El-Kafi (kitap)
Kitap hakkında bilgiler | |
---|---|
Kitap ismi | El-Kafi |
Yazar | Muhammed bin Yakub el-Kuleyni |
Konu | Ehlibeyt hadisleri |
Yöntem | Rivayet |
Dili | Arapça |
Cilt sayısı | 15 |
Yayın evi hakkında bilgiler | |
Yayınevi | Daru'l hadis |
Yayın yeri | Kum |
El-Kâfi (Arapça: الکافی), Şia’nın hadis kaynak kitaplarından; Kütüb-i Erbaa’nın en önemli ve güvenilir kaynak kitaplarından biridir. Kâfi kitabı, "Sikatü’l İslam Kuleynî" diye meşhur olan Muhammed b. Yakup b. İshak tarafından yazılmıştır. Kendisi İslam âlimlerince güçlü ve sağlam ifadelerle övülmüştür. Bu kitap, İslam âlimlerinin başvurduğu kaynak kitaplardan olup, "usul", "fürûu" ve "Ravza" bölümlerinden oluşmuştur. Kitaptaki hadisler Kur’an’la uyum içinde olan ve icmaya muvafık hadislerden seçilmiştir.
"el-Kâfi" kitabı son derece ünlüdür. Fıkıh ehli bu esere kesinlikle yabancı kalamamışlardır. Hadis aktarıcıları bu eserin içerdiği değerli bilgileri açıklığa kavuşturmak için, kesintisiz bir çaba içindedirler ve bu eserin nurlarıyla aydınlanmanın gayretini taşıyorlar. Bu eser, nübüvvet haberlerinin râvilerinin destekçisi, Âl-i Muhammed'in ilminin koruyucusu, Ehlibeyt (a.s) şeriatının taşıyıcısı, Ehlibeyt (a.s) haberlerini nakleden zatların başvuru kaynağıdır. Ulema, bu eserden fetvalar çıkarmaktan bir an bile geri durmaz. Hükümler çıkarılırken güvenilmeye değer bir kaynaktır. Kuşaktan kuşağa miras kalmaya ve daima üzerinde çalışılıp araştırılmaya değerdir. Güzel haberlerinin, cevher gibi sözlerinin ve muhteşem hükümlerinin özenle korunmasına layıktır.
Şeyh Kuleynî, mutahhar İmamlar (a.s), İmamların (a.s) ashapları, İmam Mehdi’nin (a.f) dört naibi ve ayrıca Usul-u Erbaa Mie’ye (Dört Yüz Asıl) kitaplarına ulaşma imkânına sahip olduğundan, bu kitabın rivayetlerini en az vasıta ile kaydetmeyi başarmıştır. Hadislerin naklinde gösterdiği ciddi tutum, kitabındaki tüm hadislerin doğru olduğu kanaatini bazılarında oluşturmuştur.
Yazar Hakkında
- Ana Madde: Kuleyni
Gaybetü’s-Suğrâ (küçük gaybet) döneminde yaşamış Şia’nın büyüklerinden, şeyhlerin şeyhi Sigatü’l-İslam Muhammed b. İshak Kuleynî Râzî, üçüncü ve dördüncü yüzyılın en büyük Şia muhaddislerinden biri olarak bilinmektedir.
Yüce Allah, bu kitabı yirmi senede yazmasında kolaylık sağladı. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki Şia Müslümanlar, kendileri için dinin her alanında yeterli (Kâfi) gelecek bir kitap yazmasını istiyorlardı. Çünkü Kuleynî, görüş alışverişinde bulunacağı, müzakere edeceği, ilmine güvenilen zatlar ile görüşüyordu. Bazı âlimler, Kuleynî'nin el-Kâfi'yi Kaim’e (Hz. Mehdi’ye (a.f)) arz ettiği ve İmam'ın da bu eserin güzel olduğunu belirttiği ve: «Şia'mız için Kâfidir.» dediği inancındadırlar.
Kuleynî, Ehlibeyt İmamlarıyla görüşmüş, hadis ricalinden ve muhaddislerden hadis rivayet etmiştir. Bu bakımdan eseri, İmam Bakır (a.s) ile İmam Sadık’ın (a.s) rivayetlerinin bir özeti ve onların sünnetlerinin bir kaynağı konumundadır. Zamanının önde gelen üstatları, rivayet ettikleri hadisleri ona okuyor, ondan hadis rivayet ediyor ve icazetini alarak rahle-i tedrisinden geçiyorlardı.
Kâfi İsminin Konulması
Kitaba “Kâfi” isminin konulması hakkında iki görüş ileri sürülmüştür:
- Kuleynî’nin ‘Taharet’ kitabında yazdığı şu söze dayandırılmaktadır: “Bu kitap, tüm dini ilimler için Kâfidir/yeterlidir.”[1]
- Kitabın adı, İmam Mehdi’nin (a.f) bir sözüne dayandırılmaktadır. "Kâfi" kitabı İmam Mehdi’ye (a.f) sunulduktan sonra, İmam Mehdi (a.f) kitabı överek “Bu kitap, bizim Şialarımız için kâfidir” dediği rivayet edilmiştir.[2]
Âlimlerin Perspektifinde Kâfi
Şeyh Müfid: "el-Kâfi kitabı, Şia kitaplarının en üstünü ve en faydalısıdır."[3]
Şehid-i Evvel: “Hadis alanında İmamiyye mezhebi, el-Kâfi'nin bir benzerini yazabilmiş değildir..."[4]
Muhammed Taki Meclisi: "Kâfi" kitabı, tüm usul kitaplarından daha kapsayıcı ve derli topludur. Fırka-yı Naciye'nin (Şia İmamiye) en üstün ve büyük kitabıdır.”[5]
Ağa Bozorg-u Tahrani: Ehlibeytten (a.s) hadis nakletmede, Kâfi gibisi yazılmamıştır.”[6]
Esterabadî, âlimlerden ve kendi üstatlarından şöyle nakletmektedir: “Kâfi kitabının ayarında veya ona yakın bir kitap İslam dünyasında yazılmamıştır.”[7]
Ayetullah Hoî üstadı Nainî’den şöyle nakletmektedir: “Kâfi’nin rivayet kaynakları hakkında münakaşa etmek, aciz ve güçsüzlerin hile ve oyunudur.”[8]
Bu değerli eser hakkında faziletli bir zat şu övgü dolu sözleri söylemiştir: Ehlisünnet arasında buna benzer bir hadis kitabı bulunmaz. Hadisle ilgili her alanda "el-Kâfi" gibisi yoktur. Bu eser, ilâhî ilimlerin tümünü kapsamaktadır. Hatta bu eserin, metin ve kaynak zinciri bakımından Ehlisünnet'in altı sahih hadis kitabından fazlası vardır ve eksiği yoktur.
Kitabın Yazılma Amacı
Kuleynî, kitabın önsüzünde belirttiği gibi, kendisi bu kitabı bir din kardeşinin kendisinden istekte bulunması üzerine yazmıştır:
- “Şimdi... Ey Kardeşim! "Günümüz insanlarının cehalet üzere el birliği etmelerinden ve cehalete giden yolları onarmaları hususunda yardımlaşmalarından; ilimden ve ilim ehlinden fersah fersah uzak düşmelerinden; onların yüzünden ilmin büsbütün zayıf düşmesinden; bilgi kaynaklarıyla insanlar arasındaki bağların kopmasından; cahillerin ilmi ve ilim ehlini zayi etmelerinden" şikâyet etmeni anlıyorum. Soruyorsun ki:
- "İnsanların dine girdikten, dinin bütün prensiplerini yüzeysel olarak benimsedikten, dinsel prensipleri kabule dayalı bir toplumsal hayat sürdürmeye karar verdikten sonra, tamamen cehalet üzere varlıklarını sürdürmeleri, bir bilgi olmaksızın sadece atalarını, önceki kuşakları ve büyükleri taklit ederek her meselede sadece kendi akıllarına dayanarak dini yaşamaları mümkün müdür?"… Yanımda her şeye yeten 'Kâfi' bir kitabın olmasını istiyorum. Bu kitapta dini ilimlerin bütün dalları yer almalı. Öyle ki dini öğrenmek isteyen bir kimseye bu kitap yeterli gelmelidir. Doğruyu bulmak isteyen kimse bu kitaba başvurmalıdır. Dini öğrenmek ve dini yaşamak isteyen kimse bu kitapta aradığını bulmalıdır. Böylece Allah Azze ve Celle'nin farzları ve Allah Resulü'nün (s.a.a) sünneti eksiksiz olarak yerine getirilmelidir."
- Şunu da ekliyorsun: "Eğer böyle bir kitap olursa, Allah-u Teala’nın yardımı ve başarılı kılmasıyla, kardeşlerimizin ve yolumuzun takipçilerinin imdadına yetişeceğini; onları doğruya ileteceğini umuyorum." Allah -Ona hamd olsun ki- isteğini yerine getirip, kitabı yazmamı kolaylaştırdı. Kitabımın senin kastettiğin özelliklere sahip olmasını umuyorum.”[9]
Kitabın Yazım Metodu
Şeyh Kuleynî, kitabın önsözünde de belirttiği gibi Kur’an’la örtüşen ve muhalefet etmeyen; ayrıca icmâyla uyum içinde olan hadisleri kitabında zikretmiştir. Birbirine zıt olan iki rivayet arasında kararsız kaldığında ise, kendisine göre hangisi daha doğruysa onu seçmiştir.[10]
Kitabın Özellikleri
Kuleynî, kitabı telif ederken Usul-u Erbaa Mie’den (İmamların (a.s) ashabı tarafından yazılan ve "her biri asıl" diye isimlendirilen dört yüz derleme) yararlanmış, İmamların (a.s) yaşayan yârenleri ile veya ashaplarıyla görüşen kişilerle bizzat görüşmüş ve bu gibi nedenler hadisleri naklederken en az vasıta ile nakletmesine yardımcı olmuştur. İmam Mehdi’nin (a.f) dört naibiyle görüşerek, hadislerin doğruluk ve yanlışlıklarını anlayabilmiştir.[11] Kitabın düzeni de bir diğer özelliğidir. Kitapta bulunan düzen, rivayetlerin kategorilere ayrılması, rivayetlerin sayısı, hadis kaynaklarının tamamının zikredilmesi, inanç, fıkıh, ahlak, içtima… gibi farklı konulardaki kapsayıcılığı, kitabın kendisine has özelliklerindendir. Şeyh Kuleynî, ayrıntılı, sahih ve açık hadisleri kitabın bablarının başında zikretmiş, mücmel ve müphem hadisleri ise, daha sonra getirmiştir.[12]
Kâfi’nin önemini artıran birçok ayrıcalıklı özelliği vardır. En önemlisi, değinildiği gibi bu eserin müellifi, Hz. Mehdi’nin (a.f) naipleri (sefirleri) zamanında hayattaydı. Seyyid İbn-i Tavus şöyle diyor: "Muhammed b. Yakub'un tasnifleri ve vekiller zamanındaki rivayetleri, vekiller tarafından onun naklettiklerinin araştırmasına imkân sağlıyordu."
Çok azı müstesnaolan ve Kâfi'de yer alan hadislerin müellif ile masum İmam (a.s) arasındaki bütün râvi zinciri eksiksiz olarak zikredilir. Bazen rivayet zincirinin başı silinebiliyor. Bunun nedeni, müellifin hiç bir aracı olmaksızın bizzat rivayetin kaynağından nakil yapması olabilir. Ya da kısa bir süre önce zikrettiği bir rivayete bağlamış olması da ihtimal dahilindedir. Dolayısıyla "rivayet zincirinin giriş kısmı, yer almayan hadisin rivayet zinciri, tam aktarılan önceki hadis hükmündedir" demek istemiştir."
Kuleynî'nin yöntemi, hadisleri bölümlere ayırarak, sahihlik ve açıklık derecelerine göre sıralamaktır. Bu yüzden bölümlerin sonlarındaki hadislerde bir parça müphemlik ve anlam itibariyle gizlilik söz konusudur. Kâfi'nin bir özelliği de birbiriyle çelişen rivayetlere yer vermemesi, bilakis belirlediği başlığın kapsamına giren hadisleri almakla yetinmesidir. Bazen zikrettiği hadisi, başkalarına neden tercih ettiğine de işaret etmiştir."
Kitabın İçeriği
Kitap, "usul", "fürûu" ve "Ravza" olmak üzere üç bölümden oluşmuştur. Usul-u Kâfi, inançla ilgili hadislere, Fürû-u Kâfi, fıkıh içerikli hadislere ve Ravza-i Kâfi ise, tarih içerikli konulara yer vermiştir. Usul bölümünün kendisi dahi birkaç bölüme ayrılmaktadır. Bunlardan birisi de hüccet kitabıdır.
Kâfi’nin Babları
Kitabın yazarı, Kâfi kitabını üç bölüme ayırmıştır.
Usul-u Kâfi
- Ana Madde: Usul-u Kâfi
Usul-u Kâfi, 8 kitaptan oluşmakta ve inançlarla ilgili hadisleri kapsamaktadır:
Fürû-u Kâfi
Fürû-u Kâfi, 26 kitaptan oluşmakta ve fıkıh içerikli hadisleri içermektedir.
|
Ravzatü’l Kâfi
Ravzatü’l Kâfi, her hangi bir sıra güdülmeden farklı konulardaki hadisleri içermektedir. Her ne kadar bazıları Ravza kitabını Kâfi kitabının bir parçası saymasa da[13] Neccaşî ve Tusî, Ravza kitabını Kâfi kitabının son kitabı olarak bilmektedir.[14]
|
Hadislerin Sayısı ve İhtilaf Nedeni
Kâfi’de yer alan hadislerin sayısı, farklı rakamlar ile zikredilmiştir. Yusuf Bahranî, “Lu’lu ve’l Mercan” kitabında 16199, Doktor Hüseyin Ali Mahfuz, Kâfi’nin mukaddimesinde 15176, Allame Meclisi 16121 ve Şeyh Abdürresül Gaffar gibi günümüz araştırmacılarından bazıları ise, 15503 hadis olduğunu açıklamıştır. Farklı rakamların çıkma nedeni, hadisleri sayma yönteminin farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Şöyle ki bazıları iki kaynaklı rivayetleri iki rivayet, bazıları ise, bir rivayet saymıştır. Bazıları Mürsel hadisleri de bir hadis saymış ve bazıları ise, saymamıştır. Elbette bazen de bazı rivayetlerin bazı nüshalarda yer almaması da nadiren görülmektedir.[15]
Kâfi’nin Şerhleri
"Kâfi" kitabı daha ilk günden itibaren İslam âlimleri ve muhaddislerin ilgisini çekmiştir. Dolayısıyla Kâfi hakkında çok detaylı çalışmalar yapılmıştır. Ağa Bozorg-u Tahranî, “ez-Zaria” kitabında Kâfi’ye yazılan 28 şerhin adını zikretmektedir. Bunlardan bazıları Usul-u Kâfi’ye, bazıları kitabın tamamına ve bazıları ise, bazı hadisleri şerh etme şeklindedir.[16]
|
Ayrıca Bakınız
Dosya:Şialer Neden Sahihi Buhari’ye İtimat Etmemekte Ve Hadis Nakletmemektedirler..pdf
Kaynakça
- ↑ Kâfi, c. 1, s. 14 (Mukaddime).
- ↑ Kuleynî ve Kâfi, s. 392.
- ↑ El-İtikadatü’l İmamiye, s 70.
- ↑ Kâfi, c. 1, s. 27.
- ↑ Mir’atü’l Ukul, c. 1, s. 3.
- ↑ Ez-Zaria, c. 17, s. 245.
- ↑ El-Fevaidü’l Medine, s. 520.
- ↑ Mu’cemu Ricali’l Hadis, c. 1, s. 99.
- ↑ Kâfi, c. 1, s. 5.
- ↑ Kâfi, c. 1, s. 8 ve 9.
- ↑ Keşfü’l Muhibbe, s. 159.
- ↑ Tercüme-i Usul-u Kâfi, c. 1, s. 10.
- ↑ Riyazu’l Ulema, c. 2, s. 261.
- ↑ Rical-u Neccaşi, s. 377; el-Fihrist, s. 210.
- ↑ Kuleynî ve Kâfi, s. 401 ve 402.
- ↑ Ez-Zaria, c. 13, s. 95- 99.
Bibliyografi
- Esterabadi, Muhammed Emin, el-Fevaidu’l Medine, Kum, Müessese en-Neşru’l İslami, 1424 h.
- Efendi, Abdullah b. İsa, Riyadu’l Ulema ve Hiyazu’l Fuzela, Kum, Hayyam Matbaası.
- Tahrani, Ağa Bozorg, ez-Zaria ile Tesanihu’ş Şia, Beyrut, Daru’l Avda, 1403 h.
- Hoi, Ebu’l Kasım, Mu’cem Ricali’l Hadis, 1413 h.
- Seyyid b. Tavus, Ali b. Musa, Keşfu’l Muhicce li-Semereti’l Muhicce, Necef, Haydariye matbaası, 1370 h.
- Tusi, Muhammed b. Hasan, el-Fihrist, tahkik: Cevad Kayyumi, Neşru’l Fekahet, 1417 h.
- Gaffar, Abdullah er-Resul, el-Kuleynî ve’l Kâfi, Kum, Müessese en-Neşru’l İslam, 1416 h.
- Kuleynî, Muhammed b. Yakub, el-Kâfi, Tahran, Daru’l Kutubu’l İslami, 1363 h.ş.
- Meclisi, Muhammed Bakır, Mir’atu’l Ukul fi Şerhi Ahbari Al-i Resul, Tahran, Daru’l Kutubu’l İslami, 1363 h.ş.
- Mustafavi, Cevad, Usul-i Kâfi tercümesi, Tahran, Kitabfuruşi İlmiye İslamiye, 1369 h.ş.
- Mufid, Muhammed b. Numan, Tashih İtikadatu’l İmamiye, Beyrut, Daru’l Mufid, 1414 h.
- Neccaşi, Ahmed b. Ali, Ricalu’n-Neccaşi, Kum, Müessese en-Neşru’l İslami, 1416 h.