Süfyani
İmam Mehdi’nin (a.f) gerçekleşmesi kesin ve kati olan zuhur alametlerinden birisi de Süfyani’nin çıkışıdır. O dönemde bazı savaşlar ve çatışmaların yaşanacağı belirtilmiştir. Bu savaşlar, Süfyani adında birinin komutanlığında Şam'dan başlayıp, Arabistan'a çekilecektir. Süfyani, Ebu Süfyan'ın soyundandır ve İmam Mehdi'nin (a.f) muhalifidir. İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kaim’in (İmam Mehdi’nin) kıyamından önce beş alamet kesindir: Yemani, Süfyani, Gökten gelecek bir nida (ses), Nefsi Zekiyye’nin öldürülmesi ve Beyda topraklarının batması.”[1]
İmam Mehdi'nin (a.f) rivayetlerde bahsedilen zuhur alametlerinden biri de Süfyani konusunda da Deccal konusunda olduğu gibi bir görüş vardır. O görüşe göre, Süfyani, cehennemlik bir rejim sahibi şeytani bir tirandır. Kendisine has özellikleri ile İmam Mehdi’nin (a.f) evrensel devrimine karşı koyacak ve yenilecektir.[2]
Adı ve Nesebi
Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ciğer yiyenin oğlu, Yabis vadisinden çıkacaktır… İsmi “Osman”, babasının adı “Anbese” ve Ebu Süfyan’ın evlatlarındandır.”[3]
Müslüman düşünür ve âlimler bu kişinin “Süfyani” diye anılmasının nedenini, onun Ebu Süfyan’a olan nispetinden dolayı olduğunda ittifak etmişlerdir. Çünkü o, ciğer yiyen kadının soyundan geldiği gibi, Ebu Süfyan’ın soyundan gelecektir. Ebu Süfyan’ın karısı (Muaviye’nin annesi ve Yezid’in büyük annesi) Hind, Uhud savaşında Seyyid-i Şüheda Hz. Hamza’yı (a.s) şehit ettikten sonra, kininden Hz. Hamza’nın ciğerini çıkarıp yemiştir.
Kişisel Özellikleri
İmam Muhammed Bakır (a.s) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Süfyani, kızıl yüzlü, beyaz tenli ve mavi gözlüdür. Hiçbir zaman Allah’a ibadet etmemiş ve hiçbir zaman Mekke ve Medine’yi görmemiştir…”[4]
Kötülük ve İsyanı
Muhaddisler, Süfyani’nin Allah’a, Peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.a) ve Hz. Mehdi’ye (a.f) karşı nifak, kötülük ve düşmanlığı konusunda ittifak etmişlerdir. Şii ve Sünnilerin onun karakter ve davranışları hakkında naklettikleri rivayetler ya aynıdır ya da birbirlerine çok yakındır. Nitekim şöyle bir rivayet nakledilmiştir:
“Süfyani, en kötü hükümdardır. Âlim ve fazilet sahibi insanları öldürecek ve ortadan kaldıracaktır. Onlardan kendi amaçlarına ulaşmak için yardım isteyecek ve her kim ona karşı gelecek olursa, onu öldürecektir.”[5]
Din ve Eğitimi
İslami rivayetlerin ifade ettiği anlama göre, Süfyani, Batılıların kültür ve eğitimini almış ve belki de muhtemelen orada yetişmiş ve eğitim almıştır. Şeyh Tusi’nin Gaybet kitabında mürsel olarak Beşer b. Galib’ten şöyle bir rivayet nakledilmiştir:
“Süfyani, bir topluluğun liderliğini üstlendiği halde, Hristiyanlar gibi boynuna haç asacak ve Rum topraklarından çıkacaktır.”[6]
Rivayette “Müntasir” olarak geçen, ancak gerçekte “Mutnasir” olması gereken –nitekim Biharu’l Envar’ın 52. cildinin 217’inci sayfasında da zikredilmiştir- Mutnasir (Nasiri ve Hristiyanlaşan) kelimesinin anlamı “Hristiyan olmuş Müslüman” demektir. “Rum topraklarından çıkacaktır” cümlesinin anlamı ise, yani Rum (Batı) topraklarından Şam’a gelecek; orada başkaldıracak ve isyan edecektir.
Elbette bu rivayet Masumlardan nakledilmediğinden ötürü itimat edilemez. Bazı rivayetlerden istifade edildiğine göre Süfyani, Hz. Ali’ye (a.s) kin duyan sapkın ve yoldan çıkmış bir Müslümandır.
Ehlibeyt ve Şialara Olan Kin ve Nefreti
Kin ve nefret, Süfyani’nin en bariz özelliklerindendir. Süfyani ile ilgili rivayetler bunu ortaya koymaktadır. Hatta rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Süfyani’nin politik rolü Müslümanlar arasında mezhebi ayrılıklar yaratmak ve Ehli Sünnet'e yardım sloganı ile Sünnilerin Şialara karşı kışkırtılmasıdır… Hâlbuki kendisi kafir batı ve Yahudi devlet adamlarının hayranı ve onların kukla ve ürünüdür. İmam Cafer Sadık’tan (a.s) nakledildiğine göre şöyle buyurmuştur:
“Biz (Peygamber ailesi) ve Ebu Süfyan evlatları, Allah için birbirimize düşman iki aileleriz… Bizler ‘Allah doğru söyledi’, dedik; onlar ‘Allah yalan söyledi’, dediler… Ebu Süfyan, Peygamberle savaşa tutuştu, oğlu Muaviye, Ali b. Ebu Talib’le, onun oğlu Yezid ise Hüseyin b. Ali ile savaştı ve Süfyani Hz. Kaim (Mehdi) ile savaşa tutuşacaktır.”[7]
Aynı şekilde İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) nakledildiğine göre, şöyle buyurmuştur:
“Sanki Süfyani’yi (veya arkadaşını) görür gibiyim. Sizin yemyeşil topraklarınızda Küfe’de ikamet etmekte ve münadi “Her kim Ali’nin Şialarından birisinin kafasını getirirse, bin dirhem ödül alacak” diye seslenmekte. O zamanda komşu komşuya saldıracak ve “Bu kişi onlardandır” diyecek. O kişinin boynunu vuracaklar, o da bin dirhemi alacak. Biliniz ki o gün, sizin yöneticileriniz haramzadelerden olacaktır…”[8]
Ortaya Çıkış Zamanı
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Süfyani’nin çıkışı kesin konulardandır ve çıkışı Recep ayında olacaktır.”[9]
Masum önderlerden (a.s) Süfyani hakkında nakledilen rivayetlere göre, ikinci Süfyani’nin çıkışı ‘Recep’ ayında ve Cuma günü olacaktır. Ortaya çıkacağı yer su ve otu olmayan kuru bir çöl anlamına gelen “Yabis vadisi” denen Şam topraklarıdır. (Şam şimdiki Suriye, Ürdün, Filistin ve Lübnan’ı kapsamaktadır)
Hakeza şöyle buyurmaktadır:
“Süfyani, Yemani ve Horasani’nin çıkışı aynı yıl, aynı ay ve aynı gün olacaktır.”[10] Onun çıkışı, fitne ve batılılar ve doğulular arasında yapılan büyük savaşın ardından olacaktır. Hadiste zikredilen batı ve doğudan maksat, öyle anlaşılıyor ki dünyanın doğu ve batısı değil, Süfyani’nin ortaya çıktığı sınırlardır. Çünkü nakledilen çok sayıda rivayete göre, batıda ilk yıkılacak yerin Şam toprakları olduğu belirtilmiştir.
Ortaya Çıkacağı Yer
Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sonra ciğer yiyenin oğlu (Ebu Süfyan’ın eşi, Muaviye’nin annesi Hind) Demeşk minberine oturmak için Yabis vadisinden çıkacaktır.”[11]
İsyan Dönemi
Süfyani’nin ortaya çıktığı günden Hz. İmam Mehdi (a.f) tarafından öldürüleceği güne kadar ki isyan dönemi 15 aydan uzun sürmeyecektir. Çıktığı ilk dönemde Şam’a saldıracak ve muhaliflerini yenecektir. Şam’ın 5 eyaletini (Demeşk, Humus, Filistin, Ürdün ve Ganserun (Halep) ve bazı kopya veya rivayetlerde Felzin’i) ele geçirecektir. Şam ehlinin az sayıda Şia ve hak taraftarları dışında tamamı ona tabi olacak ve onun emri altına girecektir.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Süfyani, kesin alametlerdendir. Recep ayında ortaya çıkacaktır. Ortaya çıkışı ve son bulması 15 ay sürecektir. Onun 6 ayında savaş yapacak ve beş şehri (Demeşk, Humus, Filistin, Ürdün ve Halep) ele geçirdikten sonra 9 ay hükümdarlık yapacaktır. O günlere bir gün bile eklenmeyecektir.”[12]
Süfyani’nin saldırı ve tecavüzünün sınırı Şam, Irak, Hicaz ve özellikle Medine’ye kadar olacaktır. Hak taraftarlarına saldırı ve zararları bir iki aydan fazla sürmeyecektir. Çünkü iç savaşlar ve muhalifi olan grupları bastırmakla meşgul olacaktır. Ancak bundan sonra hiçbir üzüntü ve sıkıntısı kalmayacak ve yalnızca din ehline karşı savaşacak ve düşmanlığı daha çok Şialar, Hak taraftarları ve Hz. Muhammed’in (s.a.a) ailesine karşı olacaktır.
Kırmızı Bayrakları
Süfyani içeride kontrolü sağladıktan sonra, iki önemli ve donanımlı orduyu kırmızı bayraklarla ve bir rivayete göre ise, yeşil bayraklarla donatarak birisini Irak ve ötekisini Hicaz’ı ele geçirmek için gönderecektir.
Bazı rivayetler bu konuyu zikretmiştir. Örneğin Biharu’l Envar’da Müminlerin Emiri Hz. Ali’den (a.s) nakledilen uzun bir rivayette şöyle geçmiştir:
“Onun alamet ve nişaneleri vardır. Süfyani’nin çıkışı, kırmızı bayraklarla birlikte olacaktır ve onun komutanlığını Ben-i Kelb kabilesinden bir adam yapacaktır.”[13] Bu kırmızı (kızıl) bayraklar üstünlük taslama sembolü ve onun kan içici politikasını yansıtmaktadır.
Acaba Süfyani Bir Kişi Midir?
Kuşkusuz Süfyani, Şia ve Sünni kaynaklarındaki rivayetlere göre gelişi beklenen bir kişidir; ancak İbn-i Hammad ve bazılarının naklettikleri rivayetlere göre, Süfyani iki kişidir. Birinci Süfyani ve ikinci Süfyani. Bazı başka rivayetlerde ise, Süfyani’nin üç kişi olduğu geçmiştir.
Kınanan ve kötülükleri ile adından söz ettirecek olan Süfyani, ikinci Süfyani’dir. Zira birinci Süfyani, Şam topraklarını istila ettikten ve Kırkısya Savaşı'ndan sonra Irak savaşında İran ordusu ve “siyah sancak”lılar tarafından yenilecek ve aldığı yaralardan Şam’a dönüş yolunda ölecektir. İkinci Süfyani’yi kendisinin başaramadığı önemli görevini üstlenmesi için kendi yerine atayacaktır.
Eğer bu rivayet doğru olursa, Birinci Süfyani, asıl Süfyani’nin ortamını hazırlayacak bir hükümdardır. Nitekim Yemani ve Horasanlılar Siyah Sancaklıların yaranı olarak İmam Mehdi’nin (a.f) evrensel kıyamının ortamını hazırlayacaktır. İbn-i Hammad, Velid’den şöyle nakletmiştir:
Süfyani, Ben-i Haşim’le savaşa girişecek ve her kim üç bayrak taraftarı ise ve onlardan gayrılarıyla savaşacak ve hepsine galip gelecektir. Sonra Küfe’ye yönelecek ve Ben-i Haşim Irak’a muhaciret edecektir. Sonra Süfyani Küfe’den geri dönerken Şam yakınlarında helak olacak ve kendisine galebe çalan ve halka hâkim olacak Ebu Süfyan soyundan başka birisini yerine atayacaktır… Beklenilen Süfyani işte bu Süfyani’dir.[14]
Öldürüleceği Yer
Hz. Ali (a.s) “Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yoktur.” (Sebe, 51) ayetinin tefsiri hakkında şöyle buyurmuştur:
“Kaimimiz Mehdi’nin (a.f) ayaklanmasından hemen önce, Süfyani ortaya çıkacaktır. Sonra bir kadının gebelik süresi kadar, yani 9 ay hükümet edecektir. Orduları Medine’ye girecek ve Beyda denilen yere vardıklarında Allah onları yere batıracaktır.”[15]
Bahsi geçen rivayet ve zikredilen rivayetler eğer doğru ise, Şia ve Sünnilerin kabul ettiği Beyda çölünde yere batacağı söylenen ordu Süfyani’nin ordusudur.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ Şeyh Saduk, Kemalu’d-Din ve Temamu’n-Nimet, s. 650.
- ↑ Allame Meclisi, Biharu’l Envar, c. 53, s. 10.
- ↑ Allame Meclisi, Biharu’l Envar, c. 52, s. 205.
- ↑ Numani, el-Gaybet, s. 435.
- ↑ Kurani, Asr-ı Zuhur, s. 118.
- ↑ Şeyh Tusi, el-Gaybet, s. 278.
- ↑ Allame Meclisi, Biharu’l Envar, c. 52, s. 190.
- ↑ Allame Meclisi, Biharu’l Envar, c. 52, s. 215.
- ↑ Numani, el-Gaybet, s. 426.
- ↑ Numani, el-Gaybet, s. 369.
- ↑ Numani, el-Gaybet, s. 434.
- ↑ Numani, el-Gaybet, s. 426.
- ↑ Allame Meclisi, Biharu’l Envar, c. 52, s. 273.
- ↑ Kur’ani, Asr-ı Zuhur, s. 124.
- ↑ Seyyid Muhammed Sadr, Tarih-i Gaybet-i Kubra, s. 648.
Bibliyografi
Kur’ani, Asr-ı Zuhur, tercüme, Abbas Celali, Kum, intişar: Defter-i Tebligat-ı İslami.