Nübüvvet: Revizyonlar arasındaki fark
düzenleme özeti yok
k (پیوند میان ویکی در ویکی داده و حذف از مبدا ویرایش) |
M.khorshidi (mesaj | katkılar) Değişiklik özeti yok |
||
68. satır: | 68. satır: | ||
# İsteğe bağlı işlerin yapılması birkaç şeye bağlıdır: Doğru yolu tanımak ve bilmek, o işlerin yapılması için dışsal ortamların sağlanması ve o işlerin yapılabilmesi için bireyde gerekli güç ve kudretin olması, dolayısıyla; | # İsteğe bağlı işlerin yapılması birkaç şeye bağlıdır: Doğru yolu tanımak ve bilmek, o işlerin yapılması için dışsal ortamların sağlanması ve o işlerin yapılabilmesi için bireyde gerekli güç ve kudretin olması, dolayısıyla; | ||
# [[Lütuf kuralı]] ilkesine göre, Allah’ın insana hem seçme gücü ve hem de doğru yolu tanıma ortamını sağlayarak tanıtması gerekir; | # [[Lütuf kuralı]] ilkesine göre, Allah’ın insana hem seçme gücü ve hem de doğru yolu tanıma ortamını sağlayarak tanıtması gerekir; | ||
# Buna karşın insanın tanıma ve kavrayış araçları his, akıl ve vahiydir; | # Buna karşın insanın tanıma ve kavrayış araçları his, [[akıl]] ve vahiydir; | ||
# His ve akıl aracı, kişinin ferdi-toplumsal, maddi-manevi ve dünyevi-uhrevi yönlerini kapsayan saadet ve mutluluk yolunu tanımak için yeterli değildir, dolayısıyla; | # His ve akıl aracı, kişinin ferdi-toplumsal, maddi-manevi ve dünyevi-uhrevi yönlerini kapsayan saadet ve mutluluk yolunu tanımak için yeterli değildir, dolayısıyla; | ||
# Hekim ve latif olan Allah-u Teâlâ’nın insana, beşerin yaratılışındaki ilahî amaçlarının gerçekleşmesi için his ve akıl dışında başka bir yol daha göstermesi gerekmektedir. Bu yol, vahiyle ve gayb âlemiyle irtibattan başka bir şey değildir. | # Hekim ve latif olan Allah-u Teâlâ’nın insana, beşerin yaratılışındaki ilahî amaçlarının gerçekleşmesi için his ve akıl dışında başka bir yol daha göstermesi gerekmektedir. Bu yol, vahiyle ve gayb âlemiyle irtibattan başka bir şey değildir. | ||
83. satır: | 83. satır: | ||
=== Brahmanların Şüphesi === | === Brahmanların Şüphesi === | ||
Bazıları, Allah’ı tanımak ve semavi öğretileri anlamak için nübüvvete ve peygamberlerin gönderilmesine ihtiyaç olmadığını ileri sürmüş ve insanın kendi aklına dayanarak mutluluk yolunu yakalayabileceğini ve Allah’ı tanıyabileceğini iddia etmişlerdir. Eski zamanlarda Brahmanlar<ref>Fahri Razi, Mefatihu’l Gayb, c. 19, s. 157.</ref>, Sabiin, [[Reenkarnasyon]]a<ref>Curcani, Şerhu’l Mevakif, c. 8, s. 234.</ref> inananlar ve Sumniyeler<ref>Taftazani, Şerhu’l Akaidu’n-Nesefiye, s. 85.</ref>, son zamanlarda ise, deistler bu görüşe sahiptirler. Onlar bu görüşleri için kendilerince birkaç delil ileri sürmüşlerdir. Bu görüş, Brahmanlar dışında, Ahmed b. Tayyip Sorhi ve Kutbuddin-i Ravendi gibi Müslüman düşünürlere de atfedilmiştir.<ref>Fahuri ve Halil el-Cer, Tarih-i Felsefe der Cihan-ı İslam, s. 343.</ref> Deistlerin ileri sürdükleri en önemli delilleri şunlardan ibarettir: | Bazıları, Allah’ı tanımak ve semavi öğretileri anlamak için nübüvvete ve peygamberlerin gönderilmesine ihtiyaç olmadığını ileri sürmüş ve insanın kendi aklına dayanarak mutluluk yolunu yakalayabileceğini ve Allah’ı tanıyabileceğini iddia etmişlerdir. Eski zamanlarda Brahmanlar<ref>Fahri Razi, Mefatihu’l Gayb, c. 19, s. 157.</ref>, Sabiin, [[Reenkarnasyon]]a<ref>Curcani, Şerhu’l Mevakif, c. 8, s. 234.</ref> inananlar ve Sumniyeler<ref>Taftazani, Şerhu’l Akaidu’n-Nesefiye, s. 85.</ref>, son zamanlarda ise, deistler bu görüşe sahiptirler. Onlar bu görüşleri için kendilerince birkaç delil ileri sürmüşlerdir. Bu görüş, Brahmanlar dışında, Ahmed b. Tayyip Sorhi ve Kutbuddin-i Ravendi gibi Müslüman düşünürlere de atfedilmiştir.<ref>Fahuri ve Halil el-Cer, Tarih-i Felsefe der Cihan-ı İslam, s. 343.</ref> Deistlerin ileri sürdükleri en önemli delilleri şunlardan ibarettir: | ||
:“Peygamberlerin mesajları ya aklın dedikleri ile aynıdır; bu durumda akıl varken peygambere ve onun mesajına ihtiyaç yoktur; ya da akla aykırıdır, bu durumda akıl o mesajı kabul etmekten kaçınmaktadır.<ref>Hilli, Keşfu’l Murada fi Şerh-i Tecridi’l İ’tikad, s. 345.</ref> Ve dolayısıyla akli ve rasyonel olarak (akıl kabul etmediği için) onu reddetmek gerekir.”<ref>Lahici, Şerhu’l Usulu’l Hamse, s. 380.</ref> | :“Peygamberlerin mesajları ya aklın dedikleri ile aynıdır; bu durumda [[akıl]] varken peygambere ve onun mesajına ihtiyaç yoktur; ya da akla aykırıdır, bu durumda akıl o mesajı kabul etmekten kaçınmaktadır.<ref>Hilli, Keşfu’l Murada fi Şerh-i Tecridi’l İ’tikad, s. 345.</ref> Ve dolayısıyla akli ve rasyonel olarak (akıl kabul etmediği için) onu reddetmek gerekir.”<ref>Lahici, Şerhu’l Usulu’l Hamse, s. 380.</ref> | ||
Ancak bu iddia doğru değildir, zira:<br /> | Ancak bu iddia doğru değildir, zira:<br /> | ||
Aklın kabul ettiği ve reddettiği şeyler dışında üçüncü bir şık daha vardır. O da aklın reddetmediği, buna karşın aklın idrak etmekten aciz olduğu bazı öğretilerdir. Şöyle ki vahyi öğretiler iki türlüdür: Ya akıl onları idrak etme gücüne sahiptir (örneğin [[usul-u din]] gibi) ya da o öğretileri doğru bir şekilde idrak etme gücünden acizdir. Böyle bir yerde akıl sessizliğe bürünmekte ve görüş bildirmemektedir.<br /> | Aklın kabul ettiği ve reddettiği şeyler dışında üçüncü bir şık daha vardır. O da aklın reddetmediği, buna karşın aklın idrak etmekten aciz olduğu bazı öğretilerdir. Şöyle ki vahyi öğretiler iki türlüdür: Ya akıl onları idrak etme gücüne sahiptir (örneğin [[usul-u din]] gibi) ya da o öğretileri doğru bir şekilde idrak etme gücünden acizdir. Böyle bir yerde akıl sessizliğe bürünmekte ve görüş bildirmemektedir.<br /> | ||
Beşer aklının bağımsız olarak idrak etmekten aciz olduğu yerlerde akıl bir şey söylememekte ve sessizliğe bürünmektedir. Örneğin mebde ve [[mead]]’ın bilinmesi, Allah’ın sıfatları, doğru bir yaşamın yolu<ref>Petersun ve Başkaları, s. 48.</ref> ve bunun gibi yerlerde vahiy bize doğru yolu gösterebilir. Ancak aklın tek başına ulaşabileceği ve öğrenebileceği şeylerde vahiy, o konuda tekit konumunda olmakta ve dindar insanların ona olan itimadını ortaya koymaktadır.<ref>Şerif Murtaza, ez-Zehire fi İlmi’l Kelam, s. 324; Hilli, el-Elfeyn, s. 345.</ref> | Beşer aklının bağımsız olarak idrak etmekten aciz olduğu yerlerde [[akıl]] bir şey söylememekte ve sessizliğe bürünmektedir. Örneğin mebde ve [[mead]]’ın bilinmesi, Allah’ın sıfatları, doğru bir yaşamın yolu<ref>Petersun ve Başkaları, s. 48.</ref> ve bunun gibi yerlerde vahiy bize doğru yolu gösterebilir. Ancak aklın tek başına ulaşabileceği ve öğrenebileceği şeylerde vahiy, o konuda tekit konumunda olmakta ve dindar insanların ona olan itimadını ortaya koymaktadır.<ref>Şerif Murtaza, ez-Zehire fi İlmi’l Kelam, s. 324; Hilli, el-Elfeyn, s. 345.</ref> | ||
== Peygamberlerin Amaç ve Faydaları == | == Peygamberlerin Amaç ve Faydaları == | ||
181. satır: | 181. satır: | ||
Tüm dinlerdeki temel öğretiler müşterek, sabit ve değiştirilemez olsa da, bazı dini öğretiler insanların duyduğu ihtiyaçlar, zaman ve çıkarların gerektirdiğine göre belirlenmiştir. İhtiyaçların, şart ve koşulların değişmesi ile hükümleri de değişkenlik kazanmaktadır.<ref>Kayseri, Şerh-i Fususu’l Hikem, c. 1, s. 136.</ref> Örneğin yaptıkları hatalardan dolayı İsrailoğullarının cezalandırılması, itaatsizlikleri ve ubudiyet ruhiyelerinin güçlendirilmesi için Yahudilerin dininde bazı dini hükümler yer almaktaydı. Açıktır ki bu hususiyetin bertaraf olması veya muhatapların değişmesi ile artık bu maslahatlara gerek kalmamakta ve onların hükümleri nesh edilmektedir. | Tüm dinlerdeki temel öğretiler müşterek, sabit ve değiştirilemez olsa da, bazı dini öğretiler insanların duyduğu ihtiyaçlar, zaman ve çıkarların gerektirdiğine göre belirlenmiştir. İhtiyaçların, şart ve koşulların değişmesi ile hükümleri de değişkenlik kazanmaktadır.<ref>Kayseri, Şerh-i Fususu’l Hikem, c. 1, s. 136.</ref> Örneğin yaptıkları hatalardan dolayı İsrailoğullarının cezalandırılması, itaatsizlikleri ve ubudiyet ruhiyelerinin güçlendirilmesi için Yahudilerin dininde bazı dini hükümler yer almaktaydı. Açıktır ki bu hususiyetin bertaraf olması veya muhatapların değişmesi ile artık bu maslahatlara gerek kalmamakta ve onların hükümleri nesh edilmektedir. | ||
* '''• İnsanoğlunun Anlayış ve Kabiliyetinin Gelişmesi''' | * '''• İnsanoğlunun Anlayış ve Kabiliyetinin Gelişmesi''' | ||
Beşeriyet, zamanın geçmesi ve yaşam koşulların değişmesi ile toplu ve ferdi akıldan yararlanarak, ilahî peygamberlerin sunduğu öğretilerin yardımı ile yavaş yavaş tekamüle ermekle ilerlemiştir. Ömrü uzadıkça, yeni ve tam öğretileri elde etmek için insanın kabiliyeti artmıştır. Bu durumu, dinlerdeki öğretilerin tahakkuk bulması ve onların birbirleriyle karşılaştırılmasıyla açıklamak mümkündür. Bundan dolayı bazı Müslüman filozoflar, [[Hz. Adem]]’den (a.s) ahir zaman ümmetine kadar insanların yeteneklerinin gelişmekte olduğunu söylemişler. Dolayısıyla peygamberlerin ard-arda gelerek, ümmetlerinin kendi zamanına özgü kabiliyet ölçüsüne göre saadet ve mutluluk programı yapmaları gerekmektedir.<ref>Sadru’l Müteellihin, Şerh-i Usul-u Kafi, Kitabu’l Hüccet, s. 124.</ref> | Beşeriyet, zamanın geçmesi ve yaşam koşulların değişmesi ile toplu ve ferdi [[akıl|akıldan]] yararlanarak, ilahî peygamberlerin sunduğu öğretilerin yardımı ile yavaş yavaş tekamüle ermekle ilerlemiştir. Ömrü uzadıkça, yeni ve tam öğretileri elde etmek için insanın kabiliyeti artmıştır. Bu durumu, dinlerdeki öğretilerin tahakkuk bulması ve onların birbirleriyle karşılaştırılmasıyla açıklamak mümkündür. Bundan dolayı bazı Müslüman filozoflar, [[Hz. Adem]]’den (a.s) ahir zaman ümmetine kadar insanların yeteneklerinin gelişmekte olduğunu söylemişler. Dolayısıyla peygamberlerin ard-arda gelerek, ümmetlerinin kendi zamanına özgü kabiliyet ölçüsüne göre saadet ve mutluluk programı yapmaları gerekmektedir.<ref>Sadru’l Müteellihin, Şerh-i Usul-u Kafi, Kitabu’l Hüccet, s. 124.</ref> | ||
== Peygamberlerin Sayısı == | == Peygamberlerin Sayısı == |