Teyemmüm

Öncelik: a, kalite: c
linksiz
navbox'siz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden


Teyemmüm (Arapça: تَیَمُّم), suyun bulunmaması veya zorunluluk nedeniyle kullanılamaması durumunda abdest veya gusül yerine yapılan bir ibadettir. Teyemmümün aşamaları şu şekildedir: önce iki elin avuç içi toprağa vurulur ve sonra eller alına ve ellerin üstüne çekilir. Teyemmüm kendi şartlarıyla abdest ve gusül gibidir ve onlardan kaynaklanan taharetle bir farkı yoktur. Teyemmüme “Taharetün türabiye” de denilir. Kur’an, iki ayette teyemmümün niteliğinden bahsetmiş, 220 hadisle de teyemmümün ayrıntıları ele alınmıştır.

Teyemmümün Sözlük Anlamı

Teyemmüm sözlükte “y-m-m” veya “e-m-m” kökünden ve “kast etmek” anlamındadır. Fıkıh terminolojisinde ise alın ve ellerin (üst kısmının) toprakla mesh edilmesi anlamındadır.

Abdest ve guslün alınamadığı durumlarda teyemmüm onların yerine geçer. Teyemmüme “Taharetü’n türabiye”, abdest ve gusle “Taharetü’n maiyye” de denir.

Kur’an ve Hadislerde Teyemmüm

Kur’an iki ayetle teyemmüm ve hükümlerine değinmiştir:

  • Nisa suresi 43. Ayet: “Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veya biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi mesh edin.”
  • Maide suresi, 6. Ayet: “Hasta veya yolculuk halinde bulunursanız veya biriniz tuvaletten gelirse veya da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve ellerinizi onunla mesh edin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ister.”

İki hadis kitabı olan Vesailu’ş Şia ve Müstedreku’l Vesail kitaplarında 220’nin üzerinde hadis teyemmümün niteliği ve hükümleri hakkındadır.

Abdest ve Gusülden Bedel Teyemmüm

Her kim abdest alamazsa, abdestle ilintili ibadetler için “abdestten bedel teyemmüm” almalıdır ve her kim gusül alamazsa gusülle ilintili ibadetler için “gusülden bedel teyemmüm” almalıdır. Eğer cenabet guslüne bedel teyemmüm alınmış ve sonradan abdesti batıl eden şeylerden birisini (idrar, uyumak gibi) yapmışsa (gusül almak için halen özrü varsa) namaz gibi ibadetleri yerine getirmek için abdest almalıdır, eğer abdest alması mümkün olmazsa abdestten bedel teyemmüm almalıdır.[1]

Teyemmümün cenabet guslünün abdest ve guslüne bedel olması konusunda müçtehitler arasında farklı görüşler bulunmaktadır.[2] Bu iki teyemmümün niyetleri farklıdır ve bazı müçtehitler; gusül yerine alınan teyemmümde bir kez teyemmüme başlandığında ve bir kez de ellerin mesh edildiğinde olmak üzere iki kere ellerin yere vurulması gerektiğini belirtmişlerdir.

Teyemmümün Farz Olduğu Yerler

  • Abdest ve gusül almak için suyun olmaması
  • Suyun bulunması, ancak kullanılması durumunda kendisi veya yanındakilerin şiddetli bir şekilde susuzluğa müptela olması
  • Suyun kullanılması durumunda kendisinin veya başkalarına ait hayvanlarının telef olması
  • Suyun necaseti bertaraf edecek, abdest veya gusül alınacak kadar yeterli olmaması (fetvalarda ihtilaflar bulunmaktadır)
  • Abdest veya guslün zararlı olması (zararın mantıklı bir ihtimal oranı olsa da, yeterlidir)
  • Abdest ve gusül için yeterli zamanın olmaması.

Teyemmüm Yapılışı

  1. İlk olarak Allah’ın emri ve rızası için iki eli teyemmümün doğru olduğu bir şeye vurmak (bazı müçtehitler elin hafifçe yere vurulmasını gerekli bilmektedirler. Yere elleri hafifçe koymak yeterli değildir).
  2. İki elin içini alnın saçın biten yerinden kaşların üzerine kadar (bazı müçtehitlerin fetvasına göre kaşlara da yapılmalıdır) çekilmesi (saçlar buna mani olmamalıdır).
  3. Sol elin iç kısmının tamamını sağ elin bilekten parmak uçlarına kadarki üst kısmına çekmek.
  4. Aynı işlemi sol el içinde yapmak.

Bazı müçtehitler ellerin meshinden önce (3. Aşama) ellerin bir kez daha hafifçe yere vurulması gerektiğini belirtmişlerdir.[3] Bazıları ise yukarıdaki dört aşamaya ilave olarak eller bir kez daha yere vurulmalı ve bir kez daha ellerin üstüne çekilmelidir, düşüncesindedir. (1, 3 ve 4. Aşamalar bir kez daha yapılmalıdır).[4]

Önemli Noktalar

  • Teyemmüm aşamalarında muvalata uyulmalıdır (şöyle ki aşamaların arasında ara vermeden işleme devam edilmelidir)
  • Teyemmümde mesh edilen organ sabit olmalı, çekilen el ise hareket etmelidir.
  • Teyemmüm uzuvları temiz olmalı ve üzerlerinde bir mani olmamalıdır. Eğer bertaraf edilme durumu yoksa cebireyi teyemmüm alınmalıdır.
  • Normal şartlar altında teyemmüm sırasında birisinden yardım almamak gerekir.
  • Burnun üzerine elleri çekmek gerekli değildir.
  • Elleri yere vurduktan sonra toz ve toprağın giderilmesi için elleri birbirine vurmanın bir sakıncası yoktur.
  • Teyemmüm öncesi yüzüklerin parmaktan çıkarılması gerekmektedir.

Teyemmümün Doğru Olduğu Şeyler

Maide suresinin 6. Ayetine göre, teyemmüm “said”in üzerine yapılmalıdır, ancak said’in yalnızca toprak mı olduğu yoksa yer sayılan her şeyin mi said olduğu konusunda sözlük bilimciler ve doğal olarak da müçtehitler arasında anlaşmazlıklar bulunmaktadır.

Bazı fetvalar esasınca teyemmüm ilk önce toprağa olmalıdır, toprağın bulunmaması durumunda kum, çakıl ve taşa (bir miktar toz-toprak bunların üzerlerinde vardır) yapılmalıdır.

Alçı, çimento, tuğla, mozaik… vb. gibi benzeri şeylere teyemmüm yapılması konusunda farklı fetvalar bulunmaktadır. Teyemmüm edilen şey, temiz ve gasp edilmemiş olmamalıdır.

Hükümler

  • Abdesti batıl eden her şey abdeste bedel olarak alınan teyemmümü de batıl eder ve guslü batıl eden her şey gusle bedel olarak alınan teyemmümü de batıl eder.[5]
  • Vakit darlığından dolayı gusle bedel teyemmüm alınmışsa (örneğin ramazan ayında ezan öncesi dakikalar) namaz gibi sonraki ibadetler için gusül almalı ve namaz kılmalıdır.
  • Teyemmüm alınmasına neden olan özrün bertaraf olması durumunda, taharetin gerekli olduğu önceki yaptığı ibadetlerin hükmü konusunda fikir ayrılıkları vardır. Şöyle ki örneğin eğer birisi öğlen ezanı sırasında güneş batana kadar su bulamayacağını düşünerek teyemmümle namaz kılmış, ancak daha sonra su bulunmuşsa,. bu durumda yeniden abdest ve gusül alarak namaz kılmasının gerekip gerekmediği konusunda fikir ayrılıkları bulunmaktadır.

Kaynakça

  1. Tevzihu’l Mesail, Meraci, m. 724.
  2. Tevzihu’l Mesail, Meraci, m. 724.
  3. Ecvibetü’l İstiftaat, Ayetullah Hamaney, s. 209.
  4. Tevzihu’l Mesail, Ayetullah Subhani, m. 674 ve 675.
  5. Tevzihu’l Mesail, Meraci, m. 720 ve 726.

Bibliyografi

  • Tevzihu’l Mesail, Meraci, Defteri İntişarat İslami.
  • Ecvibetü’l İstiftaat, Ayetullah Hamaney, Tahran, el-Huda, ş. 1386.
  • Tevzihu’l Mesail, Subhani, Müessese İmam Sadık (a.s), ş. 1386.