Necef-i Eşref

Öncelik: aa, kalite: c
linksiz
resimsiz
kategorisiz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden
(Necef sayfasından yönlendirildi)
Necef-i Eşref
Genel Bilgiler
ÜlkeIrak
İlNecef
Yerel adNecef Eşref
DilArapça
Dinİslam
MezhepŞia
Tarihi Bilgiler
Eskilikİslamdan önce
İslami tarihiİslamın ilk yılları
Mekanlar
Türbelerİmam Ali aleyhi selam haremi, Hz. Hud (a) ve Hz. Salih (a) türbesi
MezarlıklarVadiu’s-Selam Kabristanı
İlmiye HavzalarıNecef İlmi Havzası
MescidlerŞeyh Ansari mescidi, Hennane mescidi, Hazra mescidi


Necef-i Eşref (Arapça: النجف الأشرف Najaf); Irak’ın şehirlerinden biridir. Bu şehrin geçmişi İslam öncesine dayanmaktadır. Ancak bu şehrin önemi daha çok İmam Ali’nin (a.s) türbesi ve Necef İlim Havzası’nın varlığından kaynaklanmaktadır. Günümüzde bu şehir, Irak’ın siyasi iktidar yapısına da etki eden, Dini Merceiyet|dini merceiyetin varlığıyla daha da çok önem kazanmıştır.

Coğrafi Konumu

Necef, Bağdat’ın 165 km güneybatısında, Kerbela’nın 77 km güneydoğusunda ve Kufe’nin 10 km batısında yer almaktadır. Irak tarihinin eski medeniyetlerinden Hire (Al-Hirah - الحيرة‎‎) antik kentinin bu şehrin yakınında bulunması, bu bölgenin tarihi geçmişinden haber vermektedir. Vadiyu’s-Selam kuzeyinde, Necef’in kurumuş denizi batısında ve Arabistan, Suriye ve Ürdün’e uzanan Badiyetu’ş-Şam’a birleşen çöl ise, bu şehrin batısında bulunmaktadır.

Necef Olarak Adlandırılma Sebebi

Necef’in bu isimle adlandırılması noktasında iki husus zikredilmiştir:

  1. Arapça bir terim olan “Necef” kelimesi “Mencuf” manasına gelmektedir. Mencuf ise, yüzeyine suyun ulaşmadığı dikdörtgen şeklindeki yüksek yerlere (plato) denir. Necef’in coğrafi konumunun dikdörtgen şeklinde ve etrafındaki arazilerden daha yüksek olması, bu adın ona verilmesine neden olmuştur.[1]
  2. Bu şehir Hz. Nuh’un (a.s) tufanı zamanında yüksek bir yerde bulunmaktaydı ve daha sonra orada “Ney” olarak meşhur olan geniş bir göl meydana gelmiştir. Bu gölün zamanla kurumasından dolayı ona “Ney Ceff” (Nay Jaff); yani “kurumuş Ney” denmiştir.[2]

Diğer İsimleri

El-Gura, Guryan, Haddu’l Azra, Hivar, Cudi, Vadiyu’s-Selam, Zuhr, Rabve,[3] Bankıya[4] ve Meşhed bu şehrin diğer isimlerindendir.

Havası ve Suyu

Necef şehri coğrafi konum olarak aslında şehir ve sahra sınırı arasında yer almaktadır. Şehri Kufe ve sahrası ise, çevresindeki çok fazla sıcak ve rüzgârı bu şehre getiren kumluklardır. Hava sıcaklığı bazen 59 dereceye kadar yükselmektedir. Necef, su yönünden her zaman sıkıntıda olmasına rağmen, buranın suyundan, yedinci asırdaki gibi bazı zamanlar yirmi bin hurmalığa su verilirmiştir.[5]

Tarih Aynasında Necef

İslamiyet Öncesi

  • Necef şehri, Lahmiler ve A’li Munzir devletinin temeddün merkezi olan Hire antik şehrine komşu olması nedeniyle kültür, temeddün (uygarlık) ve bayındırlık nimetinden yararlanmıştır. O zamanlar Hristiyan olan Araplar, İslamiyet dönemine kadar baki kalmış “Mart Meryem” gibi çok sayıda kiliseler inşa etmişlerdir.[6]

İslamiyet Sonrası

  • İslam asrında “Necef” ismi sadece İran ve Irak’ın fethedilmesi ve genişletilmesiyle ilgili tarihsel metinlerde görülmektedir.[7]
  • Abbasiler dönemine kadar onun ismi göze çarpmamaktadır. Harun Reşit döneminde ise, İmam Ali’nin (a.s) türbesinin aşikâr olması sebebiyle, bu şehir çoğunu kendi etrafına yerleşmeye teşvik etmiştir.

Necef’in Gelişimi

  • Taberistan Alevileri İmam Ali’nin (a.s) kabri üzerine bir bina inşa etmenin yanı sıra, güvenliğin sağlanması için de şehrin etrafına duvar ördüler.[8]
  • Şii Deylemi padişahları, türbenin onarım, restorasyonu ve yapım hizmetleri için çok çaba gösterdiler.
  • Musul’un Şii hakimi Ebu’l Heyca Abdullah b. Hamdan (ö. 317/929), hicri kameri 283 yılında şehri çevreleyen duvarları restore ederek, ona kapılar yaptı.
  • Moğol Celayiriler ve İlhanlılar yedinci ve sekizinci asırda şehrin ve İmam Ali’nin (a.s) mukaddes türbesinin restorasyonu ve genişletilmesi için büyük servet harcadılar.[9]
  • Hind emirlerinden Emir Firuz ve Emir 1. Ahmed, sekizinci asrın sonlarında türbenin idaresi ve şehrin restorasyonu için Deken’den (veya Dekhen; Hindistan’da bir şehir) vakıf malları ihtisas ettiler.
  • Safeviler döneminde Şah İsmail ve Şah Tahmasıb, Necef şehrinin su sorununun çözülmesi için nehirler kazarak Fırat nehrinin suyunun şehre taşınmasını sağlamışlardır. Şah İsmail tarafından kazılan Nehrişah, o dönemin kalıntılarındandır.
  • Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman Necef’in gelişmesi için çok çaba sarf etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman ve Şii Safevi padişahları, geniş çaplı rekabetlerinde Necef’e büyük katkılar sağladılar.
  • Kaçarlılar döneminde Vahhabilerin saldırısını önlemek için Feth Ali Şah’ın veziri Nizamu’d-Devle İsfahani hicri 1217 yılından 1257 yılına kadar şehrin etrafına sağlam bir duvar inşa etti.
  • Necef hükümeti hicri 1350 yılında bu duvarı kaldırarak yerine medrese ve hastane yaptı. Halk da onun çevresine evler inşa ettiler.[10]

Necef şehri önceleri Mişrak, Huveyş, Amare ve Burak olmak üzere 4 asli mahalleden oluşmakta ve bu mahallelerden her biri de kendi içinde küçük mahalleleri barındırmaktaydı. Tamamı bu dört mahalleden oluşan Necef-i Eşref şehri, bu genişleme ve gelişmelerden sonra eski şehir ve yeni şehir olarak iki bölüme ayrıldı. Zikri geçen dört mahalle eski şehir ve eklenen yeni bölümler ise, yeni şehir olarak adlandırıldı.[11]

Yezdi medresesi

Necef Havzası’nın Teşkili ve Gelişimi

  • Şeyh Tusi (r.a) hicri beşinci asrın başlarında Necef’e hicret etti ve kendi ders halkasını oluşturmakla bu şehri Şii ilim ve kültür merkezlerinden biri haline çevirdi.
  • Şah Abbas, Necef’in ilmi merkeziyetini yeniden kazanması ve ilim havzasının aktifleşmesi için çok çaba harcadı. Hatta Osmanlılarla yaptığı müzakerelerde Necef’in İran’a ilhak edilmesini istemiş, ancak Osmanlı vezir onun bu isteğine şöyle cevap vermiştir: “Necef’in taşları onun nazarında bin insana bedeldir.”[12]
  • Necef’in merkeziyeti, Mukaddesi Erdebili olarak tanınan Molla Ahmed Erdebili’nin Necef’e girişi ve onun ders halkasının oluşmasıyla daha da güçlendi.
  • Hicri Kameri on ikinci asırda, Behbahani’nin ders halkasının Kerbela’ya intikal etmesiyle Necef havzasının konumu zayıfladı. Ama hicri on üçüncü asırda Kaşifu’l Gıta, Bahru’l Ulum ve Şeyh Murtaza Ensari gibi fakih ve büyük şahsiyetlerin varlığıyla önceki ilmi önem ve konumunu yeniden kazandı ve Necef ilim havzası daha çok canlandı.
  • İran meşrutiyet devrimi döneminde, Ahund Horasani ve Mirza Nayini gibi Necef’te ikamet eden müçtehitler, meşrutiyetin fikri ve mezhebi önderliğini ellerine alarak, bu devrimi hidayet ve himaye ettiler.
  • Baas hükümeti döneminde çok fazla baskılara maruz kalan Necef ilim havzası, bütün bu baskılara rağmen baki kalmayı, aynı şekilde Şii aleminin ilmi merkezlerinden biri olarak gündemde kalmayı ve etki kaynağı olmayı başarmıştır.

Necef’teki Tarihi Eserler

  • Havernak (Huvernak) Kasrı:

Lahm padişahlarından Numan b. İmreu’l Kays tarafından Yezdgird veya Behram’ın ikameti için Necef’e 2 km uzaklıkta inşa edilmiştir. Birkaç zaman öncesine kadar bazı temelleri baki olan kasrın, günümüzde izine rastlanılmamaktadır.

  • Necef Kalesi

Necef, Osmanlılardan kalan ve İsfahanlı Sadrazam Hacı Muhammed Hüseyin Han tarafından restore edilerek, iki kapı eklenen güçlü ve sağlam kalelere sahipti. Necef şehrinin kapısı, kalenin kapısının yanında bulunmakta ve etrafında da pazarlar kurulmaktaydı. Avlunun giriş yollarından biri de bu kaleden açılmaktaydı. Günümüzde haremin avlusunun genişletilmesi nedeniyle tahrip edilen bu kaleden bir iz kalmamıştır.

  • Safi Sefa Makamı

Necef şehrinin batısının sonunda Safi Sefa makamı (Shrine Safi Safa) olarak bilinen büyük bir türbe ve anıt bulunmaktadır. İmam Seccad (a.s) makamının yanında bulunan Safi Safa makamı günümüze kadar ulaşmış ve halen oradadır.

  • Bektaşi Dergâhı

Osmanlılar tarafından, Hz. Ali’nin (a.s) türbesinin avlusuna, Bektaşi fırkasına ait olan tekkeler (dergahlar) inşa edildi. Bu fırkanın şeyhleri ve takipçileri buraya yerleşmekteydiler. Bu dergâh türbenin genişletilmesi için yıkılmıştır.

  • Zü’l Kifl Makberesi (Dhu'l Kifl Shrine)

Fırat nehrinin kenarında, Necef – Hille yolunun 40 kilometre ilerisinde, “Zi’l Kefl” adlı bir köyde Ben-i İsrail peygamberlerinden biri toprağa verilmiştir. Bu peygambere Yahudilerin kefili olduğu için ona “Zi’l Kifl” demişlerdir. Zi’l Kifl’in kabri bu köyde, tuğladan yapılan küçük bir kalenin içinde bulunmaktadır. Yahudiler önceki dönemlerde o bölgede bazı binalar inşa etmişlerdir. Yahudi ve Araplardan oluşan o bölge sakinlerinin hepsi daha sonraları Filistin’e gitmişlerdir. Yahudi ziyaretçiler her yıl dünyanın farklı bölgelerinden oraya gelip, bir ay orada kalırlarmış. Ayrıca bu mezarın arkasında bir mescit bulunmaktadır. Söylentilere göre Havarilerden dört kişi buraya defnedilmiştir. Ayrıca Zi’l Kifl’in kızının kabri de bu mescittedir.

  • Nemrut Kulesi

Fırat nehri yanında, Zi’l Kifl köyünden sonra tepeler bulunmaktadır. Bu tepelerin üzerine mahzeni ve bodrumu olan tuğladan bir kule yapılmıştır. Hz. İbrahim’i (a.s) buradan ateşe attıkları söylenmektedir. Bu tepe ve kule Babil antik kenti eserlerindendir; tahrip ve yıpranmasına rağmen halen sağlam bir şekilde baki kalmıştır.

Konumu ve Faziletleri

Mukaddes Necef şehri için çok sayıda faziletler nakledilmiştir ve onlardan bazıları şunlardır:

  1. İmam Ali’den (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Allah’a ibadet edilen ilk yer Kufe’nin arkasıdır (Necef); zira melekler orada Allah’ın emriyle Adem’e secde ettiler.”[13]
  2. Hz. İbrahim’in (a.s) bu şehre yerleştiği ve onun burada ikamet etmesiyle bu topraklara bereket ve rahmet nazil olduğu söylenmektedir.
  3. İmam Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Bu topraklardan yetmiş bin şehit hesap sorulmaksızın haşredileceklerdir.”
  4. İmam Cafer Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmektedir: “Hz. İbrahim’in (a.s) Beytullah'ı (Kabe’yi) ve Allah Resulünün de Medine’yi harem kıldığı gibi, Müminlerin emiri İmam Ali (a.s) de Kufe’yi (Necef) mukaddes ve harem karar kıldı.”[14]
  5. Başka bir yerde İmam Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Biz size Kufe’nin arkasına gitmenizi tavsiye ediyoruz. Orada bir kabir bulunmaktadır ve Allah oraya giden her hastaya şifa vermektedir.”
  6. İmam Sadık’tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: “Kufe’nin doğu tarafı (sağı), cennet bahçelerinden bir bahçedir.”
  7. İmam Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Perdeleri üzerinizden kaldırsalar, bu sahrada (Necef sahrasında) bir araya toplanan ve birbirlerini ziyarete giden ve birbirleri ile konuşan, müminlerin ruhlarını görürsünüz. Bütün müminlerin ruhları burada ve her kafirin ruhu da Berehut'tadır.”[15]

Necef’teki Mezarlar

Necef’te İmam Ali’nin (a.s) mutahhar kabrinin yanı sıra başka kabirler de bulunmaktadır.

Enbiyaların Kabirleri

Hz. Adem (a.s), Hz. Nuh (a.s), Hz. Hud (a.s) ve Hz. Salih’in (a.s) kabirleri Necef şehrindedir.

Vadiu’s-Selam kabristanı

Vadiu’s-Selam Kabristanı

Ana Madde: Vadiu’s-Selam Kabristanı

Yüz ölçümü 20 km² olan Necef’in eski ve tarihi mezarlığı Vadiu’s-Selam kabristanı, şehrin kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Hz. Hud (a.s) ve Hz. Salih’in (a.s) kabri, ulema ve seyyidlerden birçoğunun kabri ve aynı şekilde İmam Mehdi (a.s), İmam Sadık (a.s) ve İmam Seccad’ın (a.s) makamları burada bulunmaktadır. Vadiu’s-Selam Mezarlığı hakkında çok sayıda faziletler zikredilmiştir. Nitekim İmam Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Bu topraklarda müminlerin ruhları gruplar halinde birbirleri ile sohbet ederler ve hangi mümin yeryüzünün neresinde ölürse ölsün, ona şöyle denir: Vadiu’s-Selam’a katıl, zira Vadiu’s-Selam cennet mekanlarındandır.”

Sahabe ve Tabiin’in Kabirleri

Sahabe, tabiin, İmam Ali’nin (a.s) yarenleri ve İmamların (a.s) torunlarından bazıları da Necef-i Eşref'te toprağa verilmişlerdir. Bunlardan çoğu Necef’in 3 km uzaklığındaki Mescid-i Hannane ve Kufe mescidi yolu üzerindeki Seviyye bölgesine defnedilmişlerdir. Onlardan bazılarının isimleri şöyledir:

  • Ahnaf b. Kays
  • Sehl b. Huneyf
  • Osman b. Huneyf
  • Ubeydullah b. Ebu Rafi’
  • Habban b. Eret
  • Ruşeyd Heceri
  • Abdullah b. Ebi Ovfi
  • Kumeyl b. Ziyad
  • Abdullah b. Yakter
  • Kanber
  • Meysem-i Temmar
  • Ebubekr b. Ali
  • Zeyd b. Suhan
  • Sa’saa b. Suhan
  • Amr b. Hamik Huzai
  • Suleym b. Kays-ı Helali
  • Nasr b. Muzahim Minkari

Bu kişilerin yanı sıra, Ebu Musa Eş’ari, Ziyad b. Ebiyh, Mugayre b. Şu’be, Davud b. Hasan Müsenna ve Hasan Mekfuf da bu bölgeye defnedilmiştir.

Alim ve Din Büyüklerinin Kabri

Necef-i Eşref’te toprağa verilenlerden bazılarının isimleri şöyledir:

Kabri, İmam Ali’nin (a.s) türbesinin Babu’t-Tusi kapısının yanında ve “Şariu’t-Tusi”dedir.

Allame Hilli, İmam Ali’nin (a.s) türbesinin avlusundaki altın eyvanın arasındaki bir odada toprağa verilmiştir.

Mukaddes-i Erdebili, Hz. Ali’nin (a.s) türbesinin güneyindeki minarenin kenarındaki bir odanın içine defnedilmiştir.

O, Amare mahallesinde toprağa verilmiştir.

  • Şeyh Muhammed Mehdi Bahru’l Ulum

“Bahru’l Ulum” olarak tanınan Seyyid Muhammed Mehdi Tabatabai’nin ve evlatlarının kabri Astan-ı Şeyh Tusi’dedir.

Şeyh Murtaza Ensari Dizfuli, Hz. Ali’nin (a.s) türbesinin avlusunun güney bölgesindeki Babu’l Kıble koridorunda toprağa verilmiştir.

Bu iki alimin kabri türbenin kuzeyinde yer alan büyük eyvanın yanındadır.

  • Mirza-i Şirazi

Meşhur “Tahrim-i Tenbaku” (tütün anlaşmasının iptali) fetvasının sahibi Mirza Mahmut oğlu Seyyid Muhammed Hasan, İmam Ali’nin (a.s) hareminin dışında, Babu’t-Tusi kapısının doğu kısmında toprağa verilmiştir.

Mirza Hüseyin’in kabri İmam’ın (a.s) türbesinin Babu’l Kıble’nin doğusundaki üçüncü eyvanında bulunmaktadır.

O, İmam’ın (a.s) hareminin avlusunda, Babu’l Kıble’nin doğusundaki ilk kabre defnedilmiştir.

Mefatihu’l Cinan” ve “Münteha’l Amal” gibi meşhur kitapların yazarı Şeyh Abbas Muhaddisi Kummi, üstadı Mirza Hüseyin Nuri’nin yanında toprağa verilmiştir.

Mirza Nayini, Hz. Ali’nin (a.s) türbesinin avlusunda, pazar kapısının güneyindeki beşinci kabre defnedilmiştir. O, meşrutiyet hareketi dönemindeki günümüz siyasi düşünür ve mütefekkirlerinden sayılmaktaydı. Onun “Tenbihu’l Ümme ve Tenzihu’l Mille” kitabı meşrutiyet hakkındaki siyasi görüşlerini içermektedir.

Hakim ve Devlet Yöneticilerinin Mezarı

A-li Buye (Büveyhoğulları)

  • Adudu’d-Devle Deylemi
  • Şerefu’d-Devle (Adudu’d-Devle’nin oğlu)
  • Bahau’d-Devle (Adudu’d-Devle’nin oğlu)
  • Bedruddin Husneviyye (Adudu’d-Devle hükümeti döneminde Hamedan, Dinever, Burucerd ve Nehavend şehirlerinin hakimi)
  • Fahru’l Mulk Ebu Galib (Sultanu’d-Devle’nin veziri)
  • Ebu’l Kasım Hüseyin b. Ali (Şerefu’d-Devle’nin veziri)
  • Şerefuddin Enuşirvan b. Halid (A-li Buye dönemi vezirlerinden)

A-li Hamdan

Hicri beşinci ve altıncı yılın büyük mücahitlerinden olan A-li Hamdan (Hamdanoğulları) Şam’da hüküm sürmüş bir Şii Arap hanedanıdır. Onların, Bizans ordusunun işgaline karşı direniş hareketindeki rolleri belirleyici olmuştur. Seyfu’d-Devle Hamdani ve Nasıru’d-Devle, Hamdanoğulları'nın en ünlü padişahlarındandır. Şeyh Ali Kaşifu’l Gıta’nın söylediğine göre, A-li Hamdan ölülerini Şam, Haleb ve Musul’dan Necef’e getirerek, hareme defnederlermiş.

İlhanlılar ve Timurlular

Hicri sekizinci ve dokuzuncu asırda Irak’ta hükümet eden Moğol İlhanlılar, İran’da hükümet eden Müslüman ve Şii devletlerdendir. İlhanlıların bazı devlet adamları, Celayiri ve Teymuri, İmam’ın (a.s) türbesine defnedilmişlerdir; fakat günümüzde kabirlerinin yeri belli değildir. Hibetu’d-Din Şehristani, Timurluların kurucusu Timur Lenk’in kabrini bodrumda Şeyh Tusi’nin kabri yanında görmüştür.

Kaçar Padişahları ve Devlet Adamları

İmam Ali’nin (a.s) türbesi ve avlusunda toprağa verilen Kaçar padişahları ve devlet adamları şunlardır:

Necef’teki Mescitler

Necef-i Eşref’te çok sayıda cami ve mescit bulunmaktadır ve bunlardan bazıları büyük öneme sahiptir. Onlardan bazıları şunlardır:

  • Şeyh Tusi Mescidi
Ana Madde: Şeyh Tusi Mescidi

Bu mescit ilk önceleri Şeyh Tusi’nin eviydi. O, vefatından sonra bu evde toprağa verilmesini ve o yerin mescide dönüştürülmesini vasiyet etmiştir. Günümüzde Necef’te tanınan bu mescit haremin kuzeyindeki el-Mişrak mahallesinde yer almaktadır.

El-Hindi Mescidinin içinden bir kare

Çok fazla cemaati olan bu mescit, Necef’in en büyük mescitlerinden biridir. Hicri kameri 1323 yılında yenilenen bu mescit, çok sağlam ve dayanıklıdır. Muharrem ayı matem merasimleri her yıl bu mescitte düzenlenmektedir. Allame Seyyid Muhsin Hekim bu asırda mescidin binasını genişletmiştir.

  • Şeyh Murtaza Ensari Mescidi
Ana Madde: Şeyh Murtaza Ensari Mescidi

Huveyş mahallesinde bulunan bu mescit, Şeyh Ensari’nin yardım ve gözetimi altında inşa edilmiştir. Necef ilim havzası alimleri bazı derslerini burada düzenlemektedirler. Kaçarlılar dönemi alimlerinden Seyyid Muhammed Kazım Tabatabai ve İmam Humeyni (r.a) bu mescitte ders veren alimlerdendir.

  • Şeyh Tureyhi Mescidi

Safevi asrı alimlerinden Muhakkik Kereki’ye nispet verilen bu mescit, hicri kameri 1376 yılında restore edilmiştir.

  • İmran b. Şahin Mescidi

Hicri kameri dördüncü asırda A-li Buye’ye hükümdarlarından İmran b. Şahin’e nispet verilen bu mescit, Necef’in en eski mescitlerinden biridir. Bu mescit Harem'in avlusunun girişinde Bab-ı Tusi tarafındadır.

Ana Madde: El-Hazra Mescidi

İmam Ali’nin (a.s) türbesinin doğusunda bulunan bu mescit, Ayetullah Hoi’nin ders halkasını düzenlediği yerdir. Bu mescidin uzun bir geçmişi vardır ve Ali b. Muzaffer’e mensuptur. El-Hazra (yeşil) mescidi, hicri 1380 yılında Hacı Şeyh Ensari Kummi tarafından restore edilmiştir.

Necef’in diğer meşhur mescitleri şunlardır: Mescid-i A-li Kaşifu’l Gıta, Mescid-i Cevahiri, Mecidu’r-Re’s ve Mescid-i Hayderi.

Necef’teki Medreseler

  • Mikdad Suyuri Medresesi (kuruluş: Dokuzuncu asır)

Necef’in çok eski ve meşhur medreselerindendir.

Necef alimlerinden olan ve şehrin başkanlık sorumluluğunu da üstlenen Molla Abdullah Yezdi onuncu asırda bu medreseyi inşa etmiştir.

Şah Abbas Safevi bu medreseyi avlunun kuzeyine inşa etmiştir. Bu medrese on dördüncü asrın evveline kadar faaliyet gösteriyordu. Ancak o günden (on dördüncü asırdan) itibaren tedrici olarak talebeleri boşaltıldı ve odaları, türbenin avlusunun malzemeleri ve haremin hademelerinin eşyalarını koruma yeri oldu. Bundan dolayı “medrese” kelimesi yerine “Daru’z-Ziyafe” olarak adlandırıldı.

  • Sadr Medresesi

Necef’in geniş ve büyük medreselerinden olan Sadr Medresesi, İmam’ın (a.s) türbesinin avlusuna uzanan Necef’in büyük pazarında (es-Suku’l Kebir) bulunmaktadır.

Amare mahallesinde bulunan bu medrese, Kaçarlılar dönemi vezirlerinden biri olan Mu’temedu’d-Devle tarafından, Allame Şeyh Cafer’in oğlu Şeyh Musa Kaşifu’l Gıta’nın yardımlarıyla inşa edilmiştir.

  • Mehdiyye Medresesi (Şeyh Mehdi)

Bu medrese Mişrak mahallesinde, Allame Seyyid Mehdi Bahru’l Ulum ve Şeyh Tusi’nin kabrinin karşısında ve Kavvam medresesinin yanındadır.

  • Kavvam Medresesi (kuruluş: 1300 h.k.)

Fethiyye medresesi olarak da bilinen bu medrese, Necef’in büyük ve meşhur medreselerinden biridir.

  • İrvani Medresesi (kuruluş: 1307 h.k.)

Bu medrese Saddam zamanında tahrip edilmiştir.

  • Mirza Hüseyin Şirazi Medresesi

Bu küçük medrese, Bab-u Tusi’nin (İmam Ali’nin (a.s) türbesinin kapılarından biri) yanındadır.

  • Büyük Mirza Hüseyin Halili Medresesi

Amare mahallesinde bulunan bu medrese, hicri şemsi 1367 yılında Saddam rejimi tarafından yıkılarak, içindeki eşyalara el konuldu.

  • Buhari Medresesi

Şeyh Kazım Buhari tarafından inşa edilen bu medrese, Huveyş mahallesinde Ahund Horasani’nin medresesinin bitişiğindedir.

  • Şerbiyani Medresesi

Huveyş mahallesinde bulunan bu medrese, Necef’in meşhur medreselerindendir.

  • Ahund Horasani'nin Büyük Medresesi

Bu büyük medrese Huveyş mahallesindedir.

  • Ahund Horasani'nin Küçük Medresesi (kuruluş: 1328 h.k.)

Bu medrese Burak mahallesindedir.

  • Kazvini Medresesi

Amare mahallesinde ve meşhur Mescid-i Hindi’nin yakınlarında bulunan bu medrese, 1324 h.k. yılında kuruldu ve 1384 h.k. yılında da restore edildi. Bu medrese 1412 h.k. Şaban ayı kıyamında Baas rejimi tarafından dinamit koyularak patlatıldı ve kütüphanesi de ateşe verildi.

  • Badkubei Medresesi

Bu medrese Mişrak mahallesinde bulunmaktadır.

  • Seyyid Muhammed Kazım Tabatabai Yezdi Medresesi

Huveyş mahallesinde bulunan bu medrese, Necef’in en meşhur, en iyi ve en büyük medreselerindendir.

  • Medrese-i Hindi (kuruluş: 1328 h.k.)

Mişrak mahallesinde yer almaktadır.

  • Seyyid Abdullah Şirazi Medresesi (kuruluş: 1372 h.k.)
  • Büyük Burucerdi Medresesi (kuruluş: 1373 h.k.)

Burak mahallesinde bulunan bu medrese, Ayetullah Burucerdi’nin (r.a) tavsiyesi ve Şeyh Nasrullah Halhali’nin girişimiyle inşa edilmiştir.

  • Daru’l Hikme Medresesi

Ayetullah Hekim’in emriyle yapılan bu medrese, Şabaniye İntifadası’ndan sonra Saddam rejimi güçleri tarafından tahrip edilmiştir. Daru’l Hikme medresesi, Saddam rejimi döneminden sonra yeniden yapılarak, 2013 yılında yeninden açıldı.[16]

  • Daru’l İlm Medresesi

Ayetullah Hoi’nin (r.a) emriyle inşa edilen bu medrese, Şabaniye İntifadası’ndan sonra Saddam rejimi güçleri tarafından tahrip edilmiştir.

  • Allame Belagi Medresesi

Bu medrese Ayetullah Sistani’nin emriyle yapılmıştır.

  • “Necef Dini Üniversitesi” Medresesi

Hayyu’s-Sa’d mahallesinde bulunan bu medrese, Necef – Kufe yolu üzerindedir. Bu medrese Necef’in ileri gelenlerinden biri olan Seyyid Muhammed Kelanter’in girişimleriyle inşa edilmiştir. Sınavları ile birlikte düzenli ders programı ve başarılı öğrencilerin teşviki bu medresenin özelliklerinden bazılarıdır. Bu medrese günümüzde Necef’in en büyük ve en önemli dini medreselerindendir.

Necef’teki Kütüphaneler

  • Alevi Kütüphanesi
Ana Madde: Mektebetu’r-Rovzetu’l Hayderiyye (Necef)

Bu kütüphane, “El-Haydariyye”, “el-Hazanetu’l Gareviyye” ve Mektebetu’s-Sahn” olarak da bilinmektedir. Bu kütüphanenin kuruluşu hicri dördüncü asra veya daha öncesine dayanmaktadır. Adudu’d-Devle Deylemi bu kütüphanenin kuruluş ve gelişimine katkıda bulunmuştur. Hicri kameri 755 yılında kütüphanede yangın çıkmış ve İmam Ali’nin (a.s) mübarek hattıyla üç ciltte yazdığı Kur’an-ı Kerim mushafı dahil, birçok kitap çıkan yangında kül olmuştur. Ancak alimlerin çabalarıyla bu kütüphane yeniden ihya edilmiştir. Sonraları ihmal sonucunda bu kütüphane tedricen önemini yitirdi ve orada bulunan kitaplar ya çıkarıldı ya da yok oldu. Öyleki günümüzde o değerli kitap mahzeninden geriye çok az sayıda kitap baki kalmıştır.

  • İmam Emire’l Müminin (a.s) Kütüphanesi
Rovzetul-Hayderiyye kütüphanesi
Ana Madde: Mektebetu’l İmam Emire’l Müminin el-Amme (Necef)

İmam Emire’l Müminin kütüphanesi hicri kameri 1373 yılında, mübarek Gadir-i Hum bayramında Allame Emini’nin himmetiyle yapılmıştır. Bu kütüphane Necef şehrinin en muteber ve zengin kütüphanesidir.

  • Ayetullah Hekim Kütüphanesi
Ana Madde: Mektebetu’l İmam el-Hekim el-Amme (Necef)

Necef’in bilim ve kültür merkezlerinden biri olan Ayetullah Hekim Kütüphanesi İmam Ali’nin (a.s) türbesinin yakınlarında bulunmaktadır. Bu kütüphane Seyyid Muhsin Hekim tarafından tesis edilmiştir.

  • Şuşteriler Hüseyniyesi Kütüphanesi

Necef’in en eski kütüphanelerinden biri olan bu kütüphane, on üçüncü asırda Hacı Mirza Ali Muhammed Necef Abadi tarafından kurulmuştur.

  • Şeyh Ağa Bozork Tahrani Kütüphanesi

Aüa Bozork Tahrani yıllar boyunca yaptığı araştırmalardan sonra, özellikle Mısır ve İran olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki çok değerli kitapları elde ederek, kendi kütüphanesine koydu ve hicri kameri 1375 yılında da şahsi kitaplarını ilme vakfetti. 5 bin cilt eseri barındıran kütüphanesinden el yazmalı olan yüz eseri nadirdir.

  • Sadr Medresesi Kütüphanesi

Hicri kameri on üçüncü asrın ortalarında Hacı Muhammed Hüseyin Han Sadrazam tarafından yapılan bu kütüphane, o asırda Necef’in en meşhur kütüphanelerinden biriydi. Ama dikkatsizlik ve ihmalkarlıklar bu kütüphanenin çoğu kitaplarının yok olmasına neden olmuştur. Günümüzde bu kütüphaneye teveccüh edilmemektedir.

  • İmam Hasan Mücteba (a.s) Kütüphanesi

Şeyh Bakır Şerif Kurşi'nin kurduğu bu kütüphane, güzel binasıyla Şariu’r-Resul’un sonunda bulunmaktadır.

Allame Şeyh Muhammed Hüseyin Kaşifu’l Gıta kütüphanesi, Medrese-i Kavvam kütüphanesi, Halili Medresesi kütüphanesi, Ahund Horasani Medresesi kütüphanesi, Seyyid Muhammed Kazım Yezdi Medresesi kütüphanesi ve Ayetullah Burucerdi kütüphanesi de Necef’in önemli kütüphanelerinden sayılmaktadır.

Kaynakça

  1. Mucemu’l Buldan, c. 5, s. 271; Lisanu’l Arab, c. 9, s. 334.
  2. İlelu’ş-Şerai’, s. 22, bab 26.
  3. Kenzu’l Ummal, c. 2, s. 473.
  4. Levami-u Sahibkarani, c. 5, s. 491.
  5. Mucemu’l Buldan, c. 5, s. 271.
  6. Maziyu’n-Necef ve Hazıruha, c. 1, s. 16.
  7. Tarihu’t-Taberi, c. 3, s. 360; Tarih-i Yakubi, c. 2, s. 144.
  8. Tarih-i Taberistan ve Ruyani Mazenderan, c. 1, s. 95.
  9. Simayı Necef-i Eşref, s. 32.
  10. Mezaratu Ehlibeyt aleyhimus-selam, s. 48.
  11. el-Mahallatu’s-Sekneti’l-Kadimeti fi Medineti’n-Nevef.
  12. Maziyu’n-Necef ve Hazıruha, c. 1, s. 28 - 29.
  13. Biharu’l Envar, c. 100, s. 232.
  14. Maziyu’n-Necef ve Hazıruha, c. 1, s. 14, Furhetu’l Gura kitabından naklen, s. 9.
  15. Biharu’l Envar, c. 100, s. 235.
  16. Tahripten Sonra…Daru’l Hikme Seyyid Hekim Tarafından Yeniden Açıldı.

Bibliyografi

  • Biharu’l Envar.
  • Tarih-i Taberistan ve Ruyani Mazenderan.
  • Tarih-i Taberi.
  • Tarih-i Yakubi.
  • Simayı Necef-i Eşref.
  • İlelu’ş-Şerai’.
  • Kenzu’l Ummal.
  • Levamiu Sahinkarani.
  • Maziyu’n-Necef ve Hazıruha.
  • Hamevi, Yakut, Mucemu’l Buldan, Beyrut, Dar’u Sadır, 1995.

Dış Bağlantılar