Huffeyn Meshi

Öncelik: a, kalite: c
linksiz
resimsiz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden


Huffeyn Meshi (Arapça: المَسح علی الخُفَّين), abdest almak için ayakkabı veya çorap üzerine mesh etmeye denir. Şii fıkıhçıların fetvalarına göre Huffeyn Meshi (örtülü ayağı mesh etmek) batıldır ve abdestte mesh ayak derisine direkt olarak yapılmalıdır. Elbette takiyye halinde ve Huffeyn Meshinin (örtülü ayağı mesh etmenin) zaruri olduğu hâllerde de caiz olduğu belirtilmiştir.

Şii fıkıhçılar, Huffeyn Meshini (örtülü ayağı mesh etmeyi) caiz olmadığının ispat etmek için “وَ امْسَحُوا بِرُؤُسِکُمْ وَ أَرْجُلَکُمْ إِلَی الْکَعْبَیْنِ” meali: "ve ayaklarınızı parmak uçlarınızdan eklem bölgesinde bulunan çıkıntılara kadar mesh edin." Ayetini delil olarak göstermişlerdir. Bu ayete göre meshin ayak cildi üzerinde olması gerektiği hükmüne ve ayakkabıların ya da çorap gibi örtülerin (Huffeyn) ayak sayılmadığı kanaatine varmışlardır. Ayakkabının mesh edilmesinin haram olduğuna dair bunun gibi pek çok rivayet de bukunmaktadır.

Sünnilerin bir kısmı (örneğin vahhabiler) bir huffeyn (örtünmüş ayak) olması durumunda mesh edilmesinin normal şartlar altında bile caiz olduğu konusunda hemfikirdirler ve bu hususta icma etmişlerdir. Sünnilerin büyük bir kısmı da abdestte ayakların yıkanması gerektiğine (ayağın mesh edilmesinin doğru olmadığı) veya Huffeyn Meshinin (önceden abdestliyken mesh çorabıyla örtünmüş olması şartıyla ayağın mesh edilmesinin) doğru olduğuna inanırlar.

Kelime Anlamı

Mesh, dokunmak ve sürtmek demektir.[1] Hufeneyn, bir ayakkabı ve ayağı tamamen örten bir örtü olmak (çorap) üzere iki "huf" ( خُف) yani örten şey demektir.[2] Hufeneyn'in önünde ayağı tamamını veya bir kısmını örten bir şekli bulunmaktadır.[3]

Şer’i Hükmü

Şii fakihlerin fetvalarına göre abdestte ayakların mesh edilmesi deri üzerine olmalıdır[4] ve Huffeyn Meshini (örtülü ayağı mesh etmeyi) caiz değildir[5] Elbette takiyye yapılması gereken durumlarda Huffeyn Meshini (örtülü ayağı mesh etmeyi) etmeyi yasaklayan iki durum bu hükümden çıkarmışlardır.[6] Bunun yanı sıra zaruret halinde de[7] Huffeyn Meshi caizdir. Bu nedenle Şii fıkıhçılara göre soğuk havalarda üşütme ve soğuk alma korkusu varsa ayakkabıyı mesh etmek caizdir.[8]

Sünnilerin bir kısmı (örneğin vahhabiler) Huffeyn Meshinin (örtülü ayağı mesh etmenin) caiz olduğu konusunda normal hallerde ya da zaruri hallerde fark etmeksizin hemfikirdirler ve icma etmişlerdir.[9]

Şer’i Nedenleri

Şii fıkıhçılar, Huffeyn Meshini (örtülü ayağı mesh etmeyi) caiz olmadığının ispat etmek için “وَ امْسَحُوا بِرُؤُسِکُمْ وَ أَرْجُلَکُمْ إِلَی الْکَعْبَیْنِ” meali: "ve ayaklarınızı parmak uçlarınızdan eklem bölgesinde bulunan çıkıntılara kadar mesh edin."[10] Ayetini delil olarak göstermişlerdir.[11] Bu ayete göre Şiiler, meshin ayak cildi üzerinde olması gerektiği hükmüne ve ayakkabıların ya da çorap gibi örtülerin (Huffeynin) ayak sayılmadığı kanaatine ulaşılmıştır.[12] Ayrıca baş mesh edilirken de üzerinde başı kapatan sarık veya şapka gibi örtülerin olmaması gerekir.[13] Bunun yanı sıra çeşitli rivayetlerde Ehlibeyt (a.s) bu ayeti ayakkabıya mesh etmenin caiz olmamasının sebebi olarak da göstermiştir.[14]

Yine bazı rivayetlere göre İmam Ali (a.s), Maide Suresi nazil olmadan önce Hz. Peygamberin (s.a.a) ayakkabılarını mesh ettiğine şahit olmuştur. Ancak söz konusu mesh etmekle ilgili ayetin nazil olmasından sonra ayakkabıya mesh etmeyi terk etmiştir[15] ve ayakkabıya mesh etme izni bu ayetin inmesiyle nesh (kaldırılmıştır) edilmiştir.[16] Ayakkabıya mesh etmenin caiz olmadığına dair birçok rivayet bulunmaktadır.[17]

Ehli Sünnet, İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.a), Maide Suresi'nin altıncı ayetinin nazil olmasından sonra da ayakkabılarının üstünü mesh etmeye devam ettiğine inanmaktadır.[18] Bu sebeple bazı Sünniler ayetin zahiri manasına bakarak ayetin ayakkabı giymeyen biri için indiği görüşünü benimsemişlerdir.[19] Sünnî müfessirlerden Fahr-i Râzî, bazı sahabelerin ayakkabıda meshin sakıncası olmadığına inandıklarını, diğer sahabelerin de bu hükme karşı çıkmadığına inanmaktadır ve bunun en önemli sebebi olarak da bu durumu delil göstermiştir.[20]

Kaynakça

  1. Kureşi, Kuran Sözlüğü, 1371, cilt 6, s.256.
  2. İslam Hukuku Ansiklopedisi Enstitüsü, Farhengi Fiqh, 1426 H.K, cilt.3, s.473.
  3. İslam Hukuku Ansiklopedisi Enstitüsü, Farhengi Fiqh, 1426 H.K, cilt.3, s.473.
  4. Örneğin, bkz. Ruhani, Fıkh el-Sadık (AS), 1412 H.K, Cilt 1, sayfa 292.
  5. Amedi, Al-Meshu fi Vudu-ur Resul (s.a.v.s), s. 132.
  6. Ruhani, Fıkh el-Sadık (AS), 1412 H.K, Cilt 1, sayfa 294.
  7. Hoi, İmam el-Hoi Ansiklopedisi, 1418 H.k, cilt 5, sayfa 207.
  8. Amuli, El-Mealimul-mesure, 1406 H.k, cilt 4, sayfa 298.
  9. Nuri, al-Minhac şerhu sahih Müslim bin el-Haccac'ın, H.k 1392, cilt 3, s.164.
  10. Maide Suresi, 6. ayet.
  11. Subhani, Al-Maeail al-Fiqhiyyah Serisi, Kum, cilt 2, s. 9-12.
  12. Şeyh Tusi, et-Tibyan, Beyrut, cilt 3, sayfa 457.
  13. Şeyh Tusi, et-Tibyan, Beyrut, cilt 3, sayfa 457.
  14. Musevi Sabzevari, Mevahibur-Rahman, H.k 1409, cilt 11, sayfa 44.
  15. Eyyaşi, et-Tafsir, 1380 Hşk, cilt 1, s.302.
  16. Tabetabai, Al-Mizan, 1417 H.k, cilt 5, s.234.
  17. Şehid Avvel EZ-zikra Eş-Şia fi Ahkamiş-Şaeriat, 1419 H.k, cilt 2, sayfa 157.
  18. İbn Kesir, Tefsir el-Kur'an el-Azim, 1419 H.k, vol.3, p.52.
  19. "Meshi Huffeyn", El-Muflihun web sitesi.
  20. Fahri Razi, Mefatihul-Ğayb, 1420 H.k, cilt.11, s.307.

Bibliyografya

  • Amadi, Muhammed Hasan, El-meshu fi vudui Resulullah, Bina, Bita.
  • Amuli, Mirzahaşem, El-mealimul mesure, takrir, Mohammad Ali İsmailpur Kumşei, Kom, el-Kitab'ın yazarı tarafından yayınlandı, ilk baskı, 1406 H.k.
  • Caziri, Abdur Rahman, Seyyid Mohammad Ğaravi ve Yasir Mazeh, El-fikhu ela mezhebil erbbee ve mezhebi Ahlil-Beyt ela fivki mezhebi Ehl-i Beyt (AS), Beyrut, Dar es-Saqlain, birinci baskı, 1419 H.k.
  • Hoi, Seyyed Abul Kasim, İmam Al-Hoi Ansiklopedisi, Kum, İmam Al-Hoi'nin Eserlerini Canlandırma Vakfı, ilk baskı, 1418 H.k.
  • Ruhani, Seyyed Sadık, Fıkıh el-Sadık (AS), Kum, Dar el-Ketab, 1412 H.K.
  • Sobhani, Cafer, El-Mesail al-Fiqhiyyah Serisi, Kum, Bina, Bita.
  • İlk şehit Muhammed bin Makki, Zikra Şi'a fi ahkam al-Şaria'a, Kum, El-Beyt Enstitüsü (A.S.), ilk baskı, H.k 1419.
  • Şeyh Tusi, Muhammed bin Hassan, el-Tabyan fi Tefsir el-Kur'an, Şeyh Ağa Bozorg Tehrani'nin tanıtımı, Ahmed Kusayr Ameli'nin araştırması, Beyrut, Dar Ihya al-Trath al-Arabi, Bita.
  • Tabatabai, Seyyed Muhammed Huseyin, El-Mizan fi Tafsir al-Kur'an, Kum, İslami Yayınlar Ofisi, beşinci baskı, H.k 1417.
  • Eyyaşi, Muhammed Bin Masud, al-Tafsir, Seyyed Hashim Rasuli Mahallati tarafından araştırılmış ve düzeltilmiştir, Al-Mattabah Al-Alamiya, Tahran, ilk baskı, 1380 H.k.
  • Fahri Razi, Muhammed bin Omer, Mefatihul-ğeyb, Beyrut, Daru İhya al-Turas el-Arabi, üçüncü baskı, 1420 H.k.
  • "Meshul Huffeyn", Al-Muflihun web sitesi.
  • Kureyşi, Seyyed Ali Ekber, Kuran Sözlüğü, Tahran, Dar al-Katb al-Islamiyya, 6. baskı, 1371.
  • İslami Fıkıh Ansiklopedisi Enstitüsü, Ehl-i Beyt okullarına göre hukuk kültürü, Seyyed Mahmoud Haşemi Şahrudi'nin gözetiminde, Kum, İslam Ansiklopedisi Enstitüsü, H.k. 1426.
  • Musevi Sabzevari, Seyyed Abdul Ali, Mevahibur-Rahman fi Tafsir al-Kur'an, Beyrut, Ehl-i Beyt Enstitüsü, ikinci baskı, 1409 H.K.
  • Nuri, Yahya bin Şeref, El-Menhac şerhu sahih Muslim El-Haccac, Beyrut, Daru İhya Al-Turas al-Arabi, 1392 H.K.