Zübeyr bin Avvam

Öncelik: a, kalite: c
linksiz
resimsiz
infobox'siz
navbox'siz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden


Zübeyr bin Avvam
Kişisel Bilgiler
İsimZübyer bin Avvam
KünyeEbu Abdullah
Muhacir/ EnsarMuhacir
Ünlü akrabalarıHz. Hatice (s.a)
VefatıHicri Kameri 36. Yıl Cemel Savaşı
Türbeİrak, Besre
Sehabelik Bilgiler
İslam'a geçtiği zamanİlk müslümanlardan
Katıldığı savaşlarHz. Peygamberin Savaşlarının Çoğu
Hicret etdiği yerlerHabeşistan, Medine
Şöhretinin nedeniCemelde Hz Ali'ye karşı vuruşması
DiğerSakife ile muhalifet, Üç halife ile muhalifet, Sakife’de Hz. Ali’yi savunanlardan biri olmuştur
Sehabeler
İmam Ali aleyhi selamAmmar bin YasirEbu BekirÖmer İbn HattabZübeyr bin AvvamZeyd bin HariseSelman-ı FarisiEbu Zer GifariMikdad bin AmrTalha bin UbeydullahEbu Eyyub El-EnsariEbu Talibvb.


Zübeyr bin Avvam bin Huveyled (Arapça:الزبير بن العوام ö. 656), Hz. Resulü Ekrem’in (s.a.a) sahabesi, Hz. Hatice’nin (s.a) kardeşinin oğlu, 8 yaşında Müslüman olmuş ve her zaman Peygamber Efendimizin yanında olmaya çalışan ilk Müslümanlardandır. Hz. Resulullah (s.a.a) vefat ettikten sonra, Zübeyr, Ebu Bekir’in Sakife toplantısında halife seçilmesine karşı çıkmış ve Ebu Bekir’in hilafetini reddetmiştir. Hz. Ali’nin (a.s) hilafetini savunmuş ve Ömer bin Hattab’la çokça tartışmalara girmiştir. Zübeyr, yine Ömer tarafından halife seçilmesi için atanan altı kişilik şurada yer almış ve orada da Hz. Ali’nin (a.s) halife olması gerektiğini savunarak ona oyunu vermiştir. Osman’a karşı halk ayaklanmasında ve öldürülmesinde etkin bir rolü olmuştur. Hz. Ali’nin (a.s) halife olması için çaba sarf etmiştir. Ancak Hz. Ali’nin hilafetinin başlarında Talha, Ayşe ve bir grup başka sahabe ile birlikte Cemel savaşını başlatarak Hz. Ali’ye karşı isyan girişiminde bulunmuş ve bu savaşta öldürülmüştür.

Nesebi

Zübeyr bin Avvam bin Huveylid bin Esed bin Abduluzza bin Kusay bin Kilab bin Murret bin Ka’b bin Lu’ey Kureşi Esedi. Künyesi Ebu Abdullah’tır. Hz. Hatice’nin erkek kardeşinin oğludur. Babası (Hz. Hatice’nin kardeşi) Avvam, “Ficar/günah savaşında” öldürülmüştür.[1] Annesi Safiye, Abdulmuttalib’in kızı, yani Hz. Muhammed ve Hz. Ali’nin halasıdır.[2]

Bazıları Zübeyr hanedanının Mısırlı olduğunu ileri sürmüş ve ecdadının asil Kureyş’e dayanmadığını belirtmektedirler. Bunlar, bir rivayete dayanarak Hüveylid bin Esed’in Mısır seferinde Avvam’ı kendisiyle birlikte Mekke’ye getirdiğini ve gerçekte Avvam’ın onun üvey oğlu olduğunu belirtmişlerdir.[3]

Zübeyr, Ebu Bekir’in kızı Esma ile evlenmiştir.[4]

Zübeyr’in Müslüman Oluşu

Tarihi kaynaklar, Zübeyr’in Müslümanlığını Ebu Bekir’in Müslüman olmasından sonraki döneme dayandırmaktadırlar. Bazılarının belirttiğine göre Müslüman olduğunda 8 yaşında idi.[5] Ancak bazıları Müslüman olduğunda 15 yaşında olduğunu yazmıştır.[6] Bir rivayete göre Hz. Ali (a.s) ile aynı yaştadır.[7] Bu durumda 8 yaşında Müslüman olduğunu söylemek yerine 15 yaşında olduğunu söylemek daha uygundur.

Zübeyr’in Müslüman olan beşinci veya altıncı kişi olduğu söylenmiştir.[8] Zübeyr’in torunu Hişam bin Urvet’in Zübeyr’in Müslüman oluşunu nakletmiş olması[9] Müslüman oluş tarihi hakkında abartılı bir yaklaşımın muhtemel olduğunu ortaya koymaktadır.[10]

Hz. Resulullah Dönemi

Hicretten Önce

Zübeyr hakkında hicretten önce pek bir haber bulunmamaktadır, yalnızca Habeşe’ye hicret eden muhacirlerden olduğu kaydedilmiştir.[11] Zübeyr ve diğer muhacirler Habeşe’de iken Kureyş’in Müslüman olduğu haberi yayılınca o da bazı Müslümanlarla birlikte Mekke’ye geri dönmüştür.[12]

Kardeşlik Ahdi

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Fahri Kâinat Efendimiz Muhammed Mustafa’nın (s.a.a) Medine’ye hicret ettikten sonra yaptığı işlerden biri de Müslümanlar arasında kardeşlik ahdi kıymasıdır. Efendimiz kardeşlik ahdinde Zübeyr’le Abdullah bin Mesud arasında kardeşlik ahdi kıymıştır.[13] Başka bir rivayette Zübeyr ile Selemet bin Selamet bin Vakeş arasında kardeşlik yapmıştır.[14]

Abdullah bin Zübeyr

Hicretin hemen başlarında Abdullah bin Zübeyr dünyaya gelmiştir. Kendisi Medine’de dünyaya gelen ilk muhacir çocuğu olmuştur. Dünyaya geldiğinde Müslümanlar tekbir getirmiştir. Bu tekbirin nedeni Abdullah veya Zübeyr’in makamından dolayı değil, bilakis Yahudi büyücüler tarafından Muhacir Müslümanların soylarının kesileceği yönünde büyü yapıldığı sözünün yaygın olmasından dolayı idi.[15]

Savaşlardaki Yeri

Zübeyr’in Bedir savaşında[16] ve yine Uhud ve Mekke’nin fethinde bulunduğu rivayet edilmiştir.[17]

Zübeyr ve Hülafa

Ebu Bekir’in Hilafetine Karşı Çıkması

Zübeyr, Hz. Resulü Kibriya Efendimizin (s.a.a) vefatından sonra Sakife’ye ve orada alınan karara muhalefet eden kişilerden biri olmuştur. Saldırganlar Hz. Ali’nin (aleyhi selam) evine saldırdıklarında, Zübeyr kılıç çekerek onlara saldırmış ve şöyle demiştir:

“Ey Abdulmuttalib’in evlatları! Sizler yaşadığınız halde bunlar Ali’ye böyle davranıyorlar?!”

Sonra kılıç çekmiş ve onlara saldırmıştır. Halid bin Velid, arkadan Zübeyr’e taşla vurmuş ve kılıcın elinden düşmesine neden olmuştur. Sonra Ömer kılıcını almış ve kırmıştır.[18]

Zübeyr, Ebu Bekir’in kızı Esma ile evlenmiştir dolayısıyla onun damadıdır[19], ancak Esma’ya talak vermiş ve onu boşamıştır. Denildiğine göre oğlu Abdullah’ın ısrarı ile talak vermiştir.[20]

Ömer’in Zübeyr’e Hakaretleri

Zübeyr ile hilafet arasındaki gerginlik ve ihtilaf ikinci halife Ömer’in zamanında da iyi bir seyir sergilememiştir. Bir gece Ömer, İbn Abbas ile birlikte gece devriyesi yaparken, söz Zübeyr’den açılınca Ömer şöyle demiştir: “Kendisinin sabrı az, renkten renge giren, memnun olduğunda mümin e, öfkelendiğinde ise kâfire benzer. Bir gün insan bir gün şeytandır. Bir gün hilafete erecek olursa bir ölçek arpa için gününü çene çalmakla geçirebilir.”[21]

Osman’ın Öldürülmesindeki Payı

Ömer’in teşkil ettiği altı kişilik şurada Zübeyr, Osman’a oy vermemiştir. Bu, onun Osman’la yakın olmadığını ortaya koymaktadır. Osman, onu razı etmek için kendisine 600 bin dirhem vermiştir[22], ancak bir süre geçmeden halkı Osman’ı öldürmeleri için kışkırtmıştır.[23]

Zübeyr ve Hz. Ali’nin Hilafeti

Zübeyr ile Hz. Ali (a.s) arasındaki ilişki ve irtibat inişler ve çıkışlarla doludur. Zübeyr, Sakife’de Hz. Ali’yi savunanlardan biri olmuştur. Yine Hz. Fatıma Zehra’nın (a.s) vasiyetine tanık olan kişilerdendir.[24] Hz. Fatıma (s.a) defnedildiğinde orada hazır olmuştur[25] ve altı kişilik şurada Hz. Ali’ye (a.s) oy vermiştir.

Osman öldürüldükten sonra, aralarında Talha ve Zübeyr’in de olduğu büyük bir halk kitlesi, Hz. Ali’nin (a.s) evine hücum etmiş ve ‘sana biat etmek için gedik’ demişlerdir. Halkın ısrarı üzerine Hz. Ali (a.s) hilafeti kabul etmiştir.[26] Zübeyr, bu vakada Talha ile birlikte, muhacirlerin biatlerini tazmin etmiştir.[27] Ancak kısa bir süre sonra görüşünden vazgeçmiş ve Hz. Ali’nin hilafetine karşı çıkmıştır.[28] Zübeyr, Talha ile birlikte Ayşe’nin de Mekke’de Hz. Ali’nin (a.s) halifeliğine karşı çıktığını duyunca, umre bahanesi ile onun yanına Mekke’ye gitmiştir.

İmam Ali (a.s) onlar Medine’den çıktıklarında şöyle buyurmuştur: “Onlar, Allah’ın evini ziyarete gitmiyorlar, bilakis hile, düzenbazlık, aldatma ve hıyanet için yola çıktılar.”[29]

Zübeyr ve Talha, Ayşe’yi de yanlarına alarak Hz. Ali’ye karşı isyan başlatma hedefi ile büyük bir ordu ile Basra’ya gittiler. Onlar, Ya’la bin Munbe tarafından Hz. Ali’ye gönderilen Yemenlilere ait malları yağmalayarak resmi ve aleni bir şekilde Hz. Ali ve hilafete karşı mücadeleye girişmişlerdir.[30]

Zübeyr’in Cemel Savaşındaki Rolü

Zübeyr’i Cemel savaşında bir üçgenin bir kenarı olarak tasvir etmek mümkündür. Hicretin 36. Yılında Talha ile birlikte Ayşe’yi de yanlarına alarak Basra’ya gitmişlerdir. Basra’ya girince Hz. Ali (a.s) tarafından atanan Basra valisi Osman bin Huneyf’i darp ederek saç, sakal ve bıyıklarını yolarak müsle(vücut azalarından kesmek koparmak) etmişlerdir.[31] Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s), ordusu ile Basra’ya vardıktan sonra bazı çatışmaların ardından savaş Hz. Ali’den yana sonuçlanmaya başlamıştır.

Savaş Sırasında Zübeyr ile Hz. Ali Arasında Görüşme

İki ordu karşı karşıya gelince, Hz. Ali aleyhi selam, Zübeyr’i yanına çağırttı. Görüşme iki ordu saflarının önünde gerçekleşti. Hz. Ali (a.s) Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) kendi hakkındaki emrini Zübeyr’e hatırlattı. Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) emri şu yöndeydi: Peygamber efendimiz bir gün Hz. Ali’nin yanında Zübeyr’e şöyle demiştir: ‘Ali’yi seviyor musun?’ Zübeyr: ‘Neden sevmeyeyim?’ demiştir. Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Öyle ise nasıl onunla zalimce savaşacaksın?!”[32]

Zübeyr, Peygamber Efendimizin sözünü hatırlayınca, ordu kampından ayrılmıştır.[33]

Zübeyr’in Öldürülmesi

Zübeyr bin Avvam'ın Kabri

Zübeyr, ordudan ayrılınca, Amr bin Curmuz birkaç adamıyla birlikte, onu takip etmeye başlamış ve Siba’a Vadisi denen yerde onu gafil avlayarak öldürmüştür.[34] Daha sonra Hz. Ali’nin (a.s) yanına gitmiş ve Zübeyr'in katili sıfatıyla İmamı görmek için giriş izni istemiştir. Bunun üzerine Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur: “İçeri girmesine izin verin ve ona cehennem ateşinin müjdesini verin.”[35] Hz. Peygamber Efendimiz (a.s) de Zübeyr’in katili için şöyle buyurmuştur: “Zübeyr’in katilinin yeri ateştir.”[36]

İmam Ali (a.s) Zübeyr’in öldürülmesinden rahatsız olduğunu izhar etmiş ve kılıcını gördüğünde, Zübeyr’in sadrı(evvel) İslam’daki savaşlarda gösterdiği kahramanlıkları hatırlatarak şöyle buyurmuştur: “Bu kılıç, defalarca Allah Resulünün yüzünden gam ve kederi silmiştir.”[37]

Zübeyr’in Tövbesi

Hz. Peygamber Ekrem’in (s.a.a) hadisinden ve Hz. Ali’nin (a.s) Zübeyr’in katili hakkındaki sözlerinden Zübeyr’in tövbe ederek Hz. Ali’nin safına geçtiği betimlenebilir. Araştırmacı yazarlardan Yusufi Garavi, Zübeyr’in tövbe ettiğini kabul etmemekte ve şöyle demektedir: “Zübeyr’in tövbesinin doğru olması zamanın imamı olan Hz. Ali’ye (a.s) tabi olması ve onun hizmetine girmesi halinde geçerli olabilir. Elbette ki Zübeyr, Hz. Ali’yle (a.s) görüştükten sonra böyle yapmamıştır ve Hz. Emir’in (a.s) Zübeyr’in katilinin cehennemde olacağına dair açıklaması da Zübeyr’in tövbesinin kabul edildiği anlamına gelmez, çünkü böyle bir müjdenin verilmesinin sebebi, zamanın şer'i imamının emri ve izni dışında onu öldürmelerinden dolayı olmuş olması muhtemeldir, özellikle Zübeyr’in katili sonralardan Nehrevan haricîlerinden olmuştur.[38]

Zübeyr’in Kabrine Mescit Yapılması

İbn Cevzi Hambeli, tarih kitabında şöyle yazmaktadır: “hicretin 386. Yılında Basra ahalisi bazı olaylar yaşandıktan sonra Zübeyr’in kabrinin üzerine bir kümbet ve mescit yaptırmış ve orası için büyük miktarda mal vakfetmişlerdir.”[39]

Çocukları

Nesep âlimleri, Zübeyr’in 11 erkek, 9 kızının olduğunu yazmışlardır. Onların en meşhurları Abdullah bin Zübeyr’dir. Zübeyr’in diğer çocuklarının adları şunlardır:

Oğulları: Urvet, Munzir, Asım, Muhacir, Halit, Ömer, Mus’ab, Hamza, Cafer.

Kızları: Hatice, Ümmü Hasan, Ayşe, Habibe, Sure, Hint, Ramle, Abide, Zeynep.

Servet ve Varlıkları

Zübeyr, ilk üç halife döneminde büyük miktarlarda servet ve zenginlikler elde etmiştir. Denildiğine göre Medine’de 11, Basra’da 2, Kufe’de 1, Mısır’da 1 ev miras olarak geride bırakmıştır.[40] Yine ölümünden sonra geriye 1000 dinar, 1000 at, 1000 köle ve cariye bırakmıştır.[41]

Kaynakça

  1. İbn Kuteybe, el-Maarif, s. 219.
  2. Mukaddesi, el-Bed’u ve’t-Tarih, c. 5, s. 83.
  3. İbn Ebi’l-Hadid, Şerh Nehcü’l-Belağa, c. 11, s. 67.
  4. Suma’ni, el-Ensab, c. 1, s. 217.
  5. Mukaddesi, el-Bed’u ve’t-Tarih, c. 5, s. 83.
  6. İbn Abdulberr, el-İstiyab, c. 2, s. 510; İbn Esir, Usdu’l-Gabe, c. 2, s. 98.
  7. İbn Abdulberr, el-İstiyab, c. 2, s. 511.
  8. Tabakat, İbn Sa’d, c. 3, s. 75.
  9. İbn Ebi Şeybe, c. 8, s. 450; İbn Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 75.
  10. Fellahzade, s. 123.
  11. Tarihi İbn Haldun, c. 2, s. 415.
  12. Tarihi İbn Haldun, c. 2, s. 415.
  13. İbn Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 75.
  14. Tarihi İbn Haldun, c. 2, s. 423.
  15. Askeri, el-Evail, s. 220.
  16. Suma’ni, el-Ensab, c. 1, s. 216; İbn Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 77.
  17. İbn Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 77.
  18. El-İhtisas, s. 186; el-İmamet ve’s-Siyaset, c. 1, s. 28.
  19. İbn Abdulberr, el-İstiyab, c. 4, s. 1781.
  20. El-İsabet, c. 2, s. 158.
  21. Yakubi, c. 2, s. 158.
  22. İbn Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 79.
  23. İbn Kuteybe, el-İmamet ve’s-Siyaset, c. 1, s. 47; Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 56.
  24. Saduk, Men La Yahzuruhu’l-Fakih, c. 4, s. 244.
  25. Fetal Nişaburi, Ravzatu’l-Vaizin, c. 1, s. 349.
  26. El-Cemel, Mufid, s. 130.
  27. Tarihi Yakubi, c. 2, s. 167.
  28. Tarihi Yakubi, c. 2, s. 169.
  29. İbn Ebi’l-Hadid, Şerh Nehcü’l-Belağa, c. 1, s. 232.
  30. İbn Kuteybe, el-İmamet ve’s-Siyaset, c. 1, s. 63.
  31. İbn Abdulberr, el-İstiyab, c. 4, s. 366, 369; İbn Esir, Usdu’l-Gabe, c. 1, s. 251.
  32. Tarihi Medine-i Dımeşk, İbn Asakir, c. 18, s. 409; Bihar, c. 18, s. 123.
  33. Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 9, s. 430.
  34. Taberi, Tarih, c. 4, s. 511.
  35. Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 254.
  36. İbn Asakir, Tarihi Medine-i Dımeşk, c. 18, s. 421.
  37. İbn Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 78.
  38. Askeri Vadkani, Sahabe Peyamber A’zam, c. 5, s. 137.
  39. İbn Cevzi, el-Muntazam fi Tavarihu’l-Muluk ve’l-Umem, c. 14, s. 383.
  40. Sahihi Buhari, c. 4; İbn Ebi Şeybe, el-Musnif, c. 8, s. 717.
  41. El-Mesudi, Murucu’z-Zeheb, c. 2, s. 333.

Bibliyografi

  • İbn Ebi’l-Hadid, Şerh Nehcü’l-Belağa, Kum, Mektebet Ayetullah Mer’aşi Necefi, k. 1404.
  • İbn Ebi Şeybe, el-Musannif, Beyrut, daru’l-fikr, k. 1409.
  • İbn Esir, İzzettin Ebu’l-Hsan Ali bin Muhammed el-Cezri, Usdu’l-Gabe fi marifeti’s-Sahabe, Beyrut, daru’l-fikr, 1989.
  • İbn Cevzi, Ebu’l-Ferec Abdurrahman bin Ali bin Muhammed, el-Muntazam fi Tarihi’l-Umem ve’l-Muluk, tahkik: Muhammed Abdu’l-Kadir Ata ve Mustafa Abdulkadir Ata, Beyrut, daru’l-kutubu’l-ilmiye, birinci baskı, k. 1412.
  • İbn Haldun, Divanu’l-Mubteda ve’l-Haber fi Tarihi’l-Arab ve’l-Berber ve Min Asirhum min Zevişe’nu’l-Ekber, tahkik: Halil Şahhate, Beyrut, daru’l-fikr, ikinci baskı, m. 1988.
  • İbn Sa’d, Tabakatu’l-Kubra, tahkik: Muhammed Abdulkadir Ata, birinci baskı, Beyrut, daru’l-kutubu’l-ilmiye, k. 1410.
  • İbn Asakir (k. 571), Tarihi Medine Dımeşk, daru’l-fikr, Beyrut, 1415.
  • İbn Abdulberr, Ebu Ömer Yusuf bin Abdullah bin Muhammed (m. 463), el-İstiyab fi marifeti’l-ashab, tahikik: Ali Muhammed el-Becavi, Beyrut, daru’l-ceyle, birinci baskı, m. 1992.
  • İbn Kuteybe, Ebu Muhammed Abdullah bin Muslim ed-Deyneveri (276), el-İmamet ve’s-Siyaset el-Maruf bi-Tarihi’L-Hulefa, tahkik: Ali Şiri, Beyrut, daru’l-edva, birinci baskı, m. 1990.
  • İbn Kuteybe, el-Maarif, tahkik: Servet Akkaşe, el-Kahire, el-Hey’etu’l-Mısriye Amme lil-Kitab, ikinci baskı, m. 1992.
  • Belazuri, Ahmed bin Yahya bin Cabir (279), Kitab Cemel bin Ensabu’l-Eşraf, tahkik: Suheyl Zekkar ve Riyad Zerkuli, Beyrut, daru’l-Fikr, birinci baskı, m. 1996.
  • Semaani Ebu Said Abdulkerim bin Muhammed bin Mansur et-Temimi (m. 562), el-Ensab, tahkik: Abdurrahman bin Yahya el-Muallemi el-Yemani, Haydarabad, meclis Dairetu’l-Maarif el-Osmaniye, birinci baskı, m. 1962.
  • Saduk (k. 381), Men La Yahzuruhu’L-Fakih, defter intişarat İslami, Camiu Müderrisin Kum Havza İlimleri, Kum, ikinci baskı, k. 1413.
  • Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, tahkik: Muhammed Ebu’l-Fazl İbrahim, Beyrut, Daru’t-Turas, ikinci baskı, m. 1967.
  • Askeri, Ebu Helal, el-Evail, daru’l-Beşir, Tanta, birinci baskı, k. 1408.
  • Askeri Vadkani, Abdurrıza, Dairetu’l Maarif Sahabe Peygamber A’zam, Eşraf Muhammed Hadi Yusuf Garavi, intişarat Pejuheşkede Bakıru’l-Ulum, Bahar, 1391.
  • Fetal Nişaburi (k. 508), Ravzatu’l-Vaizin ve Basiretu’l-Mu’tezin, delili ma, Kum, k. 1423.
  • Fellahzade, Ahmed, Cayikah ve Nakşi Al-i Zübeyr der Tarihi İslam, Faslname Tarihi İslam, 11. Yıl, üç ve dördüncü baskı, 1389, sayı 43,44.
  • Meclisi, Muhammed Bakır bin Muhammed Taki, Biharu’l-Envar, Beyrut, Daru’t-Turas el-Arabi, Beyrut, ikinci baskı, k. 1403.
  • Mufid, el-İhtasas, el-Mutemeru’L-Âlemi Li-Elfiye eş-Şeyh Mufid, İran, Kum, 1413.
  • Mufid (k. 413), el-Cemel ve’n-Nusret li-Seyyidi’l-Itrat fi Harbi’l-Basre, konkgre Şeyh Mufid Kum, k. 1413.
  • Mukaddesi, Mutahhar bin Tahir (m. 507), el-Bed’u ve’t-Tarih, Bur Said, mektebetu’s-Sakafetu’d-Diyniye.
  • Mesudi, Ali bin Hüseyin, Murucu’z-Zeheb ve Maadinu’l-Cevher, Kum, daru’l-hicret, ikinci baskı, m. 1984.