Kefaret

Öncelik: b, kalite: c
linksiz
kategorisiz
navbox'siz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden


Kefaret (Arapça: کفارة), İslam’da haram olan bazı şeylerin yapılması veya bazı farzların terk edilmesi sonucu insana verilen bir çeşit cezadır. Bu cezalardan bazıları ibadet içerikli bazıları da mali ve finansaldır. En önemli kefaretler şunlardan ibarettir: Köle azat etmek, 60 yoksulu doyurmak veya giydirmek, 31 günü art arda olmak üzere 60 gün oruç tutmak ve kurban kesmek.

Kefarete neden olan en önemli faktörler şunlardan ibarettir: Kasten veya kasıtsız olarak birisini öldürmek, bilerek orucu bozmak, ahit, adak ve yeminini bozmak, hac ve umre haramlarından bazılarını yapmak.[Not 1]

Haram olmayan bazı şeyler karşılığında insanın yapması farz olan Fidye de bir çeşit kefaret sayılmaktadır.

Etimoloji

Kefaret, “örtmek” anlamına gelen “küfr” maddesinden türemiştir.[1] Çiftçiye, tohumu toprağa gömdüğünden ve sakladığından kafir demektedirler.[2] “Eğer Ehl-i Kitap iman edip (kötülüklerden) sakınsalardı, herhalde (geçmiş) kötülüklerini örter ve onları nimeti bol cennetlere sokardık.”[3] ayeti kerimesinde kefaret, Allah’ın günahları örtmesi ve azabın kaldırılması anlamında kullanılmıştır.[4] Bundan dolayı kefaret, günahları örttüğünden ve görmezlikten gelinmesine neden olduğundan bu adla anılmıştır.[5]-[6]

Şeriattaki Anlamı

Kefaret, İslam’da bazı günahların cezası ve uhrevi cezaların düşmesine veya hafiflemesine neden olan bir çeşit ibadettir.[7] Bazen kefaret yerine “fidye” kelimesinden yararlanılır. Fidyenin asıl anlamı bir şeyin bir şeyin karşılığında karar kılınmasıdır.[8]

Bu cezalar bir yönden suçlu için ceza ve diğer yönden toplum için faydaya sahiptir. Örneğin Müslüman bir kölenin azat edilmesi, yoksul ve fakirlerin doyurulması veya giydirilmesi gibi. Bazı yerlerde ise, kefaret oruçlu olmak veya haccın tekrar edilmesidir.

Muayyen, Mürettep ve Muhayyer Kefaret

Fıkıh teriminde kefaret: Muayyene, Mürettebe ve Muhayyere olmak üzere üç kısma ayrılır.

Muhayyere kefaret (ihtiyar sahibi): Şari (Şeriat/İslam) birkaç çeşit kefaret belirlemiş ve kişiyi bunlardan birini seçmekle muhayyer (ihtiyar sahibi) etmiştir. Şunlar muhayyer kefareti gerekli kılar: Ramazan orucunu bilerek batıl etmek, ahit ve adağını bozmak ve matem sırasında kadının saçını yolması. Bu yerlerde mükellef birkaç çeşit kefaret yapmakla muhayyer ve özgürdür: Köle azat etmek, peş peşe olmak üzere oruç tutmak, altmış fakire yemek vermek.[9]

Muayyen kefaret (belirlenmiş): Bireyin seçme hakkı olmadığı ve kefaretinin Şari (İslam/Şeriat) tarafından belirlendiği kefarettir.

Mürettebe kefaret (tertibe göre): İslam tarafından kefaretler belli bir sıralamaya göre belirlenmiştir. Birey eğer birinci sıradaki kefareti yerine getirmeye güç yetiremezse, ikinci sıradaki kefaret sıraya girer…[10]

Kefaretin bir diğer çeşidi ise, muhayyere ve mürettebe kefaretlerinde geçerlidir. Şöyle ki mükellef birkaç çeşit kefaretten birisini yapmakla muhayyerdir. Eğer birisini yapamazsa, bir sonrakini yapar.[11]

Toplu Kefaret

“Cem ve toplu kefarette” üç çeşit kefaret birlikte eda edilmelidir: Köle azat etmek, peş peşe olmak üzere iki ay oruç tutmak ve altmış fakire yemek vermek. Cem kefaret şu yerlerde verilir: Kasten bir mümini öldürmek, içki içmek gibi haram bir şeyle Ramazan ayı orucunu bozmak.[12]

Kefaret Yerleri

Bazı günahlara mürtekip olmak insanın boynuna kefaret gelmesine neden olur. Meşhur müçtehitlerin fetvalarına göre onlardan bazıları şunlardan ibarettir:

Oruç kefareti

Ramazan ayı orucunu bozmak: Ramazan ayının orucunu bilerek bozmanın kefareti, köle azat etmek veya altmış yoksula yemek vermek yahut 31 günü art arda olmak üzere iki ay oruç tutmaktır.[13]

Haram bir işle Ramazan ayı orucunu bozmak: Ramazan ayı orucunu haram bir şeyle bozan (haram bir şeyi yemek, zina, istimna/mastürbasyon…) kimse, cem ve toplu kefaret vermek zorundadır: Köle azat etmek, altmış yoksulu doyurmak ve altmış gün oruç tutmak. Azat etmek için köle bulunmaması halinde bu kefaretin bu kısmı düşer.[14]

Ramazan ayı orucunun kazasını bozmak: Ramazan ayından kalma kaza orucu tutan birisi, öğleden sonra bilerek orucunu batıl ederse, 10 yoksula her biri yaklaşık olarak 750 gram miktarında yiyecek (arpa, buğday, hurma…) vermelidir. Buna güç yetiremiyorsa, üç gün oruç tutmalıdır.[15]

Cana Kıyma Kefareti

Kişi eğer birisinin canını alır ve öldürürse, bunun cezasını çekmeli ve kefaretini vermelidir. Bunun Kur’an’da[16] farklı şekilleri açıklanmıştır:[Not 2]

Mümin Birini Kasten Öldürmek: Toplu kefareti vardır: Köle azat etmek, altmış yoksulu doyurmak ve altmış gün oruç tutmak.

Mümin Birini Sehven Öldürmek (bilmeden): ilk önce köle azat etmelidir, bunu yerine getiremezse iki ay üst üste oruç tutmalıdır, bunu da yapamazsa altmış yoksulu doyurmalıdır.[17]

Yeminini Bozmak

Kişi eğer bir şeyi yapmak veya yapmamak konusunda şer’i yemin içer ve yemine uymazsa, bir köle azat etmeli veya 10 fakiri doyurmalı yahut onları giydirmelidir. Eğer hiç birisini yerine getiremezse, üç gün oruç tutmalıdır.[18] Bu kefaretin hükmü Kur’an’da açık bir şekilde zikredilmiştir: “Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on yoksulu doyurmak yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur.” (Maide, 89)

Ahit ve Nezir (Adak) Bozmak

Şer’i ahit ve nezrin (adak) bozma kefareti meşhur müçtehitlerin fetvasına göre şu üç şeyden biridir: Köle azat etmek veya altmış yoksula yemek vermek veya iki ay oruç tutmak.[19]

Zihar

Eğer bir kişi Kur’an-ı Kerim’in emrine aykırı olarak zihar’a[Not 3] mürtekip olursa, Kur’an kişinin eşine geri dönmesi için kefaret verilmesini şart koşmuştur. “İçinizden zihâr yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar.” (Mücadele, 2) Bu işin kefareti bir köle azat etmek, bu mümkün olmazsa iki ay oruç tutmak ve eğer bu da mümkün olmazsa, altmış öksüze yemek vermektir.[20]

Hac ve Umrenin Kefareti

Hacla ilgili kefaretler hakkında Kur’an’da iki kefaret belirtilmiştir:

a) Kurban kesmeden önce, saçı kısaltmak ve tıraş etme kefareti.[Not 4][21]

b) İhramdayken avlanmanın kefareti.[Not 5][22]-[23] Tırnak kesmek, vücudun tüy ve kıllarının kesilmesi, güzel koku kullanmak, başı örtmek veya erkeklerin gölgede yürümesi vb. gibi öteki ihram haramlarının kefareti hadislerde açıklanmıştır.

Musibet Anında Kadının Saçlarını Yolması

Musibet anında saçını yolan veya yüzünü çizen ve tırmalayan kadının kefareti, bir köle azat etmek veya altmış fakire yemek vermek yahut 31 günü art arda olmak üzere iki ay boyunca oruç tutmaktır.

Musibet Anında Erkeğin Gömleğini Yırtması

Eşinin veya çocuklarının musibeti sırasında gömleğini yırtan erkek, bir köle azat etmeli veya 10 yoksulu doyurmalı ve eğer bunları yerine getiremezse, 3 gün oruç tutmalıdır.

Orucun Fidyesi

“Fidye” köken olarak bir şeyin bir şey karşılığında karar kılınmasıdır.[24] Bazı işler haram olmamasına rağmen bazı yerlerde o işler karşılığında fidye verilmesi gerekir. Kur’an’ın da açıkça belirttiği gibi oruç tutmaya gücü yetmeyen kişilerin fidye vermesi gerekir. Bu fidye yaklaşık olarak 750 gram yiyecektir (buğday, arpa…). Bu yerler şunlardır: Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa, (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

Gebe veya Süt Veren Kadınlar

Gebe kadının oruç tutması bebeğine –veya bir görüşe göre- kendisine zarar verirse veya bebeğine süt vermesi ile bebeğine –veya bir görüşe göre- kendisine zarar verirse, oruçlarının kazasını tutmalı ve ayrıca fidye de vermelidir.

Kalıcı Hastalık

Hastalığı yüzünden bir sonraki Ramazan ayına kadar orucunu tutamayan birisinin,- meşhur fakihlerin görüşüne göre- kaza oruçları boynundan düşer. Ancak her günün karşılığı olarak fidye vermelidir.

Yaşlı Erkek ve Kadın

Yaşlı erkek ve kadınlara oruç tutmaları çok ağır ve meşakkatli olursa.

Günahların Genel Kefareti

Rivayet ve hadisler esasına göre bazı şeyler, günahların genel kefareti ve insanın temizlenmesine neden olmaktadır. Onlardan bazıları şunlardır: Güzel ahlak, doğru sözlülük, nimetlere şükür, hayâ, mazlumların yardımına koşmak, sadaka vermek, hac ve umre, salavat, çok secde etmek, anne ve babaya iyilik, cemaat namazında süreklilik ve hayır işleri yapmak.[25]

Kaynakça

  1. Cevheri, İsmail, es-Sihah, c. 2, s. 808; İbn-i Manzur, Muhammed, Lisanu’l Arab, c. 5, s. 148.
  2. El-Müfredat fi Garibi’l Kur’an, s. 714.
  3. Maide, 65.
  4. Et-Tibyan fi Tefsiri’l Kur’an, c. 3, s. 584.
  5. Lisanu’l Arab, c. 5, s. 148.
  6. Kutbuddin-i Ravendi, Fıkhu’l Kur’an fi Şerhi Ayati’l Ahkâm, c. 2, s. 242.
  7. Necefi, Muhammed Hasan, Cevahiru’l Kelam, c. 33, s. 167; Hansari, Ahmed, Camiu’l Medarik, c. 5, s. 2.
  8. Mustafavi, Hasan, et-Tahkik fi Kelimati’l Kur’an, c.9, s. 41, 42.
  9. Külliyatı Fıkh-ı İslami, s. 65, 66.
  10. Külliyatı Fıkh-ı İslami, s. 65, 66.
  11. Külliyatı Fıkh-ı İslami, s. 65, 66.
  12. Tehriru’l Vesile, c. 2, s. 115, 116.
  13. Enhar Portalı.
  14. Enhar Portalı.
  15. Enhar Portalı.
  16. Nisa, 92
  17. Külliyatı Fıkh-ı İslami, s. 65, 66.
  18. Enhar Portalı.
  19. Enhar Portalı.
  20. Et-Tibyan fi Tefsiri’l Kur’an, c. 9, s. 541; el-Mizan fi Tefsiri’l Kur’an, c. 19, s. 177.
  21. Tabersi, Fazıl b. Hasan, Tefsiru Cevamiu’l Cami, tahkik: müessese Neşr-i İslami, Kum, İslami, birinci baskı, c. 1, s. 193.
  22. Maide, 95.
  23. Lisanu’l Arab, c. 12, s. 585; el-Mizan fi Tefsiri’l Kur’an, c. 6, s. 139. Ayrıntılı bilgi için fıkıh kitaplarına müracaat edilmelidir.
  24. Mustafavi, Hasan, et-Tahkik fi Kelimati’l Kur’an, c.9, s. 41, 42.
  25. Porsiman sitesi.
  1. Hacdaki haramlardan maksat, kişinin hacda ihram bağlamasıyla bazı işlerin kendisine haram olmasıdır.
  2. Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğerki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise, mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise, ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay peş peşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
  3. Bir kimsenin karısına "sen bana anamın sırtı gibisin" diyerek, onu kendisine haram kılması. Zihar, "zehr" kökündendir, kelime anlamı sırt demektir.
  4. Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız, kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin (eğer kurban keserse), Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa (bu yüzden kurban keserse) oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir… Bakara, 196.
  5. Ey iman edenler! İhramlı iken avı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse, öldürdüğü hayvanın dengi (ona) cezadır. (Buna) Kâbe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kişi hükmeder (öldürülen avın dengini takdir eder). Yahut (avlanmanın cezası), fakirleri doyurmaktan ibaret bir keffârettir yahut onun dengi oruç tutmaktır. Ta ki (yasak av yapan) işinin cezasını tatmış olsun…

Bibliyografi

  • Kur’an-ı Kerim.
  • Danışname-i Mevzui Kur’an.
  • İbn-i Manzur, Muhammed, Lisanu’l Arab, Kum, Edep, birinci baskı, 1405.h.k.
  • Cevheri, İsmail, es-Sihah, Tahkik: Ahmed Abdulgafur, Beyrut, Daru’l İlm, dördüncü baskı, 1407 h.k.
  • Hansari, Ahmed, Camiu’l Medarik, talik Ali Ekber Gaffari, Tahran, Saduk, ikinci baskı, 1405 h.k.
  • Ragıb İsfahani, Hüseyin b. Muhammed, el-Müfredat fi Garibi’l Kur’an, Demeşk Beyrut, Daru’l ilm el-Daru’ş-Şamiye, 1412 h.k.
  • Tabersi, Fazıl b. Hasan, Tefsiri Cevamiu’l Cami, Tahkik: Müessese Neşr-i İslami, Kum, birinci baskı, 1420 h.k.
  • Tusi, Muhammed b. Hasan, et-Tibyan fi Tefsiri’l Kur’an, tahkik: Ahmed Habib Kusayr, Necef-i Eşref, Emin.
  • Kutbuddin-i Ravendi, Said b. Hibbetullah, Fıkhu’l Kur’an fi Şerh-i Ayati’l Ahkâm, Kum, Kitabhane Necefi Mer’aşi, ikinci baskı, 1405 h.k.
  • Mustafavi, Hasan, et-Tahkik fi Kelimati’l Kur’an, Tahran, Neşr-i Asar-ı Allame Mustafavi, birinci baskı, 1385 h.ş.
  • Necefi, Muhammed Hasan, Cevahiru’l Kelam, tahkik: Mahmut Kuçani, Tahran, İslamiye, altıncı baskı, 1397 h.k.