Meyyit Guslü
Bu makale konuyu genel bakımdan ele almış açıklayıcı bir amaçla yazılmıştır ve fıkhi hükümleri ayrıntılı olarak anlamak için yeterli değildir. |
Ölümden Kıyamete |
---|
İhtizar |
Ruhun Kabzedilmesi |
Ölümden Kabre |
Cenazeyi Teşyi Etmek |
Cenaze Namazı • Meyyit Guslü |
Tahnit • Kefen • Defin |
Telkin • Kabirde ilk gece |
Vahşet Namazı |
Münker ve Nekir • Kabir Suali |
Kabir azabı |
Berzah |
Sur üflenmesi |
Kıyamet • Ahiret |
Kıyamet Aşamaları |
Tetayür-u Kutub • Amel Defteri |
Mizan • Şefaat |
Sırat Köprüsü |
A'raf (Kıyamette) |
Çocuklar (Kıyamette) |
Cennet • Cehennem |
İlgili Konular |
Mead |
Günahların tekfiri |
Azrail |
Berzah vücudu |
Tecessüm-ü A'mal |
Reenkarnasyon |
Hulud/Ebedi kalış |
Kabir ziyareti |
Meyyit guslü (Arapça: غُسل مَیِّت) Müslüman ölünün kendisine has olan şart ve biçimde yıkanması anlamındadır. Meyyit guslü, farz gusüllerdendir ve birilerinin yapması ile diğer Müslümanların boynundan kalkar. Bu gusülde ölüye birincisi, Sidir karışımlı suyla, ikincisi Kâfur karışımlı suyla ve üçüncüsü ise, saf suyla olmak üzere üç gusül verilir.
Meyyit Guslünün Önemi
Müslüman biri öldükten sonra, başka Müslümanlar tarafından ona gusül verilmesi, sonra kefenlenerek, meyyit namazı kılınması ve ardından defnedilmesi kifayi farzdır. Vesailu’ş-Şia ve Müstedrek’inde meyyit guslü ve ahkâmı hakkında 287 hadis nakledilmiştir.
Hadis ve rivayetlerde gusül veren kimse için oldukça fazla sevap olduğu zikredilmiş ve bu işi yapmanın ahirette ateşten uzak olmaya, cennete hidayet eden nur ve büyük günahlar dışındaki bir yıllık günahların bağışlanmasına neden olacağı belirtilmiştir.
[Not 1]
“Her kim bir meyyite gusül verirse, (cehennem) ateşinin harareti ondan uzak olur, Allah, sesin ulaştığı miktarda sırat köprüsünü onun için genişletir ve cennete ulaşacağı bir nur bağışlar.[1]
امام محمدباقر علیهالسلام فرمود: «مؤمنی نیست که جنازه مؤمنی را غسل دهد، و به هنگام پهلو به پهلو کردن او بگوید: اَللَّهُمَّ إِنَّ هَذَا بَدَنُ عَبْدِکَ الْمُؤْمِنِ قَدْ أَخْرَجْتَ رُوحَهُ مِنْهُ وَ فَرَّقْتَ بَینَهُمَا فَعَفْوَکَ عَفْوَکَ؛
İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’ım! Bu senin mümin kulunun bedenidir; ruhunu bedeninden çıkardın ve aralarında ayrılık icat ettin. Öyleyse onu bağışla ve affet.” Şeyh Saduk, Sevabu’l A’mal ve İkabu’l A’mal, s. 195, Daru’ş-Şerif er-Razi li-Neşri, Kum, ikinci baskı, 1406 h.k.
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim mümin bir cenazeye gusül verirse, emanetini eda ederse, Allah onu bağışlar.” Ravi: “Emanetinin hakkını nasıl eda eder?” diye sorduğunda İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Hakkında bildiği şeyi faş etmemesidir.” [2]
Masum İmamların Guslü
Çeşitli rivayetlere göre her imamın guslünü bir sonraki imam almaktadır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hiç şüphesiz imama, yalnızca imam gusül verebilir.[Not 2] [3] İmam Mehdi’nin (a.s) vefatından sonra, İmam Hüseyin (a.s) ric'at edecek ve İmam Mehdi’nin (a.s) guslünü alarak cenaze namazını kılacaktır.[4]
Savaş Meydanında Şehadet
Cihat meydanında şehit düşen Müslümanın gusle ihtiyacı yoktur. Kefenlenmez ve üstündeki kıyafetlerle defnedilir. Bazı fakihler, şehide gusül verilmesinin caiz olmadığını ileri sürmüşlerdir.[5]
Çocukların Hükmü
Çocuğun (ve delinin) anne veya babasının Müslüman olması durumunda, öteki Müslümanlar gibi öldüğünde ona gusül verilmesi gerekir. Dört aydan önce düşen çocuk için gusül yoktur; cenin bir parçaya sarılır ve o şekilde defnedilir. Ancak cenin dört ayını tamamlamışsa ona gusül vermek gerekir.[6]
Kısas Sonrası Gusül
Şer'i hâkim birisine idam cezası vermişse, idama mahkûm edilen kişi idamdan önce kendisi meyyit guslü alabilir ve bu durumda başkasının yeniden ona meyyit guslü alması gerekmez.[7]
Gusülden Önce Meyyitin Temiz Olmaması
Dünyadan göçen Müslümanın bedeni, gusülden önce temiz değildir ve eğer nemli bir şey onunla temas edecek olursa necis olur. Yine meyyitin bedeni soğumuşsa, ona dokunulması durumunda dokunan kişinin boynuna meyyit meshi guslü gelir. Ancak meyyit guslünden sonra temas hâsıl olmuşsa, gusle ihtiyaç yoktur ve meyyitin bedeni de temiz olmuş olur.
Meyyit Guslü Nasıl Alınır
Meşhur taklit mercilerin fetvası esasına göre, ölüye üç gusül verilmesi farzdır: Birincisi, Sidir karışımlı suyla, ikincisi Kâfur karışımlı suyla ve üçüncüsü ise, saf suyla. Bu şekildeki sırayla gusül verilmesi farzdır ve sıralamaya riayet edilmemesi durumunda, iade edilmeli ve yeniden doğru bir şekilde alınmalıdır. Diğer gusüllerde de olduğu gibi niyet ve Allah rızasından sonra, önce baş ve boyun, sonra sağ taraf ve son olarak da bedenin sol tarafı yıkanır. Avret mahalli ve göbek her iki tarafla birlikte yıkanmalıdır.[8]
Meyyit guslünün irtimasi bir şekilde alınması doğru değildir[9] ve gusülden önce meyyitin tüm bedeninin necasetten temizlenmesi gerekir. Bazıları da her bir tarafın gusülden önce temizlenmesini yeterli bilmektedir.[10]
Sidir ve Kâfurun miktarı, suyu muzaf edecek kadar fazla olmaması gerekir. Ve yine suyla karışımı o kadar az olmamalıdır ki suyla karışımı anlaşılmamış olsun.[11]
Nitekim Sidir ve Kâfur bulunmazsa, normal suyla gusül alınması yeterlidir. Bu durumda bir guslün yeterli olacağını ileri sürmüşlerdir.[12] Nitekim meyyit guslü suyla mümkün olmazsa, teyemmüm onun yerine geçer. Lakin suda olduğu gibi yine üç kere teyemmüm alınması mı, yoksa bir kere yeterli mi olduğunda ihtilaf vardır.[13]
Cenabet ve hayız halinde ölen kişilere meyyit guslü verilmesi yeterlidir ve cenabet ve hayız guslü alınmasına gerek yoktur. Bazıları ihtiyat ederek, gassalin meyyit guslü ve cenabet guslünün (veya hayız guslünün) niyetini etmesini gerekli görmüştür.[14]
Gusül Verenin Şartları
Ölüye gusül veren kişiye “Gassal” veya “Ölü Yıkayan” denir. Gassal, Müslüman, 12 İmam Şia’sı, baliğ ve akıl sahibi olmalıdır.[15] Karı-koca dışında, ölü erkeğe erkek ve ölü kadına ise, kadının gusül vermesi gerekir. Birçok fakih, aynı cinsten olmayan mahremlerin birbirlerine gusül vermelerini normal şartlarda caiz bilmemektedir.[16] Bazıları da karı ve kocanın örtü altından birbirlerine gusül vermelerinin gerektiğini ileri sürmüşlerdir.[17]
Eğer gassal, ölüyü eldivenli bir şekilde yıkar ve bedenine teması olmazsa, meyyit meshi guslü almasına gerek yoktur.
Meyyit Guslü İçin Ücret Almak
Her ne kadar gusül öncesi ve meyyitin temizlenmesi gibi konularda ücret alınması caiz olsa da taklit mercilerinin bir çoğunun fetvasına göre meyyit guslü için para alınması haramdır ve bazıları bu durumda guslün kendisinin de batıl olduğunu ileri sürmüşlerdir.[18]
Kaynakça
- ↑ Şeyh Müfid, el-İhtisas, Muhakkik ve musahhih: Ali Ekber, Muharremi Zerendi, Mahmud, s. 40, el-Mu’temiru’l Alemi li-Elfiyeti Şeyh Mufid, Kum, birinci baskı, 1413 h.k.
- ↑ Şeyh Saduk, Sevabu’l A’mal ve İkabu’l A’mal, s. 195, Daru’ş-Şerif er-Razi li-Neşri, Kum, ikinci baskı, 1406 h.k.
- ↑ (Usul-u Kafi, c. 1, s. 384) Yine Biharu’l Envar’da imamın bir sonraki imam tarafından guslünün verilmesi gerektiğine vurgu yapan 7 hadis nakledilmiştir.
- ↑ Biharu’l Envar, c. 53, s. 13.
- ↑ Urvetu’l Vuska.
- ↑ Urvetu’l Vuska.
- ↑ Urvetu’l Vuska.
- ↑ Urvetu’l Vuska, c. 2, s. 46.
- ↑ Mavsuetu’l Hoi, c. 2, s. 9.
- ↑ Urvetu’l Vuska, c. 2, s. 47.
- ↑ Tezkiretu’l Fukaha, c. 1, s. 352.
- ↑ El-Hedaiku’n-Nadire, c. 3, s. 455.
- ↑ Urvetu’l Vuska, c. 2, s. 48.
- ↑ Enhar Portalı.
- ↑ Urvetu’l Vuska.
- ↑ Urvetu’l Vuska.
- ↑ Urvetu’l Vuska.
- ↑ Enhar Portalı.
- ↑ «عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلیاللهعلیهوآله فِی حَدِیثٍ أَنَّهُ قَالَ:مَا مِنْ مُؤْمِنٍ یغَسِّلُ مَیتاً إِلَّا یتَبَاعَدُ عَنْهُ لَهَبُ النَّارِ وَ یوَسِّعُ اللَّهُ عَلَیهِ الصِّرَاطَ بِقَدْرِ مَا یبْلُغُ الصَّوْتُ وَ یعْطَی نُوراً حَتَّی یوَافِی الْجَنَّةَ»؛
- ↑ امام صادق(ع):«إنّ الامام لایغسله الا الامام»
Bibliyografi
- Muhtelefu’ş-Şia fi Ahkami’ş-Şeriat, Hasan b. Yusuf el-Allame Hilli, Merkezu’l Abhas ve Derasetu’l İslamiye, birinci baskı, Kum, Defter-i Tebligat-ı İslami, 1412 h.k.
- el-Urvetu’l Vuska, Seyyid Muhammed Kazım Yezdi, beşinci baskı, Kum, Daru’t-Tefsir, İsmailiyat, 1419 h.k.
- Cevahiru’l Kelam fi Şerh-i Şerai’l İslam, Muhammed Hasan Necefi, yedinci baskı, Beyrut, Daru İhya et-Turas el-Arabi.
- Müstened el-Urvetu’l Vuska, Tekrirat-ı Ayetullah Hoi, Murtaza Burucerdi, Kum, Medrese-i Daru İhya.
- Müstemseku’l Urvetu’l Vuska, Seyyid Muhsin Hekim, birinci baskı, Kum, Müessese-i Daru’t-Tefsir, 1416 h.k.
- el-Hedaiku’n-Nadire fi Ahkami’l İtrati’t-Tahire, Yusuf Bahrani, Ali Ahundi baskısı, Kum, Neşr-i İslami, 1363 h.ş.
- Tezkiretu’l Fukaha, Hasan b. Yusuf Allame Hilli, Alulbeyt Müessesi, li-İhya et-Turas, birinci baskı, Kum, 1414 h.k.