İçeriğe atla

Müseyyeb bin Necebe

wikishia sitesinden
Müseyyeb bin Necebe
Vefat tarihi65 h.k (684)
Vefat yeriKufe
Kimin Sehabesiİmam Ali (a.s)
İmam Hasan (a.s)
İmam Hüseyin (a.s)
FaaliyetleriKadisiye savaşı, Cemel savaşı, Nehrevan savaşı ve Tevvabin kıyamına katılım
Ehlibeyt Ashabı
Habib bin MuzahirMeysem-i TammarMüslim bin AvseceMüslim bin AkilHâni bin UrveKumeyl b. Ziyad Nahaivb.


El-Müseyyeb bin Necebe bin Rebia el-Fezari (Arapça: المُسَیَّب بن نَجَبَة بن ربیعة الفَزاری), tabiinden, Hz. Ali’nin (a.s) yarenlerinden ve Tevvabin kıyamının öncülerindendir. Kadisiye savaşı’na ve Irak’ın fethine katılmış, Hz. Ali (a.s) ile birlikte savaşlara iştirak etmiştir. Kerbela vakıasında bulunmamış, ancak Hz. Hüseyin’i (a.s) Kufe’ye davet edenlerden biri olmuştur. Kerbela’dan birkaç yıl sonra Süleyman bin Surad Huzai, Abdullah bin Sa’d Ezdi, Abdullah bin Val Temimi ve Rufa'a bin Şeddad Beceli ile birlikte Tevvabin kıyamına önderlik etmiş, Süleyman bin Surad’ın şehadetinden sonra savaş sancağını devralarak çarpışmış ve şehit olmuştur.[1]

Hayatı

Kaynaklarda ismi farklı şekillerde geçmektedir: Müseyyeb bin Necibe, Müseyyeb bin Neciye, Müseyyeb Necebe, Müseyyeb bin Necebe Ferazi.

Müseyyeb, Kufe’nin eşrafından, Şii önderlerinden ve Hz. Ali (a.s), Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin’in (a.s) ashabındandı. Aynı zamanda tabiinin büyüklerinden biri sayılır.[2] Döneminin zahidlerinden ve kavminin cesurlarından biri olduğu rivayet edilmiştir. Cemel, Sıffin ve Nehrevan savaşlarında Ali’nin (a.s) safında yer aldı.[3] Kadisiye savaşı ve Irak’ın fethinde bulunmuştur.[4]

Kerbela Vakıası

60 h.k yılında Hz. Hüseyin (a.s), Yezid bin Muaviye’ye biat etmeyince Kufe'nin ileri gelenleri ona mektuplar yazarak kendisini şehre davet ettiler. İlk mektuplardan biri Müseyyeb bin Necebe, Süleyman bin Surad Huzai, Habib bin Muzahir ve başkaları tarafından kaleme alındı. Mektupta şöyle denmekteydi:

Bismillahirrahmanirrahim. Süleyman bin Surad, Müseyyeb bin Necebe ve sizin Şiilerinizden bir topluluğun mektubudur. Hamd ve sena Allah’a mahsustur ki senin düşmanını (Muaviye) helak etti. O düşman ki bu ümmetin işlerini zorbalıkla ele geçirdi ve Müslümanların beytülmaline haksızca el koydu... Şimdi bizim senden başka imam ve önderimiz yoktur. Aramıza gel ki Allah seni hak üzere bizimle bir araya getirsin...” (فَاقدِم إِلينا فَلَعَلَّ اللّهَ عَزَّ وَ جَلَّ أَنْ يَجمَعَنا بِكَ عَلَى الْحَقِّ).

Bu mektup Ramazan ayı 60 h.k’de elçiler aracılığıyla İmam Hüseyin’e (a.s) ulaştı.[5] Ancak Müseyyeb Kerbela hadisesine katılmadı.

Kerbela’dan Sonra

Müseyyeb, Süleyman bin Surad Huzai ve bazı Kufeli büyüklerle birlikte, Hz. Hüseyin’in (a.s) kıyamına katılmamış olmaktan dolayı büyük bir pişmanlık ve nedamet içinde idiler. İmam’ın (a.s) mektup ve elçileri geldiğinde, ona yardım etmeyi ihmal ettiklerinden dolayı kendilerini kınıyorlardı. Bu nedenle 65 h.k yılında Hz. Hüseyin’in (a.s) kanını yerde bırakmamak ve onun yalnız bırakılmasının utancını telafi etmek için kıyama kalktılar.[6]

Müseyyeb bin Necebe, İmam Hüseyin’i (a.s) yalnız bırakmanın hüznünü en derin yaşayanlardan biriydi. Bu pişmanlığını Tevvabin topluluğu arasında yaptığı bir konuşmada şöyle dile getirdi:

“Biz kendimizi temiz görerek aldanmıştık. Allah, Peygamberinin (s.a.a) torununun her safhasında bizi yalancı buldu. O, daha önce mektuplarını ve elçilerini bize gönderdi, mazeret sundu, yardımımızı açıkça ve defalarca istedi. Biz ise canlarımızı ona kıyamadık. Yanımızda şehit edildi. Ne ellerimizle yardım ettik, ne dillerimizle savunduk, ne de mallarımızla destekledik. Akrabalarımızdan dahi onun için yardım istemedik. Artık Rabbimizin huzurunda ve Peygamberimize kavuştuğumuzda özrümüz ne olacak? Elimizden tek şey gelir: Ya onu öldürenleri ve ona karşı kışkırtanları öldürmek ya da bu uğurda öldürülmek. Belki bu şekilde Rabbimiz bizden razı olur. Onunla karşılaştığımda cezasından emin olamam.”[7]

Tevvabin Kıyamında Şehadeti

Müseyyeb bin Necebe, Süleyman bin Surad, Rufa'a bin Şeddad Beceli ve birkaç kişiyle birlikte Tevvabin kıyamının teşkilatlanmasını üstlendi. Toplantılar yapıldı, konuşmalar gerçekleştirildi ve neticede 4000 kişilik bir grupla Emevi ordusuna karşı kıyam ettiler. Süleyman bin Surad’ın şehadetinden sonra Müseyyeb, savaş sancağını devraldı ve komutanlık yaptı. Düşman askerlerinden bazılarını öldürdü ve sonunda kendisi de şehit düştü.[8] Bazı tarihi rivayetlere göre, şehit olduğunda altmış yaşından büyüktü. Yine bazı haberlere göre, Ubeydullah bin Ziyad, onun başını Edhem bin Muhriz Bahili vasıtasıyla Mervan bin Hekem’e (bazı rivayetlerde Abdülmelik bin Mervan’a) göndermiştir/[9]

İlgili Konular

Kaynakça

  1. Bekir Şerîf Karaşî, Ḥayâtü’l-İmâm el-Ḥüseyin, 1412 h.k, c. 3, s. 24.
  2. Mesʿûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb, c. 3, s. 94; Zehravî, el-Aʿlâm, c. 7, s. 225.
  3. İbn Ḥacer el-ʿAsḳalânî, el-İṣâbe, c. 6, s. 234.
  4. Karaşî, Ḥayâtü’l-İmâm el-Ḥüseyin, c. 3, s. 24.
  5. İbn Aʿsam el-Kûfî, el-Fütûḥ, c. 5, s. 28-29.
  6. Karaşî, Ḥayâtü’l-İmâm el-Ḥüseyin, c. 3, s. 362.
  7. İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh, c. 4, s. 159.
  8. Karaşî, Ḥayâtü’l-İmâm el-Ḥüseyin, c. 3, s. 24; Mâmḳānî, Tenḳīḥu’l-maḳāl, c. 33, s. 186; Mesʿûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb, c. 3, s. 94; Zehebî, Târîḫu’l-İslâm, c. 5, s. 248.
  9. Çenârânî, Ḳıyâm-ı Tevvâbîn, s. 55.

Bibliyografi

  • İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh, Beyrut, Dâr Ṣâdır, 1385 h.k.
  • İbn Ḥacer el-ʿAsḳalânî, el-İṣâbe fî temyîzi’ṣ-ṣaḥâbe, Beyrut, Dâru’l-kutub el-ʿilmiyye, 1415 h.k.
  • Çenârânî, Muḥammed ʿAlî, Ḳıyâm-ı Tevvâbîn, Meşhed, Āstân-ı Ḳuds-ı Rażavî, 1383 h.ş.
  • Zehebî, Târîḫu’l-İslâm ve vefeyâtü’l-meşâhîr ve’l-aʿlâm, Beyrut, Dâru’l-kitâb el-ʿArabî, 1410 h.k.
  • Zehravî, Ḫayru’d-dîn, el-Aʿlâm, Beyrut, Dâru’l-ʿilm li’l-melâyîn, 1989.
  • Karaşî, Bâḳır Şerîf, Ḥayâtü’l-İmâm el-Ḥüseyin (a.s), Beyrut, Dâru’l-belâġa, 1412 h.k.
  • İbn Aʿsam el-Kûfî, el-Fütûḥ, Beyrut, Dâru’l-aḍvâʾ, 1411 h.k.
  • Mâmḳānî, ʿAbdullâh, Tenḳīḥu’l-maḳāl, Kum, Muʾessese Āl el-Beyt li-iḥyâʾi’t-türâs̱, 1423 h.k.
  • Mesʿûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb, Kum, Dâru’l-hicre, 1409 h.k.