Taslak:Gayb İlmi
| İslam |
|---|
Gayb İlmi (Arapça: علم الغيب), yani duyularla (beş duyuyla) algılanması mümkün olmayan gizli işler ve görünmez gerçekler hakkında kapsamlı bilgi sahibi olma durumudur. Şii kelamcılar, Kur’an’daki ayetlere dayanarak gayb bilgisini iki kategoriye ayırmışlardır: Bunlardan ilki, başkasından öğrenilmeyen ve tamamen bağımsız bir şekilde var olan özsel gayb ilmidir (zorunlu ve bağımsız bilgi türü). Bu tür gayb ilmi sadece Allah’a mahsustur. İkinci tür ise istifade edilen yahut bağımlı gayb ilmidir; yani Allah’ın, seçilmiş kullarından bazılarına kendi iradesiyle verdiği gayb bilgisi. İmamiyye alimlerine göre ilahi peygamberlerin peygamberlerin ve masum imamların (a.s) gaybı bilmeleri, bu ikinci türdendir ve onlar bu bilgiyi yalnızca Allah’ın öğretmesi ve izin vermesi sayesinde elde ederler (Allah’ın öğretici yönlendirmesi).
Bazı Vahhabi alimler, Kur’an’daki bazı ayetlere dayanarak gayb ilminin sadece Allah’a ait olduğunu, gayb bilgisini Allah’tan başkasına isnat etmenin sapkınlığa ve küfür niteliğindeki inançlara yol açacağını ileri sürmüşlerdir. Onlara göre Şiilerin, peygamberlerin ve masum imamların gaybı bildiğine inanması, açık bir guluv (aşırılık; ilahi konum atfetme) örneğidir. Buna karşılık İmamiyye alimleri, bazı başka ayetleri delil göstererek Allah’ın, seçkin peygamberlerine ve özel kullarına belirli ölçülerde gayb bilgisi verdiğini savunmuşlardır.
İmamiyye inancına göre imamların (a.s) gayb ilmi, Peygamber’in (s.a.a) gayb bilgisi ile aynı kaynaktan, yani doğrudan Allah’ın öğretmesinden gelir. Onlara göre bazen bu bilgi peygamber aracılığıyla imamlara aktarılmıştır; bazen de tehdis (meleğin konuşarak bilgi ulaştırması) veya ilham (kalbe doğrudan bilginin düşmesi) yoluyla gaybı bilmektedirler. İmamların gayb ilmi hakkında iki temel yaklaşım ortaya çıkmıştır: Asgari yaklaşım, imamların gaybı bilmesini belirli konularla sınırlı kabul ederken; azami yaklaşım ise bazı rivayetlere dayanarak onların geçmişte meydana gelen her olayı ve gelecekte gerçekleşecek tüm hadiseleri bilecek derecede geniş bir ilme sahip olduklarını savunur.
Kavramın Anlaşılması ve Konumu
| İlahiyat | |
|---|---|
| Tevhid | Zati Tevhid • Sıfati Tevhid • Efali Tevhid • İbadette Tevhid |
| Füruu | Tevessül • Şefaat • Teberrük • |
| Adalet (İlahi Fiiler) | |
| Hüsn ve Kubh • Beda • Emru'n Beyne'l Emreyn • | |
| Nübüvvet | |
| Peygamberlerin İsmeti • İslam Peygamberinin Hatemiyeti • Gaybet İlmi • Mucize • Kur’an’ın Tahrif Olmadığı | |
| İmamet | |
| İnançlar | İmam'ın Tayin Edilmesinin Gerekliliği • İmamların İsmeti • Tekvini Velayet • İmamların Gaybi İlmi • Gaybet (Küçük Gaybet, Büyük Gaybet), İntizar, Zuhur • Ric'at |
| İmamlar | 1. İmam Ali |
| Mead | |
| Berzah • Cismani Mead • Haşir • Sırat • Amel Defteri • Mizan | |
| Belirgin Konular | |
| Ehlibeyt • On Dört Masum • Takiye • Merceiyyet • İsmet | |
Gayb ilmi, yani duyularla (beş duyuyla) kavranması mümkün olmayan gizli gerçeklere ve görünmeyen olaylara dair bilgi sahibi olma durumudur.[1] “Gayb” kelimesi, sözlükte dış duyular tarafından algılanamayan ve bu nedenle gizli kalan şey anlamına gelir; bunun karşıtı ise dış duyularla algılanabilen “şuhud”dur (gözle görülebilen ve somut biçimde tecrübe edilebilen olgular).[2] Istılahta ise gayb, olağan ve maddi sebepler aracılığıyla bilinmesi imkansız olan şeyleri ifade eder; yani sıradan yollarla elde edilemeyen bilgi alanına işaret eder.[3]
İmamiyye alimleri, bazı ayetler ve rivayetlere dayanarak sadece Peygamber’in (s.a.a) değil; masum imamların (a.s) ve hatta bazı diğer ilahi peygamberlerin de Allah’ın izni, yönlendirmesi ve özel lütfu sayesinde gayb bilgisinden pay aldıklarına inanmaktadır.[4] Bu inanç, bazı Vahhabi çevrelerin Şiileri “gulüv” ile itham etmesine yol açmıştır (yani imamları hak ettiklerinden daha yüksek bir konuma yerleştirmekle suçlamışlardır).[5] Gayb ilmi meselesi —çeşitleri, kapsamı, sınırları ve işleyiş biçimi de dahil olmak üzere— geçmiş dönem kelamcıları tarafından ayrıntılı biçimde tartışılmış önemli başlıklardan biridir.[6] Bu konu, günümüzde (Hicri 15. yüzyılda) da özellikle Vahhabi çevreler tarafından yöneltilen asılsız ithamlara cevap vermek, ayrıca onların bu kavramı doğru biçimde kavrayamamasından doğan sorunları açıklığa kavuşturmak amacıyla İmamiyye kelamcıları tarafından yeniden ele alınmakta ve kapsamlı biçimde incelenmektedir.[7]
Gayb İlminin Türleri
Gayb ilmi, yani gizli gerçekler hakkında bilgi sahibi olma durumu, bu bilginin kime ait olduğu ve hangi kaynağa dayandığı dikkate alınarak iki temel kategoriye ayrılmıştır:
- Özsel ve bağımsız gayb ilmi:[8] Bu tür gayb bilgisi, hiçbir şekilde başkasından öğrenilmeyen, tamamen bağımsız bir tür bilgi olarak tanımlanır.[9] Bu gayb bilgisi sınırsızdır ve yalnızca Allah’a mahsus kabul edilir; ayrıca başka hiçbir varlığın Allah ile bu konuda ortak olmadığı ifade edilir.[10] Şeyh Müfid, Evailü’l Makālat adlı eserinde bazı Galilerin (imamları olduğundan daha yüksek konuma çıkaran aşırı gruplar) ve Müfevvize fırkasının bu tür özsel ve sınırsız gayb bilgisini masum imamlara (a.s) nispet ettiklerini aktarmıştır.[11] Şeyh Müfid bu görüşün tamamen batıl ve delilsiz olduğunu vurgulamıştır.[12]
- İstifade edilen veya bağımlı gayb ilmi:[13] Bu tür gayb bilgisi, Allah’ın belirli kullarına—yani seçilmiş peygamberlere ve onların ruhen üstün konumdaki temsilcilerine—kendi iradesiyle verdiği özel bir bilgidir.[14] İmamiyye alimlerinin tamamına göre ilahi peygamberlerin ve masum imamların (a.s) gayb bilgisi sadece bu kategoridendir; yani Allah’ın öğretmesi, izni, yönlendirmesi ve ilhamı sayesinde elde edilen bir tür gayb ilmidir ve onlar bu bilgiyi doğrudan Allah’tan öğrenerek kazanırlar.[15]
Kaynakça
- ↑ Emini, el-Ğadir, 1416 h.k, c. 5, s. 52.
- ↑ Tırahi, Mecma‘u’l Bahreyn, 1375 h.ş, c. 2, s. 134-135; Rağib, el-Müfredat, 1412 h.k, s. 616.
- ↑ Muğniyye, et-Tefsiru’l Kaşif, 1424 h.k, c. 1, s. 44; Subhani, Meffahimu’l Kur’an, 1420 h.k, c. 3, s. 402-407.
- ↑ Allame Meclisi, Mir’atü’l ‘Ukul, 1404 h.k, c. 3, s. 115; Emini, el-Ğadir, 1416 h.k, c. 5, s. 53.
- ↑ Örnek olarak bkz. İlahi Zahir, eş-Şia ve’s Sünne, 1396 h.k, s. 68-70; Ğuneyman, ‘İlmu’l Ğayb fi’ş-Şeri‘ati’l İslamiyye, 1425 h.k, s. 10.
- ↑ Örnek olarak bkz. Şeyh Müfid, Evailü’l Makālat, 1413 h.k, s. 313.
- ↑ Emini, el-Ğadir, 1416 h.k, c. 5, s. 52; Rebbani Gulpaygani, Dairemendi be Şia-Şinasi, 1385 h.ş, s. 317.
- ↑ Şeyh Müfid, Evailü’l Makālat, 1413 h.k, s. 67 ve s. 313.
- ↑ Subhani, Cidalü’l Ahsen, 1390 h.ş, s. 98-99.
- ↑ Şeyh Müfid, Evailü’l Makālat, s. 67; Subhani, Cidalü’l Ahsen, 1390 h.ş, s. 98-99.
- ↑ Şeyh Müfid, Evailü’l Makālat, 1413 h.k, s. 67.
- ↑ Şeyh Müfid, Evailü’l Makālat, 1413 h.k, s. 67.
- ↑ Şeyh Müfid, Evailü’l Makālat, 1413 h.k, s. 67 ve s. 313.
- ↑ Subhani, Cidalü’l Ahsen, 1390 h.ş, s. 100.
- ↑ Şeyh Müfid, Evailü’l Makālat, 1413 h.k, s. 67; Subhani, ‘İlmu’l Ğayb (Üçüncü Tür Bilgi), 1375 h.ş, s. 63-64.