İçeriğe atla

Kırtas Hadisesi: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
imported>Murtaza
imported>Hassanzadeh
Değişiklik özeti yok
30. satır: 30. satır:
Açıktır ki olayı nakledenler burada Ömer’in sözünün aynısını ve lafzını değil, anlamını nakletmişlerdir! Bunun da anlamı, ehl-i hadis (olayı nakleden Sünni [[muhaddis]]ler), o gün orada çekişip münakaşa edenlerin isimlerini açıkça zikretmemiş, tartışma ve çekişmeyi ise lafzıyla olduğu gibi nakletmişlerdir.<ref>Şerafettin, el-Müracaat, s. 242-243; Farsça tercüme, Münazarat, s. 431-432.</ref> Bu hadisler, ‘Ehlisünnet kaynaklarında zikredilmiştir.<br />
Açıktır ki olayı nakledenler burada Ömer’in sözünün aynısını ve lafzını değil, anlamını nakletmişlerdir! Bunun da anlamı, ehl-i hadis (olayı nakleden Sünni [[muhaddis]]ler), o gün orada çekişip münakaşa edenlerin isimlerini açıkça zikretmemiş, tartışma ve çekişmeyi ise lafzıyla olduğu gibi nakletmişlerdir.<ref>Şerafettin, el-Müracaat, s. 242-243; Farsça tercüme, Münazarat, s. 431-432.</ref> Bu hadisler, ‘Ehlisünnet kaynaklarında zikredilmiştir.<br />
   
   
Her kim Sünnilerin kitaplarına bakacak olursa, o gün Hz. Resulullah sayıklıyor ve hezeyan ediyor diyen ilk kişinin Ömer olduğunu bilir. Sonrasında ise Ömer’le aynı düşünce ve görüşte olan kişiler ona katılmıştır. İbn Abbas’ın dediğine göre orada hazır bulunanlar evde ihtilaf etmiş ve densizlik ederek edepsizlik etmişlerdir. Onlardan bazıları Peygamber sizin için bir şeyler yazsın, ondan sonra yoldan çıkıp sapmayın demiş ve bazıları da Ömer’in sözünü demişlerdir. (yani, Hz. Peygamber sayıklayıp hezeyan ediyor!! Demişlerdir.)<ref>Şerafettin, el-Müracaat, s. 243-244; Farsça tercüme, Münazarat, s. 434.</ref><br />
Her kim Sünnilerin kitaplarına bakacak olursa, o gün Hz. Resulullah sayıklıyor ve hezeyan ediyor diyen ilk kişinin Ömer olduğunu bilir. Sonrasında ise Ömer’le aynı düşünce ve görüşte olan kişiler ona katılmıştır. İbn Abbas’ın dediğine göre orada hazır bulunanlar evde ihtilaf etmiş ve densizlik ve edepsizlik etmişlerdiR. Onlardan bazıları Peygamber sizin için bir şeyler yazsın, ondan sonra yoldan çıkıp sapmayın demiş ve bazıları da Ömer’in sözünü demişlerdir. (yani, Hz. Peygamber sayıklayıp hezeyan ediyor!! Demişlerdir.)<ref>Şerafettin, el-Müracaat, s. 243-244; Farsça tercüme, Münazarat, s. 434.</ref><br />


Sünni âlimlerinden Hz. Resulü Kibriya Efendimizin ([[Allah]]’ın salat ve selamı onun ve [[Ehlibeyt]]'inin üzerine olsun) vasiyet yazmasına mani olan ve Efendimize sayıklıyor diyen kişinin Ömer bin Hattab olduğunu açıkça yazan ilk Sünni âlimi Kadı İyaz’dır (ö. 544). Bu yazar olayı açıkça naklettikten sonra Ömer’i temize çekmek ve aklamak için çeşitli bahaneler ve gerekçeler (tabiri caizse elli takla atmıştır!) ileri sürmüştür. Örneğin şöyle demiştir: ‘Ömer’in söylediği inkar içerikli soruydu, yani gerçekte şöyle demiştir: ‘Acaba Peygamber sayıklıyor mu?’<ref>Bkz. Kadı İyaz, eş-Şifa, be-Tarih hukuk el-Mustafa, c. 2, s. 194.</ref> Mutezile mezhebinden İbn Ebi’l-Hadid de Ömer’in bu sözünü inkar etmiyor, ancak Ömer’i aklamaya çalışarak şöyle diyor: ‘Bu cümle, Ömer’in öfkeli ve haşin zatî yapısından  kaynaklanmıştır, yoksa Ömer bu cümlesiyle kelimenin zahiri anlamını kastetmemiştir!<ref>İbn Ebi’l-Hadid, Şerh Nehcü’l-Belağa, c. 1, s. 183.</ref> Oysa ki Sünni âlimlerin Ömer’i aklama ve temize çıkarma girişimleri, Ömer’in bu sözü söyledikten sonra oradakilerin iki gruba ayrılması ve bunlardan bazılarının Ömer’i desteklemesi ve bazılarının da ona muhalefet etmesi ve sonunda Peygamberin (s.a.a) onları yanından kovmasıyla sona ermiştir (Bazı rivayetlerde ise Ömer’i yanından kovmasıyla sonuçlanmıştır). Bu da bu aklama ve temize çıkarma girişimlerinin gerçeklerle uzaktan yakından bir alakasının olmadığını ortaya koymaktadır.
Sünni âlimlerinden Hz. Resulü Kibriya Efendimizin ([[Allah]]’ın salat ve selamı onun ve [[Ehlibeyt]]'inin üzerine olsun) vasiyet yazmasına mani olan ve Efendimize sayıklıyor diyen kişinin Ömer bin Hattab olduğunu açıkça yazan ilk Sünni âlimi Kadı İyaz’dır (ö. 544). Bu yazar olayı açıkça naklettikten sonra Ömer’i temize çekmek ve aklamak için çeşitli bahaneler ve gerekçeler (tabiri caizse elli takla atmıştır!) ileri sürmüştür. Örneğin şöyle demiştir: ‘Ömer’in söylediği inkar içerikli soruydu, yani gerçekte şöyle demiştir: ‘Acaba Peygamber sayıklıyor mu?’<ref>Bkz. Kadı İyaz, eş-Şifa, be-Tarih hukuk el-Mustafa, c. 2, s. 194.</ref> Mutezile mezhebinden İbn Ebi’l-Hadid de Ömer’in bu sözünü inkar etmiyor, ancak Ömer’i aklamaya çalışarak şöyle diyor: ‘Bu cümle, Ömer’in öfkeli ve haşin zatî yapısından  kaynaklanmıştır, yoksa Ömer bu cümlesiyle kelimenin zahiri anlamını kastetmemiştir!<ref>İbn Ebi’l-Hadid, Şerh Nehcü’l-Belağa, c. 1, s. 183.</ref> Oysa ki Sünni âlimlerin Ömer’i aklama ve temize çıkarma girişimleri, Ömer’in bu sözü söyledikten sonra oradakilerin iki gruba ayrılması ve bunlardan bazılarının Ömer’i desteklemesi ve bazılarının da ona muhalefet etmesi ve sonunda Peygamberin (s.a.a) onları yanından kovmasıyla sona ermiştir (Bazı rivayetlerde ise Ömer’i yanından kovmasıyla sonuçlanmıştır). Bu da bu aklama ve temize çıkarma girişimlerinin gerçeklerle uzaktan yakından bir alakasının olmadığını ortaya koymaktadır.
46. satır: 46. satır:


Dedi ki: “O gün Resulullahın (s.a.a) hastalığı ağırlaşmıştı “Bana bir kâğıt getirin, size bir yazı yazayım ki ondan sonra asla yoldan sapmayasınız.” buyurdu.
Dedi ki: “O gün Resulullahın (s.a.a) hastalığı ağırlaşmıştı “Bana bir kâğıt getirin, size bir yazı yazayım ki ondan sonra asla yoldan sapmayasınız.” buyurdu.
Sonra oradakiler niza ederek münakaşa etmeye başladılar, halbuki Peygamberin yanında niza etmek doğru değildir.
Sonra oradakiler çekişmeler ile birlikte münakaşa etmeye başladılar, halbuki Peygamberin yanında niza etmek doğru değildir.


Sonra: ‘Ona (Peygambere) ne oldu? Peygamber, (haşa) hezeyan edip sayıklıyor’ mu diye kendisine sorun dediler; Peygamber ise: “Beni yalnız bırakın, içinde bulunduğum durum, hakkımda söylediklerinizden daha hayırlıdır” der. Tam öleceği sırada (olayı nakleden Süfyan bir kere olduğunu diyor) üç şey tavsiye eder, birincisi: [[Müşrik]]leri Arap yarımadasından çıkarın. İkincisi: Görüşme ve ziyarete gelen kişilere, benim yaptığım gibi ikramda bulunun ve hediyeler verin.”
Sonra: ‘Ona (Peygambere) ne oldu? Peygamber, (haşa) hezeyan edip sayıklıyor’ mu diye kendisine sorun dediler; Peygamber ise: “Beni yalnız bırakın, içinde bulunduğum durum, hakkımda söylediklerinizden daha hayırlıdır” der. Tam öleceği sırada (olayı nakleden Süfyan bir kere olduğunu diyor) üç şey tavsiye eder, birincisi: [[Müşrik]]leri Arap yarımadasından çıkarın. İkincisi: Görüşme ve ziyarete gelen kişilere, benim yaptığım gibi ikramda bulunun ve hediyeler verin.”
182. satır: 182. satır:


== Yazıyı Yazmaktan Vazgeçmesinin Nedeni ==
== Yazıyı Yazmaktan Vazgeçmesinin Nedeni ==
Hz. Fahri Kainat Efendimizin (s.a.a) vasiyet yazdırmaktan vazgeçmesinin nedeni, kendi huzurunda bazı [[sahabe]]lerin yaptığı densizlik ve hakarettir. Kaldı ki böyle bir vasiyeti bu aşamada yazdırsa bile kendisinden sonra bunun fitne ve ihtilaftan başka bir etkisi olmayacaktı. Eğer vasiyeti yazmış veya yazdırmış olsaydı mesela şöyle diyeceklerdi: “Bu sözler -bundan Allah’a sığınırız- hezeyan mıdır, değil midir?!” Nitekim kendi huzurunda bile küstahça bunu söylemişler ve Efendimizin elinden: ‘yanımdan kalkın’ demekten başka bir şey gelmemiştir. Ayrıca Efendimiz bunda ısrar eder ve ne olursa olsun vasiyeti yazdırmış olsaydı, Efendimizin sayıklıyor dediği ve buna destek olan kimseler, inatlaşarak diretecek ve bu kişilerin takipçileri de Hz. Fahri Kainat Efendimizin -neuzubillah- sayıkladığını ispat etmek için abartı ve mübalağa haddinde cedelleşecek ve bunun için onlarca kitap ve makaleler yazacaklardı. Nitekim vasiyet yazılmamasına rağmen bu konuda nakledilen rivayetlerin birçoğu tahrif edilmiş, eksik kaydedilmiş ve hakaret eden sahabeler inadına aklanmaya çalışılmıştır.<ref>Şerafettin, el-Müracaat, s. 245; Farsça tercüme, Münazarat, s. 436-437.</ref>
Hz. Fahri Kainat Efendimizin (s.a.a) vasiyet yazdırmaktan vazgeçmesinin nedeni, kendi huzurunda bazı [[sahabe]]lerin yaptığı densizlik ve hakarettir. Kaldı ki böyle bir vasiyeti bu aşamada yazdırsa bile kendisinden sonra bunun fitne ve ihtilaftan başka bir etkisi olmayacaktı. Eğer vasiyeti yazmış veya yazdırmış olsaydı mesela şöyle diyeceklerdi: “Bu sözler -bundan Allah’a sığınırız- hezeyan mıdır, değil midir?!” Nitekim kendi huzurunda bile küstahça bunu söylemişler ve Efendimizin elinden: ‘yanımdan kalkın’ demekten başka bir şey gelmemiştir. Ayrıca Efendimiz bunda ısrar eder ve ne olursa olsun vasiyeti yazdırmış olsaydı, Efendimizin sayıklıyor dediği ve buna destek olan kimseler, inatlaşarak diretecek ve bu kişilerin takipçileri de Hz. Fahri Kainat Efendimizin -neuzubillah- sayıkladığını ispat etmek için abartı ve abartılı bir şekilde tartışacak ve bunun için onlarca kitap ve makale yazacaklardı. Nitekim vasiyet yazılmamasına rağmen bu konuda nakledilen rivayetlerin birçoğu tahrif edilmiş, eksik kaydedilmiş ve hakaret eden sahabeler inadına aklanmaya çalışılmıştır.<ref>Şerafettin, el-Müracaat, s. 245; Farsça tercüme, Münazarat, s. 436-437.</ref>


== Ayrıca Bakınız ==
== Ayrıca Bakınız ==
Anonim kullanıcı