İçeriğe atla

Ashabı Kalib

wikishia sitesinden
Bedir kuyuları

Ashab-ı Kalîb (Arapça: اصحاب قَلیب), Bedir Savaşı’nda öldürülen Mekke’li müşrik önderlerinden oluşan bir grup olup, Peygamber’in (s.a.a) emriyle Kalib’e (terk edilmiş kuyu anlamına gelir[1]) gömülmüşlerdir.[2] Tarihi rivayetlere göre Peygamber (s.a.a), bu ölüleri hitap ederek, ilahi risaleti yalanlamaları ve elçisini Mekke’den çıkarmaları sebebiyle onları kınamıştır.[3] Ömer b. Hattab onları sağır ölüler olarak nitelendirmiş; Peygamber (s.a.s) ise, “Onlar işitiyorlar fakat cevap veremiyorlar” buyurmuştur.[4] Bu olay, “Semâʿu’l-Mevtâ” (ölülerin işitmesi) görüşüne delil olarak gösterilmiştir.[5]

Bedir Savaşı’nda öldürülen müşriklerin sayısı 49 ile 74 kişi arasında zikredilmiştir.[6] Bunlar arasında ʿUtbe b. Rebiʿa, Şeybe b. Rebiʿa, Ümeyye b. Halef ve Ebu Cehil gibi isimler yer almaktadır.[7]

Müfessirler, Muhammed Suresi 34. ayet[8] ile Enfal Suresi 50. ayetin[9] bu olaya işaret ettiğini belirtmişlerdir. Bazı rivayetlerde ise, Bedir Savaşı’nda meleklerin müşrikleri darbeleriyle cezalandırdıkları, hatta Ebu Cehil’in cesedinde kırbaç izlerinin görüldüğü nakledilmiştir.[10].

Hassan b. Sabit’in Ashab-ı Kalib hakkında söylediği kasidesinden bir bölüm şöyledir:[11]

ینَادِیهِمْ رَسُولُ اللَّهِ لَمَّا / قَذَفْنَاهُمْ کبَاکبَ فِی الْقَلِیبِ
أَلَمْ تَجِدُوا کلَامِی کانَ حَقًّا / وَأَمْرُ اللَّهِ یأْخُذُ بِالْقُلُوبِ؟
فَمَا نَطَقُوا، وَلَوْ نَطَقُوا لَقَالُوا: / صَدَقْتَ وَکنْتَ ذَا رَأْی مُصِیبِ
“Onları topluca kuyuya attığımızda, Allah’ın Resûlü onlara seslenerek dedi ki:
‘Sözlerimin doğru olduğunu anlamadınız mı? Allah’ın emri kalplere nüfuz eder.’
Fakat konuşmadılar; eğer konuşabilselerdi şöyle derlerdi: ‘Doğru söyledin ve görüşün isabetliydi.’”[12]

Kaynakça

  1. Şertûnî, Eḳrabü’l-Mevârid, 1416 h.k, c. 4, s. 395.
  2. Vâḳıdî, el-Meġāzî, 1989, c. 1, s. 111-112; İbn Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, 1430 h.k, s. 306.
  3. Vâḳıdî, el-Meġāzî, 1989, c. 1, s. 112; İbn Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, 1430 h.k, s. 306.
  4. Buhârî, el-Câmiʿu’ṣ-Ṣaḥîḥ, 1422 h.k, c. 5, s. 98.
  5. Bkz. Meybüdî, Keşfü’l-Esrâr, 1371 h.ş, c. 4, s. 65-66.
  6. Vâḳıdî, el-Meġāzî, 1989, c. 1, s. 144.
  7. İbn Saʿd, eṭ-Ṭabaḳāt, 1418 h.k, c. 2, s. 13.
  8. Zemaḫşerî, el-Keşşâf, 1407 h.k, c. 4, s. 329; Meybüdî, Keşfü’l-Esrâr, 1371 h.ş, c. 9, s. 196.
  9. Meybüdî, Keşfü’l-Esrâr, 1371 h.ş, c. 4, s. 65-66.
  10. Meybüdî, Keşfü’l-Esrâr, 1371 h.ş, c. 4, s. 65-66.
  11. İbn Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, 1430 h.k, s. 306.
  12. Sobhânî, Furûg-ı Ebediyyet, 1385 h.ş., s. 497.

Bibliyografi

  • İbn Saʿd, Muḥammed, eṭ-Ṭabaḳātü’l-Kübrâ, Beyrut, Dâru’l-Kütübi’l-ʿİlmiyye, 2. bs., 1418 h.k.
  • İbn Hişâm, ʿAbdulmelik b. Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, Beyrut, Dâr İbn Ḥazm, 1430 h.k.
  • Buhârî, Muḥammed b. İsmâʿîl, el-Câmiʿu’ṣ-Ṣaḥîḥ, thk. Muḥammed Züheyr b. Nâṣır en-Nâṣır, Dâr Ṭavḳu’n-Necât, 1. bs., 1422 h.k.
  • Ḥalebî, ʿAlî b. İbrâhîm, es-Sîretü’l-Ḥalebiyye, Beyrut, Dâru’l-Kütübi’l-ʿİlmiyye, 1427 h.k.
  • Zemaḫşerî, Maḥmûd b. ʿUmar, el-Keşşâf ʿan Ḥaḳāʾiḳi Ġavâmiżi’t-Tenzîl ve ʿUyûni’l-Eḳāvîl fî Vücûhi’t-Teʾvîl, Beyrut, Dâru’l-Kitâbi’l-ʿArabî, 1407 h.k.
  • Subḥânî, Caʿfer, Furûğ-ı Ebediyyet, Kum, Bostân-ı Kitâb, 1385 h.ş.
  • Şertûnî, Saʿîd, Eḳrabü’l-Mevârid fî Fuṣaḥi’l-ʿArabiyye ve’ş-Şevârid, Tahran, Dâru’l-Üsve, 1416 h.k.
  • Meybüdî, Aḥmed b. Muḥammed, Keşfü’l-Esrâr ve ʿUdde’l-Ebrâr, Tahran, Emîr Kebîr, 1371 h.ş.
  • Vâḳıdî, Muḥammed b. ʿUmar, el-Meġāzî, Beyrut, Müessesetü’l-Aʿlemî li’l-Maṭbûʿât, 1989.