Hz. Kasım b. Hasan

Öncelik: b, kalite: c
linksiz
resimsiz
kategorisiz
infobox'siz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden

Kasım b. Hasan (Arapça: قاسم بن حسن), İmam Hasan Mücteba’nın (a.s) Kerbela Vakıasında şehit düşen oğullarından biridir. Kendisi Aşura gecesi amcası İmam Hüseyin’in (a.s) ölüm hakkındaki sorusuna “Baldan daha tatlıdır” diye cevap vermiştir. Seyyid-i Şüheda İmam Hüseyin (a.s) için düzenlenen matem toplantılarında İmam Hüseyin’in (a.s) kızlarından birisiyle evlendiği söylenmektedir. Çağımız araştırmacılarının bunun sıhhati hakkında kuşkuları bulunmaktadır. Bazıları ise bunun doğru olmadığını belirtmiştir. İran’da düzenlenen matem merasimlerinde altıncı gece Hz. Kasım b. Hasan’a ihtisas edilmiştir.

Hz. Kasım b. Hasan

Hz. Kasım b. Hasan’ın (a.s) doğumu tarihî kayıtlarda yer almamıştır. Ancak tarihî kitaplarda ve maktellerde yaşı hakkında bazı görüşler belirtilmiştir. Harezmi’nin maktelinde Hz. Kasım b. Hasan’ın buluğa ermediği geçmiştir.[1] "Lübabu’l Ensab" kitabında yaşının 16 olduğu kaydedilmiştir.[2] Şeyh Müfid Kasım, Abdullah b. Hasan ve Amr b. Hasan’ın annesinin bir köle (cariye) olduğunu belirtmiştir.[3] Ancak "Makatilu’t-Talibin" kitabında, onun ve Ebu Bekir b. Hasan’ın annelerinin aynı olduğu zikredilmiştir.[4]

Aşura Gecesi

Ana madde: Aşura Vakıası

Aşura gecesi, İmam Hüseyin (a.s) yârenlerinin yanında o meşhur konuşmasını yaptıktan ve herkesin yarın öldürüleceğinin haberini verdikten sonra, Hz. Kasım b. Hasan da amcası İmam Hüseyin’e (a.s) "Acaba ben de yarın öldürülecek miyim?" diye sorduğunda, İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurdular: “Yavrucuğum! Ölüm senin yanında nasıldır?” Hz. Kasım (a.s) şöyle cevap verdi: “Ölüm benim için baldan daha tatlıdır.” İmam Hüseyin (a.s) şöyle cevap verdi: “Evet, sen de yarın şehit olacaksın.”[5]

Şehadeti

Seyyid İbn-i Tavus "Luhuf" adlı kitabında Hz. Kasım b. Hasan’ın (a.s) savaş meydanında ve şehadeti hakkında şöyle yazmaktadır: Ravi şöyle nakletmektedir:

Yüzü ay parçası olan bir genç meydana çıkıp savaşmaya başladı. İbn-i Fuzeyl Ezidi bir kılıç darbesiyle başına vurarak, başını yardı. Genç yüz üstü yere düşerek "Amcacığım!" diye bağırdı. Hüseyin (a.s) bir şahin gibi meydana atıldı ve öfkeli bir aslan gibi orduya saldırdı. İbn-i Füzeyl'e bir kılıç savurdu. İbn-i Füzeyl elini kalkan olarak kullanınca, kolu dirsekten koptu. Öyle bir bağırdı ki İbn-i Ziyad'ın ordusu onun sesini duyarak, onu kurtarmak için saldırıya geçti. Ancak o, atların ayakları altında kalıp helak oldu.
Ravi şöyle devam ediyor: “Etrafındaki toz-duman yatışınca, Hüseyin'in (a.s) can vermekte ve ayağını yere sürmekte olan o gencin baş ucunda durduğunu gördüm. Hüseyin (a.s) buyurdu: Allah'ın laneti seni katledenlerin üzerine olsun! Kıyamet günü ceddin ve baban onlardan öcünü alacaktır.”
Daha sonra şöyle buyurdu: “Allah'a and olsun ki amcanı çağırdığında sana cevap verememesi veya cevap vermesinin sana faydası olmaması amcana çok çetin gelir. Allah’a yemin olsun ki bugün öyle bir gündür ki amcanın düşmanı çok ve dostu ise, azdır.” Sonra da o genci bağrına bastı ve alıp Ben-i Haşim şehitlerinin yanına bıraktı.[6]


Gerçeklerin Saptırılması

Eski taziye geleneklerinde Türkçe’de "Kasım Otağı" denilen “Damat Kasım” gibi geleneklerin tarih kitablarında güvenilir hiçbir kayıt yoktur.

Bu olayı ilk olarak nakleden kişi hicri kameri dokuzuncu ve onuncu yüzyılda yaşayan Molla Hüseyin Kaşifi’dir. Hüseyin Kaşifi’nin “Ravzatu’ş-Şüheda” adlı eserinde naklettiği bu olay yalan ve uydurmadır.[7]

Kaynakça

  1. El-Mekki, c. 2, s. 31.
  2. El-Beyhaki, c. 1, s. 401.
  3. Şeyh Mufid, c. 2, s. 20.
  4. İsfahani, s. 92.
  5. Mutahhari, c. 17, s. 81 – 82.
  6. Seyyid İbn-i Tavus, s. 68 – 69.
  7. Mutahhari, c. 17, s. 77.

Bibliyografi

  • Şeyh Mufid, el-İrşat fi Marifet-i Hücecullah Ale’l İbad, Kum, Müessese-i Alulbeyt li-İhyau’t-Turas, 1416 h.k. / 1995 m.
  • İsfahani, Ebu’l Ferec, Makatilu’t-Talibin, şerh ve tahkik: Seyyid Ahmed Sagar, İntişar-ı Şerif Razi, Kum, 1416 / 1374.
  • el-Beyhaki, Ebu’l Hasan Ali, Lübabu’l Ensab, tahkik: Seyyid Mehdi Recai, İntişar-ı Ayetullah Mer’aşi Necefi Kütüphanesi, Kum, 1410 h.k.
  • el-Mekki Ebu’l Muid el-Muvaffak b. Ahmed, Maktelu’l Harezmi, tahkik: Şeyh Muhammed Semavi, İntişar-ı Envaru’l Huda, Kum, 1418 h.k.
  • Ali b. Musa b. Cafer b. Muhammed b. Tavus (Seyyid İbn-i Tavus), Maktelu’l Hüseyin (a.s), el-Musemma bil-Luhuf fi Katli’t-Tufuf, Müessese-i el-İlmi lil-Matbuat, Beyrut, 1414 / 1993.
  • Mutahhari Murtaza, Mecmua Asar-ı Şehit Mutahhari.