Amr bin Karaza
![]() İmam Hüseyin (a.s) Haremi'ndeki Kerbela Şehitlerinin Mezarı | |
İsmi | Amr bin Karaza bin Ka'b el-Hazrecî el-Ensarî el-Kûfî |
---|---|
Ünlü akrabaları | Karaza bin Ka'b (baba) |
Şehid olduğu tarih | 10 Muharrem 61 h.k (680) |
Vefat yeri | Kerbela |
Şehadet şekli | Ömer bin Sa'd'ın ordusu tarafından |
Türbe | İmam Hüseyin Haremi |
Kimin Sehabesi | İmam Hüseyin (a.s) |
Ehlibeyt Ashabı | |
Habib bin Muzahir • Meysem-i Tammar • Müslim bin Avsece • Müslim bin Akil • Hâni bin Urve • Kumeyl b. Ziyad Nahai • vb. |
Amr bin Karaza bin Ka'b el-Hazrecî el-Ensarî el-Kûfî (Arapça: عَمرو بن قَرَظَة بن کعب الخَزرَجي الأَنصاري الکوفي), Kerbela şehitlerindendir. Babası, Peygamber (s.a.a) ve İmam Ali’nin (a.s) sahabelerindendi. Amr’ın kardeşi ise Aşura günü Ömer bin Sa’d’ın ordusunda yer alıyordu.
Nesebi
Babası Karaza bin Ka'b, Peygamber’in (s.a.a) sahabelerinden ve hadis ravilerindendi. Uhud Savaşı ve sonrasındaki gazvelere katılmıştı.[1] İmam Ali’nin (a.s) hilafeti döneminde Kufe valiliğine tayin edildi ve onun savaşlarında da yer aldı.[2]
Anlam: Ensar savaşçıları bilirler ki, ben söz verdiğim biatı savunurum; öyle bir gencin darbesiyle ki, tereddüt etmeden canını ve malını Hüseyin uğruna feda eder.
Kerbela Vakıası
Aşura’dan birkaç gün önce İmam Hüseyin (a.s), Amr bin Karaza aracılığıyla Ömer bin Sa’d’a gece görüşmek üzere haber gönderdi.[3] Luhuf adlı eserde, Amr’ın Aşura günü İmam’dan savaş izni aldığı ve meydana çıktığı nakledilir. Rivayetlere göre, İmam’a doğru atılan her oku bedenine siper ederek İmam’ı korumaya çalıştı. Can vermeden önce İmam’a dönüp “Ahdime vefa ettim mi?” diye sordu. İmam şöyle buyurdu: “Evet, sen cennette benim önümde olacaksın. Selâmımı Resûlullah’a (s.a.a) ilet”.[4]
Ziyaretu’ş Şüheda’de (meşhur olmayan Nehiye Ziyareti) onun ismi şöyle geçmektedir:
- «َالسَّلَامُ عَلَی عَمْرِو بْنِ قَرَظَةَ الْأَنْصَارِی»
“es-Selâmü alâ Amr bin Karaza el-Ensarî”
(Anlam:Selam olsun Amr bin Karaza Ensari'ye).
Amr’ın Kardeşi
Amr’ın, Ali (veya Zübeyr) adında bir kardeşi vardı[5] ve Ömer bin Sa’d’ın ordusundaydı. Amr şehit edilince İmam Hüseyin’e (a.s) hitaben şöyle dedi: “Ey yalancı! Kardeşimi kandırdın, aldattın da onu öldürdün!” İmam cevap verdi: “Allah kardeşini saptırmadı, onu hidayet etti ama seni saptırdı.” O da: “Eğer seni öldürmezsem Allah beni öldürsün!” dedi ve İmam’a saldırdı. Ancak Nafi’ bin Hilal, mızrağıyla ona bir darbe indirerek yaraladı; yere yığılan adam, çevresindekiler tarafından meydandan çıkarıldı.[6]
İlgili Konular
Kaynakça
Bibliyografi
- İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe fî temyîzi’s-sahâbe, Beyrut, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1415 h.k.
- Zehebî, Şemseddin, Târîhu’l-İslâm ve vefeyâti’l-meşâhîr ve’l-a’lâm, Beyrut, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, 1409 h.k.
- Taberî, Muhammed bin Cerîr, Târîhu’l-Ümem ve’l-Mulûk, Beyrut, Dâru’t-Türâs, 1387 h.k.
- Belâzurî, Ahmed bin Yahyâ, Ensâbu’l-Eşrâf, Beyrut, Dâru’l-Fikr, 1417 h.k.
- Ebû Mihnef, Vakiatu’t-Taff, Kum, Câmiatu’l-Müderrisîn, 1417 h.k.