Fedek
- Fedek maddesi, Fedek olayı, Fedek hutbesi ve Hitan-ı Seb'a başlıklarıyla yakın bir bağlantıya sahiptir.

25°58′45.4″N 40°28′32.9″E / 25.979278°N 40.475806°E
Fedek (Arapça: فَدَك), Hicaz bölgesinde, Hayber'in hemen yakınında yer alan ve oldukça bereketli tarım arazilerine sahip bir köydü. Bu verimli topraklarda uzun yıllar boyunca yerleşik olarak Yahudi toplulukları yaşamışlardır. Hayber Savaşı sırasında bu bölge, herhangi bir silahlı çatışma ya da büyük bir direniş olmadan Müslümanların kontrolüne geçti. Kuran'da geçen “ve ati za'l kurba hakkahu / Yakının hakkını ver” hükmünün nazil olmasını takiben, Resulullah (s.a.a) söz konusu toprakları kızı Hz. Fatıma'ya (s.a) tahsis etmiş ve bağışlamıştır.
Peygamber'in (s.a.a) vefatından sonra, Fedek'in mülkiyeti konusunda Hz. Fatıma (s.a) ile ilk halife Ebu Bekir arasında ciddi bir ihtilaf ortaya çıktı; bu ihtilaf literatürde genellikle “Fedek Hadisesi” olarak anılır. Ebu Bekir, Fedek'i hilafet hazinesinin bir parçası sayarak el koydu ve bu karar Hz. Fatıma'nın güçlü itirazına yol açtı. Fedek, daha sonraki dönemlerde de — Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde — çoğunlukla halifelerin tasarrufu altında kalmaya devam etti. Bununla birlikte bazı Emevi ve Abbasi halifeleri belli dönemlerde bu araziyi Hz. Fatıma'nın soyundan gelenlere iade etmişler; ne var ki sonraki halifeler genellikle bu iade edilen hakları yeniden geri almışlardır.
Günümüzde Fedek, Suudi Arabistan ülkesinin Hail eyaleti sınırları içerisinde yer almaktadır ve yöre halkı arasında genellikle “Fatıma Vadisi” olarak anılmaktadır. Bölgede bulunan geniş hurma bahçeleri halk arasında “Fatıma Bahçeleri” şeklinde isimlendirilmektedir. Ayrıca alanda “Fatıma Camii” adıyla bilinen bir cami ve “Fatıma Kuyuları” diye anılan birkaç su kuyusu da mevcuttur.
Coğrafi Konumu ve Tarihi Önemi

Fedek, Hicaz’da bulunan bir bölgeydi[1] ve Medine’ye yaklaşık 200 km uzaklıktaydı.[2] Bu bölge, İslam’ın ilk dönemlerinde Yahudilerin yerleşim alanıydı[3] ve Hayber Gazvesi sırasında herhangi bir çatışma olmaksızın Müslümanların eline geçti[4] ve Peygamber tarafından Fatıma’ya (s.a) bağışlandı.[5] Fedek’ın mülkiyeti üzerine, Peygamber’in vefatından sonra çıkan anlaşmazlıklar, Şii ve Sünni alimlerin yazılarında geniş tartışmalara sebep oldu[6] ve bu konuda müstakil kitaplar da yazıldı.[7] Ayrıca farklı dönemlerde yöneticilerin (halifelerin) konuya dair çeşitli tepkilerine de yol açtı.[8]
Fedek Bölgesinin Değeri
İslam’ın ortaya çıkışı döneminde Fedek bölgesi, çok sayıda bahçe ve geniş hurmalıklara sahipti (o dönemde tarım ve özellikle hurma üretimi açısından en önemli merkezlerden biriydi).[9] İbn Ebi'l Hadid Mu'tezili (ö. 656 h.k), Şii alimlerden birinden nakleder ki, Fedek’taki hurma ağaçlarının değeri, o dönem Kufe şehrinde bulunan hurmalıklarla eşdeğerdi. Kufe, o çağda geniş hurma bahçeleri ve ekonomik canlılığı ile tanınan zengin şehirlerden biriydi.[10] Kaynaklara göre, Yahudiler ikinci halife Ömer dönemine kadar Fedek’ta ikamet ediyorlardı; ancak o, onları bu bölgeyi terk etmeye mecbur etti.[11] Rivayete göre, Ömer b. Hattab Yahudileri Hicaz bölgesinden çıkardığında, Fedek’ın yarısının bedeli olarak onlara 50 bin dirhem (büyük bir meblağ) ödedi.[12] Kaynaklarda, Allah’ın Elçisi (s.a.a) döneminde Fedek’ın yıllık gelirinin 24 bin dinardan[13] 70 bine kadar olduğu tahmin edilmektedir (bu rakam, dönemin ekonomik şartları açısından oldukça yüksek bir gelir sayılmaktadır).[14]
| Fedek İle İlgili Olaylar | |
|---|---|
| Şaban 6 h.k yılı | Hz. Ali'nin Seriyyesi Fadık'a[15] |
| Safer 7 h.k yılı | Hayber'in Fethi[16] |
| Safer veya Rebiülevvel 7 h.k yılı | Fadık'ın Yahudiler tarafından Hz. Muhammed (s.a.a)'e verilmesi |
| 7 h.k yılı Zilhicce 14 | Fadık'ın Hz. Fatıma (s.a)'ya bağışlanması[17] |
| Rebiülevvel 11 h.k yılı | Fadık'ın Ebu Bekir'in emriyle müsadere edilmesi |
| Yaklaşık 30 h.k yılı | Fadık'ın Osman tarafından Mervan'a verilmesi[18] |
| 40 h.k yılından sonra | Fadık'ın Muaviye tarafından Mervan, Amr bin Osman ve Yezid arasında paylaştırılması[19] |
| Yaklaşık 100 h.k yılı | Fadık'ın Ömer bin Abdülaziz tarafından Hz. Fatıma (s.a)'nın çocuklarına iade edilmesi |
| 101 h.k yılından sonra | Yezid bin Abdülmelik tarafından tekrar gasp edilmesi |
| Yaklaşık 132 - 136 h.k | Fadık'ın ilk Abbasi halifesi Seffah tarafından iade edilmesi[20] |
| Yaklaşık 140 h.k | Mensur tarafından tekrar gasp edilmesi[21] |
| Yaklaşık 160 h.k | Mehdi'nin emriyle iade edilmesi[22] |
| Yaklaşık 170 h.k | Hâdi'nin emriyle tekrar gasp edilmesi |
| 210 h.k yılı | Memun'un emriyle iade edilmesi.[23] |
| (232-247 h.k) | Mütevekkil'in emriyle gasp edilmesi[24] |
| 248 h.k yılı | Müntasır'ın fermanıyla iade edilmesi.[25] |
Müslümanların Fedek Üzerindeki Hakimiyeti
Hayber Gazvesi sırasında Peygamber (s.a.a), Hayber bölgesini ve oradaki kaleleri fethettikten sonra, Fedek’in kalelerinde ve arazilerinde yaşayan Yahudiler, kendi temsilcilerini Peygamber’in (s.a.a) yanına gönderdiler ve sulh anlaşmasına razı oldular. Anlaşmaya göre arazilerin yarısı onların, yarısı ise Müslümanların olacaktı. Böylece Fedek, herhangi bir savaş veya askeri harekat olmadan Müslümanların eline geçti.[26] Fey ayetine göre,[Not 1] savaş yapılmadan ele geçirilen mallara fey denir. Bu tür mallar üzerinde Peygamber (s.a.a), dilediği şekilde tasarruf etme ve uygun gördüğü kimselere verme yetkisine sahiptir.[27] Şii[28] ve Ehl-i sünnet[29] kaynaklarının aktardığına göre, İsra suresi 26. ayette (وَآتِ ذَا الْقُرْبَىٰ حَقَّهُ “Yakınına hakkını ver”) yer alan ilahi hüküm nazil olduktan sonra Peygamber (s.a.a), Fedek’i Fatıma’ya (s.a) bağışladı.[30]
Fedek’in Mülkiyeti Üzerine İhtilaf
Peygamber’in vefatı (s.a.a)ndan sonra Fedek’in mülkiyeti üzerine büyük bir ihtilaf ortaya çıktı. Bu ihtilaf sırasında Ebu Bekir, Fedek’i Fatıma’nın (s.a) elinden alarak onu hilafet adına müsadere etti.[31] Ebu Bekir’in gerekçesi şuydu: “Biz peygamberler miras bırakmayız” hadisini işittiğini iddia ediyordu ve bunun Peygamber’den (s.a.a) duyulduğunu ileri sürdü.[32]
Fatıma (s.a) ise Fedek Hutbesinde bu sözü Kur’an’a aykırı olduğunu ilan etti[33] ve İmam Ali (a.s) ile Ümmü Eymeni şahit gösterdi; onların beyanına göre Peygamber (s.a.a) vefatından önce Fedek’i ona bağışlamıştı.[34] Bunun üzerine Ebu Bekir kabul etti ve Fedek’e kimsenin müdahale etmemesi için yazılı bir belge düzenledi. Ancak Fatıma (s.a) meclisten ayrıldıktan sonra, Ömer b. Hattab o belgeyi eline aldı ve parçaladı.[35]
İmam Ali’nin (a.s) yaptığı şikayetin sonuçsuz kalmasının ardından, Fatıma (s.a) Mescide giderek bir hutbe okudu. Bu hutbe daha sonra Fedek Hutbesi adıyla meşhur oldu.[36]
Fedek, Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde de halifelerin kontrolü altında kaldı. Bununla birlikte bazı halifeler, örneğin Emevi halifesi Ömer b. Abdülaziz,[37] Seffah[38] ve Me'mun[39] Fedek’i Fatıma’nın evlatlarına iade ettiler. Mütevekkil Abbasi (hükümdarlığı: 232-247 h.k), Me'mun'un kararını iptal ederek Fedek’in eski durumuna dönmesini emretti.[40] Ancak oğlu Muntasır tekrar Fedek’i Alevilere geri verdi.[41] Bununla birlikte, Ömer b. Abdülaziz’in kanaatine göre, Peygamber (s.a.a) Fedek’i kızına bağışlamamıştı; bilakis Fedek İslam devlet başkanının tasarrufunda olan bir mülk idi ve Hz. Fatıma (s.a), devlet başkanının izniyle ondan yararlanıyordu.[42]
Fedek’ten Kalan Eserler
Fedek, Suudi Arabistan ülkesinin Hail eyaletinde yer almaktadır. Bu bölgede, «el-Ha’it» adında küçük bir şehir kurulmuştur (bölgenin merkezi ve idari yerleşim birimi olarak hizmet vermektedir).[43] Fedek bölgesi, halk arasında «Vadi-i Fatıma» olarak bilinir ve buradaki geniş hurmalıklar, «Fatıma Bahçeleri» ismiyle tanınır (özellikle tarihi ve kültürel bağlamda bu isimler kullanılmaktadır). Ayrıca bu bölgede bir mescid ve bazı su kuyuları mevcuttur; bu yapılar halk arasında «Fatıma Camii» ve «Fatıma Kuyuları» isimleriyle anılmaktadır (ziyaretçiler için önemli noktalar olarak kabul edilir).[44] Bölgedeki evler ve bazı tarihi kuleler günümüzde harabe haline gelmiş, ayrıca çoğu hurma ağacı kurumuş durumdadır (tarihi ve doğal mirasın büyük kısmı kaybolmuştur).[45] 1387 h.ş (2008) yılında, Ekber Haşimi Refsencani ve yanında bir heyet, İran İslam Cumhuriyeti yetkilileri olarak bölgeyi ziyaret etmişlerdir.[46]
Monografi
Fedek hakkında yazılmış bazı kitaplar ve eserler şu şekilde sıralanabilir (bu eserler, tarihi, kültürel ve dini perspektiflerden bölgeyi detaylı olarak incelemektedir):
- Fedek ve el-Avali av el-Havait es-Sabʿe fi’l Kitab ve’s Sunne ve’t Tarih ve’l Edab, (فدک و العَوالی اَو الحَوائِط السَّبعة فی الکتابِ و السّنةِ و التّاریخ و الأدب), yazarı Seyyid Muhammed Bakir Hüseyini Celali (doğum yılı: 1324 h.ş, 1945). Bu kitapta, Fedek’in tarihçesi, coğrafi konumu, Fedek Hadisesi ve bu konuyla ilgili hadisi ve kelami tartışmalar ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır (eserde hem tarihi belgeler hem de dini metinler referans gösterilmiştir).[47] Bu eser, 1385 h.ş (2006) yılında düzenlenen Vilayet Yılı Kitabı ödüllerinde seçilmiştir.[48]
- Fedek az Ğasb ta Tahrib, (فدک از غصب تا تخریب), yazarı Ğulam Hüseyin Meclisi Küpai: Bu kitap 1388 h.ş (2009) yılında 290 sayfa olarak yayınlanmıştır.[49] Kitapta ayrıca Ekber Haşimi Refsencani ve beraberindeki heyetin Mekke ziyareti ve Fedek bölgesindeki mevcut eserleri incelemeleriyle ilgili kapsamlı bir rapor da yer almaktadır.[50]
İlgili Konular
Galeri
-
Fedek’teki Hz. Fatıma Mescidi’nin iç mekan görünümü.
-
Fedek’teki Hz. Fatıma Mescidi’nin dış görünümü.
-
Fedek’teki kurumuş hurma bahçeleri.
-
Fedek’teki yıkılmış ve harap evler.
Kaynakça
- ↑ Yâkūt el-Hamevî, Muʿcemü’l büldân, 1995, c.4, s.238.
- ↑ Google Maps
- ↑ Belâdî, Muʿcem meʿâlimi’l Hicâz, 1431 h.k, c.2, s.205-206; c.7, s.23.
- ↑ Taberî, Târîḫu’l ümem ve’l mülûk, 1387 h.k, c.3, s.15.
- ↑ Süyûtî, ed-Dürrü’l mensûr, Dârü’l maʿrifa, c.5, s.273.
- ↑ Örneğin bkz. Meclisî, Biḥârü’l envâr, 1403 h.k, c.29, s.124-125; Subḥânî, Furûğu velâyet, 1380 h.ş, s.219; Ṭabersî, el-İḥtijâc, 1403 h.k, c.1, s.107-108; Fahreddîn er-Râzî, Mefâtîḥu’l ġayb, 1420 h.k, c.29, s.506; İbn Ebî’l Ḥadîd, Şerḥu Nehci’l belâġa, 1404 h.k, c.16, s.284; Buḫârî, el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ, 1422 h.k, c.4, s.79.
- ↑ Örneğin bkz. Ṣadr, Fadak fi’t târîḫ, 1415 h.k; Ḥüseynî Mîlânî, Fadak der ferâz u neşîb, 1386 h.ş; Ḥasanî, Fadak u bâztâbhâ-yi târîḫî u siyâsî, 1372 h.ş.
- ↑ İbn ʿAsâkir, Târîḫu Medîneti Dımaşḳ, 1415 h.k, c.45, s.178-179; Belâzurî, Futûḥu’l büldân, 1956, s.37, 38, 41; ʿAllâme Ḥillî, Nehcü’l ḥaqq, 1982, s.357.
- ↑ Bkz. Yâkūt el-Hamevî, Muʿcemü’l büldân, 1995, c.4, s.238.
- ↑ İbn Ebî’l Ḥadîd, Şerḥu Nehci’l belâġa, 1404 h.k, c.16, s.236.
- ↑ Mercânî, Behcetü’n nüfûs, 2002, c.1, s.438.
- ↑ Cevherî Basrî, es-Sakîfe ve Fedek, 1401 h.k, s.98.
- ↑ Ḳutb er-Râvendî, el-Harâʾic ve’l cerâʾiḥ, 1409 h.k, c.1, s.113.
- ↑ İbn Ṭâvûs, Keşfü’l muḥacce, 1370 h.k, s.124.
- ↑ Taberî, Târîhu'l-Ümem ve'l-Mülûk, Dâru't-Türâs, c.2, s.642.
- ↑ İbn-i Hişâm, es-Sîretü'n-Nebeviyye, Dâru'l-Ma'rife, c.2, s.341.
- ↑ Allame Meclisî, Bihâru'l-Envâr, 1403 h.k, c.95, s.188.
- ↑ Makrizî, İmtâu'l-Esmâ', 1420 h.k, c.13, s.149.
- ↑ İbn-i Ebi'l-Hadîd, Şerh-u Nehc'i'l-Belâğa, 1404 h.k, c.16, s.216.
- ↑ Allame Hillî, Nehc'ül-Hak, 1982, s.357.
- ↑ Emîn, A'yân'üş-Şîa, 1403 h.k, c.1, s.318.
- ↑ Allame Hillî, Nehc'ül-Hak, 1982, s.357.
- ↑ Belâzürî, Fütûhu'l-Büldân, 1988, c.1, s.42.
- ↑ Belâzürî, Fütûhu'l-Büldân, 1988, c.1, s.43.
- ↑ İbn-i Esîr, el-Kâmil fi't-Târîh, 1385 h.k, c.7, s.116.
- ↑ Maqrîzî, İmtâʿu’l esmâʿ, 1420 h.k, c.1, s.325.
- ↑ Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l ğayb, 1420 h.k, c.29, s.506; Tabâtabâî, el-Mîzân, 1417 h.k, c.19, s.203.
- ↑ Örneğin bkz. Ayâşî, Tefsîru’l Ayâşî, 1380 h.k, c.2, s.287; Kûfî, Tefsîru Furat, 1410 h.k, s.239, h.322; Ḳummî, Tefsîru’l Ḳummî, 1404 h.k, c.2, s.18; Tabersî, Mecmaʿu’l beyân, 1372 h.ş, c.8, s.478.
- ↑ Bkz. Süyûtî, ed-Dürrü’l mensûr, Dârü’l maʿrifa, c.5, s.273; Muttakî el-Hindî, Kenzü’l ʿummâl, 1401 h.k, c.3, s.767; İbn Ebî’l Ḥadîd, Şerḥu Nehci’l belâġa, 1404 h.k, c.16, s.216; Ḳundûzî, Yenâbîʿu’l mevedde, 1422 h.k, s.138, 359.
- ↑ Kur’an-ı Kerim, İsrâ Suresi, ayet 26.
- ↑ Şeyh Müfîd, el-Mukniʿa, 1410 h.k, s.289-290.
- ↑ Belâzurî, Futûḥu’l büldân, 1956, s.40-41.
- ↑ Tabersî, el-İḥtijâc, 1403 h.k, c.1, s.102.
- ↑ Ḥalebî, es-Sîretü’l Ḥalebiyye, 1971, c.3, s.512.
- ↑ Ḥalebî, es-Sîretü’l Ḥalebiyye, 1971, c.3, s.512.
- ↑ Erbelî, Keşfü’l ğumme, 1421 h.k, c.1, s.353-364.
- ↑ İbn ʿAsâkir, Târîḫu Medîneti Dımaşḳ, 1415 h.k, c.45, s.178-179; Belâzurî, Futûḥu’l büldân, 1956, s.41.
- ↑ ʿAllâme Ḥillî, Nehcü’l ḥaqq, 1982, s.357.
- ↑ Belâzurî, Futûḥu’l büldân, 1956, c.1, s.37-38.
- ↑ Belâzurî, Futûḥu’l büldân, 1956, c.1, s.38.
- ↑ Mesʿûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb, 1409 h.k, c.4, s.51.
- ↑ İbn Saʿd, eṭ-Ṭabaḳātu’l kübrâ, 1410 h.k, c.5, s.302-303.
- ↑ Cafarian, Aser-i İslamiyye Mecel Mecne ve Medine, 1384 h.ş, s.396.
- ↑ Meclisi Küpaî, Fedek az Ghasb ta Tahrib, 1388 h.ş, s.248-250.
- ↑ Meclisi Küpaî, Fedek az Ghasb ta Tahrib, 1388 h.ş, s.281.
- ↑ Bkz. Meclisi Küpaî, Fedek az Ghasb ta Tahrib, 1388 h.ş, s.280-286.
- ↑ «Dâğdeh-i Fatıma (s.a) Nebilik mirasını koruma kaygısıydı / Tarihî bir bakışla Fatıma Hutbesi», Mehr Haber Ajansı.
- ↑ Kitap Yılı Vilayet Sekreterliği, Pejvak-i Haq, 1386 h.ş, s.89-95.
- ↑ Bkz. Meclisi Küpaî, Fedek az Ghasb ta Tahrib, 1388 h.ş, kitap tanıtım sayfası.
- ↑ Bkz. Meclisi Küpaî, Fedek az Ghasb ta Tahrib, 1388 h.ş, s.247.
- ↑ مَّا أَفَاءَ اللَّـهُ عَلَىٰ رَسُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَىٰ فَلِلَّـهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَىٰ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ كَيْ لَا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْأَغْنِيَاءِ مِنكُمْ ۚ وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا ۚ وَاتَّقُوا اللَّـهَ ۖ إِنَّ اللَّـهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ Allah’ın, o belde halkından Resulüne ganimet olarak verdiği mallar Allah’a, Resule, onun akrabalarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir; ta ki servet sadece zenginler arasında dönüp dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neden sakındırdıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun; şüphesiz Allah’ın azabı şiddetlidir.
Bibliyografi
- İbn Ebî’l Hadîd, Şerh Nehcü’l Belâğa, tahkik: Muhammed Ebu’l Fazl İbrahim, Kum, Kütüphane-i Ayetullah Mer’şî Necefî, 1404 h.k.
- İbn Esîr, Ali bin Muhammed, el-Kâmil fi’t Tarih, Beyrut, Darü’l Kitâb el-Arabî, 1385 h.k.
- İbn Sa’d, Muhammed bin Sa’d, et-Tabaḳâtü’l Kübrâ, tahkik: Muhammed Abdulkadir Ata, Beyrut, Darü’l Kütüb el-İlmiyye, 1410 h.k.
- İbn Tâvûs, Seyyid Ali bin Musa, Keşfü’l Mehce li Semretü’l Mehce, Necef, Matba’atü’l Heydariye, 1370 h.k.
- İbn Asâker, Ali bin Hasan, Târîh Medînetü Dımeşk, Beyrut, Darü’l Fikr, 1. baskı, 1415 h.k.
- Erbelî, Ali bin İsa, Keşfü’l Gıme fi Ma’rifeti’l İmame, Kum, Redî, 1. baskı, 1421 h.k.
- Emîn Âmelî, Seyyid Muhsen, E’yânü’ş Şi’a, Beyrut, Darü’t Ta’aruf, 1403 h.k.
- Buhârî, Muhammed bin İsmâil, Sahîh-i Buhârî (el-Câmi’ü’l Müsnedü’s Sahîh el-Mukhtasar min Umûri Rasûlillâh s.a.a ve Sünnehi ve Eyyâmeh), tahkik: Muhammed Zuhayr bin Nâsir, Beyrut, Darü’t Tavk-i Neccât, 1. baskı, 1422 h.k.
- Belâdî, Âtiq bin Ghayth, Mu’cem Me’âlim el-Hicaz, Darmekeh / Müessese el-Riyân, 1431 h.k.
- Belazrî, Ahmed bin Yahyâ bin Câbir, Fetûhü’l Belad, tahkik: Selâhü’d-Dîn el-Müncid, Kahire, Mektebetü’n Nahda el-Mısriye, 1956
- Câferîyan, Resûl, Âsâr-ı İslâmiyye-i Mekke ve Medîne, Tahran, Meş’ar, 3. baskı, 1384 h.ş.
- Cevherî Basrî, Ebû Bekr Ahmed bin Abdülazîz, es-Sakîfe ve Fedek, tahkik: Muhammed Hâdî Âminî, Tahran, Mektebetü’n Ninûvî’l Hadîse, 1401 h.k.
- «دغدغه فاطمه(س) نجات میراث نبوت بود/ نگاهی تاریخی به خطبه فاطمی»“Fatıme (s.a) kaygısı peygamber mirasının kurtarılmasıydı / Fatıme hutbesine tarihî bir bakış”, Mehr Haber Ajansı, 28 Ocak 2020, erişim: 25 Haziran 2023.
- Hasanî, Ali Ekber, Fedek ve Tarihî-Politik Yansımaları, Kum, Kongre-i Hazarî Şeyh Mufîd, 1372 h.ş.
- Hüseynî Milânî, Seyyid Ali, Fedek’in Yükseliş ve Düşüşleri; bir Sünnî âlime cevap olarak Fedek üzerine bir araştırma, Kum, el-Hakâik, 1386 h.ş.
- Halebî, Ali bin İbrahim, es-Sîre el-Halebiyye, tahkik: Abdullah Muhammed Halîlî, Beyrut, Darü’l Kütüb el-İlmiyye, 1971
- Sebhânî, Câfer, Furûgü’l Velâyet: Emirü’l Müminîn Ali (a.s) Hayatının Analitik Tarihi, Kum, Müessese-i İmam Sadık (a.s), 6. baskı, 1380 h.ş.
- Suyûtî, Celâleddin, ed-Dürü’l Mensûr fi’t Tefsîr bi’l Ma’tûr, Beyrut, Darü’l Ma’refe li’t Tıbâ’a ve’n Neşr, tarih yok
- Şeyh Mufîd, Muhammed bin Muhammed bin Nu’man, el-Mukne’a, Kum, Müessese-i Neşr-i İslâmî, 2. baskı, 1410 h.k.
- Sedr, Muhammed Bâkır, Fedek fi’t Târîh, tahkik: Abdülcabbâr Şerâre, Merkezü’l Gedîr li’l Dirasât el-İslâmiyye, 1415 h.k.
- Tabatabaî, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mîzân fi Tefsîri’l Kur’ân, Tahran, Entişârâtü Câmi’atü’l Müderrisîn, 1417 h.k.
- Tabersî, Fazl bin Hasan, el-Ihticâc ‘alâ Ehlü’l Lecâc, tahkik ve tasfîh: Muhammed Bâkır Hürsân, Meşhed, Neşr-i Murtazâ, 1. baskı, 1403 h.k.
- Tabersî, Fadl bin Hasan, Mecme’ü’l Beyân fi Tefsîri’l Kur’ân, Tahran, Nâser Hüsrev, 1372 h.ş.
- Taberî, Muhammed bin Cerîr, Târîhü’l Umem ve’l Mülûk, tahkik: Muhammed Ebu’l Fazl İbrahim, Beyrut, Darü’t Terâs, 2. baskı, 1387 h.k / 1967
- Allâme Hilli, el-Hasen bin Yûsuf, Nehcü’l Hakk ve Keşfü’s Sedk, Beyrut, Darü’l Kitâb el-Lübnânî, 1982
- Allâme Meclisî, Muhammed Bâkır, Biḥâru’l Envârü’l Câmi’u li Durari Ahbârü’l İmmame’l Eṭhâr, Beyrut, Darü Ehyaü’t Terâs el-Arabî, 2. baskı, 1403 h.k.
- Ayâşî, Muhammed bin Mes’ûd, Tefsîr Ayâşî, tahkik: Hâşim Rasûlî, Tahran, Mektebetü’l İlmiyye’l İslâmiyye, 1. baskı, 1380 h.k.
- Fahr Râzî, Muhammed bin Ömer, Mefâtîhu’l Gayb, Darü Ehyaü’t Terâs el-Arabî, 3. baskı, Beyrut, 1420 h.k.
- Kutb Râvendî, Sa’îd bin Hebbetüllâh, el-Harâiğ ve’l Cerâiḥ, Kum, Müessese-i İmam Mehdi (a.c), 1409 h.k.
- Kunduzî, Süleyman bin İbrahim, Yenâbiü’l Mevde, Kum, Darü’l Usve, 1422 h.k.
- Kummî, Ali bin İbrahim, Tefsîrü’l Kumî, tahkik: Tayyib Mûsavî Cezâyirî, Kum, Darü’l Kitâb, 3. baskı, 1404 h.k.
- Kûfî, Ferât bin İbrahim, Tefsîrü’l Ferât, Tahran, Vezâretü’l Fen ve Erşâd, 1. baskı, 1410 h.k.
- Muttakî Hindî, Ali bin Hısâmü’d-Dîn, Kenzü’l İ’mâl fi Süneni’l Kavâl ve’l Af’âl, tahkik: Bekrî Hiyânî ve Sıfve’s Sakkâ, Müessese-i Risâle, 5. baskı, 1401 h.k.
- Meclisî Küpâî, Ghulâm Hüseyin, Fedek: Gazb’dan Tahribe, Kum, Delîl Ma, 1388 h.ş.
- Mes’ûdî, Ali bin Hüseyin, Mürûcü’z Zahab ve Ma’âdinü’l Cevher, tahkik: Es’ad Dâğır, Kum, Darü’l Hicre, 1409 h.k.
- Mercânî, Abdullah bin Abdülmelik, Behcetü’n Nufûs ve’l Esrâr fi Târîhi Hicret-i Nebî’l Mukhtâr, Beyrut, Darü’l Gharb el-İslâmî, 1. baskı, 2002
- Mekrîzî, Ahmed bin Ali, İmtâ’u’l Esmâ’ bimâ li’n Nebî min el-Ehvâl ve’l Emvâl ve’l Hufed ve’l Metâ’, Beyrut, Darü’l Kütüb el-İlmiyye, 1. baskı, 1420 h.k.
- Yakût Hamavî, Yakût bin Abdullah, Mu’cemü’l Belad, Beyrut, Darü Sâdir, 2. baskı, 1995.