İçeriğe atla

Kumeyl Duası: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
imported>Moghaddami
Değişiklik özeti yok
imported>Motahari
Değişiklik özeti yok
15. satır: 15. satır:
'''Kumeyl Duas''' ([[Arapça]]: '''دعاء كميل'''),  Kumeyl b. Ziyad en-Nahai’nin [[Hz. Ali]]’den (a.s) rivayet ettiği bir [[dua]]dır. Bu dua [[Allah]]'ı tanıma ve [[günah]]ların bağışlanması talebi noktasında engin ve yüce maarifleri içermektedir. [[Allame Meclisi]] (r.a) Kumeyl duasını en iyi dualardan biri saymıştır. Kumeyl Duası'nı [[Şia]]lar [[Şaban Ayının On beşi|Şaban ayının on beşi]]nci gecesinde ve yine her [[Cuma |Cuma gecesi]]nde (Perşembe gününün akşamında) okumaktadır.
'''Kumeyl Duas''' ([[Arapça]]: '''دعاء كميل'''),  Kumeyl b. Ziyad en-Nahai’nin [[Hz. Ali]]’den (a.s) rivayet ettiği bir [[dua]]dır. Bu dua [[Allah]]'ı tanıma ve [[günah]]ların bağışlanması talebi noktasında engin ve yüce maarifleri içermektedir. [[Allame Meclisi]] (r.a) Kumeyl duasını en iyi dualardan biri saymıştır. Kumeyl Duası'nı [[Şia]]lar [[Şaban Ayının On beşi|Şaban ayının on beşi]]nci gecesinde ve yine her [[Cuma |Cuma gecesi]]nde (Perşembe gününün akşamında) okumaktadır.
== Kumeyl b. Ziyad’ın Hayatı ==
== Kumeyl b. Ziyad’ın Hayatı ==
Nahai kabilesinden olan '''[[Kumeyl b. Ziyad Nahai|Kumeyl b. Ziyad b. Nehik en-Nahai]]''' [[Allah Resulü]]nün (s.a.a) ashabının tabiinlerinden ve İmam Ali (a.s) ve [[İmam Hasan]]’ın (a.s) has yârenlerindendir. Ömrünün 18 yılını peygamber efendimizin (s.a.a) döneminde geçiren Kumeyl, Hz. Ali’nin (a.s) hilafetinin ilk günlerinde İmam Ali’ye (a.s) biat eden ve [[Sıffin Savaşı|Sıffin savaşı]] gibi İmam Ali’ye karşı başlatılan savaşlara katılan Şialardan biridir. Emire’l Müminin’in sırrı (sır arkadaşı) olarak da bilinen Kumeyl, üçüncü halife [[Osman]] zamanında Kufe’den Şam’a sürgün edilen on kişiden biriydi.<ref> [[Tarihi Taberi]] (tercüme), c. 6, s. 2195 – 2199.</ref> Kumeyl b. Ziyad hicri kameri 82 yılında [[Haccac b. Yusuf Sakafi]]’nin emriyle öldürüldü.<ref> Nazım Zade Kummi, s. 1011- 1018.</ref>
Nahai kabilesinden olan '''[[Kumeyl b. Ziyad Nahai|Kumeyl b. Ziyad b. Nehik en-Nahai]]''' [[Allah Resulü]]nün (s.a.a) ashabının tabiinlerinden ve İmam Ali (a.s) ve [[İmam Hasan]]’ın (a.s) has yârenlerindendir. Ömrünün 18 yılını Peygamber Efendimizin (s.a.a) döneminde geçiren Kumeyl, Hz. Ali’nin (a.s) hilafetinin ilk günlerinde İmam Ali’ye (a.s) biat eden ve [[Sıffin Savaşı|Sıffin savaşı]] gibi İmam Ali’ye (a.s) karşı başlatılan savaşlara katılan Şialardan biridir. Emire’l Müminin’in sırrı (sır arkadaşı) olarak da bilinen Kumeyl, üçüncü halife [[Osman]] zamanında Kufe’den Şam’a sürgün edilen on kişiden biriydi.<ref> [[Tarihi Taberi]] (tercüme), c. 6, s. 2195 – 2199.</ref> Kumeyl b. Ziyad hicri kameri 82 yılında [[Haccac b. Yusuf Sakafi]]’nin emriyle öldürüldü.<ref> Nazım Zade Kummi, s. 1011- 1018.</ref>


== Duanın Senedi ve Bu İsmi Almasının Sebebi ==
== Duanın Senedi ve Bu İsmi Almasının Sebebi ==
37. satır: 37. satır:
Kumeyl duası, [[Allah]]'ı tanıma ve günahların bağışlanması talebi noktasında engin ve yüce maarifleri içermektedir.<br />
Kumeyl duası, [[Allah]]'ı tanıma ve günahların bağışlanması talebi noktasında engin ve yüce maarifleri içermektedir.<br />


İmam Ali (a.s) bu duaya Allah’ın adıyla başlamakta ve daha sonra birkaç satırda Allah’ın rahmet, kuvvet, ceberut, izzet, azamet, saltanat, zat, esma, ilim ve ilahî nuruna ant içmektedir. Daha sonra “'''یا نُورُ یا قُدُّوسُ یا أَوَّلَ الْأَوَّلِینَ وَ یا آخِرَ الْآخِرِینَ'''” (Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri!) cümlesiyle Allah’a nida etmekte ve insanoğlunun amellerinin etki ve sonuçlarını hatırlatarak Allah u Teâlâ’dan af ve bağışlanma talep etmektedir.<br />
İmam Ali (a.s) bu duaya Allah’ın adıyla başlamakta ve daha sonra birkaç satırda Allah’ın rahmet, kuvvet, ceberut, izzet, azamet, saltanat, zat, esma, ilim ve ilahî nuruna ant içmektedir. Daha sonra “'''یا نُورُ یا قُدُّوسُ یا أَوَّلَ الْأَوَّلِینَ وَ یا آخِرَ الْآخِرِینَ'''” (Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri!) cümlesiyle Allah’a nida etmekte ve insanoğlunun amellerinin etki ve sonuçlarını hatırlatarak Allah-u Teâlâ’dan af ve bağışlanma talep etmektedir.<br />


Müminlerin Emiri (a.s) duanın devamında, Allah’a onun zikriyle yakınlaşmayı istemekte, Allah’ı [[Şefaat|şefaat]]çisi kılarak Allah’tan cömertliği hakkına kendisine yaklaştırmasını niyaz etmektedir. Şükrünü eda etmeyi öğretmesini, zikrini ilham etmesini, Allah'tan huzu ve huşu talep etmekte ve kullanmış olduğu ibarelerle Allah’a olan özlemini ona dile getirmektedir.<br />
Müminlerin Emiri (a.s) duanın devamında, Allah’a onun zikriyle yakınlaşmayı istemekte, Allah’ı [[Şefaat|şefaat]]çisi kılarak Allah’tan cömertliği hakkına kendisine yaklaştırmasını niyaz etmektedir. Şükrünü eda etmeyi öğretmesini, zikrini ilham etmesini, Allah'tan huzu ve huşu talep etmekte ve kullanmış olduğu ibarelerle Allah’a olan özlemini ona dile getirmektedir.<br />
119. satır: 119. satır:
|align=left|<div class="reflist4" align="left" dir="ltr" style="max-height: 320px; overflow: auto;border:2px solid #20bfbc; padding: 16px; font-size:140%;">
|align=left|<div class="reflist4" align="left" dir="ltr" style="max-height: 320px; overflow: auto;border:2px solid #20bfbc; padding: 16px; font-size:140%;">
<font color=Green>
<font color=Green>
Allah'ım! Senin her şeyi kaplayan rahmetin hakkına; kendisiyle her şeye üstün geldiğin, karşısında her şeyin boyun eğdiği gücün hakkına; her şeye galip geldiğin ceberutun hakkına; önünde hiç bir şeyin duramadığı izzetin hakkına; her şeyi dolduran azametin hakkına; her şeye üstün gelen saltanatın hakkına; her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak veçhin hakkına; her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına; her şeyi ihata eden ilmin hakkına ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına senden niyaz ederim.
Allah'ım! Senin her şeyi kaplayan rahmetin hakkına; kendisiyle her şeye üstün geldiğin, karşısında her şeyin boyun eğdiği gücün hakkına; her şeye galip geldiğin ceberutun hakkına; önünde hiç bir şeyin duramadığı izzetin hakkına; her şeyi dolduran azametin hakkına; her şeye üstün gelen saltanatın hakkına; her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak vechin hakkına; her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına; her şeyi ihata eden ilmin hakkına ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına senden niyaz ederim.


Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri! Allah'ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı affet. Allah'ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı affet. Allah'ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı affet. Allah'ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı affet.
Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri! Allah'ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı affet. Allah'ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı affet. Allah'ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı affet. Allah'ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı affet.
133. satır: 133. satır:
Allah'ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan ve hacetini zorluklar anında kapına getirene, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi sana yalvarırım.
Allah'ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan ve hacetini zorluklar anında kapına getirene, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi sana yalvarırım.


Allah'ım! Saltanatın büyük ve mekânın yücedir, tedbirin gizlidir; emrin açık; kahrın galip ve kudretin her yerde caridir;(yürürlüktedir) ve senin hükümetinden kaçmak imkânsızdır.
Allah'ım! Saltanatın büyük ve mekânın yücedir, tedbirin gizlidir; emrin açık; kahrın galip ve kudretin her yerde caridir;(yürürlüktedir) ve senin hükumetinden kaçmak imkânsızdır.


Allah'ım! Senden başka günahlarımı affedecek; kabahatlerimi öretecek; kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam.
Allah'ım! Senden başka günahlarımı affedecek; kabahatlerimi örtecek; kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam.


Senden başka ilah yoktur; münezzehsin; sana hamt ederim.
Senden başka ilah yoktur; münezzehsin; sana hamt ederim.
143. satır: 143. satır:
Allah'ım! Mevlam! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan beni korudun; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın; layık olmadığım nice güzel övgüleri benim hakkımda yazdın.'''
Allah'ım! Mevlam! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan beni korudun; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın; layık olmadığım nice güzel övgüleri benim hakkımda yazdın.'''


Allah'ım! Belam büyümüş, halimin kötülüğü haddi aşmış; amellerim beni aciz bırakmış, (heva ve heves) zincirlerim beni çökertmiş, uzun arzularım beni menfaatimden alıkoyup hapsetmiş ve dünya beni boş şeylerle aldatmış ve sürekli kötülüklere çeken nefsim, cinayeti ve höşgürülüğümla beni aldatmış.
Allah'ım! Belam büyümüş, halimin kötülüğü haddi aşmış; amellerim beni aciz bırakmış, (heva ve heves) zincirlerim beni çökertmiş, uzun arzularım beni menfaatimden alıkoyup hapsetmiş ve dünya beni boş şeylerle aldatmış ve sürekli kötülüklere çeken nefsim, cinayeti ve hoşgörülüğümle beni aldatmış.


Ey Efendim! İzzetinin hakkına senden istiyorum ki; amelimin kötülüğü, duamın kabulünü önlemesin ve bildiğin gizli sırlarımı açarak beni rezil etme; gizlice işlediğim kötü amelim ve davranışım, sürekli ihmalkârlığım ve cahilliğim, nefsanî isteklerim ve gafletimin çokluğu yüzünden, beni cezalandırmakta acele etme.
Ey Efendim! İzzetinin hakkına senden istiyorum ki; amelimin kötülüğü, duamın kabulünü önlemesin ve bildiğin gizli sırlarımı açarak beni rezil etme; gizlice işlediğim kötü amelim ve davranışım, sürekli ihmalkârlığım ve cahilliğim, nefsanî isteklerim ve gafletimin çokluğu yüzünden, beni cezalandırmakta acele etme.
149. satır: 149. satır:
Allah'ım! İzzetin hakkına her durumda bana karşı merhametli ve bütün işlerimde rauf ol.
Allah'ım! İzzetin hakkına her durumda bana karşı merhametli ve bütün işlerimde rauf ol.


Mabudum, Rabbim! Senden başka kimin var ki, ondan, kötü durumumu gidermesini ve bu halime bakmasını dileyeyim.
Mabudum, Rabbim! Senden başka kimim var ki, ondan, kötü durumumu gidermesini ve bu halime bakmasını dileyeyim.


Mabudum, Mevlam! Sen bana hükmettin; bense o hükümlerin hususunda nefsime uydum; bu konuda düşmanım (şeytan)'ın (günahları) tezyin etmesinden korkmadım; böylece beni istediği gibi aldattı ve alınyazısı da bu işte ona yardımcı oldu; işte bu başıma gelenlerden dolayı bazı sınırlarını aştım ve bazı emirlerine karşı çıktım; bütün bunlarda sana hamt etmek benim vazifemdir.
Mabudum, Mevlam! Sen bana hükmettin; bense o hükümlerin hususunda nefsime uydum; bu konuda düşmanım (şeytan)'ın (günahları) tezyin etmesinden korkmadım; böylece beni istediği gibi aldattı ve alın yazısı da bu işte ona yardımcı oldu; işte bu başıma gelenlerden dolayı bazı sınırlarını aştım ve bazı emirlerine karşı çıktım; bütün bunlarda sana hamt etmek benim vazifemdir.


(Amellerim dolayısıyla) Hakkımda yürütülen kaza ve kaderin ve beni yakalayan hüküm ve imtihanın karşısında gösterecek hiçbir mazeret ve bahanem yoktur.
(Amellerim dolayısıyla) Hakkımda yürütülen kaza ve kaderin ve beni yakalayan hüküm ve imtihanın karşısında gösterecek hiçbir mazeret ve bahanem yoktur.
167. satır: 167. satır:
Böyle bir şey senden uzaktır; sen kendi yetiştirdiğin birisini yitirmezsin; yakınlaştırdığın birisini kendinden uzaklaştırmazsın, barındırdığın birisini kovmazsın veya kendisine merhamet ettiğin kimseyi belalara teslim etmezsin. Sen bütün bunlardan yücesin.
Böyle bir şey senden uzaktır; sen kendi yetiştirdiğin birisini yitirmezsin; yakınlaştırdığın birisini kendinden uzaklaştırmazsın, barındırdığın birisini kovmazsın veya kendisine merhamet ettiğin kimseyi belalara teslim etmezsin. Sen bütün bunlardan yücesin.


Keşke bir bilseydim, Ey Seyyidim, Mabudum ve Mevlam! Azametin karşısında secdeye düşen yüzlere; sadakatle vahdaniyetine şahadet eden ve medh ile sana şükür eden dillere; ilahlığını gerçekten itiraf eden kalplere, senin marifetinle dolup taşan ve böylece huşuyla eğilen batınlara cehennem ateşini musallat eder misin? Ve itaat etmek üzere ibadet yerlerine koşan ve günahını itiraf ettiği halde senden mağfiret dileyen uzuvları (azaba duçar eder misin?)
Keşke bir bilseydim, Ey Seyyidim, Mabudum ve Mevlam! Azametin karşısında secdeye düşen yüzlere; sadakatle vahdaniyetine şehadet eden ve medh ile sana şükür eden dillere; ilahlığını gerçekten itiraf eden kalplere, senin marifetinle dolup taşan ve böylece huşuyla eğilen batınlara cehennem ateşini musallat eder misin? Ve itaat etmek üzere ibadet yerlerine koşan ve günahını itiraf ettiği halde senden mağfiret dileyen uzuvları (azaba duçar eder misin?)


Senin hakkında böyle düşünülemez; senin fazl-u keremin bize böyle tanıtılmamıştır Ey Kerem Sahibi, Ey Rabb!
Senin hakkında böyle düşünülemez; senin fazl-u keremin bize böyle tanıtılmamıştır Ey Kerem Sahibi, Ey Rabb!
199. satır: 199. satır:
Olacak şey mi, sana karşı gelmesi yüzünden cehennemde tutulan ve günahından ötürü onun azabını tadan ve onun tabakaları arasında, işlediği suç ve cinayetten dolayı hapsedilen Müslüman bir kulunun sesini duyasın da affetmeyesin, oysa o kul, rahmetine göz diken biri gibi inlemekte ve tevhit ehlinin diliyle seni çağırmakta ve rububiyet makamını vasıta ederek sana el açmada.
Olacak şey mi, sana karşı gelmesi yüzünden cehennemde tutulan ve günahından ötürü onun azabını tadan ve onun tabakaları arasında, işlediği suç ve cinayetten dolayı hapsedilen Müslüman bir kulunun sesini duyasın da affetmeyesin, oysa o kul, rahmetine göz diken biri gibi inlemekte ve tevhit ehlinin diliyle seni çağırmakta ve rububiyet makamını vasıta ederek sana el açmada.


Ey Mevlam! O, senin önceden yaptığın merhametini umduğu halde, nasıl azapta kalabilir? Ya da senin ihsan ve merhametini ümit ettiği halde ateş nasıl onu incitebilir? Yahut Sen onun sesini işittiğin ve yerini gördüğün halde ateş nasıl onu yakabilir? Ya da, sen onun zaaf ve göçsüzlüğünü bildiğin halde cehennemin alevleri onu nasıl kuşatabilir? Ya da sen onun sadakat ve doğruluğunu bildiğin halde, cehennemin tabakaları arasında nasıl kıvranıp kalır? Yahut o, seni "Ey Rabbim" diye çağırırken, cehennemin azap melekleri nasıl ona eziyet edebilir? Ya da cehennemden kurtulmak için senin lütuf ve keremini dilediği halde onu nasıl orada bırakırsın?
Ey Mevlam! O, senin önceden yaptığın merhametini umduğu halde, nasıl azapta kalabilir? Ya da senin ihsan ve merhametini ümit ettiği halde ateş nasıl onu incitebilir? Yahut Sen onun sesini işittiğin ve yerini gördüğün halde ateş nasıl onu yakabilir? Ya da, sen onun zaaf ve güçsüzlüğünü bildiğin halde cehennemin alevleri onu nasıl kuşatabilir? Ya da sen onun sadakat ve doğruluğunu bildiğin halde, cehennemin tabakaları arasında nasıl kıvranıp kalır? Yahut o, seni "Ey Rabbim" diye çağırırken, cehennemin azap melekleri nasıl ona eziyet edebilir? Ya da cehennemden kurtulmak için senin lütuf ve keremini dilediği halde onu nasıl orada bırakırsın?


Sen münezzehsin, hakkında bunlar düşünülemez; senin fazlınla ilgili tanıtılan bunlar değildir ve bunlar senin muvahhit insanlara yaptığın ihsan ve iyiliklere benzeyen şeyler de değildir.
Sen münezzehsin, hakkında bunlar düşünülemez; senin fazlınla ilgili tanıtılan bunlar değildir ve bunlar senin muvahhit insanlara yaptığın ihsan ve iyiliklere benzeyen şeyler de değildir.
231. satır: 231. satır:
Uzuvlarımı hizmetin için güçlendir; sana yönelmemde kalbime güç ve sebat ver; senden korkmada ve hizmetini sürdürmede bana öylesine bir ciddiyet ver ki, sana kulluktaki yarış meydanlarında sana doğru koşayım ve bu yolda mücadele verenler arasında yer alıp hızla sana doğru geleyim ve sana gönül verenler arasında senin yakınlığına meyil edeyim ve ihlâslılar gibi sana yakınlaşayım ve senden yakin ehlinin korktuğu gibi korkayım ve indinde müminlerle bir araya geleyim.
Uzuvlarımı hizmetin için güçlendir; sana yönelmemde kalbime güç ve sebat ver; senden korkmada ve hizmetini sürdürmede bana öylesine bir ciddiyet ver ki, sana kulluktaki yarış meydanlarında sana doğru koşayım ve bu yolda mücadele verenler arasında yer alıp hızla sana doğru geleyim ve sana gönül verenler arasında senin yakınlığına meyil edeyim ve ihlâslılar gibi sana yakınlaşayım ve senden yakin ehlinin korktuğu gibi korkayım ve indinde müminlerle bir araya geleyim.


Allah'ım! Bana kötülük yapmak isteyeni cezalandır; bana tuzak kuran kimseye tuzak kur ve beni, yanında en iyi pay alan ve sana göre en yakın makama sahip olan ve sana hususi yakınlığı olan kullarından eyle, Gerçekten bunlara erişmek, ancak senin lütuf ve kereminle olur.
Allah'ım! Bana kötülük yapmak isteyeni cezalandır; bana tuzak kuran kimseye tuzak kur ve beni, yanında en iyi pay alan ve sana göre en yakın makama sahip olan ve sana hususi yakınlığı olan kullarından eyle, gerçekten bunlara erişmek, ancak senin lütuf ve kereminle olur.


Cömertliğin hakkına bana cömert davran ve yüceliğin hakkına teveccüh eyle bana.
Cömertliğin hakkına bana cömert davran ve yüceliğin hakkına teveccüh eyle bana.
Anonim kullanıcı