İntizar-ı Ferec
Teoloji | |
---|---|
Tevhid | Zati Tevhid • Sıfati Tevhid • Efali Tevhid • İbadette Tevhid |
Füruu | Tevessül • Şefaat • Teberrük • |
Adalet (İlahi Fiiler) | |
Hüsn ve Kubh • Beda • Emru'n Beyne'l Emreyn • | |
Nübüvvet | |
Peygamberlerin İsmeti • İslam Peygamberinin Hatemiyeti • Gaybet İlmi • Mucize • Kur’an’ın Tahrif Olmadığı | |
İmamet | |
İnançlar | İmam'ın Tayin Edilmesinin Gerekliliği • İmamların İsmeti • Tekvini Velayet • İmamların Gayb İlmi • Gaybet (Küçük Gaybet, Büyük Gaybet), İntizar, Zuhur • Ric'at |
İmamlar | 1. İmam Ali |
Mead | |
Berzah • Cismani Mead • Haşir • Sırat • Amel Defteri • Mizan | |
Belirgin Konular | |
Ehlibeyt • On Dört Masum • Takiye • Merceiyyet | |
İntizar-ı Ferec (Arapça: انتظار الفرج) Şia terminolojisinde 12. İmam’ın (a.f) zuhuru için intizar çekmek/beklenti halinde olmak anlamındadır. 12-ci İmam Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhuru doğaüstü ve mucizevi bir şekilde gerçekleşecek ve zulüm ve adaletsizlikle dolmuş olan dünyayı, yeniden adaletle dolduracaktır. Dolayısıyla Şia öğretilerinde “intizar-ı ferec” bir çeşit manevi ve ahlaki bir hazırlığı gerektirmektedir.
Etimoloji
“Ferec” Arapça bir sözcük olup, açılış, açıklık, serbestlik, kurtuluş anlamına gelir. Arapça şu dua: “Ferreceallahu gammeke”: “Allah seni gam ve kederden kurtardı” anlamına gelir.[1] “İntizar-ı Ferec” şeklinde bir terim haline gelen bu kelimenin anlamı ise: On İkinci İmamın (Hz. Mehdi’nin) zuhuru ile insanlar için kurtuluş meydana gelecektir.
Kurtarıcıyı Beklemenin Başka Dinlerdeki Yeri
Beşeriyetin kurtarıcısına ve adalet ve eşitliğin sağlanacağına inanmak, bir çok din ve milletlerde göze çarpmaktadır. Dolayısıyla ahir zamanda bir kurtarıcının varlığı, İslam dinine özgü bir inanç değildir. Semavi dinlerde ve farklı inanç ekollerinde beşeriyetin kurtarıcısı olarak belirtilen kişiler şu şekildedir:
- Yahudilik: Hz. Üzeyr veya Menhas b. Azir b. Harun.
- Hristiyanlık: Hz. İsa.
- Zerdüştlük: Saoşyans. (Zerdüşt dininde, dünyayı kurtarıp kötülüklerden arındırmakla görevli kurtarıcı)
- Hinduizm: Vişnu.
- Budizm: Buda.
İslam’da İntizar (Bekleyiş)
Hz. Mehdi’yi beklemek ve intizar Şia’ya özgü bir inanç değildir, bilakis Hz. Mehdi hakkında bir çok tevatür haddindeki hadis Ehlisünnet kanalıyla doğru senetlerle nakledilmiştir.
Dokuzuncu yüzyıl yazarlarından “Mukaddime” kitabının yazarı Abdurrahman İbni Haldun, “el-İber” kitabında şöyle yazmaktadır: “Bil ki asırlar boyunca Müslümanlar yanında ahir zamanda Ehlibeyt'ten dini teyit edecek, adaleti zahirleştirecek bir kişinin zuhur edeceği, Müslümanların kendisine tabi olacağı bir kişinin varlığına inandıkları meşhurdur. Bu kişi, İslam memleketlerini ele geçirecektir. Mukaddes adı ‘Mehdi’dir. Ondan sonra Deccal çıkacak, başka hadiseler yaşanacak ve yine İsa (aleyhi selam) onun peşi sıra çıkacak ve Deccal’ı öldürecektir ya da onunla birlikte gelecek ve Deccal’in öldürülmesine yardımcı olacak ve namazda Mehdi’ye (aleyhi selam) uyacaktır. Bunlar zuhurun kesin nişanelerindendir ve kaynaklarda doğru senetlerle zikredilmiştir.”[2]
Ehlisünnet her ne kadar Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhuruna inansa da onun henüz dünyaya gelmediğine inanmaktadır. İmamiye Şia’sı, Ehlisünnet'ten bazıları, diğer İslam mezhepleri ve farklı ekoller ise kurtarıcı bir kişinin (Hz. Mehdi) zuhurunu beklemekte ve onun dünyaya geldiğine, yaşadığına ve insanların yaptıkları amelleri gözlemlediğine inanmaktadır.
Şia İnançlarında
Herkes kendisini imamın ferecini bekleyenlerden sayamaz, zira ıslah edicinin intizarında olan topluluğun kendisi önce salih (ıslah olmuş) ve değerli olmalıdır. Ayrıca kendisini ıslah etmede başarılı olabilmek için de kendi zamanının imamını tanımalıdır. Yoksa Cahiliye Döneminde yaşayanlardan biri gibi olur ve açıktır ki böyle birisi Cahiliye Döneminde yaşayan insanlarla aynı sayılır.[3]
Altıncı İmam, Hz. İmam Cafer Sadık (aleyhi selam) şöyle buyurmaktadır: “Her kim bu meseleyi kabullenir yani kendi zamanının imamını tanırsa, bunun kendisi intizar-ı ferec’tir.”[4] Yani her kim zamanının imamını tanır ve zamanın imamının ondan beklentisinin ne olduğunu ve ne istediğini bilirse kaçınılmaz olarak kıyam edecek ve imamın isteklerinin pratiğe döküldüğü her gün ferec günü olacaktır.
İmam Rıza (aleyhi selam) şöyle buyurmaktadır: “İntizar-ı Ferec’in, ferecin bir parçası olduğunu bilmiyor musun?”[5]