Levh Hadisi

Öncelik: a, kalite: c
linksiz
yönlendirmesiz
wikishia sitesinden
(Levih Hadisi sayfasından yönlendirildi)

Hz. Fatıma’nın (s.a) Levh hadisi veya Cabir hadisi (Arapça: حديث اللوح) on iki İmamın imametinin ispatına yönelik Hz. Resul-ü Ekrem’den (s.a.a) nakledilen ünlü hadislerden biridir.

Bu hadis, senedinin makbuliyeti ve birçok kaynakta fazlaca nakledilmesinden dolayı, Şia’nın on iki imamının hilafet ve imametinin ispatı için özel bir yeri vardır. Bu hadiste Hz. Resulullah’ın (s.a.a) halifelerinin isimleri birinci imamdan (İmam Ali’den (a.s)) on ikinci imama (İmam Mehdi’ye (a.f)) kadar tek tek zikredilmiştir.

Bu hadisin en meşhur nakilcisi Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) ünlü sahabesi Cabir b. Abdullah Ensari’dir.

Hadisin “Levh” diye anılmasının nedeni, İmam Hüseyin (a.s) dünyaya geldiğinde Allah Teâlâ doğum günü hediyesi olarak Peygamber Efendimize (s.a.a) on iki imamın isimlerinin yazıldığı bir levha gönderdi. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) de bu levhayı mutlu olması için Hz. Fatıma Zehra’ya bağışladı. Levh hadisi, çeşitli rivayetlerde ve farklı lafızlarda, ayrıntılı ve özet olarak nakledilmiştir.

Levh Hadisinin Kopyaları

Levh hadisi, çeşitli rivayetlerde ve farklı lafızlarda ayrıntılı ve özet olarak nakledilmiştir. Bu farklı rivayetler arasında 5 çeşit Levh hadisine rastlamaktayız:

  1. Birinci nakil (en ünlü ve meşhurudur): Kuleyni, Kâfi’de, Saduk “İkmalu’d-Din”de zikretmiştir.
  2. İkinci nakil: Birinci hadisin içeriğinin bir bölümü İmam Bakır’dan (a.s) Cabir Cu’fi’den nakledilmiştir. İmam (a.s) Cabir b. Abdullah Ensari’den şöyle nakletmektedir: “Cabir b. Abdullah Ensari dedi ki: Bir gün efendim Fatıma’nın evine gittim. Önünde bir levha gördüm. O kadar çok parlıyordu ki ona bakınca gözlerim kamaşıyordu. O levhada on iki kişinin ismi gözüme çarptı. Üç isim levhanın üstünde, üç isim içinde, üç isim altında ve üç isim de kenarında yazılıydı.” Yine Cabir şöyle devam etti: “O levhaya baktım, üç yerinde Muhammed, Muhammed ve Muhammed ismi yazılıydı ve dört yerinde Ali, Ali, Ali ve Ali ismini gördüm”.
  3. Üçüncü nakil: İshak b. Ammar, İmam Sadık’ın (a.s) ona şöyle dediğini nakletmektedir: “İshak! Sana müjde vermemi ister misin? İshak dedi ki: “Canım size feda olsun ey Resulullah’ın oğlu! Evet, duymak isterim.” Efendimiz şöyle buyurdu: “Bizim yanımızda Allah Resulünün (s.a.a) imlası ve Müminlerin Emiri Ali’nin hattı ile yazılmış bir sahife var. O sahifede şöyle yazılmıştır: ‘Bismillahirrahmanirrahim, bu kitap, aziz ve hekim Allah tarafındandır… Sonra tıpkı birinci hadisin aynısı gibi bir hadisi zikretmiştir. Bu üçüncü nakilde Cabir b. Abdullah Ensari’nin ismi zikredilmemiş ve onun tarikiyle hadis nakledilmemiştir. Ayrıca levha yerine sahife tabiri kullanılmıştır.
  4. Dördüncü nakil: Fazıl b. Şazan’ın naklettiği Levh hadisi. Fazıl b. Şazan, kendi özel tariki ile Levh hadisini nakletmiştir. Hadisin ravisi Ebu Halid Kabuli’dir. Ebu Halid Kabuli, Allah’ın içinde Peygamberin isminin olduğu ve vasilerinin isimlerinin yazıldığı Peygamberine hediye ettiği bir levhayı İmam Seccad’ın (a.s) yanında gördüğünü söylemiştir.[1]
  5. Beşinci nakil: Şeyh Saduk’un “Kemalu’d-Din” kitabında İmam Sadık’tan (a.s) naklettiği hadistir. Tıpkı bu rivayete göre, İmam Bakır (a.s) çocuklarını ve kardeşi Zeyd’i bir araya toplamış ve onlara bir sahife göstermiştir. Bu sahife İmam Ali’nin (a.s) hattı ve Hz. Resulullah’ın (s.a.a) imlası ile yazılmıştır. Orada Hz. Fatıma’nın (s.a) levhasının içeriği yazılıdır. Bu hadiste de Cabir’den söz edilmemiş ve onun olayı geçmemiştir.

Levh Hadisinin İtibarı

Levh hadisi, Şia’nın güvendiği kitaplarda nakledilen hadislerdendir. Çeşitli konu ve mevzular da bu hadisin doğruluğunu teyit etmekte ve değerini arttırmaktadır.

Bu hadisi, Sıkatu’l İslam KuleyniKâfi” kitabında güvenilir ravilerden nakletmiştir.[2] Kuleyni dışındaki âlimler de bu hadisi geçerli bilmiş ve kendi kitaplarında aynı senetle veya başka senetlerle nakletmişlerdir. Numani “el-Gaybet” kitabında, Şeyh Saduk “Uyun-u Ahbari er-Rıza” kitabında, Şeyh Müfid “İhtisas” kitabında, Şeyh Tusi “el-Gaybet”[3] kitabında bu hadisi nakletmiştir. Yine “İhticac”, “İrşad-ı Kulub”, “Tevilu’l Ayat”, “Takribu’l Maarif”, “Fezail-i Fazıl b. Şazan”, “Menakıb-i İbn-i Şehraşub”, “Keşfu’l Ğumme”, “el-Fusulu’l Muhtare”, “es-Sıratu’l Mustakim”, “el-İrşad”… gibi önemli kitaplarda da nakledilmiştir. Bu rivayet, genel veya kısmi olarak, senedi zikredilerek veya edilmeyerek nakledilmiştir.

Meşhur Levh Hadisinin Metni

Cabir b. Abdullah Ensari’den nakledilen ve birçok doğru ve güvenilir hadis kitabında zikredilen ünlü Levh hadisi şu şekildedir:

Hadisin Arapça ve Türkçesi

Levh Hadisindeki Önemli Noktalar

  • Peygamberler İçin Bir Vasinin Tayin Edilme Sünneti: Tıpkı bu hadise göre Allah Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: ‘Ben bir nebi gönderdiğim zaman, o nebinin günleri dolar ve görev süresi tamamlanırsa, mutlaka onun yerine bir vasi tayin ederim.’ Hakikatte vesayet sünneti, Hz. Âdem’den Hz. Hatem’e kadar süregelen ilahi bir sünnettir. Bu konuda İmam Sadık’tan (a.s) uzun bir hadiste tüm peygamberlerin vasisinin olduğuna vurgu yapılmıştır. Bu hadiste, önceki peygamberlerin bazılarının vasilerinin isimleri de zikredilmiştir.
  • En Üstün Vasi, Müminlerin Emiri Hz. Ali’dir: Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin tüm vasilerden üstün olduğu gerçeği, birçok hadiste dile getirilen hakikatlerdendir.
  • İmametin Hz. İmam Hüseyin’in Soyundan Süreceği: Allame Meclisi’nin açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla “kelime-i tamme ve hüccetün baliğe” -ki her ikisi de Allah tarafından İmam Hüseyin’e bağışlanmıştır- ifadelerinden maksat imamettir. Bu konu özelliğinden dolayı, iki şekilde onu ifade etmiştir. Buna ilave olarak “hüccet-ün baliğe'den” maksat, imamların hakkaniyetine delil ve kanıt da olabileceğidir. Her ne olursa olsun, bu ifadelerden imamların neslinin İmam Hüseyin’in soyundan süreceği anlaşılmaktadır. Bu, hadislerde tevatür haddinde nakledilmiştir.[5]
  • İlahi Hidayetin, İmametin Devamı İle Sürmesi
  • İmamlardan Birinin İnkârı, Tüm İmamların İnkârı İle Aynıdır: Tüm peygamberlere iman etmek farz ve onlardan birinin inkârı tamamının inkârıyla eşdeğer olduğu gibi, imamlardan birinin inkâr edilmesi de hepsinin inkâr edilmesi ile eşdeğerdedir.
  • İmamet, İmam-ı Zaman’la Kemale Ulaşacaktır: Allah azze ve celle, Levh hadisinde şöyle buyurmuştur: “Bunu onun oğlu "Mim. Ha. Mim. Dal." (m-h-m-d/Mehdi) ile kemâle erdirdim. O, âlemler için bir rahmettir.” Allah, Fatıma levhinde “imameti İmam Mehdi ile kemale erdireceğim” diye buyurmuştur.
  • Levh Hadisinde Mehdeviyet: Mehdeviyet veya Mehdilik'ten maksat, ahir zamanda bir kurtarıcı ve ıslah edicinin kıyam edip, zulüm ve zorbalığı ortadan kaldırarak, adalet ve eşitliği sağlamasıdır. Allah Teâlâ, Fatıma Levhasında kendisini şöyle tasvir etmektedir: “Zorbaları kırıp geçiren, mazlumları egemenliğe kavuşturan.” İşte bu, Kur’an ayetleri ile uyum içindedir ve Mehdiyet'e işarettir.
  • Levh Hadisinde İmamların Asrında Yaşanacak Olaylara Değinilmesi: Hz. Fatıma’nın Levh hadisinde, her bir imamın asrında yaşanacak bazı olaylara değinilerek, öngörüde bulunulmuştur.

Ehlisünnet Kitaplarında Levh Hadisi

Tabersi, “İ’lamu’l Vera” kitabında, Ehlisünnet kitaplarında Levh hadisine cüzi olarak değinildiğini nakletmiştir.[6] Buna rağmen bu hadisin tamamını Ehlisünnetin hadis kitaplarında bulmak söz konusu değildir.

Ayrıca Bakınız

Kaynakça

  1. Tali’i, Tuhfetu Asimani, s. 38.
  2. Kuleyni, el-Kâfi, c. 1, s. 57.
  3. Numani, el-Gaybet, s. 62; Şeyh Saduk, Kemalu’d-Din, c. 1, s. 308; Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbari er-Rıza, c. 1, s. 41; Tacettin, Camiu’l Ahbar, s. 18; Meclisi, Biharu’l Envar, c. 36, s. 195; Şeyh Müfid, el-İhtisas, s. 210; Şeyh Tusi, el-Gaybet, s. 143.
  4. Kuleyni, el-Kâfi, c. 1, s. 527.
  5. Meclisi, Biharu’l Envar, c. 26, “inne eimmete min zürriyeti’l hüseyin” babı.
  6. Tabersi, Fazıl b. Hasan, İ’lamu’l Vera bi-İ’lami’l Huda, s. 258.

Bibliyografi

  • Şeyh Saduk, el-Hisal, tashih: Ali Ekber Gaffari, Kum, menşurat Cemaetu’l Müderrisin, 1362.
  • Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbari er-Rıza, tahkik: Şeyh Hüseyin A’lemi, Beyrut, müessese el-A’lemi, lil-Matbuat, 1404 h.k.
  • Şeyh Saduk, Kemalu’d-Din ve Temamu’n-Nimet, tashih: Ali Ekber Gaffari, Kum, müessese en-Neşr İslami, 1405 h.k.
  • Mufid, Muhammed b. Numan el-Ekberi, el-İhtisas, Beyrut, 1993 m.
  • Tabersi, Ebu Mansur Ahmed b. Ali b. Ebi Talib, el-İhticac, Seyyid Muhammed Bakır Horasan, Necef, Daru’n-Numan, 1386 h.k.
  • Tabersi, Fazıl b. Hasan, İ’lamu’l Vera bi-İ’lami’l Huda, birinci baskı, Kum, müessese Alibeyt li-İhya et-Turas, 1417 h.k.
  • Kuleyni, Muhammed b. Yakub, el-Kâfi, Ali Ekber Gaffari, Beyrut, 1401.
  • Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, müessese el-Vefa, Beyrut, Lübnan, 1404 h.k.
  • Şueyri, Tacettin, Camiu’l Ahbar, Kum, İntişarat-ı Razi, 1363 h.ş.
  • Tali’i, Abdulhüseyin, Tuhfetu Asimani, Tahran, Mikat, 1378 h.ş.
  • Tusi, Muhammed b. Hasan, el-Gaybet, Kum, müessese el-Maarif el-İslamiye, 1411 h.k.
  • Numani, Muhammed b. İbrahim, el-Gaybet, Tahran, mektebet-i Saduk, 1397 h.k.