İçeriğe atla

Nübüvvet: Revizyonlar arasındaki fark

34 bayt kaldırıldı ,  23 Kasım 2018
düzenleme özeti yok
imported>Moghaddami
Değişiklik özeti yok
imported>Hassanzadeh
Değişiklik özeti yok
26. satır: 26. satır:


=== Nebinin Doğru Telaffuzu ===
=== Nebinin Doğru Telaffuzu ===
Sözlük bilimcilerin çoğunun görüşüne göre, nebi kelimesinin telaffuzu, eğer nebi kelimesi “n-b-e” (نبأ) (hamzalı bir şekilde) maddesinden türemiş olursa, nebi kelimesini hamzalı bir şekilde de, nebi olarak (نبیء) telaffuz edebiliriz, ama hamzası olmadan istifade edilmesi daha doğrudur. Ancak eğer nebi kelimesi makam yüceliği ve ululuk anlamına gelen nübüvvet ve nebavet (نباوة و نبوّة) maddelerinden türemiş olursa, nebi kelimesini sadece hamzasız olarak telaffuz etmek gerekir.<ref>Tusi, el-İktisad fiyma Yeteallaku bil-İ’tikad, s. 245.</ref>
Sözlük bilimcilerin çoğunun görüşüne göre, nebi kelimesinin telaffuzu, eğer nebi kelimesi “n-b-e” (نبأ) (hamzalı bir şekilde) maddesinden türemiş olursa, nebi kelimesini hamzalı bir şekilde de, nebi olarak (نبیء) telaffuz edebiliriz, ama hamzası olmadan kullanılması daha doğrudur. Ancak eğer nebi kelimesi makam yüceliği ve ululuk anlamına gelen nübüvvet ve nebavet (نباوة و نبوّة) maddelerinden türemiş olursa, nebi kelimesini sadece hamzasız olarak telaffuz etmek gerekir.<ref>Tusi, el-İktisad fiyma Yeteallaku bil-İ’tikad, s. 245.</ref>


=== Terim Anlamı ===
=== Terim Anlamı ===
Nübüvvet sözcüğünün anlamı hakkında Müslüman düşünürler ve âlimler her görüş ve meramla nübüvvet için tanımlar ileri sürmüşlerdir. Bazıları nübüvveti, özellik ve gerekleri ile tanımlamış, bazıları ise dakik ve kapsayıcı tanımlar ileri sürmek için çaba sarf etmişlerdir. Tüm bu tanımların ana özelliğinde şu noktalar vardır:
Nübüvvet sözcüğünün anlamı hakkında Müslüman düşünürler ve âlimler her görüş ve ideoliji ile nübüvvet için tanımlar ileri sürmüşlerdir. Bazıları nübüvveti, özellik ve gerekleri ile tanımlamış, bazıları ise dakik ve kapsayıcı tanımlar ileri sürmek için çaba sarf etmişlerdir. Tüm bu tanımların ana özelliğinde şu noktalar vardır:
* Nebi, kesinlikle insandır.<ref>İbrahim, 11.</ref>
* Nebi, kesinlikle insandır.<ref>İbrahim, 11.</ref>
* Davetin amacı, insanların hidayetidir.<ref>Bahrani, Kavaidu’l-Meram fi ilmi’l-Kelam, s. 122.</ref>
* Davetin amacı, insanların hidayetidir.<ref>Bahrani, Kavaidu’l-Meram fi ilmi’l-Kelam, s. 122.</ref>
* Davetin içeriği, insanların yaşamındaki nazari ve pratik yönler için ilahî marifet ve bilgilerdir ve aynı zamanda insanları dünya ve [[ahiret]] saadet ve mutluluğuna ulaştırmaya yöneliktir.<ref>Bakara, 129.</ref>
* Davetin içeriği, insanların yaşamındaki nazari ve pratik yönler için ilahî marifet ve bilgilerdir ve aynı zamanda insanları dünya ve [[ahiret]] saadet ve mutluluğuna ulaştırmaya yöneliktir.<ref>Bakara, 129.</ref>
* Haberin kaynağı, Allah Teâlâ’dır.<ref>Fazıl Mikdad, en-Nafiu yevme’l-Haşr, s. 34.</ref>
* Haberin kaynağı, Allah Teâlâ’dır.<ref>Fazıl Mikdad, en-Nafiu yevme’l-Haşr, s. 34.</ref>
* Vahyin ulaştırılması beşerden vasıtasız olarak gerçekleşmektedir.<ref>Hilli, Menahicu’l-Yakin fi Usulu’d-Din, s. 403.</ref>
* Vahyin ulaştırılması insandan vasıtasız olarak gerçekleşmektedir.<ref>Hilli, Menahicu’l-Yakin fi Usulu’d-Din, s. 403.</ref>
* Allah’ın mesajını insanlara iblağ etmektedirler.<ref>Hilli, el-Hadi Aşer, s. 34.</ref>
* Allah’ın mesajını insanlara ulaştırmaktadırlar.<ref>Hilli, el-Hadi Aşer, s. 34.</ref>
Dolayısıyla, peygamber, insanların hidayeti için başka insanların vasıtası olmadan ilahî mebdeden aldığı marifet ve bilgileri halka iblağ eden insandır.<ref>Sadıki, s. 184.</ref> Bu şekilde birkaç bileşenle nebinin tanımı kısıtlanmaktadır.
Dolayısıyla, peygamber, insanların hidayeti için başka insanların vasıtası olmadan ilahî kaynaktan aldığı marifet ve bilgileri halka iblağ eden insandır.<ref>Sadıki, s. 184.</ref> Bu şekilde birkaç bileşenle nebinin tanımı kısıtlanmaktadır.


== Nebi ve Resul ==
== Nebi ve Resul ==
Nebi ve resul kelimesi arasındaki farklar ve ilişkiler konusu kelam ilminin kapsamlı tartışmalarındandır. [[Ahzab suresi]] 40. Ayet gibi Kur’an’ın bazı ayeti kerimelerinde Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a) için hem resul ve hem de nebi kelimeleri birlikte kullanılmıştır. [[Müfessir]] ve [[mütekellimler]] arasında bu iki kelime arasındaki farklar ve ilişkiler ayrıntılı bir biçimde tartışılarak ele alınmıştır.<br />
Nebi ve resul kelimesi arasındaki farklar ve ilişkiler konusu kelam ilminin kapsamlı tartışmalarındandır. [[Ahzab suresi]] 40. Ayet gibi Kur’an’ın bazı ayeti kerimelerinde Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a) için hem resul ve hem de nebi kelimeleri birlikte kullanılmıştır. [[Müfessir]] ve [[mütekellimler]] arasında bu iki kelime arasındaki farklar ve ilişkiler ayrıntılı bir biçimde tartışılarak ele alınmıştır.<br />


Bunlardan bazıları, resul ve nebi kelimelerinin anlam yönünden müteradif, mısdak yönünden de bir olduklarını ileri sürmüşlerdir. Bunlara göre nebi, resuldür, resul de nebidir.<ref>Maverdi, s. 184.</ref> Buna karşın ünlü görüşe göre nebi ve resul, mısdak açısından umum ve hususu mutlaktırlar. Yani her resul, nebidir, ancak her nebi resul değildir. Dolayısıyla bu görüşe göre, nübüvvet makamı insanların ulaşamayacağı derecede yer alan yüce bir makamdır ve bu makam, bazı enbiyaların risalet makamına ulaşmalarına ortam hazırlayıcıdır.<ref>Mustafavi, c. 3, s. 116.</ref>
Bunlardan bazıları, resul ve nebi kelimelerinin anlam yönünden müteradif, mısdak yönünden de bir olduklarını ileri sürmüşlerdir. Bunlara göre nebi, resuldür, resul de nebidir.<ref>Maverdi, s. 184.</ref> Buna karşın ünlü görüşe göre nebi ve resul, mısdak açısından umumi ve hususi mutlaktırlar. Yani her resul, nebidir, ancak her nebi resul değildir. Dolayısıyla bu görüşe göre, nübüvvet makamı insanların ulaşamayacağı derecede yer alan yüce bir makamdır ve bu makam, bazı enbiyaların risalet makamına ulaşmalarına ortam hazırlayıcıdır.<ref>Mustafavi, c. 3, s. 116.</ref>
=== Benzerlikleri ===
=== Benzerlikleri ===
Risalet de nübüvvet gibi Allah tarafından kulları için gönderilmiş bir [[hilafet]] makamı ve Allah ile kulları arasındaki vasıtadır. Resul, Allah’ın istedikleri dışında bir şeyi istememekte ve risalet görevini yerine getirmek ve Allah’ın emirlerini insanlara ulaştırmak dışında bir amacı yoktur.<ref>Mustafavi, c. 3, s. 118.</ref>
Risalet de nübüvvet gibi Allah tarafından kulları için gönderilmiş bir [[hilafet]] makamı ve Allah ile kulları arasındaki vasıtadır. Resul, Allah’ın istedikleri dışında bir şeyi istememekte ve risalet görevini yerine getirmek ve Allah’ın emirlerini insanlara ulaştırmak dışında bir amacı yoktur.<ref>Mustafavi, c. 3, s. 118.</ref>
=== Farkları ===
=== Farkları ===
Resul ve nebi arasındaki farklar, bu ikisi arasında farklılık olduğunu ileri süren teoriye muvafık mütekellimler arasında farklı görüşleri barındırmaktadır.<ref>Maverdi, s. 51.</ref> Bu konudaki en önemli görüşler şunlardan ibarettir:
Resul ve nebi arasındaki farklar, bu ikisi arasında farklılık olduğunu ileri süren teoriye muvafık mütekellimler arasında farklı görüşleri barındırmaktadır.<ref>Maverdi, s. 51.</ref> Bu konudaki en önemli görüşler şunlardan ibarettir:
* Resul, yeni bir şeriat sahibi peygamberdir veya bir önceki şeriatın bazı hükümlerini geçersiz kılmak ve nesh etmek için görevlendirilmiş bir peygamberdir.<ref>Bağdadi, Usulu’d-Din, s. 154.</ref> Nebi ise, bir önceki şeriatın maarif ve hükümlerini tebliğ ve açıklamak için gönderilmiş peygamberdir.<ref>Askeri, Mu’cemu’l-Furuku’l-Lügat, s. 531.</ref>
* Resul, yeni bir şeriat sahibi peygamberdir veya bir önceki şeriatın bazı hükümlerini geçersiz kılmak ve nesh etmek için görevlendirilmiş bir peygamberdir.<ref>Bağdadi, Usulu’d-Din, s. 154.</ref> Nebi ise, bir önceki şeriatın maarif ve hükümlerini tanıtmak ve açıklamak için gönderilmiş peygamberdir.<ref>Askeri, Mu’cemu’l-Furuku’l-Lügat, s. 531.</ref>
* Resul, uykuda ve uyanıkken kendisine vahiy olunan ve [[vahiy]] meleğini her iki halde de gören kimsedir. Buna karşın nebiye yalnızca uyku halinde vahiy olunmakta ve yalnızca uykuda vahiy meleğini görür.<ref>Askeri, Mu’cemu’l-Furuku’l-Lügat, s. 362.</ref>-<ref>Kuleyni, c. 1, s. 176.</ref>
* Resul, uykuda ve uyanıkken kendisine vahiy olunan ve [[vahiy]] meleğini her iki halde de gören kimsedir. Buna karşın nebiye yalnızca uyku halinde vahiy olunmakta ve yalnızca uykuda vahiy meleğini görür.<ref>Askeri, Mu’cemu’l-Furuku’l-Lügat, s. 362.</ref>-<ref>Kuleyni, c. 1, s. 176.</ref>
* Resule vahiy, nebiye vahiyden daha yücedir. Resule vahiy, Hz. Cebrail (a.s) eliyle gerçekleşir, buna karşın nebiye vahiy, başka bir melek, kalbi ilham veya sadık rüyalar yoluyla gerçekleşir.<ref>Curcani, et-Tarifat, s. 105.</ref><br />
* Resule vahiy, nebiye vahiyden daha yücedir. Resule vahiy, Hz. Cebrail (a.s) eliyle gerçekleşir, buna karşın nebiye vahiy, başka bir melek, kalbi ilham veya sadık rüyalar yoluyla gerçekleşir.<ref>Curcani, et-Tarifat, s. 105.</ref><br />
93. satır: 93. satır:
Peygamberlerin gönderilmesinin nedeni, insanın yaratılış amacının tahakkuku ve gerçekleşmesine yöneliktir. Öyleyse peygamberlerin gönderilmesinin temel nedeni, insanın yaratılması hedefi ile aynıdır. Bu ana amacın yanı sıra, bazı ikincil amaçlar da bulunmaktadır. Bunlar, [[Kur’an-ı Kerim]]’in, peygamberlerin ve nübüvvetin ispatı için açıkladığı bazı delillerdir. Bu amaç ve hedeflerden en önemlileri özet olarak şunlardan ibarettir:
Peygamberlerin gönderilmesinin nedeni, insanın yaratılış amacının tahakkuku ve gerçekleşmesine yöneliktir. Öyleyse peygamberlerin gönderilmesinin temel nedeni, insanın yaratılması hedefi ile aynıdır. Bu ana amacın yanı sıra, bazı ikincil amaçlar da bulunmaktadır. Bunlar, [[Kur’an-ı Kerim]]’in, peygamberlerin ve nübüvvetin ispatı için açıkladığı bazı delillerdir. Bu amaç ve hedeflerden en önemlileri özet olarak şunlardan ibarettir:
* '''Toplumda tevhidin tamamlanması ve tekmili'''
* '''Toplumda tevhidin tamamlanması ve tekmili'''
İnsanın yaratılma amaçlarından birisi, insanın seçme hakkına dayalı güzel amelleri yapması ve Allah’ı tanıma doğrultusunda elde ettiği marifetler ışığındaki tekâmülüdür. Allah’ın marifet kemali, [[tevhid]]in idrak edilmesi ve her türlü şerikin Allah Teâlâ’dan uzak tutulmasıyla mümkündür. Bu durum, peygamberlerin yardımıyla mümkündür. Peygamberler, Allah tarafından beşeri [[şirk]] ve put perestlik zilletinden kurtarması ve onları Allah’ın birliğine ve tevhide davet etmesi için görevlendirilmiştir. Kur’an-ı Kerim bu konu hakkında şöyle buyurmuştur: '''“Andolsun ki biz, «Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının» diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik.”''' ([[Nahl]], 36)
İnsanın yaratılma amaçlarından birisi, insanın seçme hakkına dayalı güzel amelleri yapması ve Allah’ı tanıma doğrultusunda elde ettiği marifetler ışığındaki tekâmülüdür. Allah’ın marifet kemali, [[tevhid]]in idrak edilmesi ve her türlü şerikin Allah Teâlâ’dan uzak tutulmasıyla mümkündür. Bu durum, peygamberlerin yardımıyla mümkündür. Peygamberler, Allah tarafından insanı [[şirk]] ve put perestlik zilletinden kurtarması ve onları Allah’ın birliğine ve tevhide davet etmesi için görevlendirilmiştir. Kur’an-ı Kerim bu konu hakkında şöyle buyurmuştur: '''“Andolsun ki biz, «Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının» diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik.”''' ([[Nahl]], 36)
[[Hz. Ali (a.s)]] da bu konuya benzer bir açıklamada bulunarak şöyle buyurmuştur:
[[Hz. Ali (a.s)]] da bu konuya benzer bir açıklamada bulunarak şöyle buyurmuştur:
:“Allah, peygamberleri, tevhit ve Allah’ın sıfatlarını bilmeleri ve Onun rububiyet ve birliğine iman etmeleri için gönderdi.”<ref>Nehcü’l-Belağa, 143. Hutbe.</ref>
:“Allah, peygamberleri, tevhit ve Allah’ın sıfatlarını bilmeleri ve Onun rububiyet ve birliğine iman etmeleri için gönderdi.”<ref>Nehcü’l-Belağa, 143. Hutbe.</ref>
118. satır: 118. satır:
Peygamberlerin bir başka faydası da iyi ve salih insanlara müjde vermek ve onları kötü işlerden ve Allah’a itaatsizlikten sakındırmaktır. Allah Teala, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
Peygamberlerin bir başka faydası da iyi ve salih insanlara müjde vermek ve onları kötü işlerden ve Allah’a itaatsizlikten sakındırmaktır. Allah Teala, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz.” ([[En’am]], 48)
“Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz.” ([[En’am]], 48)
* '''Hüccetin Tamamlanması ve İtmamı'''
* '''Hüccetin Tamamlanması'''
Peygamberler olmasaydı, inatçı insanların ‘peygamberler olsaydı, bizler kolumuzu açıp onları karşılardık ve onlara güzel davranırdık’ demeleri mümkün olurdu:<br />
Peygamberler olmasaydı, inatçı insanların ‘peygamberler olsaydı, bizler kolumuzu açıp onları karşılardık ve onlara güzel davranırdık’ demeleri mümkün olurdu:<br />


172. satır: 172. satır:
=== Peygamberlerin Art Arda Gönderilmesinin Hikmeti ===
=== Peygamberlerin Art Arda Gönderilmesinin Hikmeti ===
İnsanoğlunun ilk yaratılışından itibaren, hidayet araçlarına olan ihtiyacından dolayı, ilahi peygamberler bulunmaktaydı. Peygamberlerin sayısı ve art arda gönderilmesinin nedeni gibi sorular insanın zihnini kurcalamaktadır. Neden bu kadar peygamber toplumlara geldi? Neden ilk günden din kamil olmadı? Dini kaynaklara baktığımızda peygamberlerin art arda gönderilmesinin felsefesi hakkında birkaç faktör belirtilmiştir:
İnsanoğlunun ilk yaratılışından itibaren, hidayet araçlarına olan ihtiyacından dolayı, ilahi peygamberler bulunmaktaydı. Peygamberlerin sayısı ve art arda gönderilmesinin nedeni gibi sorular insanın zihnini kurcalamaktadır. Neden bu kadar peygamber toplumlara geldi? Neden ilk günden din kamil olmadı? Dini kaynaklara baktığımızda peygamberlerin art arda gönderilmesinin felsefesi hakkında birkaç faktör belirtilmiştir:
* '''Dinin Temel İlkelerinin Tahrif ve Unutulmaktan Korunması'''
* '''Dinin Temel İlkelerinin Değişmeden ve Unutulmaktan Korunması'''
Çok sayıda peygamberin gönderilmesinin nedeni, insanoğlunun hidayeti ve  dini öğretilerin insanlar tarafından değişikliklere uğramalarından dolayıdır. İnsanlar zamanla yeryüzüne yayıldıktan ve  aralarındaki sosyal ilişkiler arttıktan sonra, bir takım anlaşmazlıklar yaşanmaya başladı. Dikta ve zorbalar, zayıf halktan yararlanmak ve onları sömürme peşinde koşmaktaydılar. İdeal bir toplumun kurulması, eşit ve kardeşçe yaşamın sağlanması için mücadele eden peygamberler bu zorbaların karşısında durdular. Bu koşullar altında, bu zorba güçler için peygamberlerle mücadele etmenin en rahat ve kolay yolu onların öğretilerini ve getirdiklerini tahrif etmek ve dinin temel ilkelerini bozmak ve tahrif etme yolunu seçmeleri gayet doğaldır.<ref>Mutahhari, Camie ve Tarih, s. 212.</ref> İnanç ve ameli olarak tahrif, örneğin: meleklerin kız olduğunu ileri sürmek, [[Hz. İsa]] ve [[Hz. Üzeyr]]’in Allah’ın çocukları olduğunu iddia etmek, teslis, [[haram]] ve helallerin yer değiştirmesi ve ameli olarak dine bidat bulaştırmaktır.<ref>En’am, 140.</ref>
Çok sayıda peygamberin gönderilmesinin nedeni, insanoğlunun hidayeti ve  dini öğretilerin insanlar tarafından değişikliklere uğramalarından dolayıdır. İnsanlar zamanla yeryüzüne yayıldıktan ve  aralarındaki sosyal ilişkiler arttıktan sonra, bir takım anlaşmazlıklar yaşanmaya başladı. Dikta ve zorbalar, zayıf halktan yararlanmak ve onları sömürme peşinde koşmaktaydılar. İdeal bir toplumun kurulması, eşit ve kardeşçe yaşamın sağlanması için mücadele eden peygamberler bu zorbaların karşısında durdular. Bu koşullar altında, bu zorba güçler için peygamberlerle mücadele etmenin en kolay yolu onların öğretilerini, getirdiklerini ve dinin temel ilkelerini değiştirmek ve bozmak yolunu seçmeleri gayet doğaldır.<ref>Mutahhari, Camie ve Tarih, s. 212.</ref> İnanç ve ameli olarak tahrif, örneğin: meleklerin kız olduğunu ileri sürmek, [[Hz. İsa]] ve [[Hz. Üzeyr]]’in Allah’ın çocukları olduğunu iddia etmek, teslis, [[haram]] ve helallerin yer değiştirmesi ve ameli olarak dine bidat bulaştırmaktır.<ref>En’am, 140.</ref>
İlahi mesajların halklar arasında kalıcı kalması, unutulmaya yüz tutmaması ve tahriften korunması için tarihin her devresinde bir önceki öğretileri tebliğ edecek veya yeni yeni öğretiler getirerek, dini öğretileri doğru bir şekilde insanlara sunacak kişilere (peygamberlere) ihtiyaç vardır.
İlahi mesajların halklar arasında kalıcı kalması, unutulmaya yüz tutmaması ve tahriften korunması için tarihin her devresinde bir önceki öğretileri tebliğ edecek veya yeni yeni öğretiler getirerek, dini öğretileri doğru bir şekilde insanlara sunacak kişilere (peygamberlere) ihtiyaç vardır.
* '''Semavi kitapların Yok Olması'''
* '''Semavi kitapların Yok Olması'''
181. satır: 181. satır:
Tüm dinlerdeki temel öğretiler müşterek, sabit ve değiştirilemez olsa da bazı dini öğretiler insanların duyduğu ihtiyaçlar, zaman ve çıkarların gerektirdiğine göre belirlenmiştir ve ihtiyaçların, şart ve koşulların değişmesi ile hükümleri de değişkenlik kazanmaktadır.<ref>Kayseri, Şerhu Fususu’l-Hikem, c. 1, s. 136.</ref> Örneğin bazı dini hükümler yaptıkları hatalardan dolayı İsrailoğullarının cezalandırılması, itaatsizlikleri ve ubudiyet ruhiyelerinin güçlendirilmesi için Yahudilerin dininde yer almaktaydı. Açıktır ki bu hususiyetin bertaraf olması veya muhatapların değişmesi ile artık bu maslahatlara gerek kalmamakta ve onların hükümleri nesh edilmektedir.
Tüm dinlerdeki temel öğretiler müşterek, sabit ve değiştirilemez olsa da bazı dini öğretiler insanların duyduğu ihtiyaçlar, zaman ve çıkarların gerektirdiğine göre belirlenmiştir ve ihtiyaçların, şart ve koşulların değişmesi ile hükümleri de değişkenlik kazanmaktadır.<ref>Kayseri, Şerhu Fususu’l-Hikem, c. 1, s. 136.</ref> Örneğin bazı dini hükümler yaptıkları hatalardan dolayı İsrailoğullarının cezalandırılması, itaatsizlikleri ve ubudiyet ruhiyelerinin güçlendirilmesi için Yahudilerin dininde yer almaktaydı. Açıktır ki bu hususiyetin bertaraf olması veya muhatapların değişmesi ile artık bu maslahatlara gerek kalmamakta ve onların hükümleri nesh edilmektedir.
* '''• İnsanoğlunun Anlayış ve Kabiliyetinin Gelişmesi'''
* '''• İnsanoğlunun Anlayış ve Kabiliyetinin Gelişmesi'''
Beşeriyet, zamanın geçmesi ve yaşam koşulların değişmesi ile toplu ve ferdi akıldan yararlanarak, ilahî peygamberlerin sunduğu öğretilerin yardımı ile yavaş yavaş tekamüle ermekte ilerlemiştir ve insan ömrü uzadıkça, yeni ve tam öğretileri elde etmek için kabiliyeti artmıştır. Bu durumu, dinlerdeki öğretilerin tahakkuk bulması ve onların birbirleriyle karşılaştırılmasıyla ile açıklamak mümkündür. Bundan dolayı, bazı Müslüman filozoflar, [[Hz. Adem]]’den ahir zaman ümmetine kadar insanların istidatlarının gelişmekte olduğunu ve dolayısıyla peygamberlerin art arda gelerek, ümmetlerinin kendi  zamanına özgü kabiliyet ölçüsüne göre saadet ve mutluluk programı yapmaları gerekmektedir.<ref>Sadru’l-Müteellihin, Şerh Usul-u Kafi, kitabu’l-Hüccet, s. 124.</ref>
Beşeriyet, zamanın geçmesi ve yaşam koşulların değişmesi ile toplu ve ferdi akıldan yararlanarak, ilahî peygamberlerin sunduğu öğretilerin yardımı ile yavaş yavaş tekamüle ermekte ilerlemiştir ve insan ömrü uzadıkça, yeni ve tam öğretileri elde etmek için kabiliyeti artmıştır. Bu durumu, dinlerdeki öğretilerin tahakkuk bulması ve onların birbirleriyle karşılaştırılmasıyla ile açıklamak mümkündür. Bundan dolayı, bazı Müslüman filozoflar, [[Hz. Adem]]’den ahir zaman ümmetine kadar insanların yeteneklerini gelişmekte olduğunu ve dolayısıyla peygamberlerin art arda gelerek, ümmetlerinin kendi  zamanına özgü kabiliyet ölçüsüne göre saadet ve mutluluk programı yapmaları gerekmektedir.<ref>Sadru’l-Müteellihin, Şerh Usul-u Kafi, kitabu’l-Hüccet, s. 124.</ref>


== Peygamberlerin Sayısı ==
== Peygamberlerin Sayısı ==
195. satır: 195. satır:


== Kitap Sahibi Peygamberler ==
== Kitap Sahibi Peygamberler ==
Bazı peygamberler semavi kitap sahibiydiler. Bu peygamberler tarafından alınan ilahî mesajlar, kitabı mukaddes veya semavi kitap adıyla toplanırdı. Bu kitaplar, o din takipçilerinin dini dayanağı, inanç ve amel ölçüsüydü. Nazil olan kitaplar şunlardan ibarettir:
Bazı peygamberler semavi kitap sahibiydiler. Bu peygamberler tarafından alınan ilahî mesajlar, kitabı kutsal veya semavi kitap adıyla toplanırdı. Bu kitaplar, o din takipçilerinin dini dayanağı, inanç ve amel ölçüsüydü. Nazil olan kitaplar şunlardan ibarettir:
* [[Hz. Nuh]]’un kitabı,
* [[Hz. Nuh]]’un kitabı,
* [[Hz. İbrahim]]’in suhufu,
* [[Hz. İbrahim]]’in suhufu,
203. satır: 203. satır:
* [[Hz. Muhammed]]’in Kur’an-ı Kerim’i.<ref>Kuleyni, c. 1, s. 240.</ref>
* [[Hz. Muhammed]]’in Kur’an-ı Kerim’i.<ref>Kuleyni, c. 1, s. 240.</ref>
== Tebliğ ve Teşri Peygamberleri ==
== Tebliğ ve Teşri Peygamberleri ==
İnsanların yaşantısı Hz. Nuh’un (a.s) çağına kadar sade ve toplumsal yaşamın zorluklarından uzak bir halde seyretmekteydi. Sosyal ihtiyaçlar ve toplu etkileşimler için sosyal hükümler ve yasa koymaya ihtiyaç hissedilmemekteydi. Zorba ve diktalar henüz ortaya çıkmamıştı. Bundan dolayı Hz. Nuh’un (a.s) çağına kadar yalnızca vahyani öğretilerin açıklanmasına ihtiyaç duyulmaktaydı. O döneme kadarki peygamberler arasındaki tek fark, dini talimlerin ölçüsü ve niteliği idi. Hz. Nuh’un (a.s) dönemine kadar süredeki nübüvvet için şöyle demek mümkündür: Hz. Adem’den [[Hz. Şit]] ve [[Hz. İdris]]’e (a.s) kadar olan peygamberlerin peygamberliği, tanıtım ve tebliğ amaçlıydı. Tek görevleri Allah’ın varlığı, sıfatları ve [[Mead]] gibi dini inanç öğretilerini tebliğ ve açıklamaktı.<br />
İnsanların yaşantısı Hz. Nuh’un (a.s) çağına kadar sade ve toplumsal yaşamın zorluklarından uzak bir halde seyretmekteydi. Sosyal ihtiyaçlar ve toplu etkileşimler için sosyal hükümler ve yasa koymaya ihtiyaç hissedilmemekteydi. Zorba ve diktalar henüz ortaya çıkmamıştı. Bundan dolayı Hz. Nuh’un (a.s) çağına kadar yalnızca vahyani öğretilerin açıklanmasına ihtiyaç duyulmaktaydı. O döneme kadarki peygamberler arasındaki tek fark, dini talimlerin ölçüsü ve niteliği idi. Hz. Nuh’un (a.s) dönemine kadar süredeki nübüvvet için şöyle demek mümkündür: Hz. Adem’den [[Hz. Şit]] ve [[Hz. İdris]]’e (a.s) kadar olan peygamberlerin peygamberliği, tanıtım amaçlıydı. Tek görevleri Allah’ın varlığı, sıfatları ve [[Mead]] gibi dini inanç öğretilerini tanıtmak ve açıklamaktı.<br />


Ancak beşerin ilerleyen çağlarda gelişmesi ve toplumsal bağların teşkil edilerek yayılması ile toplumlar arasında yaşanan çatışma ve çekişmeler, zengin ve zorba tabakanın ortaya çıkması ve dinin konumlarını tehlikeye soktuğu kişilerce her gün saldırıya uğraması ve karşı konulması ile birlikte, o günden sonraki peygamberlerin tanıtım ve tebliğ görevleri dışında vahiyden aldıkları ilham ile ahkamın tebliği, ahlaki öğretilerin insanlar arasında yaygınlaştırılarak, tedip edilmesi, ibadi, siyasi ve sosyal yasa ve kanunlar konulmasını da gerekli kılmıştır. Kısacası Allah tarafından insanlar için yasa ve kanunlar getirmelerini zorunlu kılmıştır.<ref>Sebzevari, Şerhu’l-Esmau’l-Hüsna, s. 552, 553.</ref> Ulu’l-Azm peygamberlerine özgü olan bu tür nübüvvete, teşrii nübüvvet denir.
Ancak beşerin ilerleyen çağlarda gelişmesi ve toplumsal bağların teşkil edilerek yayılması ile toplumlar arasında yaşanan çatışma ve çekişmeler, zengin ve zorba tabakanın ortaya çıkması ve dinin konumlarını tehlikeye soktuğu kişilerce her gün saldırıya uğraması ve karşı konulması ile birlikte, o günden sonraki peygamberlerin tanıtım ve tebliğ görevleri dışında vahiyden aldıkları ilham ile ahkamın tebliği, ahlaki öğretilerin insanlar arasında yaygınlaştırılarak, terbiye görmesi, ibadi, siyasi ve sosyal yasa ve kanunlar konulmasını da gerekli kılmıştır. Kısacası Allah tarafından insanlar için yasa ve kanunlar getirmelerini zorunlu kılmıştır.<ref>Sebzevari, Şerhu’l-Esmau’l-Hüsna, s. 552, 553.</ref> Ulu’l-Azm peygamberlerine özgü olan bu tür nübüvvete, teşrii nübüvvet denir.


== Ulu’l-Azm Peygamberleri ==
== Ulu’l-Azm Peygamberleri ==
Anonim kullanıcı