Sehle Mescidi
Sehle Mescidi | |
---|---|
İnşa Eden | Suheyl |
Mekan | Kufe |
Diğer İsimleri | Mescid-i Suheyl – Mescid-i Ben-i Zufer - Abdu'l-Kays |
Alan | 17500 metrekare |
Durumu | Aktif |
Restorasyon | Hicri 1378 |
Sehle Mescidi (Arapça:مسجد السهلة); Mescid-i Suheyl, Ben-i Zufer ve Abdulkays mescidi olarak da bilinmektedir. Hicri kameri birinci asırda Kufe’nin Arap kabileleri tarafından, Kufe Mescidi'nin 2 km kuzeybatısında inşa edilen bu mescit, İslam dünyasının en meşhur mescitlerinden biridir.
Bu mescit Şiaların on ikinci imamına atfedilen en eski mescitlerinden biridir ve bu mescitte İmam-ı Zaman’a (a.f) mensup bir makam bulunmaktadır. Bazı rivayetlere göre İmam-ı Zaman’ın (a.f) zuhurundan sonra ikamet edeceği mekan burasıdır. Sehle mescidi, Şii kültüründe Kufe mescidinden sonra en önemli mescitlerden biri sayılmaktadır. Sehle mescidinin avlusunun bazı bölümlerine, İmam Sadık (a.s) Makamı, İmam Seccad (a.s) Makamı, Hz. İbrahim (a.s) Makamı, Hz. İdris (a.s) Makamı ve Hz. Hızır (a.s) Makamı gibi din önderlerinin isimlerinin verildiği mihraplar inşa edilmiştir.
Sehle Mescidi’nin İsimlendirilmesi
Sehle mescidini Ensar taifesinden Ben-i Zufer kabilesi inşa etmiştir. İmam Ali (a.s) Ben-i Zufer mescidini Kufe mescidi gibi bilmiştir.[1] Bu mescidin isimlendirilme nedeni noktasında, mescidi inşa edenin adının “Suheyl” olduğu, mescidin Abdulkays kabilesinin sükûnet ettiği bölgede yapıldığı ve Ben-i Zufer’in de Abdulkays taifelerinden biri olduğunu zikretmişlerdir.
İbnu’l-Fakih İmam Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Kufe’de dört mescidin inşa edildiği dört türbe bulunmaktadır. İmam’a “o mescitler hangisidir” diye sorulduğunda şöyle buyurmuştur: "O mescitlerden biri Zufer, yani Sehle mescididir."
Coğrafi Konumu
Sehle mescidi Necef’in doğusunda, yani eski Kufe şehrinde yer almaktadır. Bu mescit İmam Ali’nin (a.s) türbesinin 10 km kuzeydoğusunda ve Kufe mescidinin 2 km kuzeybatısında bulunmaktadır.
Mescidin Binasının Özellikleri
Sehle mescidi, hendesi (geometrik) olarak yaklaşık dikdörtgen şeklindedir. 140 m uzunluğu ve 125 m eni olan bu mescit, 17500 metre karelik bir alana sahiptir. Mescidin 125x140 metrelik avlusu, 22 metre yüksekliğindeki duvarla çevrilidir. Duvarın her dört tarafında yarım daireli burçlar yapılmıştır. Duvarın doğu tarafının ortasında 30 metre yüksekliğinde bir minare bulunmaktadır. Mescidin asıl kapısı, doğu tarafının ortasında ve bu minarenin yanında yer almaktadır.
Sehle mescidinin üç kapısı ve hicri kameri 1378 yılında restore edilen ve nispeten yüksek bir de minaresi vardır.
Sehle Mescidinin Özel Konumu
Sehle mescidi, Hz. İbrahim (a.s), Hz. İdris (a.s) ve Hz. Hızır (a.s) gibi birçok peygamberin menzili ve ibadetgâhı ve İmam Sadık (a.s) ve İmam Seccad (a.s) Makamı gibi Şia imamlarından bazılarının makamı olmuştur. Ayrıca bu mescit, İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen rivayetlere göre, İmam Mehdi’nin (a.f) zuhur ettikten sonra sükûnet edeceği mekan olacaktır.[2]
İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadise göre, Suheyl mescidi Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. İdris’in (a.s) evi, Sur’un üfleneceği yer ve onun etrafından yetmiş bin kişinin hesaba çekilmeden cennete gideceği mekândır.[3]
İmam Sadık’tan (a.s), burada Hz. İdris’in (a.s) terzilik yaptığı bir evin olduğu nakledilmiştir.[Not 1] Hz. İbrahim (a.s) buradan Ummalika bölgesine çıkmıştır. Bu mekanda peygamberlerin tasvirlerinin yer aldığı bir kaya bulunmaktadır. Allah Teala bu mescitten bir toprak parçası alarak, bütün enbiyayı o toprakla yaratmıştır. Hz. Hızır (a.s) makamının[Not 2] yer aldığı Sehle mescidi, Hz. Hızır’ın (a.s) Hz. Musa (a.s) ile mülakat ettiği yerdir.[4] Ayrıca Allah'ın darda ve üzüntülü durumda mescide giren kimsenin, sıkıntı ve üzüntüsünü gidereceği rivayet edilmiştir.[5][6]
İmam Bakır’dan (a.s) nakledildiğine göre, Allah-u Teâlâ o mescitte namaz kılmayan hiçbir peygamberi meb’us (peygamber olarak seçmesi) etmemiştir. İlahi adaletin aşikar olacağı bu mescit peygamber, enbiya ve Salihlerin evi ve menzilidir.[7] İmam Seccad’dan (a.s) her kim Sehle mescidinde iki rekat namaz kılarsa, Allah-u Teâlâ’nın onun ömrüne iki yıl ekleyeceği nakledilmiştir.[8]
Sehle Mescidindeki Makamlar
Sehle mescidi avlusunun farklı bölümlerinde, peygamberlere ve Ehlibeyt’e (a.s) mensup mekânlar bulunmaktadır ve bu mekanlara ıstılahta “makam” denmektedir. Bu makamlar şunlardan ibarettir:
- Hz. İbrahim (a.s) Makamı: Mescidin kuzeybatısında ve batı ve kuzey duvarı arasında yer almaktadır.
- Hz. Yunus (a.s) Makamı: Mescidin güneybatısında ve güney ve batı duvarı arasında bulunmaktadır.
- Hz. İdris (a.s) Makamı: Mescidin doğu ve kuzey duvarı arasında yer almaktadır. Bu makama “Hz. İsa (a.s) makamı” ve aynı şekilde “Beytu’l-Hızır” da denmektedir.
- Hz. Salih (a.s) Makamı: Mescidin doğu tarafında ve güney ve doğu duvarı arasında bulunmaktadır. “Salihin, Enbiya ve Murselin Makamı” olarak da bilinmektedir.
- İmam Seccad (a.s) Makamı: Mescidin ortasında ve biraz doğu tarafına meyillidir.
- İmam Sadık (a.s) Makamı: Mescidin tam ortasında yer almaktadır. Tarihi rivayetlere göre, İmam Cafer Sadık (a.s) bir müddet burada ikamet etmiş ve ibadet ve duayla meşgul olmuştur.
- İmam-ı Zaman (a.f) Makamı: Mescidin ortasında, biraz güney tarafa meyillidir ve İmam Seccad (a.s) ve Hz. Yunus (a.s) Makamı arasında yer almaktadır.
İmam-ı Zaman’la Bağı
Sehle Mescidinin orta kısmında ve İmam Seccad (a.s) ve Hz. Yunus (a.s) makamı arasında yer alan İmam-ı Zaman’a (a.f) nispet verilen bir makam bulunmaktadır. Bazı rivayetler Sehle Mescidini İmam-ı Zaman’ın (a.f) zuhur ettikten sonra yaşayacağı yer olarak tanıtmıştır.[9]
Sehle Mescidine Has Ameller
Bazı ziyaret kitaplarında şöyle yazmaktadır: Mescide girmek istediğin zaman, kapının yanında dur ve şöyle söyle:
بِسْمِ اللَّهِ وَ بِاللَّهِ وَ مِنَ اللَّهِ وَ إِلَى اللَّهِ وَ مَا شَاءَ اللَّهُ وَ خَيْرُ الْأَسْمَاءِ لِلَّهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللَّهِ وَ لا حَوْلَ وَ لا قُوَّةَ إِلا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ اللَّهُمَّ اجْعَلْنِي مِنْ عُمَّارِ مَسَاجِدِكَ وَ بُيُوتِكَ اللَّهُمَّ إِنِّي أَتَوَجَّهُ إِلَيْكَ بِمُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ أُقَدِّمُهُمْ بَيْنَ يَدَيْ حَوَائِجِي فَاجْعَلْنِي اللَّهُمَّ بِهِمْ عِنْدَكَ وَجِيها فِي الدُّنْيَا وَ الْآخِرَةِ وَ مِنَ الْمُقَرَّبِينَ اللَّهُمَّ اجْعَلْ صَلاتِي بِهِمْ مَقْبُولَةً وَ ذَنْبِي بِهِمْ مَغْفُورا وَ رِزْقِي بِهِمْ مَبْسُوطا وَ دُعَائِي بِهِمْ مُسْتَجَابا وَ حَوَائِجِي بِهِمْ مَقْضِيَّةً وَ انْظُرْ إِلَيَّ بِوَجْهِكَ الْكَرِيمِ نَظْرَةً رَحِيمَةً أَسْتَوْجِبُ بِهَا الْكَرَامَةَ عِنْدَكَ ثُمَّ لا تَصْرِفْهُ عَنِّي أَبَدا بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ وَ الْأَبْصَارِ ثَبِّتْ قَلْبِي عَلَى دِينِكَ وَ دِينِ نَبِيِّكَ وَ وَلِيِّكَ وَ لا تُزِغْ قَلْبِي بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنِي وَ هَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ اللَّهُمَّ إِلَيْكَ تَوَجَّهْتُ وَ مَرْضَاتَكَ طَلَبْتُ وَ ثَوَابَكَ ابْتَغَيْتُ وَ بِكَ آمَنْتُ وَ عَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ اللَّهُمَّ فَأَقْبِلْ بِوَجْهِكَ إِلَيَّ وَ أَقْبِلْ بِوَجْهِي إِلَيْكَ.
Tercüme
"Allah'ın adıyla, Allah'ın yardımıyla, Allah'tan, Allah'a doğru, Allah'ın istediği olur; en güzel isimler Allah'a özgüdür. Allah'a tevekkül ettim. Güç ve kuvvet, ancak azim ve yüce Allah'tandır. Allah'ım! Beni senin mescit ve evlerini tamir edenlerden kıl. Allah'ım! Ben, Muhammed ve Ehli Beyti'ni vasıta kılarak sana yöneliyor ve onları hacetlerimin önüne geçiriyorum. Ey Allah'ım! O halde, onların hürmetine dünya ve ahirette beni kendi yanında haysiyetli ve sana yakın kullardan kıl. Allah'ım! Onların hürmetine namazlarımı kabul eyle; onların hakkı için günahlarımı bağışla; onların hürmetine rızkımı genişlet; onların hakkı için duamı kabul buyur; onların hürmetine hacetlerimi reva eyle ve senin kerim veçhin hürmetine bana merhametli bakışla bak. Öyle ki bu bakışla senin yanında keramete müstahak olayım. Sonra o merhametli ve lütuf dolu bakışını ebediyen benden çevirme; merhametin hürmetine –duamı kabul et- ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey kalpleri ve bakışları çeviren! Benim kalbimi senin dinin, peygamberin ve velinin dini üzere sabit kıl. Beni hidayet ettikten sonra kalbimi saptırma. Bana kendi katından rahmet bağışla; doğrusu sen çok bağışlayansın. Allah'ım! Ben sana yöneldim; senin rızanı talep ettim; sevabını istedim; sana iman ettim ve sana tevekkül ettim. Allah'ım! O halde sen de yüzünü bana çevir ve benim kalbimi de kendine yönelt." |
---|
Bu dualar okunduktan sonra "Ayete’l Kürsi", Felak ve Nas surelerini oku. Ardından yedi defa "Subhanallah", yedi defa "elhamdulillah", yedi defa "la ilahe illallah" ve yedi defa "Allah-u Ekber" zikrini söyle. Sonra şöyle devam et:
Tercüme: "Allah'ım! Beni hidayet ettiğin için sana hamdolsun. Bana fazilet ve üstünlük verdiğin için sana hamdolsun. Beni şerefli kıldığın için sana hamdolsun. Beni müptela ettiğin bütün güzel belalardan dolayı sana hamdolsun.
Allah'ım! Namazlarımı ve duamı kabul eyle; kalbimi temizle; göğsümü genişlet ve tövbemi kabul buyur. Doğrusu sen tövbeleri çok kabul eden ve merhametlisin.”
Seyyid b. Tavus şöyle yazmaktadır: Sehle Mescidine gitmek istediğinizde, en faziletli vakit olan Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan akşam, akşamla yatsı namazı arasında git. Mescide girince, akşam namazını ve peşinden de nafilesini kıl. Sonra kalkarak Allah’a yakınlaşmak için iki rekat mescidin tahiyyet namazını kıl. Namazdan sonra da ellerini göğe doğru kaldırarak, şöyle de:
أَنْتَ اللَّهُ لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ مُبْدِئُ الْخَلْقِ وَ مُعِيدُهُمْ وَ أَنْتَ اللَّهُ لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ خَالِقُ الْخَلْقِ وَ رَازِقُهُمْ وَ أَنْتَ اللَّهُ لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ الْقَابِضُ الْبَاسِطُ وَ أَنْتَ اللَّهُ لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ مُدَبِّرُ الْأُمُورِ وَ بَاعِثُ مَنْ فِي الْقُبُورِ أَنْتَ وَارِثُ الْأَرْضِ وَ مَنْ عَلَيْهَا أَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ الْمَخْزُونِ الْمَكْنُونِ الْحَيِّ الْقَيُّومِ وَ أَنْتَ اللَّهُ لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ عَالِمُ السِّرِّ وَ أَخْفَى أَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ الَّذِي إِذَا دُعِيتَ بِهِ أَجَبْتَ وَ إِذَا سُئِلْتَ بِهِ أَعْطَيْتَ وَ أَسْأَلُكَ بِحَقِّكَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ أَهْلِ بَيْتِهِ وَ بِحَقِّهِمُ الَّذِي أَوْجَبْتَهُ عَلَى نَفْسِكَ أَنْ تُصَلِّيَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ أَنْ تَقْضِيَ لِي حَاجَتِي السَّاعَةَ السَّاعَةَ يَا سَامِعَ الدُّعَاءِ يَا سَيِّدَاهْ يَا مَوْلاهْ يَا غِيَاثَاهْ أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسَكَ أَوِ اسْتَأْثَرْتَ بِهِ فِي عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ أَنْ تُصَلِّيَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ أَنْ تُعَجِّلَ فَرَجَنَا السَّاعَةَ يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ وَ الْأَبْصَارِ يَا سَمِيعَ الدُّعَاءِ
Tercüme
"Sen Allah'sın; senden başka ilâh yoktur. Yaratıkları yaratan ve onları -kendine- döndüren sensin. Sen kendisinden başka ilâh olmayan Allah'sın; varlıkları yaratan ve onlara rızık verensin. Sen kendisinden başka ilâh olmayan Allah'sın; tutan ve açan sensin. Sen kendisinden başka ilâh olmayan Allah'sın; işleri tedbir eden ve mezardakileri diriltecek olan sensin. Sen yeryüzünün ve yeryüzündekilerin mirasçısısın. Saklı, gizli, diri ve her şeyi ayakta tutan isimlerinin vasıtasıyla senden istiyorum. Sen kendisinden başka ilâh olmayan Allah'sın; sırrı ve gizliyi bilensin. Vasıta kılınarak dua edildiğinde kabul edeceğin ve vasıta kılınarak istendiğinde bağışta bulunacağın isimlerini vasıta kılarak senden istiyorum. Muhammed ve Ehl-i Beyt'inin üzerindeki hakkın hürmetine ve kendi üzerine farz kıldığın onların hakkı hürmetine senden istiyorum: Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle ve hacetlerimi hemen şimdi reva eyle, ey duayı işiten, ey efendi, ey mevla ve ey imdada koşan! Kendini isimlendirdiğin veya gayb aleminde kendine has kıldığın bütün isimlerinin hürmetine senden istiyorum: Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle ve kurtuluşumuzu şimdi çabuklaştır, ey kalpleri ve bakışları değiştiren ve ey duayı işiten!" |
---|
Sonra secdeye giderek, huzu ve huşu içerisinde Allah'tan hacetlerini iste. Sonra Hz. İbrahim aleyhi selamın evinin tarafı olan ve oradan Amalika'yla savaşmak üzere hareket ettiği batı ve kuzey tarafındaki köşede iki rekat namaz kıl. Namazdan sonra Hz. Zehra'nın (s.a) tesbihat zikrini söyle ve peşinden şöyle de:
Tercüme: "Allah'ım! Bu mübarek mekânın hürmetine ve burada sana ibadet edenlerin hürmetine, sen benim hacetimi biliyorsun. O halde Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle ve benim hacetlerimi reva eyle; sen benim günahlarımı saymışsın. O halde Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle ve günahlarımı bağışla.
Allah'ım! Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat; velilerinin sevgisi ve düşmanlarının düşmanlığı üzere ölmek benim için daha hayırlıysa beni öldür. Benim hakkımda kendinin layık olduğu şeyi yap, ey merhametlilerin en merhametlisi!”
Sonra batı ve kıble tarafında olan diğer tarafta iki rekat namaz kıl ve sonra ellerini kaldırarak, şöyle de:
Tercüme: "Allah'ım! Ben bu namazı senin rızanı talep edere; senin bağışlamalarını isteyerek; bağış ve mükafatlarını ümit ederek kıldım. O halde Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle ve bu namazı benden en güzel şekilde kabul et. Beni umduğum rahmetine ulaştır ve benim hakkımda kendinin lâyık olduğu şeyi yap, ey merhametlilerin en merhametlisi!"
Sonra secdeye kapan ve yüzünün iki tarafını toprağa bırak. Ardından mescidin doğu tarafındaki köşesine giderek, iki rekat namaz kıl ve ellerini açarak, şöyle de:
Tercüme: "Allah'ım! Eğer günah ve hatalarım senin yanında yüzümü çirkinleştirmişse ve bundan dolayı sesim sana yükselmiyorsa ve duamı kabul etmiyorsan, ey Allah'ım! Bu durumda ben senden -ciddi bir şekilde istiyorum; hiç kimse senin mislin değildir. Muhammed ve Ehl-i Beyt'ini sana vasıta kılıyorum ve senden istiyorum: Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle; Kerim yüzünü bana çevir ve benim de yüzümü kendine çevir; seni çağırdığımda ümidimi boşa çıkarma ve seni umduğumda beni mahrum eyleme; duamı kabul eyle, ey merhametlilerin en merhametlisi!”
Seyyid ibn-i Tavus şöyle devam etmektedir: Meşhur olmayan bazı ziyaret kitaplarında şöyle rivayet edilmiştir: Daha sonra mescidin doğu tarafında yer alan diğer tarafına giderek, iki rekat namaz kıl ve orada şöyle de:
Tercüme: "Allah'ım! Ben senin ismini vasıta kılarak, senden istiyorum. Allah'ım! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle; ömrümün en hayırlısını onun sonu, işimin en iyisini onun nihayeti, amellerimin en üstününü onların sonları, günlerimin en iyisini seni mülakat ettiğim gün eyle. Senin her şeye gücün yeter.
Allah'ım! Duamı kabul buyur; münacatlarımı (yakarışlarımı) duy. Ey yüce, ey azim, ey kadir, ey kahredici, ey hiçbir zaman ölmeyen diri! Allah'ım! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle; seninle aramda olan günahları bağışla; halkın önünde -onlardan dolayı- beni rezil etme; hiçbir zaman uyumayan gözünle beni koru; üzerimdeki kudretinle bana merhamet eyle, ey merhametlilerin en merhametlisi! Allah'ın rahmeti efendimiz Muhammed ve onun tertemiz Ehl-i Beyt'ine olsun; -kabul buyur- ey alemlerin Rabbi!"
Sonra mescidin ortasındaki evde iki rekat namaz kılarak, peşinden şöyle de:
Tercüme: "Ey bana şah damarımdan daha yakın olan, ey istediğini yapan, ey kişiyle kalbi arasında engel olan! Allah'ım! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet eyle; güç ve kuvvetinle bizimle bize eziyet edenler arasında engel ol. Ey insana her şeyden kifayet eden ve hiçbir şey kendisinden kifayet etmeyen! Dünya ve ahiret işlerimizden bizim yanımızda önemli olan konularda bize kifayet et; -duamı kabul et- ey merhametlilerin en merhametlisi!"
Sonra yüzünün iki tarafını toprağa bırak.
Bu mübarek yer günümüzde İmam Zeyne’l-Abidin’in (a.s) makamı olarak bilinmektedir "Mezar-ı Kadim" kitabında şöyle nakledilmiştir: Bu makamda iki rekat namaz kıldıktan sonra şu duayı oku: اللّهمّ انّى اسالك يا من لا تراه العيون...
Bu dua, Kufe Mescidi'nde Emirü’l-Müminin Ali'nin (a.s) kapısının dekkesinin amellerinde zikredilmiştir.[10]
Buradaki sünnet amellerden birisi de akşam namazıyla yatsı namazı arasında iki rekat namaz kılmaktır. İmam Cafer Sadık’tan (a.s) bu konuda şöyle rivayet edilmiştir: "Üzüntüsü olan herkes böyle yapar (akşam ve yatsı arasında iki rekat namaz kılar) ve sonra dua ederse, Allah-u Teâlâ onun üzüntüsünü giderir."
Ayrıca Bakınız
Kaynakça
- ↑ Muhammed Hüseyin Recebi, Kufe ve Nakşi an der Kuruni Nohustin-i İslami, s. 427.
- ↑ Bakınız: Kafi, c. 3, s. 495; Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 252; Vesailu’ş-Şia, c. 5, s. 267; Mir’atu’l-Ukul, c. 15, s. 495; İrşad, Mufid, c. 2, s. 380; Gaybet, Şeyh Tusi, s. 471; Keşfu’l-Gumme, c. 3, s. 253; el-Mezar, Şeyh Mufid, s. 25; el-Mezaru’l-Kebir, s. 134; İbn-i Kovluveyh, s. 29.
- ↑ Yakut Hamevi, Mucemu’l-Buldan, c. 3, s. 290 - 291.
- ↑ İbn-i Babeveyh, 1414, c. 1, s. 222; Tusi, 1376 h.ş; c. 3, s. 277.
- ↑ Yakut Hamevi, Mucemu’l-Buldan, c. 3, s. 290 - 291.
- ↑ Hüseyni el-Celali, Mezaratu Ehli’l-Beyt ve Tarihuhuma, s. 62 - 63.
- ↑ Hüseyni el-Celali, Mezaratu Ehli’l-Beyt ve Tarihuhuma, s. 62 - 63.
- ↑ Biharu’l-Envar, c. 97; s. 436, hadis 6.
- ↑ Kuleyni, el-Kafi, c. 3, c. 495; Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 52, s. 318; İbn-i Meşhedi, el-Mezaru’l-Kebir, s. 134; Mufid, el-İrşad, c. 3, s. 380.
- ↑ Kummi, Şeyh Abbas Kummi, Mefatihu’l-Cinan, Amalu Mescid-i Sehle.
Bibliyografi
- Kuleyni, Muhammed b. Yakub, Kafi, Daru’l-Kutubu’l-İslamiyye, 1389 h.k.
- Mufid, Muhammed b. Muhammed, el-İrşad fi Marifeti Hucecillahi Ale’l-İbad, tahkik: Müessese-i Alu’l-Beyt, ikinci baskı, Beyrut, Daru’l-Mufid, 1413 h.k.
- Dr. Asker Kaidan, Atabat-ı Aliyat-ı Irak.