Zahidlerin Münacatı

Zahidlerin münacatı

Dua Bilgileri
Konu	Allah’ın lika ve ünsiyetini idrak etme lezzeti ve O'nun cemal şuhudunu talep etmek, züht ve takva konuları
Me'sur/Me'sur Olmayan	Me'sur
Yayınlayan	İmam Seccad (a.s)
Şii kaynakları	Biharu’l-Envar • Mefatihu’l-Cinan
Monograflar	Seccadehayi Suluk, Şerh-i Münacathayi Hz. Seccad (a.s) (Ayetullah Misbah)
Zaman	Cuma günü
Meşhur Dualar ve Ziyaretler
Tevessül Duası • Kumeyl Duası • Nudbe Duası • Simat Duası • Ferec Duası • Ebu Hamza Sumali Duası • Aşura Ziyareti • Camia Kebire Ziyareti • Varis Ziyareti • Erbain Ziyareti

Zahidlerin münacatı (Arapça: مناجات الزاهدین), İmam Zeynel Abidin’den (a.s) nakledilen on beş münacattan biridir. Bu münacatta; Allah’ın lika ve ünsiyetini idrak etme lezzeti ve O'nun cemal şuhudunu talep etmek, züht ve takva konuları işlenmiştir ve dünya, hile, aldatma ve entrika yeri olarak tanıtılmıştır.

Duanın Kaynakları

İmam Zeynel Abidin’den (a.s) nakledilen bu dua, es-Sahifeti’s-Saniyeti’s-Seccadiye, Biharu’l-Envar ve Mefatihu’l-Cinan kitaplarında nakledilmiştir. Allame Meclisi (r.a), bu duanın Cuma günü okunduğunu belirtmiştir.

İçeriği ve Mesajları

Zahidin münacatında göze çarpan noktalar şunlardır:

• Dünyadaki insanın yeri, korkunç bir yerde hapse atılmış kimse gibi değerlendirilmiştir.
• İnsanı, dolayısıyla kendini hile ve aldanışla, derin kuyulara ve ölüm girdaplarına atılmış biri konumunda görür.
• Allah’tan dünyanın hile ve tuzaklarından korunmak için sığınak vermesini talep eder.
• Allah’tan züht ve takva makamını diler.
• Allah’tan dünya işleri için yardım talep eder ve işleri uhdesine alarak idare etmesini ister.
• Allah’tan ünsiyet lezzetini idrak etmeyi, Ona muhabbet, lika, şuhud ve cemalini vermesini talep eder.

Duanın Metni ve Tercümesi

Duanın Arapça Metni	Duanın Türkçe Anlamı
بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ اِلهٰي اَسْكَنْتَنا داراً حَفَرَتْ لَنا حُفَرَ مَكْرِها، وَعَلَّقَتْنا بِاَيْدِي الْمَنايا في حَبائِلِ غَدْرِها، فَاِلَيْكَ نَلْتَجِئُُ مِنْ مَكائِدِ خُدَعِها، وَبِكَ نَعْتَصِمُ مِنَ الاِغْتِرارِ بِزَخارِفِ زينَتِها، فَاِنَّهَا الْمُهْلِكَةُ طُلاّبَهَا، الْمُتْلِفَةُ حُلاّلَهَا، الَْمحْشُوَّةُ بِالآفاتِ، الْمَشْحُونَةُ بِالنَّكَباتِ اِلهٰي فَزَهِّدْنا فيها، وَسَلِّمْنا مِنْها بِتَوْفيقِكَ وَعِصْمَتِكَ، وَانْزَعْ عَنّا جَلابيبَ مُخالَفَتِكَ، وَتَوَلَّ اُمُورَنا بِحُسْنِ كِفايَتِكَ، وَاَوْفِرْ مَزيدَنا مِنْ سَعَةِ رَحْمَتِكَ، وَاَجْمِلْ صِلاتِنا مِنْ فَيْضِ مَواهِبِكَ، وَاَغْرِسْ في اَفْئِدَتِنا اَشْجارَ مَحَبَّتِكَ، وَاَتْمِمْ لَنا اَنْوارَ مَعْرِفَتِكَ، وَاَذِقْنا حَلاوَةَ عَفْوِكَ، وَلَذَّةَ مَغْفِرَتِكَ، وَاَقْرِرْ اَعْيُنَنا يَوْمَ لِقائِكَ بِرُؤْيَتِكَ، وَاَخْرِجْ حُبَّ الدُّنْيا مِنْ قُلُوبِنا كَما فَعَلْتَ بِالصّالِحينَ مِنْ صَفْوَتِكَ، وَالأَبْرارِ مِنْ خاصَّتِكَ، بِرَحْمَتِكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ وَيا اَكْرَمَ الأَكْرَمينَ —	Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla İlahî; bizi öyle bir yurda yerleştirdin ki, bize hile kuyularını kazmış ve ölüm peçeleriyle tuzaklarına atmıştır; öyleyse onun aldatıcı hilelerinden sana sığınıyoruz ve onun yaldızlı ziynetleriyle aldatmasından sana sığınıyoruz. Şüphesiz bu yurt (dünya), arayanlarını helak etmektedir; kendisinde ikamet edenleri yok etmektedir; öyle bir yurttur ki, afet ve musibetlerle doludur. İlahî; bizi bu yurtta (dünyada) zahid kıl, kendi tevfik ve ismetinle bizi oradan salim kurtar, sana karşı muhalefet örtülerini bizden çıkar, hüsn-ü kifayetinle işlerimize idareci ol, payımızı geniş rahmetinle çoğalt, sıla-i rahîmlerimizi bağış ve feyzinden güzel eyle, kendi marifet nurlarını bizim için tamamla, bağış tadını ve mağfiret lezzetini bize tattır, sana kavuşacağımız gün seni görmekle gözlerimizi aydınlat, dünya sevgisini kalplerimizden çıkar; nitekim bunu seçkin, salih kulların ve yakınlarından olan ihsan sahibi sadık kişilerin hakkında yapmışsın; andolsun rahmetine ey merhametlilerin en merhametlisi ve ey kerimlerin en kerimi!