Yezid bin Ziyad bin Muhasır
İmam Hüseyin (a.s) Haremi'ndeki Kerbela Şehitlerinin Mezarı | |
| Lakabı | Ebu’ş-Şe’sa Kindi |
|---|---|
| Yaşadığı yer | Kufe |
| Şehid olduğu tarih | 10 Muharrem 61 h.k (680) |
| Vefat yeri | Kerbela |
| Türbe | İmam Hüseyin Haremi |
| Ehlibeyt Ashabı | |
| Habib bin Muzahir • Meysem-i Tammar • Müslim bin Avsece • Müslim bin Akil • Hâni bin Urve • Kumeyl b. Ziyad Nahai • vb. | |
Yezid bin Ziyâd bin Muhâsır (Arapça: يزِيد بن زياد بِنْ مُهاصِر), Ebu’ş-Şe’sa el-Kindî (Arapça: ابو الشَعثاء الکِندی) adıyla tanınan Kerbela şehitlerindendir.
Bir tarihi rivayete göre o, Kerbela vakıasında başlangıçta Ömer bin Sa’d’ın ordusunda yer almış; ancak İmam Hüseyin’in (a.s) tekliflerinin kabul edilmediğini görünce İmam’ın ordusuna katılmıştır.
İsim, Künye ve Nesep
Yezid bin Ziyad bin Muhasır, Kinde kabilesinden, Benî Behdile kolundandı ve künyesi Ebu’ş-Şe’sa idi.[1] Tarihi kaynaklar olan Biharu'l Envar, Nasihü’t Tevarih ve İbn Esam’ın Fütûh’u, babası için çeşitli isimler zikretmişlerdir: Muhâcir,[2] Musâhir, Mazâhir, Şa’sâ. Künyesi Nasihü’t Tevarih[3] ve Şemseddin’in Ensaru’l Hüseyin’inde de Ebu’ş-Şu’şâ olarak geçmektedir.[4] Araştırmacılara göre, Allame Meclisi, Biharu'l Envar’daki şehadetnamede onu iki kişi zannetmiştir: biri Yezid bin Ziyad, diğeri Yezid bin Muhâcir.[5]
İmam Hüseyin’e (a.s) Katılması
Onun İmam Hüseyin’e (a.s) ne zaman katıldığı hakkında iki farklı rivayet bulunmaktadır:
- Bir rivayete göre, o, Ömer bin Sa’d’ın ordusuyla birlikte Kufe’den Kerbela’ya geldi; ancak İmam Hüseyin’in (a.s) tekliflerinin kabul edilmediğini görünce İmam’ın tarafına geçti.[6]
- Başka bir rivayete göre ise, Hür bin Yezid ve ordusu İmam Hüseyin’e (a.s) ulaşmadan önce Kufe’den ayrılıp İmam’a katılmıştır.[7]
İbn Ziyad, Hürr’a bir mektup gönderdiğinde, Ebu’ş-Şe’sa mektubu getiren kişiyi —kendi kabilesinden olduğu için— tanıdı ve şöyle dedi:
- “Anan sana yas tutsun! Ne mesaj getirdin?” O cevap verdi: “Ben İmamıma itaat ettim ve ona verdiğim beiate sadık kaldım.” Ebu’ş-Şe’sa da dedi ki: “Rabbine isyan ettin, kendini helake götüren imamına itaat ettin ve böylece rezalet ve ateşi kazandın. Allah’ın şu sözünü hiç işitmedin mi: «وَجَعَلْناهُمْ ائِمَّةً يَدْعُونَ الَی النَّارِ وَيَومَ القیامَةِ لا يُنْصَرُون» (Ve onları, halkı ateşe çaǧıran rehberler yaptık ve kıyâmet günü de yardım edilmez onlara.)”[8][9]
Kerbela Olayı
Aşura günü atına binmiş bir şekilde savaşıyordu; atı topallayınca İmam Hüseyin’in (a.s) önünde diz çökerek Ömer bin Sa’d’ın ordusuna ok atmaya başladı. Her ok atışında şöyle diyordu:
İmam Hüseyin (a.s) onu bu hâlde görünce şöyle dua etti:[10]
Okları bitince ayağa kalktı ve şöyle dedi: “Sadece beş okum hedefini bulmadı.” Sonra kılıcıyla düşmana saldırdı ve şu recezi söyledi:
Yezid, savaşmaya devam etti ve nihayetinde şehit oldu.[11]
Ok Sayısı
Çoğu kaynakta, Ebu’ş-Şe’sa’nın yüz ok attığı yazılmıştır.[12] Ensabü’l Eşraf’ta ise onun sekiz ok attığı ve beş kişiyi öldürdüğü rivayet edilmektedir.[13] Aynı şekilde Meclisi de Biharu’l Envar’da Yezid bin Ziyad bin Eş-Şe’sa için sekiz ok rivayet eder.[14]
İlgili Konular
Kaynakça
- ↑ Semavî, İbsârü’l-ayn, Kum, Zemzem-i Hedâyet, 1384 h.ş., s. 171.
- ↑ Şemseddin, Ensâru’l-Hüseyin, 1364 h.ş., s. 110.
- ↑ Sepehr, Nâsihü’t-tevârîh, 1427 h.k., c. 2, s. 408.
- ↑ Şemseddin, Ensâru’l-Hüseyin, 1364 h.ş., s. 110.
- ↑ Rîşehrî, Gözden Geçirilmiş Şehadetnâme-i İmam Hüseyin, 1391 h.ş., s. 551.
- ↑ Taberî, Târîh-i Taberî, c. 5, s. 445-446.
- ↑ Şemseddin, Ensâru’l-Hüseyin, 1364 h.ş., s. 110.
- ↑ Kasas, 41.
- ↑ Taberî, Târîh-i Taberî, Beyrut, Müessesetü’l-A‘lâmî, 1403 h.k., c. 5, s. 408; Hüseynî Hâ’irî Şîrâzî, Zehîretu’d-dâreyn, Kum, Zemzem-i Hedâyet, s. 239.
- ↑ Semavî, İbsârü’l-ayn, Kum, Zemzem-i Hedâyet, 1384 h.ş., s. 172.
- ↑ Taberî, Târîh-i Taberî, Beyrut, Dâru’t-Türâs, 2. baskı, 1967, c. 5, s. 445; Semavî, İbsârü’l-ayn, 1384 h.ş., s. 172.
- ↑ Mukarrem, Maktel-i Mukarrem, 1390 h.ş., s. 192; Âlemî, Hüseyin Nefs-i Mutmainne, 1378 h.ş., s. 242.
- ↑ Belâzurî, Ensâbü’l-eşrâf, Dârü’l-Maârif, c. 3, 197.
- ↑ Meclisî, Bihârü’l-envâr, 1403 h.k., c. 45, s. 30.
Bibliyografi
- Belâzurî, Ahmed bin Yahyâ, Ensâbü’l-eşrâf, tahkik: Muhammed Bakır Mahmûdî, Beyrut, Dâru’l-Maârif, 1394-1397 h.k.
- Hüseynî Hâ’irî Şîrâzî, Seyyid Abdulmecîd, Zehîretu’d-dâreyn fîmâ yete‘alleku bimesâibi’l-Hüseyin (a.s) ve ashâbihî, Kum, Zemzem-i Hedâyet.
- Rîşehrî, Muhammed Muhammedî, Gözden Geçirilmiş Şehadetnâme-i İmam Hüseyin, özetleyen: Murtazâ Hoşnesîb, Kum, Dârü’l-Hadîs, 1391 h.ş.
- Sepehr, Muhammed Takī, Nâsihü’t-tevârîh: Hayâtü’l-İmâm Seyyidü’ş-Şühedâ, Kum, Medîne Neşriyyâtı, 1427 h.k.
- Semavî, Muhammed, İbsârü’l-ayn fî Ensâri’l-Hüseyin, Kum, Zemzem-i Hedâyet, 1384 h.ş.
- Şemseddîn, Muhammed Mehdî, Ensâru’l-Hüseyin, çev. Nâsır Hâşimzâde, Tahran, Emîrkebîr, 1364 h.ş.
- Taberî, Muhammed bin Cerîr, Târîhu’l-ümem ve’l-mülûk (Târîh-i Taberî), Beyrut, Müessesetü’l-A‘lâmî, 1403 h.k.
- Âlemî, Muhammed Ali, Hüseyin Nefs-i Mutmainne, Tahran, Hâd Neşriyyâtı, 1378 h.ş.
- Meclisî, Muhammed Bakır, Bihârü’l-envâr, Beyrut, Dâr İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 1403 h.k.
- Mukarrem, Seyyid Abdulrezzâk Mûsevî Mukarrem, çev.: Akīkī Bekşâyişî, Kum, Neşriyyât-ı Nevîd-i İslâm, 1390 h.ş.