Ensarullah Hareketi
Genel Bilgiler | |
---|---|
Kuruluş tarihi | 1990 |
Kurucusu | Hüseyin Bedreddin Husi |
Yaklaşım tarzı | Cihatçı |
Yer | Yemen |
Genel Sekreter | Abdulmelik Husi |
Halefi | Hüseyin Bedreddin Husi |
Diğer | |
Durum | Aktif |
Slogan | Allah-u Ekber, Amerika’ya ölüm, İsrail’e ölüm, Yahudilere lanet olsun ve Zafer İslam’ındır |
Ensarullah Hareketi (Arapça: أنصار اللّه) veya Husiler; Yemen’in Zeydi Şiileridir. Husilerin asıl faaliyet merkezleri Sa’da şehridir. Husiler Yemen hükûmetini Batı’ya bağımlı bir hükûmet olarak gördüklerinden, 2003 yılından sonra hükûmet karşıtı faaliyetler yürütmektedirler. Yemen Husilerinin sloganlarından bazıları şunlardan ibarettir: Allah-u Ekber, Amerika’ya ölüm, İsrail’e ölüm, Yahudilere lanet olsun ve Zafer İslam’ındır. Bu sloganlar ilk kez Zeydi mezhebinin büyük âlimi Bedreddin El Husi’nin oğlu Hüseyin El Husi tarafından atılmıştır.
Yemen direniş hareketinin ilk lideri Hüseyin el-Husi, 2005 yılında Yemen ordusuyla girdiği silahlı çatışmada şehit edildi. Yemen direniş hareketinin liderliği Hüseyin’den sonra babası Bedreddin’e ve 2006 yılında kardeşi Abdulmelik el-Husi'ye geçti. Yemen ordusu geçen bu süre zarfında, Husilerin direniş hareketini yok etmek için Sa'da kentine defalarca saldırı düzenledi. 6. savaşlarında Suudi Arabistan askerlerinin Yemen ordusuna yardıma gelmesine rağmen, yine de bu direniş hareketini kıramadılar. Direnişin bugünkü ismi "Ensarullah" ya da “Mümin Gençler Teşkilatı” olarak bilinmektedir. Ensarullah hareketi 2011 yılında Sa’da, 2014 yılında da Amran eyaletinde kontrolü ele geçirdi.
Ensarullah Hareketinin Tarihçesi
Yemen Zeydi gençlerinden bir grup, 1990 yılında "Tenzimu’ş-Şebabi’l Mu'min" (Mümin Gençler Teşkilatı) adı altında bir teşkilat kurdular. Bu teşkilat günümüzde "Ensarullah" olarak tanınmaktadır. Husi direniş hareketi de, bu kalıp içerisinde yoluna devam etmektedir. Hareketin ilk genel sekreteri Muhammed Yahya Azan idi. Daha sonraları Hüseyin el-Husi bu grubun genel sekreterliğine seçildi. [1] Bazı raporlara göre teşkilat, 1996 yılında ilk kurucusu olan Hüseyin el-Husi tarafından kurulmuştur.[2]
İdeolojik ve Teorik Temelleri
Ensarullah hareketi, Zeydiye düşünceleri doğrultusunda oluşmuş bir teşkilattır. Teşkilatın kurucuları daha çok Bedreddin el-Husi’nin görüşlerinin tesiri altında kalmışlardır. Bedreddin el-Husi, Zeydi bir âlim olmasına rağmen fikirsel ve düşünsel olarak Zeydiye ile 12 İmam Şia’sının yakınlaşmasından ve uzlaşmasından yana tavır takınmaktaydı. Bedreddin el-Husi aynı zamanda Selefi-Vahhabi düşünce tarzının, Yemen’deki Şii bölgelerinde yayılmasını önlemek için çaba sarf etmekteydi. Elbette bu görüş tarzı Yemenli bir grup âlimin itirazına neden olurken, bir grup Zeydi âlimi tarafından da radikallik ve Zeydiye mektep ve ekolünden çıkmakla itham edilmelerine neden oldu.[3] Zeydi âlimlerinden Muhammed Abdulazim el-Husi, onların İsrail’den daha aşağılık olduğunu iddia etmiş ve Marikin (dinden çıkanlar) sıfatını onlara yakıştırarak, Husilerle savaşmanın namazdan daha sevap olduğu fetvasını vermiştir.[4]
Husi direniş hareketinin siyasi düşünce yapısı, İmamet aslına dayanmaktadır. İmamet, Zeydi mezhebinin 5 asıl şartından biri sayılmaktadır. Husiler yönetime gelmek, hükûmet ve devlet kurmak için kan dökmeyi ve savaşı uygun görmemekle birlikte, sorunları diyalog yoluyla halletmeye çalışmaktadırlar.[5]
Elbette kendilerini savunmak ve müdafaa etmekten hiçbir zaman geri kalmamışlardır. Şimdiye kadar da silaha sarılmalarının asıl sebebi, devlet ve ordunun kendilerine karşı düzenlemiş olduğu saldırılara karşı durmak ve kendilerini savunma amacını gütmektedir.
Hükûmet ve Devletle İlişkileri
Yemen hükûmeti, özellikle de Ali Abdullah Salih, yirminci yüzyılın sonlarına doğru 1990’lı yıllarda, Hizbu’l Hak ve Tenzimu’l Şebabi’l Mumin parti ve teşkilatlarına şahsen finansman sağlayarak, destek veriyordu. Hüseyin el-Husi de devletin sağlamış olduğu bu imkânları kullanarak, Selefi-Vahhabi hizip ve partilerle mücadele etme yönünde kullanıyordu.
Fakat Amerika’nın 2003 yılında Irak’a saldırısı ve işgalinden sonra Husilerle devlet arasındaki ilişkiler koptu. Yemen Husileri, Yemen devletini ABD uşağı ve kuklası olarak görmekte ve devletin fakir ve yoksul halka gerekli yardımları yapmadığı gerekçesiyle hükumeti eleştirmektedir.
Husilerin hükûmete olan bu tutumundan dolayı, Yemen devleti 2003 yılından bu yana Husileri sindirmek ve yok etmek için, faaliyet gösteren üyelerini tutuklamakta, hapse atmakta ve idam etmektedir. Hatta Ensarullah hareketine yönelik askeri operasyonlar düzenleyerek, Husileri etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır.
Hüseyin El Husi
Hüseyin el-Husi Yemen’in büyük âlimlerinden Bedreddin el-Husi’nin oğludur. Hüseyin el-Husi 1960 yılında Sa’da’ya bağlı Revis bölgesinde dünyaya geldi.[6]
Sosyal Faaliyetleri
Hüseyin el-Husi hayatı boyunca birçok sosyal faaliyet ve çalışmaya imza atmıştır. Onlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
- Meran, Hayır ve yardım Cemiyeti’nin kurulması
- Dini okulların inşaası
- Meran bölgesinde hastahaneler ve sağlık ocaklarının kurulması
- Mahrum bölgelerdeki köylere asfalt dökülmesi
- Üniversite’de tıp dalında okuyan kız ve erkek öğrencilere burs imkânı sağlanması
- İçme suyu olmayan bölgelere içme suyunun sağlanması
- Meran bölgesine elektrik santrali kurulması
- Meran’da Cuma namazı için büyük bir caminin inşa edilmesi
- Meran bölgesinde özellikle de kız çocuklarının okuması için okul yaptırılması.[7]
Siyasi Faaliyetleri
Hüseyin el-Husi ilk olarak “el-Hak” partisine üye oldu. Fakat kısa bir süre sonra el-Hak partisinden ayrılarak, bir grup Yemenli genç ile “Tenzimu’ş-Şebabi’l Mümin” (Mümin Gençler Teşkilatı) teşkilatını kurdu. Siyasi faaliyetlerinin başlangıcında iktidarda olan hükûmet, Selefi-İhvani (Selefi-Müslüman Kardeşler çizgisinde) ‘‘Et-Tecemmui’l Yemeni Li’l Islah’’ partisinin Sana’daki faaliyetlerinin önünü almak için Husilere destek vermekteydi. Hüseyin el-Husi, devletin de yardımını arkasına alarak hâkimiyetini sağladığı bölgelerde okul ve medreseler inşa ederek, kendi görüş ve düşünce tarzını yaymaya başladı.
Hüseyin el-Husi, 2002 yılında birtakım yeni görüşler ortaya koymaya başladı. Dinî sorumluluklarını ortaya koyarak, ABD tehlikesini gündeme getirmiş ve İslam adına bir şeyler yapmanın zamanı geldiğini, ABD ve İsrail’den uzak durulması gerektiği konusuna vurgu yapmıştır. Hüseyin el-Husi’nin bu konuşmaları taraftarlarının, San'a ve Sa'da camilerinde "Amerika’ya ölüm", "İsrail’e ölüm" sloganları atmasına neden oldu.
ABD’nin 2003 yılındaki Irak işgali sırasında, Tanzim hareketi güçleri (Mümin Gençler Teşkilatı) ABD Elçiliği önünde toplanarak, ABD ve Siyonist rejim karşıtı sloganlar attılar. ABD ve Siyonist rejim karşıtı bu protesto yürüyüşünde polis ve Tanzim teşkilatı üyeleri arasında çıkan çatışmada birçok kişi hayatını kaybetti. İlk belirlemelere göre gösteriler sırasında 650 kişi tutuklandı.
Yemen devleti ve Mümin Gençler Teşkilatı arasında yaşanan çatışmalar sonrasında, Yemen hükûmeti Hüseyin el-Husi’nin yakalanması için başına 55.000 dolar ödül koydu. 2004 yılında Sa'da’ya saldırı ve operasyonlar başladı. Bu saldırılar sırasında 500 ila 1000 kişi arasında savunmasız insan hayatını kaybetti. Yemen Ordusu ve Husiler arasında süren üç aylık çatışmanın ardından, Yemen Ordusu Hüseyin el-Husi’yi ve yanındakileri şehit etmeyi başardı. Hüseyin el-Husi’nin naaşı Yemen hükûmetinin elindeydi. Ali Abdullah Salih’in devrilmesiyle Yemen hükûmeti naaşı şehidin ailesine teslim etti. Hüseyin el-Husi’nin cenazesi Sa'da’da o ana kadar görülmemiş bir halk katılımıyla toprağa verildi.
Bedreddin el-Husi
Hüseyin el-Husi’nin şehadetinden ve 1. Sa'da savaşının ardından, Yemen Hükûmetinin beklentisinin aksine, Husiler faaliyetlerini daha da genişleterek bazı askerî üslere saldırılar düzenlemeye başladılar. Askeri üslere silahlı saldırıları Bedreddin el-Husi organize ediyordu. Bedreddin el-Husi oğlunun şehadetinin ardından ikamet ettiği San'a’dan ayrılarak, Sa'da’nın zor geçitlere sahip dağlık bölgelerine çekildi. Yemen devletinin tüm önerilerini reddederek, Kuzey Yemen’de Merkezi hükûmete karşı savaş ilan etti. Yemen devleti Husilerin arda kalanlarını da ortadan kaldırmak için 2. Sa'da savaşını başlattı. Şii Husilerle bir süre savaştıktan sonra 27 Mart 2005’de ikinci savaşın sona erdiğini ilan etse de, Şiilere uygulanan baskı, zulüm ve işkence sona ermedi. Yemen’de yaşayan Seyitler silahlı saldırılara uğradılar ve her türlü dinî ve mezhebi törenlerin düzenlenmesine yasaklar konuldu. Yemen Devleti, Ali Abdullah Salih’in emriyle Şii camilerine saldırılar düzenleyerek, Sa'da kentindeki kütüphanelerde bulunan Şia’nın Kuran’dan sonra en değerli eserler olarak saygı gösterdikleri Nehcü’l Belağa ve Sahife’i Seccadiye gibi kitaplarını toplatıp, kamyonlara yükletmiş ve San'a’nın şehir merkezine “Sahatu’l Hurriyye’’ (Özgürlük Meydanı) adlı mekâna götürerek, başkent ahalisinin gözleri önünde ateşe vermiştir. Yemen Silahlı Kuvvetler Komutanı Ali Muhsin el-Ahmer, Şii bölgelerine saldırı başlatarak kimyasal silah ve misket bombaları kullandı. Yemen devleti ve ordusu Şiilerin gözünü korkutmak için, şehit olmuş bazı Şii Husi direnişçilerin cesetlerini yakıp arabaların arkalarına bağlayarak sivil halkın gözleri önünde kilometrelerce gezdirdiler.
Abdulmelik el-Husi
Abdulmelik el-Husi Bedreddin el-Husi’nin diğer oğludur.
3. 4. 5. ve 6. Sa'da Savaşları
2006 ve 2009 yılları arasında Yemen ordusu ve Husi direnişçiler defalarca karşı karşıya geldiler. İki grup arasında yaşanan çatışmalarda, her iki grup da kayıplar verdi. Birçok Husi taraftarı tutuklanarak hapse atıldı. Yaşanan sorunlar her defasında Katar ve bazı Yemen aşiretlerinin ara buluculuğuyla sona erdi.
Bu savaşların en büyüğü 'Yakılan zemin' adı altında düzenlenen operasyondu. Yemen hükûmeti 2009 yılında, Sa'da kentine Husilere karşı daha sonraları 6. Sa'da savaşı olarak da tarihe geçecek olan çok büyük çapta bir operasyon başlattı. Yemen hükûmeti bu savaşta hedeflerine ulaşabilmek için, tüm imkânlarını seferber etti. Bu büyük savaşta yüzlerce asker ve sivil halk ölürken, siyasi ve kültürel faaliyet yürüten yüzlerce âlim terör edilip, zindanlara atılarak ortadan kaldırıldı.
Şiilerin bu savaşlardaki liderleri Seyyid Abdulmelik Husi ve kardeşi Seyyid Yahya idi. Seyyid Yahya milletvekili olmasına rağmen, Yemen devleti dokunulmazlığını kaldırmış ve yakalanması için hakkında kırmızı bülten çıkartarak, Interpol tarafından tutuklanmasına karar vermiştir.
Çatışmaların Suudi Arabistan topraklarına sıçraması sonucu, Arabistan ordusu Husilerin karargâhlarına saldırılar düzenledi. Bu çatışmalar esnasında, Yemen merkezi hükûmeti, ABD ve Suudi Arabistan gibi destekçileri bir tarafta, Husiler ve ayrılıkçı güney cephesi de bir tarafta yer aldı.
Çatışmalar 12 Şubat 2010 tarihinde, güven, huzur ve barışı sağlamak adına iki tarafın isteği üzerine sonlandırıldı. 6. Sa’da savaşı, Şiilerin Yemen devletiyle olan savaşında, askerî alandaki gücünü ortaya koyan bir savaş oldu. Şiiler savaşın daha başındayken, Yemen Hava Kuvvetlerine ait 3 adet savaş uçağını ve bir adet savaş helikopterini düşürerek, onlarca tankını da imha etmeyi başardı.[8]
İslami Uyanış ve Arap Baharı Sonrası Yaşanan Gelişmeler
Arap ülkelerinde İslami Uyanış ve Arap Baharının başlamasıyla birlikte, Yemenli gençler hükûmeti devirmek için ayaklandılar. Husilerin ve Abdulmelik’in halk ayaklanmalarını desteklemesi sonucu, itirazlar ve protestolar büyüyerek tüm Sa'da’yı kuşattı. Yaşanan çatışmalar sonucunda Husiler, 2011 Mart ayında Sa'da kentini kontrolleri altına almayı başararak, kenti yönetmeye başladı.[9]
Husiler, Sa'da kentini ele geçirdikten sonra, ilerleyişlerini başkent Sa'na’ya doğru sürdürürken yol üzerinde Suudi rejiminin Yemen’deki Selefi-Vahhabiliğin merkez üslerinden sayılan Dibac şehrini de kontrolü altına aldı. Husiler Ocak 2014’te Dibac şehrine girdiler.[10] Daha sonra yine, Ocak 2014’te Amran eyaletine girerek, şehrin kontrolünü ele aldılar.[11]
Husiler Amran’dan sonra 21 Eylül 2014’te San'a’ya girdiler, Yemen hükûmet güçleriyle girdikleri çatışmaların ardından, başkent San'a’daki radyo ve televizyon gibi önemli kurumların binalarını kontrol altına almayı, Yemen Başbakanı Muhammed Salim Basenduh’u yeni devletin ve kabinenin kurulması için istifa ettirmeyi başardılar.
Bu arada Yemen Cumhurbaşkanı da Husi liderlerden iki kişiyi kendine danışman olarak atadı. İnkılapçı Yemenliler, San'a’da elde edilen zaferle yetinmeyeceklerini, aksine tüm siyasi kesimlerin katılımıyla kurulacak olan, Milli Birlik Hükûmeti sayesinde gerçekleşmesini istedikleri tüm yeniliklerin oluşmasına dek, mücadeleye devam edeceklerinin sinyalini verdiler.[12]
Kaynakça
- ↑ Tanzimu’ş-Şebabi’l Mu'min Fi’l-Yemen.
- ↑ Eş-Şia fi’l Yemen.
- ↑ El-Mevkifu’ş-Şer'i mine’l Fitneti’l Husiye: Kitalu’d Devleti lil Muteremiddin Kitali Şeri ve hiye Melzumetin bi-zalike şer'en ve desturen.
- ↑ İmamu’ş-Şia ez-Zeydiye Muhammed Abdulazim el-Husi: el-Husiyun Marikun ve Ehbese min İsrail ve Kitaluhum Efzele mine’s Selat.
- ↑ El-Husi Baziger-i Gayri Resmi Yemen.
- ↑ Sefahat Meşrikat min Hayati’ş-Şehit el-Kaid Seyyid Hüseyin Bedreddin el-Husi, s. 15.
- ↑ Sefahat Meşrikat min Hayati’ş-Şehit el-Kaid Seyyid Hüseyin Bedreddin el-Husi, s. 28, 31.
- ↑ Nigah-ı be Tarihçe Şeş Cengi Devleti Yemen Aleyhi Husiha.
- ↑ Houthis Control Sa’da, Help Appoint Governor.
- ↑ El-Yemen Yenkil Zaimu’s-Selefiyyin Harici Sa’da ve Yuezzizu’l Hidnet.
- ↑ Kontrol-u Husiha ve Aşair ber Ostan-ı Amran der Yemen.
- ↑ İntisab-ı Do Makam-ı Ensarullah be Makam-ı Muşavir-i Reis-i Cumhur.