Anonim kullanıcı
Mikdad bin Amr: Revizyonlar arasındaki fark
düzenleme özeti yok
imported>Zuhdi (Yeni sayfa: "{{İslam Tarihi}} '''Mikdad bin Esved''' diye meşhur olan '''Mikdad bin Amr''' (Arapça: المقداد بن عمرو) Hz. Resulullah’ın ileri gelen ashabından, İmam Ali...") |
imported>Zuhdi Değişiklik özeti yok |
||
3. satır: | 3. satır: | ||
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Allah, beni kendisinin de sevdiği dört kişiyi sevmem için emirde bulundu: Ali, Mikdad, Ebuzer ve Selman.” El-Gadir, c. 9, s. 117. | Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Allah, beni kendisinin de sevdiği dört kişiyi sevmem için emirde bulundu: Ali, Mikdad, Ebuzer ve Selman.” El-Gadir, c. 9, s. 117. | ||
== Nesebi, Doğumu ve Ölümü == | == Nesebi, Doğumu ve Ölümü == | ||
Mikdad bin Esved diye ünlenen Mikdad bin Amr bin Sa’lebe (Hicretten 37 yıl önce- hicrî 33) Medine yakınlarda vefat etmiş ve Medine’ye getirilerek orada defnedilmiştir. | Mikdad bin Esved diye ünlenen Mikdad bin Amr bin Sa’lebe (Hicretten 37 yıl önce- hicrî 33) Medine yakınlarda vefat etmiş ve Medine’ye getirilerek orada defnedilmiştir.<ref>El-Emin, A’yanu’ş-Şia, c. 10, s. 134; Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 204; Zerkuli, el-İ’lam, c. 7, s. 282.</ref><br /> | ||
Cahiliyet döneminde Hadramaut’ta sakin olan Mikdad, orada yaşanan düşmanlıktan dolayı Mekke’ye kaçmış ve orada Abduyagüs’ün evlatlığı olmuştur. Bundan dolayı kendisine Mikdad bin Esved demeye başlamışlardır. Ancak: ادْعُوهُمْ لِآبَائِهِمْ ; “Onları (evlât edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın” ayeti kerimesi nazil olduktan sonra Mikdad bin Amr olarak anılmaya başlanmıştır. | Cahiliyet döneminde Hadramaut’ta sakin olan Mikdad, orada yaşanan düşmanlıktan dolayı Mekke’ye kaçmış ve orada Abduyagüs’ün evlatlığı olmuştur. Bundan dolayı kendisine Mikdad bin Esved demeye başlamışlardır. Ancak: ادْعُوهُمْ لِآبَائِهِمْ ; '''“Onları (evlât edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın”''' ayeti kerimesi nazil olduktan sonra Mikdad bin Amr olarak anılmaya başlanmıştır.<ref>Zerkuli, el-İ’lam, c. 7, s. 282.</ref> | ||
== Hz. Resulullah Dönemi == | == Hz. Resulullah Dönemi == | ||
Mikdad, Hz. Resulullah’ın (s.a.a) kahraman sahabelerinden ve Müslümanlıklarını izhar eden ilk 7 kişiden biridir. | Mikdad, Hz. Resulullah’ın (s.a.a) kahraman sahabelerinden ve Müslümanlıklarını izhar eden ilk 7 kişiden biridir.<ref>Zerkuli, el-İ’lam, c. 7, s. 282.</ref><br /> | ||
Habeşe’ye hicret eden üçüncü grup Müslümanlardandır. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) hicret etmeden önce Mekke’ye dönmüş ve Mekke’den Medine’ye hicret etmiştir. Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Bedir gazvesi dahil tüm savaşlarına katılmıştır. | Habeşe’ye hicret eden üçüncü grup Müslümanlardandır. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) hicret etmeden önce Mekke’ye dönmüş ve Mekke’den Medine’ye hicret etmiştir. Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Bedir gazvesi dahil tüm savaşlarına katılmıştır.<ref>Belazuri, Ensabu’l-Eşraf, c. 1, s. 205.</ref><br /> | ||
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Allah, beni kendisinin de sevdiği dört kişiyi sevmem için emirde bulundu: Ali, Mikdad, Ebuzer ve Selman.” | Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Allah, beni kendisinin de sevdiği dört kişiyi sevmem için emirde bulundu: Ali, Mikdad, Ebuzer ve Selman.”<ref>Zerkuli, el-İ’lam, c. 7, s. 282.</ref><br /> | ||
Mikdad, Selman, Ammar ve Ebuzer Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) zamanında ilk Şialar olarak tanınmışlardır. | Mikdad, Selman, Ammar ve Ebuzer Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) zamanında ilk Şialar olarak tanınmışlardır.<ref>Nevbahti, Fireku’ş-Şia, s. 18; Şahabi, Edvar Fıkh, c. 2, s. 282.</ref> | ||
== Osman Zamanında == | == Osman Zamanında == | ||
Ünlü tarihçi Yakubi şöyle yazmaktadır: “bazılarının rivayet ettiğine göre Osman, biati gerçekleşen o gün yatsı namazı için geç saatlerde önünde mum yaktıkları halde dışarı çıktı. Mikdad bin Amr onunla karşılaştı ve ona şöyle dedi: “Bu bidat de nedir?” | Ünlü tarihçi Yakubi şöyle yazmaktadır: “bazılarının rivayet ettiğine göre Osman, biati gerçekleşen o gün yatsı namazı için geç saatlerde önünde mum yaktıkları halde dışarı çıktı. Mikdad bin Amr onunla karşılaştı ve ona şöyle dedi: “Bu bidat de nedir?”<ref>Yakubi, Tarih Yakubi, c. 2, s. 54.</ref><br /> | ||
Yakubi devamında şöyle yazmaktadır: “İnsanlar Ali bin Ebu Talib’i (a.s) kabul etmiş ve Osman’a kötü sözler söylüyorlardı. Birisinden rivayet edildiğine göre o kişi şöyle diyordu: ‘Allah Resulünün (s.a.a) mescidinde oturmuştum birden dizleri üzerine oturmuş ve sanki dünyalar onunmuş ve kaybetmiş gibi sızlanarak şöyle diyen birini gördüm:<br /> | Yakubi devamında şöyle yazmaktadır: “İnsanlar Ali bin Ebu Talib’i (a.s) kabul etmiş ve Osman’a kötü sözler söylüyorlardı. Birisinden rivayet edildiğine göre o kişi şöyle diyordu: ‘Allah Resulünün (s.a.a) mescidinde oturmuştum birden dizleri üzerine oturmuş ve sanki dünyalar onunmuş ve kaybetmiş gibi sızlanarak şöyle diyen birini gördüm:<br /> | ||
22. satır: | 22. satır: | ||
Sonra ikisine doğru yaklaştım ve şöyle dedim:<br /> | Sonra ikisine doğru yaklaştım ve şöyle dedim:<br /> | ||
— Allah sana rahmet etsin, sen kimsin ve bu adam kim?<br /> | — Allah sana rahmet etsin, sen kimsin ve bu adam kim?<br /> | ||
31. satır: | 31. satır: | ||
— Dedi ki: Ey benim kardeşimin oğlu! Bu iş için bir veya iki kişi yeterli değildir.<br /> | — Dedi ki: Ey benim kardeşimin oğlu! Bu iş için bir veya iki kişi yeterli değildir.<br /> | ||
Sonra dışarı çıktım. Dışarıda Ebu Zer’i gördüm ve olayı ona anlattım. O da şöyle dedi: “Mikdad kardeşim doğru söylemiş.” Sonra Abdullah bin Mesud’un yanına gittim ve durumu ona da anlattım. O da şöyle dedi: “Bize de söylendi ve bizler bir kusur da bulunmadık.” | Sonra dışarı çıktım. Dışarıda Ebu Zer’i gördüm ve olayı ona anlattım. O da şöyle dedi: “Mikdad kardeşim doğru söylemiş.” Sonra Abdullah bin Mesud’un yanına gittim ve durumu ona da anlattım. O da şöyle dedi: “Bize de söylendi ve bizler bir kusur da bulunmadık.”<ref>Yakubi, Tarih Yakubi, c. 2, s. 54, 55.</ref> | ||
== Kaynakça == | == Kaynakça == | ||
{{Kaynakça|2}} | {{Kaynakça|2}} | ||
52. satır: | 43. satır: | ||
* Yakubi, Tarihi Yakubi, tercüme: Muhammed İbrahim Ayeti, Tahran, ikinci baskı, ş. 1391. | * Yakubi, Tarihi Yakubi, tercüme: Muhammed İbrahim Ayeti, Tahran, ikinci baskı, ş. 1391. | ||
{{Şurtetu'l-Hamis}} | |||
{{Sahabeler}} | {{Sahabeler}} | ||
{{İmam Ali'nin Ashabı}} | {{İmam Ali'nin Ashabı}} |