Sadaka
Fıkıh Hükümlerı |
---|
Sadaka (Arapça: الصدقة) Allah yolunda verilen mala denir. İslam dininde her yoldan kazanç elde etmek caiz olmadığı gibi, malı her yolla harcamak da doğru değildir. Malın harcanmasında İslam’ın teyit ettiği en güzel yollardan birisi, malın Allah yolunda verilmesidir. Dolayısıyla Kur’an ayetleri, sadakayı farz ve müstehap olmak üzere ikiye ayırmakta ve onun için bazı şartlar ileri sürmektedir. Sadaka vermek insanın malının azalmasına neden olmadığı gibi, malın artmasına ve bereket kazanmasına da neden olur.
Etimoloji
“Sadaka”, insanın Allah rızası için malını vermesidir. Örneğin zekât bunlardan birisidir; ancak gerçekte sadaka müstehap ama zekât farzdır.[1] Allah yolunda malın (para) verilmesine “tasadduk” ve verilen mala “sadaka” denir.
Sadakanın Önemi
Tövbe suresinin 104. ayetinde[2]: ihtiyaç sahibi kullardan bahsedilmiş; Allah’ın izin ve emri ile bu tür yardımların kabul edildiği belirtilmekte ve gerçekte bu kişiler Allah’ın temsilcileridirler. Bu şekilde onların elleri Allah’ın elleridir de. İslam’ın azamet ve görkemini ortaya koyan bu tabir, en zarif tabirlerdendir. Bu ilahî farizaya teşvik etmenin yanı sıra, zekât ve sadaka verildiği zaman, edep ve saygının en güzeline uyma uyarısında da bulunmaktadır. Çünkü gerçekte (sadaka) alıcı Allah’tır. Nitekim İmam Seccad’dan (a.s) nakledilen bir rivayette İmam (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Sadaka kulun eline geçmeden önce Allah’ın eline geçer.”[3]
Sadakanın Kısımları
Sadaka iki kısma ayrılır:
- Vacip: kişinin bir miktar malını kendine özgü şartlarla müstahak kişilere vermesidir. Örneğin: Zekât, Hums ve Fitre zekâtı.
- müstehap: özel bir miktarı olmayan ve bireyin istediği miktarda malını Allah yolunda yoksul ve öksüzlere vermesidir.[4]
Özellikleri ve Şartları
Masumların (a.s) sözleri ve Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinden anlaşıldığı kadarıyla, sadakanın kendine özgü bazı şartları vardır:
- Her şeyden önce sadaka, helal, iyi ve sağlam olmalıdır.[Not 1] [5]
- Sadaka ve infakın gizli olması daha güzeldir.[Not 2][6]
- Sadaka ve infak, incitme ve minnetle olmamalıdır.[Not 3][7]
- Sadaka ve infak, ihlasla ve halis bir niyetle verilmelidir.[Not 4][8]
- Sadaka ve infak, sevdiğimiz ve ilgi gösterdiğimiz mallardan olmalıdır.[Not 5][9]
- İnfakta bulunan kişi asla kendisini malın gerçek sahibi olarak görmemeli, aksine kendisini Allah ile halk arasında bir vasıta olarak görmelidir.[Not 6][10]-[11]
Sadakanın Verilme Yerleri
Allah-u Teâlâ, Kur’an’da sadakanın yerlerini sekize ayırmıştır[12]:
- Yoksullar
- Öksüzler
- Zekât İşlerinde Çalışan Görevliler: Bundan maksat, zekâtları toplamak, korumak, toplananların hesabını yapmakla görevlendirilmiş kimselerdir. Gerçekte bu, onların ücret ve çalışmalarının karşılığıdır.
- Gönülleri İslam dinine ısındırılmak istenen kişiler: Zekât verildiği takdirde kalpleri İslam dinine ısındırılacak, savaşta veya başka yerlerde Müslümanlara yardım edecek olan kâfirler. Yani İslam’ın amaçları için manevi bir motivasyonu olmayan kişilere belli bir miktarda mal verilerek kalplerinin yumuşatılmasıdır.
- Köleleri satın alarak azat etmek.
- Borçluların ve hiçbir kusur ve hatası olmadan borç yükünün altına girmiş kişilerin borcunu ödemek.
- Allah yolunda harcamak: Yani cami ve dini eğitim yapılan okullar veya şehrin temizliği, yol yapımı geliştirilmesi ve Müslümanların genelinin yararına olan diğer işlerde ve İslam dininin ilerlemesini sağlayacak yerlerde kullanmak.
- Yolda kalmışlara, yani yolculuğa çıkmış kişilerin bazı nedenlerden ötürü yolda kalması ve varmak istediği yere kadar yeterli miktarda mal ve parasının olmaması.[13]
Sadaka Vermenin Niteliği
Yüce Allah sadaka vermeyi belirtmiş, ancak sadaka vermekte bazı yöntemleri beğenmediğini ortaya koymuştur:
- Daha ilk anından itibaren batıl olan riyanın üzerine sadaka verilmesi
- Verildikten sonra karşı tarafı inciterek, minnet altında bırakması ile sadakanın sevap ve değerinin ortadan kaldırılması
Bu iki sadakanın batıl olmasının nedeni şudur: Bu tür sadakalar Allah rızası için verilmemiştir veya eğer verilmişse de kişi halis niyetini koruyamamış ve bunu minnet ve eziyetle batıl etmiştir.[14] Yine Kur’an iki çeşit sadakayı gündeme getirmiş ve her ikisini de övmüştür:
- Gizli Sadaka: İnsanı riyadan uzak tutar ve fakirin onuru korunmuş olur. Ayrıca fakir zillet ve hafiflik duygusuna kapılmaz. Dinin temeli ihlasa dayandığından, yapılan amel her ne kadar halis olursa fazileti de bir o kadar çok olur. Bundan dolayı yüce Allah gizli sadakayı açık ve aleni sadakaya tercih etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Sadakayı gizli vermeniz sizin için daha iyidir.”
- Aşikâr ve Aleni Sadaka: İnsanları salih amele davet ve teşvik amacıyladır. Yoksul ve öksüzlerin yüreklendirilmesine neden olur. Çünkü toplumda onların haline üzülen ve merhametle yaklaşanların olduğu kanısına varırlar. Yine bu sadaka türü, fakirlerin ümitsizlik ve içlenmelerini ortadan kaldırır.[15]
Sadaka Çeşitleri
Sadaka, gerçek veya tüzel kişiler tarafından başka kişilerin hayır ve çıkarı için verilen bir hediyedir. Sadaka, nakit, hizmet, kullanılmış gereçler veya elbise, oyuncak, gıda, temel ihtiyaçlar, insani yardım, kan, organ nakli gibi insan için zaruri olan yardımlar şeklinde olabilir. Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her iyilik sadaka sayılır; her müminin kendisi, ailesi ve eşi için harcadığı şeyler ve ayrıca onurunu koruyan her şey, onun için sadaka yazılır.”[16]
“Nelerle sadaka verilmelidir?” sorusuna Kur’an ve hadisler şöyle cevap vermektedir: Tayyiplerle sadaka verin. Yani bireyin helal yoldan kazandığı pak ve helal mallardan verilmeli; yine değersiz ve düşük şeylerle sadaka vermekten kaçınılmalıdır. Zira sadaka Allah’ın rızasını kazanmak için verilir. Sadakanın bir yanında yoksul ve öksüzler, diğer yanında ise, Allah bulunmaktadır. Eğer müminler bu noktalara dikkat etmezlerse, hem Allah’a ve hem de yoksul ve öksüzlere hakaret etmiş olurlar.[17]
Miktar
Sadaka verildiğinde ılımlı ve ölçülü olmak gerekir. Yani ne sadaka vermekte cimrilik gösterilmeli ve ne de kendisi için zorluk çıkacak kadar sadaka verilmelidir.[18] Sadakanın en az miktarı, kişinin gücüne bağlıdır. Hatta bazı rivayetlerde bir yudum su bile sadaka sayılmıştır.[19]
Getiri ve Bereketleri
Sadakanın fazilet ve bereketleri hakkında oldukça fazla hadis ve rivayetler bulunmaktadır. Onun için oldukça bereket ve kazanımdan bahsedilmiştir. Örneğin[20]:
Bela ve Kötü Ölümden Kurtulmak
Belaların def edilmesi, kötü ölümlerden kurtulmak… infakın eserlerindendir. Rivayetlerde buna şu şekilde değinilmiştir: İmam Muhammed Bakır (aleyhi selam) şöyle buyurmuştur: “Sadaka yetmiş belayı ve kötü ölümü defeder. Çünkü sadaka veren kimse kötü bir ölümle asla ölmez.”[21]-[22]
Uzun Ömür
“Sadaka vermek” sarih rivayetlerin beyanı ile insanın ömrünün uzamasına neden olan etkenlerdendir. Hz. Fahri Kâinat Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Sadaka ve sıla-i rahîm şehirleri abat eder ve ömürleri uzatır.”[23]
Hastalara Şifa
Sadaka ve infakın bir diğer önemli özelliği de hastalara şifa olmasıdır. Masumlardan (a.s) nakledilen hadislerde bu açıkça söylenmiştir: “Sadaka ile hastalarınızı tedavi edin.” Yine başka hadislerde hastanın kendi eliyle sadaka vermesi müstehap bilinmiştir.[24]
Yoksulluğu Defeder
İslam öğretilerinde bazı şeyler insandan fakirliği uzaklaştırır. Bu konuda İmam Bakır’dan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: “İyilik ve sadaka fakirliği uzaklaştırır…”[25]
Sadakanın Manevi Eserleri
Kur’an-ı Kerim açısından Allah yolunda kazançlı bir ticaret ve muamele sayılan sadaka, mülk sahibinin rızasını kazanmaya, cennete yol bulmaya, insanı kıyametin korku ve şiddetinden güvende kılmaya ve insanın acılı azaptan kurtulmasına neden olur.[26]
Uğursuzluğu Defeder
Hz. Peygamber-i Ekrem Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Gününe başlayınca sadaka ver ki o günün uğursuzluğunu senden uzaklaştırsın ve akşam olunca da sadaka ver ki o gecenin uğursuzluğunu senden gidersin.”[27]
Cennetin Garantisi
Müminlerin Emiri Hz. Ali (aleyhi selam) şöyle buyurmaktadır: “Altı grup için cenneti garanti ediyorum. İlki birisinin vermek için bir kenara koyduğu sadaka ve o şekilde ölürse, o kişi cennet ehlidir. Diğer beş grup ise şunlardır: ‘Hasta ziyaretinde bulunan, cihatçı, hacca giden, Cuma namazı ve teşyi cenaze yolunda ölerek evlerine dönemeyenler.”[28]
Ayrıca Bakınız
Dış Bağlantılar
- Ayet ve Hadisler Işığında Sadaka Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey (1)
- Sadaka Hakkında Bilinmesi Gereken Her Şey (2)
- Zekat Hakkında Her Şey
Kaynakça
- ↑ Müfredat-ı Ragıb, c. 1, s. 278.
- ↑ “Allah'ın, kullarının tövbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah'ın tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi?” Tövbe, 104.
- ↑ Eyyaşi, Tefsir-i Eyyaşi c. 2 s. 108.
- ↑ El-Mizan, c. 2, s. 40.
- ↑ Bakara, 267.
- ↑ Bakara, 271.
- ↑ Bakara, 264.
- ↑ Bakara, 265.
- ↑ Al-i İmran, 92.
- ↑ Hadid, 7.
- ↑ Tefsir-i Numune, c. 23, s. 324.
- ↑ Tevbe, 60.
- ↑ Tefsir-i Numune, c. 8, s. 5.
- ↑ El-Mizan, c. 2, s. 601.
- ↑ El-Mizan, c. 2, s. 610.
- ↑ Mefatihu’l Gayb.
- ↑ Envaru’l İrfan fi Tefsiri’l Kur’an, c. 4, s. 500.
- ↑ Tefsir-i Numune, c. 2, s. 129.
- ↑ Tefsir-i Etyabu’l Beyan, c. 1, s. 230.
- ↑ Vesailu’ş-Şia, c. 6, s. 257.
- ↑ Başka bir yerde ise şöyle gelmiştir: “Kendi eliyle sadaka vermek, insanı kötü ölümden korur ve insandan yetmiş çeşit belayı defeder.”
- ↑ El-Mizan, c. 2, s. 420 ve 433.
- ↑ El-Mizan, c. 2, s. 420 ve 433.
- ↑ El-Mizan, c. 2, s. 420 ve 433.
- ↑ El-Mizan, c. 2, s. 420 ve 433.
- ↑ El-Mizan, c. 2, s. 420 ve 433.
- ↑ Mefatihu’l Hayat, s. 552.
- ↑ Mefatihu’l Hayat, s. 552.
- ↑ “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, “hayır” diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır.
- ↑ “Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah, yapmakta olduklarınızı bilir.”
- ↑ “Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak, pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kâfirleri doğru yola iletmez.”
- ↑ “Allah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarf edenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisenti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir.”
- ↑ “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça «iyi»ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.”
- ↑ “Allah'a ve Resûlü'ne iman edin. Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı şeylerden harcayın. Sizden iman edip de (Allah rızası için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardır.”
Bibliyografi
- Kur’an-ı Kerim.
- Ayetullah Cevadi Amuli, Mefatihu’l Hayat, Merkez-i Beyne’l Mileli Neşr-i İsra, İran, Bahar, 1391 h.ş.
- Mekarim Şirazi gözetiminde, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 27, Daru’l Kutubu’l İslamiyye, Tahran, 1380 h.ş.
- Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan, tercüme: Musevi Hamedani, Camiu Müderrisin, Kum, 1374 h.ş.
- Daver Penah, Ebu’l Fazl, Envaru’l İrfan fi Tefsiri’l Kur’an, İntişar-ı Sadr, Tahran, 1375 h.ş.
- İbn-i Babeveyh, Muhammed b. Ali, Men La Yahzuruhu’l Fakih, c. 2, Camiu Müderrisin, Kum, 1363 h.ş.
- Şeyh Hürr-ü Amuli, Vesailu’ş-Şia, Müessese-i Alulbeyt, Kum, 1409 h.k.
- Tayyip, Seyyid Abdulhüseyin, Tefsir-i Etyabu’l Beyan, İntişarat-ı İslam, Tahran, 1378 h.ş.