Hz. Muhammed (salallahu aleyhi ve alihi): Revizyonlar arasındaki fark
Hz. Muhammed (salallahu aleyhi ve alihi) (kaynağı gör)
17.07, 28 Ekim 2023 tarihindeki hâli
, 28 Ekim 2023düzenleme özeti yok
Değişiklik özeti yok |
|||
96. satır: | 96. satır: | ||
=== Çocukluğu === | === Çocukluğu === | ||
:Ana Madde: [[Hz. Muhammed]]'in (s.a.a) Çocukluğu | :Ana Madde: [[Hz. Muhammed]]'in (s.a.a) Çocukluğu | ||
Tarihçiler Hz. Muhammed’in (s.a.a) yaşamı hakkında çeşitli öykü ve hikâyeler yazmışlardır. Ancak bunları kesin belge ve senetlere dayandırdığımızda, tarihi hakikatleri öykülerden ayırt edebiliriz. O yıllarda yaşanmış olayları, sadece [[Kur’an]] ve sünnet (rivayetler) belgeleri aydınlatabilir. Kur’an bu konu hakkında yalnızca kısa değinmelerde bulunmuştur. Bu değinmeler ve tarihçilerin yazmış olduğu ve üzerinde hemfikir oldukları şey, Hz. Muhammed’in (s.a.a) çocukluk dönemini yetim olarak geçirdiğidir.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 37.</ref><br /> | Tarihçiler Hz. Muhammed’in (s.a.a) yaşamı hakkında çeşitli öykü ve hikâyeler yazmışlardır. Ancak bunları kesin belge ve senetlere dayandırdığımızda, tarihi hakikatleri öykülerden ayırt edebiliriz. O yıllarda yaşanmış olayları, sadece [[Kur’an]] ve sünnet ([[Hadis|rivayetler]]) belgeleri aydınlatabilir. Kur’an bu konu hakkında yalnızca kısa değinmelerde bulunmuştur. Bu değinmeler ve tarihçilerin yazmış olduğu ve üzerinde hemfikir oldukları şey, Hz. Muhammed’in (s.a.a) çocukluk dönemini yetim olarak geçirdiğidir.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 37.</ref><br /> | ||
Babası Abdullah (a.s), Ben-i Zühre kabilesinin reisi Veheb’in kızı Âmine ile evlendikten birkaç ay sonra, ticaret seferlerinin birisinde Şam’dan döndüğünde Yesrib’de hayatını kaybetti. Bazı tarihçiler Abdullah’ın (a.s), Hz. Muhammed (s.a.a) dünyaya geldikten birkaç ay sonra öldüğünü yazmışlardır. Her hâlükârda Hz. Muhammed (s.a.a) süt emme dönemini Ben-i Sa’d kabilesinden "Halime" adlı bir kadının yanında geçirmiştir. Altı yaşında annesini kaybetti ve onun bakımını dedesi Abdülmuttalib üstlendi. Sekiz yaşında iken Abdülmuttalib hayatını kaybetti ve bunun üzerine Hz. Muhammed'in (s.a.a) bakımını amcası Ebu Talib üstlendi.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 37–38.</ref><br /> | Babası Abdullah (a.s), Ben-i Zühre kabilesinin reisi Veheb’in kızı Âmine ile evlendikten birkaç ay sonra, ticaret seferlerinin birisinde Şam’dan döndüğünde Yesrib’de hayatını kaybetti. Bazı tarihçiler Abdullah’ın (a.s), Hz. Muhammed (s.a.a) dünyaya geldikten birkaç ay sonra öldüğünü yazmışlardır. Her hâlükârda Hz. Muhammed (s.a.a) süt emme dönemini Ben-i Sa’d kabilesinden "[[Halime|Halime"]] adlı bir kadının yanında geçirmiştir. Altı yaşında annesini kaybetti ve onun bakımını dedesi Abdülmuttalib üstlendi. Sekiz yaşında iken [[Abdülmuttalib]] hayatını kaybetti ve bunun üzerine Hz. Muhammed'in (s.a.a) bakımını amcası [[Ebu Talib]] üstlendi.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 37–38.</ref><br /> | ||
[[Ebu Talib]]’in (a.s) evindeyken onun eşi [[Fatıma binti Esed]] (s.a) tarafından oldukça şefkat ve ilgi görmüştü. Nitekim kendisi vefat ettiğinde, Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Bugün annem vefat etmiştir”. Onun kabrine uzanmış ve kendi kıyafeti ile [[kefen]]leyerek, kabre koymuştur. Ona "Ey Allah’ın Resulü! Fatıma için çok iç geçiriyorsun" dediklerinde, şöyle buyurmuştur: “O gerçekten benim annemdi. Kendi çocukları aç dururken, o önce benim karnımı doyururdu. Kendi çocuklarının üstleri başları tozlu topraklı dururken, o önce beni yıkar ve saçımı başımı düzeltirdi; gerçekten benim annemdi.”<ref>Tarih-i Yakubi tercümesi, s. 368–369: Ayeti, İslam Peygamberi Tarihi’nden naklen, s. 49.</ref> | [[Ebu Talib]]’in (a.s) evindeyken onun eşi [[Fatıma binti Esed]] (s.a) tarafından oldukça şefkat ve ilgi görmüştü. Nitekim kendisi vefat ettiğinde, Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Bugün annem vefat etmiştir”. Onun kabrine uzanmış ve kendi kıyafeti ile [[kefen]]leyerek, kabre koymuştur. Ona "Ey Allah’ın Resulü! Fatıma için çok iç geçiriyorsun" dediklerinde, şöyle buyurmuştur: “O gerçekten benim annemdi. Kendi çocukları aç dururken, o önce benim karnımı doyururdu. Kendi çocuklarının üstleri başları tozlu topraklı dururken, o önce beni yıkar ve saçımı başımı düzeltirdi; gerçekten benim annemdi.”<ref>Tarih-i Yakubi tercümesi, s. 368–369: Ayeti, İslam Peygamberi Tarihi’nden naklen, s. 49.</ref> | ||
=== Şam’a İlk Yolculuğu ve Nasrani Rahibin Öngörüsü ve Kehaneti === | === Şam’a İlk Yolculuğu ve Nasrani Rahibin Öngörüsü ve Kehaneti === | ||
Tarihçilere göre Hz. Muhammed (s.a.a) çocukluk döneminde amcasının Şam’a yaptığı yolculuklardan birinde ona eşlik etmiştir. "Busra" denilen yerde "Bahira" adlı bir rahip ondaki peygamberlik alametlerini görerek, amcasından onu gözetmesini ve özellikle ona düşmanlık eden Yahudilerden onu korumasını istemiştir. Tarihte belirtilen olaya göre, kervan Bahira’nın yanından ayrıldıktan sonra Bahira, Hz. Muhammed’in (s.a.a) yanına giderek, şöyle demiştir: "Lat ve Uzza hakkı için sana soracağım sorulara cevap ver!" Hz. Muhammed (s.a.a): “Benden Lat ve Uzza hakkı için bir şey isteme. Çünkü bu iki puttan nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmiyorum” der. Bunun üzerine Bahira, ondan Allah hakkı için kendisine cevap vermesini ister.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 37.</ref> | Tarihçilere göre Hz. Muhammed (s.a.a) çocukluk döneminde amcasının Şam’a yaptığı yolculuklardan birinde ona eşlik etmiştir. "Busra" denilen yerde "[[Bahira]]" ve ya "Buheyra" adlı bir rahip ondaki [[Nübüvvet|peygamberlik]] alametlerini görerek, amcasından onu gözetmesini ve özellikle ona düşmanlık eden [[Yahudi|Yahudilerden]] onu korumasını istemiştir. Tarihte belirtilen olaya göre, kervan Bahira’nın yanından ayrıldıktan sonra Bahira, Hz. Muhammed’in (s.a.a) yanına giderek, şöyle demiştir: "Lat ve Uzza hakkı için sana soracağım sorulara cevap ver!" Hz. Muhammed (s.a.a): “Benden Lat ve Uzza hakkı için bir şey isteme. Çünkü bu iki puttan nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmiyorum” der. Bunun üzerine Bahira, ondan [[Allah]] hakkı için kendisine cevap vermesini ister.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 37.</ref> | ||
=== Hilfü’l Fuzul (Erdemliler İttifakı) === | === Hilfü’l Fuzul (Erdemliler İttifakı) === | ||
109. satır: | 109. satır: | ||
=== İkinci Şam Yolculuğu === | === İkinci Şam Yolculuğu === | ||
Hz. Muhammed (s.a.a) yirmi beş yaşında iken amcası Ebu Talib (a.s) ona şöyle dedi: "Kureyş kervanı ile Şam’a gitmek için hazırlık yap. Huveylid'in kızı Hatice (s.a), kendisi için ticaret yapmaları ve kârından onu da ortak etmeleri için akrabalarından bazılarına sermaye verdi. Eğer istersen seni de kabul edecek." Sonra Hatice’ye (s.a) konuyu açtı ve o da bunu kabul etti. İbn-i İshak’ın rivayet ettiğine göre | Hz. Muhammed (s.a.a) yirmi beş yaşında iken amcası Ebu Talib (a.s) ona şöyle dedi: "Kureyş kervanı ile Şam’a gitmek için hazırlık yap. Huveylid'in kızı [[Hz. Hatice (s.a)|Hatice (s.a)]], kendisi için ticaret yapmaları ve kârından onu da ortak etmeleri için akrabalarından bazılarına sermaye verdi. Eğer istersen seni de kabul edecek." Sonra Hatice’ye (s.a) konuyu açtı ve o da bunu kabul etti. İbn-i İshak’ın rivayet ettiğine göre Hatice (s.a), Hz. Muhammed’in (s.a.a) emanete riayetini ve büyüklüğünü bildiği için, ona "eğer benim malımla ticaret etmek istersen, payını başkalarından daha çok vereceğim" diye haber gönderdi.<ref>Siyre-i İbn-i İshak, Muhammed Hamidullah, s. 59; Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 39.</ref><br /> | ||
Hz. Hatice (s.a) bu ticaretten oldukça çok kazanç elde etti. Emanet, doğruluk ve dürüstlükte meşhur olan bir adamla ticaret yapmıştı. Bu ticaret seferinden sonra Hz. Hatice (s.a), Hz. Muhammed (s.a.a) ile evlendi. | Hz. Hatice (s.a) bu ticaretten oldukça çok kazanç elde etti. [[Emanet]], doğruluk ve dürüstlükte meşhur olan bir adamla ticaret yapmıştı. Bu ticaret seferinden sonra Hz. Hatice (s.a), Hz. Muhammed (s.a.a) ile [[Evlilik|evlendi]]. | ||
=== Evlilik === | === Evlilik === | ||
117. satır: | 117. satır: | ||
Hz. Hatice (s.a), Hz. Muhammed (s.a.a) için çocuklar dünyaya getirdi. Erkek çocukları küçükken öldüler ve kız çocukları arasında ise, en tanınanı [[Hz. Fatıma]]'dır (s.a). | Hz. Hatice (s.a), Hz. Muhammed (s.a.a) için çocuklar dünyaya getirdi. Erkek çocukları küçükken öldüler ve kız çocukları arasında ise, en tanınanı [[Hz. Fatıma]]'dır (s.a). | ||
Hz. Hatice (s.a), yirmi beş yıl kadar Hz. Resulullah (s.a.a) ile birlikte yaşadı ve [[Bi’set]]in onuncu yılında altmış beş yaşında iken, [[Haşim oğulları]]nın Şi’bi Ebi Talib’ten dışarı çıkışlarının üzerinden bir yıl altı ay geçtikten sonra hayatını kaybetti. Hz. Hatice’nin (s.a) vefatından sonra Hz. Peygamber (s.a.a) Zem’a b. Kays’ın kızı Sevde ile evlendi. Hz. Peygamberin (s.a.a) sonraki eşleri şunlardır: [[Ayşe]], [[Hafsa]], Zeynep binti Huzeyme b. Haris, Ümmü Habibe binti Ebu Sufyan, Ümmü Seleme, Zeynep binti Cahş, Cuveyriye binti Haris b. Ebi Zirar, Safiye binti Hayy b. Ehteb, Meymune binti Haris b. Hazn, Mariya binti Şemun.<ref>Ayeti, İslam Peygamberi Tarihi, s. 56–60.</ref> | Hz. Hatice (s.a), yirmi beş yıl kadar Hz. Resulullah (s.a.a) ile birlikte yaşadı ve [[Bi’set]]in onuncu yılında altmış beş yaşında iken, [[Haşim oğulları]]nın Şi’bi Ebi Talib’ten dışarı çıkışlarının üzerinden bir yıl altı ay geçtikten sonra hayatını kaybetti. Hz. Hatice’nin (s.a) vefatından sonra Hz. Peygamber (s.a.a) Zem’a b. Kays’ın kızı Sevde ile evlendi. Hz. Peygamberin (s.a.a) sonraki eşleri şunlardır: [[Ayşe]], [[Hafsa]], Zeynep binti Huzeyme b. Haris, Ümmü Habibe binti Ebu Sufyan, [[Ümmü Seleme]], Zeynep binti Cahş, Cuveyriye binti Haris b. Ebi Zirar, Safiye binti Hayy b. Ehteb, Meymune binti Haris b. Hazn, Mariya binti Şemun.<ref>Ayeti, İslam Peygamberi Tarihi, s. 56–60.</ref> | ||
=== Çocukları === | === Çocukları === | ||
Hz. Resul-ü Ekrem'in (s.a.a) İbrahim dışındaki tüm çocukları Hz. Hatice'dendir (s.a). İbrahim, Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) "Mâriya" adlı eşindendir. Allah Resulü'nün (s.a.a) Hz. Fatıma (s.a) dışındaki çocuklarının tamamı Efendimiz (s.a.a) hayatta iken hayatlarını kaybetmiş ve Efendimiz'in (s.a.a) soyu Hz. Fatıma (s.a) aracılığı ile devam etmiştir. Hz. Resulullah'ın (s.a.a) toplamda üç erkek ve dört kız çocuğu olmuştur: | Hz. Resul-ü Ekrem'in (s.a.a) İbrahim dışındaki tüm çocukları Hz. Hatice'dendir (s.a). İbrahim, Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) "Mâriya" adlı eşindendir. Allah Resulü'nün (s.a.a) [[Hz. Fatıma Zehra (s.a)|Hz. Fatıma (s.a)]] dışındaki çocuklarının tamamı Efendimiz (s.a.a) hayatta iken hayatlarını kaybetmiş ve Efendimiz'in (s.a.a) soyu Hz. Fatıma (s.a) aracılığı ile devam etmiştir. Hz. Resulullah'ın (s.a.a) toplamda üç erkek ve dört kız çocuğu olmuştur: | ||
# Kasım (Allah Resulü'nün (s.a.a) ilk çocuğudur ve 2 yaşında iken Mekke’de ölmüştür) | # Kasım (Allah Resulü'nün (s.a.a) ilk çocuğudur ve 2 yaşında iken Mekke’de ölmüştür) | ||
# Zeynep (Hicretin 8. yılında Medine’de vefat etmiştir) | # Zeynep (Hicretin 8. yılında Medine’de vefat etmiştir) | ||
130. satır: | 130. satır: | ||
=== Hacerü’l Esved’in Yerleştirilmesi === | === Hacerü’l Esved’in Yerleştirilmesi === | ||
Hz. Muhammed’in (s.a.a) peygamberliğinden önce gerçekleşen ve [[Mekke]] halkının gözünde onun konumunu ortaya koyan diğer bir hadise de Hacerü’l Esved taşının Kâbe'deki yerine yerleştirilme hadisesidir. [[Kâbe]]’nin cahiliye devrinde de Arap halkı yanında saygın olduğunu biliyoruz. Bir yıl Kâbe’yi sel basmış ve [[Allah]]’ın evinin sütunlarını yıkmıştı. Kureyş, Kâbe'nin duvarlarını örüp, Hacerü’l Esved taşını yerine yerleştirmek istediklerinde, kabile büyükleri arasında anlaşmazlık yaşandı. Her kabile reisi bu şerefin kendisinin olmasını istiyordu. Sonunda tartışmalar büyüdü ve kabile büyükleri kanla dolu bir leğen getirerek, ellerini içine soktular. Bunun anlamı galip gelene kadar savaşmak manasına gelen bir çeşit yemindi. Nihayetinde Ben-i Şeybe kapısından mescide gelen ilk kişinin hakemliğini kabul edeceklerini ve onun vereceği her karara uyacaklarını kararlaştırdılar. İçeri ilk giren kişi Hz. Muhammed (s.a.a) oldu. Kureyş’in ileri gelenleri onun emin olduğunu ve hakemliğini kabul edeceklerini söylediler. Sonra durumu ona anlattılar. Hz. Muhammed (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bir bez parçası açın". Dediği gibi yaptılar ve sonra Hacerü’l Esved taşını onun üzerine koydu. Her kabile reisinin onun bir ucundan tutmasını istedi. Bez parçasını tutarak, yukarı kaldırdılar. Kendisi Hacerü’l Esved’i alarak, yerine yerleştirdi ve bu hakemliği ile kan dökülmesiyle sonuçlanacak büyük bir çatışmayı önledi.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 40.</ref> | Hz. Muhammed’in (s.a.a) peygamberliğinden önce gerçekleşen ve [[Mekke]] halkının gözünde onun konumunu ortaya koyan diğer bir hadise de [[Hacerü’l Esved]] taşının Kâbe'deki yerine yerleştirilme hadisesidir. [[Kâbe]]’nin cahiliye devrinde de Arap halkı yanında saygın olduğunu biliyoruz. Bir yıl Kâbe’yi sel basmış ve [[Allah]]’ın evinin sütunlarını yıkmıştı. Kureyş, Kâbe'nin duvarlarını örüp, Hacerü’l Esved taşını yerine yerleştirmek istediklerinde, kabile büyükleri arasında anlaşmazlık yaşandı. Her kabile reisi bu şerefin kendisinin olmasını istiyordu. Sonunda tartışmalar büyüdü ve kabile büyükleri kanla dolu bir leğen getirerek, ellerini içine soktular. Bunun anlamı galip gelene kadar savaşmak manasına gelen bir çeşit yemindi. Nihayetinde Ben-i Şeybe kapısından mescide gelen ilk kişinin hakemliğini kabul edeceklerini ve onun vereceği her karara uyacaklarını kararlaştırdılar. İçeri ilk giren kişi Hz. Muhammed (s.a.a) oldu. [[Kureyş|Kureyş’in]] ileri gelenleri onun emin olduğunu ve hakemliğini kabul edeceklerini söylediler. Sonra durumu ona anlattılar. Hz. Muhammed (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bir bez parçası açın". Dediği gibi yaptılar ve sonra Hacerü’l Esved taşını onun üzerine koydu. Her kabile reisinin onun bir ucundan tutmasını istedi. Bez parçasını tutarak, yukarı kaldırdılar. Kendisi Hacerü’l Esved’i alarak, yerine yerleştirdi ve bu hakemliği ile kan dökülmesiyle sonuçlanacak büyük bir çatışmayı önledi.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 40.</ref> | ||
== Peygamberliğinden Hicrete Kadar == | == Peygamberliğinden Hicrete Kadar == | ||
138. satır: | 138. satır: | ||
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) Bi’set’ine yakın yıllarda insanlardan uzak durmakta ve tek olan [[Allah]]’a [[ibadet]] etmekteydi. Yılda bir ay boyunca Hira dağında inzivaya çekilir ve ibadet ederdi. (Bkz. Tehannüs) Bu süre zarfında onun yanına giden her ihtiyaç sahibine yemek verirdi. İbadetle geçirdiği ay bittikten sonra [[Mekke]]’ye döner, evine gitmeden önce Kâbe’yi yedi veya daha fazla sayıda tavaf eder ve sonra evine giderdi.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 41.</ref><br /> | Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) Bi’set’ine yakın yıllarda insanlardan uzak durmakta ve tek olan [[Allah]]’a [[ibadet]] etmekteydi. Yılda bir ay boyunca Hira dağında inzivaya çekilir ve ibadet ederdi. (Bkz. Tehannüs) Bu süre zarfında onun yanına giden her ihtiyaç sahibine yemek verirdi. İbadetle geçirdiği ay bittikten sonra [[Mekke]]’ye döner, evine gitmeden önce Kâbe’yi yedi veya daha fazla sayıda tavaf eder ve sonra evine giderdi.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 41.</ref><br /> | ||
Yine | Yine [[Nur Dağı|Hira’]]<nowiki/>da inzivaya çekilip ibadetle geçirdiği günlerden birinde peygamberlikle görevlendirildi. Hz. Muhammed (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "[[Cebrail]] benim yanıma gelerek "Oku" dedi. Dedim ki "Ben okuma bilmem". Yine "oku" dedi. Dedim ki "ne okuyayım?" Dedi ki Yaratan Rabbinin adıyla oku.”{{enot| اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّک الَّذِی خَلَقَ. "İkra bismi rabbikellezi halek"}} Nitekim Hz. Muhammed (s.a.a) kırk yaşında peygamberliğe seçilmiştir. <ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 41.</ref><br /> | ||
Allah Resulü (s.a.a) kendisine nazil olan [[Alak Suresi]]nin ilk ayetlerinin telakkisi ve peygamberlikle şereflenmesinin ardından, mağaradan ayrılarak Mekke şehrine geri döndü. Eve döndüğü esnada evde üç kişi bulunmaktaydı: Değerli eşi [[Hz. Hatice]](s.a), amcaoğlu [[Hz. Ali]] b. Ebu Talib ve [[Zeyd b. Harise]]. Hz. Peygamber (s.a.a) tevhide ilk davetini kendi ailesinden başlattı ve ona ilk iman eden kişi kadınlardan eşi Hz. Hatice (s.a) ve erkeklerden o sıralar bakımını üstlendiği amca oğlu Hz. Ali b. Ebu Talib (a.s) oldu.<ref>İbn-i Hişam, c. 1, s. 262.</ref> Çeşitli İslam fırkaları kaynaklarında, Ebu Bekir ve Zeyd b. Harise gibi bazılarını da ilk Müslümanlardan saymışlardır.<ref>İbn-i Hişam, c. 1, s. 264, 266.</ref> (Bkz. İslam’ı ilk seçenler) | Allah Resulü (s.a.a) kendisine nazil olan [[Alak Suresi]]nin ilk ayetlerinin telakkisi ve peygamberlikle şereflenmesinin ardından, mağaradan ayrılarak Mekke şehrine geri döndü. Eve döndüğü esnada evde üç kişi bulunmaktaydı: Değerli eşi [[Hz. Hatice]](s.a), amcaoğlu [[Hz. Ali]] b. Ebu Talib ve [[Zeyd b. Harise]]. Hz. Peygamber (s.a.a) tevhide ilk davetini kendi ailesinden başlattı ve ona ilk iman eden kişi kadınlardan eşi Hz. Hatice (s.a) ve erkeklerden o sıralar bakımını üstlendiği amca oğlu Hz. Ali b. Ebu Talib (a.s) oldu.<ref>İbn-i Hişam, c. 1, s. 262.</ref> Çeşitli İslam fırkaları kaynaklarında, [[Ebu Bekir]] ve Zeyd b. Harise gibi bazılarını da ilk Müslümanlardan saymışlardır.<ref>İbn-i Hişam, c. 1, s. 264, 266.</ref> (Bkz. İslam’ı ilk seçenler) | ||
Her ne kadar ilk davet oldukça sınırlı da olsa, Müslümanların sayısı zamanla artmış ve davetin üzerinden fazla bir süre geçmemesine rağmen İslam’ı seçenler, [[Mekke]]’nin dışında Hz. Peygamber (s.a.a) ile birlikte namaz kılmışlardır.<ref>İbn-i Hişam, c. 1, s. 281–282.</ref> (Bkz. Gizli Davet) | Her ne kadar ilk davet oldukça sınırlı da olsa, Müslümanların sayısı zamanla artmış ve davetin üzerinden fazla bir süre geçmemesine rağmen İslam’ı seçenler, [[Mekke]]’nin dışında Hz. Peygamber (s.a.a) ile birlikte namaz kılmışlardır.<ref>İbn-i Hişam, c. 1, s. 281–282.</ref> (Bkz. Gizli Davet) | ||
146. satır: | 146. satır: | ||
Hz. Muhammed (s.a.a) peygamberliğe seçildikten sonra, ilk üç yıl boyunca gizli davette bulundu. Ancak bazıları, [[Kur’an]]-ı Kerim [[ayet]]lerinin nüzul sırasına göre, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) [[Bi’set]]’ten kısa bir süre sonra umumi davete başladığını söylemişlerdir.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 41.</ref><br /> | Hz. Muhammed (s.a.a) peygamberliğe seçildikten sonra, ilk üç yıl boyunca gizli davette bulundu. Ancak bazıları, [[Kur’an]]-ı Kerim [[ayet]]lerinin nüzul sırasına göre, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) [[Bi’set]]’ten kısa bir süre sonra umumi davete başladığını söylemişlerdir.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 41.</ref><br /> | ||
Hz. Peygamber (s.a.a) ilk önce insanları putlara tapmaktan sakındırmakta ve tek olan [[Allah]]’a tapmalarını istemekteydi. İlk önceleri namaz iki rekât idi. Sonraları yolcular dışındakiler için dört rekât ve yolcular için iki rekât [[farz]] oldu. [[Müslüman]]lar [[namaz]] kılmak ve [[Allah]]’a [[ibadet]] etmek için, gözlerden uzak ve tenha yerleri seçiyorlardı. Yavaş yavaş Müslümanlık [[Mekke]]’de yayılmaya başladı.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 41–44.</ref> | Hz. Peygamber (s.a.a) ilk önce insanları putlara tapmaktan sakındırmakta ve tek olan [[Allah]]’a tapmalarını istemekteydi. İlk önceleri [[namaz]] iki rekât idi. Sonraları yolcular dışındakiler için dört rekât ve yolcular için iki rekât [[farz]] oldu. [[Müslüman]]lar [[namaz]] kılmak ve [[Allah]]’a [[ibadet]] etmek için, gözlerden uzak ve tenha yerleri seçiyorlardı. Yavaş yavaş Müslümanlık [[Mekke]]’de yayılmaya başladı.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 41–44.</ref> | ||
Nitekim meşhur görüşe göre, Bi’set’in üzerinden üç yıl geçtikten sonra Allah-u Teâlâ onu, insanları açıkça [[tevhid]]e davet etmesi için görevlendirdi:<br /> | Nitekim meşhur görüşe göre, Bi’set’in üzerinden üç yıl geçtikten sonra Allah-u Teâlâ onu, insanları açıkça [[tevhid]]e davet etmesi için görevlendirdi:<br /> | ||
153. satır: | 153. satır: | ||
İbn-i İshak’a göre, bu ayet nazil olunca [[Hz. Peygamber]] (s.a.a), [[Hz. Ali]]’yi (a.s) çağırarak şöyle buyurdu: "Ey Ali! [[Allah]] bana yakın akrabalarımı kendisine tapmaya davet etmemi emretti. Bir koyun kes ve bir miktar ekmek ve süt hazırla." Hz. Ali (a.s) denilenleri aynen yerine getirdi. O gün Abdülmuttalib oğullarından kırk kişi veya kırka yakın kişi bir araya gelerek, o yemekten yediler. Hz. Peygamber (s.a.a) tam konuşmasına başlamak isterken, Ebu Leheb "o sizi büyüledi" dedi. Bunun üzerine meclis karıştı. Allah Resulü (s.a.a) bir gün sonra yine onları davet etti ve şöyle buyurdu: "Ey Abdülmuttalib oğulları! Arapların kendi kavimlerine benim size getirdiğimden daha üstün bir şey getirdiklerini sanmıyorum. Ben, dünya ve [[ahiret]]i size getirdim."<ref>Siyre-i İbn-i İshak, s. 127, Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 44’ten naklen.</ref> | İbn-i İshak’a göre, bu ayet nazil olunca [[Hz. Peygamber]] (s.a.a), [[Hz. Ali]]’yi (a.s) çağırarak şöyle buyurdu: "Ey Ali! [[Allah]] bana yakın akrabalarımı kendisine tapmaya davet etmemi emretti. Bir koyun kes ve bir miktar ekmek ve süt hazırla." Hz. Ali (a.s) denilenleri aynen yerine getirdi. O gün Abdülmuttalib oğullarından kırk kişi veya kırka yakın kişi bir araya gelerek, o yemekten yediler. Hz. Peygamber (s.a.a) tam konuşmasına başlamak isterken, Ebu Leheb "o sizi büyüledi" dedi. Bunun üzerine meclis karıştı. Allah Resulü (s.a.a) bir gün sonra yine onları davet etti ve şöyle buyurdu: "Ey Abdülmuttalib oğulları! Arapların kendi kavimlerine benim size getirdiğimden daha üstün bir şey getirdiklerini sanmıyorum. Ben, dünya ve [[ahiret]]i size getirdim."<ref>Siyre-i İbn-i İshak, s. 127, Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 44’ten naklen.</ref> | ||
Taberi şöyle yazıyor: Allah Resulü (s.a.a) akrabalarına davetini ulaştırdıktan sonra şöyle dedi: "Sizlerden hanginiz bu konuda bana yardım edecek? Her kim bana bu yolda yardım ederse, aranızda benim kardeşim, vasim ve halifem olacaktır." Herkes sessiz kaldı. Hz. Ali (a.s) kalkarak şöyle buyurdu: "Ey Allah’ın Resulü! O kişi benim. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "O, sizin aranızda benim vasim ve halifemdir; onun sözünü dinleyin ve ona itaat edin.<ref>Tarih-i Rusul ve Muluk, c. 3, s. 1172; Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 44’ten naklen.</ref> Meşhur hadislerden olan bu rivayeti başka tarihçi ve siyer yazarları da kitaplarında yazmıştır.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 44.</ref><br /> | [[Taberi]] şöyle yazıyor: Allah Resulü (s.a.a) akrabalarına davetini ulaştırdıktan sonra şöyle dedi: "Sizlerden hanginiz bu konuda bana yardım edecek? Her kim bana bu yolda yardım ederse, aranızda benim kardeşim, vasim ve halifem olacaktır." Herkes sessiz kaldı. Hz. Ali (a.s) kalkarak şöyle buyurdu: "Ey Allah’ın Resulü! O kişi benim. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "O, sizin aranızda benim vasim ve halifemdir; onun sözünü dinleyin ve ona itaat edin.<ref>Tarih-i Rusul ve Muluk, c. 3, s. 1172; Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 44’ten naklen.</ref> Meşhur hadislerden olan bu rivayeti başka tarihçi ve siyer yazarları da kitaplarında yazmıştır.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 44.</ref><br /> | ||
=== Kureyş'in Düşmanlığı ve Sonuçları === | === Kureyş'in Düşmanlığı ve Sonuçları === | ||
[[Müslüman]]ların sayısı zamanla artmaya başlayınca, Kureyş’in büyükleri tedirgin olmaya başladı. Bundan dolayı, Kureyş’in büyükleri değerli amcası [[Ebu Talib]]’in (a.s) yanına giderek, ondan kardeşinin oğlunun başlattığı davetine son vermesini istediler. Bir gün ondan, Hz. Muhammed’i (s.a.a) öldürmek için kendilerine teslim etmelerini ve bunun yerine "İmaret b. Velid" adlı kendilerince bilge bir genci ona vermeyi teklif ettiler. Ebu Talib onlara şöyle cevap verdi: "Öldürmeniz için çocuğumu size vermemi ve onun yerine sizin çocuğunuzu yetiştirmemi mi istiyorsunuz? Ne kadar zor bir görev böyle?"<ref>Siyre-i İbn-i Hişam, c. 1, s. 279; Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 45’ten naklen.</ref><br /> | [[Müslüman]]ların sayısı zamanla artmaya başlayınca, [[Kureyş|Kureyş’in]] büyükleri tedirgin olmaya başladı. Bundan dolayı, Kureyş’in büyükleri değerli amcası [[Ebu Talib]]’in (a.s) yanına giderek, ondan kardeşinin oğlunun başlattığı davetine son vermesini istediler. Bir gün ondan, Hz. Muhammed’i (s.a.a) öldürmek için kendilerine teslim etmelerini ve bunun yerine "İmaret b. Velid" adlı kendilerince bilge bir genci ona vermeyi teklif ettiler. Ebu Talib onlara şöyle cevap verdi: "Öldürmeniz için çocuğumu size vermemi ve onun yerine sizin çocuğunuzu yetiştirmemi mi istiyorsunuz? Ne kadar zor bir görev böyle?"<ref>Siyre-i İbn-i Hişam, c. 1, s. 279; Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 45’ten naklen.</ref><br /> | ||
Kureyşliler kabile anlaşmaları gereği Hz. Peygamberin (s.a.a) canına kastedemiyorlardı. Zira bu durumda [[Haşim oğulları|Haşim Oğulları]] ile çatışmaya girebilir; aralarında başka sıkıntıların yaşanmasına ve işlerin daha da karmaşık hale gelmesine sebep olabilirdi. Dolayısıyla, Hz. Peygamber'e (s.a.a) karşı muhalefetleri sınırlıydı ve sadece onu kötü sözlerle küçümsemeye çalışıyorlardı. Ancak yeni Müslüman olmuş savunmasız kişilere karşı yapabildikleri kadar zarar veriyorlardı.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 4 | Kureyşliler kabile anlaşmaları gereği Hz. Peygamberin (s.a.a) canına kastedemiyorlardı. Zira bu durumda [[Haşim oğulları|Haşim Oğulları]] ile çatışmaya girebilir; aralarında başka sıkıntıların yaşanmasına ve işlerin daha da karmaşık hale gelmesine sebep olabilirdi. Dolayısıyla, Hz. Peygamber'e (s.a.a) karşı muhalefetleri sınırlıydı ve sadece onu kötü sözlerle küçümsemeye çalışıyorlardı. Ancak yeni Müslüman olmuş savunmasız kişilere karşı yapabildikleri kadar zarar veriyorlardı.<ref>Şehidi, Tarih-i Tahlilîyi İslam, s. 4 |