Ölüye Dokunma Guslü
Bu makale konuyu genel bakımdan ele almış açıklayıcı bir amaçla yazılmıştır ve fıkhi hükümleri ayrıntılı olarak anlamak için yeterli değildir. |
Ölüye dokunma guslü (Arapça: غُسل مَسِّ مَیت), soğumuş ve henüz gusül verilmeyen ölünün cesedine dokunma durumunda gereken farz bir gusüldür.
Şartları ve Hükümleri
Vesailu’ş-Şia ve Müstedrek-i Vesailu’ş-Şia kitaplarında 50 hadis, ölüye dokunma guslü hakkında nakledilmiştir.
Cesedi soğumuş ölüye dokunmak guslü gerektirir, ancak ölüye verilmesi gereken üç gusül ölüye verilmişse, böyle bir gusle ihtiyaç yoktur. İnsan dışındaki ölülere –hayvan ölülerine- dokunmak da dokunma guslünü gerektirmez.[1]
- Müçtehit ve taklit mercilerin çoğuna göre, ölü veya diri bir insanın kopmuş organlarına -üzerinde kemik olması durumunda- dokunmak da bu guslü gerektirir.[2]
- Ölüye dokunma durumunda abdestin batıl olup olmaması konusunda ihtilaf vardır.[3]
- Ölüye dokunma sayısı arttıkça, gusül sayısı artmaz.[4]
- Ölüye dokunma guslü, meşhur görüşe göre abdest yerine geçmez ve namaz kılmak için bu gusle ilave olarak abdest almak gerekir.[5]
- Müçtehit ve taklit mercilerin çoğuna göre, ölüye dokunmak, küçük hadestir ve namaz kılmak, Kur’an’ın harflerine dokunmak gibi abdesti gerekli kılan ameller için abdest gerekir. Bazıları ise bunu büyük hades bilmekte ve namaz, tavaf, oruç gibi tahareti gerekli kılan tüm ibadetleri ona bağlamaktadır.[6]-[7]
Masumlara ve Şehitlerin Vücutlarına Dokunmak
Ölüye dokunma guslü, masumlar, şehitler ve bir grubun görüşüne göre had veya kısas hükmünün icrasından önce meyyit guslü almış kişilerde istisna olmuştur. Bu yerlerde, ölüye dokunma guslü almak farz değildir.[8]
Guslün Alınma Şekli
Ölüye dokunma guslü, diğer gusüller gibi tertibi ve irtimasi olmak üzere iki şekilde alınabilir.[9]
Guslün Felsefesi
Hadis ve rivayetlerde bu guslün alınmasının hikmet ve felsefesi ölüye dokunan için sağlık, temizlik ve ruhsal taharet olarak açıklanmıştır.[10]-[11]
Kaynakça
- ↑ Tavzihu’l-Mesail, mesele: 521.
- ↑ Tavzihu’l-Mesail, mesele: 528.
- ↑ El-Urvetu’l-Vuska, c. 2, s. 9, 10.
- ↑ Tavzihu’l-Mesail, mesele: 531.
- ↑ Tavzihu’l-Mesail, mesele: 530.
- ↑ El-Urvetu’l-Vuska, c. 2, s. 10, 11.
- ↑ Tavzihu’l-Mesail, mesele: 533.
- ↑ Cevahiru’l-Kelam, c. 5, s. 307.
- ↑ Tavzihu’l-Mesail, mesele: 530.
- ↑ Saduk, İlelu’ş-Şerai, c. 1, s. 299, hadis: 2, intişarat-ı Daveri, Kum, birinci baskı.
- ↑ İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ölüye gusül veren kişinin de gusül alması gerekir; bu, ölünün bedeninden kişiye zarar dokunmaması için bir taharettir. Zira ruh bedenden çıktığında, bir çok afet ve zarar vücutta baki kalır.” Uyun-u Ahbari'r-Rıza, c. 2, s. 114.
Bibliyografi
- Cevahiru’l-Kelam fi şerhi Şerayiu’l-İslam, Muhammed Hasan Necefi, yedinci baskı, Beyrut, daru ihyau't-Turas el-Arabi.
- el-Urvetu’l-Vuska, Seyyid Muhammed Kazım Tabatabai Yezdi, müessese en-neşri İslami, Kum.
- Tevzihu’l-Mesail Meraci, Defteri İntişarat İslami.