wikishia:Haftanın seçkin maddesi/2020/8
Salavat, Hz. Resulü Kibriya ve Ehlibeytine saygı ve selamı bildirme anlamına gelen Arapça bir zikirdir. Müslümanlar namazın teşehhüdünde ve Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.a) adının duyulduğu ve anıldığı yerlerde bu zikri söylerler. Ahzab Suresinin 56. Ayetine (Salavat Ayeti) ek olarak çok sayıda hadis, salavatın müstahap olduğunu vurgulamaktadır.
Müslümanların inancına göre salavat, hem Hz. Resulullah’a (s.a.a) saygı, hem uhrevi sevap ve hem de dünyevi etkileri olan bir ibadettir. Salavatın, Müslümanların genel kültüründe özel bir yeri vardır; kutlamalarda mutluluklarını izhar etmek veya her hangi bir iş yapıldığında kutsama ve teberrük maksadıyla dile getirilir.
Şialar nezdinde en yaygın salavat şekli şu şekildedir: “Allahumme salli ala muhammed ve al-i Muhammed”.
Bazı hadislerden Hz. Resulü Kibriya Efendimizden (s.a.a) önceki peygamberler arasında da salavat zikrinin söylendiği anlaşılmaktadır. Nakledilen bir rivayete göre Hz. İbrahim’in (a.s) manevi derecesinin yükselmesinde salavatın etkisi olmuştur. Hz. Resulü Ekrem Efendimizden (s.a.a) nakledilen bir hadiste Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Her kim bana salavat gönderirse, melekler de onun gönderdiği miktarda -az veya çok- ona salavat getirirler.” İmam Rıza’dan nakledilen bir rivayette olduğu gibi salavatın günahların temizlenmesinde etkili olduğu çeşitli rivayetlerde belirtilmiştir. ( Devamı...)