İçeriğe atla

Kumeyl Duası: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
imported>Hassanfallah
imported>Husein
Değişiklik özeti yok
13. satır: 13. satır:
}}</onlyinclude>
}}</onlyinclude>
{{Yakarış}}
{{Yakarış}}
'''Kumeyl Duas''' ([[Arapça]]: '''دعاء كميل'''),  Kumeyl b. Ziyad en-Nahai’nin [[Hz. Ali]]’den (a.s) rivayet ettiği bir [[dua]]dır. Bu dua [[Allah]]'ı tanıma ve [[günah]]ların bağışlanması talebi noktasında engin ve yüce maarifleri içermektedir. [[Allame Meclisi]] (r.a) Kumeyl duasını en iyi dualardan biri saymıştır. Kumeyl Duası'nı [[Şia]]lar [[Şaban Ayının On beşi|Şaban ayının on beşi]]nci gecesinde ve yine her [[Cuma |Cuma gecesi]]nde (Perşembe gününün akşamında) okumaktadır.
'''Kumeyl Duası''' ([[Arapça]]: '''دعاء كميل'''),  Kumeyl b. Ziyad en-Nahai’nin [[Hz. Ali]]’den (a.s) rivayet ettiği bir [[dua]]dır. Bu dua [[Allah]]'ı tanıma ve [[günah]]ların bağışlanması talebi noktasında engin ve yüce maarifleri içermektedir. [[Allame Meclisi]] (r.a) Kumeyl duasını en iyi dualardan biri saymıştır. Kumeyl Duası'nı [[Şia]]lar [[Şaban Ayının On beşi|Şaban ayının on beşi]]nci gecesinde ve yine her [[Cuma |Cuma gecesi]]nde (Perşembe gününün akşamında) okumaktadır.


== Kumeyl b. Ziyad’ın Hayatı ==
== Kumeyl b. Ziyad’ın Hayatı ==
Nahai kabilesinden olan '''[[Kumeyl b. Ziyad Nahai|Kumeyl b. Ziyad b. Nehik en-Nahai]]''' [[Allah Resulü]]nün (s.a.a) ashabının tabiinlerinden ve İmam Ali (a.s) ve [[İmam Hasan]]’ın (a.s) has yârenlerindendir. Ömrünün 18 yılını Peygamber Efendimizin (s.a.a) döneminde geçiren Kumeyl, Hz. Ali’nin (a.s) hilafetinin ilk günlerinde İmam Ali’ye (a.s) biat eden ve [[Sıffin Savaşı|Sıffin savaşı]] gibi İmam Ali’ye (a.s) karşı başlatılan savaşlara katılan Şialardan biridir. Emire’l Müminin’in sırrı (sır arkadaşı) olarak da bilinen Kumeyl, üçüncü halife [[Osman]] zamanında Kufe’den Şam’a sürgün edilen on kişiden biriydi.<ref> Tarihi Taberi (tercüme), c. 6, s. 2195 – 2199.</ref> Kumeyl b. Ziyad hicri kameri 82 yılında [[Haccac b. Yusuf Sakafi]]’nin emriyle öldürüldü.<ref> Nazım Zade Kummi, s. 1011- 1018.</ref>
Nahai kabilesinden olan '''[[Kumeyl b. Ziyad Nahai|Kumeyl b. Ziyad b. Nehik en-Nahai]]''' [[Allah Resulü]]nün (s.a.a) ashabının tabiinlerinden ve İmam Ali (a.s) ve [[İmam Hasan]]’ın (a.s) has yârenlerindendir. Ömrünün 18 yılını Peygamber Efendimizin (s.a.a) döneminde geçiren Kumeyl, Hz. Ali’nin (a.s) hilafetinin ilk günlerinde İmam Ali’ye (a.s) biat eden ve [[Sıffin Savaşı|Sıffin savaşı]] gibi İmam Ali’ye (a.s) karşı başlatılan savaşlara katılan Şialardan biridir. Emire’l Müminin’in sırrı (sır arkadaşı) olarak da bilinen Kumeyl, üçüncü halife [[Osman]] zamanında Kufe’den Şam’a sürgün edilen on kişiden biriydi.<ref> Tarih-i Taberi (tercüme), c. 6, s. 2195 – 2199.</ref> Kumeyl b. Ziyad hicri kameri 82 yılında [[Haccac b. Yusuf Sakafi]]’nin emriyle öldürüldü.<ref> Nazım Zade Kummi, s. 1011- 1018.</ref>


== Duanın Senedi ve Bu İsmi Almasının Sebebi ==
== Duanın Senedi ve Bu İsmi Almasının Sebebi ==
Kumeyl duasının kaynağı [[Şeyh Tusi]]’nin “[[Misbahu’l Müteheccid]]” kitabıdır.<ref> Tusi, Misbahu’l Müteheccid, s. 584.</ref> Şeyh Tusi bu duayı '''Hızır Duası''' olarak [[Şaban Ayı Amelleri|Şaban ayı amelleri]] bölümünde zikretmiştir. Şeyh Tusi, “Rivayet edildiği üzere Kumeyl b. Ziyad en-Nahai, İmam Ali’yi (a.s) Şaban ayının on beşi gecesinde secde halinde bu duayı okurken görmüş” dedikten sonra meşhur Kumeyl duasını nakletmektedir. [[Seyyid b. Tavus]] '''İkbalu’l Amal'''’da<ref> İbn Tavus, İkbalu’l Amal, s. 220.</ref>, '''Allame Meclisi''' [[Zadu’l Mead]] kitabında<ref> Allame Meclisi, Zadu’l Mead, s. 60.</ref>  ve aynı şekilde '''Kef’emi'''<ref> Kef’emi, Beledu’l Emin, s. 267; Misbah, s. 737.</ref> Şaban ayının on beşinci gününün amellerinde bu duayı getirmişlerdir. [[Şeyh Abbas Kummi]] de [[Mefatihu’l Cinan]]<ref> Kummi, Mefatihu’l Cinan, s. 112.</ref> kitabında Kumeyl duasını Misbahu’l Müteheccid kitabından nakletmiştir. Allame Meclisi<ref> Allame Meclisi, Zadu’l Mead, s. 60.</ref> Kumeyl duasını duaların en iyisi olarak tanıtmıştır.<br />
Kumeyl duasının kaynağı [[Şeyh Tusi]]’nin “[[Misbahu’l Müteheccid]]” kitabıdır.<ref> Tusi, Misbahu’l Müteheccid, s. 584.</ref> Şeyh Tusi bu duayı '''Hızır Duası''' olarak [[Şaban Ayı Amelleri|Şaban ayı amelleri]] bölümünde zikretmiştir. Şeyh Tusi, “Rivayet edildiği üzere Kumeyl b. Ziyad en-Nahai, İmam Ali’yi (a.s) Şaban ayının on beşi gecesinde secde halinde bu duayı okurken görmüş” dedikten sonra meşhur Kumeyl duasını nakletmektedir. [[Seyyid b. Tavus]] '''İkbalu’l Amal'''’da<ref> İbn-i Tavus, İkbalu’l Amal, s. 220.</ref>, '''Allame Meclisi''' [[Zadu’l Mead]] kitabında<ref> Allame Meclisi, Zadu’l Mead, s. 60.</ref>  ve aynı şekilde '''Kef’emi'''<ref> Kef’emi, Beledu’l Emin, s. 267; Misbah, s. 737.</ref> Şaban ayının on beşinci gününün amellerinde bu duayı getirmişlerdir. [[Şeyh Abbas Kummi]] de [[Mefatihu’l Cinan]]<ref> Kummi, Mefatihu’l Cinan, s. 112.</ref> kitabında Kumeyl duasını Misbahu’l Müteheccid kitabından nakletmiştir. Allame Meclisi<ref> Allame Meclisi, Zadu’l Mead, s. 60.</ref> Kumeyl duasını duaların en iyisi olarak tanıtmıştır.<br />


Duanın bu adla adlandırılmasının sebebi ise bu duayı Kumeyl’in Hz. Ali’den (a.s) nakletmiş olmasıdır.
Duanın bu adla adlandırılmasının sebebi ise bu duayı Kumeyl’in Hz. Ali’den (a.s) nakletmiş olmasıdır.
32. satır: 32. satır:
  |quote  =  
  |quote  =  
<font color=#456c77>
<font color=#456c77>
:<big>'''“Ey Mabudum, Ey Seyyidim, Mevlam ve Rabbim! Azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim? Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim? Yahut affını ümit ettiğim halde ateşe nasıl gireyim.”'''</big></font>
:<big>'''“Ey mabudum, ey seyyidim, mevlam ve Rabbim! Azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim? Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim? Yahut affını ümit ettiğim halde ateşe nasıl gireyim.”'''</big></font>
  |source = <sub>[[İbn Tavus]], ''[[İkbalu’l Amal, s. 586]]''.</sub>
  |source = <sub>[[İbn-i Tavus]], ''[[İkbalu’l Amal, s. 586]]''.</sub>
}}
}}


40. satır: 40. satır:
İmam Ali (a.s) bu duaya Allah’ın adıyla başlamakta ve daha sonra birkaç satırda Allah’ın rahmet, kuvvet, ceberut, izzet, azamet, saltanat, zat, esma, ilim ve ilahî nuruna ant içmektedir. Daha sonra “'''یا نُورُ یا قُدُّوسُ یا أَوَّلَ الْأَوَّلِینَ وَ یا آخِرَ الْآخِرِینَ'''” (Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri!) cümlesiyle Allah’a nida etmekte ve insanoğlunun amellerinin etki ve sonuçlarını hatırlatarak Allah-u Teâlâ’dan af ve bağışlanma talep etmektedir.<br />
İmam Ali (a.s) bu duaya Allah’ın adıyla başlamakta ve daha sonra birkaç satırda Allah’ın rahmet, kuvvet, ceberut, izzet, azamet, saltanat, zat, esma, ilim ve ilahî nuruna ant içmektedir. Daha sonra “'''یا نُورُ یا قُدُّوسُ یا أَوَّلَ الْأَوَّلِینَ وَ یا آخِرَ الْآخِرِینَ'''” (Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri!) cümlesiyle Allah’a nida etmekte ve insanoğlunun amellerinin etki ve sonuçlarını hatırlatarak Allah-u Teâlâ’dan af ve bağışlanma talep etmektedir.<br />


Müminlerin Emiri (a.s) duanın devamında, Allah’a onun zikriyle yakınlaşmayı istemekte, Allah’ı [[Şefaat|şefaat]]çisi kılarak Allah’tan cömertliği hakkına kendisine yaklaştırmasını niyaz etmektedir. Şükrünü eda etmeyi öğretmesini, zikrini ilham etmesini, Allah'tan huzu ve huşu talep etmekte ve kullanmış olduğu ibarelerle Allah’a olan özlemini ona dile getirmektedir.<br />
Müminlerin Emiri (a.s) duanın devamında, Allah’a onun zikriyle yakınlaşmayı istemekte, Allah’ı [[Şefaat|şefaat]]çisi kılarak, Allah’tan cömertliği hakkına kendisine yaklaştırmasını niyaz etmektedir. Şükrünü eda etmeyi öğretmesini, zikrini ilham etmesini, Allah'tan huzu ve huşu talep etmekte ve kullanmış olduğu ibarelerle Allah’a olan özlemini ona dile getirmektedir.<br />


Duanın devamında Allah’ın âlem üzerindeki saltanat ve etkisine işaret etmekte ve bazı cümlelerle Allah’ı hata ve kabahatleri örten bağışlayıcı olarak tanıtmaktadır.<br />
Duanın devamında Allah’ın âlem üzerindeki saltanat ve etkisine işaret etmekte ve bazı cümlelerle Allah’ı hata ve kabahatleri örten bağışlayıcı olarak tanıtmaktadır.<br />


[[İmam Ali]] (a.s) duanın diğer paragraflarında, Allah’ın ayıpları örten (settare’l uyub) olduğunu ve belaların defedilmesi, hatalardan korunması, kulun temcid ve övgüye layık olmadığını beyan etmekte ve acizlik, eksiklik, kötü halli olma, belaların ağırlığı, zorluklar, başarısızlıklar ve kusurlara değinerek onlardan ötürü şikâyet etmekte ve ilahi lütuf ve keremden onların ortadan kalkması için yardım dilemektedir. Aynı şekilde Allah’ın izzetine [[Tevessül|tevessül]] ederek ondan bazı isteklerde bulunmakta ve nefsin aldatmasına ve şeytanın tezyinine değinmektedir. Ardından yaratıcının ezeli lütfuna değinerek Allah’ın, vahdaniyetine inananları ve ibadet edenleri [[cehennem]] ateşinde yakmayacağını eklemektedir.<br />
[[İmam Ali]] (a.s) duanın diğer paragraflarında, Allah’ın ayıpları örten (Settare’l Uyub) olduğunu ve belaların defedilmesi, hatalardan korunması, kulun temcid ve övgüye layık olmadığını beyan etmekte ve acizlik, eksiklik, kötü halli olma, belaların ağırlığı, zorluklar, başarısızlıklar ve kusurlara değinerek onlardan ötürü şikâyet etmekte ve ilahi lütuf ve keremden onların ortadan kalkması için yardım dilemektedir. Aynı şekilde Allah’ın izzetine [[Tevessül|tevessül]] ederek ondan bazı isteklerde bulunmakta ve nefsin aldatmasına ve şeytanın tezyinine değinmektedir. Ardından yaratıcının ezeli lütfuna değinerek Allah’ın, vahdaniyetine inananları ve ibadet edenleri [[cehennem]] ateşinde yakmayacağını eklemektedir.<br />


İmam Ali (a.s) daha sonra [[dünya]] belaları ile [[ahiret]] azabını karşılaştırarak şöyle buyurmaktadır: “'''Ey Mabudum, Ey Seyyidim, Mevlam ve Rabbim! Azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim? Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim?'''” Ardından mümin kulun ilahî rahmete olan ümidine işaret ederek şöyle buyurmaktadır: “Mümin olan birisi, fasık olan birisiyle bir olur mu?” Duanın sonunda ise Allah’a sıfatları ile nida ederek Allah’tan bazı isteklerini talep etmektedir.
İmam Ali (a.s) daha sonra [[dünya]] belaları ile [[ahiret]] azabını karşılaştırarak şöyle buyurmaktadır: “'''Ey Mabudum, ey seyyidim, mevlam ve Rabbim! Azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim? Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim?'''” Ardından mümin kulun ilahî rahmete olan ümidine işaret ederek şöyle buyurmaktadır: “Mümin olan birisi, fasık olan birisiyle bir olur mu?” Duanın sonunda ise Allah’a sıfatları ile nida ederek Allah’tan bazı isteklerini talep etmektedir.


== Kumeyl Duasını Okumanın Sevabı ==
== Kumeyl Duasını Okumanın Sevabı ==
61. satır: 61. satır:
}}
}}


Seyyid İbn Tavus İkbalu’l Amal<ref> İbn Tavus, İkbalu’l Amal, s. 220.</ref>  kitabında, Şeyh Tusi’nin Misbahu’l Müteheccid kitabındaki sözlerini zikrettikten sonra başka bir rivayet daha nakletmektedir ki o rivayette Kumeyl b. Ziyad şöyle söylemekte: “Günlerden bir gün mevlam Hz. Ali (a.s) ve ashabından bir grupla birlikte Basra şehrinin camisinde oturuyorduk. Hz. Ali’den (a.s)  “'''Her sağlam iş, o gecede kararlaştırılır.'''”<ref> Duhan Suresi; 4.</ref> ayetinin manası hakkında sorulması üzerine İmam (a.s) şöyle buyurdu: ''O gece Şaban ayının on beşinci gecesidir. Ali’nin canı elinde olan Allah’a andolsun ki, her kulun yıl sonuna kadar başından geçecek olan iyi (hayır) ve kötü işlerin tümü Şaban ayının on beşinci gecesinde bölünür (belirlenir). Kim bu geceyi ibadetle [[ihya]] eder (uyanık kalır) ve Hz. Hızır duasını okursa, kesinlikle onun duası kabul olur.''”<br />
Seyyid İbn-i Tavus İkbalu’l Amal<ref> İbn-i Tavus, İkbalu’l Amal, s. 220.</ref>  kitabında, Şeyh Tusi’nin Misbahu’l Müteheccid kitabındaki sözlerini zikrettikten sonra başka bir rivayet daha nakletmektedir ki o rivayette Kumeyl b. Ziyad şöyle söylemekte: “Günlerden bir gün mevlam Hz. Ali (a.s) ve ashabından bir grupla birlikte Basra şehrinin camisinde oturuyorduk. Hz. Ali’den (a.s)  “'''Her sağlam iş, o gecede kararlaştırılır.'''”<ref> Duhan Suresi; 4.</ref> ayetinin manası hakkında sorulması üzerine İmam (a.s) şöyle buyurdu: ''O gece Şaban ayının on beşinci gecesidir. Ali’nin canı elinde olan Allah’a andolsun ki, her kulun yıl sonuna kadar başından geçecek olan iyi (hayır) ve kötü işlerin tümü Şaban ayının on beşinci gecesinde bölünür (belirlenir). Kim bu geceyi ibadetle [[ihya]] eder (uyanık kalır) ve Hz. Hızır duasını okursa, kesinlikle onun duası kabul olur.''”<br />


Kumeyl şöyle devam etmekte: Daha sonra [[Hz. Ali]] (a.s) evine döndü. Ben de geceleyin evine gidip kapısını çaldım. Beni görünce: “Niçin geldin?” dedi. Cevabında: “[[Hz. Hızır]]’ın duasını istemek için huzurunuza geldim” dedim. İmam (a.s): “Otur” diye buyurdu. Daha sonra bana hitaben şöyle buyurdu: “''Ey Kumeyl! Bu duayı ezberlediğinde, her Cuma gecesinde, olmazsa ayda bir kere, o da olmazsa yılda bir kere, o da olmazsa ömründe bir defa bu duayı oku; onu okuman işlerinde sana kifayet edecektir. Allah sana yardım edecek, rızkın artacak ve de Allah'ın mağfiretinden ayrı düşmeyeceksin. Ey Kumeyl! Uzun bir zaman bizimle birlikte olman ve yapmış olduğun hizmetler, seni böyle büyük bir nimet ve kerametle yüceltmeme sebep oldu.''” Sonra da “Yaz” diye buyurdu ve duayı bana aktardı.
Kumeyl şöyle devam etmekte: Daha sonra [[Hz. Ali]] (a.s) evine döndü. Ben de geceleyin evine gidip kapısını çaldım. Beni görünce: “Niçin geldin?” dedi. Cevabında: “[[Hz. Hızır]]’ın duasını istemek için huzurunuza geldim” dedim. İmam (a.s): “Otur” diye buyurdu. Daha sonra bana hitaben şöyle buyurdu: “''Ey Kumeyl! Bu duayı ezberlediğinde, her Cuma gecesinde, olmazsa ayda bir kere, o da olmazsa yılda bir kere, o da olmazsa ömründe bir defa bu duayı oku; onu okuman işlerinde sana kifayet edecektir. Allah sana yardım edecek, rızkın artacak ve de Allah'ın mağfiretinden ayrı düşmeyeceksin. Ey Kumeyl! Uzun bir zaman bizimle birlikte olman ve yapmış olduğun hizmetler, seni böyle büyük bir nimet ve kerametle yüceltmeme sebep oldu.''” Sonra da “Yaz” diye buyurdu ve duayı bana aktardı.


== Fıkhi Hüküm (Ahkam) ==
== Fıkhi Hüküm (Ahkâm) ==
{{Quote box
{{Quote box
|width    = 20em; border-radius:40px; background-color:#dddcd9
|width    = 20em; border-radius:40px; background-color:#dddcd9
77. satır: 77. satır:
|source = <sub>''[[Sahife-i İmam, c. 19, s. 64]]''.</sub>
|source = <sub>''[[Sahife-i İmam, c. 19, s. 64]]''.</sub>
}}
}}
Hayız veya [[cünüp]] olan biri “Kumeyl” duasını okumak isterse, ihtiyat gereği duadaki “'''أَفَمَن کانَ مُؤْمِنًا کمَن کانَ فَاسِقًا لَّا یسْتَوُونَ'''”<ref> Secde Suresi; 18.</ref> (Efe men kane müminen keman kane fasıkan la yestevun) bölümünü okumamalıdır; zira duanın bu bölümü Secde suresinin bir cüzüdür.<ref> Yezdi, Urvetu’l Vuska, c. 1, s. 513 - 514.</ref> Bazı fakihler ise hayız ve cünüp olan birisinin bu ayeti okumasını [[haram]] bilmektedirler.<ref> İmam Humeyni, Talikatu ala Urvetu’l Vuska, s. 141; Tovzihu’l Mesaili Meracii.</ref>
Hayız veya [[cünüp]] olan biri “Kumeyl” duasını okumak isterse, ihtiyat gereği duadaki “'''أَفَمَن کانَ مُؤْمِنًا کمَن کانَ فَاسِقًا لَّا یسْتَوُونَ'''”<ref> Secde Suresi; 18.</ref> (Efe men kane müminen kemen kane fasıkan la yestevun) bölümünü okumamalıdır; zira duanın bu bölümü Secde suresinin bir cüzüdür.<ref> Yezdi, Urvetu’l Vuska, c. 1, s. 513 - 514.</ref> Bazı fakihler ise hayız ve cünüp olan birisinin bu ayeti okumasını [[haram]] bilmektedirler.<ref> İmam Humeyni, Talikatu ala Urvetu’l Vuska, s. 141; Tovzihu’l Mesaili Meracii.</ref>


== Kumeyl Duasının Zamanı ==
== Kumeyl Duasının Zamanı ==
Seyyid b. Tavus’un [[İkbalu’l Ama’l]]<ref> İbn Tavus, İkbalu’l Amal, s. 220.</ref> kitabında söylediğine göre, Kumeyl duası Şaban ayının on beşinci gecesi ve cuma gecesinde okunmaktadır. İran’da da genel olarak [[Şia]]lar bu duayı [[Şaban Ayı|Şaban ayı]]nın on beşinci gecesi ve cuma geceleri belirlenen mekanlarda toplu olarak okumaktadırlar.
Seyyid b. Tavus’un [[İkbalu’l Ama’l]]<ref> İbn-i Tavus, İkbalu’l Amal, s. 220.</ref> kitabında söylediğine göre, Kumeyl duası Şaban ayının on beşinci gecesi ve cuma gecesinde okunmaktadır. İran’da da genel olarak [[Şia]]lar bu duayı [[Şaban Ayı|Şaban ayı]]nın on beşinci gecesi ve cuma geceleri belirlenen mekânlarda toplu olarak okumaktadırlar.


== Kumeyl Duasının Metni ==
== Kumeyl Duasının Metni ==
122. satır: 122. satır:
Allah'ım! Senin her şeyi kaplayan rahmetin hakkına; kendisiyle her şeye üstün geldiğin, karşısında her şeyin boyun eğdiği gücün hakkına; her şeye galip geldiğin ceberutun hakkına; önünde hiç bir şeyin duramadığı izzetin hakkına; her şeyi dolduran azametin hakkına; her şeye üstün gelen saltanatın hakkına; her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak vechin hakkına; her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına; her şeyi ihata eden ilmin hakkına ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına senden niyaz ederim.
Allah'ım! Senin her şeyi kaplayan rahmetin hakkına; kendisiyle her şeye üstün geldiğin, karşısında her şeyin boyun eğdiği gücün hakkına; her şeye galip geldiğin ceberutun hakkına; önünde hiç bir şeyin duramadığı izzetin hakkına; her şeyi dolduran azametin hakkına; her şeye üstün gelen saltanatın hakkına; her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak vechin hakkına; her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına; her şeyi ihata eden ilmin hakkına ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına senden niyaz ederim.


Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri! Allah'ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı affet. Allah'ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı affet. Allah'ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı affet. Allah'ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı affet.
Ey nur, ey kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri! Allah'ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı affet. Allah'ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı affet. Allah'ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı affet. Allah'ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı affet.


Allah'ım! Belanın inmesine sebep olan günahlarımı affet.
Allah'ım! Belanın inmesine sebep olan günahlarımı affet.
134. satır: 134. satır:
Allah'ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan ve hacetini zorluklar anında kapına getirene, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi sana yalvarırım.
Allah'ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan ve hacetini zorluklar anında kapına getirene, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi sana yalvarırım.


Allah'ım! Saltanatın büyük ve mekânın yücedir, tedbirin gizlidir; emrin açık; kahrın galip ve kudretin her yerde caridir;(yürürlüktedir) ve senin hükumetinden kaçmak imkânsızdır.
Allah'ım! Saltanatın büyük ve mekânın yücedir; tedbirin gizlidir; emrin açık; kahrın galip ve kudretin her yerde caridir (yürürlüktedir) ve senin hükumetinden kaçmak imkânsızdır.


Allah'ım! Senden başka günahlarımı affedecek; kabahatlerimi örtecek; kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam.
Allah'ım! Senden başka günahlarımı affedecek, kabahatlerimi örtecek, kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam.


Senden başka ilah yoktur; münezzehsin; sana hamt ederim.
Senden başka ilah yoktur; münezzehsin; sana hamt ederim.
144. satır: 144. satır:
Allah'ım! Mevlam! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan beni korudun; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın; layık olmadığım nice güzel övgüleri benim hakkımda yazdın.'''
Allah'ım! Mevlam! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan beni korudun; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın; layık olmadığım nice güzel övgüleri benim hakkımda yazdın.'''


Allah'ım! Belam büyümüş, halimin kötülüğü haddi aşmış; amellerim beni aciz bırakmış, (heva ve heves) zincirlerim beni çökertmiş, uzun arzularım beni menfaatimden alıkoyup hapsetmiş ve dünya beni boş şeylerle aldatmış ve sürekli kötülüklere çeken nefsim, cinayeti ve hoşgörülüğümle beni aldatmış.
Allah'ım! Belam büyümüş, halimin kötülüğü haddi aşmış; amellerim beni aciz bırakmış, (heva ve heves) zincirlerim beni çökertmiş; uzun arzularım beni menfaatimden alıkoyup hapsetmiş ve dünya beni boş şeylerle aldatmış ve sürekli kötülüklere çeken nefsim, cinayeti ve hoşgörülüğümle beni aldatmış.


Ey Efendim! İzzetinin hakkına senden istiyorum ki; amelimin kötülüğü, duamın kabulünü önlemesin ve bildiğin gizli sırlarımı açarak beni rezil etme; gizlice işlediğim kötü amelim ve davranışım, sürekli ihmalkârlığım ve cahilliğim, nefsanî isteklerim ve gafletimin çokluğu yüzünden, beni cezalandırmakta acele etme.
Ey Efendim! İzzetinin hakkına senden istiyorum ki amelimin kötülüğü, duamın kabulünü önlemesin ve bildiğin gizli sırlarımı açarak beni rezil etme; gizlice işlediğim kötü amelim ve davranışım, sürekli ihmalkârlığım ve cahilliğim, nefsanî isteklerim ve gafletimin çokluğu yüzünden, beni cezalandırmakta acele etme.


Allah'ım! İzzetin hakkına her durumda bana karşı merhametli ve bütün işlerimde rauf ol.
Allah'ım! İzzetin hakkına her durumda bana karşı merhametli ve bütün işlerimde rauf ol.


Mabudum, Rabbim! Senden başka kimim var ki, ondan, kötü durumumu gidermesini ve bu halime bakmasını dileyeyim.
Mabudum, Rabbim! Senden başka kimim var ki ondan, kötü durumumu gidermesini ve bu halime bakmasını dileyeyim.


Mabudum, Mevlam! Sen bana hükmettin; bense o hükümlerin hususunda nefsime uydum; bu konuda düşmanım (şeytan)'ın (günahları) tezyin etmesinden korkmadım; böylece beni istediği gibi aldattı ve alın yazısı da bu işte ona yardımcı oldu; işte bu başıma gelenlerden dolayı bazı sınırlarını aştım ve bazı emirlerine karşı çıktım; bütün bunlarda sana hamt etmek benim vazifemdir.
Mabudum, Mevlam! Sen bana hükmettin; ben ise o hükümlerin hususunda nefsime uydum; bu konuda düşmanım (şeytan)'ın (günahları) tezyin etmesinden korkmadım. Böylece beni istediği gibi aldattı ve alın yazısı da bu işte ona yardımcı oldu. İşte bu başıma gelenlerden dolayı bazı sınırlarını aştım ve bazı emirlerine karşı çıktım. Bütün bunlarda sana hamt etmek benim vazifemdir.


(Amellerim dolayısıyla) Hakkımda yürütülen kaza ve kaderin ve beni yakalayan hüküm ve imtihanın karşısında gösterecek hiçbir mazeret ve bahanem yoktur.
(Amellerim dolayısıyla) Hakkımda yürütülen kaza ve kaderin ve beni yakalayan hüküm ve imtihanın karşısında gösterecek hiçbir mazeret ve bahanem yoktur.


Ey Rabbim! Kendimi ihmal edip işlediğim kusurlardan sonra; özür dileyerek, pişman ve perişanlık içerisinde affını ve mağfiretini ümit ederek, tövbe edip tekrar (sana) yöneldim ve günahımı ikrar ve (suçluluğumu) itiraf ederek senin huzuruna geldim.
Ey Rabbim! Kendimi ihmal edip işlediğim kusurlardan sonra özür dileyerek, pişman ve perişanlık içerisinde affını ve mağfiretini ümit ederek, tövbe edip tekrar (sana) yöneldim ve günahımı ikrar ve (suçluluğumu) itiraf ederek senin huzuruna geldim.


İşlediğim günahlardan kaçacak bir mekân ve zor durumlarda sığınacak bir yer bulamıyorum; mazeretimi kabul edip beni sonsuz rahmetine dâhil etmenden başka ümidim yok; o halde mazeretimi kabul eyle ey Allah'ım ve perişanlığımın şiddetine acı (heva ve heves) zincirlerinden kurtar beni.
İşlediğim günahlardan kaçacak bir mekân ve zor durumlarda sığınacak bir yer bulamıyorum. Mazeretimi kabul edip beni sonsuz rahmetine dâhil etmenden başka ümidim yok. O halde mazeretimi kabul eyle ey Allah'ım! Ve perişanlığımın şiddetine acı (heva ve heves) zincirlerinden kurtar beni.


Rabbim! Bedenimin zayıf, derimin ince ve kemiklerimin hassas oluşuna acı.
Rabbim! Bedenimin zayıf, derimin ince ve kemiklerimin hassas oluşuna acı.


Ey yaratılışımı gerçekleştirip beni yâd eden, beni terbiye edip iyilik ve rızık veren; bağışının başlangıcı ve bana yaptığın geçmiş iyiliklerin hürmetine beni affeyle.
Ey yaratılışımı gerçekleştirip beni yâd eden, beni terbiye edip iyilik ve rızık veren! Bağışının başlangıcı ve bana yaptığın geçmiş iyiliklerin hürmetine beni affeyle.


Ey Mabudum, Ey Seyyidim ve Rabbim! Vahdaniyetine inandıktan; marifetin bütün kalbimi doldurduktan; dilim zikrinle meşgul olduktan, muhabbetin içime işledikten, Rububiyet makamına boyun eğerek sadakatle (günahlarımı) itiraf edip, doğrulukla (sana) dua ettikten sonra, beni cehennem ateşiyle azap etmen görülüp (inanılacak) şey mi?
Ey mabudum, ey seyyidim ve Rabbim! Vahdaniyetine inandıktan; marifetin bütün kalbimi doldurduktan; dilim zikrinle meşgul olduktan, muhabbetin içime işledikten, Rububiyet makamına boyun eğerek sadakatle (günahlarımı) itiraf edip, doğrulukla (sana) dua ettikten sonra, beni cehennem ateşiyle azap etmen görülüp (inanılacak) şey mi?


Böyle bir şey senden uzaktır; sen kendi yetiştirdiğin birisini yitirmezsin; yakınlaştırdığın birisini kendinden uzaklaştırmazsın, barındırdığın birisini kovmazsın veya kendisine merhamet ettiğin kimseyi belalara teslim etmezsin. Sen bütün bunlardan yücesin.
Böyle bir şey senden uzaktır. Sen kendi yetiştirdiğin birisini yitirmezsin; yakınlaştırdığın birisini kendinden uzaklaştırmazsın; barındırdığın birisini kovmazsın veya kendisine merhamet ettiğin kimseyi belalara teslim etmezsin. Sen bütün bunlardan yücesin.


Keşke bir bilseydim, Ey Seyyidim, Mabudum ve Mevlam! Azametin karşısında secdeye düşen yüzlere; sadakatle vahdaniyetine şehadet eden ve medh ile sana şükür eden dillere; ilahlığını gerçekten itiraf eden kalplere, senin marifetinle dolup taşan ve böylece huşuyla eğilen batınlara cehennem ateşini musallat eder misin? Ve itaat etmek üzere ibadet yerlerine koşan ve günahını itiraf ettiği halde senden mağfiret dileyen uzuvları (azaba duçar eder misin?)
Keşke bir bilseydim, ey seyyidim, mabudum ve Mevlam! Azametin karşısında secdeye düşen yüzlere; sadakatle vahdaniyetine şehadet eden ve medh ile sana şükür eden dillere; ilahlığını gerçekten itiraf eden kalplere; senin marifetinle dolup taşan ve böylece huşuyla eğilen batınlara cehennem ateşini musallat eder misin? Ve itaat etmek üzere ibadet yerlerine koşan ve günahını itiraf ettiği halde senden mağfiret dileyen uzuvları (azaba duçar eder misin?)


Senin hakkında böyle düşünülemez; senin fazl-u keremin bize böyle tanıtılmamıştır Ey Kerem Sahibi, Ey Rabb!
Senin hakkında böyle düşünülemez. Senin fazl-u keremin bize böyle tanıtılmamıştır, ey kerem sahibi, ey Rabb!


Dünyanın azıcık bela ve cezası ve ondaki zorluklar karşısında benim tahammülsüzlüğümü sen biliyorsun; hâlbuki dünyadaki bela ve zorlukların devamı az, tahammülü kolay ve süresi kısadır; o halde nasıl tahammül edeyim ahiretteki belaya; orada meydana gelecek büyük zorluk ve acılara?
Dünyanın azıcık bela ve cezası ve ondaki zorluklar karşısında benim tahammülsüzlüğümü sen biliyorsun. Hâlbuki dünyadaki bela ve zorlukların devamı az, tahammülü kolay ve süresi kısadır. O halde nasıl tahammül edeyim ahiretteki belaya; orada meydana gelecek büyük zorluk ve acılara?


Hâlbuki o belanın müddeti uzun ve süreklidir ve ehline bir hafifletme de olmaz.
Hâlbuki o belanın müddeti uzun ve süreklidir ve ehline bir hafifletme de olmaz.
180. satır: 180. satır:
Bu ise göklerin ve yerin dayanamayacağı bir şey.
Bu ise göklerin ve yerin dayanamayacağı bir şey.


Ey Seyyidim! O zaman senin güçsüz, zelil, hakir, muhtaç ve biçare bir kulun olan ben nasıl dayanabilirim.
Ey seyyidim! O zaman senin güçsüz, zelil, hakir, muhtaç ve biçare bir kulun olan ben, nasıl dayanabilirim.


Ey Mabudum, Rabbim, Seyydim ve ey Mevlam! Hangi şeyden dolayı sana şikâyette bulunayım ve hangisi için ağlayıp sızlayayım? Azabın elem ve şiddetine mi? Yoksa belanın devamı ve süresinin uzunluğuna mı?
Ey mabudum, Rabbim, seyyidim ve ey mevlam! Hangi şeyden dolayı sana şikâyette bulunayım ve hangisi için ağlayıp sızlayayım? Azabın elem ve şiddetine mi? Yoksa belanın devamı ve süresinin uzunluğuna mı?


Eğer bana ceza çektirmek için düşmanların yanında yer verirsen ve bela ehliyle beni bir araya toplarsan, beni dostların ve velilerinden ayırırsan, Ey Mabudum, Ey Seyyidim, Mevlam ve Rabbim! Azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim?
Eğer bana ceza çektirmek için düşmanların yanında yer verirsen ve bela ehliyle beni bir araya toplarsan, beni dostların ve velilerinden ayırırsan, ey mabudum, ey seyyidim, mevlam ve Rabbim! Azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim?


Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim?
Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim?


Yahut affını ümit ettiğim halde ateşe nasıl gireyim.
Yahut affını ümit ettiğim halde ateşe nasıl gireyim?


İzzetin hakkına ey Seyyidim ve Mevlam, sadakatle yemin ediyorum ki:
İzzetin hakkına ey seyyidim ve mevlam! Sadakatle yemin ediyorum ki:


Eğer konuşmama izin verirsen, cehennem ehli arasında, ümitliler gibi sürekli dergâhına yönelip inlerim; medet dileyenler gibi feryat edip yardım dilerim senden ve bir şeyini kaybedenler gibi ağlayıp sızlarım sana ve seni çağırıp "Neredesin Ey Müminlerin Velisi!" der dururum.
Eğer konuşmama izin verirsen, cehennem ehli arasında, ümitliler gibi sürekli dergâhına yönelip inlerim; medet dileyenler gibi feryat edip yardım dilerim senden ve bir şeyini kaybedenler gibi ağlayıp sızlarım sana ve seni çağırıp "Neredesin ey müminlerin velisi!" der dururum.


Ey ariflerin en yüce arzusu! Ey dileyenlerin imdadına yetişen! Ey sadık kalplerin dostu! Ve ey âlemlerin ilahı! (Neredesin)?
Ey ariflerin en yüce arzusu! Ey dileyenlerin imdadına yetişen! Ey sadık kalplerin dostu! Ve ey âlemlerin ilahı! (Neredesin)?
198. satır: 198. satır:
Ey Mabudum! Münezzehsin sen. Ve ben sana hamt ediyorum.
Ey Mabudum! Münezzehsin sen. Ve ben sana hamt ediyorum.


Olacak şey mi, sana karşı gelmesi yüzünden cehennemde tutulan ve günahından ötürü onun azabını tadan ve onun tabakaları arasında, işlediği suç ve cinayetten dolayı hapsedilen Müslüman bir kulunun sesini duyasın da affetmeyesin, oysa o kul, rahmetine göz diken biri gibi inlemekte ve tevhit ehlinin diliyle seni çağırmakta ve rububiyet makamını vasıta ederek sana el açmada.
Olacak şey mi, sana karşı gelmesi yüzünden cehennemde tutulan ve günahından ötürü onun azabını tadan ve onun tabakaları arasında, işlediği suç ve cinayetten dolayı hapsedilen Müslüman bir kulunun sesini duyasın da affetmeyesin. Oysa o kul, rahmetine göz diken biri gibi inlemekte ve tevhit ehlinin diliyle seni çağırmakta ve rububiyet makamını vasıta ederek sana el açmada.


Ey Mevlam! O, senin önceden yaptığın merhametini umduğu halde, nasıl azapta kalabilir? Ya da senin ihsan ve merhametini ümit ettiği halde ateş nasıl onu incitebilir? Yahut Sen onun sesini işittiğin ve yerini gördüğün halde ateş nasıl onu yakabilir? Ya da, sen onun zaaf ve güçsüzlüğünü bildiğin halde cehennemin alevleri onu nasıl kuşatabilir? Ya da sen onun sadakat ve doğruluğunu bildiğin halde, cehennemin tabakaları arasında nasıl kıvranıp kalır? Yahut o, seni "Ey Rabbim" diye çağırırken, cehennemin azap melekleri nasıl ona eziyet edebilir? Ya da cehennemden kurtulmak için senin lütuf ve keremini dilediği halde onu nasıl orada bırakırsın?
Ey Mevlam! O, senin önceden yaptığın merhametini umduğu halde, nasıl azapta kalabilir? Ya da senin ihsan ve merhametini ümit ettiği halde ateş nasıl onu incitebilir? Yahut Sen onun sesini işittiğin ve yerini gördüğün halde ateş nasıl onu yakabilir? Ya da sen onun zaaf ve güçsüzlüğünü bildiğin halde cehennemin alevleri onu nasıl kuşatabilir? Ya da sen onun sadakat ve doğruluğunu bildiğin halde, cehennemin tabakaları arasında nasıl kıvranıp kalır? Yahut o, seni "Ey Rabbim!" diye çağırırken, cehennemin azap melekleri nasıl ona eziyet edebilir? Ya da cehennemden kurtulmak için senin lütuf ve keremini dilediği halde onu nasıl orada bırakırsın?


Sen münezzehsin, hakkında bunlar düşünülemez; senin fazlınla ilgili tanıtılan bunlar değildir ve bunlar senin muvahhit insanlara yaptığın ihsan ve iyiliklere benzeyen şeyler de değildir.
Sen münezzehsin. Hakkında bunlar düşünülemez. Senin fazlınla ilgili tanıtılan bunlar değildir ve bunlar senin muvahhit insanlara yaptığın ihsan ve iyiliklere benzeyen şeyler de değildir.


Ben şüphesiz biliyorum ki, eğer inkârcılarını azabına hükmetmeseydin ve düşmanlarını ebedi azaba duçar etmeyi kararlaştırmasaydın, ateşi tamamıyla soğuk ve selamet ederdin ve onda hiç kimse yer almazdı.
Ben şüphesiz biliyorum ki, eğer inkârcılarını azabına hükmetmeseydin ve düşmanlarını ebedi azaba duçar etmeyi kararlaştırmasaydın, ateşi tamamıyla soğuk ve selamet ederdin ve onda hiç kimse yer almazdı.
208. satır: 208. satır:
Ama sen, isimleri kutsal olan! Cehennemi, insanların ve cinlerin kâfirleriyle doldurmaya ve düşmanları orada ebedi olarak tutmaya yemin etmişsin.
Ama sen, isimleri kutsal olan! Cehennemi, insanların ve cinlerin kâfirleriyle doldurmaya ve düşmanları orada ebedi olarak tutmaya yemin etmişsin.


Ve sen, (ey) medhi yüce olan! Evvelden beri söylemiş ve sürekli olarak nimet verip kerem ve ihsanda bulunmuşsun: buyurmuşsun ki: "Mümin olan bir kimse, fasık olan kimseyle bir olur mu? Hayır, onlar aynı olmazlar."
Ve sen, (ey) methi yüce olan! Evvelden beri söylemiş ve sürekli olarak nimet verip kerem ve ihsanda bulunmuşsun. Buyurmuşsun ki: "Mümin olan bir kimse, fasık olan kimseyle bir olur mu? Hayır, onlar aynı olmazlar."


Mabudum, Seyyidim! Takdir ettiğin kudret hakkına ve hükmedip kesinlik kazandırdığın kaza ve kaderine ki, kime takdir etsen galip gelirsin, bu gecede ve bu saatte benim işlediğim bütün suçları ve günahları ve gizlediğim bütün kötülükleri affet; yaptıktan sonra üzerini örttüğüm veya açığa çıkardığım, gizleyip veya aşikâr ettiğim cahilliklerimi ve amelleri yazmakla görevli melekleri kaydetmelerine emrettiğin kötülüklerimi affet! Öyle melekler ki, benim yaptığım amelleri zapt edip korumakla görevlendirdiğin uzuvlarımla birlikte onları da bana gözetleyici yaptın ve kendin de bunların ardından gözetleyicim oldun ve onlara gizli kalan şeylere şahit oldun, rahmetinle gizledin ve fazlınla onları örttün ve indirdiğin her hayırdan ve gönderdiğin her ihsandan, yaydığın her iyilikten yahut dağıttığın her rızıktan, affettiğin günahlardan veya kapattığın hatalardan nasibimi arttırmanı diliyorum.
Mabudum, seyyidim! Takdir ettiğin kudret hakkına ve hükmedip kesinlik kazandırdığın kaza ve kaderine ki, kime takdir etsen galip gelirsin, bu gecede ve bu saatte benim işlediğim bütün suçları ve günahları ve gizlediğim bütün kötülükleri affet. Yaptıktan sonra üzerini örttüğüm veya açığa çıkardığım, gizleyip veya aşikâr ettiğim cahilliklerimi ve amelleri yazmakla görevli melekleri kaydetmelerine emrettiğin kötülüklerimi affet! Öyle melekler ki, benim yaptığım amelleri zapt edip korumakla görevlendirdiğin uzuvlarımla birlikte onları da bana gözetleyici yaptın ve kendin de bunların ardından gözetleyicim oldun ve onlara gizli kalan şeylere şahit oldun, rahmetinle gizledin ve fazlınla onları örttün. İndirdiğin her hayırdan ve gönderdiğin her ihsandan, yaydığın her iyilikten yahut dağıttığın her rızıktan, affettiğin günahlardan veya kapattığın hatalardan nasibimi arttırmanı diliyorum.


Ey Rabbim, ey Rabbim, Ey Rabbim!
Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!


Ey Mabudum, ey Seyyidim, ey Mevlam ve ey benim Sahibim!
Ey mabudum, ey seyyidim, ey mevlam ve ey benim Sahibim!


Ey varlığımı elinde tutan!
Ey varlığımı elinde tutan!
224. satır: 224. satır:
Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!
Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!


Hakkın, kutsiyetin, en yüce sıfatın ve ismin hürmetine senden dileğim şudur: Gece ve gündüzden oluşan vakitlerimi zikrinle canlandır ve beni kendi hizmetinde tut ve amellerimi kendi indinde kabul buyur; öylesine ki, artık bütün amellerim ve zikirlerim tek zikir şekline dönüşsün ve bütün hallerim senin hizmetinde geçsin.
Hakkın, kutsiyetin, en yüce sıfatın ve ismin hürmetine senden dileğim şudur: Gece ve gündüzden oluşan vakitlerimi zikrinle canlandır ve beni kendi hizmetinde tut ve amellerimi kendi indinde kabul buyur. Öylesine ki, artık bütün amellerim ve zikirlerim tek zikir şekline dönüşsün ve bütün hallerim senin hizmetinde geçsin.


Ey Seyyidim, ey güvenip dayandığım ve ey kendisine hallerimi sunduğum (Allah)!
Ey Seyyidim, ey güvenip dayandığım ve ey kendisine hallerimi sunduğum (Allah)!
230. satır: 230. satır:
Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!
Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!


Uzuvlarımı hizmetin için güçlendir; sana yönelmemde kalbime güç ve sebat ver; senden korkmada ve hizmetini sürdürmede bana öylesine bir ciddiyet ver ki, sana kulluktaki yarış meydanlarında sana doğru koşayım ve bu yolda mücadele verenler arasında yer alıp hızla sana doğru geleyim ve sana gönül verenler arasında senin yakınlığına meyil edeyim ve ihlâslılar gibi sana yakınlaşayım ve senden yakin ehlinin korktuğu gibi korkayım ve indinde müminlerle bir araya geleyim.
Uzuvlarımı hizmetin için güçlendir; sana yönelmemde kalbime güç ve sebat ver; senden korkmada ve hizmetini sürdürmede bana öylesine bir ciddiyet ver ki, sana kulluktaki yarış meydanlarında sana doğru koşayım. Bu yolda mücadele verenler arasında yer alıp hızla sana doğru geleyim. Sana gönül verenler arasında senin yakınlığına meyil edeyim. İhlaslılar gibi sana yakınlaşayım ve senden yakin ehlinin korktuğu gibi korkayım ve indinde müminlerle bir araya geleyim.


Allah'ım! Bana kötülük yapmak isteyeni cezalandır; bana tuzak kuran kimseye tuzak kur ve beni, yanında en iyi pay alan ve sana göre en yakın makama sahip olan ve sana hususi yakınlığı olan kullarından eyle, gerçekten bunlara erişmek, ancak senin lütuf ve kereminle olur.
Allah'ım! Bana kötülük yapmak isteyeni cezalandır; bana tuzak kuran kimseye tuzak kur ve beni, yanında en iyi pay alan ve sana göre en yakın makama sahip olan ve sana hususi yakınlığı olan kullarından eyle. Gerçekten bunlara erişmek, ancak senin lütuf ve kereminle olur.


Cömertliğin hakkına bana cömert davran ve yüceliğin hakkına teveccüh eyle bana.
Cömertliğin hakkına bana cömert davran ve yüceliğin hakkına bana teveccüh eyle.


Rahmetin hakkına koru beni ve dilimi zikrine alıştır ve kalbimi, kendi muhabbetine bağlı kıl ve dualarımı iyi bir şekilde kabul etmekle beni minnettar eyle; yanılgılarımdan geç ve hatalarımı affet; muhakkak ki sen, kullarının sana ibadet etmelerine hükmettin; sana dua etmelerini emredip, kabul etmeyi taahhüt ettin; o halde ey Rabbim! Yüzümü sana çevirdim ve ellerimi sana açtım; izzetin hakkına duamı kabul eyle ve arzularıma ulaştır; fazlın ve kereminden ümidimi kesme; beni insan ve cinlerden oluşan düşmanlarımdan koru. Ey çabuk razı olan! Duadan başka bir şeye sahip değilim, affet beni; muhakkak ki sen her istediğini yaparsın.
Rahmetin hakkına beni koru; dilimi zikrine alıştır; kalbimi, kendi muhabbetine bağlı kıl ve dualarımı iyi bir şekilde kabul etmekle beni minnettar eyle; yanılgılarımdan geç ve hatalarımı affet. Muhakkak ki sen, kullarının sana ibadet etmelerine hükmettin; sana dua etmelerini emredip, kabul etmeyi taahhüt ettin. O halde ey Rabbim! Yüzümü sana çevirdim ve ellerimi sana açtım. İzzetin hakkına duamı kabul eyle ve arzularıma ulaştır; fazlın ve kereminden ümidimi kesme; beni insan ve cinlerden oluşan düşmanlarımdan koru. Ey çabuk razı olan! Duadan başka bir şeye sahip değilim, beni affet. Muhakkak ki sen her istediğini yaparsın.  


Ey ismi deva, zikri şifa ve itaati zenginlik olan! Sermayesi ümit ve silahı ağlamak olan bana merhamet eyle.
Ey ismi deva, zikri şifa ve itaati zenginlik olan! Sermayesi ümit ve silahı ağlamak olan bana merhamet eyle.
279. satır: 279. satır:
<div style="{{column-count|3}}">
<div style="{{column-count|3}}">
# Tercümeyi Duayı Kumeyl; [[Allame Muhammed Bakır Meclisi]].
# Tercümeyi Duayı Kumeyl; [[Allame Muhammed Bakır Meclisi]].
# Şerhi Duayı Kumeyl; [[Ez-Zeri’e]] kitabının yazarı ile aynı dönemde yaşayan '''Mirza Ebu’l Hasan Lari'''’nin kaleminden. Bu kitap Allame Meclisi’nin [[Zadu’l Mead]] kitabının haşiyesinde basılmıştır.
# Şerh-i Duayı Kumeyl; [[Ez-Zeri’e]] kitabının yazarı ile aynı dönemde yaşayan '''Mirza Ebu’l Hasan Lari'''’nin kaleminden. Bu kitap Allame Meclisi’nin [[Zadu’l Mead]] kitabının haşiyesinde basılmıştır.
# Şerhi Duayı Kumeyl; '''Hacı Molla Hadi Sebzevari'''’nin öğrencilerinden '''Mevla Abdullah Sebzevari'''’nin eseri (vefat: 1324).
# Şerh-i Duayı Kumeyl; '''Hacı Molla Hadi Sebzivari'''’nin öğrencilerinden '''Mevla Abdullah Sebzivari'''’nin eseri (vefat: 1324).
# İmam Ali b. Ebi Talip’in Kumeyl duası; Kumeyl duasının tercüme ve şerhini içeren bu kitap 1351 yılında basılmıştır.
# İmam Ali b. Ebi Talip’in Kumeyl duası; Kumeyl duasının tercüme ve şerhini içeren bu kitap 1351 yılında basılmıştır.
# Şerhi Duayı Kumeyl; Hacı Sebzevari’nin öğrencilerinden '''Mirza Abbas Darabi'''’nin eseri.
# Şerh-i Duayı Kumeyl; Hacı Sebzivari’nin öğrencilerinden '''Mirza Abbas Darabi'''’nin eseri.
# Enisu’l Leyl der Şerhi Duayı Kumeyl; '''Merhum Hacı Muhammed Rıza Kelbasi'''.
# Enisu’l Leyl der Şerh-i Duayı Kumeyl; '''Merhum Hacı Muhammed Rıza Kelbasi'''.
# Duayı Kumeyl ve Nudbe; Kumeyl duasının vezinsiz tercümesi olan bu kitabı Ebu’l Kasım Emin Zade kaleme almış ve Tahran’da basılmıştır.
# Duayı Kumeyl ve Nudbe; Kumeyl duasının vezinsiz tercümesi olan bu kitabı Ebu’l Kasım Emin Zade kaleme almış ve Tahran’da basılmıştır.
# Tercümeyi Duayı Kumeyl; Agabozork Tahrani’nin muasırlarından Mevlevi Makbul Ahmet kaleme almıştır.
# Tercümeyi Duayı Kumeyl; Ağabozork Tahrani’nin muasırlarından Mevlevi Makbul Ahmet kaleme almıştır.
# Kumeyl Duasının tercümesi; İngilizce olan bu eseri Ez-Zerie kitabının muasırı olan Seyyid Rezi Hindi yazmıştır.
# Kumeyl Duasının tercümesi; İngilizce olan bu eseri Ez-Zerie kitabının muasırı olan Seyyid Rezi Hindi yazmıştır.
# Kumeyl duası ve şerhi; Muhammed Ali Müderris Çahardehi’nin eseri (vefat: 1334).
# Kumeyl duası ve şerhi; Muhammed Ali Müderris Çahardehi’nin eseri (vefat: 1334).
# Kumeyl duasının Arapça ve Farsça şerhi; Muhammed İbrahim Sebzevari (vefat: 1291).
# Kumeyl duasının Arapça ve Farsça şerhi; Muhammed İbrahim Sebzivari (vefat: 1291).
# Şerhi Duayı Kumeyl; Huccet Mamgani’nin oğlu Mirza Ebu’l Kasım’ın eseri (1285 - 1321).
# Şerh-i Duayı Kumeyl; Hüccet Mamgani’nin oğlu Mirza Ebu’l Kasım’ın eseri (1285 - 1321).
# Şerhi Duayı Kumeyl; Seyyid Ebu’l Mekarim Musevi Zencani (vefat: 1320).
# Şerh-i Duayı Kumeyl; Seyyid Ebu’l Mekarim Musevi Zencani (vefat: 1320).
# Miftahu’l Murad; Kumeyl duasının şerhi.
# Miftahu’l Murad; Kumeyl duasının şerhi.
# Kumeyl Duasının Şerhi; Mirza Muhammed Ali Reşti Necefi (vefat: 1334).
# Kumeyl Duasının Şerhi; Mirza Muhammed Ali Reşti Necefi (vefat: 1334).
# Şerhi Duayı Kumeyl; Mirza Muhammed Tenkabeni.
# Şerh-i Duayı Kumeyl; Mirza Muhammed Tenkabeni.
# Şerhi Duayı Kumeyl; Muhammed Necef Kermani Meşhedi (vefat: 1292).
# Şerh-i Duayı Kumeyl; Muhammed Necef Kirmani Meşhedi (vefat: 1292).
# Şerhi Duayı Kumeyl; Mirza Yusuf Hansari.
# Şerh-i Duayı Kumeyl; Mirza Yusuf Hansari.
# El-Misbahu’l Munir; Mirza Ali Mişkini.
# El-Misbahu’l Munir; Mirza Ali Mişkini.
# Kumeyl ve Niyayiş; Şeyh Abbas Muhbir Dizfuli.
# Kumeyl ve Niyayiş; Şeyh Abbas Muhbir Dezfuli.
# Ahengi Niyayiş; Şeyh Ahmed Recebi İsfahani.
# Ahengi Niyayiş; Şeyh Ahmed Recebi İsfahani.
# Dermanı Ruh ve Revan; Şeyh Muhammed Bakır Melbubi.
# Derman-ı Ruh ve Revan; Şeyh Muhammed Bakır Melbubi.
# Şerhi Duayı Kumeyl; Ebu Turab Hudayi.
# Şerh-i Duayı Kumeyl; Ebu Turab Hudayi.
# Kumeyl Mahremi Esrarı Emiru’l Mu’minin.
# Kumeyl Mahremi Esrar-ı Emiru’l Mu’minin.
# Nefahatu’l Leyl der Şerhi Duayı Kumeyl; Muhammed Rıza Kelbasi. Bu kitabın yazılışı hicri kameri 1375 yılında Mukaddes Meşhed şehrinde tamamlandı.
# Nefahatu’l Leyl der Şerh-i Duayı Kumeyl; Muhammed Rıza Kelbasi. Bu kitabın yazılışı hicri kameri 1375 yılında Mukaddes Meşhed şehrinde tamamlandı.
# Fi Rihabı Duayı Kumeyl; Seyyid Muhammed Hüseyin Fazlullah.
# Fi Rihabı Duayı Kumeyl; Seyyid Muhammed Hüseyin Fazlullah.
# Ali ve Kumeyl; Ahmed Zümridiyan.
# Ali ve Kumeyl; Ahmed Zümridiyan.
# Şerhi Duayı Kumeyl; [[Hüseyin Ensariyan]].
# Şerh-i Duayı Kumeyl; [[Hüseyin Ensariyan]].
# Zemzemei Aşigan; Lütfullah Meysemi.
# Zemzeme-i Aşigan; Lütfullah Meysemi.
# Tercümeyi Duayı Kumeyl; [[Şehid Mustafa Çamran]].
# Tercümeyi Duayı Kumeyl; [[Şehid Mustafa Çamran]].
# Duayı Kumeyl; Kumeyl duasının tercümesi ve kısa şerhi, Mahmud Beheşti.
# Duayı Kumeyl; Kumeyl duasının tercümesi ve kısa şerhi, Mahmud Beheşti.
# Niyayişi Arifan; Niyayişi Arifan; Şerhi Hikmet ve Maneviyeti Şii der Duayı Kumeyl, Muhammed Fenayi Eşkuri.<ref> Eşkuri, Niyayişi Arifan, s. 87 ila 89.</ref>
# Niyayişi Arifan; Niyayişi Arifan; Şerh-i Hikmet ve Maneviyeti Şii der Duayı Kumeyl, Muhammed Fenayi Eşkuri.<ref> Eşkuri, Niyayişi Arifan, s. 87 ila 89.</ref>
</div>
</div>
</div>
</div>
318. satır: 318. satır:
== Bibliyografi  ==
== Bibliyografi  ==
<div style="{{column-count|3}}">
<div style="{{column-count|3}}">
* İbn Tavus, İkbalu’l Amal, Beyrut, baskı E’lami, 1417 / 1996.
* İbn-i Tavus, İkbalu’l Amal, Beyrut, baskı E’lami, 1417 / 1996.
* Humeyni, Ruhullah, Talikatu ala Urvetu’l Vuska, Tahran, Müessesei Neşr ve Tenzimi Asarı İmam Humeyni, 1386 / 1428.
* Humeyni, Ruhullah, Talikatu ala Urvetu’l Vuska, Tahran, Müessese-i Neşr ve Tenzim-i Asar-ı İmam Humeyni, 1386 / 1428.
* Tusi, Muhammed b. Hasan, Misbahu’l Müteheccid, Beyrut, baskı Alaeddin E’lami, 1418 / 1998.
* Tusi, Muhammed b. Hasan, Misbahu’l Müteheccid, Beyrut, baskı Alaeddin E’lami, 1418 / 1998.
* Fenayi Eşkuri, Muhammed, Niyayişi Arifan; Şerhi Hikmet ve Maneviyeti Şii der Duayı Kumeyl, Kum, Şia Şinasi, 1386.
* Fenayi Eşkuri, Muhammed, Niyayişi Arifan; Şerh-i Hikmet ve Maneviyeti Şii der Duayı Kumeyl, Kum, Şia Şinasi, 1386.
* Kummi, Abbas, Mefatihu’l Cinan, Tahran, Merkezi Neşri Ferhengiyi Reca, 1369.
* Kummi, Abbas, Mefatihu’l Cinan, Tahran, Merkez-i Neşr-i Ferhengiyi Reca, 1369.
* Kef’emi, İbrahim b. Ali, el-Biladu’l Emin ve’d Der’u’l Hasin, Beyrut, baskı Alaeddin E’lami, 1418 / 1997.
* Kef’emi, İbrahim b. Ali, el-Biladu’l Emin ve’d Der’u’l Hasin, Beyrut, baskı Alaeddin E’lami, 1418 / 1997.
* Kef’emi, İbrahim b. Ali, el-Misbah, Beyrut, baskı Alaeddin E’lami, 1414 / 1994.
* Kef’emi, İbrahim b. Ali, el-Misbah, Beyrut, baskı Alaeddin E’lami, 1414 / 1994.
* Meclisi, Muhammed Bakır, Zadu’l Mead, Beyrut, baskı Alaeddin E’lami, 1423 / 2003.
* Meclisi, Muhammed Bakır, Zadu’l Mead, Beyrut, baskı Alaeddin E’lami, 1423 / 2003.
* Muhammed Kazım, Yezdi, Urvetu’l Vuska, c. 1, Kum, Camiayı Müderrisin, 1417.
* Muhammed Kazım, Yezdi, Urvetu’l Vuska, c. 1, Kum, Camiayı Müderrisin, 1417.
* Nazımzade Kummi, Seyyid Askar, Ashabı İmam Ali (a.s), Kum, Bustanı Kitap, birinci baskı, 1386.
* Nazımzade Kummi, Seyyid Askar, Ashab-ı İmam Ali (a.s), Kum, Bustan-ı Kitap, birinci baskı, 1386.
</div>
</div>


Anonim kullanıcı