Teheccüt

Öncelik: c, kalite: c
linksiz
kategorisiz
navbox'siz
yönlendirmesiz
kaynaksız
wikishia sitesinden
Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a) gece namazı hakkında şöyle buyurmuştur:

إِذَا قَامَ الْعَبْدُ مِنْ لَذِيذِ مَضْجَعِهِ وَ النُّعَاسُ فِي عَيْنَيْهِ لِيُرْضِيَ رَبَّهُ بِصَلَاةِ لَيْلِهِ بَاهَى اللَّهُ بِهِ الْمَلَائِكَةَ وَ قَالَ أَ مَا تَرَوْنَ عَبْدِي هَذَا قَدْ قَامَ مِنْ لَذِيذِ مَضْجَعِهِ لِصَلَاةٍ لَمْ أَفْرِضْهَا عَلَيْهِ اشْهَدُوا أَنِّي قَدْ غَفَرْتُ لَهُ

“Kul, gözlerinden uyku döküldüğü halde tatlı uykusundan uyanarak Rabbinin rızası için gece namazına durduğunda, Allah bunun mukabilinde meleklerine şöyle buyurur: ‘kulumu görmüyor musunuz? Ona farz kılmadığım halde tatlı uykusundan kalkarak namaz kılmaktadır; ben de onu affettim.”

Vesailu’ş Şia, c. 8, s. 157.

Teheccüt (Arapça: تَهَجُّد); gece namazını kılmak, günahların bağışlanmasını talep etmek ve Kur’an-ı Kerim kıraat etmek için geceyi ihya etme (uyanık kalma) manasına gelmektedir. “Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl” ayeti gereği gece namazı Resulü Ekrem’e (s.a.a) farz ve diğer müminlere ise müstahap kılınmıştır. Teheccüt hadislerde; müminin şerefi ve ahiretin ziyneti, bedenin sıhhati ve selameti, rızkın genişliği, günün günahlarının keffaresi, Allah’ın rızası ve Peygamberlerin ahlakına sarılma olarak nitelendirilmiştir.

Teheccüd’ün Lügat ve Istılah Manası

Teheccüt kelimesi “ه ج د” kökünden türemiştir. Ragıb İsfahani[1] ve Tabersi[2] Hucud (هُجود) kelimesinin aslının “uyku - uyumak” manasına geldiğine inanmaktalar. Ancak Cuheri’nin[3] görüşüne göre bu kelime zıt anlamlı kelimelerdendir; zira lügatte hem “gece uyumak” ve hem de “gece uyanmak” anlamlarında gelmiştir.

Teheccüt ıstılahta gece namazı manasına gelmektedir[4] ve müteheccid, namaz kılmak için geceleyin uykusundan kalkan kişiye denir.[5]

Kur’an’da Teheccüt

وَ مِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَّكَ عَسَىٰ أَن يَبْعَثَكَ رَ‌بُّكَ مَقَامًا مَّحْمُودًا

“Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, Makam-ı Mahmud’a (övgüye değer bir makama) ulaştıracağı umulur.”

Teheccüt kelimesi Kur’an’da bir kez kullanılmıştır: “وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَّكَ” (Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl.)[6] Bu ayete binaen gece namazı Fahri Kâinat Efendimize (s.a.a) farz kılınmış[7] ve Peygamber Efendimiz (s.a.a) teheccüt ve geceyi ihya etmesinden dolayı kıyamet günü şefaat makamına nail olmuştur.[8] Mezkur ayetin muhatabı Allah Resulü’dür (s.a.a),[9] ancak “لَّقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَ‌سُولِ اللَّـهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ” (Kuşkusuz, Peygamber'de sizin için, (içinizden) Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman ve Allah'ı çok anan kimse için güzel bir örnek vardır)[10] ayeti gereği teheccüt bütün Müslümanlara tavsiye edilmiştir. Ayrıca bazı rivayetlerden gece namazının İslam’ın ilk dönemlerinde farz olduğu ve daha sonra müekket (tavsiye ve tekit edilen) sünnet olduğu anlaşılmaktadır.[11]

Her ne kadar Teheccüt kelimesi Kur’an-ı Kerim’de bir kez kullanılsa da, çeşitli surelerde geceyi ihya etme ve seher vakti (sabah namazı öncesi) uyanık kalarak bağışlanma talep etme manalarına değinilmiştir. Gece vakitlerinde af ve bağışlanma dilemenin takvalıların özelliklerinden biri[12] ve gece uyanık kalmanın (Allah’a ibadet etmek için) Allah-u Rahman’ın kullarının[13] ve gerçek müminlerin[14] sıfatlarından sayılması ve buna benzer diğer ayetler[15] bu manaya (teheccüt ve gece namazına) işaret etmektedir.

Ayrıca Müzzemmil suresinin ikinci ayetinde “قُمِ اللَّيْلَ إِلَّا قَلِيلًا” (Az bir kısmı hariç olmak üzere, geceleyin kalk) Peygamber Efendimiz (s.a.a) muhatap alınsa da, diğer ayetlerin hükmüne ve aynı şekilde bazı rivayetlere binaen gecenin bir vakti teheccüt (ibadet için uyanma), onun takipçileri olarak tüm müminlere tavsiye edilmiştir.

Hadislerde Teheccüt

Teheccüt kelimesi hadislerde de gece namazı anlamında kullanılmış[16] ve tekit ve tavsiye edilmiştir. Öyle ki sevgili Peygamberimiz (s.a.a) vefatı öncesinde Hz. Ali’ye vasiyetinde üç defa gece namazına vurgu yapmıştır: “عَلَیک بِصَلوةِ اللَّیلِ وَ عَلَیک بِصَلوةِ اللَّیلِ وَعَلَیک بِصَلوةِ اللَّیلِ”[17]

Teheccüt hadislerde; ahiretin ziyneti (mal ve evlat gibi dünya ziynetlerinin mukabilinde) ve müminin şerefi,[18] bedenin sıhhat ve selamet sebebi,[19] rızkın genişliği,[20] günün günahlarının keffaresi,[21]Allah’ın rızası ve Peygamberlerin ahlakına sarılma[22] olarak nitelendirilmiştir. Bazı hadislerde teheccüt ehli olmayan kimseler kınanmıştır.[23]

Teheccüd’ün Vakti

Teheccüd’ün vakti gece yarısından fecr-i sadık’a (sabah ezanına) kadardır ve sabah ezanına ne kadar yakın olursa fazileti o kadar çoktur.[24]

Ayrıca Bakınız

Kaynakça

  1. هجد kelimesinin açıklamasında.
  2. Tabersi, c. 6, s. 668.
  3. هجد kelimesinin açıklamasında.
  4. Fahrı Razi, c. 21, s. 29.
  5. İbn Manzur; İbn Faris, هجد kelimesinin açıklamasında.
  6. İsra Suresi, 79.
  7. İbn Babıveyh, 1404, c. 1, s. 484.
  8. Fahrı Razi, c. 21, s. 31; Tabersi, c. 6, s. 671; Tabatabai, c. 13, s. 176.
  9. Bakınız; Tabersi, c. 6, s. 670.
  10. Ahzab Suresi, 21.
  11. Bakınız; Taberi, c. 29, s. 78; Ebu Davud, c. 4, s. 71 - 72.
  12. Bakınız: Al-i İmran Suresi, 17, Zariyat Suresi, 17-18.
  13. Furkan Suresi, 64.
  14. Secde Suresi, 16.
  15. Zümer Suresi, 9.
  16. Meclisi, Biharu’l Envar, c. 84, s. 140.
  17. Gece namazı senin üzerine olsun; İbn Babıveyh a.g.e; Hürr’ü Amuli, c. 8, s. 145.
  18. Hürr’ü Amuli, c. 8, s. 145 ve 157.
  19. Hürr’ü Amuli, c. 8, s. 150; Meclisi, c. 84, s. 144.
  20. İbn Babıveyh, 1364, s. 41.
  21. Hürr’ü Amuli, c. 8, s. 146; Meclisi, Biharu’l Envar, c. 84, s. 136.
  22. İbn Babıveyh, a.g.e.
  23. Hürr’ü Amuli, c. 8, s. 162; Meclisi, c. 84, s. 162.
  24. Meclisi, Biharu’l Envar, c. 84, s. 227.

Bibliyografi

  • Kur’an-ı Kerim.
  • İbn Babıveyh, Sevabu’l Amal ve İkabu’l Amal, Necef 1972, baskı ofset, Kum, 1364.
  • İbn Babıveyh, Kitabu Men La Yahduruhu'l Fakih, tahkik: Ali Ekber Gaffari, Kum, 1404.
  • İbn Faris.
  • İbn Manzur.
  • Süleyman b. Eş’as Ebu Davud, Süneni Ebi Davud, İstanbul, 1401 / 1981.
  • İsmail b. Hammad Cuheri, es-Sihah: Tacu’l Luga ve Sihahu’l Arabiyye, baskı: Ahmed Abdulgafur Ata, Kahire, 1376, baskı ofset Beyrut 1407.
  • Hürr’ü Amuli.
  • Hüseyin b. Muhammed Ragıb İsfahani, el-Müfredat fi Garibi’l Kur’an, baskı Muhammed Seyyid Keylani, Tahran, 1332.
  • Tabatabai.
  • Tabersi.
  • Taberi, Cami.
  • Muhammed b. Ömer Fahrı Razi, et-Tefsiru’l Kebir, Kahire, baskı ofset, Tahran.
  • Meclisi.