Mekke
Mekke | |
---|---|
Koordinatlar | 21°25′K 39°49′D |
Resmi Adı | Mekke |
Ülke | Suudi Arabistan Example alt text |
Nüfusu | 1,534,731 |
Mekke veya Mekke-i Mükerreme (Arapça: مكة); Müslümanların en kutsal şehri olup, Arabistan yarımadasında bulunmaktadır. Hz. Resul-ü Ekrem (s.a.a) bu şehirde dünyaya gelmiştir. “Bekke”, “Beledu’l Haram”, “Beledu’l Emin” ve “Ümmü’l Kura”, Mekke’nin diğer isimleridir.
Mekke, Kâbe’nin bu şehirde bulunmasından ötürü Müslümanların kıblegâhıdır ve her yıl milyonlarca Müslüman hac amellerini yerine getirmek ve Mekke’deki kutsal mekânları ziyaret etmek için bu şehre yolculuk yapmaktadır. Mescidu’l Haram, Arafat, Meş’ari’l Haram ve Mina bu şehrin kutsal ve dinî mekânlarından bazılarıdır.
Mekke’deki Şii nüfus, Hicri 10. asırda artmaya başlamıştır. Şii âlimleri tarihin farklı dönemlerinde bu şehirde bulunmuşlardır. Suudi Arabistan’da Al-i Suud hükumeti döneminde ve Vahhabilerin Şii karşıtı radikal eğilimleri sebebiyle, Arabistan’daki Şialar kendi mezhebi amellerini yerine getirme hususunda kısıtlama ve aynı şekilde ekonomik baskılarla karşı karşıya kalmışlardır.
Mekke
Bu şehrin asıl ve en meşhur adı “Mekke”dir. Bu isim Kur’an-ı Kerim’de de zikredilmiştir:
“Sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra Mekke'nin içinde onların elini sizden ve sizin ellerinizi de onlardan çeken, O'dur. Allah, yaptıklarınızı görendir.” (Fetih suresi, 24. ayet)[Not 1]
İsimlendirilme Sebebi
Tarihî ve rivai kaynaklarda bu şehrin “Mekke” olarak isimlendirilme nedeni hakkında birçok neden zikredilmiştir. Bu delillerin en önemlilerinden bazıları şunlardır:
- Mekke; “Mek” (ev) ve “Rab” kelimesinin birleşmesiyle oluşmuştur ve Mekke de “Beytu’r-Rab” veya “Beytullah” manasına gelmektedir.
- Mekke; “Mek” (vadi) ve “Rab” kelimesinden oluşmuştur ve Mekke de “Rab vadisi” anlamına gelmektedir.
- “Mekke” kelimesinin asıl manası “Mukaraba”dan, yani “yakınlık” kelimesinden alınmıştır ve bu mekân da “Allah’a yakınlığın oluştuğu mekân” manasına gelmektedir.
- “Mekke” kelimesi “Mekeke” (helak olmak ve azalmak) kelimesinden türemiştir ve Mekke de “kötü gözle bakan her zalimin sonunun helak ve yok olmaktan başka bir akıbetinin olmayacağı” manasına gelmektedir.
- Mekke; İnsanları dünyanın her bir yerinden buraya cezbettiğinden dolayı “Mek” (cezb) maddesinden türemiştir.[1]
Diğer İsimleri
Mekke şehri tarih boyunca farklı isimlerle tanınmıştır. Bu isimlerden bazıları Kur’an-ı Kerim’de de zikredilmiştir:
- Bekke: “Kuşkusuz, insanlar için (yeryüzünde) kurulmuş olan ilk ev, Bekke'deki (Mekke) kutlu ve âlemlere hidayet kaynağı olan evdir.”[2] [Not 2]
- El-Beledu’l Emin: “İncire ve zeytine andolsun, Sina dağına andolsun, ve şu emin kent'e (El-Beledu’l-Emin) andolsun.”[3] [Not 3]
- Ümmü’l Kura: “Bu (Kur’an), Ümm'ül Kura'yı (Mekke) ve bütün çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu ve öncesindeki kitapları doğrulayıcı bir kitaptır.”[4] [Not 4]
- El-Beledu’l Haram.[5]
- Ayrıca; el-Aruz, es-Seyl, Muhrece Sıdkin, Ümmü Ruhem, Ümmü Subh, el-Beled, Haremullah-i Teâlâ, Fadan, en-Nase, el-Basse, Tayyibe, Hatime,[6] Beytu’l Atik ve el-Kadisiyye.[7]
Coğrafi Konumu
Hicaz’ın en önemli şehri ve en kutsal bölgesi Mekke’dir. Bu şehir Kızıldeniz’in seksen kilometre uzağında yer alır. Mekke şehri ekvator çizgisinin 40 derece ve 9 dakika boylamında, 31 derece ve 28 dakika enleminde olup, denizden yüksekliği 330 metredir.[8]
Ortaya Çıkışı
Mekke şehrinin kuruluş ve gelişiminin iki asli nedeni vardır: Birincisi Allah’a ibadet edilen yer olarak ibadi merkeziyeti ve diğeri ise, Hicaz ve Arap yarımadası bölgesinin ticaret yolu üzerinde olmasıdır.[9]
Mekke’nin Ekonomisi
Mekke, İslam’ın zuhurunun ilk zamanları ve öncesinde de Kâbe’nin önemi ve Yemen - Şam, Filistin ve Mısır’a giden ticaret yolunun üzerinde bulunması nedeniyle ticaretin yoğun olduğu bir yerdi. Her ne kadar Kureyş ilk önceleri sadece Mekke’de ticaret yapsa da,[10] Haşim b. Abdumenaf ticareti Mekke etrafına kurdu ve yaydı. Haşim, kardeşleri Abdu’ş-Şems ve Nevfel ile birlikte ülke hâkimlerinden Şam, Yemen, Habeşe ve Irak ile ticaret yapma iznini almayı başardı ve o zamandan sonra Mekke önemli bir ticaret şehrine dönüştü.[11] Kureyş’in ticaret alanında en çok toplandığı yer, Zilkade ayı boyunca süren Arafat yakınlarındaki Ukaz pazarıydı.[12] Faiz, Mekke halkının kazanç sağladığı yollardan biriydi ve bir tür ticaret sayılmaktaydı.[13]
Havası ve Suyu
Hicaz bölgesinin batısındaki yüksekliklerde yer alan Mekke’nin suyu ve havası, sıcak ve kurudur. Yazları sıcak ve kışları ise, bol yağışlıdır.[14]
Mekke’nin Tarihi
İslam’dan Önce
İslamiyet öncesinde Mekke’de meydana gelen en önemli dinî olaylardan bazıları şunlardır:
- Kâbe’nin Yapımı: Hz. İbrahim (a.s) Allah Teâlâ’nın emriyle Kâbe’yi yapmış ve Kâbe’nin yapımında oğlu Hz. İsmail de (a.s) kendisine yardım etmiştir.[15] Elbette Kâbe’nin ilk olarak hangi tarihte yapıldığı noktasında farklı görüşler vardır. Hatta bu görüşlerden bazılarında Kâbe’nin inşasının Hz. Âdem’in (a.s) yaratılışından daha önce olduğu belirtilmiştir.[16]
- Ebrehe Ordusunun Saldırısı: Yemen hükümdarı Ebrehe 571 yılında Kâbe’yi yıkmak için Mekke’ye saldırı düzenlemiştir. Ebrehe, filler üstündeki ordusuyla Kâbe’ye doğru yönelmiş, ancak oraya vardığında gökten gelen kuşlar onların üzerlerine taşlar yağdırmıştır. Bu taşlar, üzerine düştüğü herkesi anında helak etmiştir.[17]
- Hz. Resul-ü Ekrem’in (s.a.a) Kutlu Doğumu: Hz. Fahri Kâinat Efendimiz (s.a.a) ilk fil yılında (569 -570 yılları arasında), Rebiyülevvel ayının 12 veya 17. günü Mekke’de dünyaya gelmiştir.[18]
- Hz. Ali’nin (a.s) Kâbe’nin İçinde Dünyaya Gelmesi: İmam Ali (a.s) Fil Yılının 30. yılında, Recep ayının 13’ü, Cuma günü Mekke’de Kâbe’nin içinde dünyaya gelmiştir. İmam Ali (a.s) Kâbe’de dünyaya gelen tek kişidir.[19] Bu hadise, Ehlisünnet kaynaklarının bazılarında da zikredilmiştir. “El-Müstedrek ale’s-Sahiheyn” kitabında şöyle yazmaktadır: Mütevatir rivayetlere binaen, Hz. Ali (a.s) Kâbe’nin içinde Fatıma binti Esed’den dünyaya gelmiştir.[20]
İslamiyet Döneminde
- Hz. Resulü Ekrem (s.a.a) Dönemi: Mekke, Hz. Resulullah’ın (s.a.a) hayatı döneminde tarihi ve mezhebi birçok olay ve hadiseye şahitlik etmiştir. Bu hadiselerden bazıları şunlardır:
- İslam dininin zuhuru
- Müslümanlardan bir grubun Cafer b. Ebi Talib’in önderliğinde Habeşe’ye hicreti. (Bi’setin 5. yılı)
- Müslümanların Şi’bi Ebi Talib’de iktisadı ablukaya alınması. (Bi’setin 7. yılı)
- Ebu Talib’in (a.s) vefatı. (Bi’setin 10. yılı)
- Hz. Hatice’nin (s.a) vefatı. (Bi’setin 10. yılı)
- Hz. Resul-ü Ekrem’in (s.a.a) Yesrib’e (Medine) hicreti.
- Mekke’nin Fethi. (hicri kameri 9)
- Veda Haccı (hicri kameri 10)
- Gadir Hum Vakıası (hicri kameri 10)
- Emeviler Dönemi:
- Yezid’in veliahtlığına karşı ayaklanma.
- Mekke’de Abdullah b. Zübeyr’in ayaklanması. (hicrî kameri 62)
- Yezid’in ordusunun Kâbe ve Mescidu’l Haram’a saldırması. (hicrî kameri 64)
- Kâbe’nin Abdullah b. Zübeyr tarafından restore edilmesi ve Haccac’ın eliyle tahrip edilmesi.
- Haccac’ın Abdulmelik b. Mervan’ın emriyle Mekke’ye saldırması ve Kâbe’yi ateşe vermesi. (hicri kameri 73)
- Abbasiler Dönemi:
- Nefs-i Zekiyye’nin Zuhuru. (hicrî kameri 145)
- Fah Hadisesi. (hicrî kameri 169)
- Ehbaş Hadisesi. (hicrî kameri 173)
- Eftas Ayaklanması. (hicri kameri 199)
- Mekke’nin Karamiteler tarafından ele geçirilmesi. (hicri kameri 317)
- Karamitelerin Kâbe’ye saygısızlığı ve Haceru’l Esved’i çalmaları. (hicri kameri 317)
- Fatımiler ve Mekke Eşrafı Dönemi
- Eşraf’ın Mekke’yi kontrol altına alması. (hicri kameri 358)
- Teşeyyü mezhebinin Mekke’ye nüfuzu.
- Memlukler ve Osmanlı Dönemi
- Osmanlı devletinin, İranlı hacılara zorluk çıkarması.
- Şiaların Kâbe’nin perdesini necis ettikleri bahanesiyle Mekke’de Şii katliamının başlatılması. (hicrî kameri 1088)
- Zeynu’l Abidin Kaşani (1040 h.k) ve Seyyid Muhammed Mümin Rezevi (1088 h.k) gibi bazı İranlı âlimlerin öldürülmesi.
- Resmi minberlerde hatip ve vaizlerin Şiilere lanet etmeye zorlanması. (1157 h.k)
- Mekke âlimleri tarafından Şiilerin tekfir hükmünün verilmesi.
- Suudiler Dönemi
- Mekke’de Yemenli hacıların öldürülmesi. (1341 h.k)
- Mekke’ye saldırarak kontrolün ele alınması ve Müslümanların öldürülmesi. (1342 h.k)
- Hz. Ebi Talib, Abdulmuttalib ve Hz. Hatice’nin kabirleri gibi Mekke’deki kabirlerin tahribi. (1342 h.k)
- Âl-i Suud’un Mekke’ye hâkimiyeti. (1344 h.k)
- Mısırlı hacıların Mina’da öldürülmesi. (1344 h.k)
- İranlı hacıların Mekke’de katledilmesi. (1366 h.ş)[21][22]
- Mescidu’l Haram’ın genişletilmesi ve Tavaf için yeni bir yerin inşası. (1434 h.k)
Mekke’nin Faziletleri
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
“«Allah katında yerlerin en sevimlisi Mekke’dir. Allah katında hiçbir toprak, Mekke’nin toprağından, hiçbir taş Mekke’nin taşından, hiçbir ağaç Mekke’nin ağacından, hiçbir dağ Mekke’nin dağından ve hiçbir su Mekke’nin suyundan daha sevimli değildir.»”
Mekke şehri, Müslümanlar nezdinde büyük önem ve değere sahiptir. Bu önem ve değer, Kâbe, Mescidu’l Haram, Hac ve Umre amellerinin yapıldığı kutsal mekânların bulunmasından ve din önderlerinin bu şehirde ibadet etmeye özen göstermelerinden kaynaklanmaktadır. Bu mescitte namaz kılmanın sevabı ve fazileti hakkında da birçok rivayet nakledilmiştir. Masumlardan (a.s) nakledilen rivayetlere göre, Mescidu’l Haram’da kılınan bir rekât namazın sevabı, diğer mescit ve camilerde kılınan yüz bin rekât namaza denktir.[23] Mekke şehri; Allah ve Resulü’nün (s.a.a) haremi ve Emire’l Müminin’in (a.s) haremi olarak da anılmıştır.[24]
Kutsal Mekânlar
Mescidu’l Haram
Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
“«Benim mescidimde bir rekat namaz kılmanın sevabı, Mescid-i Haram hariç (zira Mescid-i Haram’da kılınan namaz benim mescidimde kılınan bin rekat namaza bedeldir), diğer mescitlerde kılınan bin rekat namaza denktir.»”
- Ana Madde: Mescidu’l Haram
Mescidu’l Haram, Suudi Arabistan’ın Mekke şehrinde bulunan, İslam dünyasının en meşhur ve en kutsal mescididir. Müslümanların kıblesi olan Kâbe, bu mescidin içinde yer almaktadır. Kâbe’nin dışında Müslümanlar için manevi ve dini açıdan çok değerli olan Haceru’l Esved, Mültezem (bir tarafında Haceru’l Esved ve diğer tarafında Kâbe kapısının yer aldığı Kâbe duvarının bir kısmına “Mültezem” denilir), Müstecar (Kâbe'nin diğer yüzünde, Mültezem'in karşısında, Rükn-i Yemânî duvarının kenarında yer alan bölüme "Müstecar" denir), Hatim (Mescidu’l Haram’ın kutsal yerlerinden birisi de Kâbe duvarı kenarında yer alan “Hatim”dir), Hicr-i İsmail gibi bazı kutsal eşya, yapıt ve mekânlar bu mescittedir. Mescidu’l Haram’ın İslam fıkhında diğer mescitlerin sahip olduğu umumi hükümlerinin yanı sıra, özel hükümleri de bulunmaktadır. İslam dininde, müstati olması durumunda (hacca gitme imkanına sahip olması) ömründe bir defa Mekke’ye gitmesi (Hacca gitmesi) ve Mescidu’l Haram’da yapılan bazı (hac) amellerini eda etmesi, her Müslümana farzdır.
Kâbe
- Ana Madde: Kâbe
Kâbe Müslümanların kıblesi ve en önemli ibadet yerlerinden biridir. Müstati olma, yani gerekli şartlara haiz olma durumunda, her Müslümanın ömründe bir defa burayı ziyaret etmesi farzdır. Bazı dini rivayetlere göre, Hz. İbrahim (a.s) ve oğlu Hz. İsmail (a.s) Allah’ın emriyle Kâbe’yi inşa etmişlerdir. Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetleri de bu iddiayı doğrulamaktadır. Müslümanların kıblesi Hicretin ikinci yılında Beytu’l Mukaddes’ten Kâbe yönüne doğru değiştirilmiştir.[25]
Mescitler
- Hayfa Mescidi: Bazı rivayetlere göre bu mescit Hz. Resul-ü Ekrem’in (s.a.a) Veda Haccında yaptığı hutbeye şahitlik etmiştir. Masum İmamların (a.s) tavsiyesi üzerine bu mescitte namaz kılmak çok faziletlidir.[26]
- Nahr Mescidi: Mina bölgesinde bulunmaktadır ve Allah Teâlâ’nın, Hz. İbrahim’in (a.s) oğlu Hz. İsmail’in (a.s) yerine kurban etmesi için koyun gönderdiği yerdir.[27]
- Ganem Mescidi veya Biat Mescidi: Yesrib’li yeni Müslümanların Allah Resulü’ne (s.a.a) biat ettikleri ilk yerdir.[28]
- Şecere Mescidi: Hudeybiye barışında Rıdvan biatinin gerçekleştiği mekândır.
- Gadir-i Hum Mescidi: Gadir-i Hum bölgesinde Hz. Ali’nin (a.s) velayetinin ilan edildiği yerdir.
- Ten’im Mescidi.
- Nemire veya Hz. İbrahim Mescidi
- Cin Mescidi
- İcabe Mescidi
- İnşikaku’l Kamer Mesicidi
- Râye veya Redmu’l A’la Mescidi
- Ümmü Hani’nin Evi
- Safaih Mescidi.[29]
Meşair
- Arafat; Hacıların arefe gününde öğle vaktinden akşama kadar vakfe yaptıkları bölgedir.
- Meş’aru’l Haram veya Muzdelife; Arafat ve Mina arasında bulunmaktadır. Arafat’tan dönen hacılar gecenin bir bölümünü bayram sabahına kadar burada geçirirler (vakfe yaparlar).
- Mina; Hacıların zilhicce ayının onuncu gününden on ikinci gününe kadar kaldıkları yerdir. Remyi Cemarat (üç Şeytan’ı taşlamak), kurban kesme, saçların kazınması veya kısaltılması ve Beytute, Mina’da yapılan amellerdir.
Mikatlar
- Şecere Mescidi: Medine’ye 10 km. uzaklıkta olan bu mescit, Medine ehlinin ve bu bölgeden hacca gelen kimselerin mikatıdır.
- Cuhfe: Mısır, Şam, Fas ve bu bölgelerden Mekke’ye gelenlerin mikatıdır.
- Akik Vadisi: Irak, Necd ve bu bölgeden giriş yapacak kimselerin mikatıdır.
- Yemen ve Taif halkı için belirlenen mikattir.
- Yelemlem: Rivayetlerde Yemen halkı ve o bölgeden gelecek kimseler için belirlenen en son mikattir.[30][31]
Tarihi ve Dini Eserler
- Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Doğduğu Yer: Allah Resulü’nün (s.a.a) doğduğu ev, Şi’bi Ebi Talib’de, Suku’l Leyl’in yanında yer almaktaydı. Ancak Al-i Suud hükumeti döneminde tahrip edilmiş ve yerine başka bir bina yapılmıştır.
- Hz. Hatice’nin (s.a) Evi: Hz. Resulü Ekrem’in (s.a.a) eşi Hz. Hatice’nin (s.a) evi, Hz. Peygamberin (s.a.a) doğduğu yerden sonra, Mekke’nin en önemli mekânlarından biri sayılmaktadır. Bu evde birçok önemli hadise meydana gelmiştir. O önemli hadiselerden bazıları şunlardır:
- Allah Resulü’nün (s.a.a) Hz. Hatice (s.a) ile evliliği
- Hz. Fatıma’nın (s.a) doğumu
- Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.a) diğer üç kızının doğumu
- Hz. Hatice’nin (s.a) vefatı
- Leyletu’l Mebit Hadisesi
- Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Medine’ye hicretinin başlangıcı
- İslam dininin gizli olarak tanıtılmaya başlandığı ilk merkez; Erkam b. Ebi Erkam’ın evi.
- Hz. Ali’nin (a.s) yaşadığı ve Hz. Fahri Kâinat Efendimizin de (s.a.a) büyüdüğü Ebu Talib’in evi.
- Hilfu’l Fuzul anlaşmasının yapıldığı Abdullah b. Cud’an’ın evi.
- Mekke’nin alt bölgelerindeki Bazan mahallesinde bulunan, Hz. Hamza’nın dünyaya geldiği yer.
- İslam Peygamberinin (s.a.a) davetini aleni olarak yaptığı ve akrabalarını İslam dinine davet ettiği ilk yer olan Haris b. Abdulmuttalib’in evi.
- Hz. Nebiyi Ekrem’in (s.a.a) Miraç’a yükselme yeri olan Ümmü Hani’nin evi.
- İmam Sadık’ın (a.s) dünyaya geldiği ev. İmam Sadık (a.s) Daru’l İcle yakınlarındaki “Daru Ebi Said” adıyla bilinen evde dünyaya gelmiştir. Cafer-i Tayyar’ın da bu evde doğduğu söylenmiştir.[32]
- Ma'lat mezarlığı: İranlılar arasında “Ebu Talib” mezarlığı olarak bilinmektedir. Abdulmuttalib, Ebu Talib ve Hz. Hatice (s.a) bu kabristanda toprağa verilmişlerdir.
- Abbas oğulları ile savaşan Fah ayaklanması şehitlerinin şehit edildiği ve defnedildiği, Fah şehitleri kabri.[33]
Mekke ve Medine Yolu Üzerindeki Ziyaretgâhlar
- Bedir Şehitlerinin Kabri: Bedir savaşına şahitlik eden bu mekân, Medine’nin 150 km. güneybatısında yer almaktadır ve bu savaşta şehit olan 14 şehit burada toprağa verilmiştir.
- Ariş Mescidi: Bedir şehitlerinin kabri yanına yapılan bu mescit, Allah Resulünün (s.a.a) Bedir savaşının gecesinde ibadet ettiği ve gece namazı kıldığı yerdir.
- Rebeze: Medine’nin doğusunda ve Kızıldeniz’in kıyısının yanında yer alan bu bölge, Ebuzer Gıfari’nin kabrinin bulunduğu yerdir.
- Gadir-i Hum: Cuhfe yakınlarında, Mekke’nin 156 km. kuzeybatısında bulunan ve Gadir-i Hum olayına şahitlik eden bölgenin adıdır.
- Ebva Ziyaretgâhı: Hz. Resulü Ekrem’in (s.a.a) annesi Âmine binti Vaheb’in kabrinin yer aldığı, Cuhfe yolunun 45. kilometresinde bulunan bir ziyaretgâhtır.[34]
Önemli Dağları
- Ebu Kubeys: Rivayetlere göre Mekke’nin en faziletli dağlarındandır. Rakımı 420 metre olan bu dağ, Mescidu’l Haram’ın kuzeydoğusundadır. Bu dağ, Kâbe’ye komşu olması hasebiyle kutsal dağlardan sayılmaktadır. Ayrıca bu dağın, Nuh tufanında Haceru’l Esved’in emanetdarlığını yaptığı ve bu nedenle “Emin” olarak da adlandırıldığını söylemişlerdir. Allah Resulü’nün (s.a.a) risaletinin ilanı ilk olarak bu dağın tepesinden yapılmıştır.[35] Sa’y’e başlama noktası olan Safa dağı, bu dağın eteklerinde yer almaktadır.
- Cebelu’n-Nur veya Nur Dağı: Mina - Arafat yolu üzerinde bulunan bu dağ, Mekke’nin 4 km. kuzeydoğusunda bulunmaktadır. 634 metre yüksekliğindeki bu dağ, Mekke’nin kuzey doğusundadır. Allah Resulü’nün (s.a.a) meb’us olmadan önce Ramazan aylarında her yıl ibadet ve itikâf için geçirdiği Hira Mağarası, bu dağın en yüksek bölümünde yer almaktadır. Hz. Ali de (a.s) bu dönemlerde Hz. Resulü Ekrem’e (s.a.a) eşlik etmiştir.[36] Aynı şekilde Hz. Fahri Kâinat Efendimize (s.a.a) ilk Kur’an ayetleri bu dağda nazil olmuştur.[37]
- Sevr Dağı: 759 metre rakımlı olan bu dağ, Mekke’nin 3 km. güneyindedir. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) Medine’ye hicreti esnasında düşmanı yanıltmak için birkaç gün bu dağda gizlenmiştir.[38]
- Şi’bi Ebi Talib: Günümüzde “Şi’bi Ali (a.s)” olarak da adlandırılan Şi’bi Ebi Talib[39] (veya Ebu Talib vadisi), Müslümanların üç yıl boyunca müşriklerin baskı ve eziyetlerinden korunmak için sığındıkları yerdir.[40]
Mekke’de bulunan diğer dağların isimleri şöyledir: Hucun Dağı, Kuaykıân veya Hint Dağı, Handeme Dağı, Ömer Dağı ve Sebir.[41]
Şiaların Mekke’deki Durumu
Mekke’deki Teşeyyü ve Şiiliğin varlığının geçmişi, bireysel ve grupsal olarak İslam’ın zuhurunun ilk günlerine dayanmaktadır. Şii hanedanı “Beni’l Hasan” silsilesinin ortaya çıkması Şiilerin bu şehirdeki konum ve durumunu açıkça gözler önüne sermektedir.[42] Onuncu asırda Mekke Şia’nın asli merkezlerinde biri olmuştur. İbn-i Hacer Haytemi “es-Sevaiku’l Muhrika” kitabını Şiilerin sayısının bu şehirde artması ve fazlalaşması amacıyla yazdığını açıklamıştır.[43]
Ünlü Müslüman seyyah İbn-i Cubeyr (540 – 614 h.k/ 1145 – 1217 m) seyahatnamesinde Mekke’ye gittiği yılda Mekke’nin hâkiminin Ramazan ayı hilalinin görülmesini, Alevi-Şii mezhebi esaslarına göre ilan ettiğini belirtmiştir.[44] İbn-i Cubeyr, Mescidu’l Haram’da Zeydi Şiilerinin cemaat namazı için özel bir mekan ihtisas edildiğini belirtmiş ve Mekke eşrafını Zeydi bilmiş ve ezana da “Hayye alâ Hayri’l Amel” ibaretinin eklendiğini söylemiştir.[45] Bazı seyahatnamelerde sonraki asırlarda Şiaların Mekke’de belli belirsiz varlığından söz edilmiştir. Hicrî kameri 1302 yılında (1264 h.ş) hacca giden Muhammed Hüseyin Ferahani Mekke’deki Şiilerin nüfusunun çok az olduğunu belirtmiş ve oradaki Şiilerin genelinin de Şii hacılara rehberlik yaptıklarını söylemiştir.[46] Hicrî kameri 1341 (1031 h.ş) yılında Mekke’ye giden Hacı Ayaz Han Kaşkayi de, Şiaların hac farizalarını eda etmek için Cidde, Mekke ve Medine’de takiyyeye ihtiyaç duymadıklarını ve Şiiliklerini izhar etmede özgür olduklarını rapor etmiştir.[47]
Mekke eşrafı, en az miladi 15. yüzyılın başlarına kadar resmi olarak (Şii fırkalarından) Zeydiyye’yi desteklediler.[48] Bazı seyahatname yazarları, Mekke eşrafının Şia olduklarını, ancak inançlarını gizlediklerini iddia etmişlerdir.[49] On beşinci yüzyılda Memluklerin kısmi baskısı nedeniyle Mekke eşrafı tedrici olarak Şafii mezhebine yönelerek, Zeydiyye ile bağlarını koparmaya başladılar.[50] Bunlara rağmen bazı kaynakların naklettiğine göre onlar, hükumetlerinin sonuna kadar, her zaman Şialara karşı hoşgörü ve onlarla iyi geçinme taraftarıydılar.[51]
Al-i Suud hükumetinin iş başına gelmesiyle Mekke’nin farklı bölgelerinde ve çok azınlıkta olan Şialar çok fazla mezhebi kısıtlamalara maruz bırakıldılar. Vahhabi müftülerin fetvasıyla bazen can ve mallarına da taarruz edildi. Bu eziyet ve zulümler, bu ülke Şialarının mümkün olduğunca takiyye yapma yoluna gitmelerine neden oldu. Özellikle Mekke şehrinde Şialar dini törenlerini evlerde, gözlerden uzak ve kapalı kapılar arkasında yapmaya ve umumi yerlerde ise, kendilerini Sünni olarak göstermeye mecbur kalmaktalar.[52] Hicri şemsi 1391 yılının sonlarına doğru Al-i Suud rejimi askerleri, iki Arabistanlı Şii âlimi, Şeyh Bedr Al-i Talib ve Şeyh Muhammed el-Atiyye’yi Mekke ve Cidde şehrinde tutukladılar.[53]
== Yeni Yapı ve İnşaatlar
Son günlerde Allah’ın evinin ziyaretçilerinin günden güne artmasıyla, Mescidu’l Haram’ın etrafına yeni hoteller yapılmaya başlandı. Burada şehrin kapasitesini artırmak için yapılan ve şehre 13 bin yeni oda katan 26 hotel projesine işaret edilebilir. Mekke’deki ilk Monoray sistemi Mekke ve Mina, Arafat ve Müzdelife arası ulaşımını sağlamak için 2010 yılında faaliyete geçti. Dünyanın en büyük dört cepheli (dört cephede aynı) saat kulesi olan Mekke saat kulesi de yeni inşa edilen yapıtlardan biridir. Saat kulesi ve etrafındaki hotellerin inşası İslam dünyasında büyük protestolarla karşılaştı. Protestocuların görüşüne göre bu tür yapıtlar Mescidu’l Haram’ın manevi atmosferini olumsuz yönde etkilemektedir.[54]
Hicri şemsi 1392 yılının (2013) sonlarında Mescidu’l Haram’ın genişletilmesi için yeni bir proje başlatıldı. Hali hazırda Tavaf için Kâbe’nin etrafına iki katlı yer oluşturuldu. Birinci katı, üç veya dört metre ve ikinci katı ise, 13 metre yüksekliğindedir. Bu yapının inşası, bu katlarda yapılan tavafın sıhhati hakkında bir dizi fıkhi meselenin gündeme gelmesine neden olmuştur. Şia fakihlerinin inancına göre birinci katta yapılan tavaf doğrudur. Ancak ikinci katta yapılan tavaf bazılarının inancına göre, sadece güçsüz ve Mescidu’l Haram’ın avlusunda ve birinci katta tavaf yapmaktan mazur olan insanlar için caizdir.[55]
Kaynakça
Mekke şehri hakkında yazılmış birçok eser vardır. Bu şehir, hakkında çok fazla kitap yazılan şehirlerden biridir. Bu eserlerin konularından bazıları şöyledir: Mekke’nin coğrafi ve tarihi konumu, Mekke’de vuku bulan hadiseler, hâkim ve yöneticileri, din âlimleri ve önemli bilim adamları, önemli doğal ve doğaüstü olayları ve şehrin kültürel ve mezhebi durumu.
Tarihi ve Coğrafi Eserler
Mekke’nin tarihi ve coğrafi konumu hakkındaki eski Mekke konulu eserlerden bazıları günümüze kadar ulaşamamıştır. Ancak bu eserlerin konuları mevcut olan sonraki eserlerde nakledilmiştir. Mevcut eserlerden bazıları şunlardır:
Kitabın Adı | Yazarı | Yazım Tarihi | Yayıncı | Yayım Yılı |
---|---|---|---|---|
Ahbarı Mekke ve Ma Cae fîha mine'l-Asar | Muhammed b. Abdullah b. Ahmed Ezraki | h.k 2 veya 3. asır | Daru’l-Endülüs | 1983 |
Ahbarı Mekke fî Kadimi'd-Dehri ve Hadisihi | Muhammed b. İshak Fâkihî | h.k 3. asır | Mektebetu’l-Esedi | 1414 h.k |
El-Ikdu's-Semîn fî Târîhi'l Beledi'l Emin | Muhammed b. Ahmed el-Fasi | h.k 8 veya 9. asır | Müessesetu er-Risale | 1406 h.k |
İthâfu'l Verâ bi-Ahbâri Ümmü'l Kurâ | Ömer b. Fehd b. Muhammed | h.k 9. asır | Camiatu Ümmü’l Kura | 1410 h.k |
Gayetu'l Merâm bi- Ahbari Saltanati'l Beledi'l Harâm | İzzeddin Abdülaziz b. Ömer b. Muhammed b. Fehd | h.k 9 veya 10. asır | Camiatu Ümmü’l Kura | 1410 h.k |
El-E’lam bi’l-A’lâm-i Beytullahi’l Harâm | Muhammed b. Ahmed Nehrevani | h.k 11. asır | el-Mektebetu’t-Ticariyye | 1416 h.k |
Tarih-i Mekketi’l Müşerrefe ve’l-Mescidi’l Harâm ve’l-Medineti’ş-Şerife | Muhammed b. Muhammed Mekki | h.k 9. asır | el-Mektebetu’t-Ticariyye | 1416 h.k |
El-Ercu’l Meski fî Tarihi’l Mekkî | Ali b. Abdulkadir Taberî | h.k 11. asır | el-Mektebetu’t-Ticariyye | 1416 h.k |
Tehinnetu Ehli’l İslam bi Tecdidi Beytullahi’l Harâm | İbrahim b. Muhammed | h.k 11. asır | el-Mektebetu’t-Ticariyye | 1418 h.k |
Menâihi’l Kerem fî Ahbâri Mekke ve’l-Beyt ve Vulatu’l Harem | Ali b. Tacuddin Sencârî | h.k 12. asır | Camiatu Ümmü’l Kura | 1419 h.k |
Tarih-i Umerâi Mekke | Arif Abdulğani | Muasır | Demeşk | 1992 |
Tarihi Mekke, Dirâsatun fî’s-Siyaseti ve’l-İlm ve’l-İctima ve’l-Umrân | Ahmed es-Sabai | Muasır | 1414 h.k | |
Et-Tarihu’l Kavim li Mekketi ve Beytullahi’l Kerim | Muhammed Tahir Kurdi Mekki | Muasır | Daru Hızr | 1420 h.k |
Seyahatnameler
Mekke şehrinin siyasi ve mezhebi öneminden ötürü bu şehir çok sayıda seyyah ve turistin ziyaret etmek istediği yerlerden biri olmuştur. Bunun yanı sıra her yıl dünyanın farklı bölgelerinden çok sayıda Müslüman, ziyaret ve hac amellerini yerine getirmek için bu şehre seyahat etmişlerdir. Bu yolcu ve ziyaretçilerden bazıları seyahatlerini, “seyahatname” (sefername) unvanıyla kaleme dökmüşlerdir. Bu seyahatnameler tarihin farklı dönemlerinde bu şehir hakkında çok faydalı bilgiler sunmaktadır ve bizim Mekke hakkındaki bazı tarihi bilgilerimiz de bu seyahatnamelerden elde edilmiştir. Hac seyahatnamelerinin en eski ve en önemlilerinden biri İbn-i Cübeyr’in (540 – 614 h.k / 1145 - 1217) “et-Tezkire bi’l-Ahbari an İttifakati’l Emsar” kitabı ve diğeri ise, İbn-i Batuta’nın (ölüm: 779 h.k / 1369) “Tuhfetu’n-Nuzzar” kitabıdır.
İranlı Şiiler de seyahatnamelerinde Mescidu’l Haram hakkında birçok konuları kitaba dökmüşlerdir. Bu alanda en önemli eserlerden bazılarının isimleri şöyledir: Sefername-i Nasır Hüsrev (ölüm: 481 h.k / 1088), Sefername-i Ferhat Mirza Mu’temetu’d-Dovle (ölüm: 1305 h.k) ve Hisamu’s-Saltanat’ın kaleme aldığı “Delilu’l-Enam fi Sebili Ziyareti Beytullahi’l Haram ve’l-Kudsi’s-Şerif ve Medinetu’s-Selam” eseri. Son yıllarda daha çok Farsça olan ve geçmiş asırlarda yazılan Şii hacıların seyahatnameleri tek veya seri şeklinde kitaplar halinde yayımlanmıştır. Bu mecmuaların en önemlisi, Resul Caferiyan’ın 1389 h.ş yılında kaleme aldığı “Pencah Sefername-i Haccı Kacari” kitabıdır. Bu kitap, Neşr-i İlm-i Tahran tarafından yayımlanmıştır.
Kaynakça
- ↑ Caferi, s. 205.
- ↑ Al-i İmran Suresi, 96. ayet.
- ↑ Tin Suresi, 1-3. ayet.
- ↑ En’am Suresi, 92. ayet.
- ↑ Caferi, s. 205 - 222.
- ↑ Fasi el-Mekki, s. 76.
- ↑ Nehrevani el-Mekki, s. 18.
- ↑ Caferiyan, Asar-ı İslami, s. 32 ve 33.
- ↑ Caferiyan, Asar-ı İslami, s. 33.
- ↑ Yakubi, s. 242.
- ↑ Cevad Ali, s. 21; Yakubi, s. 242; Taberi, c. 2, s. 251 – 252.
- ↑ Ezraki, c. 1, s. 382; Kazvini, s. 85.
- ↑ Eş-Şerif, s. 213.
- ↑ Kaidan, s. 44.
- ↑ İbn-i Esir, c. 1, s. 81 – 82; İbn-i Kesir, c. 1, s. 378; Taberi, Tarih-i Taberi, c. 1, s. 251.
- ↑ Ezraki, c. 1, s. 68.
- ↑ Sa’d b. Hüseyin Osman ve Abdu’l-Mun’im İbrahim el-Cemii, s. 18 – 24; İbn-i Esir, c. 1, s. 242 - 245.
- ↑ Şehidi, s. 37; Ayeti, s. 43.
- ↑ Mufid, el-İrşad fi Marifet-i Hucecullahi ale’l-İbad, c. 1, s. 5.
- ↑ Hafız Nişaburi, c. 3, s. 593.
- ↑ Caferiyan, s. 50 - 62.
- ↑ Suudi Vahhabi Hükümetleri.
- ↑ Kuleyni, c. 4, s. 526.
- ↑ Meclisi, Muhammed Taki, s. 207.
- ↑ İbn-i Esir, el-Kamil fi’t-Tarih, c. 1, s. 81 – 82; İbn-i Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, c. 1, s. 378; Taberi, Tarih-i Taberi, c. 1, s. 251.
- ↑ Kuleyni, Kâfi, c. 4, s. 519.
- ↑ Kurdi, c. 6, s. 28.
- ↑ Caferiyan, s. 142 - 144.
- ↑ Caferiyan, s. 141 - 148.
- ↑ Necefi, c. 18, s. 133.
- ↑ Hoi, c. 1, s. 72 - 73.
- ↑ Kaidan, s. 144 - 153.
- ↑ Caferiyan, s. 161 - 168.
- ↑ Caferiyan, s. 194 - 200.
- ↑ Kaidan, s. 110.
- ↑ Hz. Ali (a.s) Hira Mağarasında.
- ↑ Kaidan, 108.
- ↑ Fakihi, c. 4, s. 80 - 83.
- ↑ Kaidan, s. 113 - 114.
- ↑ İbn-i Hişam, c. 1, s. 375 - 376.
- ↑ Caferiyan, s. 37 - 38.
- ↑ Mortel, s. 455 - 472.
- ↑ Marco, Seleti, s. 66.
- ↑ İbn-i Cübeyr, et-Tezkire bi’l-Ahbari an İttifakati’l Emsar, s. 187.
- ↑ İbn-i Cübeyr, et-Tezkire bi’l-Ahbari an İttifakati’l Emsar, s. 138 – 139 - 140.
- ↑ Caferiyan, Pencah Sefername-i Haccı Kacari “Sefername-i Mekke”, c. 5, s. 203.
- ↑ Caferiyan, Pencah Sefername-i Haccı Kacari “Sefername-i Hacı Eyazhan Kaşkayi”, c. 5, s. 395 ve 409.
- ↑ Dahlan, c. 2, s. 409.
- ↑ Caferiyan, Pencah Sefername-i Haccı Kacari “Gozariş-i Sefer-i Hac 1299 h.k”, c. 4, s. 776.
- ↑ Mortel, s. 467 - 468.
- ↑ Örnek olarak bakınız: Caferiyan, Pencah Sefername-i Haccı Kacari “Sefername-i Tuhfetu’l Haremeyn ve Saadetu’t-Dareyn”, c. 5, s. 441.
- ↑ http://www.rohama.org/fa/content/1839.
- ↑ Şia News.
- ↑ Mekke’deki sıra dışı inşaat projeleri devam etmektedir.
- ↑ [1].
Bibliyografi
- İbn-i Esir, el-Kamil fi’t-Tarih, tahkik: Ebi’l-Fida Abdullah el-Kazi, Beyrut, Daru’l Kutubu’l İlmiyye, 1407 h.k.
- İbn-i Cübeyr, Sefername-i İbn-i Cübeyr, tercüme: Perviz Atabeki, İntişarat-ı Astan-ı Kuds-i Rezevi, Meşhed, 1370 h.ş.
- İbn-i Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, tahkik: Dr. Abdullah b. Abdu’l-Muhsin et-Türki, Mısır, Haver li’t-Tabaati ve’n-Neşri ve’t-Tovzi’ ve’l-İ’lan, 1997.
- Ezraki, Muhammed b. Abdullah, Ahbar-u Mekke, Revaiu’t-Turasu’l Arabi.
- Ayeti, Muhammed İbrahim, Tarih-i Peyamber-i İslam, tahkik: Ebu’l-Kasım Gurci, Tahran, İntişarat-ı Danişgah-ı Tahran, 1378 h.ş.
- Caferiyan, Resul, Asar-ı İslamiyi Mekke ve Medine, Kum, Neşr-i Meş’ar, 1374 h.ş, üçüncü baskı.
- Caferiyan, Resul, Pencah Sefername-i Haccı Kacari, Neşr-i İlm, Tahran, 1379 h.ş.
- Caferi, Yakup, Namhayi Şehri Mekke, Mecelle-i Mikat-ı Hac, kış, 1371 h.ş, sayı 2, s. 205 - 222.
- Cevad Ali, el-Mufassal fi Tarihi’l Arabi Kable’l İslam, Beyrut, Daru’l İlm li’l-Melayiyn ve Mektebetu’n-Nihzet-i Bağdat, 1970.
- Hoi, Ebu’l-Kasım, Menasiku’l Hac, Kum, Müessesetu İhyai Asari’l İmam Hoi.
- Zeyni Dahlan, Hulasatu’l Kelam fi Beyani Umerau’l Beledi’l Haram, Kahire, 1305 h.k.
- Şerif, Ahmed İbrahim, el-Mekke ve’l-Medine fi’l-Cahiliyye ve Ahdi’r-Resul, Kahire, Daru’l Fikri’l Arabi, ikinci baskı.
- Şehidi, Seyyid Cafer, Tarih-i Tahliliyi İslam, Tahran, Merkez-i Neşr-i Danişgahi, 1390 h.k.
- Taberi, Tarih-i Taberi, tahkik: Muhammed Ebu’l-Fazl İbrahim, Mısır, Daru’l Maarif, 1967 h.k.
- Fasi el-Mekki, Muhammed b. Ahmed, Şifau’l Garam bi Ahbari’l Beledi’l Haram, tahkik: Ömer Abdusselam Tedmuri, Beyrut, Daru’l Kutubu’l Arabi, 1405 h.k.
- Fakihi, Muhammed b. İshak, Ahbaru Mekke fi Kadimu’d-Dehri ve Hadise, tahkik: Abdulmelik b. Abdullah, Mekke, Mektebetu’n-Nihzetu’l Hadise, 1407 h.k.
- Kaidan, Askar, Tarih ve Asar-ı İslamiyi Mekke ve Medine, Kum, Neşr-i Meş’ar, 1381 h.ş, dördüncü baskı.
- Kazvini, Zekeriya b. Muhammed, Asaru’l Bilad ve Ahbaru’l İbad, Beyrut, Daru Sadır.
- Kurdi, Muhammed Tahir, et-Tarihu’l Kavim li Mekke ve Beytullahi’l Kerim, Mektebetu’n-Nihzeti’l Hadise, 1412 h.k.
- Kuleyni, Muhammed b. Yakub, el-Kâfi, tashih: Ali Ekber Gaffari, Tahran, Daru’l Kutubu’l İslamiyye, 1367 h.ş, üçüncü baskı.
- Meclisi, Muhammed Taki, Levamiu Sahibkarani, Kum, Daru’t-Tefsir, 1416 h.k.
- Mufid, el-İrşad fi Marifeti Hucecullahi ale’l-İbad, Kum, Müessese-i Alu’l-Beyt li İhyai’t-Turas, 1416 h.k.
- Nehrevani el-Mekki, Kutbuddin, el-İ’lam bi A’lami Beytullahi’l Haram, Beyrut, Daru’r-Raik et-Turasu’l Arabi.
- Yakubi, Tarih-i Yakubi, Beyrut, Daru’s-Sadır, ikinci baskı, 1988.
- R . MORTEL, "Zaydi shiism and the Hasanid Sharifs of Mecca", IJMES 19 ,1987