Kaf Suresi

wikishia sitesinden
(Kaf Suresinin Arapça ve Türkçe Meali sayfasından yönlendirildi)
Kaf Suresi
Diğer İsimlerBaskat
Sure Numarası50
Cüz26
Nüzul
Nüzul Sırası34
Mekki/MedeniMekki
İstatistiksel Bilgiler
Ayet Sayısı45
Kelime Sayısı373
Harf Sayısı1507


Kaf Suresi (Arapça: سورة قاف), Kur'an-ı Kerim'in ellinci suresi ve Mekki surelerinden biridir ve 26-cı cüzde yer alır. Bu sureye "Kaf" denir; Çünkü "Kaf" harfiyle başlıyordu. Mead ve kâfirlerin ölülerin dirilişinden şaşkınlığı, peygamberlik, tevhid ve ilahî kudret bu surede ele alınan konular arasındadır.

Allah'ın insana damarlarından daha yakın olduğunu bildiren Kaf Suresi'nin 16-cı ayeti bu surenin meşhur ayetlerinden biridir. Bu sureyi okumanın faziletinde, kim bu sureyi okursa, Allah'ın o kimseye ölümün sıkıntılarını ve acılarını hafifleteceği bildirilmektedir.

Tanıtım

Sure, "Kaf" harfiyle (Kaf, ve’l-Kur'ani’l Mecid; Kaf. Şerefli Kur'an'a andolsun) başladığı için bu ismi almıştır. Surede yüksek ağaçlardan bahsedildiği (10. ayet) için sureye yüksek ağaçlar anlamına gelen ‘‘basıka’’ kelimesinin çoğulu olan “Baskat” suresi de denmiştir. [1] Bu kelime burada olmak üzere yalnızca bir kere Kur’an’da geçmiştir.

Kaf Suresi, Mukatta harflerle başlayan yirmi sekizinci suredir. Ayrıca yeminle başlayan surelerin altıncısıdır. Tüm karilere göre ayet sayısı 45’tir. Kelime sayısı 373 ve harf sayısı 1507’dir. Mushaf’taki sırasına göre ellinci ve nüzul sırasına göre ise, otuz dördüncü suredir. Sure, Mekke’de nazil olmuştur. Hacim olarak mufassalat surelerden ve tıval sureleri kategorisinde bulunmaktadır. Kur’an’ın yarım hizbi kadardır. [2]

İçeriği

Surede mead konusu ve kâfirlerin insanların öldükten sonra çürümelerine rağmen yeniden dirilişlerinden duydukları şaşkınlık ele alınmaktadır. Ayrıca kâfirlerin nübüvvet konusundan duydukları şaşkınlık ve göklerin dayanaksız olarak ayakta durması, insanların gözleri önünde ölü toprakların nasıl diriltildiği, tevhit ve ilahi kudret nişanelerinden bahsedilmektedir. Ayrıca surede Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz’e (s.a.a) birkaç tane sosyal ve ahlaki emirler verilmektedir.[3]


Tefsir

Ana Madde: Hurûf-u Mukattaa

ق وَالْقُرْآنِ الْمَجِيدِ

Kaaf, andolsun büyük ve şerefli Kur'ân'a. (Kaf Suresi / 1)

Kaf «ق» harfi Hurûf-u Mukattaa’dan biridir. Bu harfler, Kur’an-ı Kerim’in 29 suresinde gelmiştir ve birbirinden ayrı olarak okunmaktadır.


Meşhur Ayetler

وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ

…ve biz ona şahdamarından daha yakınız. (Kaf Suresi / 16)

“Verid” kelimesi lügatte, şahdamarı, kalbe ve karaciğere bağlı damar, [5] dil altındaki damar, [6] ve tüm bedene yayılmış, kan dolaşımını sağlayan damar [7] olarak farklı şekillerde tefsir edilmiştir.

Fakat Allame Tabatabai ‘‘el-Mizan’’ tefsirinde şöyle bir açıklamada bulunmuştur: Bu ayet-i kerime, gerçekte Yüce Allah’ın insana olan ihatasını, kapsayıcılığını ve ona olan yakınlığını en güzel şekilde anlatan bir teşbih ve benzetmeden ibarettir. [8]

Rakib ve Atid

مَا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ

Hiçbir söz söylemez ki yanında, onu zapteden, gözetip kollayan biri bulunmasın. (Kaf Suresi / 18)

Bu ayet-i kerime, insanların amellerini yazan ‘‘Rakib’’ ve ‘‘Atid’’ adlı iki melekten söz etmektedir.

Bazı rivayetlerde bahsedildiği üzere, insanın sağ omzunda olan ‘‘Rakib’’ adlı melek insanın yapmış olduğu iyi amelleri ve sol omzunda olan ‘‘Atid’’ adlı melek ise, insanın işlemiş olduğu kötü işleri ve günahları yazmaktadır. [9]

Bu iki melek, ölüm anında insana görünür ve kıyamet günündeyse insanın amellerine şahitlik eder. [10]

Kur’an-ı Kerim, bu meleklerden, Rusul «رُسُل» Kiramen Kâtibin «کِرامَاً کاتِبینَ» ve Hafizin «حافظین» olarak da bahsetmiştir.

Sur’a Üflenmesi

وَنُفِخَ فِي الصُّورِ ذَلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ

Ve üfürülür sûr'a, işte bu gündür azap günü. (Kaf Suresi / 20)

Sur’a üflenmesi, kıyamet anında tüm gökleri ve yeri dolduracak, gökten gelen ve tüm canlıları öldürecek olan büyük bir nidadır. Bazı rivayetlerde bahsedildiği üzere, Sur’a üflenmesi dört kez gerçekleşecektir. [11]

Ancak Kur’an-ı Kerim, ölüm Sur’u olan ve dünyanın sonunda tüm varlıkların ölümüne neden olacak birinci surdan; kıyamet ve diriliş öncesinde tüm ölülerin canlanmasına ve hayat bulmasına neden olacak ikinci Sur’dan bahsetmiştir. [12]

Bu ayet-i kerimede “Sur’a üflenmesinden” maksat, ya ikinci Sur’dur veya her iki Sur’dur. Zira hemen arkasından şöyle buyrulmaktadır: Bu, vaad edilen gündür, yani sizi dünyadayken korkuttuğumuz gündür ve işte o gün bugün gerçekleşmiştir.

وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَمَا مَسَّنَا مِن لُّغُوبٍ

Ve andolsun ki biz, gökleri ve yeryüzünü altı günde yarattık ve bir yorgunluk gelmedi bize. (Kaf Suresi / 38)

Bu ayet-i kerime, ölümden sonra yeniden diriliş ve mead’ın mümkün olduğunu gösteren bir kanıttır. Ayet-i kerimenin manası şudur: Tüm yıldızları, gezegenleri azametli yerküreyi ve gök âlemini hiçbir şekilde yorulmadan ve acı çekmeden yaratmaya kadir olan, elbette ki insanı ölümünden sonra tekrar diriltmeye ve yeniden hayat bahşetmeye hayli-hayli kadir olacaktır. [13]

Ayetin İniş Sebebi

Nakledildiği üzere Yahudiler, Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) yanına geldiler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında sorular sordular. Allah Resulü (s.a.a) yerkürenin Pazartesi günü yaratıldığını, dağlar ve dağlarda olanların Salı günü yaratıldığını, ağaçlar, bitkiler, sular, erzaklar, şehirler ve abadilerin Çarşamba günü yaratıldığını, göklerin Perşembe günü yaratıldığını, yıldızların, ayın, güneşin ve meleklerin ise, Cuma günü yaratıldığını söyledi.

Daha sonra Yahudiler şu şekilde sordular: Bu hilkat ve yaratılıştan sonra Allah-u Teâlâ ne işe koyuldu? Allah Resulü (s.a.a) «ثُمَّ اسْتَوى عَلَى الْعَرْشِ» ayetini okudu. Yani daha sonra Yüce Allah’ın kuvvet ve kudretini hikayet eden arşa hâkim olmaya koyuluverdi.

Yahudiler şöyle söylediler: Öyleyse bu aşamada Yüce Allah’ın işi sone erdi; Cumartesi günü istirahat etti; yorgunluğunu gidermek için de arşa yaslandı.

Peygamber Efendimiz (s.a.a) Yahudilerin bu sözleri üzerine son derece öfkelenerek gazaplandı. Yüce Allah, Yahudilerin sözlerini reddetmek için bu ayet-i kerimeyi nazil etti. [14]

Fazilet ve Özellikleri

Kaf Suresi'ni okumanın fazileti hakkında Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle bir hadis-i şerif nakledilmiştir: Her kim Kaf Suresi'ni okursa, Allah-u Teâlâ ölüm sarhoşluğunu ve ölüm anındaki zorlukları, ona kolay kılar. [15]

İmam Bakır’dan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Her kim farz ve müstahap namazlarda Kaf Suresi'ni okursa, Allah onun rızkını bollaştırır, kıyamet günü amel defterini sağ eline verir ve onu çok kolay bir şekilde hesaba çeker. [16]

“El-Burhan” tefsirinde, Kaf Suresi'ni okumanın bazı özellikleri, örneğin; Sara hastalığını iyileştirir, [17] Rızkı çoğaltır, [18] Korku ve ızdırabı bertaraf eder, [19] zikredilmiştir.

Tarihi Rivayetler ve Öyküler

  • Peygamberlerin, Nuh, Ashab-ı Ras, Semud, Ad, Firavun, Lut, Ashab-ı Eyke ve Tubba kavimleri tarafından, tekzip edilerek yalanlanması. 12 ve 13. ayet-i kerimeler.
  • Önceki kavimlerin helak edilmesi. 36. ayet-i kerime.

Kaf Suresi Arapça ve Türkçe Meali


Önceki Sure
Hucurat Suresi
Kaf Suresi Sonraki Sure
Zariyat Suresi

Dış Bağlantılar

Kaynakça

  1. Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c 2, s 1252.
  2. Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c 2, s 1252.
  3. Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, s. 1252.
  4. Hameger, Muhammed, Kur’an sureleri, Nuru’s-Sakaleyn Kur’an ve İtret Kültür merkezi, birinci baskı, Kum, Neşri Nuşera, ş. 1392.
  5. Mekarim, Tefsir-i Numune, 1374 h.ş, c 22, s 246.
  6. İbn-i Manzur, Lisanü’l Arap, 1389 h.k, c 3, s 456.
  7. Tabatabai, el-Mizan, c 18, s 347.
  8. Tabatabai, el-Mizan, c 18, s 347.
  9. Muğniye, Tefsir-i el-Kâşif, 1424 h.k, c 7, s 132; Tabersi, Cevamiu’l Cami, 1377 h.ş, c 4, s 166; Kaşani, Tefsir-i Minhacü’s-Sadıkin fi İlzami’l Muhalifin, 1336 h.ş, c 9, s 10; Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, 1374 h.ş, c 22, s 249 ve 250.
  10. Biharu’l Envar, 1403 h.k, c 22, s 374 ve 376.
  11. Biharu’l Envar, c 6, s 318.
  12. Tabatabai, el-Mizan, 1374 h.ş, c 15, s 400.
  13. Mekarim Şirazi, Tefsir-i Numune, 1374 h.ş, c 22, s 289.
  14. Hüveyzi, Nuru’s-Sakaleyn, 1415 h.k, c 5, s 116.
  15. Tabersi, Mecmau’l Beyan, 1377 h.ş, c 9, s 233.
  16. Şeyh Saduk, Sevabu’l Amal, 1382 h.ş, s 115.
  17. Behrani, Tefsir-i el-Burhan, 1416 h.k, c 5, s 125.
  18. Tefsir-i el-Burhan, 1416 h.k, c 5, s 125.
  19. Tefsir-i el-Burhan, 1416 h.k, c 5, s 125.

Bibliyografi

  • Kur’an-ı Kerim, tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Dâru'l Kur'âni'l Kerîm, 1418 h.k. / m. 1376.
  • Daneşname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, 1377 h.ş.
  • İbn-i Manzur, Ebu’l-Fadıl Cemaleddin Muhammed b. Mukrim, Lisanü’l Arap, Mukaddime Ahmed Faris, Beyrut, 1389 h.k.
  • Behrani, Seyyid Haşim, el-Burhan, Tahran, Bonyad-i Bi’set, 1416 h.k.
  • Hüveyzi, Abdu’l-Ali b. Cuma, Tashih; Haşim Rasuli, Kum, Neşr, İsmailiyan, 1415 h.k.
  • Şeyh Saduk, Muhammed b. Ali, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, Tahkik; Sadık Hasanzade, Tahran, Ermeğan Tuba, 1382 h.ş.
  • Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan fi Tefsiri’l Kur’an, Tercüme; Seyyid Muhammed Bakır Musavi Hemdani, Kum, Defter-i İntişarat-i İslami Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Beşinci baskı, 1374 h.ş.
  • Tabersi, Fadıl b. Hasan, Mecmau’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, Tefsir-i Cevamaiu’l Cami, İntişarat-i Daneşgah-i Tahran ve Müdiriyet-i Havza-i İlmiye-i Kum, Birinci Baskı, 1377 h.ş.
  • Tabersi, Fadıl b. Hasan, Mecmau’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, Tercüme; Bistuni, Meşhet, Astan-i Kuds-i Razavi, 1390 h.ş.
  • Kaşani, Molla Fethullah, Tefsir-i Minhacu’s-Sadıkin fi İlzami’l Muhalifin, Kitapfuruşu-i Muhammed Hasan İlmi, Tahran, 1336 h.ş.
  • Meclisi, Biharu’l Envar, Kum, Defter-i İntişarat-i İslami, 1403 h.k.
  • Muğniye, Muhammed Cevad, Tefsir-i el-Kaşif, Daru’l Kutubi’l İslamiye, Tahran, Birinci baskı, 1424 h.k.
  • Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, Tahran, Daru’l Kutubi’l İslamiye, Birinci baskı, 1374 h.ş.
  • Marifet, Muhammed Hadi, Amuzeş-i Ulum-u Kur’an, Merkez-i Çap ve Neşr-i Sazman-i Tebligat-i İslami, Birinci baskı, 1371 h.ş.