Tathir Ayeti
Ayetin Özellikleri | |
---|---|
Ayetin Adı | Tathir Ayeti |
Numara | 33 |
Sure | Ahzab Suresi |
Cüz | 22 |
İçerik Bilgileri | |
Nüzul Sebebi | Allah Resulü’nün Ehli-kisa’nın paklığı için dua etmesi |
Nüzul Yeri | Medine |
Konu | İtikadi |
Hakkında | Ehl-i Beytin ismeti |
Tathir Ayeti (Arapça: آية التطهير); Ahzab Suresinin otuz üçüncü ayetinin bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu ayette Allah-u Teâlâ’nın (tekvini) iradesinin Ehl-i Beyt’i (a.s) her türlü pislik ve kötülükten temiz ve pak kılmak olduğu açıklanmıştır. Ayrıca Şia âlimleri İmamların (a.s) ismetini (masum oluşlarını) ispatlamak için bu ayete istinat etmişlerdir.
Tathir Ayetinin Metni
{{{text}}}
Kuşkusuz Allah, yalnızca siz Ehlibeyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor. (Ahzab Suresi - 33)
Nüzul Sebebi
Bazı hadislerde bu ayetin Allah Resulü’nün (s.a.a) eşi Ümmü Seleme’nin evinde nazil olduğu ve nüzul anında da Peygamber Efendimizin (s.a.a) yanı sıra Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (s.a), Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin’in de (a.s) orada bulunduğu belirtilmiştir. Bu esnada Resul-ü Kibriya (s.a.a) üzerinde oturmakta olduğu bir örtüyü (aba veya kisa) alarak (Kisa (Aba) Ashabının); yani kendisinin, Ali’nin (a.s), Fatıma’nın (s.a) ve Hasaneyn’in (a.s) üzerine çekti (örttü) ve ardından ellerini gökyüzüne kaldırarak, şöyle dedi: “Allah’ım! Benim Ehl-i Beytim bu dört kişidir. Bunlardan her türlü kir ve pisliği (günahı, çirkinliği) gider ve onları tertemiz kıl.” Bunun üzerine Ümmü Seleme’nin, Peygamber Efendimizden (s.a.a) kendisinin Ehl-i Beyt’ten (a.s) karar kılınıp kılınmadığını sorması üzerine, Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: “Sen, Allah Resulü’nün hanımlarından ve hayır üzeresin.”[1]
Ayete İstinat
Ahzab suresinin 33. ayeti Tathir Ayeti diye meşhur olmuştur.[2] Filologların (dilbilimci) açıklamasına göre, hasr (kapsam ve sınırlama) edatı olan “İnnema” ile başlamış ve Allah’ın iradesinin sadece onlarla sınırlı olduğu beyan edilmiştir. Car ve mecrurun (en-kum) Mef’ulun bih’e (er-Ricse) mukaddem olması ve aynı şekilde ihtisas özelliği taşıyan fethe harekesinin (Ehle’l Beyt) olması bu hasrın vurgusunu artırmaktadır. “Liyuzhibe en-kumu’r-Ricse” cümlesinin ardından gelen “Yutahhirakum” tabiri pislik ve kötülükten uzaklaşmanın ardından gelen taharet ve temizliği vurgulamak (kuvvetlendirmek) için kullanılmaktadır. Aynı şekilde Mef’ulu mutlak olan “Tathira” kelimesi de tahareti tekit eden (kuvvetlendiren) unsurlardan biri sayılmaktadır.
Elif Lam-ı cins takısıyla gelen “Er-Ricse” kelimesi ise, şirk, küfür, nifak, cehalet ve günah dahil olmak üzere her türlü fikri ve ilmi pislik ve kötülüğü kapsamaktadır.[3]
“Rics” Kelimesinin Manası
“Rics” kelimesinin manası hakkında müfessirler arasında görüş ayrılığı bulunmakta ve “Rics” kelimesinin anlamı noktasında farklı manalar zikretmişlerdir. Örneğin, günah, fısk, Şeytan, şirk, şüphe, cimrilik, tamah, nefsani arzular ve bidat.[4] Şii âlim ve müfessirleri Ehl-i Beyt’in (a.s) rics’ten (pislik ve kötülükten) temiz ve tahir kılınmasını, günahlardan masun (ismet) ve itaat tevfiki olarak bilmişlerdir.[5]
Tathir Ayetindeki Ehl-i Beyt Kimlerdir
Tathir ayetindeki Ehl-i Beyt’ten kastın kimler olduğu noktasında müfessirler arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır. Enes b. Malik, Ebu Said-i Hudri, Ümmü Seleme, Aişe, Sa’d b. Ebi Vakkas, Abdullah b. Cafer ve Abdullah b. Abbas gibi birçok sahabe, Peygamber Efendimizin (s.a.a) Ehl-i Beyt’ini (a.s) Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (s.a), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) olarak bilmişlerdir. Şii imamlarından da bu görüşü teyit eden hadisler nakledilmiştir.[6]
Başka bir görüşe göre, Tathir ayetinin siyakı (ayetin zahiri akışı) Peygamber Efendimizin (s.a.a) eşlerinin durumlarından bahsetmesinden dolayı, Ehl-i Beyt’ten kastın, Allah Resulü’nün (s.a.a) eşleri olduğu belirtilmiştir. İkrime ve Mekatil b. Süleyman’dan bu hususa dair hadisler nakledilmiştir.[7]
Üçüncü görüş ise, Allah Resulü’nün (s.a.a) sahabelerinden olan Zeyd b. Erkam’a aittir. Zeyd b. Erkam, Ehl-i Beyt’ten kastın, Allah-u Teâlâ’nın onlara zekât verilmesini haram kıldığı ve A-li Ali, A-li Akil ve A-li Cafer b. Ebi Talib gibi, Peygamber Efendimizin (s.a.a) yakınları ve ayetteki Tathir’den amacın ise, zekât ve sadaka alma ve kullanmadan temiz kılındıkları olarak bilmektedir.[8]
Müsned-i Ahmed b. Hanbel’de birçok rivayet nakledilmiştir ki o rivayetlerin tümünün içeriğinde, Hz. Peygamber’in (s.a.a) Tathir ayetindeki Ehl-i Beyt’ten kastın, Fatıma (s.a), eşi ve iki oğlu olduğunu açıkladığı belirtilmiştir.[9] Aynı şekilde Ahmed b. Hanbel “Fezailu’s-Sahabe” kitabında, Peygamber Efendimizin (s.a.a) 6 ay boyunca sabah namazına gitmek için çıktığında Hz. Fatıma’nın (s.a) evinin önüne gelerek: “Ey Ehl-i Beyt! Namaz! Namaz! Ey Ehl-i Beyt! Allah, sadece siz Ehl-i Beyt’ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz ve pak kılmak istiyor” diye buyurduğunu rivayet etmektedir.[10]
Sahih Görüş
Tathir ayetinin zahiri, Peygamber Efendimizin (s.a.a) Ehl-i Beyt’inden kastın, Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma (s.a), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) olarak belirtilen birinci görüşle mutabıktır; zira eğer Ehl-i Beyt’ten kasıt, sadece Hz. Peygamber’in (s.a.a) eşleri olsaydı, “en-kum” yerine “en-kunne” ve “Yutahhirukum” yerine “Yutahhirukunne” getirilirdi.[11]
Tathir ayetinin siyakında (ayetin zahiri akışı) Peygamber Efendimizin (s.a.a) eşlerinin vazifelerinden bahsedildiği halde, nasıl olur da (Ehl-i Beyt kavramının) Hz. Peygamber’in (s.a.a) eşlerine şamil olmaz sorusunun cevabı noktasında ise, şöyle söylenmiştir: Bu yönlü söz söylemek Arap fasihlerinin yöntemlerinden sayılmıştır ve Kur’an-ı Kerim ayetlerinde de yan yana gelen ama farklı konulardan bahseden birçok ayetle karşılaşmaktayız. Ayrıca rivayetlerden Ahzab suresinin 33. ayetinin bu kısmının ayrıca nazil olduğu, ancak Kur’an’ın toplanması esnasında bir araya getirildiği istifade edilmektedir.[12]
Tathir ayetinin Kisa (Aba) Ashabı hakkında nazil olduğu konusu, Şiaların nezdinde tevatür derecesine erişmiştir.[13]
Aynı şekilde Şia İmamlarından (a.s) nakledilen hadislerde, İmam Ali (a.s),Hz. Fatıma (s.a), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) yanı sıra, diğer Şia İmamlarının (a.s) da Ehl-i Beyt’ten (a.s) sayıldığı belirtilmiştir.[14]
Ehlisünnet ulemasından İbn-i Kesir, Tathir ayetinin tefsirinde şöyle yazmaktadır: Hz. Hasan minbere çıkarak dedi ki: Ey Irak halkı! Bizim için Allah'tan korkun. Biz sizin emirleriniz ve misafirleriniziz. Biz Ehl-i Beyt’iz. Çünkü Allah-u Teâlâ, bizim hakkımızda: “Kuşkusuz Allah, yalnızca siz Ehl-i Beyt’ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor” diye bahsetmiştir. Ebu Cemile der ki: Hz. Hasan (a.s) bu ayeti o kadar çok tekrarladı ki mescitte bulunan herkes hüngür hüngür ağladı. Suddi, Ebu Deylem'den naklen der ki: Hz. Hüseyin’in (a.s) oğlu Ali (İmam Seccad (a.s)), Şam halkından birine şöyle dedi: Ahzab Suresindeki “Kuşkusuz Allah, yalnızca siz Ehl-i Beyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor” ayetini okumadın mı? O, “Evet, siz onlar mısınız?” deyince Ali İbn-i Hüseyin (a.s) “Evet” dedi. [15]
Ayrıca Bakınız
Kaynakça
- ↑ Tirmizi, c. 5, s. 699; İbn-i Babeveyh, c. 2, s. 403.
- ↑ Razi, s. 7.
- ↑ Razi, s. 7.
- ↑ İbn-i Babeveyh, s. 138.
- ↑ Müfid, s. 27; Şuşteri, s. 147 ve 148; Tabatabai, c. 16, s. 313.
- ↑ İbn-i Atiyye, c. 13, s. 72; İbn-i Kesir, c. 3, s. 799; Şevkani, c. 4, s. 279.
- ↑ İbn-i Kesir, c. 3, s. 798; Şevkani, c. 4, s. 278.
- ↑ Müslim, c. 2, s. 1874; İbn-i Kesir, c. 3, s. 802; Şevkani, c. 4, s. 278.
- ↑ Müsned-i Ahmed, c. 1, s. 331; Müsned-i Ahmed, c. 4, s. 107; Müsned-i Ahmed, c. 6, s. 292.
- ↑ Ahmed b. Hanbel, Fezailu’s-Sahabe, c. 2, tahkik: Vasiyullah b. Muhammed b. Abbas, Mekke: Camiatu Ummu’l Kura, 1403 / 1983, s. 761.
- ↑ Kurtubi, c. 14, s. 183; Ebu Hayyan Endülisi, c. 7, s. 231; Hüseyni Tahrani, s. 290 – 292.
- ↑ Tabersi, c. 8, s. 560; Tabatabai, c. 16, s. 311.
- ↑ İbn-i Hikem, s. 297 – 311; Kufi, s. 331 – 340; Tusi, c. 8, s. 339; Tabersi, c. 8, s. 560; İbn-i Tavus, s. 215; Tabatabai, c. 16, s. 311.
- ↑ Kuleyni, c. 1, s. 423; Tabersi, c. 2, s. 34.
- ↑ İbn-i Kesir-i Demeşki, Tefsiru’l Kur’ani’l Azim, c. 6, Tahkik: Muhammed Hüseyin Şemsuddin, 1419, s. 371.
Bibliyografi
- Kur’an-ı Kerim.
- İbn-i Babeveyh, Meaniu’l Ahbar, baskı: Ali Ekber Gaffari, Kum.
- İbn-i Hikem, Tefsiru’l Hibri, Tahkik: Muhammed Rıza Hüseyni, Müessesetu A’lu’l Beyt (a.s), Beyrut.
- İbn-i Hanbel, Ahmed, Müsned-i Ahmed, Beyrut, Daru Sadır.
- İbn-i Tavus, Sa’du’s-Suud Li’n-Nufus, farsça baskısı: Tebriziyan Hassun, Kum.
- İbn-i Atiyye Endulisi, el-Muharriri’l Veciz fi Tefsiri’l Kitabi’l Aziz, Tahkik: Abdusselam Abduşşafi, Daru’l Kutubu’l İlmiye, Beyrut.
- İbn-i Kesir, Tefsiri’l Kur’ani’l Azim, Tahkik: Yusuf Abdurrahman el-Maraşlı, Daru’l Marife, Beyrut.
- İbn-i Kesir-i Demeşki, İsmail b. Amr, Tefsiri’l Kur’ani’l Azim, c. 6, tahkik: Muhammed Hüseyin Şemsuddin, Beyrut, Daru’l Kutubu’l İlmiye, Menşurat-ı Muhammed Ali Beyzun, 1419.
- Ebu Hayyan Endulisi, Tefsiru’l Bahru’l Muhit, tahkik: Adil Ahmed Abdulmovcud, Daru’l Kutubu’l İlmiye, Beyrut.
- Tirmizi, Sünenu’t-Tirmizi, tahkik: Abdulvahhab Abdullatif, Daru’l Fikr, Beyrut.
- Hüseyni Tahrani, Mehri Taban, İntişarat-ı Allame Tabatabai, Kum.
- Razi, Sebilu’n-Necat fi Tetimmeti’l Müracaat, tahkik: Hüseyin er-Razi.
- Şuşteri, es-Sevarimu’l Muharrike, baskı: Celaluddin Muhaddisi Ermevi, Tahran.
- Şevkani, Fethu’l Kadir, Alemu’l Kutub, Beyrut.
- Tabatabai, Tefsiru’l Mizan, Camiayı Müderrisin, Kum.
- Tabersi, el-İhticac, tahkik: Muhammed Bakır Musevi Horasan, Daru’n-Nu’man, Necef.
- Tabersi, Mecmeu’l Beyan, fi Tefsiri’l Kur’an, tahkik: Haşim Resuli Mahallati, Müessese-i A’lami, Beyrut.
- Tusi, et-Tibyan fi Tefsiri’l Kur’an, tahkik: Ahmed Habib Kasir, Mektebu E’lamu’l İslami, Beyrut.
- Kurtubi, el-Camiu’l Ahkami’l Kur’an, Daru’l Fikr, Beyrut.
- Kuleyni, el-Kâfi, tahkik: Ali Ekber Gaffari, Daru’l Kutubu’l İslami, Tahran.
- Kufi, Tefsiru Fıratu’l Kufi, tahkik: Muhammed Kazım, Vezaret-i İrşad, Tahran.
- Müslim, Sahihi Müslim, Daru’l Fikr, Beyrut.
- Mufid, el-Mesailu’l Ukberiyye, tahkik: Ali Ekber İlahi Horasani, Daru’l Mufid, Beyrut.