Tetayür-u Kutub
Ölümden Kıyamete |
---|
İhtizar |
Ruhun Kabzedilmesi |
Ölümden Kabre |
Cenazeyi Teşyi Etmek |
Cenaze Namazı • Meyyit Guslü |
Tahnit • Kefen • Defin |
Telkin • Kabirde ilk gece |
Vahşet Namazı |
Münker ve Nekir • Kabir Suali |
Kabir azabı |
Berzah |
Sur üflenmesi |
Kıyamet • Ahiret |
Kıyamet Aşamaları |
Tetayür-u Kutub • Amel Defteri |
Mizan • Şefaat |
Sırat Köprüsü |
A'raf (Kıyamette) |
Çocuklar (Kıyamette) |
Cennet • Cehennem |
İlgili Konular |
Mead |
Günahların tekfiri |
Azrail |
Berzah vücudu |
Tecessüm-ü A'mal |
Reenkarnasyon |
Hulud/Ebedi kalış |
Kabir ziyareti |
Tetayür-u kutub (Arapça: تَطایرِ کُتُب), kıyamette insanın amel defterini göreceği bir yerdir. Bu inanç, İslam inançlarındandır ve hadislerde kendisinden bahsedilmiştir.
Müfessirler Masumlardan (a.s) nakledilen hadisler esasına göre, bu terimi İsra suresinin 13 ve 14. Ayetinden alındığını ileri sürmüşlerdir ve fakihler onun icmali tasdikini vacip bilmektedirler.
Sözlük Anlamı
Tetayür, sözlükte atlamak, zıplamak, ayrılmak ve yayılmak anlamındadır.[1]
Kur’an’da tetayür-ü kutub ıstılahı geçmese de müfessirler Hz. Resulullah ve İmamların hadislerine istinat ederek, bu ıstılahı İsra suresinin 13 ve 14. Ayetinden çıktığını ileri sürmüşlerdir. Ona göre, her insanın iyi ve kötü amellerini bir tasma ve gerdanlık gibi boynuna asarlar (Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık) ve kıyamet günü onu görmesi için amel defterini dışarı çıkarırlar.
Tefsiri
Müfessirler, bu ayetteki “tair” sözcüğünün tefsirini iki yönlü olarak açıklamışlardır:
Birinci Yön
Tair (kuş) kelimesi tayr kelimesinden türemiştir. Araplar, yapmak istedikleri şeylerde o işin iyi veya kötü olduğunu anlamak için kuşların uçuşlarından ilham alırlardı. Bu adetlerin yaygınlık kazanması ile amelin iyi ve kötüsü, şeyin lazım ismiyle adlandırılma babından artık tair olarak adlandırılmıştır.
İkinci Yön
Ebu Ubeyde’nin görüşüdür. Bu görüşe göre Arapların tairden maksadı, “haz”dır, Farsça ve Türkçe’de kendisine “baht” (yazgı, kader, alın yazı…) denilmektedir.[2] Ayetin devamında Allah, kıyamette bu tairin, insanların dünyada görmedikleri amel defterini ortaya çıkaracağını ve onların önüne sereceğini[3] haber vermektedir. Bu menzil ve yer, hadislerde tetayür-ü kutub veya tetayür-ü suhuf diye tabir edilmiştir.[4] Ayşe’nin Hz. Resulullah’tan (s.a.a) naklettiği bir rivayette, insanın kıyametin üç aşama ve menzilde hiç kimseyi tanımadığı ve hatırlamadığı belirtilmiştir. O yerler: mizan, tetayür-ü kutub ya da tetayür-ü suhuf ve sırattır.”[5]
İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) da bu ayetin açıklaması sorulmuş, İmam (a.s), tayirin kıyamet günü insana amel defteri verilene kadar insanla birlikte olan hayır ve şer anlamında olduğunu belirtmiştir.[6]
Dolayısıyla, Allah’ın görevlendirdiği memurlar, insanların dünyada yaptıklarını iyi ve kötü olarak yazmakta[7] ve kıyamet günü, tetayür-ü kutub menzilinde, bu yazılanlar bir defter veya kitap gibi kişinin önüne serilmektedir.
Mütekellim ve fakihler, tetayürü kutubu icmali olarak tasdik etmiş ve akli imkânı olduğundan ve Kur’an’ın ondan bahsetmesinden dolayı kıyametteki menzillerinden bir menzil olarak onu vacip bilmektedirler.[8] Bundan dolayı fakihler kabirde ölüye telkin edilen hak konular arasında onu da zikretmişlerdir.[9]
Kaynakça
- ↑ Cevheri, “tayr” maddesi, Zuzeni, c. 2, s. 613; İbn Manzur, “tair” maddesi, Firuzabadi, c. 2, s. 80.
- ↑ Bkz. Tusi, et-Tibyan, Fahri Razi, ayetin zeyli.
- ↑ Fahri Razi, ayetin zeyli.
- ↑ Bkz. Meclisi, Bihar, c. 7, s. 306, 325 ve c. 94, s. 53.
- ↑ Kurtubi, s. 182.
- ↑ Kummi, c. 2, s. 17.
- ↑ Bkz. İnfitar, 10,12 ve Kaf, 17, 18.
- ↑ Bkz. Müfid, s. 26, 27; Tusi, er-Resail, s. 99; Allame Hilliü Envaru’l-Melakut, s. 180; Allame Hilli, Keşfu’l-Murad, s. 425, Curcani, c. 8, s. 320; Muhakkik Kereki, c. 1, s. 63.
- ↑ Hekim, c. 4, s. 258; Garevi Tebrizi, c. 9, s. 199; İmam Humeyni, s. 85.
Bibliyografi
- Kur’an.
- İbn Manzur, Muhammed bin Mükrim, Lisanu’l-Arab, Naşir, daru sadır, Beyrut, k. 1414.
- Ali bin Muhammed Curcani, Şerhu’l-Mevakif, Muhammed Bedrettin Nuasani Halebi baskısı, Mısır, Kum ofset baskısı, ş. 1370.
- İsmail bin Hammad Cevheri, es-Sihah, Tacu’l-Lügat ve Sihahu’l-Arab, Ahmed Abdulgafur Attar baskısı, Beyrut, Tahran ofset baskısı, ş. 1368.
- Muhsin Hekim, Müstemseku’l-Urvetu’l-Vuska, Kum ofset baskısı, k. 1404.
- Ruhullah Humeyni, Tavzihu’l-Mesail, Tahran, ş. 1372.
- Hüseyin bin Ahmed Zuzeni, Kitabu’l-Mesadir, Taki Bineş baskısı, Meşhed, ş. 1345.
- Muhammed bin Hasan Tusi, et-Tibyan fi Tefsiri’l-Kur’an, Ahmed Habibullah Kusayr Amuli baskısı, Beyrut, daru ihya et-turas el-arabi.
- Muhammed bin Hasan Tusi, er-Resailu’l-Aşra, Muhammed Vaizzade Horasani baskısı, Risale-i Mesaili Kelamiye, ş. 1363.
- Hasan bin Yusuf, Allame Hilli, Envaru’l-Melakut fi şerhi’l-Yakut, Muhammed Necmi Zencani baskısı, Kum, ş. 1363.
- Hasan bin Yusuf, Allame Hilli, Keşfu’l-Murad fi şerhi Tecridi’l-İ’tikad, Hasan Hasan Zade Amuli, Kum, k. 1407.
- Ali Garevi Tebrizi, et-Tenkih fi Şerhi el-Urvetu’l-Vuska, Takrirat dersi Ayetullah Hoi, c. 9, Kum, k. 1414.
- Muhammed bin Ömer Fahri Razi, et-Tefsiri el-Kebir, Kahire, Tahran ofset baskısı.
- Muhammed bin Yakup Firuzabadi, el-Kamusu’l-Muhit, Daru’l-İlm, Beyrut.
- Muhammed bin Ahmed Kurtubi, Yevmu’l-Fezai’l-Ekber, Meşahid Yevmu’l-Kiyamet ve Ehvaluha, Muhammed İbrahim Selim baskısı, Kahire, m. 1984.
- Ali bin İbrahim Kummi, Tefsir Kummi, Tayyip Musevi Ceziri baskısı, Kum, k. 1404.
- Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, Müessese el-Vefa, Beyrut, Lübnan, k. 1404.
- Ali bin Hüseyin Muhakkik Kereki, Resilu’l-Muhakkik el-Kereki, Muhammed Hasan baskısı, c. 1, er-Resailu’l-Necmiye, Kum, k. 1409.
- Muhammed bin Muhammed Mufid, en-Neketu’l-İ’tikadiye, Kum, k. 1413.