Anonim kullanıcı
Ebu Hamza Sumali Duası: Revizyonlar arasındaki fark
düzenleme özeti yok
imported>Husein Değişiklik özeti yok |
imported>Husein Değişiklik özeti yok |
||
120. satır: | 120. satır: | ||
'''Allah'ım! İstemediklerini yapmama rağmen, beni senden hacetimi istemeğe cesaretlendiren senin bahşiş ve keremindir. Günah işlemekten çekinmediğim halde, zor anımda dayanağım senin rahmet ve ra’fetindir. Günahkâr olmama rağmen, benim ümidimi boşa çıkarmayacağını, arzumu gerçekleştireceğini ümit ediyorum. Ümidimi gerçekleştir ve duâmı kabul buyur! Ey dergâhına niyazda bulunulanların en hayırlısı ve ey ümit bağlanmaya lâyık olanların en üstünü!'''<br /> | '''Allah'ım! İstemediklerini yapmama rağmen, beni senden hacetimi istemeğe cesaretlendiren senin bahşiş ve keremindir. Günah işlemekten çekinmediğim halde, zor anımda dayanağım senin rahmet ve ra’fetindir. Günahkâr olmama rağmen, benim ümidimi boşa çıkarmayacağını, arzumu gerçekleştireceğini ümit ediyorum. Ümidimi gerçekleştir ve duâmı kabul buyur! Ey dergâhına niyazda bulunulanların en hayırlısı ve ey ümit bağlanmaya lâyık olanların en üstünü!'''<br /> | ||
'''Ey mevlam! Arzum büyük | '''Ey mevlam! Arzum büyük ve amelim ise kötüdür; affından bana, arzum miktarınca ihsan eyle ve beni kötü amelimden dolayı hesaba çekme; çünkü senin keremin günahkârları cezalandırmaktan daha üstündür. Hilim ve sabrın hata işleyenleri cezalandırmaktan daha büyüktür. Ey mevlam! Ben senin büyüklüğüne sığınmaktayım. Gazabından lütfuna koşmaktayım. Affın hususunda iyi kanaate sahip olan hakkında, affın muhakkaktır. Ey Rabbim! Ben kimim ki benden intikam alasın? Değerim nedir ki? Büyüklüğünle günahımı affet ve affınla bana lütufta bulun. Ey Rabbim! Kötü amelime perde çek (ört). Zatının yüceliği hürmetine beni kınamaktan vazgeç.'''<br /> | ||
'''Eğer bugün senden başkası günahımı bilseydi, o günahı işlemezdim. Eğer günahımdan dolayı hemen azaba uğrayacağımdan korksaydım, o günahtan kaçınırdım. Bu ise senin değersiz ve önemsiz olduğun anlamına gelemez; haşa. Bu tutumum senin kusurları örtenlerin en hayırlısı, hüküm verenlerin en iyisi ve kerem sahiplerinin en üstünü olduğundandır. İnsanların kusurlarını örtensin | '''Eğer bugün senden başkası günahımı bilseydi, o günahı işlemezdim. Eğer günahımdan dolayı hemen azaba uğrayacağımdan korksaydım, o günahtan kaçınırdım. Bu ise, senin değersiz ve önemsiz olduğun anlamına gelemez; haşa. Bu tutumum senin kusurları örtenlerin en hayırlısı, hüküm verenlerin en iyisi ve kerem sahiplerinin en üstünü olduğundandır. İnsanların kusurlarını örtensin; günahlarını affedensin ve mutlak surette gaybı bilensin. İnsanların günahlarını kereminle örtersin ve hilminle cezalarını geciktirirsin. Herşeyi bilmene rağmen, hilimli olduğun ve herşeye kadir olduğun halde affettiğin için hamd olsun sana. Hilmin, sana karşı gelmeye beni cür’etlendiriyor; kusurlarımı örtmen, benim hayamın az olmasına sebep oluyor; affının büyüklüğüne ve rahmetinin genişliğine olan marifetim, beni günah işlemeğe cüretkâr ediyor.''' | ||
'''Ey Halim, ey Kerim, ey diri olan, ey yaratıkları var edip koruyan, ey günahları affeden, ey tevbeleri kabul eden, ey bahşişi büyük ve ey ihsanı sürekli olan! Güzelce kusurları örtmen hani? Büyük affın nerede? Hemen kazanılabilen kurtuluşun hani? Acil yardımın ve geniş rahmetin hani? Değerli bahşişlerin, güzel bağışların sonsuz lütufların büyük kerem ve nimetlerin, kadim ve ezeli ihsanın nerededir? Ey Kerim | '''Ey Halim, ey Kerim, ey diri olan, ey yaratıkları var edip koruyan, ey günahları affeden, ey tevbeleri kabul eden, ey bahşişi büyük ve ey ihsanı sürekli olan! Güzelce kusurları örtmen hani? Büyük affın nerede? Hemen kazanılabilen kurtuluşun hani? Acil yardımın ve geniş rahmetin hani? Değerli bahşişlerin, güzel bağışların sonsuz lütufların büyük kerem ve nimetlerin, kadim ve ezeli ihsanın nerededir? Ey Kerim! Keremin nerededir? Keremin hürmetine, Muhammed ve Muhammed’in Ehl-i Beyt’inin hürmetine beni kurtuluşa erdir. Rahmetinin hürmetine beni kurtar. Ey her işi iyi ve güzel olan Allah! Ey nimet veren ve ey lütuf sahibi! Ben, azabından kurutulmak için amellerime değil, senin bize olan lütuf ve ihsanına güveniyorum. Çünkü, sensin korkulmaya layık olan ve sensin affetmeğe layık olan. Önce nimetler vererek kulların hakkında ihsanda bulunursun; sonra kereminle günahlarını affedersin. Bilmiyorum hangisinin şükrünü yerine getireyim: Bana verdiğin güzel nimetlerin mi? Üzerine perde çektiğin (örttüğün) kötü yönlerimin mi? Zor imtihanları bana kolaylaştırıp onların çoğundan beni selametle kurtarmanın mı?'''<br /> | ||
'''Ey sana sevgi besleyenin dostu | '''Ey sana sevgi besleyenin dostu! Ey sana sığınanın ve herkese olan bağlılığını kesip sadece sana alâka bağlayanın gözünün ışığı! Sensin her işi iyi olan ve biziz kötü amel sahibi. Öyleyse ey Rabbim! Kendi güzelliğinle kötü yönlerimizi bağışla. Ey Rabbim! Senin lütuf ve ihsanının kapsamadığı bir cehalet mi var? Ve senin hilim ve yumuşaklığını tüketen bir zaman mı var? Amellerimizin, senin nimetlerinin karşısında bir değeri yoktur. Senin sonsuz kereminin karşısında kötü amellerimizi nasıl çok sayabiliriz?! Ey Rabbim! Senin sonsuz merhametin, günahkârları nasıl kapsamına almaz?! Ey mağfireti hesapsız olan! Ey rahmet eli daima açık olan!'''<br /> | ||
'''Ey mevlam! Eğer beni | '''Ey mevlam! Eğer beni katından ve rahmet kapından uzaklaştırsan bile, ant olsun izzetine kesinlikle kapından geri dönmem ve sana yalvarmaktan vazgeçmem. Çünkü senin kerem ve ihsan sahibi olduğunu iyice biliyorum. İstediğin işi yaparsın, istediğini -istediğin kadar ve istediğin şekilde- azaplandırırsın. İstediğine -istediğin kadar ve istediğin şekilde- merhamet edersin. Yaptıkların hakkında kimse seni sorguya çekemez. Mülkünde sana karşı gelinemez. Yönetiminde ortak olamaz. Hükmüne muhalefet olunmaz. Tedbirinde hiç kimse sana itiraz edemez. Yaratmak ve hüküm sana mahsustur. Alemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.'''<br /> | ||
'''Ey Rabbim | '''Ey Rabbim! Sana yönelen, keremine sığınan, ihsan ve nimetlerini tanıyan bir kulun olarak kapına gelmişim. Sensin affını günahkârlara çok görmeyen cömert. Fazlın eksilmez ve rahmetin azalmaz. Biz, senin kadim ve ezeli affına, sonsuz lütuf ve rahmetine güveniyoruz. Ey Rabbim! Acaba bizimle, sana olan umut ve beklentimizin aksine mi muamele edeceksin?! Veya, umutlarımızı boşa mı çıkaracaksın?! Hayır! Kesinlikle. Ey Rabbim! Senin hakkında böyle bir zanna sahip değiliz ve senin dergahına olan umudumuz bu değildir.'''<br /> | ||
'''Senden arzu ve beklentimiz çok büyüktür. Sana karşı günah işledik | '''Senden arzu ve beklentimiz çok büyüktür. Sana karşı günah işledik ama arzumuz günahlarımızı örtmendir. Seni çağırdık; ümidimiz duamıza icabet etmendir. Arzumuzu gerçekleştir, ey mevlamız! Yaptıklarımızın karşısında neye müstahak olduğumuzu biliyoruz. Ama sen halimizi biliyorsun. Biz de biliyoruz ki sen katından bizleri eli boş geri çevirmezsin. Biz senin rahmetine layık olmasak da sen, sonsuz lütfunun gereği bize ve günahkârlara ihsanda bulunmaya layıksın. Layık olduğun şeyin hürmetine bize ihsanda bulun. Bize ihsan ve bağışta bulun. Çünkü senin bağışına muhtacız.<br /> | ||
'''Ey çok bağışlayan | '''Ey çok bağışlayan! Senin nurunla hidayete erdik; fazl ve ihsanınla gani olduk; nimetinle sabahladık ve akşam ettik. Günahlarımız sana aşikârdır. Allah'ım! Senden af diliyoruz ve tekrar sana dönüyoruz. Sen, bize çeşitli nimetler vererek, şefkat gösteriyorsun. Biz ise, bunun karşısında günah işliyoruz. Senin hayrın daima bize inmektedir. Bizim ise, fenalığımız sürekli sana gelmektedir. Her zaman kerim bir melek kötü amelimizi senin huzuruna getirir; ama bu (amelimizin kötü olması) bize bol bol zahirî ve batinî nimetler vermene engel olmuyor. Her şeyden münezzehsin. Yarattığında ve tekrar dirilttiğinde hilmin, keremin ve lütfün sonsuzdur. İsimlerin mukaddestir; medhin yücedir. Tüm eser ve nişanelerin güzeldir. Allah'ım! Senin lütuf ve hilmin o kadar büyük ve çoktur ki asla beni hatalarım ve kötü işlerimle değerlendirmezsin. Ey Mevlam! Ey mevlam! Ey Mevlam! Bağışla bizi; bağışla bizi; bağışla bizi.<br /> | ||
''' | '''Allah'ım! Bizi, kendini anmaya muvaffak et. Gazabından aman ver; azabından uzak eyle; bahşişlerinden bize de nasip eyle. Bize, evini (Ka’beyi) ve Peygamber’inin kabrinin ziyaretini nasip eyle; salat, rahmet, mağfiret ve hoşnutluğun ona ve Ehl-i Beyt’ine olsun. Muhakkak ki sen -kullarına- yakın ve onların duâlarına icabet edensin. Her yaptığımızı kendin için itaat kıl. Bizi, kendi dininin ve Peygamber’inin (Allah’ın salat ve selamı ona ve Ehl-i Beyt’ine olsun) sünneti üzerine öldür.<br /> | ||
'''Beni ve anne-babamı bağışla. Onlara merhamet et. Beni onlar büyüttü; hakkımdaki ihsanlarına karşı onlara ihsanda bulun | '''Beni ve anne-babamı bağışla. Onlara merhamet et. Beni onlar büyüttü; hakkımdaki ihsanlarına karşı onlara ihsanda bulun; onların günahlarını bağışla.<br /> | ||
'''Mü’min erkekleri ve kadınları, onların dirilerini ve ölülerini bağışla. Bizleri hayır işlerde onlara takipçi kıl.<br /> | '''Mü’min erkekleri ve kadınları, onların dirilerini ve ölülerini bağışla. Bizleri hayır işlerde onlara takipçi kıl.<br /> | ||
''' | '''Allah'ım! dirimizi, ölümüzü, huzurda olanımızı ve olmayanımızı, erkeğimizi, kadınımızı, küçüğümüzü, büyüğümüzü, efendimizi ve kölemizi (bunların hepsini) affet. Allah’tan dönenler yalan dediler; onlar zor bir sapıklığa düştüler ve onlar açık bir hüsrana uğradılar.<br /> | ||
''' | '''Allah'ım! Muhammed’e ve Muhammed’in Ehl-i Beyt’ine salat et. İşimi hayırla sonuçlandır. Önemli dünya ve ahiret işlerimde bana yardımcı ol. Bana acımayanı bana musallat etme. Kendi katından bana daima bir koruyucu nasip eyle. Verdiğin güzel nimetleri elimden alma. Kendi lütuf ve kereminden bol, helal ve temiz rızık bana nasip eyle.<br /> | ||
''' | '''Allah'ım! Beni korumana al; her beladan koru ve beni kendin koru. Bu yıl ve her yıl bana kendi evinin (Ka’be’nin) ziyaretini nasip eyle. Peygamber’inin kabrinin ziyaretini ve İmamların ziyaretini (Allah’ın salat ve selamı onlara olsun) nasip eyle. Ey Rabbim! O kutsal ve şerefli yerlerde bulunmaktan beni mahrum bırakma.<br /> | ||
''' | '''Allah'ım! Bana, bir daha günah etmemek üzere tövbe etmeyi nasip eyle. Kalbime, iyi iş yapmayı ilham eyle. İyi olana amel etmeyi, gece, gündüz ve beni yaşattığın sürece senden korkmayı bana nasip eyle. Ey alemlerin Rabbi!<br /> | ||
''' | '''Allah'ım! Ne zaman sana ibadet etmeye hazırlandıysam ve namaz kılmak için sana yöneldiysem bana dalgınlık ve uyku verdin; sana yalvarış ve münacat halini benden aldın. -Allah'ım!- Neden böyle bir duruma düştüm? Ne zaman ıslah olduğumu ve tövbe edenlerin toplantılarına katılmaya yakın olduğumu sandıysam, azmimi kıran ve sana kulluk etmeye engel olan önemli bir hadiseyle karşı karşıya kaldım. Ey mevlam! Yoksa beni kapından kovmuş ve hizmetinden kenara mı itmişsin?<br /> | ||
'''Belki de | '''Belki de senin hakkını hafife aldığımı gördüğün için beni kendinden uzaklaştırmışsın. Veya senden yüz çevirdiğimi gördüğün için, bana gazap etmiş veya beni yalancılardan sayıp da teveccühünden atmışsın veya nimetlerinin şükrünü yerine getirmeyen bir kul olduğumu gördüğün için, beni mahrum etmişsin veya alimlerin toplantısından uzak olduğum için, beni aşağılamış veya beni gafillerden sayıp, dolayısıyla rahmetinden ümidimi kesmişsin. Veya başı boş insanların toplantılarına meyil ettiğimi görüp, beni onlara dost kılmışsın veya benim duâmı işitmek istemediğin için, beni dergahından uzaklaştırmışsın veya suçum, günahım ve senden utanmadığım için, beni cezalandırmışsın. Ey Rabbim! Eğer beni affetsen bu sana yaraşır. Nitekim, benden önce nice günahkârları sen affettin. Çünkü -Ey Rabbim!- senin lütuf ve keremin günah işleyen kulları cezalandırmaktan daha yücedir. Ben de senin lütfuna sığınıyorum. Gazabından senin merhametine doğru kaçıyorum. Affın hakkında iyi kanaate sahip olana mağfiretin muhakkaktır.<br /> | ||
''' | '''Allah'ım! Senin fazl ve hilmin o kadar büyük ve geniştir ki hiç bir zaman beni amel ve günahımdan dolayı aşağılamazsın. Ey Mevlam! Ben neyim ve değerim nedir ki?! Ey Mevlam! Lütuf ve keremin hürmetine beni bağışla. Kusurlarımı ört. Zatının azameti hürmetine günahımdan geç.<br /> | ||
'''...Ey Mevlam! Ben, senin büyüttüğün küçüğüm; ilim bahşettiğin cahilim; hidayet ettiğin yolunu kaybedenim; yücelttiğin hakirim; güvence verdiğin korkanım; doyurduğun aç ve suya kandırdığın susamışım; giyindirdiğin çıplağım; zenginleştirdiğin fakirim; güçlendirdiğin zayıfım; aziz ettiğin zelilim; şifa verdiğin hastayım; bağışta bulunduğun dilenciyim; günahını örttüğün günahkârım; hatasını bağışladığın hatakârım; (neslini) çoğalttığın azım; yardım ettiğin mustazafım | '''...Ey Mevlam! Ben, senin büyüttüğün küçüğüm; ilim bahşettiğin cahilim; hidayet ettiğin yolunu kaybedenim; yücelttiğin hakirim; güvence verdiğin korkanım; doyurduğun aç ve suya kandırdığın susamışım; giyindirdiğin çıplağım; zenginleştirdiğin fakirim; güçlendirdiğin zayıfım; aziz ettiğin zelilim; şifa verdiğin hastayım; bağışta bulunduğun dilenciyim; günahını örttüğün günahkârım; hatasını bağışladığın hatakârım; (neslini) çoğalttığın azım; yardım ettiğin mustazafım ve huzuruna kabul ettiğin kovulmuşum.<br /> | ||
'''Ey Rabbim! Ben, gizlide senden hayâ etmeyen utanıp çekinmeyen | '''Ey Rabbim! Ben, gizlide senden hayâ etmeyen utanıp çekinmeyen ve açıkta seni gözetmeyen zavallıyım. Ben, büyük musibetler sahibiyim. Ben, Mevlasına karşı çıkan cüretkârım. Ben, gökyüzünün güçlü Rabbine isyan eden biriyim. Ben, büyük günah yolunda malını harcayanım. Ben, büyük günahlara doğru koşanım. Bana mühlet verdin, kendime gelmedim. Günahlarımı örttün, çekinmedim. Günah işlemekte haddi aştım. Beni gözünden düşürdün, yine kendime gelmedim. Ama sen hilminle bana mühlet verdin; kereminle kusurlarımı örttün; bana karşı kusurlarımı hiç görmemiş gibi davrandın; benden hayâ ediyormuşsun gibi günahlarımın azabını benden uzaklaştırdın.<br /> | ||
'''Allah’ım! Günah işlediğim zaman, senin | '''Allah’ım! Günah işlediğim zaman, senin Rabliğini inkâr ederek, emrini hafife alarak, azabına göğüs gererek, tehdidini umursamayarak, günah işlemedim. Bir hataydı oldu; nefsim onu bana güzel gösterdi; heva ve hevesim bana galip geldi; bedbahtlığım buna yardımcı oldu. Diğer taraftan kusurlarımı örtmene, aldandım. Böylece sana isyan ettim; emrine muhalefete kalkıştım. Şimdi senin azabından kim kurtaracak beni?! Yarın davacılarımdan kim koruyacak beni?! Eğer tutunacağım ipi çekip koparırsan, kimin ipine tutunurum ben?! Amel defterimin açılacağı gün, vay benim halime! Eğer kerem ve sonsuz rahmetine ümit etmeseydim ve rahmetinden ümit kesmemi yasaklamamış olsaydın, yaptıklarımı hatırladığımda tamamen ümitsizliğe kapılırdım. Ey çağrılanların en hayırlısı ve ey ümit edilenlerin en üstünü!<br /> | ||
'''Allah’ım! İslam’a olan bağlılığımla sana yöneliyorum. Kur’an’ın hürmetine sana güveniyorum. Ümmî, Kureyşî, Haşimî, Arabî, Tihamî, Mekkî ve Medenî olan Peygamber’in aşkına, sana yaklaşmayı ümit ediyorum. O halde | '''Allah’ım! İslam’a olan bağlılığımla sana yöneliyorum. Kur’an’ın hürmetine sana güveniyorum. Ümmî, Kureyşî, Haşimî, Arabî, Tihamî, Mekkî ve Medenî olan Peygamber’in aşkına, sana yaklaşmayı ümit ediyorum. O halde imanla olan tanışıklığımı yabancılığa çevirme. Mükâfatımı, senden başkasına ibadet eden kimsenin mükâfatı gibi kılma. Çünkü insanlardan bir grup, kanlarının dökülmesini önlemek için dilleriyle iman ettiler ve arzuladıklarına kavuştular. Biz ise, bizi bağışlayasın diye sana dilimiz ve kalbimizle iman ettik. Öyleyse bizi de arzuladığımıza kavuştur; sana olan ümidimizi kalbimizde sabitleştir; bizi hidayete kavuşturduktan sonra kalbimizi saptırma ve kendi katından bize bir rahmet ihsan et; şüphesiz sen, bol ihsan sahibisin.<br /> | ||
'''Andolsun izzetine, kalbime ilham olan bilgiye dayanarak senin kerem ve geniş rahmet sahibi olduğunu bildiğim için, beni kovsan dahi, kapından ayrılmam ve sana yalvarmaktan vazgeçmem. Kul, mevlasından başka kime gidebilir?! Yaratılan, kendisini yaratandan başka kime sığınabilir?! Allah’ım! Beni (kıyamet günü) ağır zincirlere vurup insanların arasında ihsanını benden kessen, insanların gözlerini kusurlarımı görmeye açsan, ateşe sürüklenmemi emretsen ve benimle iyi kulların arasında ayrılık düşürsen, yine de senden ümit kesmem; affına olan ümidimden vazgeçmem; senin sevgin hiçbir zaman kalbimden çıkmaz. Ben, hiçbir zaman verdiğin nimet ve ihsanlarını ve dünyada kusurlarımı örtmeni unutmam.<br /> | '''Andolsun izzetine, kalbime ilham olan bilgiye dayanarak senin kerem ve geniş rahmet sahibi olduğunu bildiğim için, beni kovsan dahi, kapından ayrılmam ve sana yalvarmaktan vazgeçmem. Kul, mevlasından başka kime gidebilir?! Yaratılan, kendisini yaratandan başka kime sığınabilir?! Allah’ım! Beni (kıyamet günü) ağır zincirlere vurup insanların arasında ihsanını benden kessen, insanların gözlerini kusurlarımı görmeye açsan, ateşe sürüklenmemi emretsen ve benimle iyi kulların arasında ayrılık düşürsen, yine de senden ümit kesmem; affına olan ümidimden vazgeçmem; senin sevgin hiçbir zaman kalbimden çıkmaz. Ben, hiçbir zaman verdiğin nimet ve ihsanlarını ve dünyada kusurlarımı örtmeni unutmam.<br /> |