Anonim kullanıcı
Züheyr bin Kayn Beceli: Revizyonlar arasındaki fark
düzenleme özeti yok
imported>Moghaddami Değişiklik özeti yok |
imported>Moghaddami Değişiklik özeti yok |
||
12. satır: | 12. satır: | ||
| seçkin madde = | | seçkin madde = | ||
}}</onlyinclude> | }}</onlyinclude> | ||
'''Züheyr bin Kayn Beceli''' (Arapça: زهير بن القين البجلي), [[Kufe]]’de yaşayan Beceli kabilesinin büyüklerindendir.<ref>Tenkihu’l Makatil, c. 1, s. 452 – 453.</ref> Kendisi Kufe şehri ve kavmi arasında saygın, cesur ve yiğit biri olarak sayılırdı. Katıldığı çok sayıdaki savaş ve fetihlerde büyük bir makam elde etmişti.<ref>Es-Semavi, Muhammed, Ebsaru’l Ayn fi Ensari’l Hüseyin (a.s), s. 161.</ref> Bazı kaynaklarda babası Kayn [[Hz. | '''Züheyr bin Kayn Beceli''' (Arapça: زهير بن القين البجلي), [[Kufe]]’de yaşayan Beceli kabilesinin büyüklerindendir.<ref>Tenkihu’l Makatil, c. 1, s. 452 – 453.</ref> Kendisi [[Kufe]] şehri ve kavmi arasında saygın, cesur ve yiğit biri olarak sayılırdı. Katıldığı çok sayıdaki savaş ve fetihlerde büyük bir makam elde etmişti.<ref>Es-Semavi, Muhammed, Ebsaru’l Ayn fi Ensari’l Hüseyin (a.s), s. 161.</ref> Bazı kaynaklarda babası Kayn [[Hz. Resul-ü Kibriya]] Efendimizin (s.a.a) [[ashap]]larından biri olarak sayılmıştır.<ref>Es-Semavi, Muhammed, Ebsaru’l Ayn fi Ensari’l Hüseyin (a.s), s. 161.</ref> Züheyr b. Kayn, [[Kerbela vakıası]]nda [[Aşura günü]] [[şehit]] olan [[Hz. Hüseyin]]’in (a.s) yârenlerinden ve ileri gelenlerinden birisidir.<ref>Ensabu’l Eşraf, c. 3, s. 187; Tarihi Taberi, c. 4, s. 320; el-İrşat, c. 2, s. 95; el-Ahbaru’t Tival, s. 256; el-Kamil fi Tarihi, c. 4, s. 59.</ref> | ||
== Aşura Vakıasından Önce Züheyr == | == Aşura Vakıasından Önce Züheyr == | ||
Züheyr geçmişte [[Osman]]’ın adamlarından biri olarak tanılmaktaydı. Hicretin 60. yılında eşi, kabile ve akrabalarından bazıları ile birlikte [[hac]] [[ibadet]]ini yerine getirmiş ve [[Mekke]]’den [[Kufe]]’ye doğru geri dönüyordu. Yolda “Zerud” denilen bir yerde Kufe’ye doğru hareket halinde olan [[İmam Hüseyin]] (a.s) ve ashabı ile karşılaştı. Deyneveri’nin naklettiğine göre bu görüşme Zerud’da gerçekleşti.<ref>el-Ahbaru’t Tival, s. 246.</ref><br /> | Züheyr geçmişte [[Osman]]’ın adamlarından biri olarak tanılmaktaydı. Hicretin 60. yılında eşi, kabile ve akrabalarından bazıları ile birlikte [[hac]] [[ibadet]]ini yerine getirmiş ve [[Mekke]]’den [[Kufe]]’ye doğru geri dönüyordu. Yolda “Zerud” denilen bir yerde Kufe’ye doğru hareket halinde olan [[İmam Hüseyin]] (a.s) ve ashabı ile karşılaştı. Deyneveri’nin naklettiğine göre bu görüşme Zerud’da gerçekleşti.<ref>el-Ahbaru’t Tival, s. 246.</ref><br /> | ||
İmam Hüseyin (a.s) adamlarından birisini Züheyr’e göndererek onunla görüşmek istediğini söyledi. Züheyr ilk önce görüşmeye yanaşmadı, ancak eşi –Amr kızı<ref>Ensabu’l Eşraf, c. 3, s. 167; Tarihi Taberi, c. 4, s. 298.</ref> Deylem veya Delhem’in- öğüt ve isteği üzerine İmam Hüseyin’in (a.s) yanına giderek görüştü. Bu görüşme Züheyr’in yaşam çizgisini değiştirmiştir. Züheyr, görüşme sonrası neşeli ve sevinçli bir şekilde geri döndü ve çadırların kaldırılmasını ve İmam Hüseyin’in çadırlarının yanına taşınmasını emretti.<ref>Ensabu’l Eşraf, c. 3, s. 167 – 168; Tarihi Taberi, c. 4, s. 298; Tenkihu’l Makatil, c. 1, s. 452 – 453.</ref> Züheyr eşiyle de vedalaştı, bir nakle göre eşiyle boşanmış ve şöyle demiştir: “Ben İmam Hüseyin’in (a.s) yanında şehit olmaya gidiyorum. Sen, kardeşinle birlikte ailenin yanına dön, zira benden sana iyilikten başka bir şey kalmasını istemiyorum.”<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 396; Şeyh Mufid, c. 2, s. 72 – 73; Fetalu Nişaburi, Muhammed bin Hasan, Ravzatu’l Vaizin, c. 2, s. 178; Hilli, İbn Nema, Mesiru’l Ahzan, s. 46 ve 47.</ref><br /> | İmam Hüseyin (a.s) adamlarından birisini Züheyr’e göndererek onunla görüşmek istediğini söyledi. Züheyr ilk önce görüşmeye yanaşmadı, ancak eşi –Amr kızı<ref>Ensabu’l Eşraf, c. 3, s. 167; Tarihi Taberi, c. 4, s. 298.</ref> Deylem veya Delhem’in- öğüt ve isteği üzerine İmam Hüseyin’in (a.s) yanına giderek görüştü. Bu görüşme Züheyr’in yaşam çizgisini değiştirmiştir. Züheyr, görüşme sonrası neşeli ve sevinçli bir şekilde geri döndü ve çadırların kaldırılmasını ve İmam Hüseyin’in çadırlarının yanına taşınmasını emretti.<ref>Ensabu’l Eşraf, c. 3, s. 167 – 168; Tarihi Taberi, c. 4, s. 298; Tenkihu’l Makatil, c. 1, s. 452 – 453.</ref> Züheyr eşiyle de vedalaştı, bir nakle göre eşiyle boşanmış ve şöyle demiştir: “Ben İmam Hüseyin’in (a.s) yanında [[şehit]] olmaya gidiyorum. Sen, kardeşinle birlikte ailenin yanına dön, zira benden sana iyilikten başka bir şey kalmasını istemiyorum.”<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 396; Şeyh Mufid, c. 2, s. 72 – 73; Fetalu Nişaburi, Muhammed bin Hasan, Ravzatu’l Vaizin, c. 2, s. 178; Hilli, İbn Nema, Mesiru’l Ahzan, s. 46 ve 47.</ref><br /> | ||
Züheyr bin Kayn, sonra yanındakilere şöyle dedi: “Her kim şehadeti istiyorsa, benimle birlikte gelsin, yoksa geriye dönsün, bu benim sizinle son görüşmemdir.<ref>El-Ahbaru’t Tival, s. 246 – 247.</ref><br /> | Züheyr bin Kayn, sonra yanındakilere şöyle dedi: “Her kim şehadeti istiyorsa, benimle birlikte gelsin, yoksa geriye dönsün, bu benim sizinle son görüşmemdir.<ref>El-Ahbaru’t Tival, s. 246 – 247.</ref><br /> | ||
Daha sonra onlara şöyle bir olay anlattı: “Biz Belencer'de (Kafkas'ta) savaştığımızda, Allah bize zafer nasip etti ve büyük ganimetler elde ettik. Bizimle birlikte olan [[Selman Farisi]] – bazı kaynaklarda Selman-ı Farisi yerine Salmanı Bahilî diye geçmiştir-<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 299.</ref> bize dedi ki: "Allah'ın nasip ettiği zaferden ve elde ettiğiniz ganimetlerden dolayı çok mu mutlu oldunuz?" "Evet", dediğimizde, Selman şöyle dedi: "Elde ettiğiniz bu ganimetlere sevinmekten ziyade, [[Âl-i Muhammed]] (s.a.a) gençlerinin efendisinin savaştığını gördüğünüzde onunla birlikte savaşmaktan ve onun yanında ölmekten duyduğunuz sevinç bu ganimetlere ulaşmaktan daha çok olmalıdır.’”<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 299; el-İrşat, c. 2, s. 73; el-Kamil fi Tarih, c. 4, s. 42; Maktelu’l Hüseyin, Harezmî, c. 1, s. 323; Mu’cem ma İste’cem, c. 1, s. 276; Şeyh Müfid, s. 73; Fetalu Nişaburi, c. 2, s. 178; İbn Esir, Ali b. Ebu’l Kerem, el-Kamil fi Tarih, Beyrut, c. 4, s. 42.</ref><br /> | Daha sonra onlara şöyle bir olay anlattı: “Biz Belencer'de (Kafkas'ta) savaştığımızda, Allah bize zafer nasip etti ve büyük ganimetler elde ettik. Bizimle birlikte olan [[Selman Farisi]] – bazı kaynaklarda Selman-ı Farisi yerine Salmanı Bahilî diye geçmiştir-<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 299.</ref> bize dedi ki: "Allah'ın nasip ettiği zaferden ve elde ettiğiniz ganimetlerden dolayı çok mu mutlu oldunuz?" "Evet", dediğimizde, Selman şöyle dedi: "Elde ettiğiniz bu ganimetlere sevinmekten ziyade, [[Âl-i Muhammed]] (s.a.a) gençlerinin efendisinin savaştığını gördüğünüzde onunla birlikte savaşmaktan ve onun yanında ölmekten duyduğunuz sevinç bu ganimetlere ulaşmaktan daha çok olmalıdır.’”<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 299; el-İrşat, c. 2, s. 73; el-Kamil fi Tarih, c. 4, s. 42; Maktelu’l Hüseyin, Harezmî, c. 1, s. 323; Mu’cem ma İste’cem, c. 1, s. 276; Şeyh Müfid, s. 73; Fetalu Nişaburi, c. 2, s. 178; İbn Esir, Ali b. Ebu’l Kerem, el-Kamil fi Tarih, Beyrut, c. 4, s. 42.</ref><br /> | ||
Bazı kaynaklarda Züheyr bin Kayn’ın amcaoğlu Salman bin Muzarib de Züheyr’e katılarak İmam | Bazı kaynaklarda Züheyr bin Kayn’ın amcaoğlu Salman bin Muzarib de Züheyr’e katılarak [[İmam Hüseyin]]’in (a.s) ordusuna katıldı. Züheyr’in İmam Hüseyin’in (a.s) ordusuna katılması hakkında Beni Fezare ve Beceli kabilelerinden şöyle nakledilmiştir:<br /> | ||
Hac amellerinden sonra [[Mekke]]'den hareket ettiğimizde Züheyr b. Kayn el-Beceli ile beraberdik ve [[Hüseyin (a.s)]] ile birlikte yolumuza devam ediyorduk. Ama en istemediğimiz şey, Hüseyin (a.s) ile birlikte aynı menzilde konaklamaktı. Bu yüzden Hüseyin (a.s) yola devam ettiğinde biz geride kalıp konaklıyorduk, Hüseyin (a.s) konakladığında ise, biz öne geçip yolumuza devam ediyorduk. Ama bir süre sonra her ikimiz de Zerud’da konaklamak zorunda kaldık. İşte o sırada Hüseyin’in (a.s) gönderdiği elçi yanımıza geldi.”<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 396; el-İrşat, c. 2, s. 72 -73; Fetalu Nişaburi, c. 2, s. 178; Hilli, İbn Nema, Mesiru’l Ahzan, s. 46 ve 47.</ref> | [[Hac]] amellerinden sonra [[Mekke]]'den hareket ettiğimizde Züheyr b. Kayn el-Beceli ile beraberdik ve [[Hüseyin (a.s)]] ile birlikte yolumuza devam ediyorduk. Ama en istemediğimiz şey, Hüseyin (a.s) ile birlikte aynı menzilde konaklamaktı. Bu yüzden Hüseyin (a.s) yola devam ettiğinde biz geride kalıp konaklıyorduk, Hüseyin (a.s) konakladığında ise, biz öne geçip yolumuza devam ediyorduk. Ama bir süre sonra her ikimiz de Zerud’da konaklamak zorunda kaldık. İşte o sırada Hüseyin’in (a.s) gönderdiği elçi yanımıza geldi.”<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 396; el-İrşat, c. 2, s. 72 -73; Fetalu Nişaburi, c. 2, s. 178; Hilli, İbn Nema, Mesiru’l Ahzan, s. 46 ve 47.</ref> | ||
== Züheyr’in Zuhusem’de Yaptığı Konuşma == | == Züheyr’in Zuhusem’de Yaptığı Konuşma == |