Ezan
Bu makale konuyu genel bakımdan ele almış açıklayıcı bir amaçla yazılmıştır ve fıkhi hükümleri ayrıntılı olarak anlamak için yeterli değildir. |
Ezan (Arapça: أَذَان), İslam dininde namaz vakitlerinin girdiğini insanlara bildirmek için yapılan sesli çağrıya verilen isimdir. Ezan, Ezân-ı Muhammedî olarak da adlandırılır. Ezan okuyan kişiye "müezzin" denir. Ezan İslam rükünlerini kapsamına almakta ve tekbir, Allah’ın birliğine, Hz. Muhammed’in (s.a.a) nübüvvetine tanıklık, namaza, kurtuluşa ve en üstün amele daveti içerir. Şialar ve Sünniler arasında ezanın bazı zikirlerinde farklılıklar vardır. Şialar “Eşhedü enne Aliyyen veliyullah” ifadesini ezanın bir parçası olarak bilmemekte, hattamüstahap ve bazı hadislere dayanarak ezanda okumaktadırlar.[1] Yine Sünnilerin aksine “Hayya ala Hayri-l Amel” ibaresini ezanın bir parçası olarak bilmektedirler.
Sözlük ve Kur’an’da Ezan
Ezan Arapça bir kelime olup, “e-z-n” (ا-ذ-ن) kökünden gelmektedir. İlan, duyuru ve bilgilendirme anlamına gelir; Kur’an-ı Kerim’de de aynı anlamda kullanılmıştır.[2] Bazen ezan ve ikameti aynı anda belirtmek için “ezaneyn” tabiri kullanılır.[3]
Tarihçe ve Teşrii
İmamiye Açısından
Hadis ve rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla ezan, hicretten sonra kıblenin “Beytü’l Mukaddes’ten Kâbe’ye doğru değiştirilmesinden sonra teşrii edilmiştir.[4] İmamiye kaynaklarına göre, Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz (s.a.a) ezanın içeriğini vahiyle almıştır. Bir defa Hz. Cebrail (a.s) miraç gecesinde ezan okumuş ve sonra bir kere daha okumasıyla birlikte Hz. Peygamber (s.a.a), Hz. Ali’ye (a.s) Bilal’i çağırmasını ve ona ezan öğretmesini emretmiştir.[5] İsmailiye mezhebinde de az bir farkla bu rivayet zikredilmiştir.[6]
Ehlisünnet Açısından
Ehlisünnet kaynaklarında namazın vahiyle teşrii edildiğine değinilmeden farklı nakiller kaydedilmiştir. Örneğin Müslümanların bu farizayı yerine getirmeleri için, namaza nasıl çağrılmaları konusunda çeşitli öneriler ortaya atılmıştır. Bazıları ateş yakılması yahut çan çalınması veya zil çalınmasını önermiştir. Ömer ise, insanların namaza çağrılması için birisinin görevlendirilmesi düşüncesindeydi. Bu şekilde Hz. Peygamber (s.a.a) Bilal’i bu iş için görevlendirmiştir.[7]
Başka bir nakle göre ise, Hz. Peygamber (s.a.a) insanları namaza çağırmak için kitap ehli gibi zil veya çan çalınmasını düşünürken, Ben-i Haris b. Hazreç’ten olan Abdullah b. Zeyn İbn-i Abdurrabbeh bir rüya görür ve rüyasında ona ezanın cümleleri telkin edilir. Bunun üzerine Hz. Resulullah (s.a.a) bu rüyanın sadık rüyalardan olduğuna karar verir ve bu şekilde bu cümlelerin Bilal’e öğretilmesini emreder.[8] Ancak bu rivayet hakkında Şafii, ezan cümlelerinin Abdullah b. Zeyd gibi birisinin rüyasından esinlenerek ortaya atılmasından ezanın daha üstün olduğunu dile getirmiştir.
Kelime ve İbaretleri
İmamiye-Caferi fıkhında ezan şu şekildedir: 4 kere “Allah-u Ekber”, 2 kere “Eşhedû enla ilahe illallah”, 2 kere “Eşhedû enne Muhammeden resulullah”, 2 kere “Hayya ale's-salah”, 2 kere “Hayya ale'l-felah”, 2 kere “Hayya ala hayri-l amel”, 2 kere “Allahu ekber”, 2 kere “Lâ ilahe illallah”[9]
Tekrar Arapça Okunuşu Türkçe Anlam 4x الله اكبرAllah-u ekber Allah vasıflandırılmaktan daha büyüktür 2x اشهد ان لا اله الا اللهEşhedû enla ilahe illallah Allah'tan başka ilah olmadığına tanıklık ederim 2x اشهد ان محمدا رسول اللهEşhedû enne Muhammeden resulullah Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ederim 2x اشهد ان علی ان ولی اللهEşhedû enne Aliyyen veliyullah Ali'nin Allah'ın velisi olduğuna tanıklık ederim[10] 2x حي على الصلاةHayya ale's-salah Haydin namaza 2x حي على الفلاحHayya ale'l-felah Haydin kurtuluşa 2x حي علی خير العملHayya ala hayri-l amel Haydi amellerin en hayırlısına 2x الله اكبرAllah-u ekber Allah vasıflandırılmaktan daha büyüktür 2x لا اله الا اللهLâ ilahe illallah Allah'tan başka ilah yoktur
Üçüncü Şehadet
“Eşhedü enne aliyyen veliyullah” cümlesi eskilerden beri İmamiye Şiaları tarafından ezan ve ikamette okunmaktaydı.[11] Ancak İmamiye’nin fıkıh ve hadis kaynaklarında "ezanın bir parçası" unvanı ile kendisinden bahsedilmemiştir. Şia taklit mercilerinin (müçtehitler) çoğunun görüşüne göre, bu bölüm ezanın bir parçası değildir. Ancak Allah’a yakınlık kastı ile ve ezanın bir cüzü olmadığı şekilde söylenmesi durumunda müstahap ve caizdir.[12]
Ehlisünnetle İhtilaflar
- “Hayya ala hayri'l amel” cümlesi; ezanda “Hayya ala hayri'l-amel” cümlesi Şia’ya mahsus bir ibarettir ve bu mezhebin şiarlarından sayılmaktadır.[13] İmam Ali’nin (a.s) müezzini olan İbn-i Nebah bu cümleyi ezanda söylemekte ve İmam Ali (a.s) de bunu takrir etmekteydi.[14] Şia kaynaklarında bu cümle Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) zamanında, birinci halife Ebu Bekir’in döneminde ve ikinci halife Ömer’in halifeliğinin ilk yıllarında ezanda söylenmekte idi. Ancak Ömer, insanları cihattan soğutabileceği zannıyla bu cümleyi ezanda yasaklamıştır.[15]
- Tesvib; Sabah ezanında “Hayya ala Hayri-l Amel” (gerçi Ehlisünnet bu cümleyi ezanda okumamaktadır) cümlesinden sonra “es-Salatu hayru’n mine’n nevm” cümlesinin iki kere okunması. Bu cümlenin “Ebu Mahzure” aracılığı ile ezana katıldığı rivayet edilmiştir. Bu cümlenin Hz. Peygamber (s.a.a) tarafından kendisine öğretilip öğretilmediği konusunda fikir ayrılıkları vardır.[16] İmamiye fıkhında tesvib’in hiçbir yeri yoktur.[17]
- Dört Ehlisünnet mezhebinde “La ilahe illallah” sözünün yalnızca bir kere söylenmesi;[18]
- Ehlisünnet imamlarından Malik’in ezanın başındaki tekbirin 4 değil de 2 olduğu görüşü vardır;[19]
- Maliki ve Şafii mezheplerinde terci’; şöyle ki Şehadeteynin bir kere sesiz bir kere sesli okunması.[20]
Hükümleri
- Ezanda sıralama ve muvalat (ard arda okunması) şarttır.[21]
- İster kadın olsun, ister erkek (elbette kadınlar sessiz okumalıdır); ister kaza namazı olsun, ister eda; ister cemaatle kılınsın, ister furada beş vakit namaz için ezan okunması tekitle müstahaptır.[22]
- Sabah ve akşam ezanlarının istihbabına daha çok vurgu yapılmıştır.
- Ezana vurgu o kadar çok yapılmıştır ki hatta Şia ve Ehlisünnet mezhepleri bazı yerlerde ezanın okunmasını vacib-i kifayi saymışlardır.[23]
- Bazılarına göre Cuma namazı kılınan bir şehirde insanlar ezanın okunmaması için ittifak ederlerse, onlarla mücadele edilmelidir.[24]
- Ezan ve ikamet günlük namazlara mahsustur; öteki farz namazlar için üç kere “es-Salat” denmesi gerekir.[25]
- Hanefi ve Şafiiler niyetsiz ezan okumayı bilmekte, ancak öteki mezhepler farz bilmektedirler.[26]
- İmamiye ve Hanbeli mezhebinde ezan, Arapça okunmalıdır. Ancak öteki üç mezhep Arapçayı bilenler için ezanın Arapça okunmasını gerekli ve Arapçayı iyi bilmeyenler için halk dilinde ezan okunmasını caiz bilmektedirler.[27]
- Müezzin, erkek (veya mümeyyiz erkek çocuk), Müslüman, akıl sahibi olmalı ve ayrıca adil, gür sesli, vakti iyi bilen ve ezanı okurken taharetli ve yüksek bir yerde okuması müstahaptır.[28]
- Bazı fakihler, kadınlardan oluşan cemaate kadınların ezan okumasını caiz bilmektedirler.[29]
- Malikiler ve bazı Şafiiler müezzinlerin ücret almasını caiz bilmektedirler. Ama İmamiye, Hanefiler, Hanbeliler ve bazı Şafiiler müezzinlerin bir şekilde geçimlerinin sağlanması gerektiğini kabul etmiş, ancak bu iş için ücret alınmasını caiz bilmemişlerdir.[30]
- İnsanları namaza hazırlamak kastıyla yalnızca sabah namazı için vaktinden önce ezan okunması caizdir. Elbette bu durumda vaktinde yeniden ezanı okumak gerekir.[31]
Ezan Okumak
Müezzinin yüksek bir yerde, bilhassa camilerde insanlara namaz vaktinin girdiğini hatırlatması için ezan okuması, Müslümanların gelenek ve göreneklerinde vardır.
Öte yandan her namaz kılan bireyin namazdan önce ezan ve ikamet okuması tekitle sünnettir.[32]
Ezanın Kısımları
- İlan ve duyuru ezanı: Namaz vaktinin girdiğini bildirmek için okunan ezan.
- Namazın bir başlangıcı unvanı ile olan ezan: Namaza başlamadan önce ezan ve ikamet okunması müstahaptır.
- Namaz dışında ezan: Vakitsiz ezan okunması -genel olarak İslam’ın belirgin sloganlarındandır- önemli bir hadisenin gerçekleştiği yahut insanların toplanması ve bilgilendirilmesini gerekli kılan bir konunun olduğu, önemli ve tanınmış bir kişinin öldüğü yahut bir davanın olduğu veya yangın çıktığını haber vermek için Müslümanlar arasında kullanılmaktadır.[33]
- Teberrük kastı ile ezan: Bir şeyi kutsamak ve teberrük kastıyla ezan okunması, İslam’da yaygın bir gelenektir. Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) Hz. İmam Hasan’ın (a.s) kulağına ezan okuması ile birlikte, Efendimiz (s.a.a) bunu bir sünnet haline getirmiştir.[34] Sonralardan yeni doğan çocukların sağ kulağına ezan ve sol kulağına ikamet okumak, İslam dininde yaygınlık kazanmış[35] ve çeşitli İslam ülkelerinde bir sünnet ve gelenek olarak yerini almıştır.
İlgili Konular
Kaynakça
- ↑ Her ne kadar imandan da olsa, Müminlerin Emiri Hz. İmam Ali’nin (a.s) velayetini ikrar etmek, ezanın bir cüzü değildir. Bkz. Muhammed b. Mekki, Müessese-i Şehit Evvel, el-Cüzü Tasi, Ed-Durusu’ş-Şeriyyet fi Fıkhı’l İmamiye, s. 83.
- ↑ Tövbe, 3, Hac, 27.
- ↑ Bkz. Ebu Abid, c. 4, s. 320.
- ↑ Bkz. Ebu Davud, c. 1, s. 348.
- ↑ Bkz. Kuleyni, c. 3, s. 302; İbn-i Babeveyh, Men La Yahduruhu’l Fakih, c. 1, s. 138; Tusi, Tehzib, c. 2, s. 277; el-İstibsar, c. 1, s. 305, 306; Daha fazla ayrıntı için Bkz. İlel, c. 2, s. 312, 314.
- ↑ Kadı Numan, c. 1, s. 143.
- ↑ Buhari, c. 1, s. 150; Müslim, c. 1, s. 285.
- ↑ Bkz. İbn-i Mace, c. 1, s. 232, 233; Ebu Davud, c. 1, s. 336, 338; Tirmizi, c. 1, s. 359; Nesai, c. 1, s. 2, 3.
- ↑ Bkz. Tusi, el-Hilaf, c. 1, s. 90.
- ↑ "Ben tanıklık ederim ki Ali Allah'ın velisidir" sözü ezan ve ikametin bir parçası değildir. Ezan şartı niyetiyle okunursa, ezan batıl olur.
- ↑ Bkz. İbn-i Babeveyh Şeyh Saduk, Men Lah Yahduruhu’l Fakih, c. 1, s. 188, 189; Tusi, en-Nihayet, s. 80.
- ↑ Taklit mercilerin üçüncü şehadet için görüşleri.
- ↑ Seyyid Murtaza, s. 38, 39.
- ↑ İbn-i Babeveyh, a.g.e, c. 1, s. 187.
- ↑ Kadı Numan, a.g.e, Ebu Abdullah Alevi, s. 16.
- ↑ Bkz. Darukutni, c. 1, s. 233, 235.
- ↑ Bkz. Kuleyni, c. 3, s. 303; Seyyid Murtaza, s. 39; Şeyh Tusi, el-İstibsar, c. 1, s. 308.
- ↑ Ceziri, c. 1, s. 312.
- ↑ İbn-i Kasım, c. 1, s. 57.
- ↑ Bkz. Şafii, c. 1, s. 84; İbn-i Rüşd, c. 1, s. 106; Şeribini, c. 1, s. 136.
- ↑ Muhakkik-i Hilli, s. 75.
- ↑ Muhakkik-i Hilli, c. 1, s. 74.
- ↑ Tusi, el-Hilaf, c. 1, s. 93; İbn-i Hammam, c. 1, s. 209; Muhella, c. 1, s. 125.
- ↑ Bkz. İbn-i Hemmam, Ceziri, c. 1, s. 101.
- ↑ El-Urvetu’l Vuska, c. 1, s. 601.
- ↑ Ceziri, c. 1, s. 314; Şehid-i Sani, c. 1, s. 239.
- ↑ Ceziri, c. 1, s. 314; Şehid-i Sani, c. 1, s. 239.
- ↑ Muhakkik-i Hilli, c. 1, s. 75.
- ↑ Bkz. Muhakkik-i Hilli, c. 1, s. 74. İbn-i Hubeyre, c. 1, s. 80.
- ↑ Şeyh Tusi, el-Hilaf, c. 1, s. 96; İbn-i Hubeyre, c. 1, s. 83.
- ↑ Şeyh Mufid, s. 98.
- ↑ Bkz. Ebu Abid, c. 4, s. 320.
- ↑ Bkz. Nizamu’l Mülk, s. 66; Ceziri, c. 1, s. 325.
- ↑ İbn-i Saad, s. 122, 132; Ahmed İbn-i Hambel, c. 6, s. 9, 361, 392; Ebu Davud, c. 4, s. 358.
- ↑ Bkz. Kuleyni, c. 6, s. 23, 24; Tusi, Tehzib, c. 7, s. 436, 437.
Bibliyografi
- Kur’an-ı Kerim.
- İbn-i Babeveyh, Muhammed, İlelu’ş-Şerai, Necef, 1966 m.
- İbn-i Babeveyh, Men La Yahduruhu’l Fakih, Hasan Musevi Horasani’nin katkıları ile, Beyrut, 1981 m.
- İbn-i Huzeyme, Muhammed, Sahih, Mustafa A’zami’nin katkılarıyla, Beyrut, 1979 m.
- İbn-i Rüşd-ü Kurtubi, Muhammed, Bidayetu’l Müctehit, Beyrut, 1986 m.
- İbn-i Saad, Muhammed, et-Tabakatu’l Kubra, Şerh-u İmam Hüseyin (a.s), Turasuna, Kum, 1408 h.k.
- İbn-i Kasım, Abdurrahman, el-Medunetu’l Kubra, Bağdat, Mektebetu’l Musenna.
- İbn-i Mace, Muhammed, Sünen, Muhammed Fuad Abdulbaki’nin katkılarıyla, İstanbul, 1981 m.
- İbn-i Hubeyre, Yahya, el-İfsah, Halep, 1947 m.
- İbn-i Hammam, Muhammed, Fethu’l Kadir, Kahire, 1391 h.k.
- Ebu Davud Secistani, Süleyman, Sünen, İstanbul, 1981 m.
- Ebu Abdullah Alevi, Muhammed, El-Ezan Bi-Hayyi ale Hayri’l Amel, Yahya Abdulkerim’in katkılarıyla, Demeşk, 1989 m.
- Ebu Abid, Kasım, Garibu’l Hadis, Haydarabad Dükn, 1965 m.
- Ahmed b. Hanbel, Müsned, Kahire, 1313 h.k.
- Buhari, Muhammed, Sahihi, İstanbul, 1981 m.
- Tirmizi, Muhammed, Sünen, İstanbul, 1981 m.
- Ceziri, Abdurrahman, el-Fıkhu Ale’l Mezahibu’l Erbaa, Kahire, et-Tabetu’t Ticariye.
- Hâkim-i Nişaburi, Muhammed, el-Müstedrek, Haydarabad, 1324 h.k.
- Darukutni, Ali, Sünen, Beyrut, 1986 m.
- Daremi, Abdullah, Sünen, İstanbul, 1981 m.
- Seyyid Murtaza, Ali, en-İntisar, Necef, 1971 m.
- Şafii, Muhammed, el-Umm, Muhammed Zehri Neccar’ın katkılarıyla, Beyrut, Daru’l Marifet.
- Şeribini, Muhammed, Muğni’l Muhtac, Kahire, 1352 h.k.
- Şehid-i Sani, Zeynuddin, er-Ravzatu’l Behiyyet, Beyrut, 1983 m.
- Taberani, Süleyman, el-Mu’cemu’l Kebir, Ahmedi Abdulmecid Selefi’nin katkılarıyla, Bağdat, 1980 m.
- Tusi, Muhammed, el-İstibsar, Hasan Musevi Horasani’nin katkılarıyla, Necef, 1375 h.k.
- Tusi, Tehzibu’l Ahkâm, Hasan Musevi Horasani’nin katkılarıyla, Necef, 1379 h.k.
- Tusi, el-Hilaf, Tahran, 1377 h.k.
- Tusi, en-Nihayet, Asif Feyzi’nin katkılarıyla, Kahire, 1389 h.k.
- Kasani, Alâaddin, Bedaiu’s Sanai, Kahire, 1986 m.
- Kuleyni, Muhammed, el-Kâfi, Ali Ekber Gaffari’nin katkılarıyla, Beyrut, 1401 h.k.
- Muhakkik-i Hilli, Cafer, Şeraiu’l İslam, Necef, 1969 m.
- Muhella, Celalettin, Şerh-u Minhacu’t-Talibin, Şahabuddin Kalyuyi, Kahire, İsa el-Bani el-Halebi.
- Muslim b. Hüccec, Sahih, Muhammed Fuad Abdulbaki’nin katkılarıyla, İstanbul, 1981 m.
- Muhammed b. Mekki, Müessese-i eş-Şehid-i Evvel, el-Cüzu’t-Tasi, Ed-Durusu’ş-Şeriyyet fi Fıkhı’l İmamiye, Beyrut, Merkezu’l Ulum ve’s-Sekafetu’l İslamiye, 2009 m.
- Müfid, Muhammed, el-Muknie, Kum, 1401 h.k.
- Nesai, Ahmed, Sünen, İstanbul, 1981 m.
- Nizamu’l Mülk, Hasan, Siyasetname, Hayburt Dark’ın katkılarıyla, Tahran, 1347 h.ş.
- Yezdi, Muhammed Kazım, el-Urvetu’l Vuska fima Temme bihi’l Belva, Müessese-i A’lami lil-Matbuat, Beyrut.
Dış Bağlantılar
- Makalenin kaynağı: Daru’l Maarif-i Bozorg-u İslami