöyledir: «Neredeyse seni, sana vahyettiğimizden uzaklaştıracak ve başka bir şeyi bize isnad edesin diye kandıracaklardı. Eğer biz seni sebatkâr kılmamış olsaydık, onlara biraz meyletmene ramak kalırdı. O durumda, biz sana mutlaka hem dünya hayatında, hem ölümünden sonra iki kat azap tattırırdık; sonra da bize karşı kendin için hiçbir yardımcı bulamazdın.» (Bu ayetlerde Allah’ın, Peygamberini vahiyde sapmaya zorlayan müşriklerin baskısına karşı koruduğu ve şeytanın vesveselerine karşı onu desteklediği vurgulanmaktadır.)[6]

Müslümanların Eserlerinde Garanik Efsanesi

Garanik hadisesi, bazı Ehl-i sünnet tarih, tefsir ve hadis kaynaklarında zikredilmiştir. Bunlar arasında İbn İshak’ın Siresi[7] (Müslümanlar arasında Peygamberin hayatını konu alan ilk siyer eseri olarak bilinir)[8], İbn Sa‘d’ın Tabakatü’l Kübra[9] (hicri üçüncü yüzyılın ortalarına kadar yaşamış dört binden fazla hadis ravisine dair bilgiler ihtiva eder)[10], Zehebi’nin yedinci yüzyıla ait Tarihü’l İslamı[11][12] ve Taberi’nin Camiu’l Beyanı[13] (en eski ve en kapsamlı tefsirlerden biri olup rivayetlere dayalı olarak derlenmiştir)[14] sayılabilir. Bu kaynaklar, Habeşistan’a hicret eden Müslümanlardan bir grup hakkında bilgi aktarırken garanik meselesine de yer vermişlerdir.[15]

Daha sonraki dönemlerde de Ali b. Ahmed Vahidi (ö. 468 h.k),[16] Muhammed b. Ömer Zemahşeri (ö. 538 h.k),[17] Abdullah b. Ömer Beyzavi (ö. 791 h.k)[18] ve Celaleddin Suyuti (ö. 911 h.k)[19] bu kıssayı nakletmişlerdir.

Muhalifler

Her ne kadar garanik kıssası bazı Ehl-i sünnet kaynaklarında yer almış olsa da, Ehl-i sünnet ve Şia’ya mensup pek çok âlim bu rivayetleri reddetmiş ve asılsız görmüştür. Bunların arasında Seyyid Murtaza, Tenzihu’l Enbiya adlı eserinde, garanik rivayetlerini zayıf ve hadis ehli tarafından reddedilmiş saymıştır.[20]

Bu hadiseye karşı öne sürülen delillerden biri rivayet zincirindeki kopukluktur. Şii müfessir Muhammed Hadi Marifet’a göre, garanik hadisesini aktaran hiçbir rivayet Peygamberin (s.a.a) sahabelerine ulaşmamaktadır. Rivayetlerin en yakın ravileri tabiin nesline mensuptur; onlar ise Peygamberi (s.a.a) görmemiş ve olay sırasında hazır bulunmamışlardır.[21] Marifet ayrıca, bu hadisenin ravilerinden sayılan İbn Abbas’ın hicretten üç yıl önce doğduğunu ve olayın şahidi olmasının mümkün olmadığını belirtmiş, bu nedenle rivayetlerin hiçbirinde doğrudan görgü tanıklığı bulunmadığını vurgulamıştır.[22]

Garanik olayını eleştirip reddeden bazı Müslüman müfessirler şunlardır

  • Olayı reddeden müfessirlerden biri Endülüslü İbn Hıyyan’dır. O, Kur’an’ın bazı ayetlerine (Necm suresi 1-4 ve Yunus suresi 15) dayanarak Peygamberin hevâsına uymasını veya şeytani telkinlerden etkilenmesini imkansız görmüştür.[23] Ayrıca, beşinci yüzyılın önde gelen Şafii muheddislerinden Ahmed b. Hüseyin Beyhaki’nin görüşüne dayanarak, garanik olayını aktaran ravilerin güvenilmez olduğunu söylemiş ve bu olayın muteber hadis kitapları olan Kütüb-i Sitte veya diğer erken dönem rivayet kaynaklarında yer almadığını özellikle vurgulamıştır.[24]
  • Altıncı yüzyılın Şii müfessir ve muheddislerinden Ebu’l Futuh Razi, Ravzu’l Cinan adlı tefsirinde garanik kıssasını birçok açıdan batıl görmüştür. O, «فینسخ الله ما یلقی الشیطان» (yani Allah şeytanın attığını silip yok eder) ifadesi hakkında bazı müfessirlerin “Peygamberin şeytandan etkilenmesi” şeklinde yaptığı yorumun hatalı olduğunu ileri sürmüş ve buna karşı çeşitli açıklamalar yapmıştır.[25] Örneğin, müşriklerin adetlerinden birinin Peygamber (s.a.a) Kur’an okurken şiir söylemek olduğunu ve bununla Peygamberi şaşırtmaya çalıştıklarını, ayetteki ifadenin de Allah’ın bu şeytani girişimlerin etkisiz bırakılması anlamına geldiğini söylemiştir. Yine, müşriklerden birinin Hz. Muhammed (s.a.a) Kur’an okurken bu ifadeyi dile getirmiş olabileceğini, bazı kişilerin de bunu Peygamberin sözü sanmış olabileceğini aktarmıştır.[26] Diğer taraftan o, Hasan-ı Basri’den naklen, Peygamberin «تلک الغرانیق العلی و منها الشفاعة ترتجی» ifadesini müşriklere karşı alay (yani onları küçümseyen, ta’n içeren bir üslup) maksadıyla söylediğini de belirtmiştir.[27]
  • Ehl-i sünnet’in büyük kelamcı ve müfessirlerinden Fahreddin Razi ise garanik kıssasını zahirperest (nassları yalnızca sözel/lafzi anlamlarıyla yorumlayan) müfessirlerin rivayeti saymış, buna karşılık hakikati araştıranların Kur’an, sünnet ve akla dayanarak bu rivayeti uydurma ve batıl gördüklerini açıklamıştır.[28] O, ayrıca Peygamberin tertemizliğini vurgulayan yedi ayeti zikretmiş, ardından Sahih-i Buharide Hz. Muhammed’in (s.a.a) Necm suresini okuyup hem Müslümanların hem müşriklerin, hatta cinlerin onunla birlikte secde etmelerinin rivayet edildiğini; ancak garanik olayına dair hiçbir kaydın yer almadığını belirtmiştir.[29] Fahreddin Razi daha sonra, Peygamberin tüm mücadelesinin putları reddetmek olduğunu ve onun putları yücelttiğini iddia edenlerin küfre düştüğünü ifade etmiştir.[30]

Sonuçlar

Bazı müsteşrikler (oryantalistler), İslami kaynaklarda Garanik kıssasının zikredilmiş olmasına dayanarak, vahye şeytanın müdahalesinin mümkün olduğundan söz etmişlerdir.[31] Lübnanlı Hristiyan yazar ve piskopos Yusuf Darra Haddâd (1913-1970), ayrıca Nahl Suresi’nin 98. ayetine istinat ederek (bu ayette Peygamber’den Kur’an tilaveti sırasında şeytanın vesveselerinden Allah’a sığınması istenmiştir), şeytanın vahiy sürecine müdahaleleri bulunduğunu ileri sürmüştür.[32]

Kur’an araştırmacısı Murtaza Keriminiya’nın bildirdiğine göre, bazı müsteşrikler — Arthur Jeffery, Montgomery Watt ve Joseph Horovitz — Garanîk kıssasının rivayetlerini kabul etmişlerdir.[33] Garanik kıssası ayrıca, Selman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri romanının bir bölümü için de ilham kaynağı olmuş,[34] İmam Humeyni ise, bu eserin yazarı ve muhtevasından haberdar olan yayınevlerini idama mahkum etmiştir.[35]

Çalışmalar

Garanik efsanesini reddetmek ve ona yöneltilen eleştirileri açıklamak amacıyla pek çok makale kaleme alınmıştır. Bunlar arasında şunlar zikredilebilir:

Kaynakça

  1. es-Suyuti, ed-Dürrü’l mensur, 1404 h.k, c.4, s.194 ve 366-368.
  2. Halebi, es-Sîretü’l halebiyye, Beyrut, c.1, s.325-326.
  3. Taberi, Camiu’l beyan, 1412 h.k, c.17, s.131-134.
  4. İbn Hacer el-Askalani, Fethu’l bari, 1379 h.k, c.8, s.439-440.
  5. Amili, es-Sahih min Sireti’n-Nebi’l a‘zam, 1415 h.k, c.3, s.137-138.
  6. Amili, es-Sahih min Sireti’n-Nebi’l a‘zam, 1415 h.k, c.3, s.137-138.
  7. İbn İshak, Sîretü İbn İshak, 1424 h.k, s.217-218.
  8. Tavakkuli Turki, «İbn İshak: Mueallif-i evvelin Sîre-i Peygamber», Keyhan-i Ferhengi, s.53.
  9. İbn Sa‘d, Tabakatü’l kübra, 1410 h.k, c.1, s.160-161.
  10. «Tabakatü’l kübra», Ayetullah el-uzma Mekarim Şirazi’nin resmi internet sitesi.
  11. Zehebi, Tarihü’l İslam, 1409 h.k, c.1, s.186-187.
  12. Zehebi, Tarihü’l İslam, 1409 h.k, c.1, Mukaddimetü’t tahkik, s.أ.
  13. Taberi, Camiu’l beyan, 1412 h.k, c.17, s.131.
  14. Kurramşahi, «Sehm-i İranîyan der tefsir-i Kur’an», s.5.
  15. İbn İshak, Sîretü İbn İshak, 1424 h.k, s.217-218; İbn Sa‘d, Tabakatü’l kübra, 1410 h.k, c.1, s.160-161; Zehebi, Tarihü’l İslam, [1406 h.k], c.1, s.186-187; Taberi, Camiu’l beyan, 1412 h.k, c.17, s.131.
  16. Vahidi, Esbabu nüzuli’l Kur’an, 1411 h.k, s.320.
  17. Zemahşeri, el-Keşşaf, 1407 h.k, c.3, s.164.
  18. Beyzavi, Envâru’t tenzil, 1416 h.k, c.4, s.75.
  19. Suyuti, ed-Dürrü’l mensur, 1404 h.k, c.4, s.366.
  20. İlmü’l Huda, Tenzihu’l enbiya, eş-Şerif er-Razi, s.107.
  21. Marifat, et-Temhid, 1386 h.ş, c.1, s.121.
  22. Marifat, et-Temhid, 1386 h.ş, c.1, s.121.
  23. Ebu Hayyan, el-Bahru’l muhit fi’t tefsir, 1420 h.k, c.7, s.526.
  24. Ebu Hayyan, el-Bahru’l muhit fi’t tefsir, 1420 h.k, c.7, s.526.
  25. Bkz: Ebu’l Futuh Razi, Ravzu’l cinan, 1371 h.ş, c.13, s.345-349.
  26. Ebu’l Futuh Razi, Ravzu’l cinan, 1371 h.ş, c.13, s.346.
  27. Ebu’l Futuh Razi, Ravzu’l cinan, 1371 h.ş, c.13, s.347.
  28. Razi, Tefsiru’l kebir, 1411 h.k, c.23, s.237.
  29. Fahreddin Razi, Tefsiru’l kebir, 1411 h.k, c.23, s.237.
  30. Fahreddin Razi, Tefsiru’l kebir, 1411 h.k, c.23, s.237.
  31. Kongre-i bozorgdaşt-i Âyetullâh Ma‘rifet, Ma‘rifet-i Kur’ânî, 1387h.ş, c.5, s.236.
  32. Kongre-i bozorgdaşt-i Âyetullâh Ma‘rifet, Ma‘rifet-i Kur’ânî, 1387h.ş, c.5, s.236.
  33. Kerîminiyâ, "Sîrî İcmâlî der Sîre-negarî-i Peygamber-i İslâm der Garb", s.24.
  34. Subhânî, "Nevîsende-gân ertebât-i hod râ bâ ulemâ-yi hovze hefz konend", s.27; "Tehâcum-i şeytânî: Nakdî ber Âyehâ-yi Şeytânî (1)", s.35.
  35. İmâm Humeynî, Sahîfe-yi İmâm, 1389h.ş, c.21, s.262.
  36. "Nakd-i Tot’e-yi Âyât-i Şeytânî", Sâyt-i Ketâbkhâne-yi Mellî.
  37. "Nakd-i Tot’e-yi Âyât-i Şeytânî", Sâyt-i Ketâbkhâne-yi Mellî.

Bibliyografi

  • İbn İshak, Muhammed, Sîretü İbn İshak: es-Sîretü’n-nebeviyye li-İbn İshak, tahkik: Ahmed Ferîd el-Mezîdî, Beyrut, Dârü’l kütübi’l ilmiyye, 1424 h.k / 2004.
  • İbn Hacer el-Askalânî, Ahmed bin Ali, Fethu’l bârî bi-şerhi Sahîhi’l Buhârî, tashih: Muhammed Fuâd Abdülbâkî ve Muhibbüddîn el-Hatîb, ta‘lîka: Abdülazîz bin Abdullah bin Bâz, Beyrut, Dârü’l ma‘rifa, 1379 h.k.
  • İbn Sa‘d, Muhammed, et-Tabakâtü’l kübrâ, tahkik: Muhammed Abdülkadir Atâ, Beyrut, Dârü’l kütübi’l ilmiyye, 1410 h.k / 1990.
  • Ebü’l fütûh er-Râzî, Hüseyin bin Ali, Rûzü’l cenân ve Rûhu’l cenân fî tefsîri’l Kur’ân, tashih: Muhammed Ca‘fer Yâhgî ve Muhammed Mehdî Nâsıh, Meşhed, Âstân-ı Kuds-ı Rızavî, 1371 h.ş.
  • Ebû Hayyân, Muhammed bin Yûsuf, el-Bahru’l muhît fî’t tefsîr, Beyrut, Dârü’l fikr, 1420 h.k.
  • İmam Humeynî, Seyyid Rûhullah, Sahîfetü’l İmam: Mecmû‘atü âsâri’l İmam Humeynî, Tahran, Müessese-i Tanzîm ve Neşr-i Âsâr-ı İmam Humeynî, baskı 5, 1389 h.ş.
  • Beyzâvî, Abdullah bin Ömer, Envârü’t tenzîl ve esrârü’t te’vîl, Beyrut, Dârü’l fikr, 1416 h.k.
  • Tevekkülî Turaqî, Abdülhüseyin, «ابن‌اسحاق: مؤلف اولین سیره پیامبر», Keyhân-i Ferhengî, sayı 290-291, Bahman ve İsfend 1389 h.ş.
  • «تهاجم شیطانی: نقدی بر آیه‌های شیطانی (۱)», Mecelle-i Reşd-i Âmûzeş-i Kur’ân, sayı 8, Bahâr 1384 h.ş.
  • Halebî, Ali bin İbrahim, es-Sîretü’l halebiyye: İnsânü’l uyûn fî Sîreti’l emîn el-me’mûn, hâşiye: Seyyid Ahmed Zeynî Dehlân, Beyrut, el-Mektebetü’l İslâmiyye, t.y.
  • Hurremşâhî, Bahâüddîn, «Sehm-i Îrâniyân der tefsîr-i Kur’ân», Mecmû‘a-i makâlât-ı Kongre-yi Şeyh Müfîd, sayı 37.
  • Zehebî, Muhammed bin Ahmed, Târîhu’l İslâm ve vefeyâtü’l meşâhîr ve’l a‘lâm, Beyrut, Dârü’l kütübi’l ‘Arabî, 1422 h.k.
  • Zehebî, Muhammed bin Ahmed, Târîhu’l İslâm ve vefeyâtü’l meşâhîr ve’l a‘lâm, tahkik: Ömer Abdüsselâm Tedmürî, Beyrut, Dârü’l kitâbi’l ‘Arabî, 1409 h.k / 1989.
  • Zemahşerî, Mahmûd bin Ömer, el-Keşşâf ‘an hakâiki gavâmidi’t tenzîl, Dârü’l kütübi’l ‘Arabî, 1407 h.k.
  • Sübhanî, Ca‘fer, «Nevîsende-gân ertebât-i hod râ bâ ‘ulemâ-yi hovze hefz konend: Nâme-yi hazret-i Âyetullah Sübhanî be Doktor Surûş», Mecelle-i Mutâla‘ât-i Kur’ânî Nâme-i Câmi‘a, sayı 15, Âzer 1384 h.ş.
  • Süyûtî, Abdurrahmân bin Ebî Bekr, ed-Dürrü’l mensûr fî’t tefsîri bi’l me’sûr, Kum, Menşûrât-i Mektebet-i Âyetullah el-‘Uzma Meraşî Necefî, 1404 h.k.
  • Taberî, Muhammed bin Cerîr, Câmi‘u’l beyân fî tefsîri’l Kur’ân: Tefsîrü’t Taberî, Beyrut, Dârü’l ma‘rifa, 1412 h.k / 1992.
  • «et-Tabakâtü’l kübrâ», Sâyt-i Âyetullah el-‘Uzma Mekârim Şîrâzî, târîh-i derc-i matlûb: 11 Urdîbehişt 1400 h.ş, târîh-i bâzdîd: 11 Urdîbehişt 1400 h.ş.
  • Âmilî, Seyyid Ca‘fer Murtazâ, es-Sahîh min Sîreti’n-nebî el-a‘zam, Beyrut, Dârü’l Hâdî, 1415 h.k / 1995.
  • ‘İlmü’l hüdâ, Ali bin Hüseyin, Tenziye’l enbiyâ, Kum, eş-Şerîf er-Radî, t.y.
  • Fahreddin Râzî, Muhammed bin Ömer, Tefsîru’l kebîr (Mefâtîhu’l gayb), Beyrut, Dârü’l kütübi’l ilmiyye, 1411 h.k.
  • Kerîmîniyâ, Murtazâ, «Sîrî icmâlî der Sîre-negarî-yi Peygamber-i İslâm der Garb», der: Kitâb-i Sîre-pejûhî der Garb: Güzîde-i metûn ve menâbi‘, Tahran, Mecma‘-i Cihânî-yi Takrîb-i Mezâhib-i İslâmî, 1386 h.ş.
  • Kongre-yi Bozorgdâşt-i Âyetullah Ma‘rifet, Ma‘rifet-i Kur’ânî, Tahran, Pejûheşgâh-i Ferheng ve Endîşe-i İslâmî, zîr-i nazar-i Gurûh-i Kur’ân-pejûhî-yi Pejûheşgâh-i Ferheng ve Endîşe-i İslâmî, be-kûşeş-i Ali Nasîrî, 1387 h.ş.
  • Ma‘rifet, Muhammed Hâdî, et-Temhîd fî ‘ulûmi’l Kur’ân, Kum, Müessese-i Ferhengî-yi İntişârât-ı Temhîd, 1386 h.ş.
  • Vâhidî, Ali bin Ahmed, Esbâbü nüzûli’l Kur’ân, Beyrut, Dârü’l kütübi’l ilmiyye, 1411 h.k.