Şeyh Müfit

Öncelik: aa, kalite: c
linksiz
resimsiz
infobox'siz
navbox'siz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden
(Şeyh Müfid sayfasından yönlendirildi)
Şeyh Müfit
Kabri Şerifleri
Doğum Yeri ve Tarihi11 Zilkade 336 veya 338 - Bağdat
Vefat TarihiHicri Kameri 413
KabriIrak - Kazımeyn
ÜstatlarıŞeyh Saduk
İbn Cüneyd İskafi
İbn Kovluveyh
ÖğrencileriSeyyid Murtaza
Seyyid Razi
Şeyh Tusi
Necaşi
Ün ve ŞöhretiMuhaddis, Fakih, Mütekellim ve Usuli
Dinİslam
MezhebŞia
EserleriEl-İrşad
El-Muknie El-Emali
Evailu’l-Makalat
El-İfsah fi’l-İmame
El-Uyun ve’l-Mehasin
Kitabu’l-Mezar

Şeyh Müfit diye meşhur olan Muhammed bin Muhammed bin Numan (Arapça: الشيخ المفيد), Hicri 4. ve 5. yüzyılda yaşamış (h.k 336 veya 338 – 413) Şia’nın ünlü mütekellim, fakih ve tarihçilerindendir. Şeyh Müfit Şii kültürünün ve İmamiyye fıkhının ihya edicisi ve mürevviçlerinden sayılmıştır.

Şeyh Müfit Fıkıh usulünü düzenleyerek fıkıh ilminde yeni bir yöntem oluşturmuştur. Bu içtihat yöntemi, Şeyh Saduk’un hadis yöntemi ile İbn Cüneyd’in kıyas yönteminin orta yoludur. Şeyh, İbn Ebi Akil Ummani’nin yönteminden yararlanarak "et-Tezkire bi Usuli’l-Fıkıh" kitabını kaleme almış ve hükümlerin istinbat ve istihracı için asıllar düzenlemiştir. Öğrencileri Seyyid Murtaza ve Şeyh Tusi de onun yöntemini takip etmişlerdir.

Şeyh Müfit’i "el-İ’lam fima İttefakati’l-İmamiyye aleyhi mine’l-Ahkam" kitabından dolayı Fıkh-ı Mukarin’in (karşılaştırmalı fıkıh) kurucusu olarak bilmişlerdir.

Biyografisi

Nesebi, Doğumu ve Lakabı

Muhammed bin Muhammed bin Numan bin Abdusselam bin Cabir bin Numan,[1] hicri kameri 11 Zilkade 336[2] veya 338 yılında,[3] Bağdat yakınlarındaki Ukberi’de; İbn Basri pazarı adıyla bilinen yerde dünyaya gelmiştir.[4]

Babasının öğretmen olmasından dolayı Şeyh Müfit ‘İbnu’l-Muallim’ (öğretmenin oğlu) olarak tanınmaktaydı. Ukberi ve Bağdadi de onun diğer lakaplarındandır.[5] Şeyh Müfit, Mutezili âlimlerinden Ali İbn İsa Rummani ile münazara yapmış ve o münazarada yaptığı açıklamalarla karşı tarafın delillerini çürütmüştür. Rummani de ona “Müfit” lakabını vermiştir.[6]

Tarih kaynaklarında Şeyh Müfit’in Ebu’l-Kasım Ali adında bir oğlu ve (Ebu Ya’li Caferi’nin eşi olan) bir de kızı olmak üzere iki evladının olduğu zikredilmiştir.[7]

Eğitimi

Şeyh Müfit çocuk yaşta babası ile birlikte Bağdat’a gelmiş ve ilmi eğitimine Cuel lakaplı Hüseyin bin Ali Basri (kendi asrındaki Mutezili büyüklerinden, Kelam ve fıkıh ilminin ileri gelenlerinden) ve meşhur mütekellimlerden Ebu’l-Ceyş Muzaffer bin Muhammed Horasani Belhi’nin öğrencisi Ebu Yasir gibi Kelam ilminin büyük âlimlerinin yanında başlamıştır. Şeyh Müfit, Ebu Yasir’in tavsiyesi üzerine (Mutezili mezhebinin meşhur alimlerinden) Ali İbn İsa Rummani’nin derslerine katılmıştır.[8] Şeyh Müfit’in rivayetlerinden kendisinin 5 yaşındayken rivayet nakletme iznini elde ettiği anlaşılmaktadır.[9] Şeyh Müfit 40 yaşlarında Şiaların fıkıh, kelam ve hadis önderliğini üstlenmiş ve Şii inançlarını savunmak için diğer mezheplerin âlimleri ile münazaralar yapmıştır.[10] Hayatı kargaşa ve çalkantılarla dolu bir döneme denk gelen Şeyh Müfit, hicri kameri 392 veya 393 – 398 ve 409 yıllarında Bağdat’tan üç kez sürgün edilmiştir.[11]

Bunlara rağmen halifelerin yanında büyük bir konum ve makama sahipti. Özellikle Hatib Bağdadi gibi Ehlisünnet tercüme yazarlarının ona karşı kullandığı olumsuz sözler, Şeyh Müfit’in kendi döneminin toplumundaki etkisinin derecesini yansıtmaktadır. Yaptığı açıklamalardan birçok kişinin Şeyh Müfit’in eliyle Şia olduğu anlaşılmaktadır ve bu da mezhepçi mutaassıpların öfke ve nefretini harekete geçirmiştir.[12]

Kişisel Özellikleri

Şeyh Müfit’in zayıf, orta boylu, buğday tenli,[13] çok sadakatli, mütevazı ve alçak gönüllü biri olduğu nakledilmiştir. Çok namaz kıldığı, oruç tuttuğu ve kalın giysiler giydiği için kendisine “Sofilerin şeyhlerinin şeyhi” lakabı verildiği belirtilmiştir.[14]

Ebu Ya’li Caferi (Şeyh Müfit’in damadı) onun hakkında şöyle söylemektedir: “Şeyh Müfit geceleri çok az uyurdu ve zamanının çoğunu namaz, mütalaa, ders verme veya Kur'an okumakla geçirirdi.”[15]

Şeyh Müfit Döneminde Bağdat’ın Durumu

Şeyh Müfit'in yaşadığı dönemde mezhepsel anlaşmazlıklardan kaynaklı, Bağdat’ın Şii yerleşim bölgeleri olan Kerh ve Babu’t-Tak gibi yerler defalarca kundaklamaya ve korkunç yangınlara maruz kalmıştır. Hicri 361 (veya 362) yılı, İzzu’d-Devle’nin hükûmeti zamanında Sebük Tegin’in taassubu sonucunda Bağdat’taki fitne ve isyan daha da büyümüştür. Bu sırada İzzu’d-Devle’nin veziri Ebu’l Fazl Şirazi Kerh’in ateşe verilmesini emretmiştir. Bağdat’ın en önemli bölümü olan Kerh, şehrin Şii yerleşim yeri ve Abbasi hükumetinin en büyük ticaret merkezlerinden biriydi. Bu olayda çok sayıda kadın ve erkek (Şii) yanmıştır. Hicri 363 yılında mezhebi anlaşmazlıklar sonucunda Kerh bir kez daha ateşe verilmiştir. Şeyh Müfit’in ömrünün son yıllarında (408 yılında) Abbasi halifesi Kadir Billah, Mahmud Gaznevi’nin desteğiyle (Ehlisünnet'in tabiriyle) Rafiziler (Şiiler) başta olmak üzere kendisine karşı olan birçok mezhep mensubunu öldürmeye, sürgün etmeye ve hapsetmeye başladı. Şeyh Müfit bu çalkantılı dönemde İmamiyye Şiilerinin liderliğini üstlenmişti.[16]

İlmî Konumu

Tarihçiler, Şeyh Müfit’in muhaliflerin (Sünni ve Mutezile) şüphe ve eleştirilerine cevap verebilmek için onların bütün kitaplarını ezberlediğini nakletmişlerdir. [17]

Şeyh Tusi "el-Fihrist" kitabında Şeyh Müfit’i zeki, keskin zekalı, hazırcevap, kelam ve fıkıh ilminin öncüsü olarak tanıtmıştır.[18] İbn Nedim de “İbnu’l-Muallim” ibaresinin açıklamasında Şeyh Müfit’i, kelam ilminde diğerlerinin öncüsü ve Şii mütekellimlerinin başı olarak nitelendirdikten sonra onun eşsiz biri olduğunu söylemiştir.[19]

Şeyh Müfit, İslami ilimleri ihya edenlerin büyüğü olup Şii kültürünün mürevvici ve İmamiyye fıkhını yayanlardandır.[20]

Yeni Fıkıh Ekolünün Tesisi

Subhani ve Gürci’nin naklettiğine göre Şeyh Müfit’den önce iki fıkhi metot yaygındı. Birinci metot; Şia âlimleri masumlardan (a.s) nakledilen fıkhi hadisleri bazen sened silsileleri ile ve bazen de sened silsileleri olmaksızın hadis metinlerini olduğu gibi ve hiçbir tasarruf ve değişiklik yapmadan kendi fıkhi fetvaları unvanıyla naklettikleri metottu. Daha sonraları bu metot biraz gelişti ve fakihler hadislerin dairesinden çıkmadan kendilerine içtihat yapma, hadislerin içerik ve delaletlerine mutabık fetva verme iznini verdiler. İbn Babıveyh Kummi’nin eş-Şerai’ kitabı ve Şeyh Saduk’un el-Muknie ve el-Hidaye kitabı bu metotla düzenlenmiştir.[21] O dönemdeki diğer metot ise kıyasa dayalıydı. Bu metotta fakihler bazen adımlarını dinî naslardan ileri atmaktaydılar. Bu metodun en önemli uygulayıcısı Şeyh Müfit’in üstatlarından İbn Cüneyd İskafi'dir. İbn Ebi Akil Ummani ve Seyyid Murtaza ve Şeyh Mebsut da bu içtihat metoduna göre amel etmişlerdir.[22]

Şeyh Müfit, üstadı İbn Ebi Akil Ummani’nin fıkhi metodundan esinlenerek düzenli bir usul ve kurallara dayalı yeni bir fıkhi ekol meydana getirmiştir. Bu içtihat yöntemi, Şeyh Saduk’un "hadisi" metodu ile İbn Cüneyd’in "kıyasi" metodunun orta yoludur. Şeyh Saduk ilk başta hükümlerin istinbatı[23] ve istihracı için et-Tezkire fi Usuli’l-Fıkıh kitabını kaleme aldı. Şeyh Müfit’in öğrencilerinden Seyyid Murtaza ez-Zerie kitabında ve Şeyh Tusi de İddetu’l-Usul kitabında bu yolu devam ettirdi.[24]

Şeyh Müfit’in Fıkhi Metodunun Özellikleri

Şeyh Müfit kendi içtihat metodunda akla özel bir önem vermekteydi. Kitap ve sünnetin anlam ve kavramlarını anlamanın yollarından birinin de akıl olduğuna inanmaktaydı ve hatta aklın hükümlerine aykırı olan rivayetlerin geçersiz olduğuna inanmaktaydı. Şeyh Müfit, hadis ekolüne karşı durduğu güç ve kararlılıkla, hükümlerin istinbatında kıyası ölçü karar kılanlar karşısında da durmuş ve mücadele etmiştir. Üstadı İbn Cüneyd’i de bu metodu izlediğinden ötürü son derece saygılı bir şekilde eleştirmiş ve getirdiği güçlü delillerle üstadının görüşlerini reddetmiştir. İbn Cüneyd’in kitaplarına, "Nakd-u Risaletu’l-Cuneydi ila Ehli Mısır ve en-Nakdu ala İbnu’l-Cuneyd fi İçtihadi’r-Rey" gibi reddiye kitapları düzenlemiştir. Şeyh Müfit bu konu hakkında şöyle yazmaktadır:

“… Ebu Ali b. Cüneyd’in kitaplarına gelince; o, onları bazı ahkamlarla karıştırmış ve onlarda zanna göre amel etmiştir. Muhaliflerimizin (Kıyasa dayalı Sünni mezhepleri) uygun olmayan metodundan; kıyastan yararlanmıştır ve bu yolla imamlardan (a.s) nakledilen meseleleri kendi kişisel görüşleriyle karıştırmış ve bu ikisini birbirinden ayırmamıştır. Her ne kadar bu ikisini bir birinden ayırmış olsaydı bile onun eserlerinde hüccet bulunmazdı; zira o hadis nakillerinde sadece mütevatir rivayetlerle yetinmeyip, haber-i vahitten de yararlanmıştır.”

Dolayısıyla Şeyh Müfit, hadis ekolü tabanlı fıkhı ve şahsi görüş ve kıyasa dayalı fıkhı bir kenara bırakarak fıkıhta üçüncü bir yol açmıştır.

Şeyh Müfit, bu içtihat yöntemiyle birbiriyle zıt ve çelişen bilgilerin ortasını bularak toplamış ve sıhhat karinesi olmayan tek bir yerde geçen bilgilerden sakınmıştır. Usul-u Fıkıh tedvin ederek de pratikte yeni bir fıkhın temellerini atmıştır.[25]

İlmi Münazaralara Katılımı

Şeyh Müfit, İslam hükumetinin merkezi olan Bağdat’ta farklı mezhep âlimlerinin yaşadığı ve ilmî- bilimsel tartışma ve münazara toplantılarının yaygın olduğu bir asırda yaşamaktaydı. Bu münazaralar çoğu zaman halifelerin yanında yapılmaktaydı. Şeyh Müfit de Şii inançlarının esaslarını savunmak için bu toplantılara katılmakta ve Şia mektebine karşı yapılan soru ve eleştirileri cevaplamaktaydı.[26]

Şeyh Müfit’in evinde de farklı mezheplerin âlimlerinin katıldığı münazara toplantıları düzenlenirdi. Şeyh Müfit onların hepsiyle ilmî olarak münazaralarda bulunurdu.[27] Şeyh Müfit’in zekası, zengin bilgisi, hızlı aktarımı, çevikliği ve düşman karşısındaki[28] güzel dili, sabrı, hilmi ve hazırcevap olması Mutezile, Mucbire, Zeydiyye, İsmailiyye ve diğer fırkaların âlimleri ile münazarada bulunmasına imkan sağlamıştır.[29]

Şeyh Müfit bu alanda "el-İ’lam bima İttafaket aleyhi’l-İmamiyye mine’l-Ahkam" kitabını tedvin etmiştir. Böylece "Fıkh-ı Mukarin" (karşılaştırmalı fıkıh) ilminin temelleri bu âlimin eliyle tesis edilmiş ve Seyyid Murtaza’nın "el-İntisar", Şeyh Tusi’nin "el-Hılaf" ve Allame Hilli’nin "Tezkiretu’l-Fukaha"’sıyla bu ilim dalının binası tamamlanmış ve yaygınlaşmıştır.

Şeyh Müfit "el-İ’lam" kitabının önsözünde şöyle yazmaktadır:

“Şimdi ben 'Evailu’l-Makalat fi’l-Mezahib ve el-Muhtarat' kitabının başına eklenmesi için İmamiyye’nin (Şii/Caferi) ittifak ettiği, Ehlisünnet'in hilafında birleştiği konular ile İmamiyye ile farklı olan bazı fırkaların görüşlerini bir araya topladım ve bu işi benden önce kimse yapmamıştır.”[30]

Şeyh Müfit’in Üstatları

Şeyh Müfit’in asrı, ilmin gelişme asrıydı.Bundan dolayı Şeyh, iki fırkanın (Şia ve Sünni) en büyük muhaddis, mütekellim ve fakihlerinin ilim meclislerinden yararlanma imkânı bulmuştur. "A’yanu’ş-Şia" kitabının yazarı kitabında elli altı büyük âlimin ismini zikretmiştir. Onların en tanınmışlarından bazılarının isimleri şöyledir:[31]

  1. Şeyh Saduk (vefat: 381)
  2. İbn Cüneyd İskafi (vefat: 381)
  3. İbn Kovluveyh (vefat: 369)
  4. Ebu Galib Zurari (vefat: 368)
  5. Muhammed bin İmran Merzibani (vefat: 384)
  6. Ebu Bekir Muhammed bin Ömer Ciabi (vefat: 355)
  7. Ebu Abdullah Hüseyin bin Ca’li Basri (vefat: 369)
  8. Ali bin İsa Rummani (vefat: 384)

Şeyh Müfit’in Öğrencileri

Şeyh Müfit, Şia’nın büyük âlimlerinden biridir. Bu seçkin âlimin ders halkalarına çok sayıda değerli ve mümtaz öğrenci katılmaktaydı. Öğrencilerden bazılarının isimleri şöyledir:[32]

  1. Seyyid Murtaza (vefat: 436)
  2. Seyyid Razi (vefat: 406)
  3. Şeyh Tusi (vefat: 460)
  4. Necaşi (vefat: 450)
  5. Sellar Deylemi (vefat: 463)
  6. Ebu’l-Feth Keraceki (vefat: 449)
  7. Ebu Ya’li Muhammed bin Hasan Caferi (vefat: 463)

Şeyh Müfit’in Eserleri

El-İrşad
Ana Madde: Şeyh Müfit’in Eserleri

Necaşi’nin fihristine göre Şeyh Müfit’in eserlerinin mecmuası 175 kitap ve risaledir.[33] Onun eserleri birkaç ilim dalında sınıflandırılabilir. Şeyh’in fıkıh ilmindeki en meşhur eseri el-Muknie, kelam ilminde Evailu’l-Makalat tarihte ise el-İrşad’dır.

Şeyh Müfit’in eserlerinin mecmuası 14 ciltte Musannifatı Şeyh Müfit adı altında yayımlanmıştır. Bu eserler hicri şemsi 1371 yılında uluslararası Şeyh Müfit kongresinde yayımlanmıştır.

  1. El-İrşad fi Marifeti Hucecillahi ale’l-İbad: Masum imamların (a.s) hayatı hakkında yazılmış ilk kitaptır. Şeyh’ten sonraki alimler İmamların (a.s) hayatı noktasında daha çok bu kitaba güvenmişlerdir. Bu kitap Farsça, Türkçe, Urduca ve İngilizce dillerine çevrilmiştir.[34]
  2. El-Muknie: Şia’nın en eski fıkıh metinlerinden sayılan bu kitap fıkhın babları hakkındadır. Şeyh Tusi bu kitabı Tehzibu’l-Ahkam (Kutub-u Erbaa’dan biri) adıyla anlatmıştır.[35]
  3. El-Cemel ve’n-Nusra li Seyyidi’l-İtre fi Harbi’l-Basra: Cemel Savaşı hakkında olan bu eser Farsça ve Fransızca dillerine çevrilmiştir.[36]
  4. El-Emali veya El-Mecalis: 42 meclisten oluşan bu eser Üstat Veli tarafından Farsçaya çevrilmiştir.[37]
  5. El-Uyun ve’l-Mehasin: Bu eserde Şeyh Müfit’in muhalifleri ile (Sünniler ve Mutezile) yaptığı münazaralar zikredilmiştir. Seyyid Murtaza bu kitaptan bazı bölümleri "el-Fusulu’l-Muhtarre mine’l-Uyuni ve’l-Mehasin" adlı kitabında bir araya getirmiştir. Necef’te yayımlanan "El-Fusulu’l-Muhtarre mine’l-Uyuni ve’l-Mehasin" kitabını Aga Cemaluddin Hansari Farsçaya çevirmiştir.[38]
  6. Evailu’l-Makalat fi’l-Mezahib ve’l-Muhtarat: Bu kitapta İmamiyye Şia’sının kelami görüşleri kaleme alınmıştır.[39]
  7. El-İtikad bi Sevabi’l-İntikad: Bu kitap Şeyh Saduk’un akaid kitabına eleştirisel bir anlatımdır.[40]
  8. El-İfsah fi’l-İmamet: Bu eser İmam Ali’nin (a.s) imametinin ispatı hakkındadır.[41]
  9. El-Mesailu’l-Kafiye fi İptali Tevbetu’l-Hatiyyet: Bu kitapta Aişe, Talha ve Zübeyr’in tövbe konusu işlenmiştir.
  10. Kitabu’l-Mezar: Bu kitap iki bölümden oluşmaktadır: Birinci bölümü Kufe, Kerbela, İmam Ali (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) ziyaretinin fazileti, ikinci bölümü ise Hz. Resulü Ekrem (s.a.a), Hz. Fatıma (s.a) ve diğer imamların (a.s) ziyaretinin fazileti hakkındadır.[42]

Vefatı ve Teşyii

Şeyh Müfit, hicretin 413. yılında Ramazan ayının iki veya üçünde Cuma günü vefat etti. Seyyid Murtaza’nın imamlığında kılınan Uşnan meydanındaki cenaze namazına 80 bin kişinin katıldığı rivayet edilmiştir.[43] Şeyh Tusi, cenaze namazına katılmak ve ölümüne ağlamak için toplanan farklı mezheplerden halkın izdihamını eşsiz olarak nitelemiştir.[44]

Birkaç yıllığına kendi evine defnedilen Şeyh Müfit’in kabri daha sonra Kureyş kabristanlığına doğru; İmam Cevad’ın (a.s) kabri yakınlarına götürülmüştür.[45]

Bazı kaynaklarda Şeyh Müfit vefat ettiğinde İmam Zaman’ın (a.s) hattıyla kabrinin üzerine şöyle yazıldığı zikredilmiştir:

یوم على آل الرسول عظیم‏ لا صوت الناعی بفقدک انه
فالعدل و التوحید فیک مقیم ان کنت قد غیبت فی جدث الثرى‏
تلیت علیک من الدروس علوم و القائم المهدیّ یفرح کلما

Ölüm habercisi senin yokluğunun haberini getirmesin

Bugün Al-i Muhammed için büyük musibet günüdür
Eğer toprak altında saklandıysan İlim ve tevhid seninle ikame etmiştir.
Mehdiy-i Kaim (a.s) sevinirdi Çeşitli ilimlerde ders verdiğini gördüğünde.[46]

Uluslararası Şeyh Müfit Kongresi

Şeyh Müfit Kongre Pulu
Ana Madde: Şeyh Müfit Kongresi

Uluslararası Şeyh Müfit Kongresi (Kongreyi Cihaniyi Hezarei Şeyh Müfit) 17 – 19 Nisan 1993 (28 – 30 Ferverdin 1372) tarihleri arasında Kum şehrinde Medrese-i Aliyi Terbiyeti ve Kazai'de düzenlenmiştir. Dünyanın çeşitli ülkelerinden bu kongreye katılan birçok aydın ve düşünür, sundukları makale ve tezlerle Şeyh Müfit’in ilmî ve dinî şahsiyetine değinmişlerdir. Şeyh Müfit’in eserlerinden bir bölümü Şeyh Müfit Kongresi tarafından yayımlanmıştır.[47]

Şeyh Müfit’in Sinema Filmi

Mahmud Hasani’nin yazdığı ve Sirus Mukaddem ve Feriborz Salih’in yönetmenliğini yaptığı Şeyh Müfit’in hayatını konu edinen 90 dakikalık sinema filmi 1995 yılında çekilmiştir. Bu filim 2002 yılında “Hurşidi Şeb” (Gece güneşi) adıyla dizi şeklinde İran’ın ikinci kanalında (Şebekeyi 2) yayınlanmıştır.[48]

Kaynakça

  1. En-Necaşi, Fihristi Esmai Musannifi’ş-Şia (Ricalu’n-Necaşi), s. 399, rakam 1067.
  2. Necaşi, Ricalu’n-Necaşi, s. 402.
  3. İbn Nedim, s. 197, Tab’atu Avrupa; et-Tusi, el-Fihrist, s. 239.
  4. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 7 – 8.
  5. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 7 – 8.
  6. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 8 – 9.
  7. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 37 ve Şubeyri, Na Goftehayi ez Hayatı Şeyh Müfit, s. 118.
  8. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 8 – 9.
  9. Şubeyri, Na Goftehayi ez Hayatı Şeyh Müfit, s. 58 - 59.
  10. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 23 – 24.
  11. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 24.
  12. Tarihi Bağdat, c. 3, s 231; en-Nucumu’z-Zahire, c. 4, s. 258; Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 25’den naklen.
  13. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 27 ve 104.
  14. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 26.
  15. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 26 - 27.
  16. Şubeyri, Na Goftehayi ez Hayatı Şeyh Müfit, s. 95 - 97.
  17. Siyeri A’lamu’n-Nubela, c. 17, s. 344; Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 23’den naklen.
  18. Et-Tusi, el-Fihrist, s. 238.
  19. En-Nedim, 1350, s. 226, ve s. 247.
  20. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarih-i Fıkıh ve Fukaha, s. 144 - 147.
  21. Subhani, Movsuatu Tabakatu’l-Fukaha, s. 245 – 246; Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144 - 147.
  22. Subhani, Movsuatu Tabakatu’l-Fukaha, s. 246; Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144 - 147.
  23. Naslardan hüküm çıkarma anlamında fıkıh usulü terimidir. “Nebeta” kök fiilinin istifal ölçüsünde mastarı olan istinbât, sözlükte araştırmak, peşine düşmek, sonuca varmak ve gizli bir şeyi açığa çıkarmak gibi manalara gelir. İstinbât, 'fıkıh usulü' terimi olarak “ictihad ve kavrayış yoluyla naslardan hüküm çıkarmak” demektir. Bu mana ile ilgili olarak kuyu kazan bir kimsenin suya erişmesi, su çıkarmasına da istinbat tabiri kullanılmıştır. Kur’an-ı Kerîm’de bir defa geçen kelime (Nisâ 4/83) burada “bir işin iç yüzünü, gerçeğini anlamak, düşünmeyi gerektiren kapalı bir haberden kastedilen manaya ulaşmak” anlamındadır. Istılahta istinbatu'l-ahkâm, bir müçtehit veya fakihin kavrayış ve dirayetini kullanarak anlayış gücü ve içtihadıyla nasların gizli mana ve hükümlerini açığa çıkarmasına denilmiştir. Bilindiği gibi, Fıkıh Usulü ilmine göre İslami hükümlerin kaynağı önce Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber Efendimiz ve Masumların sünneti, dolayısıyla hadislerdir. Kur’an-ı Kerim ayetlerinin lafızları gibi hadis lafızlarının hepsi sarih değildir, aralarında vazıh yani hükme delâleti açık olanları olduğu gibi, müphem, hafi, müşkül, mücmel olanları da vardır. Sarih bulunduğu kadar mecaz veya kinaye yollu kullanılmış olanlarına da rastlanır. Bazı hadislerin bir hükme delaleti açıktır. Bazılarının delaleti ancak tefsirle anlaşılır. Bazı hadis lafızlarının taşıdığı hüküm umumi; bazısının ise hususidir. Kısacası hadis lafızları içinde hâs, âm, müphem, müşkül, hafi, mücmel olanları, mecaz ya da kinaye yollu söylenenleri, birbirleriyle çelişik görünenleri mevcuttur. Ayrıca Kur’an-ı Kerim'de olduğu gibi hadiste de nesh vaki olmuştur. Dolayısıyla hadislerin de nasih ve mensuhu vardır. Bütün bu ve buna benzer özellikleri dikkatten uzak tutmamak kaydıyla hadisleri inceleyip onlardan şer’i bir mesele hakkında hüküm çıkarmak istinbatın esasını oluşturur.
  24. Subhani, Movsuatu Tabakatu’l-Fukaha, s. 245; Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144 - 147.
  25. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144 - 147.
  26. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144 - 147.
  27. Muntezim, c. 8, s. 11; Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 23 - 24.
  28. İbn Nedim, s. 246; Fihristi Şeyh, rakam: 694; el-İmta’ ve’l-Muanese, c. 1, s. 141; Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 24.
  29. Mukaddime-i Tehzib, s. 17 ve 19; Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 24.
  30. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144 - 147.
  31. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 143.
  32. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 143.
  33. Necaşi, 1407, s. 399 - 402.
  34. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 143 - 144.
  35. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144.
  36. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144.
  37. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144.
  38. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144.
  39. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144.
  40. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144.
  41. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144.
  42. Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, s. 144.
  43. Şubeyri, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, s. 39.
  44. Et-Tusi, el-Fihrist, s. 239.
  45. Necaşi, 1407, s. 402 - 403.
  46. Talikatu Emelu’l-Amil, s. 305.
  47. Danişgahı İnkılab, sayı 97, s. 181 - 182.
  48. Bankı Camii İttilaatı Sinemayı İran, (www.sourehcinema.com).

Bibliyografi

  • Gurci, Ebu’l-Kasım, Tarihi Fıkıh ve Fukaha, Tahran, Simet, h.ş 1385.
  • İbn Nedim, Muhammed b. Ebu Yakub İshak, el-Fihrist, tahkik: Rıza Teceddüd, Tahran, h.ş 1350.
  • Subhani, Cafer, Movsuatu Tabakatu’l-Fukaha, Mukaddime (el-Kısmu’s-Sani), Müessesetu İmam Sadık (a.s), Kum, h.k 1418.
  • Şubeyri, Seyyid Muhammed Cevad, Gozari ber Hayatı Şeyh Müfit, Kongreyi Cihaniyi Hezarei Şeyh Müfit’deki farsça makaleler, sayı 55, 28, 29, 30, Ferverdin 1372, Kum, Kongreyi Hezarei Şeyh Müfit, h.k 1413.
  • Şubeyri, Seyyid Muhammed Cevad, Na Goftehayi ez Hayatı Şeyh Müfit, Kongreyi Cihaniyi Hezarei Şeyh Müfit’deki farsça makaleler, sayı 55, 28, 29, 30, Ferverdin 1372, Kum, Kongreyi Hezarei Şeyh Müfit, h.k 1413.
  • Tahrani, Aga Bozork, Tabakatu A’lamu’ş-Şia, c. 2, Kum, İsmailiyan.
  • Tusi, Muhammed b. el-Hasan, el-Fihrist, muhakkık: Cevad el-Kayyumi, Müessesetu Neşru’l-Fekahe, h.k 1417.
  • Necaşi, Ahmed b. Ali, Ricalı Necaşi, musahhih: Seyyid Musa Şubeyri Zencani, Kum, Defteri İntişaratı İslami, h.k 1407.

Şablon:Şeyh Müfit