Ramazan

Öncelik: a, kalite: c
linksiz
wikishia sitesinden
(Ramazan ayı sayfasından yönlendirildi)

Ramazan ayı veya Ramazanu’l Mübarek (Arapça: رَمَضان المُبارَک), oruç tutmanın Müslümanlara farz olduğu Kameri ayların dokuzuncusudur. Kur’an-ı Kerim, bazı ayetlerin de vurguladığı gibi, Ramazan ayında nazil olmuş ve Kadir Gecesi bu aydadır. Şiaların birinci imamı, İmam Ali (a.s) Ramazan ayının yirmi birinci günü şehit olmuştur. Bu sebeple bu ay, Şialar nezdinde daha da önem kazanmıştır.

Bu ayın en önemli ibadetleri şunlardır: Oruç tutmak, Kur’an tilavet etmek, Kadir gecelerini ihya etmek (geceyi uyumadan ibadetle geçirmek), dua, istiğfar, iftar (yemeği) vermek, yoksullara yardımda bulunmak. Bu ay Müslümanlar arasında özel bir konum ve saygınlığa sahiptir. Bu ay ibadet ayıdır. Müminler, Ramazan Ayının manevi bereket ve güzelliklerinden daha fazla istifade etmek için Recep ve Şaban aylarında manevi hazırlıklara başlamaktadırlar.

Ramazan (sözlük manası)

“Ramazan” sözcüğü, şiddetli sıcaklık, yakıcı hararet ve yakmak anlamına gelen “r-m-z” kökünden olan mastardır.[1] Bazı dil bilimcileri bu ayın Ramazan olarak adlandırılmasının nedenini, bu ayın mevsimsel şiddetli sıcaklarda yer almasına bağlamışlardır. Dolayısıyla bu ayın oruç hükmüyle bir ilgisi yoktur. Zira oruç tutma emri, İslam dininden sonra farz olmuştur. Oysa “Ramazan ayı” İslam’dan önce bu isimle isimlendirilmiştir.[2]

Kur’an’da Ramazan Ayı

Bakara 185:

"Ramazan ayı, bir aydır ki insanlara doğruyu bildiren, doğruluğa ait apaçık delillerden ibaret olan, hakla batılı ayırt eden Kur'an, bu ayda indirildi. Sizden kim, bu aya erişirse orucunu tutsun."

'.

“Ramazan” sözcüğü Kur’an’da bir kere geçmiş ve onda da Ramazan ayı kastedilmiştir. Bu ay Kur’an’da ismi açıkça geçen ve değer verilen tek aydır: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin…” (Bakara, 185)

Hadislerde Ramazan Ayı

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) Şabaniye hutbesinde bu ay için bir çok fazilet zikr etmiştir. Bunlardan bazıları; İnsanlar bu ayda Allah'a misafirliğe davetlidirler, Kadir gecesi bu aydadır ve bin aydan daha hayırlıdır, bu ayın bir gecesinde ihya tutulması ve namazla geçirilmesi normal aylara kıyasla yetmiş gecenin ibadetine eş değerdedir. Bu ay sabır ayıdır ve sabrın ödülü, karşılığı Allah'ın cennetidir; paylaşma ayıdır; bu ayda mümin kulların rızıkları çoğaltılır; bir mümine iftar vermenin karşılığı, bir köle azat etmekle eş değerdedir. Aynı şekilde Peygamber Efendimiz (s.a.a) bu ayın değerini şu şekilde zikrediyor: Eğer insanlar bu ayın değerini bilselerdi, bütün ayların Ramazan ayı olmasını arzu ederlerdi. Yine Peygamber Efendimiz (s.a.a), “Bu ayda cehemin kapıları kapanır, cennet kapıları açılır ve şeytanlar zincirlere vurulurlar” buyurmuştur. Bu ayın azamet ve büyüklüğü hakkında Masumlardan (a.s) çok sayıda hadis nakledilmiştir. Onlardan bazıları şunlardır:

  • Ramazan, Allah-u Teâlâ’nın adlarından biridir.[Not 1][3]
  • Öyle bir aydır ki eğer değeri bilinirse, insan, bütün yılı oruç tutmayı arzu eder.[Not 2][4]
  • Öyle bir aydır ki eğer kul o ayda bağışlanmazsa, başka aylarda bağışlanma ümidi yoktur.[Not 3][5]
  • Semavi kitapların nazil olduğu aydır.[Not 4][6]
  • Allah’ın ayıdır.[Not 5][7]
  • İlahî rahmet ve mağfiret ayıdır.[Not 6] [8]
  • Günahların döküldüğü aydır.[Not 7][9]
  • Göklerin kapılarının açıldığı aydır.[Not 8] [10]
  • Sevapların iki katına çıktığı aydır.[Not 9][11]
  • Kur’an’ın baharıdır.[Not 10][12]
  • Cehennem kapılarının kapandığı aydır.
  • Cennet kapılarının açıldığı aydır.
  • Şeytanların zincire vurulduğu aydır.[Not 11][13]

İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadise göre, bu ayda güzel ahlaklı olmak, insanın sırat köprüsünde sabitkadem olmasına neden olur.[Not 12] [14]

Bu Ayda Gökten Ses Gelmesi

Hadislerde geçen İmam Mehdi’nin (a.f) zuhur alametlerinden biri olarak “gökten ses gelmesi” hadisesi bu ayda gerçekleşecektir. Ayrıca rivayetlerde Ramazan ayının on üçüncü ya da on dördüncü gününde güneş tutulacağı ve yirmi beşinde ay tutulmasının beklenmedik bir şekilde gerçekleşeceği bildirilmiştir.

Semavi Kitapların Nazil Olduğu Ay

Nakledilen bazı rivayetlerde Kur’an-ı Kerim, İncil, Tevrat, Zebur ve sahifeler bu ayda nazil olmuştur.[Not 13][15]

Ramazan’ın Başlangıç ve Sonunun Belirlenmesi

Ramazan ayı da diğer Kameri aylar gibi, hilalin görülmesi (rüyeti hilal) veya bir önceki ayın (hilalin) üzerinden otuz gün geçmesiyle ile başlar. Ramazan ayı başladığında müstahap amellerden biri de Ramazan hilalinin gözlemlenmesidir. Bazı hadislerde Ramazan ayının otuz gün olduğu ve hiçbir zaman ondan daha az olmayacağı[16] nakledilmiş ve bazı eski fakihler buna göre amel etmişlerdir.[17] Ancak buna karşın, bazı hadislerde Ramazan ayının da diğer aylar gibi olduğu ve 29 veya 30’dan çıkabileceği zikredilmiştir.[18] Fakihlerin çoğunluğu bu görüştedirler.[19] Ramazan ayının başlangıcı ve diğer kameri ayların başlangıcı aşağıdaki seçeneklerden birinin sabit olmasıyla belirlenir:

  • Şahsın kendisinin ayın başlangıç hilalini görmesi
  • Başkalarının sözüne güven ve yakin etmek
  • İki adil kişinin şehadeti (gökyüzü bilimcilerinin sözüyle zıt olmaması şartıyla)
  • Önceki ayın otuz gününü kamil tamamlamış olması
  • Hakim-i Şer'in hüküm vermesi (taklit mercilerinin genelinin görüşüne göre)

Ramazan Ayının Amelleri

Ana Madde: Ramazan Ayının Amelleri, Ramazan Ayı Namazları, Ramazan Ayının Günlük Duaları

Ramazan ayı, Müslümanların en önemli ibadet ayıdır ve rivayetlerde bu ay için çeşitli amel ve ibadetler nakledilmiştir. Bu amel ve ibadetlerden bazıları müşterek ve bazıları da bazı günlere özeldir.

Ramazan Ayındaki Önemli Olaylar

Ramazan 1445
Pt
Sa
Ça
Pe
Cu
Ct
Pz

Ana Madde: Ramazan Ayı Olayları ve Etkinlikleri

Kudüs Günü

Ana Madde: Kudüs Günü

İmam Humeyni (r.a) Filistin meselesini canlı tutmak için Ramazan ayının son Cumasını “Kudüs günü” olarak ilan etmiştir. Dünya Müslümanları, Filistin halkını desteklemek için her yıl Ramazan ayının son Cuma günü yürüyüşler düzenlemektedirler.

Ramazan Gelenek ve Görenekleri

İnsanlar, çok eski yıllardan beri Ramazan ayının ilk gününden itibaren bir cüz Kur’an tilavet etmekte ve ayın sonuna kadar Kur’an hatmemektedirler. Geçmişte Kur’an hatmi daha çok camilerde yapılırdı. Günümüzde radyo ve televizyonlar da Kur’an hatmi programları yaparak, yayınlamaktadır. Cami ve ziyaret yerleri bu ayda daha çok şenlik ve festival havasındadır.

Bir çok şehirde iftar saatinde dükkânlar kapatılır ve caddeler boşalır.[20] Bazı camilerde akşam ezanından hemen sonra cemaat namazı kılınmakta, bazı yerlerde iftardan sonra ikame edilmekte ve namazdan sonra konuşma ve münacatlar yapılmaktadır. Yaz gecelerinde halk iftardan sonra alış veriş ve gece için hazırlıklar yapmaktadırlar. Bazı yerlerde iftar saatindeki tatil saatlerini geç saatlerde çalışarak telafi etmektedirler. Bazı televizyon kanalları Ramazan ayına özel yayınlar yaparak, halkın manevi duygularına hitap etmeye çalışmaktadır.

Şia bölgelerinde İmam Hasan’ın (a.s) kutlu doğum günü büyük şenlik içinde ve yine İmam Ali’nin (a.s) şehadet yıl dönümü büyük yas ve matem içinde geçmektedir. İftar yemeği vermek, ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere yardımda bulunmak, bu ayda daha çok göze çarpmaktadır. Merhum Müezzin Zade’nin ezanı, Seher Duası ve Rabbena münacatı, bu ayın unutulmaz hatıralarındandır.

Yerel Gelenekler

Bazı bölgelerde ilk kez oruç tutan gençlere hediyeler verilmektedir.[21]-[22] İftar vermek, dargınları barıştırmak, ziyaretlerde bulunmak da bu ayda halkın yaptığı etkinliklerdendir.[23]-[24]-[25] Yine bazı yörelerde halkın kendisine has özel programları vardır.[26] Arapların yaşadığı bölgelerde her gece Hüseyniyeler, camiler ve evlerde konuşma ve mersiye meclisleri düzenlenmektedir. Bu etkinliklerde halka ikram olarak, daha çok kendine has bir biçimde kahve verilmesidir.[27]

Yiyecekler

Bu ayda halk arasında daha çok hurma, tulumba tatlısı ve yerel tatlı ve yiyecekler yaygın bir şekilde tüketilmektedir.[28]-[29]-[30]-[31] Bazı yörelerde camilerde sade bir sofra açılarak iftar verilmektedir.[32]

Eski İran

Son yıllara kadar İran’da Ramazan ayında insanlar en iyi yiyecek ve gıda maddelerini en ucuz fiyatlara dükkânlara getirir ve en ucuz fiyata satılırdı. O dönemlerde satışlar kaç katına çıkardı. Kadınlar evleri temizler, eve ihtiyaç maddeleri alınır ve camilere gidilerek, camiler temizlenirdi.[33]

Top Atışları

O dönemler radyo, televizyon ve alarm gibi teknolojik aletler olmadığı için ezan saatlerinin girdiği belli olmamaktaydı. Bu yüzden akşam ve sabah ezan vakitlerinde davul ve def gibi şeyler çalınır, halk ezan vaktinden haberdar edilirdi. Büyük şehirlerde iftar ve sahur vakitlerinde top atışları yapılırdı. Tahran’da iki top bu iş için ayrılmıştı. Bu toplar, iftar ve sahur vakitlerinde üç kez ateşlenirdi. Ayrıca insanlar sahur kafilesinden geri kalmamak için birbirlerinin evlerinin ışıklarına bakar ve eğer ışıkları yanmıyorsa, birbirlerinin evlerinin kapılarını çalarak uyandırırlardı.[34] Kürt bölgelerinde halkın ezan saatlerinden haberdar olması için bunların yanı sıra, müzik aletleri ve ilahîlerden de yararlanılırdı.[35]

Münacatlar, seher duası ve sahur yemeklerinde ortaya çıkan ses ve coşkular o kadar çok yaygındı ki "Tahran-ı Kadim" kitabında bu coşku, şu şekilde özetlenmektedir: “Bu şamata ve kargaşalar seher vakitlerinde o kadar çok artmaktaydı ki şehir bir bütün halinde feryat etmekte ve coşmaktaydı. Öyle ki nakledildiğine göre Avrupalı diplomatlardan birisi Ramazan ayında seher vaktinde şehre girdiğinde yankılanan ses ve gürültüden ürkmüş ve halkın protestolar için ayaklandığını ya da devrim olduğu düşüncesiyle geri dönerek kaçmıştır.”[36] Bu ayda işler neredeyse tatil olmaktaydı. Halk ibadetle meşgul olur ve evlilikler daha az yaşanırdı.[37]

Cami ve İmamzadeler

Halk bu ayda vaktini daha çok camilerde, ziyaret yerlerinde ve imamzadelerin türbelerinde geçirirlerdi. İnsanlar bu mukaddes yerlerde ibadet eder ve vakitlerini ibadet ve Allah’ın Ramazan ayındaki emirlerini yerine getirmek için çaba gösterirlerdi.

Kahvehaneler ve Spor Salonları

Ramazan gecelerinde de halk vakitlerini kendilerini meşgul edecek eğlencelerle geçirirlerdi. Bazıları iftardan ve namazdan sonra bir mahalleden başka bir mahalleye ziyarete ve gezmeye giderlerdi. Sporcu olanlar cami ve vaaz programlarından sonra spor salonlarına gider[38] daha genç olanlar ise, bazen kahvehanelere giderlerdi. Mahalle camileri de oruçluların vakitlerini geçirdikleri en kalabalık yerlerden biriydi.

İbn-i Mülcem’in Öldürülmesi

Ramazan ayının Fıtır bayramından önceki son töreni, yirmi yedinci gününde yapılmaktaydı. Bir çok insan Ramazan ayının yirmi yedinci gününü İbn-i Mülcem’in (İmam Ali’nin (a.s) katilinin) öldürüldüğü gün olarak bilmekte ve insanlar yirmi yedinci gece kelle paça ve kuru yemiş yerlerdi.[39]-[40] Kirman, Hemedan, Erdebil, Şahrud ve Zencan gibi bir çok şehirde, “Murat kesesi” adıyla bir para kesesini yıllık bereket getirmesi için dikerlerdi.[41]-[42]-[43]-[44]-[45]

Kitap Tanıtımı

  • “Şehrullah fi’l-Kitab ve’s-Sünnet” kitabından telhis edilen Mah-ı Huda kitabı. Bu kitap, Allah’ın ayının faziletleri, Allah’a konuk olmak için hazırlık, Allah’a konuk olmanın adapları, Kadir gecesi, ziyafet ayından çıkış.
  • el-Murakabat A’malu’s-Sene yazarı Mirza Cevad Ağa Meliki Tebrizi. Bu kitap, vakitlerin mürakabatı için yazılmış ve yıl boyunca kullanılmaktadır. Kitap, mukaddimeden sonra on iki bölüme ayrılmış ve her ayın değer ve amelleri tek tek zikredilmiştir. Ramazan ayı bölümü hacim ve manevi değer olarak daha kapsamlıdır.

Kaynakça

  1. Mesudi, c. 2, s. 189.
  2. Mustafavi, et-Tahkik li-Kelimati’l Kur’an-ı Kerim, 4/243.
  3. Mizanu’l Hikmet, h. 7442.
  4. Biharu’l Envar, c. 93, s. 346.
  5. Mizanu’l Hikmet, h. 7461.
  6. El-Kâfi, c. 2, s. 628.
  7. Vesailu’ş-Şia,c. 7, s. 266, h. 23.
  8. Biharu’l Envar, c. 93, s. 342.
  9. Mizanu’l Hikmet, h. 7441.
  10. Biharu’l Envar, c. 96, s. 344.
  11. Biharu’l Envar, c. 93, s. 340.
  12. Kâfi, c. 2, s. 630.
  13. Mizanu’l Hikmet, h. 7453.
  14. Emali, Şeyh Saduk, s. 154; Ravzatu’l Vaizin, c. 2, s. 346.
  15. El-Kâfi, c. 2, s. 628.
  16. Vesailu’ş-Şia, c. 10, s. 268, 274.
  17. El-İkbal, c. 1, s. 33, 35.
  18. Vesailu’ş-Şia, c. 10, s. 261, 268.
  19. El-Hedaiku’n-Nazire, c. 13, s. 270, 271; Misbahu’l Huda, c. 8, s. 384.
  20. Hemşehri Online.
  21. Kum televizyonu.
  22. Hemşehri Online.
  23. Samane-i Samta.
  24. Tibyan.
  25. Hemşehri Online.
  26. Hemşehri Online.
  27. Hemşehri Online.
  28. Dena.
  29. Hemedan televizyonu.
  30. Zencan valilik websitesi.
  31. Tibyan.
  32. Kürtpress.
  33. Hemşehri Online.
  34. Asr-ı İran.
  35. Kürtpress.
  36. Asr-ı İran.
  37. Tibyan.
  38. Hemşehri Online.
  39. Tibyan.
  40. Zencan valilik websitesi.
  41. Samane-i Samta.
  42. Dena.
  43. Hemedan televizyonu.
  44. Zencan valilik websitesi.
  45. Hemşehri Online.
  1. Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ramazan, demeyiniz. Şüphesiz Ramazan, Allah-u Teâlâ’nın isimlerinden bir isimdir. Lakin “Ramazan ayı” deyiniz.”
  2. Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Eğer kul Ramazan ayında ne olduğunu bilseydi, tüm yılın Ramazan ayı olmasını isterdi.”
  3. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim Ramazan ayında bağışlanmazsa, bir sonraki Ramazan ayına kadar bağışlanmaz, şayet Arefe’de hazır olursa.”
  4. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kur’an-ı Kerim'in tamamı, Beytü’l Ma’mur’a nazil oldu. Sonra yirmi yıl zarfında Resul-ü Ekrem’e (s.a.a) nazil oldu. İbrahim’in suhuf’u, Ramazan ayının ilk günü; Tevrat, Ramazan ayının altıncı günü; İncil, Ramazan ayının on üçüncü günü; Zebur, Ramazan ayının on sekizinci günü nazil oldu.”
  5. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:“Ramazan ayı, Allah’ın ayı, Şaban ayı, Resulullah’ın ayı, Recep ayı ise, benim ayımdır.”
  6. Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden özgürlüktür.”
  7. Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ramazan, günahları yaktığı için “Ramazan” olarak adlandırıldı.”
  8. Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Göklerin kapısı Ramazan ayının ilk günü açılır ve ayın son gününe kadar kapatılmaz.”
  9. Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayı, Allah’ın ayıdır ve bu ayda Allah azze ve celle, hasenatı (sevapları) arttırır, günahları siler ve bu ay bereket ayıdır.”
  10. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her şeyin bir baharı vardır ve Kur’an’ın baharı da Ramazan ayıdır.”
  11. Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayının hilali çıktığında cehennem kapıları kapatılır, cennet kapıları açılır ve şeytanlar zincire vurulur.”
  12. Şeyh Saduk (r.a), güvenilir bir senetle Hz. Resul-ü Kibriya’nın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Ey insanlar! Her kim bu ayda ahlakını güzelleştirirse, ayakların titrediği günde sıratta ona (geçiş) izni verilecektir. Sizlerden her kim köle ve cariyesini bu ayda rahatlatırsa, Allah da onun hesabını rahatlatır.”
  13. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kur’an-ı Kerim'in tamamı, Beytü’l Ma’mur’a nazil oldu. Sonra yirmi yıl zarfında Resul-ü Ekrem’e (s.a.a) nazil oldu. İbrahim’in suhuf’u, Ramazan ayının ilk günü; Tevrat, Ramazan ayının altıncı günü; İncil, Ramazan ayının on üçüncü günü; Zebur, Ramazan ayının on sekizinci günü nazil oldu.”

Bibliyografi

  • Kur’an-ı Kerim.
  • Allame Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, Daru’l Kutubu’l İslami, Tahran, 1362 h.ş.
  • Necefi, Muhammed Hasan, Cevahiru’l Kelam, İntişarat-ı Dairetu’l Maarif-i Fıkhi İslami.
  • Muhammedî Reyşehri, Mizanu’l Hikmet, İntişarat-ı Daru’l Hadis.
  • Seyyid b. Tavus, İkbal bi-A’mali’l Hasenat, İntişarat-ı Defter-i Tebligat-ı İslami.
  • Bahrani, Şeyh Yusuf, el-Hadaiku’n-Nadire, Daru’l Kutubu’l İslami.
  • Amuli, Mirza Muhammed Taki, Misbahu’l Huda fi-Şerh-i Urveti’l Vuska.
  • Muhammed Rey Şehri, Şehrullah fi’l-Kitab ve’s-Sünnet, İntişarat-ı Daru’l Hadis.
  • Kuleyni, Muhammed b. Yakub, Daru’l Kutubu’l İslami, 1407 h.k.
  • Şeyh Saduk, Muhammed b. Ali, Emali, Neşr-i Saduk, 1367 h.ş.
  • Şeyh Hürrü Amuli, Muhammed b. Hasan, Vesailu’ş-Şia, Müessese Alulbeyt aleyhimusselam, Kum, 1409 h.k.
  • Mesudi, Ali b. Hüseyin, Murucu’z-Zeheb ve Maadini’l Cevher, tahkik, Dağir, Es’ad, Kum, Daru’l Cehre, ikinci baskı, 1409 h.k.