Anonim kullanıcı
Züheyr bin Kayn Beceli: Revizyonlar arasındaki fark
→Ömer bin Sa'd’ın Ordusuna Öğüt
imported>Moghaddami |
imported>Moghaddami |
||
47. satır: | 47. satır: | ||
== Ömer bin Sa'd’ın Ordusuna Öğüt == | == Ömer bin Sa'd’ın Ordusuna Öğüt == | ||
Aşura günü, iki ordu karşı karşıya gelince İmam Hüseyin (aleyhi selam) düşman ordusuna öğüt vermek için bir konuşma yaptı.<br /> | [[Aşura günü]], iki ordu karşı karşıya gelince [[İmam Hüseyin]] (aleyhi selam) düşman ordusuna öğüt vermek için bir konuşma yaptı.<br /> | ||
İmam Hüseyin’in (a.s) konuşmasının ardından Hz. Züheyr bin Kayn (r.a) İmam Hüseyin’den (a.s) konuşma yapmak için izin istedikten sonra Kufe ordusuna hitaben şunları söyledi:<br /> | İmam Hüseyin’in (a.s) konuşmasının ardından Hz. Züheyr bin Kayn (r.a) İmam Hüseyin’den (a.s) konuşma yapmak için izin istedikten sonra [[Kufe]] ordusuna hitaben şunları söyledi:<br /> | ||
“Ey Kûfe halkı! Sizi Allah'ın azabıyla uyarıyorum. Müslümanların görevlerinden birisi de Müslüman kardeşinin hayrını istemesi, ona nasihatte bulunmasıdır. Aramızda savaş çıkmayana kadar şu anda bile bizler bir [[din]] ve bir [[ümmet]] üzere kardeşiz. Bu yüzden nasihat hakkına sahibiz, ancak aramıza kılıç (savaş) girdiğinde, bu irtibat kopacak ve bizler bir ümmet ve sizler de ayrı bir ümmet olacaksınız."<br /> | “Ey Kûfe halkı! Sizi [[Allah]]'ın azabıyla uyarıyorum. Müslümanların görevlerinden birisi de [[Müslüman]] kardeşinin hayrını istemesi, ona nasihatte bulunmasıdır. Aramızda savaş çıkmayana kadar şu anda bile bizler bir [[din]] ve bir [[ümmet]] üzere kardeşiz. Bu yüzden nasihat hakkına sahibiz, ancak aramıza kılıç (savaş) girdiğinde, bu irtibat kopacak ve bizler bir ümmet ve sizler de ayrı bir ümmet olacaksınız."<br /> | ||
“Biliniz ki Allah biz ve sizleri Peygamberi [[Muhammed]]'in (s.a.a) evlatları ile sınamakta ve bizlerin onlara karşı nasıl davranacağımızı görmek istemektedir. Biz, sizi onlara yardıma ve bu azgın Ubeydullah b. Ziyad'a karşı savaşmaya davet ediyoruz. Sizler, Ubeydullah bin Ziyad ve babasından hükümetleri dönemince kötülükten başka bir şey görmediniz. Onlar gözlerinizi çanağından çıkarıyorlardı;<ref>Kızgın şişle gözleri dağlayarak gözleri kör etmek, gözleri yuvasından dışarı çıkarmak. (lügat namei dehhuda)</ref> ellerinizi ve ayaklarınızı kesiyorlardı; sizlere türlü işkenceler ederek bedenlerinizi parçalıyorlardı<ref>Kulak, burun veya bedenin başka bir yerini kesmek; birisinin bir yerini kesmek.(lügat namei dehhuda)</ref> ve sizi hurma ağacına asıyorlardı; Hücr b. Adi ve arkadaşları, Hâni b. Urve ve benzerleri gibi büyüklerinizi ve Kur’an karilerinizi (hafızlarınızı) darağacına asıyorlardı.”<br /> | “Biliniz ki Allah biz ve sizleri Peygamberi [[Muhammed]]'in (s.a.a) evlatları ile sınamakta ve bizlerin onlara karşı nasıl davranacağımızı görmek istemektedir. Biz, sizi onlara yardıma ve bu azgın [[Ubeydullah b. Ziyad]]'a karşı savaşmaya davet ediyoruz. Sizler, Ubeydullah bin Ziyad ve babasından hükümetleri dönemince kötülükten başka bir şey görmediniz. Onlar gözlerinizi çanağından çıkarıyorlardı;<ref>Kızgın şişle gözleri dağlayarak gözleri kör etmek, gözleri yuvasından dışarı çıkarmak. (lügat namei dehhuda)</ref> ellerinizi ve ayaklarınızı kesiyorlardı; sizlere türlü işkenceler ederek bedenlerinizi parçalıyorlardı<ref>Kulak, burun veya bedenin başka bir yerini kesmek; birisinin bir yerini kesmek.(lügat namei dehhuda)</ref> ve sizi hurma ağacına asıyorlardı; [[Hücr b. Adi]] ve arkadaşları, [[Hâni b. Urve]] ve benzerleri gibi büyüklerinizi ve [[Kur’an]] karilerinizi (hafızlarınızı) darağacına asıyorlardı.”<br /> | ||
Bu sırada düşman ordusunda bulunanlar Züheyr’e küfrederek Ubeydullah b. Ziyad'ı övmeye başladılar. Daha sonra şöyle dediler: | Bu sırada düşman ordusunda bulunanlar Züheyr’e küfrederek Ubeydullah b. Ziyad'ı övmeye başladılar. Daha sonra şöyle dediler: | ||
“Allah'a andolsun ki, efendin (İmam Hüseyin’i) ve onunla birlikte olanları öldürmedikçe yahut onu ve beraberindekileri Ubeydullah'a teslim etmedikçe sizden el çekmeyeceğiz.”<br /> | “Allah'a andolsun ki, efendin (İmam Hüseyin’i) ve onunla birlikte olanları öldürmedikçe yahut onu ve beraberindekileri Ubeydullah'a teslim etmedikçe sizden el çekmeyeceğiz.”<br /> | ||
Züheyr dedi ki: “Ey Allah'ın kulları! [[Fatıma]]'nın (selamullahi aleyha) oğlu sevilmeye ve yardım edilmeye, Sümeyye'nin oğlundan daha lâyıktır. Yardım etmeseniz bile en azından Allah’a sığının ve ellerinizi onun kanına bulamayın. Onunla amcası oğlu -Yezid b. Muaviye'nin- arasından çıkın ve onu kendi haline bırakın. Canıma andolsun ki, sizler Hüseyin'i (a.s) öldürmeseniz bile Yezid kendisine olan itaatinize razı olacaktır.” | Züheyr dedi ki: “Ey Allah'ın kulları! [[Fatıma]]'nın (selamullahi aleyha) oğlu sevilmeye ve yardım edilmeye, Sümeyye'nin oğlundan daha lâyıktır. Yardım etmeseniz bile en azından Allah’a sığının ve ellerinizi onun kanına bulamayın. Onunla amcası oğlu -[[Yezid b. Muaviye]]'nin- arasından çıkın ve onu kendi haline bırakın. Canıma andolsun ki, sizler Hüseyin'i (a.s) öldürmeseniz bile Yezid kendisine olan itaatinize razı olacaktır.” Bu sırada [[Şimr b. Zilcevşen]], Züheyr'e doğru bir ok fırlatarak şöyle dedi: "Sus! Allah sesini kessin, çok konuşarak bizleri yordun!"<br /> | ||
Bu sırada Şimr b. Zilcevşen, Züheyr'e doğru bir ok fırlatarak şöyle dedi: "Sus! Allah sesini kessin, çok konuşarak bizleri yordun!"<br /> | |||
Züheyr ona şöyle dedi: “Ey ayakta idrarını yapanın (veya tabanlarına idrar edenin) oğlu! Muhatabım sen değilsin. Çünkü sen hayvandan başka bir şey değilsin. Allah'a yemin ederim ki, Allah'ın kitabından iki ayeti bile doğru okuyabileceğini sanmıyorum. Kıyamet gününde aşağılık ve elemli bir azap ile müjdeliyorum seni!”<br /> | Züheyr ona şöyle dedi: “Ey ayakta idrarını yapanın (veya tabanlarına idrar edenin) oğlu! Muhatabım sen değilsin. Çünkü sen hayvandan başka bir şey değilsin. Allah'a yemin ederim ki, Allah'ın kitabından iki ayeti bile doğru okuyabileceğini sanmıyorum. Kıyamet gününde aşağılık ve elemli bir azap ile müjdeliyorum seni!”<br /> | ||
65. satır: | 64. satır: | ||
[[Şimr]], “Allah, birazdan seni ve efendini (Hüseyin'i) öldürecektir." dediğinde, Zuheyr şöyle dedi: “Beni ölümle mi korkutuyorsun? Allah’a yemin ederim ki Hüseyin'in (a.s) safında ölmek, benim için sizin yanınızdaki ebedî hayattan daha sevimlidir.”<br /> | [[Şimr]], “Allah, birazdan seni ve efendini (Hüseyin'i) öldürecektir." dediğinde, Zuheyr şöyle dedi: “Beni ölümle mi korkutuyorsun? Allah’a yemin ederim ki Hüseyin'in (a.s) safında ölmek, benim için sizin yanınızdaki ebedî hayattan daha sevimlidir.”<br /> | ||
Ardından insanlara yönelerek yüksek sesle şöyle dedi: | Ardından insanlara yönelerek yüksek sesle şöyle dedi: “Ey Allah'ın kulları! Bu ve benzeri aşağılık ve kötü ahlaklı adamlar sizi dininizden saptırmasın! Allah'a yemin ederim ki [[Muhammed]]'in (s.a.a) [[şefaat]]i, evlatlarını ve [[Ehlibeyt]]'in kanını dökenlere, Ehlibeyt'e yardım eden ve onları savunanları öldürenlere ulaşmayacaktır.” | ||
Bu sırada İmamın ordusundan birisi Züheyr'i çağırarak şöyle dedi: “Ebu Abdullah (a.s) diyor ki: Dön gel. Nasıl ki Firavun ailesinin mümini kendi kavmine nasihatte bulundu ve onları güzel bir şekilde davet ettiyse, sen de onlara nasihatte bulundun ve onları güzel bir şekilde davet ettin. Eğer faydası olursa bu kadarı yeterlidir.”<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 323 – 324; el-Kamil fi Tarih, c. 4, s. 63 – 64; Tarihi Yakubi, c. 2, s. 244 – 245; Ensabu’l Eşraf, c. 3, s. 188 – 189.</ref> | Bu sırada İmamın ordusundan birisi Züheyr'i çağırarak şöyle dedi: “Ebu Abdullah (a.s) diyor ki: Dön gel. Nasıl ki Firavun ailesinin mümini kendi kavmine nasihatte bulundu ve onları güzel bir şekilde davet ettiyse, sen de onlara nasihatte bulundun ve onları güzel bir şekilde davet ettin. Eğer faydası olursa bu kadarı yeterlidir.”<ref>Tarihi Taberi, c. 4, s. 323 – 324; el-Kamil fi Tarih, c. 4, s. 63 – 64; Tarihi Yakubi, c. 2, s. 244 – 245; Ensabu’l Eşraf, c. 3, s. 188 – 189.</ref> | ||