Sahih-i Buhari (kitap)

Öncelik: b, kalite: c
resimsiz
infobox'siz
navbox'siz
wikishia sitesinden
(SAHİHİ BUHARİ sayfasından yönlendirildi)


}}

Sahih-i Buhari
Kitap hakkında bilgiler
Kitap ismiSahih- Buhari
YazarMuhammed bin İsmail Buhari
KonuRivayet
DiliArapça


Sahih-i Buhari (Arapça: صحيح البخاري), Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail Buhari (h. 194-256) tarafından yazılan Ehlisünnet’in en önemli hadis kitaplarından biridir. Ehlisünnetin sahih olarak kabul ettiği Kütüb-i Sitte’nin ilki olan Sahih-i Buhari’nin asıl adı “el-Camiu’l-Musnedu’s-Sahihu’l-Muhtasar min Umuri Resulullahi ve Sunenuhu ve Ayyamuhu”dur.

“Sahih-i Buhari” kitabı, 97 kitap ve 3450 babdan oluşmaktadır. İbn-i Salah’ın dediğine göre, tekrarları ile birlikte nakledilen rivayet sayısı 7275’tir ve tekrarları çıkarıldıktan sonraki hadis sayısı ise, 4000 kadardır.

Buharalı Fars bir muhaddis olan Buhari, kendi asrındaki hadis külliyatlarının yaygın olarak sahih ve sahih olmayan hadislerle karışık olduğundan, sahih hadislerin yer aldığı bir hadis kitabı yazmaya karar verdiğini belirtmiştir. Buhari’yi bu işe teşvik edip, yönlendiren “İbn-i Raheveyh” diye bilinen “İshak b. İbrahim Hanzali” adındaki hocasıdır.[1]

Buhari, hicretin 194. yılında günümüzde Özbekistan’ın Buhara kenti olan İran topraklarında dünyaya geldi. Hicretin 256. yılında Semerkant yakınlarında “Hartenk” adlı bir köyde vefat etti. Genç yaşta kaybettiği babası, o zamanın hadis bilginlerinden İsmail b. İbrahim’dir. Buhari, verdiği fetvalardan dolayı dört kez Buhara’dan kovulmuştur. Bir keresinde, iki çocuğun bir koyundan süt emmesi durumunda aralarında mahremiyet oluşacağına dair verdiği fetva neden olmuştur. Verdiği bu fetvadan dolayı halkın ve şehir âlimlerinin ona karşı ayaklanmasından dolayı şehirden kovulmuştur.[2]

Buhara şehrinden kovulmasına bir kez de Kur’an hakkındaki görüşü neden olmuştur. O dönemin büyük Sünni âlimlerinden Muhammed b. Yahya ez-Zuhli, ilk önce onu Nişabur’dan kovmuş ve ardından Buhara Emirinden Buhara’dan da kovması için istekte bulunmuştur. Bu büyük Sünni âlimi, Buhari hakkında şöyle demiştir: “Bundan sonra (verdiği yanlış fetvalardan dolayı) her kim Muhammed b. İsmail Buhari’ye doğru giderse, onu itham ediniz.”[3]

Buhari’nin dedesi (Muğeyre), Buhara hâkiminin etkisiyle Müslüman olmuş ve orada sükûnet etmiştir. 16 yaşında Mekke’ye gitmiş ve hadis ilimlerini öğrenmeye koyulmuştur. Hadisleri toplamak için Mısır’a ve oradan da başka İslam ülkelerine gitmiştir. Buhara’ya döndüğünde kendisiyle 600 bin hadis getirmiş ve bunlardan yalnızca 7275 hadisi güvenilir bulmuş ve meşhur “Sahih-i Buhari” kitabında bu hadislere yer vermiştir.

Kitabın Özellikleri

En Önemli Hadis Kitapları
ŞİA
(Kutub-u Erbaa)
el-KafiMen La Yahduruhu'l FakihTehzibu'l-Ahkamİstibsar
Sünni
(Kütüb-i Sitte)
Sahih-i BuhariSahih-i MüslimSünen-i NesaiSünen-i TirmiziSünen-i Ebu DavudSünen-i İbn Mace


Buhari, kitabını 16 yılda bitirmiştir. Kitapta topladığı 600 bin hadisten seçtiği hadislere yer vermiştir.[4] Bu kitap, Ehlisünnet Müslümanlarının hadis külliyatı kitaplarından biridir. Kitapta inanç ve fıkıh konularındaki hadislere yer verilmiştir.

“Sahih-i Buhari” kitabı, 97 kitap ve 3450 babdan oluşmaktadır. İbn-i Salah ve Nevevi’nin dediğine göre tekrarları ile birlikte nakledilen rivayet sayısı 7275’dir ve tekrarları çıkarıldıktan sonraki hadis sayısı ise, 4000 kadardır. Ancak İbn-i Hacer’e göre hadis sayısı 2761’dir.[5]

Tekrarları eklendiğinde sayı değişmektedir. Örneğin Firebri’nin rivayeti, İbrahim b. Mukil Nesefi’nin rivayetinden üç yüz hadis daha çok ve yine Nesefi’nin rivayeti, Hammad b. Şakir Nesevi’nin rivayetinden yüz adet daha azdır.[6]

Buhari’nin Şartı

Buhari, sahih hadisi seçmek için kendince bazı kriterlere yer vermiştir ki bunlar “Buhari’nin şartı” diye maruftur. O şartlardan biri, rivayeti nakleden kişilerin naklettiği hadisin meşhur bir sahabeye ulaşıncaya kadarki silsilesinde yer alan her bir ravinin güvenirliğinin büyük muhaddislerce teyit edilmesi ve senedinin muttasıl ve maktu (kesintisiz) olmama şartıdır.[7] Bu esasa göre Buhari, sahih hadisi seçmek için senedinin muttasıl olması, sağlamlık ve ricalin güvenirliği ve ayrıca hadisin metin ve senedinde bir sorunun olmamasına dikkat etmekteydi. İbn-i Hacer’in[8] konuşmalarından anlaşıldığı kadarıyla hadislerin kategorilere ayrılmasında mezkûr şartı, tüm hadislerde uygulamamış ve kendi koyduğu şarta mutabık olmadığı halde, bazı hadislere farklı tabir ve lafızlarla yer vermiştir.[9]

Buhari, çok sayıdaki hadise kendi koyduğu şarta mutabık olmasına ragmen, sırf kendi mezhebine uymadığı için yer vermemiştir. Ünlü Sünni âlim Hâkim Nişaburi, “el-Müstedrek ale’s-Sahiheyn” adlı eserinde Buhari ve Müslim’in şartlarına mutabık olmasına ragmen, kitaplarında yer vermedikleri hadisleri bir araya getirmek için uğraşmıştır.

Bölümlere Ayrılması

Sahih-i Buhari, daha çok fıkıh kitapları esasına göre bölümlere ayrılmıştır; ancak onda farklı bazı konu ve bablar da bulunmaktadır. Örneğin yaratılışın başlangıcı, cennet, cehennem, peygamberler ve bilhassa Hz. Resul-ü Kibriya Efendimiz ve Kur’an tefsiri.

Bu kitabın özelliklerinden biri de babların isim ve unvanıdır. Bunlar, Buhari’nin bir çeşit hadislerden çıkarımları ve istinbatlarını beyan etmektedir.[10] Bu unvanlar daha çok tefsir, müşkül ve mücmel (anlamı tam olarak belli olmayan) hadislerin açıklama ve tevili için kullanıldığından, Buhari’nin fıkhından sayılmıştır.[11] Buhari, bu kitabında bir muhaddisten öte, bir fakih olarak belirmiş ve bu sebeple bazı hadisleri babına münasip olarak takti (kesmiş) veya tekrarlamış ve onunla birlikte fıkhi noktalara, hükümlere ve ayet-i ahkâma yer vermiştir. Ve hatta kitabın bazı bablarında hiçbir ayet ve hadise yer vermemiştir. Bu da o konuda koymuş olduğu şartlarda sahih bir hadisin olmadığına delalet etmektedir.[12]

Muallak Hadisler

Sahih-i Buhari’nin özelliklerinden biri de onda “muallak” hadislerin olmasıdır. Talikten maksat, hadis senedinin başından bir veya birkaç kişinin silinmesi ve zikredilmemesidir.

İbn-i Hacer, mevkuf hadisler (Hz. Resulullah’a (s.a.a) dayandırılmadan sahabelerden birinden hadis nakledilmesi) hakkında şöyle demektedir: Buhari, sahabe, tabiin ve müfessirlerin fetva ve görüşleriyle karışık bu hadisleri, hakkında fikir ayrılıkları olan yerlerde kendi görüşünü kabul ettirmek için getirmiştir. Hatta zikrettiği bu hadisler, kendi şartına uymasa dahi bu hadisleri getirmiştir.

Dolayısıyla bu kitabın tedvin edilmesinin ana nedeni, Buhari’ye göre sahih ve geçerli belgelere dayalı olan (elbette kendi mezhebine uyması şartı ile) hadisleri bir araya getirmektir. Hadislerdeki belirsiz noktaların tefsir edilmesi ve delil getirmek gibi nedenlerden bazı hadisler muallak ve mevkuf olarak nakledilmiştir.[13] İbn-i Hacer, “Taliku’t-Talik” adlı eserinde Sahih-i Buhari’de muallak olarak zikredilen merfu ve mevkuf hadisleri, Buhari’nin diğer eserlerinden veya başkalarının görüşlerinden yararlanarak, bu hadislerin tekmil edilmesine çalışmıştır.[14]

Ehlisünnet İçin Yeri

Buhari, kitabını tamamladıktan sonra, Ahmed b. Hambel, Ali b. Medyeni ve Yahya b. Muin gibi Ehlisünnetin hadis bilginleri ve âlimlerine sunmuş; onlar da dört hadis dışındaki tüm hadislerin sıhhat ve doğruluğuna tanıklık etmişlerdir.[15]

Sahihi Buhari’nin Ehlisünnet yanında önem ve özel bir itibarı vardır. Ehlisünnet, Kur’an’dan sonraki en sahih kitabın “Sahih-i Buhari” ve ondan sonra “Sahih-i Müslim” olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.[16] Tüm bunlara rağmen İmam Şafii ve başkaları en sahih kitabın Malik b. Enes’in kitabı “el-Muvatta” olduğu görüşündedir. Muvatta’yı “birinci asıl”, Sahih-i Buhari’yi “ikinci asıl” olarak adlandırmışlardır. İbn-i Hacer[17], ‘Şafii, Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim bilinmeden önce bu sözü söylemiştir’ diye, Şafii’nin sözünü gerekçelendirmeye çalışmıştır. Her ne olursa olsun, Sünniler nezdinde Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim’den daha tanınan bir kitap yoktur. Öyle ki hatta bazıları Buhari hakkında o kadar ileri gitmişlerdir ki haddi aşarak Kur’an’la aynı ayarda görmüşlerdir.[18] Vecdi[19], bazıları göklerin bereket ve hayır yağdırması için Kur’an gibi okunması için bazılarına paralar dağıtıldığını nakletmiştir. Sünniler tarafından Sahih-i Buhari’ye yazılan açıklama ve dipnotlar bu kitaba ne kadar çok önem verildiğinin bir başka kanıtıdır.

Buhari’ye Yazılan Şerhler

Sahih-i Buhari’nin mukaddimesine göre, şu ana kadar bu kitaba 59 şerh (tam veya eksik) yazılmıştır. Bunlardan 11 tanesi basılarak yayınlanmıştır. Buna ilaveten, 29 kişi bu kitaba dipnot, 16 kişi mukaddime yazmış ve 15 kişi ise, kitabı hülasa etmiştir. Bu kitap, çeşitli dillere tercüme edilmiştir. Bu kitaba yazılan en meşhur şerhler şunlardır:

  1. “İ’lamu’s-Sünen” adıyla bilinen, İmam Ebu Süleyman Ahmed b. Muhammed b. İbrahim b. Hattab el-Bestani’nin (ö. 338) yazdığı şerh.[20]
  2. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, telif: Hafız Şehabaddin İbn-i Hacer Askalani (ö. 852). Bu kitap hadis bilginleri tarafından Sahih-i Buhari’ye yazılmış en üstün şerh olarak kabul edilmiştir.[21]
  3. Umdetu’l-Gari fi Şerhi’l-Buhari, telif: Mahmut b. Ahmed Ayni (ö. 855).
  4. İrşadu’s-Sari fi Şerhi Buhari, telif: Ahmed b. Muhammed b. Ebu Bekir Kastalani (ö. 923).

Önemli Noktalar

Sahih-i Buhari’ye, o kadar çok kutsiyet verilmiştir ki sıhhati konusunda çok az kişi ona eleştiri yöneltebilmiş ve senet ve ravileri konusunda çok az kişi ona kuşkuyla yaklaşabilmiştir. Hatta o kadar ileri gidilmiştir ki Ebu’l-Hasan Mukaddesi’nin dediğine göre, Sahiheyn (Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim) hadislerini nakleden ravilerinin her biri, her türlü ayıp, eksiklik ve eleştiriden uzaktır.[22] Bundan dolayı bir çok hafız, Sahih-i Buhari’deki hadislerin tamamını düşünmeden kabul etmiş ve hatta onda bulunan hadislere kâmil bir teslimiyetle inanmanın imanın şartı ve İslam’ın erkânından bilmektedir.[23] Zehebi, bazı hadisleri zikrederken şöyle demektedir: “Sahih-i Buhari’nin heybeti olmasaydı, bu hadislerin uydurma olduğunu derdim.”[24] İmamu’l-Harameyn’in dediğine göre eğer bir kişi Sahiheyn’deki (Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim) hadislerin tamamının sahih ve Hz. Resulullah’ın (s.a.a) sözüyle mutabık olduğuna dair yemin edecek olursa, yemini doğrudur ve kefareti yoktur.[25]

Bunlara rağmen Hafız Darkutni gibi bazı ehlisünnet bilginleri, ona yönelik eleştirilerde bulunmuş ve ondaki hadislerin en sahih hadisler olduğu görüşünü eleştiriye açmıştır.[26] İbn-i Hacer’in naklettiğine göre Haffaz, Sahiheyn’deki 110 hadisi eleştirmiştir. Bunlardan 32’sini her ikisi ve 78’ini ise, yalnızca Buhari nakletmiştir. Yine Sahih-i Buhari’nin seksen kadar hadis ricalinin itimat edilmeyecek kişiler olduğu belirtilmiştir.[27] Elbette Muhammed Reşit Rıza’ya göre, bu kitaptaki eleştirilen hadislerin sayısı bundan daha çoktur.[28] Darkutni’nin eleştirilerinin büyük bir bölümü dâhil bu eleştirilerin önemli bir bölümünü Buhari’nin rical esnadı oluşturmaktadır.

Ehlibeyt İmamları (a.s) ve Ashaplarından Hadis Nakletmemesi

Buhari, Ehlibeyt (aleyhimu’s-Selam) İmamlarından İmam Hadi (a.s) ve İmam Hasan Askeri (a.s) ile aynı asırda yaşamıştır. Ancak buna rağmen kitabında 12 İmamdan olan Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) bu iki evladının hatta bir hadisine bile yer vermemiştir. Buhari’nin taassubu o kadar çok şiddetli idi ki hatta Ehlibeyt İmamlarının (a.s) evlatlarından ve ashabından dahi hadis nakletmemiştir! Oysa onların arasında çok büyük âlimler ve muhaddisler bulunmaktaydı. Buna rağmen bildiği halde Ehlibeyte (a.s) düşmanlıklarıyla ünlü Haricîlerden çok sayıda hadis nakletmiştir.

Buhari, hadisleri naklederken belirttiği şartına uyması gerekirken, hadisleri sırf Şia (Ehlibeyt) İmamları (a.s) veya onların ashabından bazıları onların arasında olduğu gerekçesiyle, nakletmemiştir. Ehlibeyt İmamlarından (a.s) yalnızca Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s), Hz. İmam Hasan (a.s), Hz. Seccad (a.s) ve Hz. Bakır’dan (a.s) birkaç hadis nakletmiştir! Elbette buna karşın, Ehlibeyte (a.s) düşmanlıkları ile ünlü İkrime, İmran b. Hattan ve Urve gibi harici ve nasibilerden hadisler nakletmiştir. Oysa bir çok Ehlisünnet muhaddis ve alimi bile onları cerh etmiş ve zayıf bilmişlerdir.[29]-[30]-[31]-[32]

Bundan daha ilginç olanı, İmam Seccad’dan (a.s) naklettiği sözde hadis, masumluğuna dair Kur’an ayetlerinin olduğu dedesi Müminlerin Emiri Hz. Ali’yi (a.s) suçlayan bir hadistir!![33]

Buhari, Hz. Resul-ü Kibriya Efendimizi (s.a.a) üç yıldan daha az bir süre idrak eden Ebu Hureyre’den 426 hadis, Ömer’in oğlu Abdullah’tan 270 hadis, Ebu Bekir’in kızı Ayşe’den 242 hadis, Ebu Musa Eş’eri’den 57 hadis, Enes İbn-i Malik’ten 200’ün üzerinde hadis nakletmiştir. Ancak Peygamber Efendimizin buyruğuyla “ilmin şehri” olan, İslam dininin geldiği ilk günden itibaren Hz. Resulullah’ın (s.a.a) hep yanında yer alan ve Kur’an’ın tabiriyle Hz. Peygamberin (s.a.a) nefsi olan Hz. Ali’den (a.s) yalnızca 19 hadis nakletmiştir!! Yine Kur’an ve hadislerle masumluğu sabit olan Peygamber Efendimizin biricik kızı, dünya kadınlarının efendisi Hz. Fatıma’dan (selamullahi aleyha) yalnızca 1 hadis nakletmiştir!![34]

Takti ve Çok Sayıdaki Hadisin Tekrar Edilmesi

Sahih-i Buhari’nin zayıflığına delalet ettiği söylenen diğer özelliklerinden birisi de bir çok hadisin takti (kesintili) veya tekrar edilmesidir. İbn-i Hacer Askalani’nin yazdığına göre[35] Ebu Ali Nişaburi ve bazı Mağrip ulemalarının Sahih-i Müslim’i Sahih-i Buhari’ye tercih etmelerinin nedeni bu ve ayrıca Müslim’in hadis lafızlarının zapt edilmesindeki dikkatidir. Zira Müslim, hadisleri takti etmemiştir.[36]

Hadislerin Lafızlarını Nakletmedeki Özensizliği

Buhari, hadislerin lafızlarını nakletmeye özen göstermemiştir ve bazı yerlerde hadisleri lafzıyla değil, manasıyla nakletmiştir.[37] Ebu Reyye’nin bu konuda naklettiği rivayetler, Buhari’nin, hadis toplantılarında hadisleri yazmadığını ve kendi hafızasına dayanarak kaydettiğini ortaya koymaktadır. İbn-i Hacer’den naklettiğine göre, Buhari bazen bir hadisi bir senedi olmasına ragmen, iki farklı lafız ve kalıpla nakletmiştir.[38]

Bazı Hadis Metinlerinin Sahih Olmaması

Sahih-i Buhari’de bulunan bazı hadisler, metin sıhhati açısından eleştirilerek tenkit edilmiş ve zayıflığına vurgu yapılmıştır. Muhammed Reşit Rıza’nın[39] naklettiğine göre, bu kitaptaki çok sayıdaki hadisin mefhum ve anlamında sorunlar vardır ve ayrıca hadisler arasında çelişkiler olduğu göze çarpmaktadır. İbn-i Hacer, bu sorunları gidermek için uğraşmasına rağmen, ileri sürdüğü gerekçeler kabul görmemiştir. Onun dediğine göre, her ne kadar müsnet hadisler arasında uydurma hadislerin varlığı kitaba bir sorun teşkil etmese de içinde bulunan bazı hadislerin bazı karinelerle uydurma olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin Cessas ve Şeyh Muhammed Abduh’un reddettiği Hz. Peygamber Efendimize (s.a.a) büyü yapıldığı ve bunun gibi bazı hadisler. Şafilerden ve öteki bazı Ehlisünnet mensuplarından bazıları, İbn-i Cevzi’nin “el-İntisar” kitabı gibi kitaplarda zikredilen Sahiheyn’deki hadislerin bazılarının istinat edilemeyeceğine inanmaktadırlar.[40]

Sahih-i Buhari’deki Bazı Hadisler

Her ne kadar Sahih-i Buhari, Ehlisünnet mezhebi mensuplarının ekserisi yanında Kur’an’dan sonraki en muteber kitap olarak bilinse de içinde barındırdığı bazı hadislerin savunulur bir tarafı yoktur. Örneğin:

  • Hz. Peygamberden (s.a.a) naklettiği bir hadis şöyledir: “Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır.”[Not 1][41]
  • Hz. Resulullah (s.a.a), başlangıçta nübüvvetine inanmamaktaydı! Oysa bir Hristiyan olan Veraka b. Nufel, ona peygamber olduğunu söyledikten sonra inanmaya başlamıştır![42]
  • Peygamber bazı ayetleri unutmuş ve Kur’an’dan bazı ayetlere yer vermemiştir, ta ki Müslümanlardan birisi ayetleri kıraat ettikten sonra o ayetleri hatırlamıştır.[43]
  • Kıyamet günü Hz. İbrahim’den (a.s) şefaat talebinde bulunulacak ama o, “Ben üç kez yalan konuştum!! Şefaat için başka birisinin yanına gidin” diyecektir.[44]
  • Zina ettiği gerekçesiyle bir maymunu recmetmişlerdir.[45]
  • Allah-u Teâlâ, Hz. Musa’nın (a.s) ruhunu kabzetmek için ölüm meleğini göndermiş, ancak Hz. Musa (a.s) meleğin yüzüne tokatla vurmuştur![Not 2][46]
  • Bir karınca, peygamberlerden birini ısırmış ve o peygamber de bu yüzden tüm karıncaların yakılmasını emretmiştir. Allah ise bu işinden dolayı o peygamberi kınamıştır.[Not 3][47] Sünen-i Tirmizi’de o peygamberin Hz. Musa (a.s) olduğu belirtilmiştir.
  • Buhari, Tefsir ve Canaiz kitabında bir hadis nakletmiştir. Hadisin içeriği şu şekildedir: Abdullah b. Ubey dünyadan göçtüğünde, oğlu Hz. Resulullah’ın (s.a.a) yanına gelerek Efendimizden babasına namaz kıldırmasını istemiştir. Ömer, Hz. Peygamber Efendimize (s.a.a) “Neden bu kişiye namaz kılıyorsun?” diye itiraz etmiştir. Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle cevap vermiştir: “Allah, beni konuda serbest bırakmış ve şöyle buyurmuştur: “(Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek.” (Tövbe, 80) bu esnada şu ayet nazil olmuştur: “Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla namaz kılma; onun kabri başında da durma!” Buhari’nin naklettiği bu hadis gereği, Allah, kainatın efendisi en üstün peygamberini, Ömer karşısında yenilgiye uğratmış ve mahcup etmiştir!! Buhari bu hadisi kitabının birkaç yerinde zikretmiştir. Budan dolayı, Ebu Bekir Bakilani, İmamu’l-Haremeyn Cuveyni, Ebu Hamid Gazali, İmam Davudi gibi bazı Ehlisünnet alimleri, hadisin senedini tenkit ederek, hadisin batıl olduğunu tasrih etmişlerdir.[48]-[49]

Ayrıca Bakınız

Dosya:Şiiler Neden Sahihi Buhari’ye İtimat Etmemekte Ve Hadis Nakletmemektedirler..pdf

Kaynakça

  1. Hatib-i Bağdadi, c. 2, s. 8; İbn-i Hacer Askalani, s. 5.
  2. El-Mebsut, c. 5, s. 139, Kitabu’n-Nikah, bab: Rıza.
  3. Seyr-i İ’lamu’n-Nubela, c. 10, s. 113.
  4. Fethu’l-Bari s. 490.
  5. Fethu’l-Bari s. 465, 478.
  6. Haci Halife, c. 1, sütun: 545.
  7. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 7.
  8. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 6.
  9. Fethu’l-Bari Şerh- Sahih-i Buhari, s. 346.
  10. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 6.
  11. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 11.
  12. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 6.
  13. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 6, 344, 345.
  14. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 1771.
  15. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 491.
  16. Hacı Halife, c. 1, sütun: 541; Kastalani, c. 1, s. 19; İbn-i Hacer Heytemi, s. 9; Nevevi, c. 1, s. 120.
  17. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 8.
  18. Haydar, c. 1, cüz, 1, s. 78.
  19. Vecdi, c. 3, s. 482.
  20. Keşfu’z-Zunun an Esami’l-Kutub ve’l-Funun, c. 1, sütun: 545.
  21. Bkz. Salih, s. 397.
  22. Kastalani, c. 1, s. 21.
  23. Ebu Reyye, s. 305.
  24. İbn-i Hacer Askalani, c. 8, s. 146.
  25. Nevevi, c. 1, s. 127.
  26. Ebu Reyye, s. 312, 313.
  27. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 9.
  28. Tefsir-i Menar, c. 10, s. 671.
  29. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 424, 432.
  30. El-İsabet fi Temyizi’s-Sahabe, c. 3, s. 178, 180.
  31. Şerh-i Nehcü’l-Belağa İbn-i Ebi’l-Hadid, c. 5, s. 93.
  32. Ravzatu’l-Cennat Hansari, c. 7, s. 279, 280.
  33. Sahih-i Buhari, bab fi el-İradet ve’l-Meşiyyet, c. 9, s. 137.
  34. İlm-i Hadis, s. 352, 353.
  35. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 10.
  36. Fethu’l-Bari Şerh-i Sahih-i Buhari, s. 12, 13.
  37. Ebu Reyye, s. 300.
  38. Ebu Reyye, s. 300.
  39. Ebu Reyye, s. 302, el-Menar’dan naklen.
  40. Ebu Reyye, s. 306.
  41. Buhari, c. 7, s. 140.
  42. Sahih-i Buhari, bab Kane Bedu’l-Vahy, c. 1, s. 7.
  43. Sahih-i Buhari, bab ve Kavlullah ve Salli Aleyhim, c. 8, s. 84.
  44. Sahih-i Buhari, bab Zürriyet min Hamline Mea Nuh, c. 6, s. 84.
  45. Sahih-i Buhari, c. 4, s. 238, bab Bünyanı’l-Kabe, bab el-Kasamet fi Cahiliyet.
  46. Buhari, bab İza Harke’l-Müşrik, c. 4, s. 62.
  47. Sahih-i Buhari, bab İza Herke’l-Müşrik, c. 4, s. 62.
  48. Fethu’l-Bari, 8/255, 256.
  49. Umdetu’l-Gari, 18/274.
  1. إِذَا وَقَعَ الذُّبَابُ فِی إِنَاءِ أَحَدِکمْ فَلْیغْمِسْهُ کلَّهُ، ثُمَّ لِیطْرَحْهُ، فَإِنَّ فِی أَحَدِ جَنَاحَیهِ شِفَاءً، وَفِی الآخَرِ دَاءً,
  2. أُرْسِلَ مَلَک المَوْتِ إِلَی مُوسَی عَلَیهِمَا السَّلاَمُ، فَلَمَّا جَاءَهُ صَکهُ، فَرَجَعَ إِلَی رَبِّهِ,
  3. قَرَصَتْ نَمْلَةٌ نَبِیا مِنَ الأَنْبِیاءِ، فَأَمَرَ بِقَرْیةِ النَّمْلِ، فَأُحْرِقَتْ، فَأَوْحَی اللَّهُ إِلَیهِ: أَنْ قَرَصَتْک نَمْلَةٌ أَحْرَقْتَ أُمَّةً مِنَ الأُمَمِ تُسَبِّحُ,

Bibliyografi

  • Kur’an-ı Kerim.
  • İbn-i Ebi’l-Hadid, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, Muhammed Ebu’l-Fazl İbrahim baskısı, Beyrut, 1965 m.
  • İbn-i Ebi Ye’la, Tabakatu’l-Hanabile, Beyrut.
  • İbn-i Teymiye, Minhacu’s-Sünnet, Mısır, 1331.
  • İbn-i Hacer Heytemi, es-Savaiku’l-Muhrike, Abdulvehhab Abdullatif baskısı, Kahire, 1965.
  • İbn-i Hacer Askalani, el-İsabet fi Temiyizi’s-Sahabe, Mısır, 1328.
  • İbn-i Hacer Askalani, Tehzibu’t-Tehzib, Beyrut, 1984.
  • İbn-i Hacer Askalani, Fethu’l-Bari Şerh-i Sahihi’l-Buhari, Beyrut, 1988.
  • İbn-i Haldun, Mukaddime İbn-i Haldun, Bağdat.
  • İbn-i Hallekan, Vefayatu’l-A’yan, Kum, 1364 h.ş.
  • İbn-i Şehraşub, el-Menakib Al-i Ebu Talib, Beyrut, 1405.
  • İbn-i İmad, Şezaratu’-Zeheb fi Ahbari min Zeheb, Beyrut.
  • Ahmed b. Ali Hatib Bağdadi, Tarih-i Bağdad, Beyrut.
  • Ahmed b. Muhammed Kastalani, İrşadu’s-Sari fi Şerhi Buhari, Bulak, 1305.
  • Esed Haydar, el-İmam Sadık ve Mezahibu’l-Erbaa, Beyrut, 1983 m.
  • Serehsi el-Hanefi, Şemsettin Ebu Bekir Muhammed b. Ebu Sehl, el-Mebsut, Beyrut.
  • Halil b. Ebik Safdi, Kitabu’l-Vafi bil-Vefayat, c. 2, 1974.
  • Şemsettin Ebu Abdullah ez-Zehebi, Seyr-i İ’lamu’n-Nubela, Daru’l-Hadis, Kahire, 1427.
  • Subhi Salih, Ulum-u Hadis, Beyrut, 1965.
  • Abdulhüseyin Emini, el-Gadir fi’l-Kitab ve’s-Sünnet ve’l-Edeb, Beyrut, 1977.
  • Abdulvvahhab b. Ali Subki, Tabakatu’s-Şafiatu’l-Kubra, Mısır.
  • Malik b. Enes, el-Muvatta, İstanbul, 1981.
  • Muhammed Ferdi Vecdi, Dairatu’l-Maarif, Beyrut.
  • Muhammed Bakır b. Zeynelabidin Hansari, Ravzatu’l-Cennat fi Ahvali’l-Ulema ve’s-Sadat, Kum, 1392.
  • Muhammed Bakır b. Muhammed Taki Meclisi, Biharu’l-Envar, Beyrut, 1983.
  • Muhammed b. Ahmed Zehebi, Tezkiretu’l-Haffaz, Beyrut, 1956.
  • Muhammed b. İsmail, Buhari, Sahih-i Buhari, tahkik: Muhammed Zuheyr b. Nasır, Daru Tavku’n-Necat, 1422 h.k.
  • Muhammed b. İsmail, Buhari, Sahih-i Buhari, mukaddime Muhammed Münir Demeşki, Beyrut, 1986.
  • Muhammed b. Cafer Kitani, er-Risaletu’l-Mustetire, Kahire.
  • Muhammed Reşit Rıza, Tefsiri el-Menar, Mısır, 1367.
  • Mahmut Ebu Rayye, Azva ale’s-Sunneti’l-Muhammediye, Mısır, 1957.
  • Mustafa b. Abdullah Hacı Halife, Keşfu’z-Zunun an Esami’l-Kutub ve’l-Funun, Beyrut, 1990.
  • Haşim Maruf Hasani, Dirasat fi’l-Hadis ve’l-Muhaddisin, Beyrut, 1978.
  • Yakut Hamavi, Mu’cemu’l-Buldan, Laypezik, 1899, Tahran ofset baskısı, 1965.
  • Yahya b. Şeref Nevevi, Şerh-i Sahih-i Müslim, c. 1, Halil Mis baskısı, Beyrut, 1987.