Ebu Ubeyde bin Cerrah

Öncelik: c, kalite: c
linksiz
kategorisiz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden
Ebu Ubeyde Amir bin Cerrah

Ebu Ubeyde bin Cerrah (d. 583 - ö. 639/18) (أبو عبيدة بن جراح) diye meşhur olan Amir b. Abdullah b. Cerrah (Arapça:عامر بن عبدالله بن الجراح), küçük yaşta Müslüman olmuş, Habeşe ve Medine hicretlerine katılmış ve İslam peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.a) sahabelerinden biridir. Bedir, Uhud ve başka gazve ve seriyyelere de katılmıştır. Nakledilen rivayetlere göre, Ömer’le birlikte Ebu Bekir’in halife olmasında büyük bir rol oynamıştır. Ebu Ubeyde b. Cerrah, Ebu Bekir’in hilafetini kabul edenlerden ve özellikle Müminlerin Emiri Hz. Ali’den (a.s) biat alma noktasında etkin bir rol üstlenmiştir. Halifeler dönemindeki fetihlerde önemli görevler üstlenmiş ve hicretin 17 veya 18’inde Şam’da baş gösteren veba salgınında hayatını kaybetmiştir.

Nesebi

Ebu Ubeyde b. Cerrah, Kureyş kabilesinin Ben-i Haris boyundandır.[1] Nesebi sayılırken, künyesinden sonra genellikle atasının adı babasının yerine getirilmektedir. Babası Abdullah, Ficar savaşında Kureyş’in ileri gelenlerinden biri olmuştur.[2] Annesi de sonralardan Müslüman olan Kureyş kabilesindedir.[3]

Ebu Ubeyde’nin Müslüman Oluşu

Denildiğine göre Ebu Ubeyde, Erkam b. Ebi Erkam ve Osman b. Mazun’la birlikte Hz. Peygamber'imize (s.a.a) iman getirerek Müslüman olmuştur.[4] Ancak meşhur olmayan (Sünnilerin) görüşüne göre, İslam’ın ilk yıllarında Ebu Bekir’in eliyle Müslüman olmuştur.[5]

Bedir savaşında yaşının 41 olduğu[6] göz önüne alınırsa, Müslüman olduğunda yaşının küçük olduğu anlaşılmaktadır.

Hicret

Habeş’e Hicret

Tarihin naklettiğine göre, Ebu Ubeyde b. Cerrah İslam’a davet edenlerden biridir.[7] Hz. Cafer b. Ebu Talib’ten önce Habeş’e hicret edenlerden olduğu söylenmiştir.[8] Bazı tarihçiler ikinci muhaceretinde Habeşe’ye gittiğini belirtmiş[9], bazıları ise, her ikisine de hicret ettiğini belirtmişlerdir.[10]

Medine’ye Hicret

Ebu Ubeyde b. Cerrah, Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) Medine’ye hicret etmesinden sonra, Habeşe’den Mekke’ye ve oradan da Medine’ye hicret etmiştir.[11] Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) onunla Sa’d b. Muaz b. Numan[12] veya Ebu Huzeyfe’nin sahibi[13] Salim arasında kardeşlik ahdi kıymış ve Muhammed b. Müselleme ile de birbirlerinden miras alabilmeleri için kardeşlik ahdi kıymıştır.[14]

Gazve ve Seriyyelerdeki Yeri

Denildiğine göre Ebu Ubeyde b. Cerrah, Bedir savaşında[15] müşriklerin safında olan babasını öldürmüş ve bundan dolayı onun hakkında bir ayet nazil olmuştur.[16] Ancak ünlü tarihçi Vakıdi’nin[17] de anlattığı gibi babası İslam dinini idrak etmeden önce öldüğünden, muhtemelen bu, Ebu Ubeyde b. Cerrah’ı övmek için sonralardan uydurulan menkıbelerden biridir.

Uhud savaşında Ebu Ubeyde, Hz. Peygamber Efendimizin yanında yer alarak, kaçmayan ender kişilerden biridir.[18] Ebu Ubeyde, başka birkaç gazve ve seriyyeye de aktif olarak katılmıştır.[19] Serriye ve gazvelerden birinde de komutanlık görevi üstlenmiştir.[20] Hudeybiye sulhunda şahitlerden biri olmuştur.[21]

Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a), Ebu Ubeyde b. Cerrah’ı bir grup sahabe ile birlikte Amr b. As’ın komutanlığında Zatu’l-Selasil’e göndermiştir. Ebu Ubeyde ordu komutanı ile rekabet etmesine rağmen, denildiğine göre yumuşaklığından dolayı Peygamber Efendimiz onu Amr b. As’a karşı övmüştür.[22]

Ebu Ubeyde’nin Tebliğci Rolü

Kaynakların yazdığına göre, Ebu Ubeyde kabile heyetlerinin Müslümanlıklarını belirten Hz. Peygamber Efendimizle (s.a.a) yaptıkları ahitnamelerde tanıklık yapmıştır.[23] Yine denildiğine göre, Hz. Peygamberimiz (s.a.a) onu İslam’ı tebliğ etmesi için Bahreyn[24] veya Necran ya da Yemen’e göndermiştir.[25]

Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) vefat etmeden önce, onu Ebu Bekir ve Ömer’in de olduğu bazı sahabelerle birlikte Usame b. Zeyd’in ordusunda görevlendirmiş ve ordudan ayrılmamaları emrini vermiştir. Ancak Efendimizin (s.a.a) vefat haberini alır almaz, Usame ve Ömer’le birlikte Medine’ye geri dönmüştür.[26]

Ebu Bekir’in Halife Olmasındaki Rolü

Nakledildiğine göre Ebu Ubeyde, Ömer’le birlikte Ebu Bekir’in halife seçilmesi için kilit rol oynamıştır. Her ne kadar Ebu Ubeyde’nin Sakife’deki temel rolü o kadar açık olmasa da onun Ebu Bekir ve Ömer’le bu konudaki birlikteliği ve sonraki dönemde yaşanan olaylardaki büyük rolü, sadece tesadüf olarak açıklanamaz. Ebu Ubeyde, Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) mübarek cenazesini yerde bırakıp, hızlı bir şekilde oradan ayrılmış ve Sakife-i Beni Saide’ye giden Ebu Bekir ve Ömer’le karşılaşmıştır.[27] Hz. Resulullah’ı (s.a.a) defnetmeden halife seçimine giren Ensar’ın teşkil ettiği Sakife toplantısında[28], Ebu Bekir, halife olması için Ebu Ubeyde veya Ömer’e biat etmek istemiştir.[29] Hatta denildiğine göre Ömer, ilk olarak Ebu Ubeyde’nin halife olması için ona biat etmek istemiştir.[30]

Halife Muhaliflerinden Biat Alınması

Ebu Bekir halife olduktan sonra, Ebu Ubeyde b. Cerrah, Ebu Bekir’in hilafetini kabul etmeyenlerden ve özellikle Müminlerin Emiri Hz. Ali’den (a.s) biat alma noktasında etkin bir rol üstlenmiştir.[31] Ebu Ubeyde, Ebu Bekir, Ömer ve Muğeyre b. Şu’be ile birlikte Hz. Peygamberimizin (s.a.a) amcası Abbas’tan Ebu Bekir’e biat almak için büyük bir çaba harcamıştır.[32] Ebu Bekir’in hilafeti sabitlendikten sonra, beytülmal’da görev üstlenmiş ve ömrünün son gününe kadar hilafet erkânının en önemli temel unsurlarından biri olmuştur.[33]

Ebu Ubeyde ve Ridde Savaşları

Ridde savaşları başladığında o ve Ömer, hilafet temellerini güçlendirene kadar zekât alma konusunda sıkıyönetim uygulayan Ebu Bekir’e karşı çıkmış[34] ve şayet bundan dolayı Ridde savaşları hakkında Ebu Ubeyde’nin açık bir rolü olduğu kaydedilmemiştir. Ancak Şam’ın fethedilmesi konusunda halifenin en önemli danışmanlarından biri olduğu kaydedilmiştir.[35]

Fetihlerdeki Yeri

Şam Fethi

Ebu Ubeyde’nin Şam fethindeki rolü ve niteliği hakkındaki rivayetler oldukça karmaşık ve belirsizdir. Bunun en önemli nedeni İran ve Şam topraklarının fethinde nakledilen rivayetler arasındaki tezatlardan kaynaklanmaktadır. Taberi’nin[36] İbn-i İshak’tan naklettiği rivayete göre, Ebu Ubeyde, Ebu Bekir tarafından atanarak, Şam’a gönderilen birkaç komutandan biridir.[37] Her ne kadar ordu genel komutanlığını üstlendiği rivayetleri olsa da Müslümanların o zamanki koşulları bir tek ordunun teşkil olmasına mani olmaktaydı.[38] Demeşk (Şam) Müslümanların kuşatması altında olduğunda, Ebu Bekir ölmüş ve o dönemler Halid b. Velid’le arası iyi olmayan Ömer[39] anında onun yerine Ebu Ubeyde’yi ordu komutanı olarak atamıştır.[40] Taberi’nin[41] Seyf b. Ömer’den naklettiği habere göre, Halid b. Velid ordu dağılır korkusuyla ilk önce bu emri gizlemiştir. Yazıldığına göre Ebu Ubeyde b. Cerrah da ordu komutanlığını belli bir süre gizlemiştir.[42]

Baalbek ve Humus’un Fethi

Ebu Ubeyde, Demeşk’lilerden barış yaptıktan sonra Humus’a girmiştir. İlk önce Baalbek ve ardından da Humus’la sulh yapmıştır[43]. Ancak Lazkiye zorlu bir savaşın ardından fethedilebilmiştir.[44] Dolayısıyla Belazuri’nin[45] naklettiği habere göre, hicretin 15. yılı Recep ayında yapılan ağır Yermük savaşının ardından Ebu Ubeyde, Kınnasrin ve Antakya’yı fethetmiştir.[46] Ebu Ubeyde, aynı şekilde Amr b. As’ın komutanlığında fethedilen Ürdün ve Filistin gibi başka toprakların fethine de nezaret etmiştir.[47]

Denildiğine göre Ebu Ubeyde b. Cerrah, Beytü’l-Mukkades’in fethiyle (h. 17) meşgul olduğunda, halk halifenin Şam’a gelerek, sulh anlaşması imzalaması karşılığında cizye ödemeyi kabul etmiştir. Ebu Ubeyde b. Cerrah, Ömer’e bir mektup yazmış, Ömer de Demeşk’e gelerek, Beytü’l-Mukaddes’e gitmiş ve sulh anlaşması imzalamıştır.[48]

Ölümü

Hicretin 17 veya 18. yılında[49] Şam’da veba salgını baş göstermiştir. Denildiğine göre Ebu Ubeyde’nin ölümünden korkan Ömer, Ebu Ubeyde’yi Medine’ye çağırtmıştır. Ancak o gelmek istememiş[50] ve sonunda başka birkaç sahabe ile birlikte hasta olarak, hicretin 17 veya 18’inde ölmüştür.[51] Denildiğine göre kabri Ürdün’dedir.[52] Ebu Ubeyde’nin geride evladı kalmamıştır.[53]

Özellikleri

Ebu Ubeyde, Hz. Peygamberden hadisler de nakleden meşhur sahabelerden biridir[54] Ehlisünnet onun hakkında faziletler nakletmiş[55] ve onu “Aşere-i Mübaşşere”den saymışlardır.[56] Sünnilerin naklettiğine göre, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) onu oldukça övmüştür.[57] Yine tarihi kaynakların naklettiğine göre Ömer, Ebu Ubeyde’ye oldukça fazla önem vermiş ve onun hakkında şöyle demiştir: “Eğer ölüm beni bulur ve o zaman Ebu Ubeyde diri olursa, onu kendi yerime (halife olarak) atarım.”[58]

Kaynakça

  1. Kelbi, Cemhuretu’n-Neseb, s. 125.
  2. İbn-i Habib, el-Muhabber, s. 170; Ebu’l-Ferec, el-Agani, c. 22, s. 62, 63.
  3. Halife, et-Tabakat, c. 1, s. 62.
  4. İbn-i Hişam, es-Siyretu’n-Nubuvvet, c. 1, s. 252, 253; İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 393.
  5. Muhib Taberi, er-Riyadu’n-Nadire fi Menakibi’l-Aşere, c. 3, s. 346; İbn-i İshak, es-Seyr ve’l Mağazi, s. 140.
  6. İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 414; İbn-i Kuteybe, el-Maarif, s. 248; Ebu Naim, Marifetu’s-Sahabe, c. 2, s. 20, 24.
  7. Belazuri, Ensab, c. 1, s. 123.
  8. İbn-i İshak, es-Seyr ve’l Mağazi, s. 177.
  9. İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 410.
  10. Belazuri, Ensab, c. 2, s. 346.
  11. İbn-i Hişam, es-Siyretu’n-Nubuvvet, c. 1, s. 369, 253; Ebu Naim, Marifetu’s-Sahabe, c. 2, s. 20.
  12. İbn-i Hişam, es-Siyretu’n-Nubuvvet, c. 1, s. 505; İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 421.
  13. İbn-i Habib, el-Muhabber, s. 71; Belazuri, Ensab, c. 2, s. 270; Ahmed b. Hambel, Müsned, c. 3, s. 152; İbn-i Hacer, c. 1, s. 171.
  14. İbn-i Habib, el-Muhabber, s. 75; Belazuri, Ensab, c. 2, s. 270, 271.
  15. İbn-i Hişam, es-Siyretu’n-Nubuvvet, c. 1, s. 685; Vakıdi, el-Mağazi, c. 1, s. 157.
  16. Ebu Naim, Marifetu’s-Sahabe, c. 2, s. 21, 22; Tabarani, el-Mu’cemu’l-Kebir, c. 1, s. 117, 118.
  17. İbn-i Asakir, Tarih-i Medine-i Demeşk, s. 267; İbn-i Hacer, c. 2, s. 11.
  18. Vakıdi, el-Mağazi, c. 1, s. 240; Belazuri, Ensab, c. 2, s. 318.
  19. Vakıdi, el-Mağazi, c. 1, s. 340, 341, c. 2, s. 498; İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 410.
  20. Vakıdi, el-Mağazi, c. 1, s. 4, 5, c. 6, s. 552; İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 2, s. 86, 132.
  21. Vakıdi, el-Mağazi, c. 2, s. 612.
  22. İbn-i Hişam, es-Siyretu’n-Nubuvvet, c. 2, s. 622, 624; Vakıdi, el-Mağazi, c. 2, s. 770, 773; İbn-i Habib, el-Muhabber, s. 121, 122.
  23. İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 1, s. 352, 354.
  24. Ahmed b. Hambel, Müsned, c. 4, s. 137; Buhari, Sahih, c. 4, s. 62, 63.
  25. Musa b. Ukba, s. 465; Ahmed b. Hambel, Müsned, c. 5, s. 400, 401; Buhari, Sahih, c. 8, s. 134.
  26. Vakıdi, el-Mağazi, c. 3, s. 1120.
  27. Taberi, c. 3, s. 219.
  28. İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 2, s. 262; Belazuri, Ensab, c. 1, s. 580, 581; Yakubi, Tarih, c. 2, s. 123.
  29. Zuhri, el-Mağaziu’n-Nebeviyye, s. 142; Vakıdi, er-Ridde, s. 23, 26; İbn-i Ebi’l-Hadid, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, c. 6, s. 8, 10, Cevheri’den naklen.
  30. İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 181; Ahmed b. Hambel, Müsned, c. 1, s. 35.
  31. Vakıdi, er-Ridde, s. 29.
  32. Yakubi, c. 2, s. 124, 125; İbn-i Ebi’l-Hadid, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, c. 1, s. 129, 220.
  33. Halife, Tabakat, c. 1, s. 108; Ahmed b. Hambel, el-İlel, c. 3, s. 491; Taberi, c. 3, s. 426.
  34. Kelai, el-İktifa, 1/73.
  35. Ezdi, Tarih-i Futuhu’ş-Şam, s. 2, Kelai, 1/142.
  36. Taberi, c. 3, s. 387.
  37. Taberi, c. 3, s. 394.
  38. Belazuri, Futuh, c. 1, s. 128; Ezdi, Tarih-i Futuhu’ş-Şam, s. 16, 18.
  39. Taberi, c. 3, s. 436.
  40. Zuhri, el-Mağaziu’n-Nebeviyye, s. 151; Belazuri, Futuh, c. 1, s. 137; İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 7, s. 397.
  41. Taberi, c. 3, s. 398.
  42. Taberi, c. 3, s. 435; Zuhri, el-Mağaziu’n-Nebeviyye, s. 174.
  43. Belazuri, Futuh, c. 1, s. 154, 156.
  44. Belazuri, Futuh, c. 1, s. 157.
  45. Belazuri, Futuh, c. 1, s. 162.
  46. Belazuri, Futuh, c. 1, s. 172, 174.
  47. Ezdi, Tarih-i Futuhu’ş-Şam, s. 107.
  48. Belazuri, Futuh, c. 1, s. 164; Taberi, c. 3, s. 608, 609, c. 4, s. 56, 57.
  49. Taberi, c. 4, s. 60.
  50. Taberi, c. 4, s. 58; Muhib Taberi, er-Riyadu’n-Nadire fi Menakibi’l-Aşere, c. 3, s. 355, 356; Zehebi, Seyru İ’lamu’n-Nubela, c. 1, s. 18.
  51. Ezdi, Tarih-i Futuhu’ş-Şam, s. 267; Belazuri, Futuh, c. 1, s. 165; İbn-i Asakir, Tarih-i Medine-i Demeşk, s. 319, 322.
  52. Ezdi, Tarih-i Futuhu’ş-Şam, s. 267; Ebu Zurae, Tarih, c. 1, s. 218; İbn-i A’sam, Kitabu’l-Futuh, c. 1, s. 311; Ebu Naim, Marifetu’s-Sahabe, c. 2, s. 20.
  53. İbn-i Kuteybe, el-Maarif, s. 247; İbn-i Hazm, Cemhuret Ensabu’l-Arab, s. 176; Zehebi, Seyr İ’lamu’n-Nubela, c. 1, s. 8, Zübeyr b. Bekkar’dan naklen.
  54. Ebu Naim, Marifetu’s-Sahabe, c. 2, s. 28; Zehebi, Seyr İ’lamu’n-Nubela, c. 1, s. 6, 7; Muzzi, Tuhfetu’l-Eşraf, c. 4, s. 231, 233.
  55. Ahmed b. Hambel, ez-Zühd, s. 230; Hakim, el-Müstedrek ale’s-Sahiheyn, c. 3, s. 262, 268; İbn-i Selam, s. 73, 74.
  56. İbn-i Abdulbirr, el-İstiyab, c. 2, s. 793; Muhib Taberi, er-Riyadu’n-Nadire fi Menakibi’l-Aşere, c. 3, s. 350, 351.
  57. Buhari, Sahih, c. 4, s. 216; Müslim, c. 2, s. 1881, 1882.
  58. Ahmed b. Hambel, Müsned, c. 1, s. 18; İbn-i Sa’d, et-Tabakatu’l-Kubra, c. 3, s. 343; Belazuri, Ensab, 2/346; Taberi, c. 4, s. 227.

Bibliyografi

  • İbn-i Ebi’l-Hadid, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, Kum, Mektebet Ayetullah Mer’aşi Necefi, 1404 h.k.
  • İbn-i İshak, Muhammed, es-Seyr ve’l-Mağazi, Suheyl Zekkar baskısı, Demeşk, 1978 m.
  • İbn-i A’sam Kûfi, Ebu Muhammed Ahmed, el-Futuh, tahkik: Ali Şiri, Beyrut, Daru’-Adva, birinci baskı, 1991.
  • İbn-i Hacer-i Askalani, Ahmed b. Ali, el-İsabet fi Temiyiz’s-Sahabe, Tahkik: Adil Ahmed Abdulmevcud ve Ali Muhammed Muavvaz, Beyrut, Daru’l-Kutubu’l-İlmiye, birinci baskı, 1995 m.
  • İbn-i Hazm, Cemhuret Ensabu’l-Arab, tahkik: Lecnet mine’l-Ulema, Beyrut, Daru’l-Kutubu’l-İlmiye, birinci baskı, 1983.
  • İbn-i Sa’d, Tabakatu’l-Kubra, tahkik: Muhammed Abdulkadir Ata, birinci baskı, Beyrut, Daru’l-Kutubu’l-İlmiye, 1410 h.k.
  • İbn-i Asakir (k. 571), Tarihi Medine Demeşk, Daru’l-Fikr, Beyrut, 1415.
  • İbn-i Abdulbirr, Ebu Ömer Yusuf b. Abdullah b. Muhammed (m. 463), el-İstiyab fi Marifeti’l-Ashab, tahikik: Ali Muhammed el-Becavi, Beyrut, Daru’l-Ceyle, birinci baskı, 1992 m.
  • İbn-i Kuteybe, el-Maarif, tahkik: Servet Akkaşe, el-Kahire, el-Hey’etu’l-Mısriye Amme lil-Kitab, ikinci baskı, 1992 m.
  • İbn-i Hişam Humeyri Mafiri, Abdulmelik, es-Siyretu’n-Nebeviyye, tahkik: Mustafa es-Saka ve İbrahim el-Biyari ve Abulhafiz Şelbi, Beyrut, Daru’l-Marifet.
  • Belazuri, Ahmed b. Yahya b. Cabir (279), Kitab Cemel b. Ensabu’l-Eşraf, tahkik: Suheyl Zekkar ve Riyad Zerkuli, Beyrut, Daru’l-Fikr, birinci baskı, 1996 m.
  • Belazuri, Ebu’l-Hasan Ahmed b. Yahya, Fethu’l-Buldan, Beyrut, Dar ve Mektebetu’l-Hilal, 1988.
  • İbn-i Hayyat, Ebu Amr Halife b. Hayyat, Leysi Usfuri, Tarih-i Halife b. Hayyat, tahkik: Fevaz, Beyrut, Daru’l-Kutubu’l-İlmiye, birinci baskı, 1995 m.
  • Taberi, Tarihu’l-Umem ve’l-Muluk, tahkik: Muhammed Ebu’l-Fazl İbrahim, Beyrut, Daru’t-Turas, ikinci baskı, 1967 m.
  • el-Buhari, Sahih-i Buhari, Daru’l-Fikr lil-Matbaa ve Neşr, İstanbul, 1981 m.
  • Müslim Nişaburi, Sahih-i Muslim, Daru’l-Fikr, Beyrut.
  • Ahmed b. Hambel, Müsned-i Ahmed, Daru Sadır, Beyrut.
  • Vakıdi, Muhammed b. Ömer (ö. 207), Kitabu’l-Mağazi, tahkik: Marseden Huns, Beyrut, Müessese-i el-A’lemi, üçüncü baskı, 1989.
  • Yakubi, Ahmed b. Ebu Yakub Vazih el-Katibu’l-Abbasi, Tarihu’l-Yakubi, Beyrut, Daru Sadır.
  • İbn-i Habib, Muhammed, el-Muhabber, İzler Lişten baskısı, Haydarabad, 1942 m.
  • İbn-i Selam İbazi, Bed’u’l-İslam ve Şeraiu’d-Din, Veren Reşvertaz ve Salim b. Yakub baskısı, Visbaden, 1986 m.
  • Ebu Hayyan Tevhidi, “Risale-i Sakike”, İbrahim Kilani baskısı, Demeşk, 1951 m.
  • Ebu Zerae Demeşk, Abdurrahman b. Ömer, Tarih, Şükrüllah b. Nimetullah Kuçani baskısı, Demeşk, 1980 m.
  • Ebu’l-Ferec İsfahani, el-Ağani, Kahire, Daru’l-Kutubu’l-Mısriye.
  • Enu Naim İsfahani, Ahmed b. Abdullah, Marifetu’s-Sahabe, Muhammed Razı Hacı Osman baskısı, Riyad, 1988 m.
  • Ezdi, Muhammed b. Abdullah, Tarih-i Futuhu’ş-Şam, Abdulmunim Amir baskısı, Kahire, 1970 m.
  • Hakim-i Nişaburi, Muhammed b. Abdullah, el-Müstedrek ale’s-Sahiheyn, Haydarabad, 1334 h.k.
  • Zehebi, Muhammed b. Ahmed, Seyr İ’lamu’n-Nübela, Şueyb Erenut ve Hüseyin Esed baskısı, Beyrut, 1985 m.
  • Zuhri, Muhammed b. Müslim, el-Mağazi en-Nebeviyye, Suheyl Zekkar baskısı, Demeşk, 1981 m.
  • Tabarani, Süleyman b. Musa, el-Mu’cemu’l-Kebir, Hamdi Abdulmecid Selefi baskısı, Bağdat, Vezeratu’l-Evrak.
  • Kelai, Süleyman b. Musa, el-İktiaf, el yazması nüshası, Şem, 3892.
  • Kelbi, Hişam b. Muhammed, Cemhuretu’n-Neseb, Naci Hasan baskısı, Beyrut, 1986 m.
  • Muhib Taberi, Ahmed b. Muhammed, er-Riyadu’n-Nadire fi Menakibi’l-Aşere, Beyrut, 1984 m.
  • Muzzi, Yusuf b. Abdurrahman, Tuhfetu’l-Eşraf, Bombai, 1972 m.

İngilizce Kaynaklar

  • Sachau, E., ”Das Berliner Frament des Musa ibn‘Ukba…“, Sitzungsberichte… der Berliner, Akademie der wissenschaften, Berlin, 1904, vol. XXV.