İhtizar
Ölümden Kıyamete |
---|
İhtizar |
Ruhun Kabzedilmesi |
Ölümden Kabre |
Cenazeyi Teşyi Etmek |
Cenaze Namazı • Meyyit Guslü |
Tahnit • Kefen • Defin |
Telkin • Kabirde ilk gece |
Vahşet Namazı |
Münker ve Nekir • Kabir Suali |
Kabir azabı |
Berzah |
Sur üflenmesi |
Kıyamet • Ahiret |
Kıyamet Aşamaları |
Tetayür-u Kutub • Amel Defteri |
Mizan • Şefaat |
Sırat Köprüsü |
A'raf (Kıyamette) |
Çocuklar (Kıyamette) |
Cennet • Cehennem |
İlgili Konular |
Mead |
Günahların tekfiri |
Azrail |
Berzah vücudu |
Tecessüm-ü A'mal |
Reenkarnasyon |
Hulud/Ebedi kalış |
Kabir ziyareti |
İhtizar veya can çekişme (Arapça: اِحتضار) dini bir terimdir ve ölüm sırasında can çekişme hali anlamına gelir. Ölüm aşamasında ve ruhu bedeninden çıkmak üzere olan kimseye “muhtazar” denmektedir. Bu aşamada olan muhtazar’ın yanındaki kişilerin bazı dini görevleri vardır.
Tanımı
İftial babından olan “ihtizar” sözcüğü, h-z-r maddesinden olup huzur anlamına gelir. Dini etimolojide ise ölümün hazır olduğu (ölüm vaktinin geldiği) ve ruhun bedenden çıkma anına denir.[1]
İhtizarın Adabı
İhtizarın “ihtizar adapları” denilen farz, müstahap ve mekruh hükümleri vardır.
- Farz: Can çekişme halinde olan her Müslümanın -ister erkek olsun, ister kadın, ister büyük olsun, ister küçük, ister özgür olsun, ister köle- ayaklarının uç kısmı kıbleye gelecek şekilde yatırılması tüm Müslümanlara kifayi farzdır.[2]
- Müstahaplar: Şehadeteynin telkin edilmesi, Peygamber ve Ehlibeyt İmamlarının ikrar edilmesi, zor can verme durumunda muhtazarın namaz kıldığı yere taşınması ve ayrıca Kur’an tilaveti, özellikle “Yasin”, “Saffat” ve “Ahzab” surelerinin başucunda okunması müstahaptır. Adliye duasının da can çekişme anında okunması müstahaptır.[3] Yine «اللهم اغفر لي الكثير من معاصيك، واقبل مني اليسير من طاعتك» ve hakeza «يا من يقبل اليسير ويعفو عن الكثير، اقبل مني اليسير واعف عني الكثير، إنك أنت العفو الغفور» dualarının okunması müstahaptır.[4]
- Mekruhlar: Muhtazarın yanında cenabetli ve haizli kadının olması, kadınlarla yalnız başına bırakılması, demir bir şeyin karnına bırakılması, ağlamak ve çok konuşmak mekruhtur.[5]
Kaynakça
Bibliyografi
- Dehhuda, lügat name.
- Necefi, Muhammed Hasan, Cevahiru’l-Kelam fi Şerhi Şerai’l-İslam, daru ihya et-turas el-arabi, Beyrut, k. 1404.
- Yezdi, Muhammed Kazım bin Abdulazim, el-Urvetu’l-Vuska, daru’l-Muverrehu’l-Arabi, Beyrut.