İçeriğe atla

İmam Rıza'nın (a.s) Veliahtlığı

wikishia sitesinden

İmam Rıza’nın (a.s) Veliahtlığı, İmam Rıza (a.s)’nın Abbasiler döneminde halife Me’mun tarafından veliaht olarak tayin edilmesine işaret eder. Bu olay, Şii inancına göre İmam Rıza’nın (a.s) hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri olarak değerlendirilir. İmam’ın Me’mun’un veliahtlık teklifini kabul etmesi meselesi, yalnızca İslam tarihinin tartışmalı bir konusu olmayıp aynı zamanda kelami açıdan da büyük öneme sahiptir. Seyyid Cafer Murtaza Amili, Şii tarihçilerinden biri olarak, mütevatir rivayetlerin İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlık teklifinden hoşnut olmadığını açıkça ortaya koyduğunu belirtir.

Me’mun, veliahtlık meselesinden önce, hilafeti doğrudan İmam Rıza’ya (a.s) teklif etmişti. Ancak tarih kaynaklarına göre onun asıl niyeti, bu yolla kendi hilafetini meşrulaştırmak ve halk nezdinde meşruiyet kazanmak idi. İmam Rıza (a.s) ise yalnızca bu teklifi reddetmekle kalmamış, aynı zamanda Me’mun’un hilafetinin meşruiyetini de sorgulamıştı. Bunun üzerine Me’mun, İmam’ı ölümle tehdit ederek veliahtlığı kabul etmeye zorladı. İmam Rıza (a.s), canını korumak adına teklifi istemeyerek kabul etti; fakat şart olarak, devlet işlerine hiçbir şekilde karışmayacağını açıkça beyan etti.

Tarihçiler Me’mun’un bu kararının arkasındaki amaçları çeşitli şekillerde açıklamışlardır: İmam Rıza’nın (a.s) etkisinden kaynaklanabilecek bir tehlikeyi önlemek, onu sürekli gözetim altında tutmak, Alavi hareketlerini bastırmak, İmam’ın manevi otoritesinden faydalanarak kendi hilafetini meşrulaştırmak ve Horasan halkının gönlünü kazanmak. Buna karşılık bazı tarihi rivayetlerde Fazl b. Sehl’in bu planı hazırladığı, aslında bu yolla İran tahtına ulaşmayı hedeflediği belirtilir. Bununla birlikte birçok tarihçi, İmam Rıza’nın (a.s) siyasi bilgelik ve ilmi duruşu sayesinde Me’mun’un ve Fazl’ın hedeflerine ulaşamadıklarını ifade eder.

Me’mun’un emriyle İmam Rıza (a.s), 200 h.k yılının sonlarında Medine’den Horasan’a gitmek zorunda bırakıldı. Me’mun, yol güzergahını özellikle Şii nüfusun yoğun olduğu şehirlerden geçmeyecek şekilde belirledi. İmam Rıza (a.s), Nişabur’dan geçerken meşhur Silsiletü’z Zeheb hadisini rivayet etti. Me’mun, Ramazan ayında yani 201 h.k yılında, İmam’ın veliahtlık törenini resmen düzenledi. Bu törenin ardından halk ve devlet görevlileri İmam’a bey‘at ettiler. Me’mun’un emriyle hutbeler artık İmam Rıza’nın (a.s) adıyla okunmaya başlandı ve onun ismiyle paralar basıldı.

İmam’ın veliahtlığının ilan edilmesinden sonra, Ali b. Ebi İmran, Ebu Yunus ve Basra valisi gibi bazı şahıslar bu karara karşı çıktılar. Bağdat halkı da yönetimdeki nüfuzlarını kaybedecekleri endişesiyle isyan ederek İbrahim b. Mehdi’ye bey‘at etti. Şii kaynaklarına göre İmam Rıza (a.s), bu siyasi ortamı kendi lehine çevirmeyi başardı. O, bu fırsatı kullanarak Ehl-i Beyt’in (a.s) birçok ilmi ve dini öğretilerini halka ulaştırdı ve farklı mezheplerin önde gelen alimleriyle ilmi münazaralar yaptı. Bazı araştırmacılara göre, İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığı İran halkının Şiilik inancını tanımasına ve zamanla bu inancı benimsemesine zemin hazırlamıştır.

İmam Rıza’nın (a.s) Veliahtlığının İslam’daki Önemi

İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığı olayı, İslam tarihinin en tartışmalı meselelerinden biridir[1]. Bu konu hem siyasi yönden hem de kelami açıdan (yani veliahtlık teklifinin kabul edilmesinin imamların ismeti ile çelişip çelişmemesi bakımından)[2] önem arz etmektedir.[3] İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlık dönemi, onun siyasi hayatının en belirleyici safhası olarak kabul edilmiştir.[4]

Bazı araştırmacılara göre İmam Rıza (a.s) Me’mun’un hilafeti döneminin kritik şartlarında, veliahtlığı kabul ederek ve o dönemdeki faaliyetleriyle, toplumu dolaylı biçimde yönlendirmeyi başarmıştır. Zira o sıralarda Abbasi hilafeti ciddi bir siyasi karışıklık içindeydi; Alavilerin sürekli ayaklanmaları ve bazı sapkın fırkaların faaliyetleri toplumun çöküşünü hızlandırmıştı.[5]

Veliahtlık Teklifi

Ebu’l Ferec el-İsfahani’nin Mekatilü’t Talibiyyin adlı eserinde ve Şeyh Saduk’un Uyunü Ahbari’r Rıza (a.s) adlı kitabında aktarıldığına göre, İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığı Me’mun Abbasi’nin isteğiyle gerçekleşmiştir. Çünkü Me’mun, kardeşi Emin’e karşı galip geldiği takdirde hilafeti İmam Rıza’ya (a.s) devredeceğine dair yemin etmişti.[6] Emin’in öldürülmesi ve Me’mun’un hilafet tahtına oturmasının ardından, veziri Fazl b. Sehl ona Allah’a verdiği bu sözü hatırlattı ve Me’mun, gereğini yapmak için hazırlıklara başladı.[7]

Buna karşılık bazı kaynaklar, veliahtlık teklifinin bizzat Fazl b. Sehl tarafından gündeme getirildiğini bildirmektedir.[8] Tarihi rivayetlere göre Fazl, bu planla İmam Rıza’nın (a.s) ardından İran tahtına geçmeyi amaçlıyordu.[9] Rica b. Ebi Dahhak’ın — ki Fazl b. Sehl’in akrabalarındandı — İmam Rıza’yı Medine’den Merv’e götürmekle görevlendirilmesi, bazı devlet adamlarının Me’mun’u Fazl’ın planı hakkında uyarması ve diğer tarihi kayıtlar bu görüşün delilleri arasında sayılmıştır.[10]

Amaçlar

Bazı oryantalistler ile Hasan Emin gibi bazı Şii düşünürler ve tarihçiler, Me’mun’un İmam Rıza’yı (a.s) veliaht tayin etmesinde samimi olduğunu, bu işi tamamen ihlas ve doğrulukla yaptığını ileri sürmüşlerdir.[11] Ancak birçok araştırmacı, tarihçi ve İslam siyaset düşünürü, Me’mun’un bu kararının ardında derin siyasi hesaplar ve çok yönlü amaçlar bulunduğunu belirtmektedir. Bu görüşe göre Me’mun’un İmam Rıza’yı veliaht yapmadaki başlıca hedefleri şunlardır:

  • İmam’ın siyasi ve toplumsal nüfuzunu kontrol altına almak ve ondan gelebilecek tehlikeyi bertaraf etmek: Me’mun, Medine’deki İmam’ın etkili faaliyetlerinden ve Şii topluluklar üzerindeki nüfuzundan endişe duymaktaydı. Bu sebeple onu Merv’e çağırarak, görünüşte saygı ve ikramla fakat gerçekte bir tür siyasi denetim altında tutma amacıyla veliaht tayin etti. Böylece hem İmam’ın hareketlerini yakından izleyebilecek hem de onun toplum üzerindeki bağımsız etkisini sınırlayabilecekti.[12]
  • Alevilerin ayaklanmalarını bastırmak ve Abbasi yönetimine karşı oluşan tehditleri ortadan kaldırmak: Me’mun, İmam Rıza’yı veliaht ilan ederek Alevi hareketlerinin meşruiyet zeminini ortadan kaldırmayı başarmıştır. Tarihi kayıtlara göre, İmam’ın veliaht olmasından sonra yalnızca Yemen’de küçük bir kalkışma meydana gelmiş, o da kısa süre içinde bastırılmıştır. Böylelikle Me’mun, uzun süredir Abbasi iktidarını sarsan iç isyanlara son vermeyi hedeflemiştir.[13]
  • Şii halkın İmam’a olan bağlılığını zayıflatmak: Ebu Salt Herevi’nin (İmam Rıza’nın yakın sahabesi ve hizmetkarı) naklettiğine göre Me’mun, İmam’ı veliaht yaparak onu dünyaya meyilli, makam peşinde bir şahsiyet olarak tanıtmak istemiştir. Bu planla, Şiilerin gönlündeki yüce konumunu zedelemeyi ve onları manevi liderlerinden soğutmayı amaçlamıştır.[14]
  • Hilafetinin meşruiyetini güçlendirmek ve halkın gözünde dini bir meşruiyet kazanmak: Me’mun, İmam Rıza’nın Medine’deki davetleriyle geniş halk kitlelerini etkilediğini biliyordu. Bu nedenle İmam’ı veliaht yaparak, onun davet ve tebliğ faaliyetlerini kendi hilafetinin meşruiyetine hizmet eden bir unsur haline getirmeyi düşündü. Böylelikle hem İmam’ın haklılığı hem de kendi iktidarı birlikte meşru kabul edilecekti.[15]
  • Horasan halkının desteğini kazanmak: Abbasilerin başta Horasan olmak üzere doğu bölgelerinde uyguladığı baskıcı politikalar, halkın bu yönetimden soğumasına yol açmıştı.[16] Me’mun, Horasanlıların sevgisini kazanan İmam Rıza’yı veliaht yaparak, bölgedeki gerginliği azaltmak ve siyasi istikrarı yeniden tesis etmek istemiştir.[17]
  • Şii önderlerini ve taraftarlarını tespit etmek: Şii topluluklar uzun süre gizlilik içinde faaliyet gösteriyorlardı. Ancak İmam Rıza’nın veliaht olmasıyla birlikte bu gizlilik kısmen ortadan kalktı. Böylece Abbasi yönetimi, İmam’a bağlı kişileri tanıma ve izleme fırsatı buldu. Bu durum, ilerleyen yıllarda Şiilerin siyasi baskılara maruz kalmasına zemin hazırladı.[18]
  • Me’mun’un kendi itibarını ve siyasi gücünü artırmak: Abbasi hanedanı içinde Me’mun, annesinin cariye olması ve devletin önemli işlerini İranlı veziri Fazl bin Sehl’e bırakması sebebiyle küçümseniyordu. Bu nedenle Me’mun, İmam Rıza (a.s) gibi yüce bir şahsiyeti veliaht tayin ederek hem şahsi itibarını yükseltmek hem de Abbasi ailesi üzerindeki otoritesini pekiştirmek istemiştir.[19]

Bazı araştırmacılar, Me’mun’un bu siyasi hamlesi için başka amaçlar da zikretmişlerdir.[20] Şii tarihçi Seyyid Cafer Murtaza Amili, Me’mun’un devlet içindeki krizleri ve yönetim sorunlarını dikkate alarak İmam Rıza’yı veliaht seçmesinin, onun ileri görüşlülüğünü ve siyasi dehasını gösterdiğini belirtir.[21] Bununla birlikte, tarih kaynaklarına göre İmam Rıza’nın (a.s) kararlı tutumu, ilmi tartışmalardaki duruşu ve siyasi tavırları sayesinde Me’mun’un bu hedeflerine ulaşması mümkün olmamıştır. İmam, Me’mun’un planlarını tersine çevirerek İslam toplumuna hakikat ve adalet mesajını duyurmuştur.[22]

İmam Rıza’nın (a.s) Tutumu

Seyyid Cafer Murtaza amili’ye göre, İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlık teklifinden hoşnut olmadığına dair rivayetler tevatür derecesine ulaşmıştır.[23] İbn Şehraşub’un Menakıb adlı eserinde yer alan bilgilere göre, İmam Rıza (a.s) veliahtlığının sonuçsuz kalacağını önceden haber vermiştir.[24] Bu rivayete göre İmam, Me’mun ve Fazl bin Sehl’in huzurunda veliahtlık belgesini kendi el yazısıyla kaleme almış ve bu belgede, Cefr ile Cami‘anın içeriğinin kendi veliahtlığına aykırı olduğunu açıkça belirtmiştir.[25]

Veliahtlık teklifinden önce Me’mun, hilafeti tamamen İmam’a bırakmayı teklif etmişti; ancak İmam Rıza (a.s) bunu reddederek şöyle buyurdu: “Eğer hilafeti Allah sana vermişse, onu başkasına devretmen caiz değildir; eğer Allah sana vermemişse, o zaman sen nasıl olur da sana ait olmayan bir şeyi başkasına verirsin?”[26] Araştırmacılara göre İmam’ın (a.s) bu cevabı, Me’mun’un hilafetinin meşruiyetini temelden sarsmıştır.[27] Seyyid Ca‘fer Murtaza’ya göre Me’mun’un bu teklifi samimi değildi; asıl hedefi, hilafetini güçlendirmek ve halkın gözünde meşru görünmekti.[28] Fazl bin Sehl de Me’mun’un hilafeti kendinden alıp İmam’a vermek istemesine, İmam’ın da bunu kabul etmemesine şaşırmış ve “hilafet ne kadar da değersiz bir hale geldi” diyerek bu durumu hayretle karşılamıştır.[29]

Veliahtlık teklifi de başlangıçta İmam Rıza (a.s) tarafından kesin bir şekilde reddedilmiştir.[30] Bunun üzerine Me’mun, Ömer bin Hattab’ın altı kişilik şuraya yaptığı tehdidi hatırlatarak, karşı gelenleri öldüreceğini ima etmiş ve İmam’ı zorla veliahtlığı kabul etmeye mecbur bırakmıştır.[31] Böylece İmam Rıza (a.s) hayatını koruyabilmek için bu görevi kabul etmek zorunda kalmış, ancak açık bir şart koşmuştur: hiçbir yönetim işine müdahale etmeyecek ve devlet işlerinden tamamen uzak duracaktır.[32] Me’mun da bu şartı kabul etmiştir.[33] Reyyan bin Salt’ın aktardığına göre, İmam Rıza (a.s) bu görevi kabul etmemiş olsaydı, Me’mun onu öldürtecekti.[34]

İmam Rıza (a.s), Me’mun’un siyasi planını boşa çıkarmak için çeşitli tedbirler aldı ve farklı zamanlarda bu oyuna karşı direndi.[35] İmam’ın bu yöndeki uygulamaları arasında şunlar sayılabilir: Medine’den ayrılırken ailesine ağlamalarını emretmesi,[36] Peygamber’in (s.a.a) kabrine giderek onunla vedalaşması,[37] hiçbir idari işe karışmaması, devlet merkezini bir davet ve Şii öğretilerini yayma merkezine dönüştürmesi ve farklı din ve mezheplerin önde gelen alimleriyle ilmi münazaralar yapması.[38]

İmam Rıza’nın (a.s) Medine’den Merv’e Yolculuğu

Tarih-i Ya‘kubi’de bildirildiğine göre, Me’mun’un emriyle, Fazl bin Sehl’in akrabalarından olan Rica bin Ebi Zahhak, İmam Rıza’yı (a.s) Medine’den Horasan’a götürmekle görevlendirildi.[39] Ancak Şeyh Müfid’e göre Me’mun’un gönderdiği kişi isa Celudi idi.[40] Me’mun, İmam Rıza’nın (a.s) Merv’e gidişi için özel bir güzergah belirlemişti; çünkü onun Şii nüfusunun yoğun olduğu bölgelerden geçmesini istemiyor, İmam’ın etrafında toplanabilecek topluluklardan endişe ediyordu.[41] Özellikle İmam’ın Kufe üzerinden gitmemesini, bunun yerine Basra, Huzistan ve Fars üzerinden Nişabur’a ulaştırılmasını emretti.[42] Şii Atlası’nda verilen bilgiye göre yol güzergahı şu şekildeydi: Medine, Nakra, Hevsec, Nebac, Hafr Ebu Musa, Basra, Ahvaz, Behbehan, İstahr, Eberkuh, Dehşir (Feraşeh), Yezd, Haranak, Rıbat Puşt-i Bam, Nişabur, Kademgah, Dehserh, Tus, Serahs, Merv.[43] Kaynaklarda, İmam Rıza’nın (a.s) yolculuğunun 200 h.k yılının sonlarında başladığı ifade edilmektedir.[44] Bu uzun yolculuk sırasında meydana gelen en önemli ve en güvenilir olayın, Nişabur’da gerçekleştiği belirtilmiştir. Burada İmam Rıza (a.s), meşhur Silsiletü’z Zeheb hadisini rivayet etmiştir.[45]

Veliahtlık Merasimi

Me’mun’un emriyle basılan İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlık sikkesi. Sikkenin üzerinde Kufi yazıyla şu ifade yer almaktadır:
“Lillah, Muhammed Resulullah, el-Me’mun Halifetullah, mimma emere bihil-emir er-Rıza veliyyü ahdi’l müslimin Ali bin Musa bin Ali bin Ebi Talib, Zü’r Riyaseteyn.”

Me’mun, Ramazan’ın yedinci[46] ya da beşinci[47] veya ikinci günü[48] 201 h.k yılında halktan, İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığı için biat aldı. Ayrıca, Abbasiler’in simgesi olan siyah elbiseler yerine[49] halkı yeşil giyinmeye (ki yeşil renk Aleviler’in sembolüydü)[50] mecbur etti ve bu emrini ülkenin dört bir yanına duyurdu.[51]

Bundan sonra minberlerde İmam’ın (a.s) adıyla hutbeler okundu ve onun adına dinar ve dirhem sikkeleri basıldı.[52] Me’mun, kızını Ümmü Habib’i İmam Rıza (a.s) ile evlendirdi.[53] Bazı rivayetlere göre Me’mun, “Rıza” (yani “el-Rıza min Al-i Muhammed”, al-i Muhammed’den razı olunan kişi[54]) unvanını da ona verdi.[55] Ancak İmam Cevad’ın (a.s) rivayetine göre bu unvan, Allah Teala tarafından babasına verilmiştir.[56]

Me’mun, devlet görevlilerini, ordu komutanlarını, kadıları (hâkimleri) ve halkı bir araya getirerek İmam Rıza’ya (a.s) biat etmelerini istedi.[57] İmam (a.s), Hz. Peygamber’in (s.a.a) biat alma tarzına uyarak elini yüzünün hizasına kaldırdı; elinin tersi yüzüne dönük, avuç içi ise halka dönüktü.[58] Törenin ardından hatipler ve şairler konuşmalar yapıp şiirler okudular. Bunlardan biri de ünlü şair Di‘bel el-Huza‘i idi; İmam’a (a.s) sunduğu şiiri sebebiyle kendisine ödül verildi.[59] Me’mun, İmam’dan (a.s) halk için bir hutbe okumasını istedi ve İmam (a.s) da son derece kısa ama anlamlı bir hutbe irad etti.[60]

İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığına dair resmi belge, Me’mun’un el yazısıyla düzenlendi ve İmam (a.s) da belgenin arka yüzüne bazı ifadeler ekledi.[61] Ali bin isa el-Erbeli, Keşfü’l Gumme fi Ma‘rifeti’l Eimmeti adlı eserinde, 670 h.k yılında Me’mun’un ve İmam’ın (a.s) kendi el yazılarıyla yazılmış bu ahidnameyi bizzat gördüğünü ve kitabında aynen aktardığını bildirmektedir.[62]

İmam Rıza’nın Veliahtlığına Muhalif Olanlar

Tarihçi Ya‘kubi’nin aktardığına göre, İsmail b. Ca‘fer b. Süleyman, Basra valiliğine Me’mun tarafından atanmış olmasına rağmen, İmam Rıza’ya (a.s) biat etmeyi reddetti. Bunun üzerine Me’mun, onu cezalandırmak amacıyla İsa b. Yezid Celudi’yi onun üzerine gönderdi; ancak İsmail, Basra’dan kaçarak bölgeyi terk etti.[63] Ya‘kubi ayrıca, isa b. Yezid Celudi’nin Me’mun tarafından Mekke’ye gönderilerek, oradaki halka İmam Rıza’ya (a.s) biat ettirme göreviyle görevlendirildiğini de yazmıştır.[64] Celudi, yeşil kumaşlardan yapılmış elbiselerle Mekke’ye girdi ve halktan İmam Rıza’ya (a.s) bağlılık yemini (biat) aldı.[65]

Şeyh Saduk’un bildirdiğine göre ise, İsa Celudi ilerleyen zamanlarda İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığına karşı çıkan en sert muhaliflerden biri haline geldi. Me’mun, onun İmam Rıza’ya (a.s) biat etmeyi reddetmesi sebebiyle kendisini hapse attı.[66] Ayrıca Ali b. Ebi İmran ve Ebu Yunus da İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığına muhalefet eden kişiler arasında zikredilmiştir.[67]

Sonuçlar ve Etkiler

İmam Rıza’nın (a.s) veliaht tayin edilmesinin çeşitli siyasi, toplumsal ve dini sonuçları olmuştur. Bunlardan bazıları şu şekilde özetlenebilir:

  • Bağdat Halkının İsyanı: Bağdat halkı, kendi nüfuzlarının Abbasi yönetimi içerisinde zayıflayacağından endişe ettikleri için, İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığını kabul etmedi. Bunun üzerine halk, Me’mun’un görevlisini şehirden kovarak İbrahim b. Mehdi’ye biat etti ve onu kendi halifeleri ilan etti.[68]
  • Bazı Alevilerin Me’mun’a Biati: Her ne kadar İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığı tüm Alevi topluluklarını Me’mun’a yaklaştırmamış olsa da, bazı Alevi şahsiyetler Me’mun’un bu adımından memnun kaldılar ve onunla biat ilişkisine girdiler. Bu durum, Abbasi yönetimi ile bazı Alevi gruplar arasında geçici bir yumuşama meydana getirdi.[69]
  • İmam’ın Veliahtlıktan Yararlanması: İmam Rıza (a.s), Me’mun’un ısrarıyla kabul ettiği veliahtlık görevini, ilim ve tebliğ için bir fırsata dönüştürdü. Bu makam sayesinde, daha önce yalnızca yakın dost ve Şii talebelerine açıkladığı birçok ilahi bilgiyi artık halka açık bir şekilde anlattı. Ayrıca farklı mezheplerin alimleriyle geniş çaplı ilmi münazaralar gerçekleştirdi.[70]
  • İran’da Şiiliğin Yayılmasına Zemin Hazırlaması: Seyyid Ali Ekber Kureşi’nin Tefsir-i Ahsenu’l Hadis adlı eserinde belirttiği üzere, İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığı İran’da Şiiliğin kök salmasına önemli bir zemin hazırladı. Çünkü İmam’ın Horasan’a yerleşmesiyle birlikte birçok Alevi seyyid İran’a geldi ve burada Şii düşüncesinin yayılmasına öncülük etti.[71]
Seyyid Ğani İftihari’nin kaleme aldığı “İmam Rıza (a.s), Me’mun ve Veliahtlık Meselesi” adlı eser

Monografiler

İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlığı hakkında bağımsız olarak kaleme alınmış çeşitli araştırma eserleri bulunmaktadır. Bu çalışmalar, hem olayın siyasi ve tarihi boyutlarını hem de dönemin toplumsal atmosferini ele alır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • İmam Rıza (a.s), Me’mun ve Veliahtlık Meselesi – Seyyid Ğani İftihari:

Yazar, bu eserinde yalnızca İmam Rıza’nın (a.s) veliahtlık dönemini değil, aynı zamanda Beni Abbas hilafeti döneminde (özellikle Me’mun’dan önceki süreçte) hüküm süren siyasi ve toplumsal koşulları da ayrıntılı biçimde incelemiştir. [72] Eser, 1398 h.ş yılında Be-Neşr Yayınevi tarafından 152 sayfa halinde yayımlanmıştır.[73]

  • İmam Rıza’nın (a.s) Veliahtlığı – Muhammed Murtazavi:

Bu çalışmada müellif, Me’mun’un İmam Rıza’ya (a.s) veliahtlığı teklif etmesindeki gizli siyasi hedefleri ve İmam’ın bu olay karşısındaki tutumunu tarihi belgeler ışığında tahlil etmeye çalışmaktadır.[74] Eserin ikinci baskısı 1386 h.ş yılında İslami Araştırmalar Vakfı (Bunyad-ı Pejuheşha-yi İslami) tarafından 127 sayfa olarak yayımlanmıştır.[75]

  • İmam Rıza’nın (a.s) Hayatı ve Veliahtlığına Bir Bakış – Muhammed Ali Emini:

Üç bölümden oluşan bu kitapta, İmam Rıza’nın (a.s) hayatı, dönemin siyasi şartları ve veliahtlık sürecinin detayları ele alınmıştır. Toplam 130 sayfadan oluşan eserde yazar, olayların hem tarihi hem de manevi yönlerini değerlendirmektedir.[76] Kitap, Be-Neşr Yayınevi tarafından 1395 h.ş yılında neşredilmiştir.[77]


Kaynakça

  1. ed-Duri, el-Asru’l Abbasi el-evvel, 1997, s.161.
  2. es-Seyyid Murtaza, Tenzihe’l enbiya (a.s), 1377 h.ş, s.179; Şeyh Tusi, Telhisu’ş Şafi, 1382 h.ş, c.4, s.206.
  3. Bağistani, “er-Rıza, el-İmam (Veliahtlık)”, s.83.
  4. Ca‘feriyan, Hayat-ı fikri ve siyasi-yi İmaman-ı Şi‘e (a.s), 1381 h.ş, s.430; İftihari, İmam Rıza (a.s), Me’mun ve mevzu‘-ı veliahtlık, 1398 h.ş, s.104.
  5. Ekberi ve Berati, “İmam Rıza’nın (a.s) Abbasi Döneminde Dini Birlik ve İslami Dayanışmadaki Rolü”, s.45.
  6. Ebu’l Ferec el-İsfahani, Mekatilü’t Talibiyyin, Darü’l ma‘rifa, s.454; Şeyh Saduk, Uyunü ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.166.
  7. Beyhaki, Tarih-i Beyhaki, 1374 h.ş, c.3, s.190.
  8. Şeyh Saduk, Uyunü ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.165; ed-Duri, el-Asru’l Abbasi el-evvel, 1997, s.162.
  9. Cehşiyari, el-Vüzera ve’l küttab, 1408 h.k, s.203.
  10. ed-Duri, el-Asru’l Abbasi el-evvel, 1997, s.162.
  11. Fuzi, Buhus fi’t tarih el-‘Abbasi, 1977, s.135; Emin, er-Rıza ve’l Me’mun ve Vilayetü’l ‘Ahd, 1995, s.123-126.
  12. Şeyh Saduk, Uyun Ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.170.
  13. amili, el-Hayatü’s siyasiyye li’l İmam er-Rıza (a.s), 1403 h.k, s.226.
  14. Şeyh Saduk, Uyun Ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.239.
  15. Şeyh Saduk, Uyun Ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.170.
  16. Duri, el-‘Asrü’l ‘Abbasi el-evvel, 1997, s.162.
  17. Duri, el-‘Asrü’l ‘Abbasi el-evvel, 1997, s.163.
  18. Kurşi, Hayatü’l İmam er-Rıza (a.s), 1372 h.ş, c.2, s.283.
  19. Kurşi, Hayatü’l İmam er-Rıza (a.s), 1372 h.ş, c.2, s.282.
  20. amili, el-Hayatü’s siyasiyye li’l İmam er-Rıza (a.s), 1403 h.k, s.254-260.
  21. amili, el-Hayatü’s siyasiyye li’l İmam er-Rıza (a.s), 1403 h.k, s.207.
  22. İftihari, İmam Rıza (a.s), Me’mun ve Vilayetü’l ‘Ahd Meselesi, 1398 h.ş, s.104.
  23. amili, el-Hayatü’s siyasiyye li’l İmam er-Rıza (a.s), 1416 h.k, s.286.
  24. İbn Şehraşub, el-Menakıb, 1379 h.k, c.4, s.365.
  25. İbn Şehraşub, el-Menakıb, 1379 h.k, c.4, s.365.
  26. Şeyh Saduk, el-Emali, 1376 h.ş, s.69.
  27. Derahşeh, Hüseyni Faik, “Sire-i Siyasi-yi İmam Rıza (a.s) der Barkhord ba Hukumet-i Cevr”, s.21.
  28. amili, el-Hayatü’s siyasiyye li’l İmam er-Rıza (a.s), 1416 h.k, s.286.
  29. Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.260; Şeyh Saduk, Uyun Ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.141.
  30. Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.259.
  31. Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.259.
  32. Kuleyni, el-Kafi, 1407 h.k, c.1, s.489.
  33. Kuleyni, el-Kafi, 1407 h.k, c.1, s.489.
  34. Şeyh Saduk, ‘İlelü’ş Şerayi‘, 1385 h.ş, c.1, s.239.
  35. Emini, Negahi be Zendegi ve Velayet-i Ahdi-yi İmam Rıza (a.s), 1395 h.ş, s.102-103.
  36. Mes‘udi, İsbatü’l Vasiyye, 1426 h.k, s.211.
  37. Şeyh Saduk, Uyun Ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.217.
  38. Emini, Negahi be Zendegi ve Velayet-i Ahdi-yi İmam Rıza (a.s), 1395 h.ş, s.103-106.
  39. Ya‘kubi, Tarihu’l Ya‘kubi, Dar Sadir, c.2, s.448.
  40. Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.259.
  41. Mutahhari, Mecmu‘e-i asar, 1381 h.ş, c.18, s.124.
  42. Mutahhari, Mecmu‘e-i asar, 1381 h.ş, c.18, s.124.
  43. Ca‘feriyan, Atlasu’ş Şia, 2015, s.102.
  44. Nubih­ti, Fıraku’ş Şia, 1404 h.k, s.87; Eş‘ari Kummi, el-Makalat ve’l Fırak, 1360 h.ş, s.95.
  45. Fazlullah, Tahlili ez Zendegani-i İmam Rıza, 1377 h.ş, s.133.
  46. Ya‘kubi, Tarihu’l Ya‘kubi, Dar Sadir, c.2, s.448.
  47. Şeyh Saduk, Uyun Ahbari’r Rıza, 1378 h.k, c.2, s.245.
  48. Taberi, Tarihu’t Taberi, 1387 h.k, c.8, s.554.
  49. İrfan Menneş, Coğrafya-yi Tarihi-yi Hicret-i İmam Rıza, 1374 h.ş, s.168.
  50. İrfan Menneş, Coğrafya-yi Tarihi-yi Hicret-i İmam Rıza, 1374 h.ş, s.168.
  51. Ya‘kubi, Tarihu’l Ya‘kubi, Dar Sadir, c.2, s.448.
  52. Ya‘kubi, Tarihu’l Ya‘kubi, Dar Sadir, c.2, s.448.
  53. Şeyh Saduk, Uyun Ahbari’r Rıza, 1378 h.k, c.2, s.147.
  54. Mutahhari, Mecmu‘e-i asar, 1381 h.ş, c.18, s.122.
  55. Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.261; İbn Şehraşub, el-Menakıb, 1379 h.k, c.4, s.363.
  56. Şeyh Saduk, Uyun Ahbari’r Rıza, 1378 h.k, c.1, s.13.
  57. Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.261.
  58. Ebu’l Ferec el-İsfahani, Mekatilu’t Talibiyyin, Darü’l Ma‘rifet, s.455; Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.261.
  59. Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.263.
  60. Şeyh Müfid, el-İrşad, 1413 h.k, c.2, s.263.
  61. Erbeli, Keşfü’l Gumme, 1381 h.k, c.2, s.333.
  62. Erbeli, Keşfü’l Gumme, 1381 h.k, c.2, s.333.
  63. Ya‘kubi, Tarihu’l Ya‘kubi, Dar Sadır, c.2, s.448-449.
  64. Ya‘kubi, Tarihu’l Ya‘kubi, Dar Sadır, c.2, s.449.
  65. Ya‘kubi, Tarihu’l Ya‘kubi, Dar Sadır, c.2, s.449.
  66. Şeyh Saduk, Uyunu Ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.150.
  67. Şeyh Saduk, Uyunu Ahbari’r Rıza (a.s), 1378 h.k, c.2, s.150.
  68. Ya‘kubi, Tarihu’l Ya‘kubi, Dar Sadır, c.2, s.450.
  69. ed-Duri, el-‘Asru’l ‘Abbasi el-Evvel, 1997, s.163-164.
  70. Refii, Zindegani-yi İmam Rıza (a.s), Pejuheşgede-yi Tahkikat-ı İslami, s.198-199.
  71. Kureşi, Handan-ı Vahy, 1386 h.ş, s.585-586.
  72. İftihari, İmam Rıza (a.s), Me’mun ve Veliahtlık Meselesi, 1398 h.ş.
  73. İftihari, İmam Rıza (a.s), Me’mun ve Veliahtlık Meselesi, 1398 h.ş.
  74. Murtazavi, Veliahtlığı İmam Rıza (a.s), 1386 h.ş, s.9.
  75. Murtazavi, Veliahtlığı İmam Rıza (a.s), 1386 h.ş.
  76. Emini, Negahi be Zendegi ve Veliahti-yi İmam Rıza (a.s), 1395 h.ş.
  77. Emini, Negahi be Zendegi ve Veliahti-yi İmam Rıza (a.s), 1395 h.ş.

Bibliyografi

  • Eş‘arî Kummî, Sa‘d b. Abdullah, el-Makālât ve’l Fırek, Tahran, Şirket-i İntişârât-ı ‘İlmî ve Ferhengî, 1360 h.ş.
  • İbn Şehrâşûb, Muhammed b. Ali, Menâkıbu Âl-i Ebî Tâlib (a.s), Kum, Allâme, 1379 h.k.
  • Ebü’l Ferec el-İsfahânî, Ali b. Hüseyin, Mekâtîlu’t Tâlibiyyîn, Beyrut, Dârü’l Ma‘rifet, t.y.
  • Erbilî, Ali b. Îsâ, Keşfü’l Gumme fî Ma‘rifeti’l Eimme, Tebriz, Benî Hâşimî, 1381 h.k.
  • İftihârî, Seyyid Ğanî, İmam Rızâ (a.s), Me’mun ve Veliahtlık Meselesi, Meşhed, Be-Neşr, 1398 h.ş.
  • Ekberî, Emir ve Behnem Berâtî Deşt-i Biyâz, “İmam Rıza’nın (a.s) Abbâsî Döneminde Dinî Birlik ve İslâmî Dayanışmadaki Rolü”, Meşkat Dergisi, sayı 96–97, Sonbahar–Kış 1386 h.ş.
  • ed-Dûrî, Abdülazîz, el-‘Asru’l ‘Abbâsî el-Evvel, Beyrut, Dârü’t Talî‘a, 1997.
  • Emîn, Hasan, er-Rızâ ve’l Me’mûn ve Vilâyetü’l Ahd ve Safahât min’t Târîhi’l ‘Abbâsî, Beyrut, Dârü’l Cedîd, 1995.
  • Emînî, Muhammed Ali, İmam Rızâ’nın (a.s) Hayatı ve Veliahtlığına Bir Bakış, Meşhed, Be-Neşr, 1395 h.ş.
  • Bağistânî, İsmâil, “er-Rızâ, el-İmâm (Veliahtlık)”, Dâiretü’l Ma‘ârif-i Cihân-i İslâm, c.20, Tahran, Bonyâd-ı Dâiretü’l Ma‘ârif-i İslâmî, 1394 h.ş.
  • Beyhakî, Muhammed b. Hüseyin, Târîh-i Beyhakî, haz. Halil Hatîb Rahber, Tahran, Mehtâb, 1374 h.ş.
  • Ca‘feriyân, Resûl, Atlasü’ş Şîa, çev. Nasîr el-Ka‘bî ve Seyf Ali, Kum, Neşr-i Muvarrıh, 2015.
  • Ca‘feriyân, Resûl, Hayât-ı Fikrî ve Siyasî-yi İmâmân-ı Şî‘e, Kum, Ensâriyân, 1381 h.ş.
  • Ceşşiyârî, Muhammed b. Abdûs, el-Vüzerâ ve’l Küttâb, Beyrut, Dârü’l Fikr el-Hadîs, 1408 h.k.
  • Derahşe, Celâl ve Seyyid Muhammed Mehdî Hüseynî Fâik, “Zulüm Yönetimleri Karşısında İmam Rıza’nın (a.s) Siyasî Tutumu”, Ferheng-i Rızavî Dergisi, sayı 1, Bahar 1392 h.ş.
  • Refî‘î, Ali, Zindegânî-yi İmam Rızâ (a.s), Tahran, Pejûheşgede-yi Tahkîkât-ı İslâmî-yi Sepâh-i Pâsdârân, t.y.
  • Seyyid Murtazâ, Ali b. Hüseyin, Tenzîhü’l Enbiyâ (a.s), Kum, Dârü’ş Şerîf er-Rızî, 1377 h.ş.
  • Şeyh Sadûk, Muhammed b. Ali, el-Emâlî, Tahran, Ketâbçî, 1376 h.ş.
  • Şeyh Sadûk, Muhammed b. Ali, İlelü’ş Şerâyi‘, Kum, Kitâbfuruşî Dâverî, 1385 h.ş.
  • Şeyh Sadûk, Muhammed b. Ali, Uyûnu Ahbâri’r Rızâ (a.s), Tahran, Neşr-i Cihân, 1378 h.k.
  • Şeyh Tûsî, Muhammed b. Hasan, Telhîsu’ş Şâfî, Kum, Muhibbîn, 1382 h.k.
  • Şeyh Müfîd, Muhammed b. Muhammed b. Nu‘mân, el-İrşâd fî Ma‘rifeti Hucaci’llah ‘ale’l ‘İbâd, Kum, Sa‘îd b. Cübeyr, 1413 h.k.
  • Taberî, Muhammed b. Cerîr, Târîhu’t Taberî, Beyrut, Dârü’t Türâs, 1387 h.k.
  • Âmilî, Seyyid Ca‘fer Murtazâ, el-Hayâtü’s Siyâsiyye li’l İmâm er-Rızâ (a.s), Kum, Müessesetü’n Neşr el-İslâmî, 1403 h.k.
  • ‘Urfânmeş, Celîl, Cugrâfiyâ-yı Târîhî-yi Hicret-i İmam Rızâ (a.s) ez Medîne tâ Merv, Meşhed, Âstân-ı Kuds-i Rızavî, 1374 h.ş.
  • Fazlullah, Muhammed Cevâd, Tahlîlî ez Zindegânî-yi İmam Rızâ (a.s), çev. Muhammed Sâdık Ârif, Meşhed, Âstân-ı Kuds-i Rızavî, 1377 h.ş.
  • Fevzî, Fârûk ‘Umer, Buhûs fî’t Târîhi’l ‘Abbâsî, Beyrut, Dârü’l Kalem, 1977.
  • Kureşî, Bâkır Şerîf, Hayâtü’l İmâm er-Rızâ (a.s), Kum, Sa‘îd b. Cübeyr, 1372 h.k.
  • Kureşî, Ali Ekber, Hândân-ı Vahy, Tahran, Dârü’l Kütüb el-İslâmiyye, 1386 h.ş.
  • Kuleynî, Muhammed b. Ya‘kûb, el-Kâfî, Tahran, İslâmiyye, 1407 h.k.
  • Murtazavî, Veliahtlığı İmam Rızâ (a.s), Meşhed, Bonyâd-ı Pejûheşhâ-yi İslâmî, 1386 h.ş.
  • Mes‘ûdî, Ali b. Hüseyin, İsbâtü’l Vasiyye, Kum, Ensâriyân, 1426 h.k.
  • Mutahharî, Murtazâ, Mecmû‘e-i Âsâr, Tahran, Neşr-i Sadrâ, 1381 h.ş.
  • Nûbahtî, Hasan b. Mûsâ, Fıraku’ş Şîa, Beyrut, Dârü’l Edvâ’, 1404 h.k.
  • Ya‘kûbî, Ahmed b. Ebî Ya‘kûb, Târîhu’l Ya‘kûbî, Beyrut, Dâr Sâdır, t.y.