Anonim kullanıcı
Kerbela Esirleri: Revizyonlar arasındaki fark
düzenleme özeti yok
imported>Murtaza |
imported>Motahari Değişiklik özeti yok |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
{{Muharrem Yas Merasimleri}} | {{Muharrem Yas Merasimleri}} | ||
{{Şablon:Aşura Vakıası Takvimi}} | {{Şablon:Aşura Vakıası Takvimi}} | ||
'''Kerbela | '''Kerbela Esirleri''', Kerbela hadisesi ve [[İmam Hüseyin]]’in (a.s) [[şehadet]]inden sonra düşman orduları tarafından, Kufe ve Şam’a götürülen İmam Hüseyin'in (a.s) çocukları ve akrabaları için kullanılan bir ifadedir. Esirlerin sayısı konusunda ihtilaf vardır, ancak esirler içinde [[İmam Zeynel Abidin]] ve [[Hz. Zeyneb]]’in (a.s) olduğunda ittifak vardır. Her ikisinin de esaret dönemlerinde yaptığı konuşmalar, [[yezid]]’in görünüşe göre kısa zamanda pişman olmasına neden olmuş, onun planlarını bozmuştur. | ||
== Esirlerin Sayısı == | == Esirlerin Sayısı == | ||
12. satır: | 12. satır: | ||
== Kufe’ye Doğru Hareket == | == Kufe’ye Doğru Hareket == | ||
[[İmam Hüseyin]]’in | [[İmam Hüseyin]]’in (a. s) şehadetinin ardından, Ehlibeyt on birinci geceyi Kerbela’da geçirdi. On birinci gün öğleden sonra [[Ömer b. Saad]]’ın ordusu, kendi ölülerini defnettikten sonra, İmam Hüseyin’in (a.s) Ehlibeytini, sahabe ve tabiinden şehit olan kimselerin de eş ve çocuklarını esir alarak Kufe’ye doğru yola çıktılar. | ||
== Şehitlerin Yanından Geçiş == | == Şehitlerin Yanından Geçiş == | ||
24. satır: | 24. satır: | ||
== Ömer bin Saad Ordusunun Davranışı == | == Ömer bin Saad Ordusunun Davranışı == | ||
Düşman orduları esirleri eğersiz merkeplere bindirdiler.<ref>İbni Ebi’l Hadid, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, c. 15, s. 236.</ref> Kufe’ye girdiklerinde insanlar onları görmek için yollara dökülmüş ve Kufe kadınları onlara ağlıyorlardı. Hazlem b. Suteyr adlı birisi şöyle nakletmektedir: Bu esnada Ali b. Hüseyin’i (a.s) boynunda zincir ve ellerinin boynuna bağlı | Düşman orduları esirleri eğersiz merkeplere bindirdiler.<ref>İbni Ebi’l Hadid, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, c. 15, s. 236.</ref> Kufe’ye girdiklerinde insanlar onları görmek için yollara dökülmüş ve Kufe kadınları onlara ağlıyorlardı. Hazlem b. Suteyr adlı birisi şöyle nakletmektedir: Bu esnada Ali b. Hüseyin’i (a.s) boynunda zincir ve ellerinin boynuna bağlı olduğunu gördüm.<ref>Şeyh Müfid, Emali, s. 321.</ref> | ||
== Kufe’ye Giriş == | == Kufe’ye Giriş == | ||
Eski kaynaklarda esirlerin Kufe’ye tam olarak hangi zamanda girdiği konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Elbette Şeyh Müfid’in kitabında naklettiği bir ifadeden esirlerin on ikinci gün Kufe’ye girdiklerini anlamaktayız.<ref>Şeyh Müfid, İrşad, c. 2, s. 114.</ref> | Eski kaynaklarda esirlerin Kufe’ye tam olarak hangi zamanda girdiği konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Elbette Şeyh Müfid’in İrşad kitabında naklettiği bir ifadeden esirlerin on ikinci gün Kufe’ye girdiklerini anlamaktayız.<ref>Şeyh Müfid, İrşad, c. 2, s. 114.</ref> | ||
== Esirlerin Hutbe ve Vaazları == | == Esirlerin Hutbe ve Vaazları == | ||
41. satır: | 41. satır: | ||
== Şam Yolu == | == Şam Yolu == | ||
=== Yolun Belirlenmesi === | === Yolun Belirlenmesi === | ||
[[Kerbela]] esirlerinin Kufe’den Şam’a hangi yoldan götürüldüğü belli değildir, ancak İmam Hüseyin’e (a.s) mensup olan bazı müteberrik yerlerden muhtemel yolu belirlemek mümkündür. Bu yerler şunlardan ibarettir: | [[Kerbela]] esirlerinin Kufe’den Şam’a hangi yoldan götürüldüğü belli değildir, ancak İmam Hüseyin’e (a.s) mensup olan bazı müteberrik yerlerden (İmam Hüseyin'in mübarek izlerini taşıyan yerler) muhtemel yolu belirlemek mümkündür. Bu yerler şunlardan ibarettir: | ||
* '''Musul’da bulunan “Makam-u Re’su’l-Hüseyin”:''' Harevi’nin dediğine göre bu makam yedinci yüzyıla kadar | * '''Musul’da bulunan “Makam-u Re’su’l-Hüseyin”:''' Harevi’nin dediğine göre bu makam yedinci yüzyıla kadar korunmaktaydı.<ref>Cafer Muhacir, Karivan-ı Gam, s. 29.</ref> | ||
* '''Nusaybin’de bulunan İmam Zeynel Abidin Camisi ve Makam-ı Re’su’l-Hüseyin:''' Nusaybin şehri günümüzde Türkiye topraklarında yer almaktadır.<ref>Cafer Muhacir, Karivan-ı Gam, s. 30.</ref> Denildiğine göre İmam Hüseyin’in (a.s) başından damlayan kanların izi bu mekânda kalmıştır.<ref>El-İşarat ila Marifeti’z-Ziyarat, s. 66.</ref> Harevi, bu ziyaret yerini Meşhed-i Nokta diye kaydetmiştir.<ref>El-İşarat ila Marifeti’z-Ziyarat, s. 66.</ref> | * '''Nusaybin’de bulunan İmam Zeynel Abidin Camisi ve Makam-ı Re’su’l-Hüseyin:''' Nusaybin şehri günümüzde Türkiye topraklarında yer almaktadır.<ref>Cafer Muhacir, Karivan-ı Gam, s. 30.</ref> Denildiğine göre İmam Hüseyin’in (a.s) başından damlayan kanların izi bu mekânda kalmıştır.<ref>El-İşarat ila Marifeti’z-Ziyarat, s. 66.</ref> Harevi, bu ziyaret yerini Meşhed-i Nokta diye kaydetmiştir.<ref>El-İşarat ila Marifeti’z-Ziyarat, s. 66.</ref> | ||
* '''Turh Makamı:''' Turh, erken dünyaya gelen bebek anlamındadır. Muhtemelen esirler arasında gebe bir kadının olduğu ve burada vaktinden önce | * '''Turh Makamı:''' Turh, erken dünyaya gelen bebek anlamındadır. Muhtemelen esirler arasında gebe bir kadının olduğu ve burada vaktinden önce düşük yaptığından, bu ad verilmiştir.<ref>Cafer Muhacir, Karivan-ı Gam, s. 30.</ref> | ||
* '''Cevşen Dağı Makamı:''' Bu dağ Halep’te yer almaktadır. Güya bu isim, İmam Hüseyin’in (a.s) katili [[Şimr b. Zi'l-Cevşen|Şimr b. Zil Cevşen]]’in adından alınmıştır. Bazı görüşlere göre burada bir rahip yaşamakta ve İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını bir süreliğine Yezit ordularından emanet olarak almıştır.<ref>Mu’cemu’l-Buldan, c. 2, s. 186.</ref> Muhsin b. Hüseyin’in (a.s) kabrinin görüldüğü yer Meşhed-i Sakt diye de meşhurdur.<ref>Mu’cemu’l-Buldan, c. 2, s. 186.</ref> | * '''Cevşen Dağı Makamı:''' Bu dağ Halep’te yer almaktadır. Güya bu isim, İmam Hüseyin’in (a.s) katili [[Şimr b. Zi'l-Cevşen|Şimr b. Zil Cevşen]]’in adından alınmıştır. Bazı görüşlere göre burada bir rahip yaşamakta ve İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını bir süreliğine Yezit ordularından emanet olarak almıştır.<ref>Mu’cemu’l-Buldan, c. 2, s. 186.</ref> Muhsin b. Hüseyin’in (a.s) kabrinin görüldüğü yer Meşhed-i Sakt diye de meşhurdur.<ref>Mu’cemu’l-Buldan, c. 2, s. 186.</ref> | ||
* '''Hama makamı:''' bu makam, Halep şehrinde bulunmaktadır. İbni Şehraşub, bu makamı yad etmiştir.<ref>Menakib-i Al-i Ebi Talib, c. 4, s. 82.</ref> | * '''Hama makamı:''' bu makam, Halep şehrinde bulunmaktadır. İbni Şehraşub, bu makamı yad etmiştir.<ref>Menakib-i Al-i Ebi Talib, c. 4, s. 82.</ref> | ||
59. satır: | 58. satır: | ||
=== Şam’da === | === Şam’da === | ||
* Şehrin | * Şehrin Süslenmesi: [[Yezit]], esirler şehre girdiklerinde şehrin süslü ve bezenmiş olması için emir vermişti. [[Sehl b. Saad Saidi]], esirler şehre girerken şehrin süslendiğini ve halkın şenlikler ve kutlamalar yaptığını nakledenlerden biridir.<ref>Şeyh Saduk, Emali, meclis: 31, s. 230.</ref> | ||
* '''Şehre Giriş Günü:''' Tarihi kaynakların naklettiğine göre şehitlerin kesik başı Safer ayının birinci günü gerçekleşmiştir.<ref>Ebu Reyhan Biruni, Asaru’l-Bakiye, s. 331.</ref> Bugün esirleri Tuma veya Saat kapısından içeri almışlar ve şehrin en büyük camisinin girişindeki alanda sergilemişlerdir.<ref>İbni A’sam, Kitabu’l-Futuh, c. 5, s. 129, 130.</ref> | * '''Şehre Giriş Günü:''' Tarihi kaynakların naklettiğine göre şehitlerin kesik başı Safer ayının birinci günü gerçekleşmiştir.<ref>Ebu Reyhan Biruni, Asaru’l-Bakiye, s. 331.</ref> Bugün esirleri Tuma veya Saat kapısından içeri almışlar ve şehrin en büyük camisinin girişindeki alanda sergilemişlerdir.<ref>İbni A’sam, Kitabu’l-Futuh, c. 5, s. 129, 130.</ref> | ||
* '''Yezid’e Rapor Verilmesi:''' memurlar esirleri Şam sokaklarında gezdirdikten sonra, [[Yezid]]’in sarayına götürdüler.<ref>Tarih-i Taberi, c. 5, s. 460.</ref> Zahr b. Kays, diğer memurların sözcüsü unvanı ile [[Kerbela vakıası]]nı Yezid’e rapor etti.<ref>Tarih-i Taberi, c. 5, s. 461.</ref> Nakledilen rivayetlere göre esirleri birbirlerine bağlı bir şekilde Yezid’in sarayına götürmüşlerdir.<ref>Luhuf, s. 213.</ref> Bu sırada Fatıma binti Hüseyin (a.s) şöyle demiştir: “Ey Yezid! [[Resulullah]]’ın kızlarının esir edilmeleri | * '''Yezid’e Rapor Verilmesi:''' memurlar esirleri Şam sokaklarında gezdirdikten sonra, [[Yezid]]’in sarayına götürdüler.<ref>Tarih-i Taberi, c. 5, s. 460.</ref> Zahr b. Kays, diğer memurların sözcüsü unvanı ile [[Kerbela vakıası]]nı Yezid’e rapor etti.<ref>Tarih-i Taberi, c. 5, s. 461.</ref> Nakledilen rivayetlere göre esirleri birbirlerine bağlı bir şekilde Yezid’in sarayına götürmüşlerdir.<ref>Luhuf, s. 213.</ref> Bu sırada Fatıma binti Hüseyin (a.s) şöyle demiştir: “Ey Yezid! [[Resulullah]]’ın kızlarının esir edilmeleri yakışıyor mu? Bu esnada oradakiler ve Yezid'in ailesi ağlamamıştır .<ref>İbni Nema, Mesiru’l-Ahzan, s. 99.</ref> | ||
* '''Yezid’in esirlerin yanında İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başına davranışı:''' Yezid, İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını altından bir kaba koymuş<ref>Harezmî, c. 2, s. 64.</ref> ve bir ağaç parçası ile ona vurmuştur.<ref>Yakubi, c. 2, s. 64.</ref> İmam Hüseyin’in (a.s) kızları Sakine ve Fatıma bu durumu görünce öyle feryat etmişlerdir ki Yezid’in kadınları ve Muaviye’nin kızları | * '''Yezid’in esirlerin yanında İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başına davranışı:''' Yezid, İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını altından bir kaba koymuş<ref>Harezmî, c. 2, s. 64.</ref> ve bir ağaç parçası ile ona vurmuştur.<ref>Yakubi, c. 2, s. 64.</ref> İmam Hüseyin’in (a.s) kızları Sakine ve Fatıma bu durumu görünce öyle feryat etmişlerdir ki Yezid’in kadınları ve Muaviye’nin kızları da ağlamıştır.<ref>İbni Esir, Kamil, c. 2, s. 577.</ref> [[İmam Rıza]]’dan (a.s) nakledilen bir rivayette Yezid, İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını bir leğene koymuş ve üstüne yemek masası koyarak adamları ile birlikte yemek yemiştir. Sonra leğenin üstüne satranç masası koyarak üstünde satranç oynamıştır. Oynadıkları kişilere karşı galip geldiğinde arpa suyu (bira) ile dolu kadehi kaldırarak içmiş ve arda kalanı kesik başın olduğu leğenin yanına serpmiştir.<ref>Saduk, Uyun-u Ahbar er-Rıza, c. 1, s. 25, h. 50.</ref> | ||
* '''Oradakilerin İtirazları:''' orada bulunanlardan bazıları Yezid’in davranışlarına itiraz etmiştir. İtiraz edenlerden birisi de Mervan b. Hakem’in kardeşi Yahya b. Hakem’dir. Bu hareketinden dolayı Yezid, Yahya’nın göğsüne yumrukla vurmuştur.<ref>Tabari, c. 5, s. 465.</ref> Ebu Berze Eslemi de itiraz etmiş ve Yezid’in emri ile oradan dışarı atılmıştır.<ref>Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 416.</ref> | * '''Oradakilerin İtirazları:''' orada bulunanlardan bazıları Yezid’in davranışlarına itiraz etmiştir. İtiraz edenlerden birisi de Mervan b. Hakem’in kardeşi Yahya b. Hakem’dir. Bu hareketinden dolayı Yezid, Yahya’nın göğsüne yumrukla vurmuştur.<ref>Tabari, c. 5, s. 465.</ref> Ebu Berze Eslemi de itiraz etmiş ve Yezid’in emri ile oradan dışarı atılmıştır.<ref>Ensabu’l-Eşraf, c. 3, s. 416.</ref> | ||
* '''Konuşmalar:''' Şam’da yaşananların ardından İmam Seccad (a.s) ve Hz. Zeynep (s.a) kamuoyunun düşüncesini değiştirmek için konuşmalar yapmışlardır. Bu konuşmalar, İmam Seccad ve [[Hz. Zeyneb'in (s.a) Şam'daki Hutbesi|Hz. Zeyneb’in hutbeleri]] diye meşhurdur. | * '''Konuşmalar:''' Şam’da yaşananların ardından İmam Seccad (a.s) ve Hz. Zeynep (s.a) kamuoyunun düşüncesini değiştirmek için konuşmalar yapmışlardır. Bu konuşmalar, İmam Seccad ve [[Hz. Zeyneb'in (s.a) Şam'daki Hutbesi|Hz. Zeyneb’in hutbeleri]] diye meşhurdur. | ||
* '''Kaldıkları yer:''' Tarihi ve | * '''Kaldıkları yer:''' Tarihi ve hadis kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla İmam Hüseyin’in (a.s) Ehlibeyti Şam’da esir kaldığı süre zarfında iki yerde ikamet etmişlerdir. İlk olarak Şam’ın harabeleri<ref>Şeyh Saduk, Emali, meclis: 31, s. 231, h. 4.</ref> diye meşhur olan tavanı olmayan yıkık bir harabede<ref>Kamil Bahai, c. 2, s. 179.</ref> ki Hz. Rukayye’nin olayı burada yaşanmıştır. Esirler iki gün boyunca bu harabede kalmışlardır.<ref>Safar, Basairu’d-Derecat, s. 339.</ref> Ancak Hz. İmam Zeynel Abidin ve Hz. Zeyneb’in konuşmalarının ardından kamuoyunun düşüncesi onların lehine dönmüş ve bu sebeple Yezid’in sarayının yakınlarında bir eve taşınmalarına neden olmuştur.<ref>Şeyh Mufid, İrşad, c. 2, s. 122.</ref> | ||
* '''Kaldıkları Süre:''' Tarihçilerin çoğu esirlerin Şam’da kaldıkları süreyi üç gün olarak vermişlerdir<ref>Tabari, c. 5, s. 462; Harezmî, c. 2, s. 74.</ref> Ancak İmaduddin Taberi bu süreyi 7 gün<ref>Kamil Bahai, c. 2, s. 302.</ref> ve Seyyid İbni Tavus 1 ay olarak belirtmiştir.<ref>El-İkbalu’l-A’malu’l-Hasanet, c. 3, s. 101.</ref> Elbette belirttiği görüşün zayıf olduğunu açıklamıştır. | * '''Kaldıkları Süre:''' Tarihçilerin çoğu esirlerin Şam’da kaldıkları süreyi üç gün olarak vermişlerdir<ref>Tabari, c. 5, s. 462; Harezmî, c. 2, s. 74.</ref> Ancak İmaduddin Taberi bu süreyi 7 gün<ref>Kamil Bahai, c. 2, s. 302.</ref> ve Seyyid İbni Tavus 1 ay olarak belirtmiştir.<ref>El-İkbalu’l-A’malu’l-Hasanet, c. 3, s. 101.</ref> Elbette belirttiği görüşün zayıf olduğunu açıklamıştır. | ||