Anonim kullanıcı
Muhtar’ın Kıyamı: Revizyonlar arasındaki fark
düzenleme özeti yok
imported>Zuhdi (Yeni sayfa: " Muhtar’ın kıyamı (Arapça: ), Kerbela şehitlerinin öcünü almak için Muhtar bin ebu Ubeyd Sakafi komutanlığında başlatılan bir harekettir. Bu kıyam hicretin 66. Yıl...") |
imported>Zuhdi Değişiklik özeti yok |
||
2. satır: | 2. satır: | ||
Muhtar’ın kıyamı (Arapça: ), Kerbela şehitlerinin öcünü almak için Muhtar bin ebu Ubeyd Sakafi komutanlığında başlatılan bir harekettir. Bu kıyam hicretin 66. Yılında Kufe’de başlamış ve Ubeydullah İbn Ziyad, Ömer İbn Saad, Şimr bin Zi’l-Cevşen ve Sinan bin Enes gibi İmam Hüseyin (a.s) ve yârenlerinin şehadetine neden olan çok sayıda faktör öldürülmüştür. Muhtar’ın kıyamı, Muhammed bin Hanefiye’nin adıyla başlamıştır. Bazı Şia âlimleri ise Muhtar’ın kıyamının İmam Seccad’ın (a.s) emriyle başladığı düşüncesindedir. | Muhtar’ın kıyamı (Arapça: ), Kerbela şehitlerinin öcünü almak için Muhtar bin ebu Ubeyd Sakafi komutanlığında başlatılan bir harekettir. Bu kıyam hicretin 66. Yılında Kufe’de başlamış ve Ubeydullah İbn Ziyad, Ömer İbn Saad, Şimr bin Zi’l-Cevşen ve Sinan bin Enes gibi İmam Hüseyin (a.s) ve yârenlerinin şehadetine neden olan çok sayıda faktör öldürülmüştür. Muhtar’ın kıyamı, Muhammed bin Hanefiye’nin adıyla başlamıştır. Bazı Şia âlimleri ise Muhtar’ın kıyamının İmam Seccad’ın (a.s) emriyle başladığı düşüncesindedir. | ||
== Kıyam’ın Hedefi == | == Kıyam’ın Hedefi == | ||
Muhtar bin Sakafi, Kerbela vakıasında hapiste bulunmaktaydı. Hapisten çıkar çıkmaz İmam Hüseyin’in (a.s) katillerinden intikam almaya koyulmuştur. İlk önce Yezid’e Hicaz’da başkaldıran Abdullah bin Zübeyr’e katıldı, ancak kendisiyle aynı düşüncede olmadığını anladı ve ondan ayrılarak kıyamı için Kufe’ye geri döndü. | Muhtar bin Sakafi, Kerbela vakıasında hapiste bulunmaktaydı. Hapisten çıkar çıkmaz İmam Hüseyin’in (a.s) katillerinden intikam almaya koyulmuştur. İlk önce Yezid’e Hicaz’da başkaldıran Abdullah bin Zübeyr’e katıldı, ancak kendisiyle aynı düşüncede olmadığını anladı ve ondan ayrılarak kıyamı için Kufe’ye geri döndü. | ||
== Abdullah Bin Zübeyr’le Birlikteliği == | == Abdullah Bin Zübeyr’le Birlikteliği == | ||
Önceden Abdullah bin Zübeyr’le görüşmeler yapan Muhtar, çevresindekilerin Abdullah bin Zübeyr’e biat etmesini istediğinde onlara Abdullah ile kendi hedefleri arasında farklar olduğunu söylemiş ve ona biat etmenin maslahata aykırı olduğunu ileri sürmüştür | Önceden Abdullah bin Zübeyr’le görüşmeler yapan Muhtar, çevresindekilerin Abdullah bin Zübeyr’e biat etmesini istediğinde onlara Abdullah ile kendi hedefleri arasında farklar olduğunu söylemiş ve ona biat etmenin maslahata aykırı olduğunu ileri sürmüştür,<ref>Ensabu’l-Eşraf, c. 6, s. 378.</ref> ancak çevresindekilerin ısrarı üzerine Abdullah İbn Zübeyr’e iki şartla biat etmiştir: birinci şart: Abdullah bin Zübeyr yaptığı işlerde ona danışacak, tek başına kararlar almayacak,<ref>Aferineş ve Tarih, c. 2, s. 907.</ref> ve ona karşı çıkmayacaktır.<ref>Tarih İbn Haldun, c. 2, s. 37.</ref> ikinci şart: hükümetteki en üst makamı Muhtar’a verecektir.<ref>Tarih Taberi, c. 5, s. 575.</ref> <br /> | ||
Yezid orduları Mekke’ye saldırdığında ve Abdullah bin Zübeyr kuşatıldığında Muhtar onun yanında Yezit ordularına karşı savaşmıştır. Bazı kaynakların belirttiğine göre, Muhtar, Abdullah İbn Zübeyr’in hile ve aldatmayla iş çevirdiğini | Yezid orduları Mekke’ye saldırdığında ve Abdullah bin Zübeyr kuşatıldığında Muhtar onun yanında Yezit ordularına karşı savaşmıştır. Bazı kaynakların belirttiğine göre, Muhtar, Abdullah İbn Zübeyr’in hile ve aldatmayla iş çevirdiğini<ref>Ensabu’l-Eşraf, c. 6, s. 317.</ref> ve hilafet iddiasında bulunduğunu gördüğünde ondan uzaklaşmış ve kıyam hazırlıklarını yapmak için Kufe’ye doğru yola çıkmıştır.<ref>Aferineş ve Tarih, c. 2, s. 910.</ref> | ||
== Muhammed bin Hanefiye İle Görüşmesi == | == Muhammed bin Hanefiye İle Görüşmesi == | ||
Muhtar, Kufe’ye doğru yola çıkmadan önce Muhammed bin Hanefiye ile görüşmüş ve kıyam edeceğine dair niyetini ona açıklamıştır. Muhammed bin Hanefiye’den icazet istemiş, o da genel sözcüklerle ona izin vermiş ve ondan takvalı olmasını istemiştir. | Muhtar, Kufe’ye doğru yola çıkmadan önce Muhammed bin Hanefiye ile görüşmüş ve kıyam edeceğine dair niyetini ona açıklamıştır. Muhammed bin Hanefiye’den icazet istemiş, o da genel sözcüklerle ona izin vermiş ve ondan takvalı olmasını istemiştir.<ref>Ensabu’l-Eşraf, c. 6, s. 380.</ref> Belazuri’nin naklettiğine göre ise Muhtar’a sarih bir şekilde izin vermiştir.<ref>Ensabu’l-Eşraf, c. 6, s. 380.</ref> | ||
== Kufe Yolunda == | == Kufe Yolunda == | ||
Muhtar, Mekke’den Kufe’ye yola çıktı. Kufe yakınlarındaki İmam Hüseyin (a.s) ve yârenlerinin şehit edildiği yerde durarak ağlamış ve ağıt yakmıştır. Yakınlarda olan Şialar bu sahneyi görmüş ve ona katılmışlardır. | Muhtar, Mekke’den Kufe’ye yola çıktı. Kufe yakınlarındaki İmam Hüseyin (a.s) ve yârenlerinin şehit edildiği yerde durarak ağlamış ve ağıt yakmıştır. Yakınlarda olan Şialar bu sahneyi görmüş ve ona katılmışlardır.<ref>El-Kamil, c. 4, s. 174.</ref> Muhtar, Cuma günü Hiyre nehrine varmış ve orada gusül almış, güzel kokular sürmüş, başına sarığını koymuş, kılıcını kuşanmış ve Kinde meydanındaki Sekun camisine gitmiştir. Yolda her nereden geçmişse zafer kazanılacağına dair insanları müjdelemiştir.<ref>Tarih Taberi, c. 5, s. 578.</ref> | ||
== Kufe’ye Girişi == | == Kufe’ye Girişi == | ||
Muhtar’ın Kufe’ye girişi Yezid’in ölümünden altı ay sonra ve Ramazan ayının ortasında gerçekleşmiştir. | Muhtar’ın Kufe’ye girişi Yezid’in ölümünden altı ay sonra ve Ramazan ayının ortasında gerçekleşmiştir.<ref>Tarih İbn Haldun, c. 2, s. 43.</ref> İbn Zübeyr ise Abdullah bin Muti’yi Kufe’ye vali olarak atamıştır.<ref>Aferineş ve Tarih, c. 2, s. 911.</ref>-<ref>Tarih İbn Haldun, c. 2, s. 44.</ref> | ||
== Muhtar ve Tevvabin Kıyamı == | == Muhtar ve Tevvabin Kıyamı == | ||
Muhtar, Kufe’ye girdikten sonra Süleyman bin Surad’ın daveti ve Tevvabin kıyamı ile karşı karşıya kalmıştır. Onu kıyam için uygun görmediği için onlarla işbirliği yapmaya yanaşmamıştır. Kufelilere de Süleyman savaş için gerekli donanıma ve savaş taktiklerine sahip değildir, demiştir. Ömer bin Saad da Kufe hâkiminin yanına giderek tevvabinin onlar için bir zarar teşkil etmediğini, bilakis Muhtar’dan korkması gerektiği ve Kufe için tehlike barındırdığını söylemiştir. | Muhtar, Kufe’ye girdikten sonra Süleyman bin Surad’ın daveti ve Tevvabin kıyamı ile karşı karşıya kalmıştır. Onu kıyam için uygun görmediği için onlarla işbirliği yapmaya yanaşmamıştır. Kufelilere de Süleyman savaş için gerekli donanıma ve savaş taktiklerine sahip değildir, demiştir. Ömer bin Saad da Kufe hâkiminin yanına giderek tevvabinin onlar için bir zarar teşkil etmediğini, bilakis Muhtar’dan korkması gerektiği ve Kufe için tehlike barındırdığını söylemiştir.<ref>El-Kamil, c. 4, s. 172.</ref> Bu şekilde tevvabin kıyamı sırasında Muhtar, Abdullah bin Zübeyr faktörleri tarafından zindanda bulunmaktaydı.<ref>İmtau’l-Esma, c. 12, s. 251.</ref> | ||
== Tevvabinden Geriye Kalanlar == | == Tevvabinden Geriye Kalanlar == | ||
Tevvabin kıyamı yenilgiye uğradıktan sonra Muhtar, onlardan geriye kalanlara mektup yazarak kendisine davet eder. Onlar da Muhtar’ın davetine olumlu yanıt vererek zindana saldırarak onu hapisten kaçırabileceklerine dair mesaj yollarlar. Muhtar, şimdilik sabretmelerini ve kaç gün içinde normal bir şekilde tahliye edileceğini bildirir. Muhtar, Abdullah bin Ömer’in eşi olan kız kardeşi Safiye bint Ebi Ubeyd’e bir mektup yazarak hapisten çıkması için aracılık etmesini ister. Abdullah bin Ömer teklifi kabul eder ve Muhtar’ın serbest bırakılması için gerekli adımları atar ve Muhtar hapisten çıkar. | Tevvabin kıyamı yenilgiye uğradıktan sonra Muhtar, onlardan geriye kalanlara mektup yazarak kendisine davet eder. Onlar da Muhtar’ın davetine olumlu yanıt vererek zindana saldırarak onu hapisten kaçırabileceklerine dair mesaj yollarlar. Muhtar, şimdilik sabretmelerini ve kaç gün içinde normal bir şekilde tahliye edileceğini bildirir. Muhtar, Abdullah bin Ömer’in eşi olan kız kardeşi Safiye bint Ebi Ubeyd’e bir mektup yazarak hapisten çıkması için aracılık etmesini ister. Abdullah bin Ömer teklifi kabul eder ve Muhtar’ın serbest bırakılması için gerekli adımları atar ve Muhtar hapisten çıkar. | ||
== Kufe Valisine Bağlılık Ahdi == | == Kufe Valisine Bağlılık Ahdi == | ||
Küfe hâkimi İbrahim bin Muhammed, Muhtar hapisten çıktığında ondan hükümet karşıtı girişimlerde bulunmamasına dair söz alır ve eğer hükümet karşıtı girişimlerde bulunursa bin deve kurban edeceği ve kız erkek tüm kölelerini azat edeceğine dair ondan yemin etmesini ister. Muhtar da yemin eder ve hapisten çıkar.<br /> | Küfe hâkimi İbrahim bin Muhammed, Muhtar hapisten çıktığında ondan hükümet karşıtı girişimlerde bulunmamasına dair söz alır ve eğer hükümet karşıtı girişimlerde bulunursa bin deve kurban edeceği ve kız erkek tüm kölelerini azat edeceğine dair ondan yemin etmesini ister. Muhtar da yemin eder ve hapisten çıkar.<br /> | ||
Hapisten çıktıktan sonra amaçlarım uğrunda bin deve kurban etmem küçük bir şeydir ve yine amaçlarıma ulaşmak için tüm kölelerimin olmamasını yeğlerim demiştir. Dolayısıyla yoluna devam etmiştir.(16) | Hapisten çıktıktan sonra amaçlarım uğrunda bin deve kurban etmem küçük bir şeydir ve yine amaçlarıma ulaşmak için tüm kölelerimin olmamasını yeğlerim demiştir. Dolayısıyla yoluna devam etmiştir.(16) | ||
== Kıyam Hazırlıkları == | == Kıyam Hazırlıkları == | ||
41. satır: | 41. satır: | ||
Muhtemelen bu rivayet, Ayetullah Hoi ve Ayetullah Mamakani gibi bazı büyük Şii âlimlerinin Muhtar’ın kıyamı için ‘Muhtar, İmam Zeynel Abidin’den özel izin almıştır’ demelerine neden olmuştur.(26-26) | Muhtemelen bu rivayet, Ayetullah Hoi ve Ayetullah Mamakani gibi bazı büyük Şii âlimlerinin Muhtar’ın kıyamı için ‘Muhtar, İmam Zeynel Abidin’den özel izin almıştır’ demelerine neden olmuştur.(26-26) | ||
== İbrahim bin Malik Eşter’in Rolü == | == İbrahim bin Malik Eşter’in Rolü == | ||
Muhtar bin Sakafi, kıyamın amacına ulaşması için Şia ileri gelenlerinin önerisini kabul etmiş ve İbrahim bin Malik Eşter’i kıyama davet etmiştir.(28) İbrahim ilk önce kararsız kalmış, ancak Muhammed bin Hanefiye’nin Muhtar’ı destekleyen mektubunu gördükten ve önde gelen bazı Şiilerin mektubu teyit etmelerinden sonra Muhtar’a biat etmiştir.(29) İbrahim bin Malik Eşter, kıyamın ikinci adamı hüviyeti ile kıyamda çok önemli bir rol oynamıştır. | Muhtar bin Sakafi, kıyamın amacına ulaşması için Şia ileri gelenlerinin önerisini kabul etmiş ve İbrahim bin Malik Eşter’i kıyama davet etmiştir.(28) İbrahim ilk önce kararsız kalmış, ancak Muhammed bin Hanefiye’nin Muhtar’ı destekleyen mektubunu gördükten ve önde gelen bazı Şiilerin mektubu teyit etmelerinden sonra Muhtar’a biat etmiştir.(29) İbrahim bin Malik Eşter, kıyamın ikinci adamı hüviyeti ile kıyamda çok önemli bir rol oynamıştır. | ||
== Kıyamın Başlama Tarihi == | == Kıyamın Başlama Tarihi == | ||
Kıyamı hazırlayan stratejisiler, kıyam tarihini hicretin 66. Yılında Rebiyülevvel ayının 14’dünde(30) Perşembe günü olarak belirlemişlerdi, ancak İbrahim bin Malik Eşter’in Kufe ordu komutanı İyas bin Muzarib ile beklenmeyen erken çatışmasında İyas ölmüş ve kıyam tarihi mecburen iki gün erkene yani 12 Rebiyülevvel’e alınmıştır.(31) | Kıyamı hazırlayan stratejisiler, kıyam tarihini hicretin 66. Yılında Rebiyülevvel ayının 14’dünde(30) Perşembe günü olarak belirlemişlerdi, ancak İbrahim bin Malik Eşter’in Kufe ordu komutanı İyas bin Muzarib ile beklenmeyen erken çatışmasında İyas ölmüş ve kıyam tarihi mecburen iki gün erkene yani 12 Rebiyülevvel’e alınmıştır.(31) | ||
== Şiar ve Sloganı == | == Şiar ve Sloganı == | ||
Muhtar, Abdullah bin Şeddad’dan “Ya mensur ümmet!”(32) diye slogan atmalarını istemiştir. Bu slogan Bedir savaşında(33) ve Beni Mustallak savaşında(34) Hz. Resulullah’ın (s.a.a) sloganı idi. Bir sonraki Şii kıyamında da bu slogan kullanılmıştır. Sonra Zeyd bin Ali’nin(35-36), Muhammed Nefsi Zekiyye’nin, İbrahim bin Abdullah’ın da istifade ettiği bir slogandı. Aynı şekilde Muhtar, Süfyan bin Leyla ve Kudame bin Malik’e de “Ya lesarati’l-Hüseyin” yani Hüseyin’in kanını (öcünü) isteyenler” solanını atmalarını istemiştir.(37)<br /> | Muhtar, Abdullah bin Şeddad’dan “Ya mensur ümmet!”(32) diye slogan atmalarını istemiştir. Bu slogan Bedir savaşında(33) ve Beni Mustallak savaşında(34) Hz. Resulullah’ın (s.a.a) sloganı idi. Bir sonraki Şii kıyamında da bu slogan kullanılmıştır. Sonra Zeyd bin Ali’nin(35-36), Muhammed Nefsi Zekiyye’nin, İbrahim bin Abdullah’ın da istifade ettiği bir slogandı. Aynı şekilde Muhtar, Süfyan bin Leyla ve Kudame bin Malik’e de “Ya lesarati’l-Hüseyin” yani Hüseyin’in kanını (öcünü) isteyenler” solanını atmalarını istemiştir.(37)<br /> | ||
59. satır: | 59. satır: | ||
* Abdullah bin Malik Tai, Kufe kadısı | * Abdullah bin Malik Tai, Kufe kadısı | ||
* Ebu Umre Keysani, Kufe’nin askeri kuvvetler komutanı. | * Ebu Umre Keysani, Kufe’nin askeri kuvvetler komutanı. | ||
77. satır: | 77. satır: | ||
== İbrahim Bin Malik’in Gönderilmesi == | == İbrahim Bin Malik’in Gönderilmesi == | ||
İmam Hüseyin’in katilleri öldürüldükten sonra İbrahim, hicretin 66. Yılında zilhicce ayında Şam’a doğru yola çıktı. Muhtar, İbrahim komutasındaki orduya belli bir noktaya kadar eşlik etmiştir.(44-45) Öte yandan Ubeydullah bin Ziyad, İbrahim bin Malik’in ordusuna karşı koymak için yola çıktı. İki ordu Musul yakınlarında karşı karşıya geldi.<br /> | İmam Hüseyin’in katilleri öldürüldükten sonra İbrahim, hicretin 66. Yılında zilhicce ayında Şam’a doğru yola çıktı. Muhtar, İbrahim komutasındaki orduya belli bir noktaya kadar eşlik etmiştir.(44-45) Öte yandan Ubeydullah bin Ziyad, İbrahim bin Malik’in ordusuna karşı koymak için yola çıktı. İki ordu Musul yakınlarında karşı karşıya geldi.<br /> | ||
İbrahim’in ordusu 8 bini İranlı 4 bini Arap olmak üzere 12 bin kişilik bir ordudan oluştuğu rivayet edilmekte(46), bazıları ise 20000 binle 30000 bin arasında olduğunu söylemektedir.(47) | İbrahim’in ordusu 8 bini İranlı 4 bini Arap olmak üzere 12 bin kişilik bir ordudan oluştuğu rivayet edilmekte(46), bazıları ise 20000 binle 30000 bin arasında olduğunu söylemektedir.(47) | ||
== İbn Ziyad’la Karşı Karşıya Geliniyor == | == İbn Ziyad’la Karşı Karşıya Geliniyor == | ||
84. satır: | 84. satır: | ||
Kerbela faciasının en önemli isimlerinden biri olan Ubeydullah bin Ziyad bu şekilde öldürülmüş, bedeni ateşe verilerek yakılmıştır.(51) Başı Muhtar’a gönderilmiş, Muhtar da Medine’ye İmam Seccad (a.s) ve Muhammed bin Hanefiye’ye göndermiştir.(52) | Kerbela faciasının en önemli isimlerinden biri olan Ubeydullah bin Ziyad bu şekilde öldürülmüş, bedeni ateşe verilerek yakılmıştır.(51) Başı Muhtar’a gönderilmiş, Muhtar da Medine’ye İmam Seccad (a.s) ve Muhammed bin Hanefiye’ye göndermiştir.(52) | ||
== İbn Ziyad’ın Başı Medine’de == | == İbn Ziyad’ın Başı Medine’de == | ||
İbn Ziyad’ın kesik başı İmam Seccad’ın (a.s) huzuruna götürülünce İmam o esnada yemek yemekteydi. İmam İbn Ziyad’ın kesik başını görünce şöyle buyurdu: | İbn Ziyad’ın kesik başı İmam Seccad’ın (a.s) huzuruna götürülünce İmam o esnada yemek yemekteydi. İmam İbn Ziyad’ın kesik başını görünce şöyle buyurdu: | ||
:“Bizi İbn Ziyad’ını yanına götürdüklerinde İbn Ziyad yemek yemekle meşguldü ve babamın başı karşısında durmaktaydı. Dedim ki: ‘Allah’ım! İbn Ziyad’ın kesik başını görmeyene kadar canımı alma.”(53) | :“Bizi İbn Ziyad’ını yanına götürdüklerinde İbn Ziyad yemek yemekle meşguldü ve babamın başı karşısında durmaktaydı. Dedim ki: ‘Allah’ım! İbn Ziyad’ın kesik başını görmeyene kadar canımı alma.”(53) | ||
== Haşebiye Ordusu == | == Haşebiye Ordusu == | ||
98. satır: | 98. satır: | ||
== Muhtar’ın Öldürülmesi == | == Muhtar’ın Öldürülmesi == | ||
Muhtar 19 kişi ile birlikte dışarı çıktı ve adil olmayan bir savaşta öldürüldü. Bu hadise Ramazan ayının 14’ünde hicretin 67’sinde gerçekleşti.(56) | Muhtar 19 kişi ile birlikte dışarı çıktı ve adil olmayan bir savaşta öldürüldü. Bu hadise Ramazan ayının 14’ünde hicretin 67’sinde gerçekleşti.(56) | ||
Muhtar’la birlikte bugün Hücr bin Adiyy’nin oğulları Abdullah ve Abdurrahman(57) ve Kum Eşe’arilerinin ceddi olan Saib bin Malik Eş’eri gibi kişiler de öldürülmüştür.(58) | Muhtar’la birlikte bugün Hücr bin Adiyy’nin oğulları Abdullah ve Abdurrahman(57) ve Kum Eşe’arilerinin ceddi olan Saib bin Malik Eş’eri gibi kişiler de öldürülmüştür.(58) | ||
== Kuşatmaya Alınanların Akıbeti == | == Kuşatmaya Alınanların Akıbeti == | ||
Muhtar’ın isteğine karşı gelerek onurları ile savaşmaya yanaşmayan 6 bin kişilik grubun tamamı tutuklanmış ve boyunları vurulmuştur.(59) | Muhtar’ın isteğine karşı gelerek onurları ile savaşmaya yanaşmayan 6 bin kişilik grubun tamamı tutuklanmış ve boyunları vurulmuştur.(59) | ||
105. satır: | 105. satır: | ||
Mus’ab, tüm esirleri öldürdükten sonra Muhtar’ın iki eşi olan Samre bin Cundeb’in kızı Ümmü Sabit ve Numan bin Beşir’in kızı Umre’nin peşine düşmüştür. Onları tutukladıktan sonra onlardan Muhtar’a küfür ve hakaret etmelerini istedi.(62) Ümmü sabit dediğini yaparak serbest bırakıldı, ama Umre ‘Allah ona rahmet etsin. O Allah’ın salih kullarından bir kuldu’ dedi. Bunu duyan Mus’ab onun öldürülme emrini verdi. Matar adlı bir kişi onu öldürmüştür. Yakubi şöyle yazmaktadır: “Mus’ab, Muhtar’ın eşi Umre’den Muhtar hakkındaki görüşünü sorduğunda o, Muhtar’ı iyilikle anmış ve şöyle demiştir: ‘İnnehu kane takiyyen, nakiyyen, sivamen’ ; ‘O takvalı, temiz ve çok oruç tutan biriydi.’ Bunun üzerine Mus’ab onun öldürülmesini emretmiştir. İslam’da boynu vurularak öldürülen ilk kadın Umre olmuştur.”(63) | Mus’ab, tüm esirleri öldürdükten sonra Muhtar’ın iki eşi olan Samre bin Cundeb’in kızı Ümmü Sabit ve Numan bin Beşir’in kızı Umre’nin peşine düşmüştür. Onları tutukladıktan sonra onlardan Muhtar’a küfür ve hakaret etmelerini istedi.(62) Ümmü sabit dediğini yaparak serbest bırakıldı, ama Umre ‘Allah ona rahmet etsin. O Allah’ın salih kullarından bir kuldu’ dedi. Bunu duyan Mus’ab onun öldürülme emrini verdi. Matar adlı bir kişi onu öldürmüştür. Yakubi şöyle yazmaktadır: “Mus’ab, Muhtar’ın eşi Umre’den Muhtar hakkındaki görüşünü sorduğunda o, Muhtar’ı iyilikle anmış ve şöyle demiştir: ‘İnnehu kane takiyyen, nakiyyen, sivamen’ ; ‘O takvalı, temiz ve çok oruç tutan biriydi.’ Bunun üzerine Mus’ab onun öldürülmesini emretmiştir. İslam’da boynu vurularak öldürülen ilk kadın Umre olmuştur.”(63) | ||
16. Tecaribu’l-Umem, c. 2, s. 137. | 16. Tecaribu’l-Umem, c. 2, s. 137. | ||
17. İmtau’l-Esma, c. 12, s. 250. | 17. İmtau’l-Esma, c. 12, s. 250. |